“Su” şehri Bursa’da, artık zorunlu su kesintileri yaşıyoruz.
Konuyla ilgili, açıklamalara, yazılanlara ve sosyal medya paylaşımlarına bakınca bir kez daha anladım ki “ideolojik bir bataklığa saplanan Bursa”, can çekişiyor.
İstisnalar kaideyi bozmaz; şehri öncelemeyen, birlik olmayan/olamayan kötü bir siyaset, kötü bir medya ve kötü bir bürokrasinin ellerinde kadim Bursa, her geçen gün biraz daha bataklığa gömülüyor.
Üstelik “Hakikati ötelemek ve de siyasetin kusurlarını algılarla örtüp şov yapmak” meziyet haline geldi Bursa’da…
Oysa gerçek bütün yalınlığıyla ortada duruyor.
Devletimiz DSİ eliyle, Bursa’nın içme suyu ihtiyacını 2023 yılına kadar karşılaması için 1970’lerde Nilüfer Çayı’na planladığı ilk baraj yatırımını; yani Doğancı’yı 1983’te, ikinci yatırım olan Nilüfer’i ise 2007’de devreye alıyor. Yetmiyor devlet, şehrin bu kez 2071 yılına kadar su sıkıntısı çekmemesi için planladığı üçüncü barajı yani Çınarcık’ı da 2002’de tamamlıyor.
Sonrası için yapılması gereken tek bir şey kalıyordu:
Ve aradan 23 yıl geçti bu isale hattı hala bitirilebilmiş değil.
Bu şehrin tam 20 tane milletvekili var!
Bakanları var, ağabeyleri var!
Hangi biri suyu Bursa’ya taşıyacak 68 kilometrelik isale hattını kendisine gündem yapmış!
Ya da son çare; hattın projesini DSİ’den devralıp, finansmanı için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan 150 milyon euro kredi kullanmak zorunda kalan geçen dönemin Büyükşehir Başkanı Alinur Aktaş’a, “Dur yapma, BUSKİ borç batağına saplanır, biz bunu devlet eliyle halledelim, bu işin altından ancak DSİ kalkabilir” mi demiş!
***
Geçmişten bir örnek vereyim size:
8. Dönem (1946-1950 yılları arası) Bursa Milletvekili merhum Zehra Budunç, TBMM’de Batı Karadeniz’deki yeni tren hatlarının inşası konusu görüşülürken kürsüden, “1925’te gündeme gelen Bursa’nın ulusal tren ağına bağlanması projesinin de akıbetini”sorguluyor.
Yıl 2025…
Bursa ulusal ağa hala bağlanabilmiş değil!
İşte Bursa siyasetinin başarısı…
Şehrin kalbine saplanan Doğanbey ucubeleri, ulaşım aksının tam orta yerine hiç düşünülmeden inşa edilen stadyum, verimli Bursa Ovası’nın betona boğulmuş hali, zehir akan Nilüfer Çayı, kaçak yapı stoğunun yüzde 70’lere ulaştığı kentsel doku, trafik, hava kirliliğiyle birlikte ıskalanan 2023 hedefleri ve daha nice can sıkan başlıklar…
Kimin eseri bunlar?
Tabi ki kusurlarından beslenen Bursa siyasetinin eseri!
***
Sonra da vay efendim Büyükşehir Başkanı Mustafa Bozbey bunu başaramamış, vay efendim selefi Alinur Aktaş şöyle yapmış, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan şöyle demiş, CHP İl Başkanı Ali Nihat Yeşiltaş şu karşılığı vermiş, yok o bu partiye geçecekmiş, yok bu istifa edecekmiş!
Vay da vay!
Tam bir tiyatro!
Kimse şunu söylemiyor:
Arkadaş, ortak aklı rafa kaldıran, rantiyeciye kazandıran halkına kaybettiren bir siyaset” ile Bursa’yı geleceğe taşımak mümkün değil…
Dolayısıyla kadim şehir artık Erdem Saker gibi devlet adamı kimliği öne çıkan aklı ve bilimi önceleyen yöneticilere, siyasetçilere ihtiyaç duyuyor!
Popülist siyaseti meziyet sayan, kamuyu değil, belli grupların menfaatini önceleyenlerle Bursa’nın geldiği/getirildiği manzara ortada…
Son sözlerimiz de devlet görevlisi olduğunu unutan Vakıflar Bölge Müdürü gibi kamu yöneticileriyle, çıkarları ve ideolojilerini önceleyerek taraftarlıktan öteye geçemeyen medya mensuplarına olsun!
Diyor ki Şadi Şirazi:
Ders alınmazsa, her hata bir sonraki hatanın virüsü olur.
Öldürün içinizdeki çıkar ve ideolojik virüslerinizi de Bursa rahat bir nefes alsın!
***
Dipnot:
Şantiyeye dönen Rize ve Trabzon’un aldığı yatırımlara bakınca Bursa siyasetinin Bursaspor gibi hangi ligde top çevirdiğini daha iyi anlıyorsunuz!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbrahim ÖGE
Kusurlarından beslenen siyaset!
“Su” şehri Bursa’da, artık zorunlu su kesintileri yaşıyoruz.
Konuyla ilgili, açıklamalara, yazılanlara ve sosyal medya paylaşımlarına bakınca bir kez daha anladım ki “ideolojik bir bataklığa saplanan Bursa”, can çekişiyor.
İstisnalar kaideyi bozmaz; şehri öncelemeyen, birlik olmayan/olamayan kötü bir siyaset, kötü bir medya ve kötü bir bürokrasinin ellerinde kadim Bursa, her geçen gün biraz daha bataklığa gömülüyor.
Üstelik “Hakikati ötelemek ve de siyasetin kusurlarını algılarla örtüp şov yapmak” meziyet haline geldi Bursa’da…
Oysa gerçek bütün yalınlığıyla ortada duruyor.
Devletimiz DSİ eliyle, Bursa’nın içme suyu ihtiyacını 2023 yılına kadar karşılaması için 1970’lerde Nilüfer Çayı’na planladığı ilk baraj yatırımını; yani Doğancı’yı 1983’te, ikinci yatırım olan Nilüfer’i ise 2007’de devreye alıyor. Yetmiyor devlet, şehrin bu kez 2071 yılına kadar su sıkıntısı çekmemesi için planladığı üçüncü barajı yani Çınarcık’ı da 2002’de tamamlıyor.
Sonrası için yapılması gereken tek bir şey kalıyordu:
Çınarcık Barajı’nın suyunu Doburca Arıtma Tesisine taşıyacak isale hatlarını inşa etmek!
Ve aradan 23 yıl geçti bu isale hattı hala bitirilebilmiş değil.
Bu şehrin tam 20 tane milletvekili var!
Bakanları var, ağabeyleri var!
Hangi biri suyu Bursa’ya taşıyacak 68 kilometrelik isale hattını kendisine gündem yapmış!
Ya da son çare; hattın projesini DSİ’den devralıp, finansmanı için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan 150 milyon euro kredi kullanmak zorunda kalan geçen dönemin Büyükşehir Başkanı Alinur Aktaş’a, “Dur yapma, BUSKİ borç batağına saplanır, biz bunu devlet eliyle halledelim, bu işin altından ancak DSİ kalkabilir” mi demiş!
***
Geçmişten bir örnek vereyim size:
8. Dönem (1946-1950 yılları arası) Bursa Milletvekili merhum Zehra Budunç, TBMM’de Batı Karadeniz’deki yeni tren hatlarının inşası konusu görüşülürken kürsüden, “1925’te gündeme gelen Bursa’nın ulusal tren ağına bağlanması projesinin de akıbetini” sorguluyor.
Yıl 2025…
Bursa ulusal ağa hala bağlanabilmiş değil!
İşte Bursa siyasetinin başarısı…
Şehrin kalbine saplanan Doğanbey ucubeleri, ulaşım aksının tam orta yerine hiç düşünülmeden inşa edilen stadyum, verimli Bursa Ovası’nın betona boğulmuş hali, zehir akan Nilüfer Çayı, kaçak yapı stoğunun yüzde 70’lere ulaştığı kentsel doku, trafik, hava kirliliğiyle birlikte ıskalanan 2023 hedefleri ve daha nice can sıkan başlıklar…
Kimin eseri bunlar?
Tabi ki kusurlarından beslenen Bursa siyasetinin eseri!
***
Sonra da vay efendim Büyükşehir Başkanı Mustafa Bozbey bunu başaramamış, vay efendim selefi Alinur Aktaş şöyle yapmış, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan şöyle demiş, CHP İl Başkanı Ali Nihat Yeşiltaş şu karşılığı vermiş, yok o bu partiye geçecekmiş, yok bu istifa edecekmiş!
Vay da vay!
Tam bir tiyatro!
Kimse şunu söylemiyor:
Arkadaş, ortak aklı rafa kaldıran, rantiyeciye kazandıran halkına kaybettiren bir siyaset” ile Bursa’yı geleceğe taşımak mümkün değil…
Dolayısıyla kadim şehir artık Erdem Saker gibi devlet adamı kimliği öne çıkan aklı ve bilimi önceleyen yöneticilere, siyasetçilere ihtiyaç duyuyor!
Popülist siyaseti meziyet sayan, kamuyu değil, belli grupların menfaatini önceleyenlerle Bursa’nın geldiği/getirildiği manzara ortada…
Son sözlerimiz de devlet görevlisi olduğunu unutan Vakıflar Bölge Müdürü gibi kamu yöneticileriyle, çıkarları ve ideolojilerini önceleyerek taraftarlıktan öteye geçemeyen medya mensuplarına olsun!
Diyor ki Şadi Şirazi:
Ders alınmazsa, her hata bir sonraki hatanın virüsü olur.
Öldürün içinizdeki çıkar ve ideolojik virüslerinizi de Bursa rahat bir nefes alsın!
***
Dipnot:
Şantiyeye dönen Rize ve Trabzon’un aldığı yatırımlara bakınca Bursa siyasetinin Bursaspor gibi hangi ligde top çevirdiğini daha iyi anlıyorsunuz!