Proseste, yıkama, ağartma, boyama işlemlerinde çok yoğun bir şekilde içme suyunun kullanıldığını biliyoruz.
Peki, bu içme suyu nereden temin ediliyor?
Acaba...
Proseste kullanılan içme suyu yer altından mı çekiliyor?
Atıklar Bursa ovasına mı deşarj ediliyor?
Nilüfer çayının bu denli kirletilmesinde, Bursa ovasının bu şekilde katledilmesinde, çevrenin bu oranda tahrip edilmesinde, Bursa'nın susuz kalmasında;
İleri arıtma olmamasının ve kaçak boyahanelerin rolü nedir?
Uludağ OSB'nin önceki dönem başkanı Yunus Aydın'ın ifadelerine bakılırsa, bölgede kaçak, ruhsatsız boyahaneler var!
Ah Bursa'm!
Sahipsizsin be Bursa'm.
***
Bir toplantıda aynı masada oturduğumuz kişi kendisini tanıttı;
"Sanayiciyim" dedi.
Tekstil sektöründe olduğunu, boyahanesinin bulunduğunu, yüzlerce kişiyi istihdam ettiğini ifade etti.
Sordum kendisine;
"Müşteriniz olan tekstilcilerden kaç tanesi kendi markası ile üretim yapıyor?"
Cevap beklediğimiz gibi;
"Sıfır"
Sordum;
"Arıtma tesisiniz var mı?" dudak büktü!
Dedim ki;
"Siz sanayici değilsiniz!
Çünkü sanayici tanımına uymuyorsunuz. Keşke sizler ve tekstil sektörü Bursa'da hiç olmasaydınız.
Bursa'da çevre bu denli kirlenmezdi, Nilüfer Çayı kanser kusmazdı.
Sizler sanayici değil, taşeron, tedarikçi, fasoncusunuz, genel kirleticisiniz."
Kızdı, kim olduğumu sordu!
O kızdı, ben güldüm, daha çok kızdı ve "Peki, sanayici değilsek biz kimiz?" diye sormaya devam etti.
"Dedim ya, genel kirleticisiniz. 'İstihdam oluşturuyoruz' sloganına sığınıp, karın tokluğuna insanları çalıştırıyorsunuz, Bursa'yı kirletiyorsunuz, tarım arazilerini mahvediyorsunuz.
Hani, şu çöpleri karıştıran ve atıkları toplayan çocuklar var ya, onlar kadar faydalı değilsiniz.
Onlar temizliyor, siz kirletmekle kalmıyor, çevreyi tahrip ediyorsunuz, havayı kirletiyorsunuz, suyumuzu hoyratça tüketiyorsunuz!"
Önce çok kızdı!..
"Bu kadar radikal ve sert nasıl konuşuyorsunuz, siz kimsiniz?" diye sordu.
Meseleye vakıf oluşumuz, Bursa sevdalısı duruşumuz, teknik bilgileri sunuşumuz karşısında, zannediyorum vicdanının sesine kulak verdi ve şöyle dedi;
"Sizi çok sevdim, sizinle görüşmek isterim..."
***
Velhasıl...
Yunus Aydın'ın ifşaatlarına kulak vermek, önlem almak lazım.
Sahipsiz Bursa'ya sahip çıkmak lazım.
Çocuklarımıza fasonculuğu, tedarikçiliği, taşeronluğu değil, sanayiciliği çevre bilincini anlatmak lazım.
Fasoncuları, taşeronları, tedarikçileri de markalaşmaya, yerli ve milli ürünleri (özellikle de ithal etmek zorunda olduğumuz ürünleri) üretmeye teşvik etmek lazım...
İleri arıtmayı kurmak, ruhsatsız boyahaneleri kapatmak, Bursa'yı da kurtarmak lazım.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa KARAMAN
Kızmak yok siz sanayici değilsiniz!
Uludağ Organize Sanayi Bölgesi önceki dönem başkanı Yunus Aydın'ın sosyal medyada yapmış olduğu paylaşım oldukça dikkatimizi çekti.
Paylaşımın siyasi ve kişisel içeriğini bir kenara koyarsak, Bursa'yı ilgilendiren bölümünü birlikte okuyalım;
"İleri arıtma şart, yeni boyahane kurulmamalıdır. Kaçak olanlarda kapatılmalıdır."
Uludağ OSB nerede?
Bursa ovasının bereketli tarım diyarı Gürsu'nun merkezinde.
Açıklamadan anladığımız şu;
Arıtma var, ama ileri arıtma değil, yani arıtma yeterli değil!
En korkunç olanı da şu;
Kaçak boyahaneler var ve bunlar ileri olmayan arıtma sistemine de bağlı değil!
Biliyorsunuz, boyahanelerin atıkları kanserojendir!
Bu atıklar nereye deşarj ediliyor?
Proseste, yıkama, ağartma, boyama işlemlerinde çok yoğun bir şekilde içme suyunun kullanıldığını biliyoruz.
Peki, bu içme suyu nereden temin ediliyor?
Acaba...
Proseste kullanılan içme suyu yer altından mı çekiliyor?
Atıklar Bursa ovasına mı deşarj ediliyor?
Nilüfer çayının bu denli kirletilmesinde, Bursa ovasının bu şekilde katledilmesinde, çevrenin bu oranda tahrip edilmesinde, Bursa'nın susuz kalmasında;
İleri arıtma olmamasının ve kaçak boyahanelerin rolü nedir?
Uludağ OSB'nin önceki dönem başkanı Yunus Aydın'ın ifadelerine bakılırsa, bölgede kaçak, ruhsatsız boyahaneler var!
Ah Bursa'm!
Sahipsizsin be Bursa'm.
***
Bir toplantıda aynı masada oturduğumuz kişi kendisini tanıttı;
"Sanayiciyim" dedi.
Tekstil sektöründe olduğunu, boyahanesinin bulunduğunu, yüzlerce kişiyi istihdam ettiğini ifade etti.
Sordum kendisine;
"Müşteriniz olan tekstilcilerden kaç tanesi kendi markası ile üretim yapıyor?"
Cevap beklediğimiz gibi;
"Sıfır"
Sordum;
"Arıtma tesisiniz var mı?" dudak büktü!
Dedim ki;
"Siz sanayici değilsiniz!
Çünkü sanayici tanımına uymuyorsunuz. Keşke sizler ve tekstil sektörü Bursa'da hiç olmasaydınız.
Bursa'da çevre bu denli kirlenmezdi, Nilüfer Çayı kanser kusmazdı.
Sizler sanayici değil, taşeron, tedarikçi, fasoncusunuz, genel kirleticisiniz."
Kızdı, kim olduğumu sordu!
O kızdı, ben güldüm, daha çok kızdı ve "Peki, sanayici değilsek biz kimiz?" diye sormaya devam etti.
"Dedim ya, genel kirleticisiniz. 'İstihdam oluşturuyoruz' sloganına sığınıp, karın tokluğuna insanları çalıştırıyorsunuz, Bursa'yı kirletiyorsunuz, tarım arazilerini mahvediyorsunuz.
Hani, şu çöpleri karıştıran ve atıkları toplayan çocuklar var ya, onlar kadar faydalı değilsiniz.
Onlar temizliyor, siz kirletmekle kalmıyor, çevreyi tahrip ediyorsunuz, havayı kirletiyorsunuz, suyumuzu hoyratça tüketiyorsunuz!"
Önce çok kızdı!..
"Bu kadar radikal ve sert nasıl konuşuyorsunuz, siz kimsiniz?" diye sordu.
Meseleye vakıf oluşumuz, Bursa sevdalısı duruşumuz, teknik bilgileri sunuşumuz karşısında, zannediyorum vicdanının sesine kulak verdi ve şöyle dedi;
"Sizi çok sevdim, sizinle görüşmek isterim..."
***
Velhasıl...
Yunus Aydın'ın ifşaatlarına kulak vermek, önlem almak lazım.
Sahipsiz Bursa'ya sahip çıkmak lazım.
Çocuklarımıza fasonculuğu, tedarikçiliği, taşeronluğu değil, sanayiciliği çevre bilincini anlatmak lazım.
Fasoncuları, taşeronları, tedarikçileri de markalaşmaya, yerli ve milli ürünleri (özellikle de ithal etmek zorunda olduğumuz ürünleri) üretmeye teşvik etmek lazım...
İleri arıtmayı kurmak, ruhsatsız boyahaneleri kapatmak, Bursa'yı da kurtarmak lazım.