İnternet sitesi, online gazete ya da sosyal medya mı?
Gördüğünüz “son dakika” bilgisinin doğruluğunu teyit etme ihtiyacı duyuyor musunuz yoksa kabullenip devam mı ediyorsunuz?
Günümüzde bizi yönlendiren, bilgiyi doğru ya da yanlış olup olmadığına bakmaksızın aldığımız tek bir kaynak var o da; sosyal medya!
Dijital dünyada her gelen yeni bilgi saniyeler içinde tükeniyor, eskiyor. Kimse analiz etmeden, tepki vermeden hayatına devam ediyor. Hiçbir habere şaşırmıyoruz. İlgiyi artırmak için sahte haberlere, sahte videolar ekleniyor. Görsellerle desteklenen bilgilerin inandırıcılığı artıyor ve sosyal medya kullanıcıları tarafından hızla yayılması sağlanıyor.
Buna bir de “Sentetik Medya” eklendi!
Sentetik medya; ses ve görüntü içeren medyanın, yapay zekâ tarafından üretilmesi, manipüle aracı olarak kullanılması anlamına geliyor. Bunun en büyük örneği; deepfake.
Deepfake; bir video ya da görüntü üzerinde yer alan kişinin, yapay sinir ağlarıyla bir başka kişinin görüntüsüyle değiştirildiği sentetik medya aracı. Deepfake tarihi çok eski değil. 2017 yılında Amerikan sosyal medya sitesi Reddit üzerinden bazı ünlülerin yer aldığı videolar yayınlanmıştı. Bu videoların aslında o ünlülere ait olmadığı belirlendi. “Hızlı ve Öfkeli 7” filmi 2015 yılında vizyona girmişti ve filmde Paul Walker 2013 yılında hayatını kaybettiği halde deepfake teknolojisiyle yer almıştı.
Bu şekilde kullanımı rahatsızlık yaratmıyor olabilir. Ancak son günlerde yayılan bir video siyasi liderleri içeriyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yer aldığı videolarda iki liderde savaşın bittiğini duyuruyordu. Görüntülerin inandırıcılığı düşük olduğu için sahtelikleri toplumlar tarafından anında fark edildi. Ancak, şimdilik bu şekilde! Yapay zekânın gelişimi ve yaygınlaşmasıyla insanı daha az göreceğimiz günler gelecek. O zaman videolardakilerin gerçek olup olmadığını anlamak gittikçe zorlaşacak.
Durumun ciddiyeti daha da artacak. Sürekli savaş, nükleer silah kullanımı, kriz, kıtlık, enflasyon söylemleri içinde geçen yaşantımızda deepfake ile hazırlanmış bir haberin tüm dünya ülkelerini savaşa sürüklemeyeceğini kim garanti edebilir?
Teknolojiyi, şu anda bize servis edildiği haliyle tanıyoruz ve oyuncak gibi görüyoruz. Son senelerde telefona inen aplikasyonlarla bizler de deepfake videolarımızı hazırladık. Kendi yüzümüzü filmlerde başrol oyuncusunun yerine yerleştirdik. Sizler de bu programlarla kliplerde dans edebilir, Karayip Korsanlarıyla büyük hazinenin peşine düşebilirsiniz. Gerçi pandemi zamanı evdeyken bunu yapanlara uyarılar geldi. Yüzünüz kopyalanıyor, internet bilgilerinizi ele geçirmek için bu tip ürünler üretiyor diyenler oldu. Zaten tüm bilgilerimiz her yerde mevcut daha fazlasına ulaşmak isterlerse onu da yaparlar.
Deepfake teknolojisinden önce de sürekli aslı olmayan haberler üretip paylaşan siteler vardı. Yaşadığı halde öldü haberi yapılan ünlüler, olmayan depremleri, selleri yazan internet siteleri ve uzaylıların görüldüğü videoları yayınlayan YouTube kanalları gibi. Ancak insanlık tarihinde “gerçek kavramı” hiç bu kadar sorgulanmak zorunda kalmamıştı.
Sentetik medya, yapay ağlar, kendi kendini geliştiren algoritmalar gerçekte hiç var olmayan olayları üretebilecek kapasiteye ulaştı. Burada teknolojinin etik kullanımı ön plana çıkıyor. Atom bombasının yarattığı yıkım sonrası Albert Einstein “Bilseydim bilim adamı değil, çilingir olurdum” demişti.
Dikkatinizi çekmek isterim ki; bunları yapay zekâ akıl edip, üretip, kullanıcıya sunmuyor. Tüm bu sürecin arkasında tabii ki insanın kendisi mevcut!
Teknolojinin, dijital dünyanın, sosyal medyanın insanlık için faydalı olup olmayacağını gene insanların seçimleri belirleyecek.
Kendi kaderimiz kendi elimizde!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İrem GÜNER
Deepfake
Haberleri ilk nereden öğreniyorsunuz?
İnternet sitesi, online gazete ya da sosyal medya mı?
Gördüğünüz “son dakika” bilgisinin doğruluğunu teyit etme ihtiyacı duyuyor musunuz yoksa kabullenip devam mı ediyorsunuz?
Günümüzde bizi yönlendiren, bilgiyi doğru ya da yanlış olup olmadığına bakmaksızın aldığımız tek bir kaynak var o da; sosyal medya!
Dijital dünyada her gelen yeni bilgi saniyeler içinde tükeniyor, eskiyor. Kimse analiz etmeden, tepki vermeden hayatına devam ediyor. Hiçbir habere şaşırmıyoruz. İlgiyi artırmak için sahte haberlere, sahte videolar ekleniyor. Görsellerle desteklenen bilgilerin inandırıcılığı artıyor ve sosyal medya kullanıcıları tarafından hızla yayılması sağlanıyor.
Buna bir de “Sentetik Medya” eklendi!
Sentetik medya; ses ve görüntü içeren medyanın, yapay zekâ tarafından üretilmesi, manipüle aracı olarak kullanılması anlamına geliyor. Bunun en büyük örneği; deepfake.
Deepfake; bir video ya da görüntü üzerinde yer alan kişinin, yapay sinir ağlarıyla bir başka kişinin görüntüsüyle değiştirildiği sentetik medya aracı. Deepfake tarihi çok eski değil. 2017 yılında Amerikan sosyal medya sitesi Reddit üzerinden bazı ünlülerin yer aldığı videolar yayınlanmıştı. Bu videoların aslında o ünlülere ait olmadığı belirlendi. “Hızlı ve Öfkeli 7” filmi 2015 yılında vizyona girmişti ve filmde Paul Walker 2013 yılında hayatını kaybettiği halde deepfake teknolojisiyle yer almıştı.
Bu şekilde kullanımı rahatsızlık yaratmıyor olabilir. Ancak son günlerde yayılan bir video siyasi liderleri içeriyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yer aldığı videolarda iki liderde savaşın bittiğini duyuruyordu. Görüntülerin inandırıcılığı düşük olduğu için sahtelikleri toplumlar tarafından anında fark edildi. Ancak, şimdilik bu şekilde! Yapay zekânın gelişimi ve yaygınlaşmasıyla insanı daha az göreceğimiz günler gelecek. O zaman videolardakilerin gerçek olup olmadığını anlamak gittikçe zorlaşacak.
Durumun ciddiyeti daha da artacak. Sürekli savaş, nükleer silah kullanımı, kriz, kıtlık, enflasyon söylemleri içinde geçen yaşantımızda deepfake ile hazırlanmış bir haberin tüm dünya ülkelerini savaşa sürüklemeyeceğini kim garanti edebilir?
Teknolojiyi, şu anda bize servis edildiği haliyle tanıyoruz ve oyuncak gibi görüyoruz. Son senelerde telefona inen aplikasyonlarla bizler de deepfake videolarımızı hazırladık. Kendi yüzümüzü filmlerde başrol oyuncusunun yerine yerleştirdik. Sizler de bu programlarla kliplerde dans edebilir, Karayip Korsanlarıyla büyük hazinenin peşine düşebilirsiniz. Gerçi pandemi zamanı evdeyken bunu yapanlara uyarılar geldi. Yüzünüz kopyalanıyor, internet bilgilerinizi ele geçirmek için bu tip ürünler üretiyor diyenler oldu. Zaten tüm bilgilerimiz her yerde mevcut daha fazlasına ulaşmak isterlerse onu da yaparlar.
Deepfake teknolojisinden önce de sürekli aslı olmayan haberler üretip paylaşan siteler vardı. Yaşadığı halde öldü haberi yapılan ünlüler, olmayan depremleri, selleri yazan internet siteleri ve uzaylıların görüldüğü videoları yayınlayan YouTube kanalları gibi. Ancak insanlık tarihinde “gerçek kavramı” hiç bu kadar sorgulanmak zorunda kalmamıştı.
Sentetik medya, yapay ağlar, kendi kendini geliştiren algoritmalar gerçekte hiç var olmayan olayları üretebilecek kapasiteye ulaştı. Burada teknolojinin etik kullanımı ön plana çıkıyor. Atom bombasının yarattığı yıkım sonrası Albert Einstein “Bilseydim bilim adamı değil, çilingir olurdum” demişti.
Dikkatinizi çekmek isterim ki; bunları yapay zekâ akıl edip, üretip, kullanıcıya sunmuyor. Tüm bu sürecin arkasında tabii ki insanın kendisi mevcut!
Teknolojinin, dijital dünyanın, sosyal medyanın insanlık için faydalı olup olmayacağını gene insanların seçimleri belirleyecek.
Kendi kaderimiz kendi elimizde!