Sıradan sorunlar ile bize çok uzak “ütopik” sorunlar arasında sıkışıp kaldık.
Ne çok geliştik ne de Dünya dışına itildik.
Bir yakalarsak teknolojinin ucundan uçup gideceğiz ama ne zaman?
Teknolojiyle nasıl bir atılım gerçekleşiyor, tanıklık ediyoruz.
Bize uzak gibi dursa bile fark edin; bu çağda, bu yılda, bu gezegendeyiz. Uyanın!
Endüstri devrimi, karanlık fabrika, mülakatlarda yapay zekâ, kapımıza gelen yemek, evden denediğimiz kıyafetler…
Bir yandan da gelecekte tüm bunlara erişebilecek geliri nasıl kazanacağımızın kaygısı.
İşsizlik, mesleksizlik, vasıfsızlık vb.
Okumadığımız, araştırmadığımız her an vasıfsızlaşıyoruz!
Enerji kaynakları hızla tükeniyor.
Yenilenebilir enerji üretimi için tesisler kuruluyor.
Doğalgaz kaynakları bulunuyor. Petrol varil fiyatı katlandıkça katlanıyor. Ona gelen zam masamızdaki tuza bile yansıyor. Kapitalist sistemin elinde birer oyuncak olarak sadece düzen bozulmasın diye çalışıyoruz.
Toplumlar ikiye ayrılmış durumda.
Tıpkı ülkelerin gelişmişlik düzeyi gibi toplumlarda ayrıştı birbirinden. Hatta öyle ki; il il, sokak sokak, mahalle mahalle ayrıştık, ayrıştırıldık.
Sosyo kültürel düzey, eğitim, ekonomik olarak farklılaştığımız gibi geleceğe bakışımızda farklı farklı artık. İçinde bulunduğunu kaybetmemek için çabalayan da var, artık yeni bir çağ gelsin diye sabırsızlananlar da var; benim gibi!
Çok fazla bilgi var ve gittikçe artacak. Hepsini bilme korkusu saracak dört bir yanımızı. Yetişememe, gelişememe telaşı başlayacak.
Enformasyon en büyük nimet olurken artık “Toplum 5.0” servis ediliyor.
Dijitalleşme, teknoloji, yapay zeka ve robotların etkisinin toplum yaşamına tam olarak yansıdığı, insanlarla makinenin ilişkisinin maksimize edildiği toplum çeşidi! Amaç buna evrilmek ve sanıyorum ki buna şaşırmıyoruz bile. Hibrit sistemleri, Zoom toplantılarını, evden eğitimi bile garipserken şimdi hepimiz bu şekilde yaşamak istiyoruz. İşte bu pazarlama biliminin en sihirbaz hali!
Herkes için normalleşen bir unsurda nüfusun çok fazla olduğu gerçeği. Karanlık fabrikalara dönüşümü, işverenler ve şirket CEO’ları gayet mantıklı olarak açıklıyor ve nasıl haklı olduklarına bizleri ikna ediyorlar. Gelen teknolojiden ayrışmak, yok olmak demek.
Peki, işsiz kalanlar?
Toplum 5.0 ‘da insanın daha verimli, daha iyi şartlarda, insan onuruna yaraşır şekilde yaşaması var. Dünya tarihi çeşitli olaylar ile çağ açıp, çağ kapattı bugüne kadar. Endüstri 4.0 Avrupa’ya yayılırken, Japonya bu teknolojik değişmenin yanı sıra insanın merkeze alınması gerektiğini düşünüyordu. Bu nedenle yapay zeka tarafından yönetilen toplumlar yerine, insanlara fayda sağlayacak teknoloji ile bütünleşmiş toplum ideali tasarlandı. Yeteneklerin teknolojiyle desteklendiği, işsizliğin, geçim kaygısının olmadığı bir sistem.
Japonlar “Süper Akıllı Toplum” felsefesiyle Toplum 5.0 kavramını oluşturdular.
Ekonominin meşhur tanımında insan ihtiyaçlarının sınırsız oluşu vurgulanır. Buna karşılık kaynaklar kıttır ve faydanın maksimum olacak şekilde dağıtılması gerekir. Süper akıllı toplumda da hizmet ve ürünlere sınırsız ihtiyaç duyan bireylere, ihtiyaç duydukları zamanda ve ölçüde, cinsiyet, yaş, bölge gibi farklılıklarına bakılarak en yüksek kalitede hizmet verileceği vaad edilmekte. Ekonomi ve Toplum 5.0 felsefesinin tanımı ne kadar da benziyor değil mi? Ne olursa olsun önce ekonomi, önce para! Sermaye için, sermaye tarafından üretilen modeller bunlar.
Burada iyi vatandaş olma kavramı, toplum içindeki davranışların puanlanması, her hareketimizin gözlenmesi gibi unsurlar soru işareti olarak beklemede!
“Toplum 5.0” bir rüya, ulaşılamaz bir cennet değil. Projenin bir üst kademesi. Oraya doğru gidiyoruz. Sanıyorum ki sorunları çözmeden, içimizdeki çalkantı bitmeden radikal bir şekilde olacak her şey. Başaranlar devam edecek, başaramayanlarda zamanla yok olacak!
Sosyal refah, işlerin kolaylaşması, hizmetlerin kalitesinin yükselmesi vb. kulağa hoş geliyor. Ancak siber olarak donatılmış bir çevrede ne kadar özgür olacağız belirsiz.
Gerçi alışkınız biz; şimdi de biri bizi gözetliyor, dinliyor hiç şüphesiz!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İrem GÜNER
Toplum 5.0
Sıradan sorunlar ile bize çok uzak “ütopik” sorunlar arasında sıkışıp kaldık.
Ne çok geliştik ne de Dünya dışına itildik.
Bir yakalarsak teknolojinin ucundan uçup gideceğiz ama ne zaman?
Teknolojiyle nasıl bir atılım gerçekleşiyor, tanıklık ediyoruz.
Bize uzak gibi dursa bile fark edin; bu çağda, bu yılda, bu gezegendeyiz. Uyanın!
Endüstri devrimi, karanlık fabrika, mülakatlarda yapay zekâ, kapımıza gelen yemek, evden denediğimiz kıyafetler…
Bir yandan da gelecekte tüm bunlara erişebilecek geliri nasıl kazanacağımızın kaygısı.
İşsizlik, mesleksizlik, vasıfsızlık vb.
Okumadığımız, araştırmadığımız her an vasıfsızlaşıyoruz!
Enerji kaynakları hızla tükeniyor.
Yenilenebilir enerji üretimi için tesisler kuruluyor.
Doğalgaz kaynakları bulunuyor. Petrol varil fiyatı katlandıkça katlanıyor. Ona gelen zam masamızdaki tuza bile yansıyor. Kapitalist sistemin elinde birer oyuncak olarak sadece düzen bozulmasın diye çalışıyoruz.
Toplumlar ikiye ayrılmış durumda.
Tıpkı ülkelerin gelişmişlik düzeyi gibi toplumlarda ayrıştı birbirinden. Hatta öyle ki; il il, sokak sokak, mahalle mahalle ayrıştık, ayrıştırıldık.
Sosyo kültürel düzey, eğitim, ekonomik olarak farklılaştığımız gibi geleceğe bakışımızda farklı farklı artık. İçinde bulunduğunu kaybetmemek için çabalayan da var, artık yeni bir çağ gelsin diye sabırsızlananlar da var; benim gibi!
Çok fazla bilgi var ve gittikçe artacak. Hepsini bilme korkusu saracak dört bir yanımızı. Yetişememe, gelişememe telaşı başlayacak.
Enformasyon en büyük nimet olurken artık “Toplum 5.0” servis ediliyor.
Dijitalleşme, teknoloji, yapay zeka ve robotların etkisinin toplum yaşamına tam olarak yansıdığı, insanlarla makinenin ilişkisinin maksimize edildiği toplum çeşidi! Amaç buna evrilmek ve sanıyorum ki buna şaşırmıyoruz bile. Hibrit sistemleri, Zoom toplantılarını, evden eğitimi bile garipserken şimdi hepimiz bu şekilde yaşamak istiyoruz. İşte bu pazarlama biliminin en sihirbaz hali!
Herkes için normalleşen bir unsurda nüfusun çok fazla olduğu gerçeği. Karanlık fabrikalara dönüşümü, işverenler ve şirket CEO’ları gayet mantıklı olarak açıklıyor ve nasıl haklı olduklarına bizleri ikna ediyorlar. Gelen teknolojiden ayrışmak, yok olmak demek.
Peki, işsiz kalanlar?
Toplum 5.0 ‘da insanın daha verimli, daha iyi şartlarda, insan onuruna yaraşır şekilde yaşaması var. Dünya tarihi çeşitli olaylar ile çağ açıp, çağ kapattı bugüne kadar. Endüstri 4.0 Avrupa’ya yayılırken, Japonya bu teknolojik değişmenin yanı sıra insanın merkeze alınması gerektiğini düşünüyordu. Bu nedenle yapay zeka tarafından yönetilen toplumlar yerine, insanlara fayda sağlayacak teknoloji ile bütünleşmiş toplum ideali tasarlandı. Yeteneklerin teknolojiyle desteklendiği, işsizliğin, geçim kaygısının olmadığı bir sistem.
Japonlar “Süper Akıllı Toplum” felsefesiyle Toplum 5.0 kavramını oluşturdular.
Ekonominin meşhur tanımında insan ihtiyaçlarının sınırsız oluşu vurgulanır. Buna karşılık kaynaklar kıttır ve faydanın maksimum olacak şekilde dağıtılması gerekir. Süper akıllı toplumda da hizmet ve ürünlere sınırsız ihtiyaç duyan bireylere, ihtiyaç duydukları zamanda ve ölçüde, cinsiyet, yaş, bölge gibi farklılıklarına bakılarak en yüksek kalitede hizmet verileceği vaad edilmekte. Ekonomi ve Toplum 5.0 felsefesinin tanımı ne kadar da benziyor değil mi? Ne olursa olsun önce ekonomi, önce para! Sermaye için, sermaye tarafından üretilen modeller bunlar.
Burada iyi vatandaş olma kavramı, toplum içindeki davranışların puanlanması, her hareketimizin gözlenmesi gibi unsurlar soru işareti olarak beklemede!
“Toplum 5.0” bir rüya, ulaşılamaz bir cennet değil. Projenin bir üst kademesi. Oraya doğru gidiyoruz. Sanıyorum ki sorunları çözmeden, içimizdeki çalkantı bitmeden radikal bir şekilde olacak her şey. Başaranlar devam edecek, başaramayanlarda zamanla yok olacak!
Sosyal refah, işlerin kolaylaşması, hizmetlerin kalitesinin yükselmesi vb. kulağa hoş geliyor. Ancak siber olarak donatılmış bir çevrede ne kadar özgür olacağız belirsiz.
Gerçi alışkınız biz; şimdi de biri bizi gözetliyor, dinliyor hiç şüphesiz!