Alparslan Türkeş, Türk siyasi tarihinde, Türk Milliyetçiliği fikir dünyasında ve Uluğ Türkistan coğrafyasının genelinde, kabul görmüş ve müstesna bir yere sahiptir.
Öyle ki, Türk tarihinin önemli bir vasfı ve sıfatı olan Başbuğ tanımlaması, taraflı tarafsız herkes tarafından kendisine yakıştırılmış, sesleniş, yorum ve tanıtımlarda adının önünde doğal bir tamamlayıcı olarak kullanılmıştır.
Albay Alparslan Türkeş kimliği ile ordu-millet karakterimizin 20. yüzyıl üst seviye çıta belirleyicisi olduğunu iddia etmek, bize göre, abartı olmayacaktır. Zira görev aldığı döneme bakılacak olursa, her noktada, önce millet ve devlet anlayışının en üst seviyede yer aldığı birçok sahne mevcuttur.
Verilen her görevi başarıyla yerine getirmekle kalmayıp, ülkesine değer katacak özgün ve milli geliştirme çalışmaları ile birçok önemli yerlileştirme projesinin de öncüsü olmuştur.
Bu çalışmalar esnasında sahip olduğu liderlik vasfı sayesinde, strateji ve proje yönetimi alanlarında ders mahiyetinde birçok başarı elde etmiştir. Disiplinli duruş ve yönetim anlayışı ise onunla birlikte yol yürüyenlerin sağlam, dik duruşlu bir hüviyete sahip olmalarında önemli bir etkendir.
***
Alparslan Türkeş’in, Türk bürokrasisinde, sahip olduğu medeniyet tasavvuru ve teşkilatçılık kabiliyeti ile kurduğu kurum, kuruluşların önemi halen geçerliliğini korumaktadır.
Türkiye olarak, öncesinde parlamenter sistemdeki konumu itibariyle ve yeni geçiş yaptığımız Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için bugün tamamlanması gerektiğini düşündüğümüz en önemli adım haline gelen Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurucusu olması bile ne derecede ileri görüşlü hamleler yaptığının sadece bir ispatıdır.
Alparslan Türkeş Bey, yol arkadaşlarıyla birlikte, Türk Milliyetçiliği fikriyatının bilimsel temelde kendine yer bulduğu önemli stratejiler, programlar ve sistemler kurmuştur. Ortaya koydukları bu çalışmalar asla gerçekten uzak, halktan kopuk veya ütopik yaklaşımlar olmamıştır. İddialarını sergiledikleri belgeler, kitaplar, dosyalar incelendiğinde bu gerçekliğin gerek matematiksel gerekse sosyolojik ispat ve destekleri açıkça sergilenmiştir. 9 Işık, Temel Meseleler gibi yayınlar ile de bu çalışmaların toplumsal yönde karşılık bulması için yoğun bir çaba ve gayret sarf edilmiştir.
***
Başbuğ Türkeş, vatan tanımlamasının, Turan sınırlarının, bir tek Türk’ün yaşadığı kara parçası olarak karşılık bulmasını sağlamıştır. Bugün Bakü’de bindiğiniz taksinin torpidosunun üzerine yapıştırılmış bir etikette, Türkistan’da havalimanında sizi karşılamak üzere sallanan bir elde, Taşkent’te oturduğunuz bir lokantanın girişinde ya da Bişkek’te girdiğiniz Türk Üniversitesi’nde sizi karşılayan bir akademisyenin hilal bıyığında kendisini görmek şaşırtıcı olmamalıdır. Ya da Kerkük’ten yükselen gök bayrakta, Urumçi’ de çınlayan yardım çığlığında, Güney Azerbaycan’daki bağımsızlık mücadelesi sloganlarında onun ismini duymak da sürpriz değildir.
Merhum Başbuğ, Türk-İslam felsefesi anlayışını, yaşam ve fikir dünyasında yaşamış ve bunu iddia haline dönüştürerek kitlelere kabul ettirmiştir.
Giriştiği, öncülük ettiği tüm işlerde hareket noktası Türk Töresi ve imani değerlerimiz olmuştur. Her adımında, konuşmasında bu hassasiyete dikkat edip, inisiyatif alması gereken her noktada söylemleri veya işaretleri ile kimse yoksa biz varız diyerek doğru zamanda doğru yerde olunmasını sağlamıştır.
Kurduğu kadrolar ve ortaya çıkan sonuçlara bakıldığında, rahmetli Türkeş’in, politik vizyon ve iddia sahibi bir genel başkandan daha öteye geçerek, nesillerin düşünce hayatlarına ve yaşam biçimlerine dokunan bir öğretici olduğu açıkça gözlemlenebilir.
***
1980 döneminde kurulan eğitimci kadrolarla, Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar, Türk kimliğinin gereklilikleri ve komünizme karşı mücadele hususunda sağladığı destek sayesinde, bu rüzgara kapılmayan bir toplum iradesi ortaya çıkmıştır. Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti ile tanımladığı Ülkücü Dünya Görüşü’ nün içerisinden yetişen kadroların, hayatta iken olmasa bile, toplum nezdinde büyük kabul ve saygınlık gördüğü aşikardır.
En nihayetinde, Başbuğ Alparslan Türkeş’in, Türkiye’nin bugün ulaştığı ve millet nezdinde genel kabul görüp, takdir ile karşılanan birçok yönelim ve eylemin kurgu sahibi, kadro kurucusu olması, ölümünün sadece fiziksel olarak gerçekleştiğini göstermektedir.
Bu minvalde Alparslan Türkeş’in liderliğini üstlendiği Türk Milliyetçiliği ve Ülkücü Dünya Görüşü sistematiğinin, Anadolu Türklüğü başta olmak üzere Uluğ Türk Dünyası için gereklilik olduğu aşikardır.
Ve bu yapılanmayı görmezden gelmeye kalkmak, yok etmeye, devşirmeye, aşırmaya çalışmak büyük Türk Milleti’ne bir ihanet olarak tanımlanacaktır. Sahiplenmek ise ülkücüyüm diyen her bireyin boyun borcudur.
Rahmet, minnet ve dua ile yad ediyoruz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Aybars YILMAZ
Türk töresi ve imani değerler!
Alparslan Türkeş, Türk siyasi tarihinde, Türk Milliyetçiliği fikir dünyasında ve Uluğ Türkistan coğrafyasının genelinde, kabul görmüş ve müstesna bir yere sahiptir.
Öyle ki, Türk tarihinin önemli bir vasfı ve sıfatı olan Başbuğ tanımlaması, taraflı tarafsız herkes tarafından kendisine yakıştırılmış, sesleniş, yorum ve tanıtımlarda adının önünde doğal bir tamamlayıcı olarak kullanılmıştır.
Albay Alparslan Türkeş kimliği ile ordu-millet karakterimizin 20. yüzyıl üst seviye çıta belirleyicisi olduğunu iddia etmek, bize göre, abartı olmayacaktır. Zira görev aldığı döneme bakılacak olursa, her noktada, önce millet ve devlet anlayışının en üst seviyede yer aldığı birçok sahne mevcuttur.
Verilen her görevi başarıyla yerine getirmekle kalmayıp, ülkesine değer katacak özgün ve milli geliştirme çalışmaları ile birçok önemli yerlileştirme projesinin de öncüsü olmuştur.
Bu çalışmalar esnasında sahip olduğu liderlik vasfı sayesinde, strateji ve proje yönetimi alanlarında ders mahiyetinde birçok başarı elde etmiştir. Disiplinli duruş ve yönetim anlayışı ise onunla birlikte yol yürüyenlerin sağlam, dik duruşlu bir hüviyete sahip olmalarında önemli bir etkendir.
***
Alparslan Türkeş’in, Türk bürokrasisinde, sahip olduğu medeniyet tasavvuru ve teşkilatçılık kabiliyeti ile kurduğu kurum, kuruluşların önemi halen geçerliliğini korumaktadır.
Türkiye olarak, öncesinde parlamenter sistemdeki konumu itibariyle ve yeni geçiş yaptığımız Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için bugün tamamlanması gerektiğini düşündüğümüz en önemli adım haline gelen Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurucusu olması bile ne derecede ileri görüşlü hamleler yaptığının sadece bir ispatıdır.
Alparslan Türkeş Bey, yol arkadaşlarıyla birlikte, Türk Milliyetçiliği fikriyatının bilimsel temelde kendine yer bulduğu önemli stratejiler, programlar ve sistemler kurmuştur. Ortaya koydukları bu çalışmalar asla gerçekten uzak, halktan kopuk veya ütopik yaklaşımlar olmamıştır. İddialarını sergiledikleri belgeler, kitaplar, dosyalar incelendiğinde bu gerçekliğin gerek matematiksel gerekse sosyolojik ispat ve destekleri açıkça sergilenmiştir. 9 Işık, Temel Meseleler gibi yayınlar ile de bu çalışmaların toplumsal yönde karşılık bulması için yoğun bir çaba ve gayret sarf edilmiştir.
***
Başbuğ Türkeş, vatan tanımlamasının, Turan sınırlarının, bir tek Türk’ün yaşadığı kara parçası olarak karşılık bulmasını sağlamıştır. Bugün Bakü’de bindiğiniz taksinin torpidosunun üzerine yapıştırılmış bir etikette, Türkistan’da havalimanında sizi karşılamak üzere sallanan bir elde, Taşkent’te oturduğunuz bir lokantanın girişinde ya da Bişkek’te girdiğiniz Türk Üniversitesi’nde sizi karşılayan bir akademisyenin hilal bıyığında kendisini görmek şaşırtıcı olmamalıdır. Ya da Kerkük’ten yükselen gök bayrakta, Urumçi’ de çınlayan yardım çığlığında, Güney Azerbaycan’daki bağımsızlık mücadelesi sloganlarında onun ismini duymak da sürpriz değildir.
Merhum Başbuğ, Türk-İslam felsefesi anlayışını, yaşam ve fikir dünyasında yaşamış ve bunu iddia haline dönüştürerek kitlelere kabul ettirmiştir.
Giriştiği, öncülük ettiği tüm işlerde hareket noktası Türk Töresi ve imani değerlerimiz olmuştur. Her adımında, konuşmasında bu hassasiyete dikkat edip, inisiyatif alması gereken her noktada söylemleri veya işaretleri ile kimse yoksa biz varız diyerek doğru zamanda doğru yerde olunmasını sağlamıştır.
Kurduğu kadrolar ve ortaya çıkan sonuçlara bakıldığında, rahmetli Türkeş’in, politik vizyon ve iddia sahibi bir genel başkandan daha öteye geçerek, nesillerin düşünce hayatlarına ve yaşam biçimlerine dokunan bir öğretici olduğu açıkça gözlemlenebilir.
***
1980 döneminde kurulan eğitimci kadrolarla, Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar, Türk kimliğinin gereklilikleri ve komünizme karşı mücadele hususunda sağladığı destek sayesinde, bu rüzgara kapılmayan bir toplum iradesi ortaya çıkmıştır. Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti ile tanımladığı Ülkücü Dünya Görüşü’ nün içerisinden yetişen kadroların, hayatta iken olmasa bile, toplum nezdinde büyük kabul ve saygınlık gördüğü aşikardır.
En nihayetinde, Başbuğ Alparslan Türkeş’in, Türkiye’nin bugün ulaştığı ve millet nezdinde genel kabul görüp, takdir ile karşılanan birçok yönelim ve eylemin kurgu sahibi, kadro kurucusu olması, ölümünün sadece fiziksel olarak gerçekleştiğini göstermektedir.
Bu minvalde Alparslan Türkeş’in liderliğini üstlendiği Türk Milliyetçiliği ve Ülkücü Dünya Görüşü sistematiğinin, Anadolu Türklüğü başta olmak üzere Uluğ Türk Dünyası için gereklilik olduğu aşikardır.
Ve bu yapılanmayı görmezden gelmeye kalkmak, yok etmeye, devşirmeye, aşırmaya çalışmak büyük Türk Milleti’ne bir ihanet olarak tanımlanacaktır. Sahiplenmek ise ülkücüyüm diyen her bireyin boyun borcudur.
Rahmet, minnet ve dua ile yad ediyoruz.