SON DAKİKA
Hava Durumu

#Açılış

Söz Bursa - Açılış haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Açılış haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bakanı Tunç:"Deprem davalarında 78 bin 174 dosyada karar verildi" Haber

Bakanı Tunç:"Deprem davalarında 78 bin 174 dosyada karar verildi"

Gaziantep Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı temel atma töreninde konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Yeni Türkiye Yüzyılı terörsüz bir Türkiye yüzyılı olacak" dedi. Bakan Tunç, belediyelere yönelik devam eden sürece yönelik de, "25 bin hakim ve savcıyı töhmet altında bırakarak, onları karalamaya dönük çabalara da biz hiçbir zaman fırsat vermeyiz" ifadelerini kullandı. Bir dizi programa katılmak üzere Gaziantep'te bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ilk olarak Gaziantep Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı Temel Atma törenine katıldı. Düzenlenen törende konuşan Bakan Tunç, terörsüz Türkiye süreci, belediyelere yönelik devam eden yargı süreci, yatırımlar ve depreme davalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. "TÜRKİYE YÜZYILI TERÖRSÜZ BİR TÜRKİYE OLACAK" Terör örgütünün kendini feshetmesiyle ve silahları yakmasıyla yepyeni bir döneme girdiklerini söyleyen Bakan Tunç, "Türkiye Yüzyılı inşallah terörsüz bir Türkiye olacak. Terörün sona erdiği, artık Türkiye'de çocuklarımızın, kadınlarımızın, gençlerimizin, evlatlarımızın geleceğe güvenle baktığı bir, Türkiye olacak. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Terörsüz Türkiye. 23 yıldan bu yana bunun zemini hazırlandı. Daha 2002'de olağanüstü halin kaldırılmasıyla başlayan bölgede başlayan süreç, ayrımcılığın ortadan kaldırılmasıyla devam eden ve bölgede hiçbir ayrım yapılmadan, Hakkari'sinden Edirne'sine, Muğla'sından Ardahan'ına, her yerine üniversitesinden şehir hastanesine, barajından duble yoluna, demir yollarından havalimanlarına, tünellerine varıncaya kadar, organize sanayi bölgelerini dolduran fabrikalarına varıncaya kadar, hiçbir bölgeye ayrım yapılmadı. Temel hak ve özgürlükler güçlendirildi ve terörle de çetin bir mücadele yapıldı. Bu uğurda binlerce şehit verdik ve bu mücadelenin sonunda, geçen sene Cumhurbaşkanımızın, Ahlat'ta yapmış olduğu konuşma, birlik beraberliğimizi güçlendirelim, bin yıllık kardeşliğimize saplanan bu hançeri çıkaralım, iç cephemizi güçlendirelim vurgusundan sonra, Devlet Bahçeli'nin grupta yaptığı o tarihi çağrıyla beraber yapılan açıklamalar ve terör örgütünün kendini fes etmesi ve silahları yakmasıyla yepyeni bir döneme girdik. İnşallah bu süreç, başarıyla sonuçlanacak ve Türkiye terörden arınmış ekonomisini daha da güçlendirerek, dünyanın en güçlü ülkesi, ülkeleri olma yolunda hızla ilerleyecek. O zaman dünyada adaleti, hakkaniyeti, Filistin'in hakkını, Gazze'nin hakkını daha güçlü sanmayacağız inşallah. Bundan hiç şüpheniz olmasın" ifadelerini kullandı. "SONUCU BEKLEYECEKSİNİZ VE YARGININ KARARLARINA SAYGI DUYACAKSINIZ" Son zamanlarda yargıya yönelik bazı eleştirilere de sert tepki gösteren Bakan Tunç, dosyaların içeriğinden farklı noktalara getirilerek ve siyasallaştırılarak bir algı çalışması yapıldığını belirterek, "Bugün 25 bin hakim ve savcımız var. 25 bin hakim ve savcımız gece gündüz millete hizmet yolunda adaleti tecelli etmek için çalışıyorlar. Ve yargı personelimiz de onlara destek veriyor. Yargımız bağımsız ve tarafsız bir şekilde, kılı kırk yararak bu çalışmaları gerçekleştiriyorlar. Maalesef son zamanlarda yargıya yönelik bazı soruşturmaları, dosyanın içeriğinden farklı noktalara getirerek, siyasallaştırarak bir algı çalışması yapanlar var. O soruşturmaları yargı teşkilatımız bağımsız ve tarafsız bir şekilde delillere dayanarak gerçekleştiriyor. Sonucu bekleyeceksiniz ve yargının kararlarına saygı duyacaksınız. İtiraz mekanizmaları, istinaf mekanizması, temyiz mekanizması, yargının içerisinde hak arama yolları sonuna kadar açık. Ama siz dosyanın içeriğini bilmeden, daha baştan bu kişi suçludur ya da bunun suçu yoktur derseniz, o hukuki olmaz. O nedenle sabırla soruşturmaların sonucunu beklemek gerekir. O soruşturmalardan yola çıkarak, bütün 25 bin hakim ve savcıyı töhmet altında bırakarak, onları karalamaya dönük çabalara da biz hiçbir zaman fırsat vermeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti dediğimiz zaman bundan rahatsız olanlar var. Niye rahatsız oluyorsunuz? Evet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yargısı her zamankinden daha bağımsızdır, tarafsızdır, hukuk devletine ve milli iradeye saygılıdır. Geçmişte acı tecrübeler yaşadık. 27 Mayıs yargısını da hatırlıyoruz. Milletin seçtiklerini ilham sehpasına gönderen yargıyı da hatırlıyoruz" dedi. Temeli atılan Adli Tıp Grup Başkanlığı binasının hizmetleri daha etkin bir şekilde gerçekleştirilmesine imkan sağlayacağını söyleyen Bakan Tunç, "Güzel şehrimize, adalet hizmetlerimizin kapasitesini artıracak önemli bir yatırımı kazandırmak üzere sizlerle birlikteyiz. Çağın gereklerine uygun, modern ve donanımlı bir Adli Tıp Binamızın temelini atmak için bir aradayız. Adaletin tecellisi için, hazırladığı raporlarla maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına önemli katkılar sunan, 200 yıllık bilgi ve tecrübe birikimine sahip Adli tıp Kurumunun yapısını her geçen güçlendiriyor, hizmet binalarımızın sayısını artırıyor, çağın gerisinde kalmış Adli Tıp binalarımızı yeniliyoruz. Bu kapsamda son 2 yılda Denizli, Bursa, İzmir ve Samsun Adli Tıp Grup Başkanlıklarımızın açılışını yaptık, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı binasının temelini attık. Dün Adana'daydık. Şehrimize Adli Tıp Grup Başkanlığını kazandırmak için ilk harcı koyduk. Bugün de şehrimizin önemli bir ihtiyacına cevap verecek, Adli Tıp hizmetlerinin daha etkin bir şekilde gerçekleştirilmesine imkan sağlayacak Gaziantep Adli Tıp Grup Başkanlığının temelini atıyoruz. Gaziantep ile birlikte Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Kilis'e de hizmet verecek bu önemli yatırım, şehrimize, ülkemize, şimdiden hayırlı olsun" dedi. "DEPREM BÖLGESİNE 2.6 TRİLYON LİRAYI AŞAN DEV BİR YATIRIMI GERÇEKLEŞTİRDİK" Deprem bölgesinde şu ana kadar 75 milyar dolar yani 2.6 trilyon lirayı aşan dev bir yatırımı gerçekleştirdiklerini anlatan Bakan Tunç, "Gaziantep'imizle birlikte 11 şehrimiz, bundan 2 yıl önce dünya tarihinin en büyük deprem afetini yaşadı. Depremin ilk anından itibaren Cumhurbaşkanımızın liderliğinde harekete geçtik, bütün imkanlarımızla depremzede kardeşlerimizin yanında olduk. Bu süreçte; deprem bölgemizdeki tüm illerimize ziyaretler gerçekleştirdik, yapılması gereken ne varsa bir an önce tamamlamanın gayretinde olduk. Şu ana kadar bölgenin yeniden ayağa kaldırılması için 75 milyar doları yani 2.6 trilyon lirayı aşan dev bir yatırımı gerçekleştirdik. 2025 yılı bütçemizde de yine 584 milyar liralık yatırımı, kaynağı deprem bölgesinin inşa ve ihyası için tahsis ettik. Bugüne kadar 250 binden fazla konut hak sahibi vatandaşlarımıza teslim edildi. 2025 yılı sonunda da 450 binden fazla konut ve iş yerinin teslimini inşallah tamamlayacağız. Hak sahibi olan bütün vatandaşlarımızın konutlarını ve iş yerlerini teslim edeceğiz. Nitekim bugüne kadar Gaziantep'te 23 binden fazla konut teslim edildi. Yılsonuna kadar toplamda 29 binden fazla konut ve iş yeri teslim edilmiş olacak" ifadelerini kullandı. "DEPREM DAVALARINDA 78 BİN 174 DOSYADA KARAR VERİLDİ" Deprem bölgesindeki yargı süreçleriyle ilgili bilgi veren Bakan Tunç, "Deprem bölgesindeki yargısal süreçlerde ciddi mesafeler kaydettik. Bugüne kadar deprem bölgesinde idari yargıda toplam 112 bin 336 dava açılmış, 78 bin 174 dosyada karar verilmiştir. Ayrıca deprem bölgesi için öncelikli ve acil durumda olan ağır hasar tespiti ve yıkımla ilgili olarak açılan 42 bin 449 davanın, 38 bin 255'inde yani yüzde 90'ında karar verildiğini görüyoruz. Bu zorlu bir süreçte mesai mefhumu gözetmeksizin çalışan yargı mensuplarımıza teşekkür ediyorum. Ayrıca 2025 yatırım programında deprem bölgesinde, 21 adliye hizmet binası, 12 ceza infaz kurumu, 3 adli tıp hizmet binası, 29 mahalde 880 kamu personel konutu yapımı yer alıyor" şeklinde konuştu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bölgede yapılan ve yapılması planlanan projeleri de açıkladı. Deprem bölgesinde planlanan yatırımlar ve projeleri de sıraladı.

Erdoğan : Siper savaşlarının yerini siber savaşlar aldı Haber

Erdoğan : Siper savaşlarının yerini siber savaşlar aldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni'ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, "Bugün 80'i kardeş ülkelerden 241 subayımızı mezun ediyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kurmaylık eğitimlerini başarıyla tamamlayan subaylarımızın mezuniyet töreni vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan memnuniyet duyuyorum. Sizlerin şahsında Türk Silahlı Kuvvetlerimizin her bir mensubuna buradan selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Bugün 80'i dost ve kardeş ülkelerden gelen askeri misafir personel olmak üzere toplam 241 subayımızın mezuniyet heyecanına şahitlik ediyoruz. 14. dönem müşterek komuta ve kurmay eğitimi ile 7. dönem kuvvet harp enstitüleri komuta ve kurmay eğitimlerini alınlarının akıyla nihayete erdiren her bir subayımızı yürekten tebrik ediyorum. Ordumuzun farklı kademelerinde kurmay unvanıyla üstlenecekleri yeni vazifelerinde kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Peygamber ocağı olarak gördüğümüz Silahlı Kuvvetlerimizin istisnasız her bir ferdi, milletimizin gözbebeği, umudu, kıvanç kaynağı ve iftihar beratıdır. Rabbim sizleri her türlü tehlikeden, beladan, musibetten korusun. Yolunuzu da bahtınızı da açık eylesin diyorum. Azerbaycan, Bosna Hersek, Endonezya, Gambiya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs, Kuzey Makedonya, Mali, Moğolistan, Pakistan, Somali, Suudi Arabistan ve Ürdün’den gelerek burada eğitim alan misafir subaylarımızı da yürekten tebrik ediyorum. Sahip oldukları mesleki donanımı, yüksek bir vazife şuuruyla perçinleyen subaylarımızı eğiten komutanlarımıza, hocalarımıza da milletim adına teşekkür ediyor, emekleri ve gayretleri için takdirlerimi iletiyorum" dedi. "GEÇMİŞİN SİPER SAVAŞLARININ YERİNİ BUGÜN ARTIK SİBER SAVAŞLAR ALMIŞ DURUMDA" 2016’da kurdukları Milli Savunma Üniversitesinin kendi alanında dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından biri olma özelliğini sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Silahlı Kuvvetlerimizin geleceğini şekillendirecek, savunma stratejimize yön verecek, kahraman ordumuzu daha ileri noktalara taşıyacak kurmay kadrolarımız bu ocakta yetişiyor. Üniversitemiz bilhassa güvenlik, strateji ve savunma gibi disiplinlerde yüksek düzeyli eğitim, yayın ve araştırma faaliyetleriyle askeri çalışmalar noktasında dünya çapında ses getiren işlere imza atıyor. Üstlendiği misyon ve sahip olduğu vizyonla sivil-asker işbirliğine çok kıymetli katkılar yapan üniversitemiz, başarı çıtasını her geçen gün daha yükseğe taşıyor. Bünyesindeki Harp Enstitüleri, Harp Okulları ve Meslek Yüksekokulları ile ordumuza bilgili, ahlaklı, vatanına, milletine, milli iradeye bağlı subay ve astsubaylar kazandıran üniversitemize, Sayın Rektör ve yöneticilerimize, üniversitemizin sivil-asker eğitimci kadrosuna teşekkür ediyorum. Kuruluşundan itibaren Milli Savunma Üniversitemize daima destek verdik. Her ihtiyacında üniversitemizin yanında olduk. İnşallah, bundan sonra da tüm imkanlarımızla bu güzide kurumun yanında olmaya devam edeceğiz. Değerli arkadaşlarım, şu hakikati burada evvelemirde ifade etmek durumundayım. İkinci Cihan Harbi'nden sonra tesis edilen uluslararası sistemin askeri, siyasi ve iktisadi kırılmalar yaşadığı zorlu bir dönemden geçiyoruz. Ticaret, teknoloji, enerji ve kültür savaşları, askeri ve siyasi rekabetin dozunu günden güne artırıyor. Yapay zeka, insansız teknolojiler, yarı iletkenler ve nadir toprak elementleri gibi yeni değişkenler, konvansiyonel stratejilerin dönüşümünü de zaruri hale getirdi. Geçmişin siper savaşlarının yerini bugün artık siber savaşlar almış durumda. Hem bölgemizde hem dünyada yeni denklemler kurulurken jeopolitik dinamikler de büyük oranda değişim ve dönüşüme uğruyor. Post-liberal dönem olarak da adlandırılan bu yeni gerçeklikte ülkemizin güçlü şekilde var olması, yeni sistemde kutup başı olarak yerini alması için elimizden gelen bütün çabayı gösteriyoruz" diye konuştu. "BURADA YETİŞEN VATAN EVLATLARI KÜRESEL BARIŞ VE GÜVENLİĞİN TESİSİNE ÇOK MÜHİM KATKILAR YAPIYOR" Türkiye'nin yerli ve milli, yüksek teknoloji yatırımlarla savunma sanayindeki hamlelerle küresel planda adından söz ettiren ülkeler arasında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milli Savunma Üniversitemiz burada da hayati sorumluluk üstlenmektedir. Bir yandan ülkemizin caydırıcı gücünü oluşturan kahraman askerlerimizi yetiştirirken, diğer yandan stratejik imkan ve kabiliyetlerimizin tekamülü noktasında önemli adımlar atıyoruz. Buradan yetişen vatan evlatları bölgemizde ve dünyanın farklı ülkelerinde üstlendiği misyonlarla küresel barış ve güvenliğin tesisine çok mühim katkılar yapıyor. Bu vesileyle tüm komutanlarımıza, tüm hocalarımıza, milletimizin istiklal ve istikbali, devletimizin bekası için fedakarca görev yapan tüm askerlerimize ve elbette Türk Silahlı Kuvvetlerimizin komuta kademesine bir kez daha tebriklerimi iletiyorum. Mezuniyet töreninin yanı sıra bugün ayrıca Milli Savunma Üniversitemizde ve bağlı birimlerinde yapımı tamamlanan altı yeni camimizi ibadete açtık. Rektörlük camimizle birlikte açılışını yaptığımız diğer camilerimizin de üniversitemize hayırlı olmasını diliyor, inşasında emeği geçen herkesten Allah razı olsun diyorum. Geçmişi şanla, şerefle, sayısız zaferlerle dolu bir ordu-millet olarak, tıpkı diğer alanlar gibi dünya askeri müktesebatına da çok önemli katkılarda bulunduk. Kurmaylık zekamızı yalnızca harp sahalarında değil, cephe gerisindeki çalışmalarımızda da dost düşman, herkese gösterdik. Tarih boyunca atalarımız bir yandan yeryüzünde iyiliği, adaleti, huzur ve emniyeti hakim kılmak için çabalarken, diğer yandan dünya tarihine geçen önemli başarılara imza attılar. Savaş hukukunun, savaş ahlakının temel ilkelerine her şartta riayet ettik. Bu noktadaki hassasiyetimizi her seferinde vurguladık. Akıncılarımızın 'Allah Allah' nidaları cenk meydanlarından hiç eksik olmadı. Sayıca bizden katbekat nice orduyla karşı karşıya geldik. Ancak tarihimizin hiçbir döneminde, en kanlı muharebe şartlarında dahi kadınlara, çocuklara, yaşlılara, masum ve sivillere dokunmadık" diye konuştu. "BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE'Yİ İNŞA ETMEK BİZİM EN TEMEL VAZİFEMİZDİR" Büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmenin en temel vazifeleri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Farklı kıtalara nizam veren idari ve siyasi teşkilatlanma kabiliyetimizi askeri taktik ve stratejilerimizle besledik, zenginleştirdik. İlk düzenli ve disiplinli ordumuzu bundan tam 2 bin 234 yıl evvel, milattan önce 209'da kurduk. Modern ordularla uygulanan onlu sistemi dünya askeri literatürüne 2 bin yıl önce biz hediye ettik. Alplerimizle, erenlerimizle, gazilerimizle fetih ve gaza ruhunu gönül coğrafyamızın dört bir yanına yayarken, istimalet anlayışımızla aynı zamanda kalpleri de fethettik. Bugün sert ve yumuşak gücün mükemmel terkibini ifade eden akil güç, ecdadımız tarafından istimalet politikası olarak yıllarca uygulandı. Sultan Fatih'in liderliğinde 1453'te topları etkin bir şekilde kullanarak yalnızca İstanbul'u fethetmekle kalmadık, aynı zamanda savaş konseptini de baştan aşağı değiştirdik. Lojistik yapılanmadan, sefer planlamasına, haritacılıktan, haber alma operasyonlarına, harp sahasına yeni bir ufuk kazandırdık. Muharip unsurların sevk ve idaresinde, taktik ve manevra kabiliyetinin geliştirilmesinde dünyada eşi benzeri olmayan yeniliklere imza attık. Değerli arkadaşlarım, bakınız şu örneği özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum. Hadimü'l-Haremeyni'ş-Şerifeyn Yavuz Sultan Selim Han, Mısır Seferi sırasında ‘geçilmez’ denilen Sina Çölü'nü sadece 13 günde geçti. Kendisinden üç asır sonra Napolyon ordularının dahi geçemediği bu çölü üstün bir askeri zekayla tasarladığı ikmal ve su tedarik sistemiyle neredeyse hiçbir zayiat vermeden aşmayı başarmıştır. Aynı şekilde, Malazgirt Savaşı'nda Sultan Alparslan, Türk askeri dehasının bir başka örneği olan hilal taktiğini son derece başarılı bir şekilde uygulayarak Anadolu'nun kapılarını ardına kadar açmıştır. Hayat ve haysiyetimiz için çarpıştığımız, yedi düvele meydan okuduğumuz İstiklal Mücadelesi de hiç şüphesiz milletimizin iman ve cesaretinin yanı sıra, subaylarımızın feraset ve dehasıyla zafere ulaşmıştır. Bu zaferlerden biri de 26 Ağustos 1922'de Gazi Mustafa Kemal'in Büyük Taarruz'la başlayan ve 30 Ağustos'ta Başkomutan Meydan Muharebesi ile taçlanan harekatıdır. Subaylarımızı ‘ordunun ruhu’ olarak tanımlayan Gazi Mustafa Kemal bu harekata ilişkin şu değerlendirmeyi yapmıştır; ‘Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekat, Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir’. Her sayfasını zaferle, erdemle, hakkaniyetle süslediğimiz köklü tarihimiz askeri deha ve kabiliyet anlamında daha nice başarılarla doludur. Şehit ve gazilerimizden emanet aldığımız bu toprakları çok daha güçlü bir şekilde geleceğe taşımak, büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmek bizim en temel vazifemizdir. Çalışmalarımızı şanlı mazimizden aldığımız güç ve cesaretle, milletimize duyduğumuz sarsılmaz güvenle, işte bu istikamette sürdürüyoruz" diye konuştu. "'TERÖRSÜZ TÜRKİYE’ VE ‘TERÖRSÜZ BÖLGE’ HEDEFLERİMİZE DOĞRU KARARLI, ÜMİTLİ VE DİKKATLİ BİR ŞEKİLDE İLERLİYORUZ" Türkiye'nin savunma sanayiinde geldiği noktadan da söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İHA'larımızla, SİHA'larımızla, son teknoloji ürünü kara, hava, deniz ve haberleşme araçlarımızla bugünün savaş konseptini de yine biz belirliyoruz. Diğer taraftan, iç cephemizi de tahkim ediyor, birliğimizi, dirliğimizi, kavlimizi güçlendirmek için tarihi nitelikte adımlar atıyoruz. Bu adımlarla ‘Terörsüz Türkiye’ ve ‘terörsüz bölge’ hedeflerimize doğru kararlı, ümitli ve dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Bu menzile vardığımızda, inşallah çok daha güçlü, çok daha müessir, çok daha muteber bir Türkiye'yi hep birlikte hayata geçirmiş olacağız. Mevlana Celaleddin-i Rumi, bakınız ne diyor; ‘Söz, tir-endaz'ın, yani okçunun çektiği oka benzer.’ Tüm dünya bilsin ki bizim birlik ve kardeşliğimiz de gerilmiş bir yay gibidir. Bu yaydan çıkan her ok, milletimizin bekasına kasteden düşman her kimse ona yönelmiştir. Okun er ya da geç, hedefi tam isabetle vuracağına, kirli kuşatmaları yarıp geçeceğine, Allah'ın izniyle emperyalist planları yırtıp atacağına biz tüm kalbimizle inanıyoruz, bundan hiçbir şüphe duymuyoruz. Buradan milletimizle birlikte, yüzünü Türkiye'ye çevirmiş tüm dost, kardeş ve soydaşlarımıza sesleniyorum. Gazze ve Suriye başta olmak üzere, bölgemizdeki kardeşlerimizin yaşadığı ağır imtihanlar kimseyi endişeye sevk etmesin. Coğrafyamızı kana, katliama, vahşete ve gözyaşına boğmak isteyenlerin pervasızlıkları kimseyi karamsarlığa sürüklemesin. Bin yıldır yaşadığımız bu topraklarda biz nice imtihanlarla karşılaştık. Nice badireler atlattık. Nice musibetlere göğüs gerdik. İçeriden ve dışarıdan nice ihanete muhatap olduk. Ama hepsinin de üstesinden gelmeyi hamdolsun, başardık. Zümrüdü Anka gibi her seferinde küllerinden yeniden doğduk. Zalimler karşısında diz çökmedik. Müstevliler karşısında boyun eğmedik. Zorbalar karşısında teslim olmadık. Can verdik, canımızdan aziz bildiklerimizi kara toprağa verdik. Fakat istiklal ve istikbal sevdamızdan asla taviz vermedik. Bize ömür biçenler oldu. Bize kefen biçenler oldu. ‘Hasta adam’ dediler, ‘bu sefer tamam’ dediler, ‘Türkler yok olacak, esir olacak’ dediler, her defasında Türk’ün sarsılmaz imanına ve çelikten iradesine çarptılar. Her defasında Türk milletinin mücadele azmi, sabrı, cesareti karşısında kaybettiler. Bize ömür biçenlerin çoğu tarih oldu. Çoğu unutulup gitti. Şimdi onları kimse hatırlamıyor. Ama Türk milleti olarak biz, hamdolsun dimdik ayaktayız, tarih yazmaya devam ediyoruz" diye konuştu. "BÖLGEMİZİN ÜZERİNE BARIŞ GÜNEŞİNİN DOĞMASINA KİMSE ENGEL OLAMAYACAK" Konuşmasında birlik ve beraberlik mesajı da veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün vardık, bugün varız, inşallah kıyamete kadar da var olacağız. Her karışı şehit kanlarıyla mühürlenmiş kutsal vatan topraklarında özgürce yaşamaya, zalime kabus, mazlum ve mahzun gönüllere umut ışığı olmaya inşallah ebediyen devam edeceğiz. Unutulmasın ki, karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu andır. Etrafımızdaki karanlık kimseyi ürkütmesin, kimsenin umutlarını kırmasın. Allah'ın izniyle, bölgemizin üzerine barış güneşinin doğmasına kimse engel olamayacak. Coğrafyamızın her köşesinde huzurun hakim olmasına kimse set çekemeyecek. Bugün bir kez daha söylüyorum; karanlıktan beslenenler, kandan ve kaostan beslenenler eninde sonunda kaybedecek, kazanan kardeşlik olacak, insanlık olacak. Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla geniş coğrafyamızda, merkezinde zulmün ve çatışmanın değil, inşallah istikrarın, adaletin, özgürlüğün ve iş birliğinin olduğu yepyeni bir sayfa açacağız. Bu coğrafyanın ebedi sakinleri olarak sırt sırta verecek, kenetlenecek, fitne tüccarlarına aldanmayacak, kurulan tuzaklara düşmeyecek, hep beraber bölgemize yönelik kirli senaryoları inşallah yırtıp atacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu düşüncelerle, kurmaylık eğitimlerini alınlarının akıyla tamamlayan 241 subayımızı ayrı ayrı tebrik ediyorum. Silahlı Kuvvetlerimizin farklı kademelerinde üstlenecekleri vazifelerde her bir subayımıza Rabbimden üstün başarılar niyaz ediyorum. Misafir subaylarımızın da ülkeleri, orduları ve milletleri için hayırlı görevler icra etmelerini, alacakları yeni vazifelerle aramızdaki gönül bağını inşallah daha da güçlendirmelerini temenni ediyorum. Sözlerime son verirken, bu vatan için, bu bayrak için, bu aziz milletin istiklal ve istikbali için toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Her biri cesaret ve fedakarlık timsali olan gazilerimize hayırlı ve bereketli ömürler diliyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla"

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.