SON DAKİKA
Hava Durumu

#Adnan Oktar

Söz Bursa - Adnan Oktar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adnan Oktar haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Adnan Oktar yargılandığı davada 3 suçtan beraat etti Haber

Adnan Oktar yargılandığı davada 3 suçtan beraat etti

İstinafın bozma kararının ardından Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 19 sanık hakkında "resmi belgede sahtecilik", "resmi belgeyi bozmak ve yok etmek", "kaçakçılık", "nitelikli dolandırıcılık" ve "kara para aklama" suçları yönünden yeniden görülen davada karar açıklandı. İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Adnan Oktar ve 14 sanık ile sanık avukatları katıldı. Bazı sanıklar ise duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, 04 Kasım 2013 tarihinde Haydarpaşa Limanı'na gelen 21 adet konteynerın sanık Özkan Mamati'nin beyanına göre, Çin'den çıkışı aşamasında tüm belgelerin imha edildiği, yerine yine kendileri tarafından Çin'de kurulmuş olan TGL HKN Lojistik Firması tarafından sahte belgeler oluşturulduğu aktarıldı. Sanıklar Özkan Mamati, Uğur Şahin, Çağlar Keşkek, Ayşe Osma, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Fatma Ceyda Ertüzün, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, Yeliz Aksoy, İbrahim Tuncer, Sinem Hacer Tezyapar, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Murat Yeşiltuna, Tarkan Yavaş, Adnan Oktar ve Ulviye Didem Ürer'in fikir ve eylem birliği içinde resmi belgede sahtecilik ve kaçakçılık kanununa muhalefet eylemlerinde bulunduklarından bahisle yapılan yargılamalarında uzman bilirkişi tarafından hazırlanan rapora göre, yargılamaya konu beyannamedeki ürünlerin fiziken yurda geldiği kırmızı hat kriterine göre işlem tesis edilerek serbest dolaşıma girdiği, ürünlerde eksik-fazla çıktığına dair veya evrakların uyumsuzluğuna dair bir tespitin yapılamadığı belirtildi. Mütalaada 2 suçun tefrik edilmesi istendi Mütalaada, "kaçakçılık" ve "resmi evrakta sahtecilik" suçlarının yargılaması yapılan dosyadan tefrik edilmesi talep edildi. Dosyada mevcut belge, tutanaklar ve aldırılan bilirkişi raporu nazara alınarak kaçakçılık ve resmi evrakta sahteciliğe ilişkin yargılama konu eşyaların serbest dolaşıma girme öncesi kırmızı hat sürecinde usulsüzlük tespiti bulunmayışı, ithal edilen ürünlerin muhatabı olan Çin'de faaliyet gösteren her iki firmanın Çin menşeili oluşunun vergi kaybına sebebiyet vermediği belirtilen mütalaada, sanıkların bu suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi istendi. Mütalaada, "kaçakçılık" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarının yargılaması yapılan dosyadan tefrik edilmesi istendi. "Ben 70 yaşındayım trafik cezam bile yok" Mütalaaya karşı savunmasını yapan Adnan Oktar, "Arkadaşlarımız konuları anlatıyorlar ama karmaşık bir şey yok. Mehdiyet'in dışında İslam aleminin birleşmesi mümkün değil. Suriye'nin alınmasının sebebi de Mehdi içindir. Mehdinin orada olacağı içindir. Üç dinde mehdiyi bekliyor. Deizm ve ateizm patlama yaptı. Benim zamanında böyle değildi. İman hakikatlerini anlatmak bir yetenektir. 90'ın üzerinde mehdinin çıkacağı şeyler oldu. İsa ve Mesih'te görev başında, Mehdi'de görev başında. Benim böyle bir iddiam yok. Ben Mehdi değilim ama müjdeleyeceğim. Kaçakçılık diye bir şey yok. İtibar düşürmek için yapılmış. Alenen bir kumpas var. Bende Mehdi talebesiyim. Ben 70 yaşındayım trafik cezam bile yok. Birden bire 30 tane suçu işleten insan haline geldim. Yalan, aslı astarı yok. Bizim devletimiz kafasına göre hareket eden bir devlet değildir. Derinliği vardır. Devlet bizim gençlerimizin yiğitliklerini, cesaretlerini denemek istiyor ve gençlerimiz kendilerini kanıtladı. Devlet ne yaparsa hayır ile yapar" dedi. 3 suçtan beraat etti Kararını açıklayan mahkeme, Adnan Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer, Özkan Deniz, Fatma Ceyda Ertüzün, Murat Yeşil Tuna ve Yeliz Aksoy'un "resmi belgede sahtecilik", "resmi belgeyi bozmak ve yok etmek", "kaçakçılık" suçlarından ayrı ayrı beraatine hükmetti. Sanık Ayşe Osma'nın "görevi kötüye kullanma" suçundan beraatına karar veren heyet, sanık Çağlar Keşkek'i "kaçakçılık", "resmi belgede sahteciliğe yardım" suçundan, Uğur Şahin'in ise "kaçakçılık" suçundan beraatına karar verdi. Heyet, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası gereğince kaçakçılık suçuyla birlikte işlenen sahtecilik suçu dışında, kaçakçılık suçundan açılan davaların başka suçlardan açılan davalarla birlikte görülemeyeceğini dikkate alarak sanıklar hakkında açılan "nitelikli dolandırıcılık" ve "kara para aklama" suçlarının bu dosyadan ayrılmasına karar verdi. Adnan Oktar suç örgütü davası Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik 72'si tutuklu 215 sanıklı dava, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesince 16 Kasım 2022'de karara bağlanmıştı. Mahkeme heyeti, örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen sanık Adnan Oktar'ı "örgüt yöneticiliği", "cinsel istismar", "eğitim hakkının engellenmesi", "eziyet", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" ve "kişisel verilerin kaydedilmesi" suçlarından toplam 891 yıl hapisle ceza almıştı. Heyet, Oktar'ı yönetici konumunda bulunduğu için diğer sanıkların suçlarından da sorumlu tutarak, diğer sanıkların cezalarıyla toplamda 8 bin 658 yıl hapse mahkum etmişti.

Adnan Oktar'a bir hapis talebi daha Haber

Adnan Oktar'a bir hapis talebi daha

Silahlı suç örgütü yöneticisi Adnan Oktar’ın cezaevinden örgütsel faaliyetlerine devam ederek, özellikle avukatlar aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, ayrıca deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmayı amaçladığı iddiasıyla güncel yapılanma davasının görülmesine devam edildi. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Adnan Oktar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Mahkemede 7 tutuksuz sanık ile sanık avukatları da hazır bulundu. Talimatlarını cezaevinden avukatları aracılığıyla üyelerine ulaştırdığı aktarıldı Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanık Oktar’ın silahlı suç örgütüne ilişkin yargılandığı sırada talimatlarını avukatları aracılığıyla cezaevinde olan ve dışarıda faaliyetlerine devam eden örgüt üyelerine ulaştırdığını, Oktar’ın örgütün motivasyonunun düşmemesini sağlamaya çalıştığını ve deşifre olan örgüt üyeleri yerine yeni üyeler kazandırmak amacıyla talimatlarını aktardığını belirtti. Mütalaada, sanık Oktar’ın asıl amacının yargılamanın temelsiz olduğunu ve örgüt üyeleriyle arasında gönül bağı olduğunu kanıtlamaya çalıştığı, Oktar’ın yargılama aşamasında etkin pişmanlıkta bulunan kişileri baskı altına alıp, beyanlarından dönmeleri için uğraştığı, sosyal medyadan paylaşımlar yaptırarak örgütü aktif tutmayı hedeflediği ve dışarıda olan örgüt üyelerinin ne şekilde hareket edeceği noktasında karar vererek, sanıklar Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna’na yöneticilik verdiği kaydedildi. Oktar’a 12 yıla kadar hapis talebi Açıklanan mütalaada, sanıklar Adnan Oktar, Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna’nın ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme’ suçundan 5’er yıldan 12’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Mütalaada ayrıca sanıklar Pelin Akçalı, Dilşad Kurt, Pınar Demir, Berat Kartal, Elvan Şahin, Esra Saraçoğlu, Elif Kıral, Adem Mücahit Aydoğan, Aslı Efeoğlu ve Emine Mine Kalça’nın ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak’ suçundan 2’şer yıl 6’şar aydan 6’şar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi. Kısıtlama kararı kaldırıldı Duruşmada söz alan sanık Oktar ve tutuksuz sanıklar, mahkemede açıklanan mütalaaya karşı savunma yapabilmek için süre talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Oktar hakkındaki avukatlarla görüşmesine ilişkin kısıtlama kararının mütalaaya karşı savunma hazırlayabilmesi için kaldırılmasına karar verdi. Heyet, tüm sanıklar ile sanık avukatlarına mütalaaya karşı hazırlanabilmeleri için süre verilmesine de hükmederek, duruşmayı 20 Ocak 2025 tarihine erteledi.

Adnan Oktar savunma yaptı Haber

Adnan Oktar savunma yaptı

Duruşmada savunma yapan sanık Oktar, ‘’Mesela odamda yırtık kağıtlar oluyor, ona el konuluyor içinde şüpheli bir şey var mı diye. Yırtık kağıtta gizli bilgi arıyorlar. Çok kuşkulu ve şüpheli bir durum varmış gibi gösteriliyor ama ortada öyle bir şey yok’’ dedi. Silahlı suç örgütü yöneticisi Adnan Oktar’ın cezaevinden örgütsel faaliyetlerine devam ederek özellikle avukatlar aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, ayrıca deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmayı amaçladığı iddiasıyla örgütün 20 sanıklı güncel yapılanmasına yönelik davanın görülmesine başlandı. İstanbul 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Adnan Oktar ve bazı sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada 2 tutuklu sanık ile 4 tutuksuz sanık da hazır bulundu. ‘’Mesela odamda yırtık kağıtlar oluyor, ona el konuluyor içinde şüpheli bir şey var mı diye’’ Duruşmada savunma yapan sanık Adnan Oktar, ‘’Boş bir dava olduğu için cevap vermekte mahsur görmüyorum. Ben anlamıyorum, bitişiğimde memur bey beni izliyor. 3 ayrı kamerayla izleniyoruz, ayrı bir uzman ayrıca hem izliyor hem inceliyor. Bizim konuşmalarımız ertesi gün kahvehanelerde konuşulmaya başlanıyor. Gizli bir bilgi vermemiz mümkün değil, bu uygulamalardan dolayı anında duyuluyor. Gizli olan savunma delillerini anlatamıyorum, anlatamadığım için de savunma yapılamıyor. 6 yıldır ne bitmeyen kısıtlamalar var. Mesela odamda yırtık kağıtlar oluyor, ona el konuluyor içinde şüpheli bir şey var mı diye. Yırtık kağıtta gizli bilgi arıyorlar. Çok kuşkulu ve şüpheli bir durum varmış gibi gösteriliyor ama ortada öyle bir şey yok. Bu gereksiz kısıtlamayı kaldırsınlar, avukatlarımla doğru düzgün görüşemiyoruz’’ dedi. ‘’Bana isterseniz 1 milyon yıl verin ben bu yoldan dönmem, dönersem neyim’’ Ortada bir örgütün olmadığını iddia eden sanık Oktar, ‘’Burada yapılan şey İngiliz derin devletinin yaptığı bir eylem. Bizim anlattığımız İslam anlayışı yeni gençlik tarafından çok beğenildi. Panik olup ne yapalım dediler benim tutuklanmamı, eserlerime el konulmasını ve bütün faaliyetlerimizin durdurulmasını talep ettiler. Mesela İran Cumhurbaşkanı Reisi’yi şehit ettiler. İngiliz derin devleti tarafından kumpas kuruldu çünkü onlarda Mehdi alerjisi var. Benim arkadaşlarım tertemiz, süper ve kaliteli insanlar. Devlet beni 49 yıldan beri tanır, adli sicilim bile tertemiz. Buna rağmen bu oyunlar yapılıyor daha da yapacaklar. Filistin’de yapılan oyunun ayarlayan da İngiliz derin devletidir. Canım arkadaşlarımı korkuttular, tutukladılar. Silahlı örgüt bilmem ne tamamen uydurma bunlar. Alenen bir oyun oynanıyor ama biz Allah’ın bir hikmeti olarak gördüğümüz için ses çıkarmıyoruz. Bana isterseniz 1 milyon yıl verin ben bu yoldan dönmem, dönersem neyim’’ ifadelerini kullandı. İsveç Barosu’ndan bir gözlemci duruşmada kayıt yaptı Savuma devam ettiği sırada İsveç Barosu’ndan gözlemci olarak davaya katıldığını söyleyen bir kişi, Oktar’ın savunmasından bir kesiti video kaydı altına aldı. Hakime hanımın fark edip uyarmasıyla bazı sanık avukatları, gözlemcinin bunun suç olduğunu bilmediğini söylediğini ve mesajı herkesten sildiğini belirttiler. Bir sanık avukatı ise önemli bir durum olmayacağını düşündüğünü ifade edince mahkeme başkanı, "Nasıl bir şey olmaz? Adnan Oktar burada İngiliz derin devletinden bahsetti, tüm bunları gözlemcinin nereden bilelim İsveç derin devletine aktarmadığını? Hala bir şey olmaz diyorsunuz avukat bey. Maalesef Türkiye kadar özgürlükçü bir ülke yok. Siz gidip yurt dışında bir mahkemede böyle bir kayıt yapın, bakalım ne yapıyorlar size. Neyse devam edelim" şeklinde konuştu. Duruşma yarın devam edecek Ara kararını açıklayan mahkeme, diğer sanıkların savunmalarının alınması için duruşmayı yarına erteledi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, aralarında Adnan Oktar’ın da bulunduğu 20 kişi ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. İddianamede, silahlı suç örgütü yöneticisi olan Adnan Oktar’ın, cezaevinden örgütsel faaliyetlerine devam ederek özellikle avukatlar aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, ayrıca deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmayı amaçladığı anlatıldı. Hazırlanan iddianamede, şüpheli Adnan Oktar’ın mahkeme kararlarıyla silahlı suç örgütünün yöneticisi olarak kabul edildiği ve cezaevinde bulunduğu fakat cezaevinde bulunduğu süreç içerisinde örgütsel faaliyetlerine devam ettiği, özellikle avukatları ve diğer örgüt yöneticileri Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, talimatlarını cezaevi dışında yayılmasını sağladığı, bunu yaparken de özellikle diğer örgüt yöneticileri vasıtasıyla yargılamanın kumpas olduğuna ilişkin kamuoyu oluşturma ve siyasi lobi desteğini alma faaliyetlerine giriştiği kaydedildi. Bu çerçevede şüpheli Oktar’ın ana çatı dosyada ceza alan ve cezaevinde bulunan örgüt üyeleriyle mektup ve avukatlar aracılığıyla iletişim kurduğunun aktarıldığı iddianamede, şüphelinin etkin pişman olmak isteyen örgüt üyelerini engellemeye çalıştığı, özellikle içeride ve dışarıda bulunan örgüt üyeleri üzerindeki etkinliğini devam ettirmeye çalıştığı, ayrıca dışarıda olan, işlem gören veya görmeyen örgüt üyelerinin bir arada kalması yönünde talimat verdiği belirtildi. Ayrıca, hazırlanan iddianamede, şüpheli Oktar’ın cezaevinde kaldığı dönemde özellikle 15 gün gibi kısa sürede yaklaşık 200 avukat ile görüşerek olağan akışa uygun olmayacak şekilde hukuki yardım adı altında görüşmeler gerçekleştirdiği, bu görüşmelerinde örgüte üye kazandırmayı amaçladığı, cezaevine giriş çıkışı kanuni sınırlar çerçevesinde serbest olan avukatlık mesleğinden faydalanmak üzere cezaevi dışındaki örgütsel tavır ve davranışları yönlendirmeye çalıştığı, bu tespit sonucundaysa şüpheli hakkında avukat görüşlerinin kısıtlanması yoluna gidildiği kaydedildi. Hazırlanan iddianamede şüpheliler Adnan Oktar, Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna’nın ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ suçundan 5’er yıldan 12’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması, ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca, örgüt üyelerinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği bütün suçlarından dolayı fail olarak cezalandırılması istendi. Şüphelilerin bu çerçevede ise ‘örgütün veya amacının propagandasını yapma’ suçundan 10,5’ar yıldan 31,5’ar yıla kadar hapis cezası olmak üzere toplamda 15,5’ar yıldan 43,5’ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. İddianamede, diğer 17 şüphelinin ise ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma’, ‘örgüte yardım’ ve ‘örgütün veya amacının propagandasını yapma’ gibi suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.