Hrant Dink cinayeti davası eylül ayına ertelendi

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de İstanbul Şişli'de 17 yaşındaki Ogün Samast tarafından silahla vurularak öldürülmesine ilişkin davada, cinayetinin doğrudan Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından yapıldığına dikkat çekilmiş, İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi'nce 26 Mart 2021'de bazı sanıklar hakkında FETÖ üyeliği de dahil olmak üzere bazı suçlar yönünden suç duyurusunda bulunulmuştu. Konuya ilişkin aralarında Yasin Hayal, Ali Fuat Yılmazer ve Erhan Tuncel’in de bulunduğu 11 sanığın yargılanmasına başlandı. İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Adem Sağlam, başka suçtan tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Erhan Tuncel, Tuncay Uzundal, Yasin Hayal ve Zeynel Abidin Yavuz Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Tarafların avukatları ise salonda hazır bulundu.

Duruşmada sanık Ali Fuat Yılmazer, savunma yapacak durumda olmadığını, hakkında açılmış 17 dava olduğunu ve onlar için de savunma hazırladığını söyleyerek savunmasını hazırlamak için süre talep etti. Sanık Ramazan Akyürek de bir önceki yargılamanın gerekçesinin bu davaya dayanak olduğunu, dosyadaki bütün belgelerin ve ifadelerin CD ile kendisine gönderilmesini talep ederek savunmasını ondan sonra yapacağını ifade etti.

‘’YASİN HAYAL’DEN ALDIĞIMIZ BÜTÜN BİLGİLERİ TRABZON İSTİHBARATIYLA PAYLAŞIYORDUK’’
Duruşmada savunma yapan sanık Adem Sağlam, mezun olduktan sonra Trabzon’da Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde çalışmaya başladığını söyleyerek, ‘’ 2007’de Trabzon’dan ayrıldıktan sonra dosyayla ilgili bilgim yok. Bir çok bilgi bende yok, hafızamda yok. McDonald’s bombalı saldırısından sonra Erhan Tuncel’in Yasin Hayal ile ilgili ifadesini aldık. Erhan Tuncel ile tek irtibatım budur. Yasin Hayal’den aldığımız bütün bilgileri Trabzon istihbaratıyla paylaşıyorduk. Bütün bilgileri araştırdılar ama Hayalin dediklerini teyit edecek bir yolumuz yoktu. Kendi başına eylem yaptığını değerlendirdik. Ogün Samast’ın babası sanırım emniyet müdürlüğüne gelmişti. Televizyonda fotoğrafı gösterilen kişinin oğlu olduğunu söylemişti. Ben cinayetle Ogün Samast’ın bağlantısını ilk kez bu şekilde öğrendim’’ dedi.

MEKTUP SORUSUNA YANIT VERDİ
Yasin Hayal’in cinayeti planladığına dair bir istihbarat ya da resmi bir yazı gelmediğini söyleyen sanık Sağlam, ‘’Hrant Dink’i de tanımıyordum. Onu da belirtmek istiyorum. Hrant Dink cinayeti ile McDonald’s saldırısı arasında bize hiçbir birimden yazı gelmedi. Emniyetteki bazı şahısların cinayetle irtibatlı olduğunu bürokratların alınmasından sonra öğrendim’’ derken, mahkeme başkanının sorduğu Yasin Hayal’in 2007’de Trabzon Emniyet Müdürlüğü’ne Adem Sağlam’a gönderdiği ‘Bize sahip çıkacak mısınız, can güvenliğimizi sağlayacak mısınız, aylık gelir bağlayacak mısınız’ içerikli mektup sorusuna ilişkin ise ‘’ Bu mektubu alınca suç duyurusunda bulundum. Beni töhmet altında bırakan ithamlar vardı. Benim olayla ilgili ne bir yetkim ne bir duyumum var. Tamamen kendisinin psikolojik durumuna bağlıyorum’’ ifadelerin kullandı.

‘’RAMAZAN AKYÜREK’İN CİNAYETE İLİŞKİN BENİMLE HERHANGİ BİR GÖRÜŞMESİ OLMADI’’
Sanık Yasin Hayal duruşmada önceki savunmasını tekrarladığını söyledi. Mahkeme başkanı kendisine, sanık Erhan Tuncel’in, ‘Ali Fuat müdür ile Ramazan müdür arkamızda’ cümlesini kendisine nerede söylediğini sorması üzerine Hayal, ‘’Kendi evinde olay öncesi bu cümleyi kullandı. Ben o şahısları tanımıyorum. O şahısların benim gibi insanları övdüğünü söyledi. Kim olduklarını sormadım çünkü emniyet görevlisi olduğu için sorma ihtiyacı duymadım. Evde sadece Erhan ile ben ikimiz vardık. Ogün yoktu. Yahya Öztürk bana ‘bayrak düştü, bu bayrağı ya Yasin kaldırır, ya Erhan kaldırır’ cümlesini TEM şubede kullandı. Ramazan Akyürek’in cinayete ilişkin benimle herhangi bir görüşmesi bizzat olmadı. Sadece Erhan Tuncel, Erhan bey aracı olarak konuştu’’ şeklinde konuştu. Sanık Hayal’in avukatı ise mahkemeden müvekkili yönünden dosyanın ayrılmasını ve davanın düşürülmesini talep etti.

‘’FETÖ’NÜN EN ÇOK MAĞDUR ETTİĞİ KİŞİLERDEN BİRİYİM’’
Sanık Erhan Tuncel mahkemedeki savunmasında, ‘’Benim FETÖ ile herhangi bir ilişkim olmayacağını sokaktaki vatandaş da bilir. İddianamenin hiçbir yasal dayanağı yoktur. Dava açılmadan önce dava zaman aşımı dolmuştur. Sure 15 yıldır, suçlama 19 yıldır. Dolayısıyla zaman aşımı olmuştur. Savcı bunu uygulamayarak aleyhime dava açmıştır. Bu imkansızdır. Zaman aşımı yönünden kazanılmış hakkım vardır. Davanın düşmesi yasal zorunluluktur. Olay 2007’de gerçekleşmiştir. Paralel devlet yapılanmasının varlığı ise 2013’de kabul edilmiştir. 2013’de örgütün varlığı ortaya çıktıktan sonra örgütle mücadele edenlerden biriyim. Suç tarihi 2007’de 2013’e kadar örgütün varlığı bilinmediği için örgüte yardım suçu da kabul edilememekteydi. FETÖ’nün en çok mağdur ettiği kişilerden biriyim. Bunların hedefleri istikametinde hareket etmiyorum. Ali Fuat özellikle benim aleyhime sürekli ifade veriyor. Kendisi kriminal bir teröristtir. Cinayete karşı çıkan benim. Ben o dönem vatanım da vatanım dedim. Adalete güvendik’’ dedi. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, sanık Adem Sağlam’ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini ve eksik hususların giderilmesini talep etti.

Tutukluğa ilişkin söz alan Sağlam, ‘’Bu olaylar olduğunda 6 aylık memurdum, olayların tamamen dışındayım. Trabzon ile tek bir temasım yok, en ufak bir olayla ilgim olsa bazı kişilerle görüşürüm ortak hareket ederim bunlar da yok. Tahliyemi ve özellikle beraatımı talep ederim’’ dedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Adem Sağlam’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, Iğdır Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazı yazılarak Sağlam hakkında açılan dava dosyasına ait tüm iddianamelerin mahkemeye gönderilmesinin istenmesine ve birleştirme hususunun celse arası değerlendirilmesine hükmetti. Mahkeme heyeti, sanıklar Faruk Sarı ile Yahya Öztürk hakkındaki yakalama kararının da devamına hükmederek duruşmayı eylül ayına erteledi.