SON DAKİKA
Hava Durumu

#Abdullah Öcalan

Söz Bursa - Abdullah Öcalan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Abdullah Öcalan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

CHP Genel Başkanı Özel, Zonguldak mitinginde konuştu Haber

CHP Genel Başkanı Özel, Zonguldak mitinginde konuştu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Madenci Anıtı önünde düzenlenen mitingde konuştu. Yerel seçimlerden sonra ilk kez Zonguldak'ta halkın karşısına geldiğini ifade eden Özgür Özel, "O gün meydanlarda söz alıp söz vermiştik. 2019'da sizlere seslendim. ‘Bu sefer sizi duyduk. Siz de bizi duyun. Söz veriyorum. Emeğin başkenti CHP'ye yakışır' demiştim. Siz söz verdiniz belediye başkanımız Tahsin Erdem'i rekor oyla seçtiniz" diye konuştu. Zonguldak'ta halk ekmek aracılığıyla ayda 75 bin ekmek üretildiğini belirten Özel, kent lokantası, anne kafe, iki ayrı okuma salonunun hizmete girmesinin yanı sıra halk plajlarının halkın hizmetine sunulduğunu, kültür merkezinde 640 öğrencinin eğitim gördüğünü ve 15 gün sonra da halk otobüslerinin devreye gireceğini söyledi. Özel, "Ancak bir yandan da Zonguldak'ın boyunu aşmış dertleri, büyük sıkıntıları var. Belediye başkanları uğraşıyor ama ülkeyi yönetenler bir şehre sırtını dönmeye görsünler. Zonguldak eskiden bu ülkede en zengin ilk 10 il arasındaydı. Sosyal gelişmişlik endeksinde şimdi gerilemiş 28. sıraya kadar. Bugün Zonguldak'ın nüfusu 1960 nüfusu. Yani neredeyse 25 yılda memleketi 65 yıl geriye götüren bir anlayış var " şeklinde konuştu. "BU ŞEHİR HER YIL TÜRKİYE'YE EN ÇOK GELİR ÜRETEN 10. ŞEHİR" TÜİK'in Türkiye'de işsizlik oranını yüzde 15-16 olarak açıkladığını Zonguldak'ta ise yüzde 25 olarak açıkladığını ifade eden Özel, "Gerçek anlamda neredeyse Zonguldak'ta her iki gençten bir tanesi ya işsiz ya da hak ettiği gibi bir işte devamlı bir işte çalışamıyor. Kiralık evlerin fiyatı daha da beter. 17 kat artmış Zonguldak'ta. Bu şehir her yıl Türkiye'ye en çok gelir üreten 10. şehir. Peki devletin alırken ilk onda aldığı bu şehre verirken yaptığı yatırım nedir? 81 il içinde 70. sırada. Devlete verirken ilk ondasınız. Devlet size verirken sondan onuncu sıradasınız" dedi. İBB iddianamesiyle ilgili Özel, "İddianame bekledik. Dedik ki yargılanmak için değil, yargılamak için iddianameyi bekliyoruz. 3 bin 900 sayfa iddianame yazdılar 10 gün önceden iletişimine başladılar tuğla gibi iddianame diye çıktı, baktı iddianameye 400 kişi yargılanıyor. Her birinin isminin altına tüm yargılananların adını yazmış ki sayfa tutsun 500 sayfa. Bir kişi bir iddiada bulunmuş dört kişi hakkında sona koyup sondadır, ek birdedir, ek üçtedir diyeceğine herkes için onu altına bir daha bir daha yapıştırmış. Özetlese 40 sayfa 50 sayfada anlatacağı mevzuyu içinde kanıtı olmadığı için 4 bin sayfa diyebilmek için arayan aradığını bulamasın normal vatandaş bir şey sansın diye uzatıp durmuşlar. Ama şunu hepimiz gördük ki yaz boyunca iftira attılar. 8 ay boyunca iftira attılar. Para dediler, para çıkmadı. Rüşvet dediler rüşvet çıkmadı ne görüntü ne kanıt hiçbir şey çıkmadı" dedi. İmralı'ya gidilmesi için yapılan oylamayı değerlendiren Özel, "Mecliste bir oylama yapıldı. Türkiye'de bütün dikkatleri oraya topladılar. AK Parti ile birlikte iki parti şimdi İmralı Adası'na gidecek, Abdullah Öcalan'ı ziyaret edecek. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu komisyona girerken çok tartışmalar oldu. Ne sözler söylediler? Ne dedik? Biz Cumhuriyet Halk Partisi'yiz. Bizim içinde olduğumuz değil, olmadığımız komisyondan korkun dedik" dedi. "Biz DEM Parti ile görüşürken bayramlaştık diye, selamlaştık diye bize terörist diyenler şimdi bizi bir şeye zorlamaya çalışıyorlar" ifadelerinin kullanan Özel, "Demokrasilerde sorunlar demokratikleşerek çözülür. Sorun üstüne kararlılıkla giderek çözülür. Asla ve asla zorlamalarla, tartışmalarla bu şekilde çözülmez" dedi. Özel, "Biz meseleyi asla ve asla hiçbir şekilde engelleyerek, barışın gelmesini engelleyerek Kürt sorununun çözülmesini engelleyerek, terörün bitmesini engelleyerek bir tutum takınacak değiliz. Cumhuriyet Halk Partisi ilk gün durduğu yerdedir. Doğruların demokrasinin sorunun çözümünün arkasındadır. Kimsenin peşine takılmak kimsenin dediğini yapmak, kimsenin planladığı planın parçası olmak zorunda değildir. Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin barışının, kardeşliğinin güvencesidir" dedi. Önümüzdeki Cuma günü Cumhuriyet Halk Partisi'nin program kurultayının yapılacağını ifade eden Özel, 17 yıl sonra parti programının değiştiğini sorunlara çözüm önerilerinin getirildiğini de sözlerine ekledi.

PKK silah bırakma sürecinde: İlk grup silahlarını imha etti Haber

PKK silah bırakma sürecinde: İlk grup silahlarını imha etti

Barış ve Demokratik Toplum Grubu tarafından yapılan açıklamada terör örgütü PKK'nın ilk grubunun silah bıraktığı kaydedildi. Terör örgütü PKK, elebaşı Abdullah Öcalan'ın açıklamalarının ardından PKK silah bırakma sürecine girdi. Yapılan görüşme ve açıklamaların ardından terör örgütü PKK silah bırakmaya başladı. İlk PKK'lı grup silah bırakarak silahları yaktı. Barış ve Demokratik Toplum Grubu konuya ilişkin açıklamaya yaparak, "Demokratik değişim ve dönüşüm sürecine ivme kazandırmak üzere oluşan Barış ve Demokratik Toplum Grubu olarak; burada bulunan ve tarihi demokratik eylemimize tanıklık eden herkesi saygıyla selamlıyoruz" dedi. Açıklamada, "Abdullah Öcalan'ın 19 Haziran 2025 günü açıklamasında dile getirdiği çağrıya cevap olarak buraya geldik. Gelişimiz aynı zamanda Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat 2025 günü açıkladığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, 5-7 Mayıs günlerinde yapılan PKK 12. Kongre kararları temelindedir. Barış ve Demokratik Toplum sürecinin pratik başarısı için bir iyi niyet ve kararlılık adımı olarak ve bundan sonra özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizi, demokratik siyaset ve hukuk yöntemiyle yürütmek amacıyla ve demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması temelinde sizlerin huzurunda silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz" denildi. "Attığımız bu adımın başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımıza, Türkiye ve Ortadoğu halklarına ve tüm insanlığa hayırlı olmasını, barış ve özgürlük getirmesini diliyoruz" denilen açıklamada, "Abdullah Öcalan'ın 'Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum' ifadesine yürekten katılıyor ve bu tarihi ilkenin gereğini yerine getiriyor olmaktan büyük gurur ve onur duyuyoruz. Biliyoruz şimdiye kadar hiçbir şey kolay, bedelsiz ve mücadelesiz olmadı; tersine her şey her gün ağır bedeller ödeyerek ve dişle-tırnakla mücadele ederek kazanıldı. Elbette bundan sonrası da zorlu bir mücadele ile olacak. Bu gerçeği çok iyi biliyoruz, bu temelde yeni başarılar ve demokratik kazanımlar elde etmek üzere, Önder Abdullah Öcalan'ın fikir ve paradigmasına yürekten inanıyor, kendimize ve yoldaşlar topluluğu olarak kolektif gücümüze güveniyoruz" ifadelerine yer verildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bunlar temelinde halkımızın yaşadığı acının sorumlusu olan tüm bölgesel ve küresel güçleri, halkımızın son derece meşru ve demokratik ulusal haklarına saygı göstermeye, barış ve demokratik çözüm sürecine destek vermeye davet ediyoruz. Başta kadınlar ve gençler, işçi ve emekçiler olmak üzere tüm halkları, demokratik ve sosyalist güçleri, aydın, yazar, akademisyen, hukukçu, sanatçı ve siyasetçileri attığımız bu tarihi adımı doğru anlayarak, bizimle, halkımızla dayanışmaya çağırıyoruz. Yine Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü için daha aktif mücadele etmeye, küresel düzeyde demokratik, sosyalist enternasyonal mücadeleyi ve dayanışmayı geliştirip, güçlendirmeye çağırıyoruz. Halkımızı ve tüm siyasi güçlerini, yaşadığımız tarihi sürecin özelliklerini ve Abdullah Öcalan'ın geliştirdiği Barış ve Demokratik Toplum sürecini doğru anlayarak, her alandaki eğitsel, örgütsel, eylemsel görevleri başarıyla yerine getirmeye, demokratik yaşamı geliştirmeye çağırıyoruz"

PKK lideri Abdullah Öcalan serbest bırakılacak mı? Adalet Bakanı açıkladı Haber

PKK lideri Abdullah Öcalan serbest bırakılacak mı? Adalet Bakanı açıkladı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM'de AK Parti Grup Toplantısı öncesinde basın mensuplarının sorularını cevapladı. Terörsüz Türkiye sürecinin önemine dikkat çeken Bakan Tunç, "Terör örgütünün kendini feshetmesi ve silah bırakması kararı, ülkemizin 40 yıldan fazla gelişmesine engel olan terör belasından kurtulmamız bakımından önem arz ediyor. Bu sürece kolay gelinmedi. 40 yıldan fazla büyük bir mücadele gerçekleştirdik, bu mücadelede binlerce şehit verildi. Bundan sonraki süreçte terör olmaması, terörsüz bir Türkiye'ye adım atmamız ülkemizin geleceği ve çocuklarımızın emniyeti açısından çok önemli. Türkiye dünyada güçlü bir ülke olacaksa, bu yüzyıla damga vuracaksak, terörün olmadığı bir Türkiye ile vuracağız" şeklinde konuştu. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iradesi doğrultusunda çalışmaların başlandığını hatırlatan Bakan Tunç, "Bahsettiğiniz yasal düzenlemelerle ilgili olarak DEM Parti, Adalet Bakanlığımızı da ziyaret etti, önerilerde bulunmuşlardı. Daha önce de devam eden çalışmalarımız var. Yargı reformu stratejisi kapsamında geçmiş dönemlerde demokratikleşme adımları ve hukuk devleti ilkesini güçlendiren temel hak ve özgürlükleri tahkim eden çok önemli ilerlemeler sağlandı. Teröre zemin hazırlayan bütün konularda 2002'de OHAL'in kaldırılmasından başlayarak çok önemli aşamalar kaydetti ülkemiz. Özellikle güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesi sayesinde bu ülke bu aşamaya geldi. Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında orada beş amaçtan birisi ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması. Hem soruşturma, hem dava hem de infaz aşaması ile ilgili yapılabilecekler var demiştik ve bu konuda yapılabilecekleri kamuoyuyla paylaşmıştık. O doğrultuda yaptığımız bazı hazırlıklar oldu" ifadelerini kullandı. Bir gazetecinin teröristbaşı Öcalan'ın cezaevi koşullarının iyileştirilip iyileştirilmeyeceği ile ilgili sorusu üzerine Bakan Tunç, "Cezaevi şartlarıyla ilgili olarak zaten yasal çerçevede yapılması gerekenler, genel olarak söylüyorum infaz kanunumuzda yapılabilecek hususlar var. Kanun gerektiren bir husus olursa bunlar yürütmenin yetkisinde olan hususlar değil" dedi. Teröristbaşının serbest bırakılmasına ilişkin soruya da Tunç, "Böyle bir şey söz konusu değil, böyle bir şey de yok" cevabını verdi.

İmralı'yı ziyaret eden DEM Parti heyetinden açıklama: "Görüşme verimli geçti" Haber

İmralı'yı ziyaret eden DEM Parti heyetinden açıklama: "Görüşme verimli geçti"

DEM Parti İmralı heyeti, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'la görüşmek için İmralı Adası'na gitti. DEM Parti heyetinde Van Milletvekili Pervin Buldan ile Avukat Faik Özgür Erol yer aldı. Heyet TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in tedavi gördüğü hastane önünde basın açıklaması yaptı. Buldan, görüşmenin iyi geçtiğini belirterek, "Bildiğiniz gibi bugün sabah saatlerinde İmralı Adası'nda Öcalan'la görüşmek üzere yola çıktık. Öcalan'ın avukatı Özgür Erol Bey'le birlikte yaklaşık iki buçuk saatlik bir görüşme sonucunda tekrar geri döndük. Görüşmenin oldukça verimli geçtiğini özellikle ifade etmek isterim. Yaptığımız görüşmede elbette ki ilk gündem, ilk konu sevgili Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumu oldu. Kendisi de konuyu yakından takip ettiğini, televizyonlarda Sırrı Bey'le ilgili çıkan bütün haberleri izlediğini ve dinlediğini ancak durumuna çok büyük bir üzüntü duyduğunu, en kısa zamanda sağlığına kavuşmasını umut ettiğini özelikle belirtmek istiyorum. Ayrıca süreçle ilgili de hem umudunu koruduğunu hem de çalışmalarını devam ettirdiğinin altını da önemle çizdi. Sevgili Sırrı Süreyya Önder'e hitaben bir mesaj verdi bize. Ben de bu mesajı sizlerin aracılığıyla kamuoyuyla paylaşmak istiyorum" diye konuştu. Buldan, ardından terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın Sırrı Süreyya Önder ile ilgili mesajını okudu. Mektupta, "Sırrı Süreyya Önder’e yaşadığı rahatsızlık nedeniyle şifa diliyorum; ailesine ve tüm dostlarına, sevenlerine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Sırrı Süreyya Önder ile 12 yıllık mesaimiz var. Onun taşıdığı büyük önem şudur: Adıyamanlı ve Türkmen kökenli ideal biri olarak Baba İshak geleneğini temsil ediyor. Büyük barış çabasını topluma yansıtan, toplumsal ön yargıları şahsında kırabilen biridir. Bunu da yaptı. Ön yargıları toplumda kırdı, Mecliste kırdı, sokakta kırdı. Onun şahsında hayata geçen, Anadolu genleri ve kültürü dediğimiz şeydir. Barış dediğimiz şey de Anadolu genlerini, Türkmen geleneğini yaşanılır kılmaktır. Önder böyle biridir ve gerçek Türkmenlik özü budur: En iyi barış kimliği, en iyi barış kültürü. 'Israrla düşmanlaştıralım, bu biçimde siyaset yapalım' anlayışının tam zıddıdır. Önder’in olumsuzluklarla baş etme, onları yönetebilme kültürü önemlidir; ortaya çıkan olumsuzlukları derinleşmeden olumluya dönüştürebiliyor. Herkesin Önder’in kaldığı hastaneye gittiğini, onun anısına bağlılığını beyan ettiğini görüyorum. Bağlılığın gereği, onun barış çabasını pratikleştirmekten geçer. Bir kez daha kendisine, ailesine, sevenlerine, tüm topluma geçmiş olsun dileklerimi sunuyor; bir an evvel iyileşerek en coşkulu, en güçlü haliyle aramızda olmasını diliyorum" ifadeleri yer aldı.

Tunç: "Öcalan’ın ailesi ziyaret başvurusu yaptı, değerlendiriliyor" Haber

Tunç: "Öcalan’ın ailesi ziyaret başvurusu yaptı, değerlendiriliyor"

Bakan Tunç, AK Parti Grup Toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını cevapladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası başlayan protestolarda tutuklanan gazeteciler hakkındaki soru üzerine Tunç, "İstanbul’daki adli soruşturmalar sonrası CHP Genel Başkanı’nın öncülük ettiği sokak çağrısından sonra birtakım eylemler gerçekleşti. Taşkınlık yapanlara adli soruşturmalar yapıldı. Huzuru sağlamak için birtakım tedbirler aldık. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu dolayısıyla başlayan gözaltılar oldu. Gözaltılar içerisinde adliyeye sevk edilip, tutuklananlar oldu. Tabii bunların içerisinde olaylara karışan ve eylemlerde bulunanların dosyalarının durumunu bilmek lazım. Gazetecilerin tutuklanmasını kimse istemez. Orada gazeteci olarak bulunup, şiddet eylemine katılmışsa da yargı durumu nedir bilmemiz mümkün değil. Durumlarını soralım araştıralım. Gazeteciyim diyerek şiddet eylemlerine katılmış ve orada provokasyonda bulunmuşsa da doğru değil" cevabını verdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in boykot çağrısını da değerlendiren Tunç, "Boykot çağrısı yanlış bir politika. Bu ülkenin şirketlerinin tek tek sayılması ve boykota davet edilmesi doğru değil. Bunlardan vazgeçmek lazım" dedi. Kartalkaya'daki otel yangınına ilişkin bilirkişi raporu hakkında konuşan Tunç, "İstanbul Teknik Üniversitesi’nden oluşan uzman bilirkişi heyetinin raporu savcılığa sunuldu. Sunulduktan sonra Özgür Özel hiçbir beyanda bulunmadı. Öncesinde imzasız bir metin üzerinden birtakım dezenformasyonlar yaptı. 78 canımızı kaybettik. Bu acılar üzerinden polemik yapılmaz. Birilerini kurtarmak pahasına belediye ve itfaiye ile ilgili sorumluluğun olmaması yönünde bir görüşü vardı. Özellikle dezenformasyona girdi. Acılar üzerinden istismar yaptı. Ucu nereye dokunursa dokunsun sonuna kadar gidilecek. Bilirkişi raporu geldikten sonra CHP Genel Başkanı sustu. Çünkü orada biz ilke olarak şunu dedik. Ucu nereye dokunursa dokunsun sonuna kadar yargı önünden hesap sorulacaktır" dedi. İmralı heyetinin 4. görüşme talebine ilişkin Tunç, "Görüşme ile ilgili değil. Bir aile görüşmesi ile ilgili bir talep var. Bu talebi biz değerlendiriyoruz. Daha önce biliyorsunuz Ömer Öcalan görüşme yapmıştı aileyle ilgili. Daha evvelden de kardeşinin görüşmeleri olmuştu. Burada tabii kanun çerçevesi içerisinde, hükümlünün hakları çerçevesi içerisinde değerlendirilecek bir konu. Aile görüşmesi ile ilgili talebi değerlendireceğiz" şeklinde konuştu.

Özgür Özel'den şeffaflık çağrısı: Tüm mağdurların rızası alınmalı Haber

Özgür Özel'den şeffaflık çağrısı: Tüm mağdurların rızası alınmalı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'ı parti genel merkezinde ziyaret etti. Özel'e ziyaretinde CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ile Genel Başkan yardımcıları Ensar Aytekin ve Sevgi Kılıç eşlik etti. Ziyaretin ardından Özel ve Erbakan, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Görüşmenin içeriğine dair bilgi veren Özel, "Bugün ilk gündem olarak hem Cumhuriyet Halk Partisi'nin maddi yönden ve hukuken Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın deyimiyle ‘silkelenme' sürecine karşı Cumhuriyet Halk Partisi'nin nasıl birlik ve beraberliğini koruyarak cumhurbaşkanı adayını şimdiden belirleme ve bir erken seçim talebini yükseltme noktasındaki içinde bulunduğumuz süreç hakkında Sayın Genel Başkanıma ve kıymetli heyetine bilgi verme, düşüncelerimizi paylaşma imkanı buldum. Bunun yanında devlet gücünün yanında siyasetin hoş kaldırmayacağı, nezaketsiz yöntemler kullanılarak milletvekili transferleri, belediye başkanı transferleri gibi siyaseten sadece AK Parti'nin tarihine, ‘Buna da tenezzül ettiler' denilebilecek yaklaşımları da karşılıklı olarak değerlendirme imkanı bulduk" ifadelerini kullandı. "ŞEHİT AİLELERİNİN, GAZİLERİMİZİN VE TÜM MAĞDURLARIN RIZALARININ ALINMASI ÇOK ÖNEMLİDİR" Terörist başı Abdullah Öcalan'ın DEM Parti heyeti tarafından kamuoyuyla paylaşılan çağrısı hakkında da konuşan Özel, "Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihsel tutarlılığımızı sürdürüyoruz. Bizim tarihsel tutarlılığımız ve bu sürece yönelik yaptığımız bütün açıklamalar; ‘Bir sorun var mı?' Bir sorun var. Ülkede Kürtler, ‘Sorunum var' diyorsa, Erdoğan'ın geçmişte bu konuda söylediklerini terk edip de ‘Kürt sorunu yoktur' demesiyle Kürt sorunu çözülmüyor. Bu sorunun çözülmesi için Meclis zemininde hiçbir partinin dışlanmadığı, sivil toplumun ve toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği bir çalışmanın mutlaka yapılması gereklidir. Bu çalışmanın başı, sonu demokratikleşmedir. Bu noktada elbette ki her zaman hassasiyetle söylediğim; şehit ailelerinin, gazilerimizin ve tüm mağdurların mutlaka rızalarının alınması, görüşlerinin alınması, onları üzecek, rahatsız edecek işlerin içine girilmemesi çok önemlidir. Bunun dışında biz şeffaflığa vurgu yapıyoruz, samimiyete vurgu yapıyoruz" dedi. "DAHA NE KADAR AÇIKLANMASI LAZIM? DÜN MANSUR BEY BUNU KENDİSİ AÇIKLADI" Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın dün CHP Genel Merkezi'ndeki etkinliğe katılmamasına ilişkin soruya ise şu cevabı verdi: "Daha ne kadar açıklanması lazım? Dün Mansur Bey bunu kendisi açıkladı. Dünkü toplantı 5-6 kompartımandan oluşan bir toplantıydı ve biz ilk toplantıyı gerçekleştirdik, devamında Mansur Bey'in bir ay önceden sizlerin de bildiği gibi ilan edilmiş açılış programı bitti. İl başkanlarıyla toplantı, belediye başkanlarıyla toplantı sürüyor. Bu sırada haberler ‘Mansur Yavaş gelmedi', 'Ekrem İmamoğlu binayı terk etti.' Biz içeride de konuştuk bunu, güldük. Mansur Yavaş açılışından sonra koşa koşa geldi ve açıklaması şu: ‘Bizim toplantımız 14.45'te, ona yetişmeye çalışıyorum' ve Mansur Bey 14 büyükşehir başkanımızla birlikte Ekrem Bey'in de olduğu toplantıya, kendisinin de davetli olduğu toplantıya katıldı ve son derece verimli bir toplantıyı gerçekleştirdik. Şimdi olmayan bir krizi varmış gibi. Hadi birileri dün o yalanı attılar da siz gözünüzle gördünüz Mansur Bey geldi, katıldı, fotoğrafları gördünüz. Bir sorunumuz, bir sıkıntımız yok."

Öcalan'dan PKK'ya silah bırakma çağrısı! Haber

Öcalan'dan PKK'ya silah bırakma çağrısı!

DEM Parti heyeti, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile İmralı Adası'nda üçüncü kez görüştü. İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'ndeki 3'üncü görüşmeye Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk'ün yanı sıra DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile DEM Parti Milletvekili Cengiz Çiçek ve Asrın Hukuk Bürosu avukatı Faik Özgür Erol yer aldı. İstanbul'a dönen heyet, Taksim’de bir otelde Öcalan’ın silah bırakma çağrısını açıkladı. Türkçe, Kürtçe, İngilizce okunan metinde terörist başı Öcalan, "PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur. Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır. Kürt-Türk ilişkileri; bin yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir. Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir. Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır. Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır. Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür" açıklamalarında bulundu. Öcalan silah bırakma çağrısında bulunarak, "Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir. Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır. Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim" ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.