SON DAKİKA
Hava Durumu

#Adalet Bakanı

Söz Bursa - Adalet Bakanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adalet Bakanı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan İBB soruşturması çıkışı: "Yargıya müdahale edip durdurun diyemezsiniz" Haber

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan İBB soruşturması çıkışı: "Yargıya müdahale edip durdurun diyemezsiniz"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Cumhuriyet savcıları delilleri araştırmak görevleridir. Yargı bağımsızlığı içerisinde bu işlemler gerçekleşir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmasına müdahale edip durdurun diyemezsiniz. Anayasa 138 maddesi açıktır. Hiçbir makam yargı makamlarına emir, talimat veremez. İddianame boş demeyin" dedi. Bakan Tunç, TBMM Genel Kurulundaki Bakanlığının 2026 yılı bütçesine ilişkin sunumunun ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı. İBB soruşturmasına yönelik ilişkin yargı süreçleriyle ilgili eleştirilere cevap veren Tunç, "Bu soruşturmadan yönelik eleştirileriniz var. Bunu gürültü çıkararak, bağırarak yapmaya çalışıyorsunuz. 4 bin sayfalık iddianame ortada. Burada biz peşinen kim suçludur bizim buradan söylememiz mümkün değildir. Buna karar verecek olan mahkemelerdir. Cumhuriyet savcıları delilleri araştırmak görevleridir. Yargı bağımsızlığı içerisinde bu işlemler gerçekleşir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmasına müdahale edip durdurun diyemezsiniz. Anayasa 138 maddesi açıktır. Hiçbir makam yargı makamlarına emir, talimat veremez. İddianame boş demeyin. Size o tavsiyeleri veren büyüğünüz var. Size o tavsiyeleri iki yıl önce Cumhurbaşkanı adayı gösterdiğiniz eski Genel Başkanınız diyor ‘Arının. CHP seçmenini üzmeyin ‘diyor" dedi.

Bakan Tunç duyurdu: 11. Yargı Paketi Adalet komisyonu'nda kabul edildi! 'Suçla daha etkin mücadele sağlayacak' Haber

Bakan Tunç duyurdu: 11. Yargı Paketi Adalet komisyonu'nda kabul edildi! 'Suçla daha etkin mücadele sağlayacak'

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen 11. Yargı Paketi’nin huzur, adalete erişim ve suçla mücadele alanlarında önemli düzenlemeler içerdiğini belirterek teklifi hayırlı olması temennisiyle duyurdu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen ve kamuoyunda 11. Yargı Paketi olarak bilinen "Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin hayırlı olmasını diledi. 12 farklı kanunda değişiklik öngören teklifin, toplam 38 maddeden oluştuğunu belirten Tunç şu paylaşıma yer verdi: "Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgemizde yer alan hedeflerimiz kapsamında geliştirilen denetim paketi; huzur ve barışı daha da tahakkuk eden, adalete erişimi daha da güçlendiren, geleceğimizin teminatı suçunu koruyan, çocuklarımızı hedef alan suç imkanlarıyla etkin mücadele sağlayan, trafikte sigortanın güvenliğine ayrılanlara cezaları artışı, mutlu günlerimizi üzüntüye çeviren performansın korunmasının sonuna kadar geçen, ceza adaleti sistemi güçlendiren, bilişim ve dolandırıcılık suçlarıyla daha etkin mücadele sağlayan oluşumlar içerir. Kanun Teklifinin TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilmeyen süreç emeği ve katkısı bulunan tüm milletvekillerimize teşekkür ediyorum."

Bakan Tunç: "Pazarlık söz konusu değil" Haber

Bakan Tunç: "Pazarlık söz konusu değil"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı'ndaki Yargı Teşkilatı Toplantısı'nda gazeteciler ile bir araya geldi. Soruları yanıtlayan Bakan Tunç, yargıya güvenin önemini belirterek, "Adalet sistemiyle ilgili bir dezenformasyon, adalete güvensizliğe neden olur. Zaten bu dezenformasyonu yapanların amacı da bu, o güvensizlik oluşsun ve bundan hükümet zarar görsün. Neticede millet zarar görür bundan. Dolayısıyla yargıya güven önemli. Mesela bizi telaşlandıran bir örnek vardı: 'Ceren Özdemir'in katili açık cezaevine çıktı. Yakında topluma karışacak. Katiller aramızda dolaşıyor' diye. Herkesin tanıdığı bir gazeteci yayın yaptı Youtube'dan. Sonra hemen ya bu böyle olmaması lazım, bu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan adam nasıl açık cezaevine çıkar? Acaba var mı bir şey diye bir araştırdık. Adam hala yüksek güvenlikli cezaevinde de çıkması mümkün değil. Ama ne oldu o yayın? Milyonlarca yayıldı. O yayının altına yorumlar yapıldı. İşte adalet! Türkiye'de hukuk yok vesaire. Tabii, ne oluyor o zaman? Adalete güven zedeleniyor. Vatandaşlarımızın adalete güven duygusunun zedelenmemesi lazım" ifadelerine yer verdi. Bazı basın mensuplarının dezenformasyon yaptığını belirten Tunç, "Bazı basın mensupları var ki konuyu gazeteciliğin ötesine taşıyor. Başka bir amaç taşıyor. O, onun bir dezenformasyon olduğunu, yalan haber olduğunu aslında biliyor. Her meslekte olduğu gibi yargının içerisinde yanlış yapanlar da olabilir. Ama bunun sistem içerisindeki ayrışmasını yine yargı kendisi yapar. Gazetecilikte de öyle. Özellikle yargı ile ilgili, adalet ile ilgili konularda yorum yaparken ya da bir sosyal medya paylaşımını gördüğümüzde hemen inanmamamız lazım. 'Acaba, bu böyle mi' diye doğruluğunu tespit etmek lazım. Özellikle yargıya güveni sarsmaya yönelik birtakım propagandalar da yapılıyor" dedi. Bakan Tunç siber suçlar hakkında sorulara, "Bunlar internet yoluyla örgütleniyorlar. İzmir'deki olayda 3 polis şehit oldu. Bunu yapan 16 yaşındaki bir çocuk. Bu çocuk tamamen kendi içine kapalı, hiç ailesinin bile haberi olmadan bilgisayar başında resmen bir eğitim almış ama ona eğitim verenleri de tanımıyor. Tamamen dijital ortamda, internet ortamında görüştüğü, suratını görmediği, yazışmalardan etkilenip kendisini adeta bir örgüt mensubu gibi görüyor. En son yaptığı paylaşımda, 'işte ben' diyor, 'gideceğim, katliam yapacağım' vesaire diye mesaj atıyor. Babasının silahını alıyor ve orada polislerimizi şehit etti. Burada hem bu tür suçlar hem işte uyuşturucu ticareti, sanal bahis, sanal kumar, yasa dışı bütün faaliyetler, yani artık bu teknoloji çağında dolandırıcılık, kripto para vesaire tüm bunlar internet ortamında yapılan eylemler. Şimdi bunlar gerçek hayatta yapılırsa zaten suç. Gerçek hayatta bunları kovalamak daha kolay ama dijital ortamda bunların izini sürmek kolay değil" ifadelerine yer verdi. "11. YARGI PAKETİ'NDE BİLİŞİM SUÇLARIYLA İLGİLİ DÜZENLEMELERİMİZ VAR" Siber suçlara karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi hakkında konuşan Tunç, "2 hafta önce Vietnam'daydık, Siber Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'ni imzaladık. Bütün ülkelerin problemi. Bu suçlar sadece ülke sınırında değil, ülke sınırını aşıyor. Dolayısıyla, ülkelerin tek başına mücadele etmesi mümkün değil. O zaman oturup bir sözleşme yapalım, bu konuda yasalarımızı düzenleyelim, birlikte mücadele edelim düşüncesi hasıl oldu ve biz 80 ülkenin bakanı oradaydık. İlk imzalayan ülkelerden birisiyiz. Bizim 11. Yargı Paketi'nde bilişim suçlarıyla ilgili düzenlemelerimiz var. Bilişim yoluyla işlenen suçların önlenmesi, internet yoluyla işlenen suçların önlenmesine dair bir kanunumuz var ama o genelde kişilik hakları, sosyal medyadaki erişimin engellenmesi falan onları düzenliyor. Türk Ceza Kanunu'nda bilişim suçlarıyla ilgili yapılan düzenlemeler, daha detaylı yapacağımız düzenlemeler" dedi. Yeni nesil suçta sanal dünyanın önemine vurgu yapan Bakan Tunç, "Sanal ortamda suç tespit edebilmek için, nasıl sokakta gece bekçiler var, polis devriye geziyor aynı devriyelerin sanal ortamda da gezmesi lazım siber polislerin. Nasıl açık alanda güvenliğe önem veriyorsak, siber alemde de güvenliğe önem vermemiz lazım. Bizim bu konuda adliyelerde bilişim suçları büroları var. Yeni nesil suç şebekeleri dediğimiz, TCK 220'de yer alan düzenlememiz var. Milletvekillerimiz şu anda bunu teklife daha dönüştürmediler. 11. Yargı Paketi'nde olacak. Çocukları suça sürükleyen, suçta çocukları araç olarak kullananlarla ilgili cezaların arttırılması söz konusu" şeklinde konuştu. 11. Yargı Paketi hakkında bilgi veren Tunç, "Teklifle; örgüt kurmak, yönetmek ve örgüte üye olmak suçlarının hapis cezalarının alt ve üst sınırları artırılmaktadır. Böylelikle suçla daha etkin mücadele edilmesi ve toplumsal huzur ve sükûnun sağlanması amaçlanmaktadır. Buna göre, örgüt kurma ve yönetme suçunun cezası 4 yıldan 8 yıla kadar hapis iken 5 yıldan 10 yıla çıkartılacak. Örgüt üyeliği suçunun cezasının üst sınırı 4 yıl hapis iken 5 yıl hapis cezası olarak belirlenmektedir. Yine örgütün silahlı olması halinde cezada dörtte birinden yarısına kadar yapılan artırım, sadece yarısı oranında olacak şekilde düzenlenmektedir. Buna göre silahlı bir örgütü yöneten kişiye 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilirken teklife göre 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası verilebilecektir" ifadelerine yer verdi. Ayrıca çocukların suçlarda araç olarak kullanılmasına ceza artışı hakkında bilgi vererek, "Diğer yandan, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda çocukların araç olarak kullanılması halinde, örgüt yöneticilerine verilecek cezanın yarısından bir katına kadar artırılacağı kabul edilmektedir. Örneğin örgüt faaliyeti çerçevesi çocuğa bir yeri silahla taratan, birini tehdit ettiren ya da yaralattıran örgüt yöneticisine yöneticilik suçundan dolayı verilecek ceza yarısından bir katına artırılabilecektir. Buna göre 7 yıl 6 ay olacak alt sınırdaki hapis cezası 1/2 oranında artırılırsa 11 yıl 3 ay; 15 yıl olacak üst sınırdaki hapis cezası bir kat artırılırsa 30 yıl olabilecektir. Mevcutta çocuğu araç olarak kullanma diye bir suç yoktu" dedi. "ÖZEL, YARGI MENSUPLARINA HAKARET EDİYOR, TEHDİT EDİYOR, BUNLAR KABUL EDİLEBİLECEK BİR ŞEY DEĞİL" Bakan Tunç, Özgür Özel'in açıklamaları hakkında ise, "Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, özellikle 19 Mart'ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili başlayan soruşturmaların başından itibaren tamamen konuyu, sanki bunlar bir adli soruşturmalar değilmiş, tamamen siyasi amaçla yapılmış soruşturmalarmış gibi bir algı çalışması yapıyor. 19 Mart'tan beri yaptığı bütün toplantılarda özellikle bu soruşturmaları eleştiriyor ama eleştirirken kamuoyuna yansıyan birtakım suçlamaları var. İşte ortaya çıkan Beşiktaş iddianamesi var, İBB Başkanı'nın yaptığı, suç teşkil ettiği iddia edilen suçlamalar var. Bunların esasıyla ilgili herhangi bir şey söylemiyor. Tamamen suçlamaları reddediyor, bu doğru değil. Bunu yaparken de yargı mensuplarına hakaret ediyor, tehdit ediyor, bunlar kabul edilebilecek bir şey değil" değerlendirmesinde bulundu. Soruşturmaların sonucunun beklenmesi gerektiğini vurgulayan Tunç, "Soruşturmaların sonucunu beklersiniz. Bu konuda iddialarla ilgili konulara açıklık getirirsiniz. İstanbul İl Başkanlığı ile ilgili olarak topladığınızı iddia ettiğiniz valiz dolusu paraların, nereden aldığınızı, nasıl toplandığını, kimlerin buraya getirdiğini gündeme getirmiyorsunuz. Sanki hiç ortada suç yokmuş; haksız bir şekilde üzerine gidiliyormuş bir algı oluşturuyor. Yargılama aşamasında, iddianame ortaya çıktıktan sonra yargılama, ilk derecede de iş bitmiyor. Bunun istinafı var, itiraz süreçleriniz olacak, Yargıtay'ı var. Tüm bu süreçler kendi yargı mekanizması içerisinde yürüyecek konular. Ama tabii, olayı farklı bir tarafa çekerek, özellikle kamuoyunu bu davalar bakımından etkilemeye çalışan bir siyaset izleniyor. Bu doğru değil" dedi. "TERÖRÜ SONLANDIRMA NOKTASINDA ÖNEMLİ AŞAMALAR KAYDETTİK" TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunu çalışması hakkında değerlendirmelerde bulunan Tunç, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki komisyonda konuşulanları açıklayamıyoruz, basına kapalı. Ülkemiz, terörle mücadelede gerçekten çok enerji kaybetti. 41 yıl geçti. Şehitler verdik, trilyonlarca kaybımız oldu, ülkemizin gelişmesinin ve kalkınmasının önünde çok büyük engel oldu terör. İstiyoruz ki bundan sonra terör diye bir problemimiz kalmasın. Güvenlik güçlerimiz, ülke içinde ve dışında büyük fedakarlıklar gösterdiler. Terörü sonlandırma noktasında önemli aşamalar kaydettik. Teröre zemin hazırlayan, o teröre mazeret olarak gösterilen bütün unsurları ortadan kaldırdık. Demokratikleşme adımlarının atılması, Kürtçe yasaklarının kaldırılması zaten İmralı'nın çağrısında da bunlar ifade ediliyor. Hepsini söylüyor, diyor ki; 'Artık bir anlamımız kalmadı.' 'Demokrasi için, demokratikleşme için, kimliğimizin var olması için mücadele ettik ama şu anda Türkiye oraları aştı' diyor" ifadelerine yer verdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısının önemli olduğunu vurgulayan Tunç, "Sayın Devlet Bahçeli'nin gruptaki çağrısı çok cesurca, tarihi bir çağrıydı. Sayın Cumhurbaşkanımızın hem Ahlat'ta ondan önceki konuşmalarıyla da bütünleştiği iç cephe vurgusu, milli birlik, kardeşlik vurgusu tüm bunlarla beraber yaklaşık işte 1 yıl geçti. Bu 1 yıllık süre içinde terör örgütü İmralı'da açıklama yapıldıktan sonra kendini feshetti. Silahları yakmayla ilgili bir görüntü gördük, çekilmeyle ilgili açıklamalar oldu. Burada silah bırakma süreci önemli. Milli İstihbarat Teşkilatımız, Milli Savunma Bakanlığımız süreci izliyor. Diğer yandan Mecliste kurulan 'Terörsüz Türkiye Komisyonu' dediğimiz, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu da geniş kesimleri dinledi. Sivil toplumundan tutun da şehit ailelerine varıncaya kadar herkesi dinledi, bakanları dinledi" ifadelerini kullandı. "TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKIRSA KANUN ÇIKACAK GİBİ PAZARLIK SÖZ KONUSU DEĞİL" Çalışmalar hakkında bir pazarlık olmadığını vurgulayan Bakan Tunç, "Meclisin yüzde 90'ının temsili sayesinde orada geniş bir mutabakat var. Bizler de Adalet Bakanlığı olarak bu süreci destekleyen, bu süreci kolaylaştıran, idari uygulamalarla neler yapıldığını Komisyona anlattık. Mevcut mevzuatımız çerçevesi içerisinde yapılan çalışmaların çoğu kamuoyuna yansımadı. Ama uygulamalar, sürecin sağlıklı işlemesi ve sürecin kalıcı hale gelmesi bakımından da önemliydi. Gerek hasta hükümlü ve tutuklularla ilgili endişelerin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar, gerek idare ve gözlem kurullarının, cezaevlerinde iyi hal değerlendirilmesine ilişkin yaptıkları çalışmalar. Bu süreçte özellikle yargı kurumlarının da sürece hassasiyetle baktıklarına şahit olduk. Sürecin kolaylaştırılması konusunda ki yapılan çalışmaları anlattık. Bir pazarlık değil, sürecin getirdiği adımlar olabilir. Yani terör örgütü silah bırakırsa kanun çıkacak gibi pazarlık söz konusu değil böyle hukuk devleti olmaz. Böyle bir pazarlık sürecine devlet girmez. Komisyon süreci önemli, herkes dinlendi. Rapor hazırlayacak ve orada çizilecek yol haritası çerçevesinde yasal düzenleme gerekiyorsa zaten Meclis bu konuda adım atacaktır. Burada özellikle milletimizin hassasiyetleri bizim için önemli. Bu sürecin onları rahatsız edecek bir noktaya gelmemesi önemli. Bu konuda özellikle hassas davranarak milletimizin isteği doğrultusunda biz yol alacağız" dedi. Gazetecilerin Demirtaş hakkındaki karar sorularına Bakan Tunç şu şekilde cevap verdi: "Şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin tek kararı değil bu biliyorsunuz. Yani Öcalan kararı da var geçmişte, Kavala kararı da var. Bakanlar Komitesi'nde görüşmeleri devam edenler de var. Burada Demirtaş ile ilgili dava Kobani Davası. Hepinizin bildiği gibi, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Mayıs 2024 tarihinde Demirtaş ve arkadaşları mahkum olmuştu. Bir kısım sanıklar süreli hapis cezaları ve beraatler de almıştı. Kobani olaylarının azmettiricisi açılan dava 22. Ağır Ceza Mahkemesinde sonuçlanmıştı. Şimdi bu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesinde görülüyor. Burada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin özgürlük ve güvenlik hakkı ihlal edildi. Tutuklamaya yönelik ihlaller nedeniyle, iddia nedeniyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Sözleşmesi'nin 5. maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle yapılan başvuruyu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2. Dairesi ihlal kararı verdi. Bu daire kararına itiraz edilecek mi, edilmeyecek mi gibi bir kamuoyunda tartışmalar oldu. Burada bu süreçlerde biz daire kararlarının Genel Büyük Dairede görüşülmesini istiyoruz. Büyük Daireye gitmeden önce 5 kişilik bir panel var. Bu panel 'görüşülmesine gerek yok' dedi ve daire kararı bu anlamıyla kesinleşti. Daire kararı şu anda Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi tarafından değerlendirilecek." Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına uyduğunun altını çizen Tunç, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına uymayan bir ülkeyiz şeklinde bir genelleme yapılıyor. Bu doğru değil. Bütün ülkelerin uymadığı kararlar var. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olan ülkelerin karara uyma ortalaması yüzde 79. Türkiye'nin uyma oranı ise yüzde 91. Türkiye'de bazı davalar, özellikle dışarıdan da çok siyasallaştırılıyor. O siyasallaştırılan davalar öne çıkarılarak sanki Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının hiçbirine uymuyor gibi bir algı çalışması yapılıyor" ifadelerine yer verdi. Tunç, Demirtaş davasında ise ilk dereceden hüküm verildiğini ve bu hüküm istinafta hükümözlü olarak devam ettiğini ve değerlendirmenin şu anda mahkemenin önünde olduğunu açıkladı. Bakan Tunç yaptığı toplantıda yeni anayasa çalışmaları hakkında ise, "Yeni anayasa konusu Türkiye için önemli. 'Türkiye Yüzyılı, Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına girdik' diyoruz. 'Artık darbeler devri kapanmıştır' diyoruz. Biz darbecilerin yazdırdığı bir anayasayla yönetiliyoruz. Millet tarafından milletin temsilcileri tarafından yazdırılan bir anayasa değil. Millet oy verip kabul etmek zorunda kaldı ama bir an önce demokratik siyasi hayata geçebilmek için kabul ettiği bir anayasa. Sadece darbeciler tarafından yazdırılmış olması bile tek başına anayasanın değişmesi için yeterli bir sebeptir. Diğer yandan, yamalı bohça gibi; 170 küsur madde var, 180 değişiklik var. Yani, maddeden fazla değişiklik yapılmış. Mülga maddeler var, sıkıyönetimle ilgili maddeler var ama hep boş maddeler. Bizim amacımız hem yeknesaklığı oluşturmak, sonradan oluşan kurumların diğer maddelerle uyumunu sağlamak, yeni krizlere yol açmamak, hem de demokratik, sivil, katılımcı bir anlayışla yeni anayasayı milletin temsilcileri ile yazıp millet tarafından onaylanmasını sağlamak" dedi. Yeni anayasanın Türkiye için bir kazanç olacağını söyleyen Tunç, "Böyle bir anayasa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ikinci yüzyılının başlangıcında çok büyük kazanç olur. Temel hak ve özgürlükleri önceleyen, her kesimin kendini içinde bulduğu bir toplum sözleşmesi hüviyetinde bir anayasayı bu ülke yapabilir. Darbe anayasasından da kurtulmuş oluruz. Darbeleri anmak kötü bir şey. O eski karanlık günlere bir daha geri dönmeyelim, bu ülkede bir daha darbe olmasın diye önemli yapısal reformlar da yaptık. İç Hizmet Kanunu 35. maddeyi hep darbelere gerekçe gösterirlerdi. Biz bu maddeyi 14 Temmuz'da yürürlükten kaldırdık. Ertesi gün darbe kalkışması oldu. En son görüştüğümüz kanun oydu Meclis'te. Sıkıyönetimi düzenleyen maddeler kaldırıldı, darbeciler yargılanamaz denilen maddeler kaldırıldı. Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısı, Yüksek Askeri Şura'nın yapısı, askeri yargının kaldırılması bunlar çok demokratik adımlar. Ama bunlar hep muhtelif zamanlarda farklı gerekçelerle yapabildiğimiz ilerlemeler. Ama diyoruz ki artık topyekun millet Meclisinde milletvekillerimizin uzlaşmasıyla bir Anayasa yapalım. İnşallah olur. Terörsüz Türkiye konuştuğumuz şu ortamda, milletvekillerimiz yeni anayasa çalışması içerisinde olursa ve bu konuda uzlaşma sağlanırsa inşallah milletimize olan borcumuzu yerine getirmiş oluruz" ifadelerine yer verdi.

Bakan Tunç'tan CHP'li Başarır'a tepki Haber

Bakan Tunç'tan CHP'li Başarır'a tepki

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'a Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözleri nedeniyle tepki göstererek, ''Bugün de görüyoruz Sayın Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak kelimelerle hakaret ediyorlar. Bu muhalefet anlayışına milletimiz bugüne kadar geçit vermedi, bundan sonra da geçit vermeyecek" dedi. Bartın Üniveristesi'nin akademik yıl açılışna katılmak üzere memleketi Bartın'a gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti İl Başkanlığını ziyaret etti. Burada meşalelerle karşılanan Tunç, yaptığı konuşmada CHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın CHP Bursa 39. Olağan Kongresi'ndeki konuşmasında Cımhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözlerine tepki gösterdi. Bakan Tunç, "AK Parti kuruluşundan bu yana geçen 23 yılda kesintisiz iktidarını devam ettiriyor. Cumhur İttifakı ile beraber millete hizmet yolunda emin adımlarla yola devam diyoruz. 23 yılda ülkemizin 81 vilayetini hiçbir ayrım yapmadan yatırımlarla donattık, eser siyaseti yaptık. Muhalefet karalama siyaseti yaparken, biz eser ürettik, milletimiz için çalıştık. Milletimiz ne istiyorsa onu yaptık. Milletimizin istemediği hiçbir şeyi de yapmadık. İktidarda hep milletimizin hissiyatına tercüman olmaya çalıştık. Sayın Cumhurbaşkanımızın uzun yıllar iktidarda kalmasının sebebi milleti dinlemesidir. Kadrolarıyla beraber millet ne istiyorsa onu yapmasıdır. Ana muhalefetin de bu ülkede uzun yıllar iktidar olamamasının sebebi eserlere karşı gelmesidir, hakaret siyaseti yapmasıdır. Sürekli karalama siyaseti yapmasıdır. Bugün de görüyoruz Sayın Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak kelimelerle hakaret ediyorlar. Milletin defalarca seçtiği, 13 yıl başbakanlık yapan ve iki defa halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanımıza maalesef ağza alınmayacak cümlelerle hakaret eden bir muhalefet anlayışı var. Bu muhalefet anlayışına milletimiz bugüne kadar geçit vermedi, bundan sonra da geçit vermeyecek. Milletimiz hep eser siyaseti dedi, hizmet siyaseti dedi" diye konuştu. Bakan Tunç, parti binası önünde yaptığı konuşmanın ardından il başkanlığında partililerle sohbet etti.

Bakan Tunç: “Rojin Kabaiş olayında hiçbir nokta karanlıkta kalmayacak” Haber

Bakan Tunç: “Rojin Kabaiş olayında hiçbir nokta karanlıkta kalmayacak”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Van Gölü yakınında cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş'in ölümüne ilişkin soruşturma sürecinin devam ettiğini söyledi. Tunç, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan ek bir uzman mütalaası talep edildiğini açıkladı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sosyal medya hesabı 'X' üzerinden Van Gölü yakınında cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş soruşturmasına ilişkin açıklama yaptı. Adalet Bakanı Tunç paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Van ilimizde 27 Eylül 2024 tarihinde kaybolan ve 15 Ekim 2024’te Van Gölü kıyısında cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş adlı evladımızın hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen adli soruşturma çok yönlü şekilde devam etmektedir. Hepimizi derin bir üzüntüye sevk eden bu elim olayın aydınlatılması amacıyla, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından yapılan kapsamlı inceleme sonucunda hazırlanan rapor, soruşturma dosyasına girmiştir." "İSTANBUL ADLİ TIP KURUMUNDAN KONUYA İLİŞKİN EK BİR UZMAN MÜTALAASI TALEP EDİLMİŞTİR" Olaya ilişkin ek bir uzman mütalaası talep edildiğini aktaran Tunç, "Otopsi, biyolojik, toksikolojik ve histopatolojik analizler sonucunda hazırlanan bu rapora ek olarak İstanbul Adli Tıp Kurumundan konuya ilişkin ek bir uzman mütalaası talep edilmiştir. Soruşturma sürecinde kamera kayıtları, telefon incelemeleri, HTS dökümleri ve tanık ifadeleri de detaylı biçimde değerlendirilmiş, evladımızın kullandığı telefonun kilidinin açılması için yurtdışından uzmanların da dahil olduğu teknik çalışma ve bazı dijital materyallerin incelemeleri devam etmektedir" ifadelerinde bulundu. "TÜM SÜREÇ TİTİZLİKLE YÜRÜTÜLMEKTEDİR" Soruşturma dahilinde, hiçbir ayrıntı göz ardı edilmeden bütün deliller ve raporlar derinlemesine incelendiğini vurgulayan Bakan Tunç, "Yargı makamlarının koordinasyonunda tüm süreç titizlikle yürütülmektedir. Başta Rojin evladımızın acılı ailesi olmak üzere milletimiz müsterih olsun; soruşturmada tek bir nokta dahi karanlıkta kalmadan maddi gerçeğin mutlaka ortaya çıkarılması için yoğun bir gayret gösterilmektedir" dedi. Tunç, hayatını kaybeden Rojin Kabaiş'e Allahtan rahmet dilerken, ailesine ve yakınlarına sabır diledi.

Bakan Tunç: "1000 hakim ve savcı yardımcısı alımıyla ilgili sınav ilanını yayımladık" Haber

Bakan Tunç: "1000 hakim ve savcı yardımcısı alımıyla ilgili sınav ilanını yayımladık"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "1000 hakim ve savcı yardımcısı alımıyla ilgili sınav ilanını yayımladık. 850 adli yargı hâkim ve savcı yardımcısı, 100 avukatlık mesleğinden adli yargı hakim ve savcı yardımcısı, 50 idari yargı hâkim yardımcısı alımını gerçekleştireceğiz" paylaşımında bulundu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabı 'X' üzerinden yaptığı paylaşımda, yargı hizmetlerinin vatandaşlara daha etkili ve verimli şekilde sunulması amacıyla tarafsız ve bağımsız yargının insan kaynağını güçlendirmeye devam ettiklerini belirtti. Bakan Tunç yaptığı paylaşımda, hayata geçirilen hâkim ve savcı yardımcılığı müessesesi ile yargının hem niteliğini hem de niceliğini artırdıklarını ifade etti. Tunç, 2023 ve 2024 yıllarında gerçekleştirilen alımların ardından, bu yıl da yeni alımların yapılacağını duyurdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kabine Toplantısı'nın ardından müjdesini verdiği 1000 hâkim ve savcı yardımcısı alımı için sınav ilanının yayımlandığını bildirdi. Bakan Tunç, 850 adli yargı hâkim ve savcı yardımcısı, 100 avukatlık mesleğinden adli yargı hâkim ve savcı yardımcısı, 50 idari yargı hâkim yardımcısı alımı gerçekleştirileceğini açıklayarak, ÖSYM tarafından 20-21 Aralık tarihlerinde yapılacak sınava girecek tüm adaylara başarı diledi. Tunç paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Sınavı kazanarak mülâkat aşamasını da başarıyla tamamlayan hâkim ve savcı yardımcılarımız; 36 aylık eğitim sürecinin 1 yılını Türkiye Adalet Akademisinde, 2 yılını ise tecrübeli hâkim ve savcılarımızın yanında usta-çırak ilişkisi içerisinde çalışarak geçirecekler. Kutsal bir mesleği icra edecek olan hâkim ve savcı yardımcılarımız böylece kürsüye daha donanımlı ve güçlü bir şekilde çıkacaklar. Hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi vizyonumuz doğrultusunda çalışmalarımıza kararlılıkla devam edecek, 'Türkiye Yüzyılı'nı Adaletin Yüzyılı' yapacağız."

Bakan Tunç: Bir ‘al-ver’ süreci söz konusu olamaz. Haber

Bakan Tunç: Bir ‘al-ver’ süreci söz konusu olamaz.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen AK Parti Grup Toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cezaevlerinde hastaların, hangi şartlarda tedavi edildiğinin kanunlarla belli olduğunu dile getiren Bakan Tunç, "Bu şartlar sürekli olarak cezaevi doktorları tarafından da kontrol ediliyor. Gerekirse hastaneye sev edilen durumlar da söz konusu oluyor. Hükümlülerin devlete emanet olduğunu unutmamak lazım. Özellikle sağlık şartlarını korumak gerekiyor. Bu konudaki talepleri de ilgili cezaevi idarelerimiz ve devamında da hastane ve adli tıp raporlarındaki onay süreçleriyle değerlendiriliyor" ifadelerini kullandı. Mülakatlarda bir kanun düzenlemesi yapıldığını bildiren Bakan Tunç, "Daha başarılılar daha önde değerlendirilsin diye. Bizim niyetimiz daha liyakatli, kaliteli bir sistem oluşturmak. Yargıya memnuniyetin sağlanabilmesi için daha güçlü hukukçuların sisteme katılması lazım. Onun için ‘Hukuk Meslekleri Sınavı’nı uygulamaya koyduk. Onun için ‘Hakim, Savcı Yardımcılığı’ sistemini uygulamaya koyduk. Bizim için liyakat önemli. Bizim için önemli olan bu" ifadelerini kullandı. "BİR PAZARLIK VE MÜZAKERE SÖZ KONUSU DEĞİL. BİR ‘AL-VER’ SÜRECİ SÖZ KONUSU OLAMAZ. TOP OYNAMIYORUZ" Türkiye’nin 40 yıldır terörle mücadele ettiğine vurgu yapan Bakan Tunç, "Bu ülkenin önündeki en büyük engel terör belası. Ülkemizin gelişmesi ve kalkınması önünde ayak bağı olan terör belasından kurtulma mücadelesi veriyoruz. Bununla ilgili de çok önemli aşamalar kaydettik. Binlerce şehit verdik. Ülkemizin, milletimizin huzurunu bozan bu beladan kurtulmak istiyoruz. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ekin ayında yaptığı konuşmanın ardından Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da ortaya koyduğu irade sonrası gelişen bir durum söz konusu oldu. İmralı’nın bir çağrısı oldu, terör örgütüne yönelik. Artık terör örgütünün meşruluğunu kaybettiği, örgütün kendini feshetmesi ve silah bırakması yönünde bir çağrıydı. Bu çağrıya henüz cevap verilmiş değil. Cevap verildiğinde, terör örgütü kendisini feshettiğinde Türkiye, ‘Terörsüz Türkiye’ çerçevesinde çok önemli bir aşamaya geçmiş olacak. Bütün hedefimiz terör örgütünün tasfiyesi ve ülkemizin terörden temizlenmesi, vatandaşlarımızın huzurlu bir geleceğe adım atması, çocuklarımı terörsüz bir Türkiye’ye kavuşturmak. Herkesin bu süreçte sorumluluk alması lazım, tüm kesimlerin. Sorumluluk makamındaki kişilerin bu sürece zarar vermemesi lazım, bu sürecin olumlu sonuçlanmasına katkı sunması lazım. Bu nedenle sorumluluk makamındaki kişilerin, konuşmalarını yaparken bu sürece zarar verecek açıklamalardan kaçınmaları lazım. Türkiye’nin içte ve dışta terörle mücadelesi kesintisiz sürdü. Bu uğurda binlerce şehit verdik. Şehitlerimizin emanetine sahip çıkacağız, onların ailelerini incitecek bir tavır içinde de olamayız. Dolayısıyla, yurt dışından terör tehditlerine karşı da hazırlıklı olacağız. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması yönündeki politikamızı da dünya biliyor. Suriye’nin toprak bütünlüğü Türkiye için de önemlidir. O konferansta beyan edilen hususların kabul edilemeyeceğini Dışişleri Bakanımız da ifade etmiştir. Burada ciddi bir mesele var. Terörün tasfiyesiyle ilgili bir çaba var. Bu çabalara destek vermek lazım. Bu çabaları baltalayacak ifadelerden kaçınmak lazım. İmralı heyetinde yer alan ve rahatsızlanan Sırrı Süreyya Önder’in bu sürece yapıcı bir katkısı vardı. İnşallah iyileşir ve sağlığına kavuşur. Bu sürecin devam etmesi lazım. Bu anlamda, ‘topun iktidarda olması’ durumu söz konusu değil. Burada bir müzakere ve pazarlık söz konusu değil. DEM Parti’nin geçen hafta Adalet Bakanlığımıza yaptığı ziyarette, biz bir müzakere yapmadık. DEM Parti Grup Başkanvekillerinin talepleri oldu. Bunlar; cezaevlerinin şartlarıyla ilgiliydi. Hasta hükümlü ve tutuklarının şartları ve onların infaz ertelemeleriyle ilgili ve örgütlü suçlarla ilgili taleplerde bulunuldu. Bir pazarlık ve müzakere söz konusu değil. Bir ‘al-ver’ süreci söz konusu olamaz. Biz top oynamıyoruz. Bu ciddi bir mesele. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti. Her şey kanunlar çerçevesinde yapılabilir. Kanunlarımız el verdiği çerçeve içinde ne yapılması gerekiyorsa yapıyoruz. Kamuoyunda konuşulan infaz düzenlemeleri, ceza adaleti ile ilgili yapılan düzenlemeleri kişiye özel yapmıyoruz. Ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik düzenlemeler olacak. Bunlar içerisinde soruşturma, kovuşturma ve infaz kısımlarıyla ilgili hedefimizde düzenlemeler var. Bunları takdir edecek olan meclisimiz ve milletvekillerimiz. Özellikle infaz düzenlemesi ilgili kamuoyunda konuşulan bazı yanlış anlaşılmalar var. Hukukumuzda, kanunlarımızda özel infaz usulleri var. Bunların uygulanabilmesi için de belli bir ceza miktarının altında olması gereken ceza miktarları var. Ceza adaletine uygun, evrensel kurallara uygun, bugüne kadar yaptığımız reformlar çerçevesinde yapabildiklerimizi yapmaya devam edeceğiz. Zaten Yargı Reformu belgemizde de bu hususlara değindik. Özellikle yeni süreçte Terörsüz Türkiye sürecinin sıkıntıya uğramaması için özellikle bazı partilerin, sorumluluk makamındaki kişilerin çok daha yapıcı davranması lazım. ‘Topun iktidarda olduğu’ yönünde bu tarz açıklamalar sürece fayda sağlamaz. Burada bir pazarlık söz konusu olamaz. İmralı’nın çağrısı açık; terör örgütünün bir an önce kendini feshetmesi, silahları bırakmasına yönelik bir çağrı. Şu an da beklenen bu tüm odaklanılan nokta terör örgütünün kendisi feshetmesi" şeklinde konuştu.

Tunç:  "Darbecilerin yazdığı anayasa değil, yeni anayasaya ihtiyacımız var" Haber

Tunç: "Darbecilerin yazdığı anayasa değil, yeni anayasaya ihtiyacımız var"

Terörsüz Türkiye'nin eşiğindeyiz. Terörün kendini feshettiği, silahların bırakıldığı bir döneme geçerek, ülkemiz için yeni dönemi inşallah başlatacağız" dedi. Kocaeli'de düzenlenen "Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu"na katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, program sonrasında Kocaeli Valiliği, Kocaeli Adliyesi, Büyükşehir Belediyesi, MHP İlçe Başkanlığı ve AK Parti İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. AK Parti Kocaeli İl Başkanlığında partililerle bir araya gelen Bakan Tunç, yaptığı açıklamada, en önemli sanayi kentlerinden biri Kocaeli'de olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. Tunç, Kocaeli'nin, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a en yüksek desteği veren şehirlerden biri olduğunu da belirtti. "ONUN HAYALLERİNİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN GERÇEKLEŞTİRDİ" Adalet Bakanı Tunç, konuşmasının devamında, "AK Partimiz 23 yıldan beri iktidarda. Dünya siyaset tarihinde bu kadar uzun süre kesintisiz, en yüksek oranda seçimler kazanarak iktidarda kalan parti örneği çok yok. Bizim kendi demokratik siyasi hayatımızda da ilk kez bu derece uzun süre iktidarda kalan AK Partimiz ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu başarıyı sağladı. Geçmişte, Menderes döneminde 10 yıllık, sonrasında cuntacılar tarafından önü kesildi. Rahmetli Özal, 7 yıllık başarı ile devam eden bir süreç geçirdi. Bugün ölüm yıl dönümü. Onun hayallerini Recep Tayyip Erdoğan gerçekleştirdi, hatta daha fazlasını. Hem yüksek standartlı demokrasiye kavuşma noktasındaki mücadelede hem de kalkınma hamlelerinde, eser üretmede onun hayallerinin ötesinde icraatlare sahne oldu ülkemiz 23 sene içerisinde. AK Parti'nin bu kadar uzun süre iktidarda kalmasının sebebi milletin sesi olmasıdır. Rekor kıran iktidar sürecimiz oldu" diye konuştu. "YARGIMIZ YOLSUZLUKTAN DA TERÖRİSTTEN DE HESAP SORUYOR" Daha önce darbecilere destek olan bir yargı sisteminin olduğunu söyleyen Bakan Tunç, "28 Şubat'ta darbeciler karşısında adeta cüppelerini seren yargı mensupları vardı. Vesayetçi, darbeci anlayışa destek olan yargı anlayışı yerine bugün cuntacıların karşısında duran, insan haklarını savunan bir yargı sistemine kavuştuk. İşte hazmedilemeyen de bu. Buna hazmedemedikleri için sürekli yargıya adalete yönelik saldırıları görüyoruz. Yargımız her zamankinden daha fazla bağımsız ve tarafsız şekilde görevini yapıyor. Yolsuzluktan da teröristten de hesap soruyor, yanlış yapandan, hukuka aykırı davranandan hesap sormaya devam edecek" şeklinde konuştu. "TERÖRSÜZ TÜRKİYE'NİN EŞİĞİNDEYİZ" Bakan Tunç, açıklamasına şöyle devam etti: "Anayasa'da sıkı yönetim ilan edilebilir diye madde vardı. Milletimizin onayıyla kaldırdık. Darbecilerin yargılanamayacağına yönelik maddeler, hepsi milletimizin 'Evet' oylarıyla değişti. Bunu yeterli görmüyoruz. Yeni anayasaya ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz. Darbecilerin yazdığı anayasa ile değil, milletin temsilcilerinin mecliste yazdığı, onayladığı ve millet tarafından kabul gören demokratik, sivil, katılımcı bir anayasa ile Türkiye Yüzyılı'na başlamamız lazım diyoruz. En önemi hedeflerinden biri terörsüz bir Türkiye. 40 yıldan bu yana bu ülkenin gelişmesinin, kalkınmasının önünde en büyük engel terör örgütüydü. Binlerce şehit verdik. Maddi manevi çok kayıplarımız oldu. Bundan sonra bu ülkede terör olmasın, terör örgütleri olmasın. Çocuklarımız, gençlerimiz huzurlu bir geleceğe kavuşsun diye mücadelemizi sürdürüyoruz. Terörsüz Türkiye'nin eşiğindeyiz. Terörün kendini feshettiği, silahların bırakıldığı bir döneme geçerek, ülkemiz için yeni dönemi inşallah başlatacağız" ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.