
Açıklamasında kuduz hastalığının yüzde 99 ölümcül ancak aşı ile yüzde 100 önlenebilir olduğunu vurgulayan Baysal, Sağlık Bakanlığı verilerine göre kuduz riskli temas sayısının 2023'te 437 bine yükselmesinin, kuduz vakalarının arttığı anlamına gelmediğini belirtti. Bu artışın daha çok toplumda oluşan farkındalık ve endişeyle bağlantılı olduğunun altını çizdi.
“Bu veriler, kuduz hastalığının arttığını değil; herhangi bir kedi veya köpek teması sonrası vatandaşların sağlık kuruluşlarına başvurularının arttığını göstermektedir” dedi.
TARİHİ BİLGİLER
Basın açıklamasında kuduz aşısını bulan Louis Pasteur ile Osmanlı İmparatorluğu arasında geçen tarihi sürece de yer verildi. Pasteur’e verilen destekle birlikte 1887’de İstanbul’da kurulan “Dâru’l-Kelb ve Bakteriyoloji Ameliyathanesi”nin, dünyada üçüncü, Doğu’da ise ilk kuduz tedavi merkezi olduğu hatırlatıldı.
TOPLU İTLAFLARA TEPKİ
Baysal, özellikle sahipsiz hayvanların toplanarak öldürülmesini gündeme getiren 7527 sayılı yasaya da değinerek, bu tür uygulamaların Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) tarafından da bilimsel olarak etkisiz bulunduğunu söyledi.
“Toplu itlaflar, kuduz kontrolüne zarar verir. Aşılı ve kısır köpekler hedef alınmakta, bu da toplumsal bağışıklığı zayıflatmaktadır” uyarısında bulundu.
“BİZ DEVLET DEĞİLİZ…”
Serbest çalışan veteriner hekimlerin, devletin asli sorumluluğunda olan sahipsiz hayvanlarla ilgili gönüllü olarak destek sunduklarını belirten Baysal, “Ancak biz devlet değiliz” diyerek bu yükün tamamen veteriner hekimlerin sırtına yüklenemeyeceğini vurguladı.
“Yurttaşlarımızın, serbest veteriner hekimlerin özverisini bilmesini istiyoruz. Devlet nasıl insan sağlığında özel hekimlerden değil, kendi kurumlarından sorumluysa; hayvan sağlığında da aynısı geçerli olmalı” ifadelerini kullandı.
“KORUYUCU HEKİMLİK ESAS ALINMALI”
Kuduzla mücadelenin yanı sıra hayvan sağlığı ve refahı konusunda uzun vadeli, bilimsel ve sürdürülebilir politikalar geliştirilmesi gerektiğini belirten Baysal, çözümün palyatif değil, köklü yaklaşımlarda olduğunu vurguladı:
“Bugün tüm hayvanları toplasak da zoonotik virüsleri yok edemeyiz. Korunmayı öğrenmeli, koruyucu hekimliği benimsemeli ve sağlık yönetimini bu temelde kurmalıyız.”
EĞİTİM, BİLİNÇ VE SORUMLULUK ÇAĞRISI
Sözlerine eğitim sisteminin bu bilinçle şekillendirilmesi gerektiğini belirterek devam eden Baysal, hayvanların sağlık ve bakım sorumluluğunun çocuk yetiştirir gibi ele alınması gerektiğini ifade etti.
“BİLİM REHBERİMİZ OLMALIDIR”
Bursa Veteriner Hekimler Odası olarak, sahipsiz hayvanların yaşam hakkı, halk sağlığı ve toplum güvenliği arasında denge kurularak, bilimsel yöntemlerle hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Baysal, Dünya Kuduz Günü’nün hemen ardından gelen 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’ne de işaret ederek sözlerini şöyle tamamladı:
“Hayvanı ve çevreyi korumadan insanı korumak mümkün değildir, hayvanların sağlıklı ve refah içindeki yaşamının anayasa güvencesini bir kenara bıraksak bile, sadece bu nedenle bile hayvan yaşamı için bilimsel yöntemlerle sorun çözmeyi ilke edinmek zorundayız.”