Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan CHP'li Tanrıkulu'na tepki
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan CHP'li Tanrıkulu'na tepki
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun Türk Silahlı Kuvvetleri ilgili iddialarına sert tepki göstererek, "Sözde milletvekili ama terörist müsveddesi. Mehmetçiğime nasıl hakaretler ediyor. Gereken dersi devlet olarak da, yargı olarak da verme mükellefiyetimiz var” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 14.09.2023 16:01
Haber Güncellenme Tarihi: 14.09.2023 16:01
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.sozbursa.com
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "108. Dönem Kaymakamlık Kursu" kura töreninde konuştu.
Erdoğan, kaymakamlık kursunu başarıyla tamamlayan 12’si kadın 99 genç kaymakam adayının kura töreninin gerçekleştiğini belirterek, görev yerlerinde ve tüm meslek hayatlarında muvaffakiyetler diledi.
Konuşmasında Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk başta olmak üzere görev başında şehit edilen tüm idarecileri rahmetle yad eden Erdoğan, kaymakamların şehitlerin emanetine en küçük gölge düşürmeden şanla şerefle taşıyacaklarını ifade etti.
"KAYMAKAMIN MESAİSİ OLMAZ"
Kaymakamlara hatırlatmalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sevgili genç kardeşlerim şunu lütfen hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın. Az önce Abdurrahim Karakoç'un, rahmetlinin bir dörtlüğünü bakanım okudu. Bu ne biliyor musunuz? Bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya gidiyoruz. Bunu böyle bileceğiz. Yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla, devlet gücünün her bir unsurunun asli görevi budur. Bu noktada devletin tepesiyle kaymakam arasında hiçbir fark yoktur. Her birimiz 85 milyonun tamamına hizmet etmekle mükellefiz. İnsanımıza hizmet götürmek, onların derdine derman olmak, şehirlerimizin kalkınmasına, gelişmesine katkıda bulunmak çok büyük bir misyondur. Mülki idare amirlerimiz, diğer kamu görevlilerimize kıyasla devletin tüm birimlerinin koordinasyonu vazifesini üstlenmek suretiyle yükü daha ağır bir sorumluluk taşımaktadır. Kaymakamlarımız kişisel kabiliyetleri ve gayretleriyle gittikleri her yerde iz bırakma, insanımızın hayatına tesir etme, görev yaptıkları şehirlere damga vurma imkanına sahiptir. Devletin vatandaşa dönük adaletli, merhametli gülen yüzü kaymakamlarımız, sorumluluk alanlarının en ücra köşesine kadar uzanan şefkat ve yardım eli olmak mecburiyetindedir. Kariyer olarak kendinize böyle bir mesleği seçtiğinize göre şu gerçeği de biliyorsunuz demektir. Kaymakamın mesaisi olmaz. Gecesi gündüzü olmaz. Tatili, hafta sonu olmaz. Sabah 9 gibi işe başlayıp akşam 5, 6 civarında kapısını çekip çıkan kişiden de yönetici zaten hiç olmaz. Ülke idare amirliği mesai saatleri arasında yapılacak hükümet konağının duvarları arasına hapsedilebilecek bir meslek değil. Bizi temsilen görev yaptığınız ilçelerimizde sizlerden günün 24 dört saati, haftanın yedi günü, yılın 365 günü çalışacak, koşacak, koşturacak bir tempo ve motivasyonla işinize sarılmanızı bekliyoruz. Ben cumhurbaşkanı olarak böyle çalışıyorum. Uykum 5 saat, bilemediniz 6 saat. Gece eve gidişlerim bazen 12, bazen bir, bazen iki. Öyle çalışıyorum. Aksi takdirde bu iş, bu devlet yürümez. Dolayısıyla ilçelerdeki cumhurbaşkanları olarak da bunu bekliyorum" diye konuştu.
Kaymakamların görevlerini yerine getirirken mali, idari, hukuk veya bürokratik bazı zorluklarla karşılaşmanın gayet tabii olduğunun aktaran Erdoğan, “Bunlar sizin gözünüzü korkutmamalı. Sizi asla yıldırmamalıdır. Zorluklara aldırmayacak, tıpkı hedefe kilitlenen ok misali projelerinizi gerçekleştirmeye odaklanacaksınız. Bahane üretmek yerine sorunların üzerine cesaretle giderek çözüm yolları geliştirerek, engelleri aşmaya çalışacaksınız. Buradaki her bir genç kaymakamımızın Allah'ın izniyle bunu başaracak yeteneğe, iradeye ve samimiyete sahip olduğuna inanıyorum” dedi.
"SÖZDE MİLLETVEKİLİ AMA TERÖRİST MÜSVEDDESİ"
Türkiye yüzyılının inşasına kimsenin set olarak duramayacağını vurgulayan Erdoğan, “Ancak ülkemizin bu kararlılığının birilerinin uykusunu kaçırdığı anlaşılıyor. İşte görüyorsunuz sözde milletvekili ama terörist müsveddesi. Benim kahraman askerime, Mehmetçiğime nasıl laflar atıyor, nasıl hakaretler ediyor? Herhalde televizyonlarda izlediniz. Bunlara gereken dersi devlet olarak da, yargı olarak da bizim verme mükellefiyetimiz var. Biz ikinci sınıf demokrasiye evet demiyoruz. Birinci sınıf demokrasi. İkinci sınıf hak ve özgürlüklere, ikinci sınıf ekonomiye mahkum ve mecbur edenler bizi Türkiye yüzyılı vizyonumuzdan ciddi manada rahatsızlık duyuyor. Yüzyıllardır mazlumların, yer altı kaynaklarını sömürerek kendilerine refah düzeni kuranlar ve onların içerideki temsilcileri küresel adaleti savunan bir Türkiye gerçeğine tahammül edemiyor. Turizmde, ticarette, yatırımlarda, diplomaside ve savunmada sürekli ölçek büyüten Türkiye'yi engellemek için beşinci kol faaliyetleri dahil her yol deneniyor. Hepsinden öte düşünün İHA'larımıza, SİHA'larımıza, Akıncılarımızı niçin hazmedemiyor, tahammül edemiyorlar. Çünkü Gabar'ı, Cudi'yi, Tendürek'i, inlerinde bu teröristleri vurdukları için tahammül edemiyorlar. İster etsinler, ister etmesinler. Biz adil bir devlet olarak görevimizin gereği neyse bunu sonuna kadar yaptık, yapıyoruz ve yapacağız” ifadelerine yer verdi.
"FİTNE ATEŞİ YAKILMAK İSTENİYOR"
Sosyal medya mecralarından körüklenen milleti karamsarlığa sürüklemeye yönelik çabaların devam ettiğini belirten Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Çoğu yalan ve manipülasyon ürünü olan görüntüler üzerinden bir fitne ateşi yakılmak isteniyor. Yurt dışındaki firari FETÖ'cüler ve PKK'lılar başta olmak üzere ülkemizin düşman çevrelerin başını çekip alevlendirdiği bu fitne girişimlerine maalesef içerideki kimi siyasiler de destek veriyor. FETÖ'cülerin ve PKK'lıların kukla gibi oynattığı bu şahıslar bilerek veya bilmeyerek ülke ve millet düşmanlarının değirmenine su taşıyor. Yıllardır Avrupa'daki gurbetçilerimize reva görülen aşağılayıcı söylem ve tavırları ülkemize de sirayet ettirmeye çalışıyorlar. Sokakta, otobüste, okulda, üniversite, çarşıda, pazarda hayatını sürdüren insanları tahkir ve tahrik eden, hatta işi fiziki saldırıya kadar götüren bazı kendini bilmezlerin olduğunu görüyoruz. Oysa ne Türkiye böyle bir devlettir ne de milletimiz böyle bir millettir. Bizim milletimiz yüreği Anadolu coğrafyası kadar geniş bir millettir. Bu millet bırakın kendi insanına veya misafirlerine hor gözle bakmayı tüm dünyada hoşgörüsüyle alicenaplığıyla gön açmasıyla maruf necip bir millettir. Tarihimizin hiçbir döneminde sömürgecilik lekesi olmadığı gibi ırkçılık ve faşizm ayıbı da olmamıştır. Aynı şekilde milletimizi köken, mezhep, meşrep, ideoloji ve benzeri ayrımlarla birbirine düşürme çabaları da daima boşa çıkmıştır. Bizim mazimizde sadece Balkanlar'dan Kafkaslar'a, Irak'tan Suriye'ye kadar kimin başı dara düşmüşse hiçbir ayrım herkese kucak açma vardır. Bizim mazimizde sadece farklı olanı hoş görme, ihtiyacı olana el uzatma, Yunus'un deyimiyle ‘derdi olanın dinmeyen ahına kulak verme, gönüller Yapma geleneği vardır. Milletimizin en önemli özelliği olan bu hasretlerin örselenmesine kesinlikle izin veremeyiz. Terör örgütlerinin ve kimi siyasetçilerin kışkırtmalarından ırkçılık ve yabancı düşmanlığı zehrine kadar sosyal dokumuzu tahrip eden sinsi oyunların kök salmasına kesinlikle müsaade edemeyiz. Sosyal medyada örgütlenen üç beş şarlatanın milletimizi birbirine düşürerek ülkemizi yangın yerine çevirme çabalarını bunların başlarında çalacağız. Bu tür girişimlere devletimizden önce şefkati, merhameti, vakarı ve hoşgörüsüyle bilinen aziz milletimizin rıza göstermeyeceğine inanıyorum. Biz de devlet olarak hukuk dışına çıkanlara karşı gereken her türlü tedbiri alarak bu fitne ateşini daha fazla büyütmeden söndüreceğiz. Tüm bunları söylerken küresel akımların ve bunların yol açtığı sorunların ülkemize olan yansımalarını asla göz ardı etmiyor, bu sorunların her biriyle mücadelemizi hukuk çerçevesinde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. İnsanımızın hak ve özgürlüklerine, milletimizin bekasına yönelik her bir tehdidin üzerine titizlikle gideceğiz.”
"Yabancı düşmanlığı gibi faşist lümpenliğin toplumda yayılmasına izin vermeyeceğimiz gibi hudutlarımızın güvenliğini ve ülke içindeki kontrolleri etkinleştirerek yasa dışı göçle ilgili sorunları da çözeceğiz" diyen Erdoğan, “İnsani sebeplerle ülkemize kabul ettiğimiz sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde evlerine dönmeleri için yoğun çaba harcıyoruz. Katar'ın finans desteğiyle başlattığımız konut projelerimiz tamamlandıkça şimdilik 600 bin civarında olan geri dönenlerin sayısı inanıyorum ki daha da artacaktır. Burada çizgimiz ve duruşumuz bellidir. Ne kaçak göçmene müsaade ederiz ne de fitne tacirlerine izin veririz. Nasıl tarih boyunca vicdani duruşumuzla insanlığa örnek olmuşsak, geri dönüşler konusunda da yine örnek bir tavır sergileyeceğiz. Sizlerden de görev bölgenizde hem bu tür hadiseler hem de insanlarımızı birbirine düşürme yönelik tuzaklara karşı uyanık olmanızı beklediğimi özellikle belirtmek istiyorum” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan CHP'li Tanrıkulu'na tepki
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun Türk Silahlı Kuvvetleri ilgili iddialarına sert tepki göstererek, "Sözde milletvekili ama terörist müsveddesi. Mehmetçiğime nasıl hakaretler ediyor. Gereken dersi devlet olarak da, yargı olarak da verme mükellefiyetimiz var” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "108. Dönem Kaymakamlık Kursu" kura töreninde konuştu.
Erdoğan, kaymakamlık kursunu başarıyla tamamlayan 12’si kadın 99 genç kaymakam adayının kura töreninin gerçekleştiğini belirterek, görev yerlerinde ve tüm meslek hayatlarında muvaffakiyetler diledi.
Konuşmasında Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk başta olmak üzere görev başında şehit edilen tüm idarecileri rahmetle yad eden Erdoğan, kaymakamların şehitlerin emanetine en küçük gölge düşürmeden şanla şerefle taşıyacaklarını ifade etti.
"KAYMAKAMIN MESAİSİ OLMAZ"
Kaymakamlara hatırlatmalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sevgili genç kardeşlerim şunu lütfen hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın. Az önce Abdurrahim Karakoç'un, rahmetlinin bir dörtlüğünü bakanım okudu. Bu ne biliyor musunuz? Bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya gidiyoruz. Bunu böyle bileceğiz. Yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla, devlet gücünün her bir unsurunun asli görevi budur. Bu noktada devletin tepesiyle kaymakam arasında hiçbir fark yoktur. Her birimiz 85 milyonun tamamına hizmet etmekle mükellefiz. İnsanımıza hizmet götürmek, onların derdine derman olmak, şehirlerimizin kalkınmasına, gelişmesine katkıda bulunmak çok büyük bir misyondur. Mülki idare amirlerimiz, diğer kamu görevlilerimize kıyasla devletin tüm birimlerinin koordinasyonu vazifesini üstlenmek suretiyle yükü daha ağır bir sorumluluk taşımaktadır. Kaymakamlarımız kişisel kabiliyetleri ve gayretleriyle gittikleri her yerde iz bırakma, insanımızın hayatına tesir etme, görev yaptıkları şehirlere damga vurma imkanına sahiptir. Devletin vatandaşa dönük adaletli, merhametli gülen yüzü kaymakamlarımız, sorumluluk alanlarının en ücra köşesine kadar uzanan şefkat ve yardım eli olmak mecburiyetindedir. Kariyer olarak kendinize böyle bir mesleği seçtiğinize göre şu gerçeği de biliyorsunuz demektir. Kaymakamın mesaisi olmaz. Gecesi gündüzü olmaz. Tatili, hafta sonu olmaz. Sabah 9 gibi işe başlayıp akşam 5, 6 civarında kapısını çekip çıkan kişiden de yönetici zaten hiç olmaz. Ülke idare amirliği mesai saatleri arasında yapılacak hükümet konağının duvarları arasına hapsedilebilecek bir meslek değil. Bizi temsilen görev yaptığınız ilçelerimizde sizlerden günün 24 dört saati, haftanın yedi günü, yılın 365 günü çalışacak, koşacak, koşturacak bir tempo ve motivasyonla işinize sarılmanızı bekliyoruz. Ben cumhurbaşkanı olarak böyle çalışıyorum. Uykum 5 saat, bilemediniz 6 saat. Gece eve gidişlerim bazen 12, bazen bir, bazen iki. Öyle çalışıyorum. Aksi takdirde bu iş, bu devlet yürümez. Dolayısıyla ilçelerdeki cumhurbaşkanları olarak da bunu bekliyorum" diye konuştu.
Kaymakamların görevlerini yerine getirirken mali, idari, hukuk veya bürokratik bazı zorluklarla karşılaşmanın gayet tabii olduğunun aktaran Erdoğan, “Bunlar sizin gözünüzü korkutmamalı. Sizi asla yıldırmamalıdır. Zorluklara aldırmayacak, tıpkı hedefe kilitlenen ok misali projelerinizi gerçekleştirmeye odaklanacaksınız. Bahane üretmek yerine sorunların üzerine cesaretle giderek çözüm yolları geliştirerek, engelleri aşmaya çalışacaksınız. Buradaki her bir genç kaymakamımızın Allah'ın izniyle bunu başaracak yeteneğe, iradeye ve samimiyete sahip olduğuna inanıyorum” dedi.
"SÖZDE MİLLETVEKİLİ AMA TERÖRİST MÜSVEDDESİ"
Türkiye yüzyılının inşasına kimsenin set olarak duramayacağını vurgulayan Erdoğan, “Ancak ülkemizin bu kararlılığının birilerinin uykusunu kaçırdığı anlaşılıyor. İşte görüyorsunuz sözde milletvekili ama terörist müsveddesi. Benim kahraman askerime, Mehmetçiğime nasıl laflar atıyor, nasıl hakaretler ediyor? Herhalde televizyonlarda izlediniz. Bunlara gereken dersi devlet olarak da, yargı olarak da bizim verme mükellefiyetimiz var. Biz ikinci sınıf demokrasiye evet demiyoruz. Birinci sınıf demokrasi. İkinci sınıf hak ve özgürlüklere, ikinci sınıf ekonomiye mahkum ve mecbur edenler bizi Türkiye yüzyılı vizyonumuzdan ciddi manada rahatsızlık duyuyor. Yüzyıllardır mazlumların, yer altı kaynaklarını sömürerek kendilerine refah düzeni kuranlar ve onların içerideki temsilcileri küresel adaleti savunan bir Türkiye gerçeğine tahammül edemiyor. Turizmde, ticarette, yatırımlarda, diplomaside ve savunmada sürekli ölçek büyüten Türkiye'yi engellemek için beşinci kol faaliyetleri dahil her yol deneniyor. Hepsinden öte düşünün İHA'larımıza, SİHA'larımıza, Akıncılarımızı niçin hazmedemiyor, tahammül edemiyorlar. Çünkü Gabar'ı, Cudi'yi, Tendürek'i, inlerinde bu teröristleri vurdukları için tahammül edemiyorlar. İster etsinler, ister etmesinler. Biz adil bir devlet olarak görevimizin gereği neyse bunu sonuna kadar yaptık, yapıyoruz ve yapacağız” ifadelerine yer verdi.
"FİTNE ATEŞİ YAKILMAK İSTENİYOR"
Sosyal medya mecralarından körüklenen milleti karamsarlığa sürüklemeye yönelik çabaların devam ettiğini belirten Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Çoğu yalan ve manipülasyon ürünü olan görüntüler üzerinden bir fitne ateşi yakılmak isteniyor. Yurt dışındaki firari FETÖ'cüler ve PKK'lılar başta olmak üzere ülkemizin düşman çevrelerin başını çekip alevlendirdiği bu fitne girişimlerine maalesef içerideki kimi siyasiler de destek veriyor. FETÖ'cülerin ve PKK'lıların kukla gibi oynattığı bu şahıslar bilerek veya bilmeyerek ülke ve millet düşmanlarının değirmenine su taşıyor. Yıllardır Avrupa'daki gurbetçilerimize reva görülen aşağılayıcı söylem ve tavırları ülkemize de sirayet ettirmeye çalışıyorlar. Sokakta, otobüste, okulda, üniversite, çarşıda, pazarda hayatını sürdüren insanları tahkir ve tahrik eden, hatta işi fiziki saldırıya kadar götüren bazı kendini bilmezlerin olduğunu görüyoruz. Oysa ne Türkiye böyle bir devlettir ne de milletimiz böyle bir millettir. Bizim milletimiz yüreği Anadolu coğrafyası kadar geniş bir millettir. Bu millet bırakın kendi insanına veya misafirlerine hor gözle bakmayı tüm dünyada hoşgörüsüyle alicenaplığıyla gön açmasıyla maruf necip bir millettir. Tarihimizin hiçbir döneminde sömürgecilik lekesi olmadığı gibi ırkçılık ve faşizm ayıbı da olmamıştır. Aynı şekilde milletimizi köken, mezhep, meşrep, ideoloji ve benzeri ayrımlarla birbirine düşürme çabaları da daima boşa çıkmıştır. Bizim mazimizde sadece Balkanlar'dan Kafkaslar'a, Irak'tan Suriye'ye kadar kimin başı dara düşmüşse hiçbir ayrım herkese kucak açma vardır. Bizim mazimizde sadece farklı olanı hoş görme, ihtiyacı olana el uzatma, Yunus'un deyimiyle ‘derdi olanın dinmeyen ahına kulak verme, gönüller Yapma geleneği vardır. Milletimizin en önemli özelliği olan bu hasretlerin örselenmesine kesinlikle izin veremeyiz. Terör örgütlerinin ve kimi siyasetçilerin kışkırtmalarından ırkçılık ve yabancı düşmanlığı zehrine kadar sosyal dokumuzu tahrip eden sinsi oyunların kök salmasına kesinlikle müsaade edemeyiz. Sosyal medyada örgütlenen üç beş şarlatanın milletimizi birbirine düşürerek ülkemizi yangın yerine çevirme çabalarını bunların başlarında çalacağız. Bu tür girişimlere devletimizden önce şefkati, merhameti, vakarı ve hoşgörüsüyle bilinen aziz milletimizin rıza göstermeyeceğine inanıyorum. Biz de devlet olarak hukuk dışına çıkanlara karşı gereken her türlü tedbiri alarak bu fitne ateşini daha fazla büyütmeden söndüreceğiz. Tüm bunları söylerken küresel akımların ve bunların yol açtığı sorunların ülkemize olan yansımalarını asla göz ardı etmiyor, bu sorunların her biriyle mücadelemizi hukuk çerçevesinde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. İnsanımızın hak ve özgürlüklerine, milletimizin bekasına yönelik her bir tehdidin üzerine titizlikle gideceğiz.”
"Yabancı düşmanlığı gibi faşist lümpenliğin toplumda yayılmasına izin vermeyeceğimiz gibi hudutlarımızın güvenliğini ve ülke içindeki kontrolleri etkinleştirerek yasa dışı göçle ilgili sorunları da çözeceğiz" diyen Erdoğan, “İnsani sebeplerle ülkemize kabul ettiğimiz sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde evlerine dönmeleri için yoğun çaba harcıyoruz. Katar'ın finans desteğiyle başlattığımız konut projelerimiz tamamlandıkça şimdilik 600 bin civarında olan geri dönenlerin sayısı inanıyorum ki daha da artacaktır. Burada çizgimiz ve duruşumuz bellidir. Ne kaçak göçmene müsaade ederiz ne de fitne tacirlerine izin veririz. Nasıl tarih boyunca vicdani duruşumuzla insanlığa örnek olmuşsak, geri dönüşler konusunda da yine örnek bir tavır sergileyeceğiz. Sizlerden de görev bölgenizde hem bu tür hadiseler hem de insanlarımızı birbirine düşürme yönelik tuzaklara karşı uyanık olmanızı beklediğimi özellikle belirtmek istiyorum” dedi.
En Çok Okunan Haberler
YAZARLARIMIZ Tüm Yazarlarımız