SON DAKİKA
Hava Durumu

#Akp

Söz Bursa - Akp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Akp haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Pala: “Ortaya atılan iddialar eğitim sisteminin geldiği vahim durumu gözler önüne seriyor!” Haber

Pala: “Ortaya atılan iddialar eğitim sisteminin geldiği vahim durumu gözler önüne seriyor!”

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Mayıs ayında yürüttüğü soruşturmada BTK ve YÖK yetkililerinin elektronik imzalarının kopyalanarak sahte diplomalar düzenlendiği ve bu yolla yaklaşık 400 akademisyenin usulsüz atandığı iddialarının yükseköğretimde ciddi bir güven kaybı yarattığını belirtti. Pala, “Ortaya atılan iddialar bireysel ihmallerin bir sonucu değil, AKP iktidarının yıllardır içini boşalttığı eğitim sisteminin geniş çaplı bir resmidir.” dedi. Prof. Dr. Pala, yaşananların akademik atama süreçlerinde ciddi denetim zafiyetlerini ortaya koyduğunu, bunun da yükseköğretim kurumlarındaki liyakat ilkesini derinden zedelediğini ifade ederek Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e konu hakkında bir soru önergesi iletti. Milletvekili Pala’nın açıklama talebine karşın Bakan Tekin, kendisine 18 Ağustos 2025 tarihinde iletilen soru önergesine Anayasanın 98. maddesi uyarınca öngörülen on beş günlük yasal süre dolmasına rağmen yanıt veremedi. “Usulsüzlüklere zemin hazırlayan mevcut sistem, doğrulama esasıyla yeniden inşa edilmelidir!” Pala, atama ve yükseltme süreçlerindeki zorunlu belge doğrulama adımlarının, kullanılan sistemlerin ve e-imza güvenlik protokollerinin ayrıntılarıyla açıklanmasını istedi. Pala ayrıca her akademisyen için tutulan akademik dosyalarda hangi belgelerin, zaman damgalarının ve görevli imzalarının yer aldığı ile kanıt beyanı olmadan diploma kaydı açma yetkisinin hangi hukuki gerekçeyle verildiğinin kamuoyuna duyurulması gerektiğini de vurguladı. “Akademik atama süreçlerinde değerlendirilen belgeler doğrulanabilir ve baştan sona izlenebilir değilse, usulsüzlüklerin ortadan kaldırılmasından söz edilemez.” dedi. CHP’li Pala, soruşturma dosyasında adı geçen ve bilgisi ile rızası dışında kimlik bilgileri kullanıldığı öne sürülen yöneticilerin göreve başlama tarihleri ile sorumluluk alanlarının netleştirilmesini, usulsüz atandığı iddia edilen kişilerin kimliklerinin ve çeşitli yönetici kadrolarıyla olası yakınlık ilişkilerinin şeffaf biçimde ortaya konulmasını talep etti. “Sorumlular tespit edilmeli, kamuoyu karşısında hesap vermelidir!” Pala, usulsüz kadroya alındığı iddia edilen kişilerin ulusal ve uluslararası yayınlarının dökümünün ve hakemlik süreçlerinde güvenilirliğin nasıl sağlandığının paylaşılmasını istedi. Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarında başarı kaybı ve akademisyen göçüne dikkat çekerek “Kurumlarda akademik yetkinlik ile atama sağlanmadıkça üniversitelerin itibarı kalıcı biçimde zarar görmeye devam edecektir. Bu ülkemiz için bir utanç tablosudur; konunun sorumluları ivedilikle tespit edilmeli ve unvanları ellerinden alınmalıdır.” diyerek Bakan’dan tüm personel için geriye dönük tarama yapılmasını ve sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılmasını talep etti. Pala, söz konusu kişilerin bağlı oldukları kurumlar, bölümler, projeler ve çalışmaların listelenmesini de talep etti. “Sahte diplomalarla hak etmedikleri konumlarda bulunan bu kişiler tıp, mühendislik ve birçok alanda vatandaşın hayatını tehlikeye atabilir. Kamuoyu bilgilendirilmeli, kamu zararı daha da büyümeden önlem alınmalıdır.” diye Bakan’a çağrıda bulundu.

CHP’li Bülbül: “TELE1’e kayyum atanması, basın özgürlüğünün infazıdır!” Haber

CHP’li Bülbül: “TELE1’e kayyum atanması, basın özgürlüğünün infazıdır!”

“GAZETECİLER CASUS, HABER SUÇ, TELEVİZYONLAR TEHDİT SAYILIYOR” Av. Süleyman Bülbül, yaşanan olayın yalnızca bir kanalın değil, halkın haber alma hakkının da hedef alındığını belirtti: “Gazeteciler ‘casus’, televizyonlar ‘tehdit’, haber ‘suç’ sayılır hale geldi. Bu tablo, açıkça bir muhalefetsizleştirme sürecidir. İktidar, basını susturarak toplumu tek sesli hale getirmek istiyor. Çünkü biliyorlar ki; gerçeği duyuran her mikrofon, iktidarın korkusudur.” “DEMOKRASİYİ TASFİYE EDİYORLAR” CHP’li Bülbül, iktidarın sistematik biçimde muhalif sesleri hedef aldığını vurguladı: “Siyasetçiler konuşmasın, gazeteciler yazmasın, hukukçular savunma yapamasın diye demokrasi adım adım tasfiye ediliyor. TELE1’e kayyum atanması, bu planın en açık göstergesidir. Amaç, gerçeği susturmak, toplumu korkutmak ve gelecek seçimleri tek sesli bir düzenin gölgesinde yapmaktır.” “CASUSLUK İDDİASI TAM BİR DELİ SAÇMASIDIR” Merdan Yanardağ’a yönelik iddiaları “hukuksuz ve siyasi” olarak nitelendiren Bülbül, “Casusluk gibi deli saçması bir iddia üzerinden Merdan Yanardağ’ı suçlayıp TELE1’e kayyum atamak tam da bu iktidarın yapacağı iştir. Çünkü onların yönetim anlayışında hakikat, en büyük suçtur.” dedi. “HALKIN İRADESİ KARANLIĞI YARACAK” CHP’li Bülbül, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Basını susturarak, hukuku araçsallaştırarak seçim kazanamazsınız. Ne yaparsanız yapın, ilk sandıkta gideceksiniz. Çünkü halk, sansüre değil özgürlüğe inanıyor. AKP iktidarında artık yalnızca korkunun ve otoritenin sesi var. Ama bilin ki; kayyumla, baskıyla, sansürle halkın vicdanını susturamayacaksınız.”

Ün’den Sert Tepki: “Üretimi Bitiriyorlar, İthalatı Teşvik Ediyorlar!” Haber

Ün’den Sert Tepki: “Üretimi Bitiriyorlar, İthalatı Teşvik Ediyorlar!”

Edirne Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Ediz Ün, alınan bu karara sert tepki gösterdi. Ün, kararın özellikle Türkiye'nin ayçiçeği üretiminde lider konumda olan Edirne ve çevresindeki üreticileri büyük ölçüde etkileyeceğini belirterek şunları söyledi: “ÜRETİCİYE ‘EKİM YAPMAYIN’ MESAJI VERİLİYOR” “Bu karar, Türkiye’nin ayçiçeği üretiminin yarısını karşılayan Edirne, Adana, Konya, Tekirdağ ve Kırklareli’deki üreticilerimize, ‘Siz ekim yapmayın’ demektir. Ocak ve Nisan aylarında yapılacak sıfır gümrüklü ithalat sonrası bahar aylarında ekim yapacak çiftçimiz neden ayçiçeği üretmeye devam etsin? Her yıl ürettiğimiz kadar ayçiçeği üretmemiz gerektiğini her platformda dile getiriyoruz. Ancak AKP, üretimi desteklemek yerine üretimi sabit tutmayı, hatta ithalatla daha da geriletmeyi tercih ediyor. Son beş yıldır üretimimiz 2,2 milyon ton civarında sabitlenmiş durumda. AKP iktidarından önce kendi kendimize yeterlilik oranımız %85’ti, bugün bu oran %51’e düştü. Tüm veriler, AKP’nin tarımda üretmek yerine ithalatı tercih ettiğini açıkça ortaya koyuyor.” “ÜLKE KAYNAKLARI YABANCILARA AKIYOR” AKP’nin ithalat politikalarının Türkiye’nin tarımsal geleceğini yok ettiğini vurgulayan Ün, şu çarpıcı rakamlarla ithalatın boyutlarını gözler önüne serdi: “AKP döneminde 720 bin ton çerezlik, 14 milyon ton yağlık, 10 bin ton tohumluk, 12 milyon ton ham yağ, 250 bin ton rafine yağ ve 14 milyon ton ayçiçeği küspe ithalatına toplamda 26 milyar dolardan fazla ödeme yapıldı. Bu paraları kime ödüyoruz? Savaş halindeki iki ülke, Ukrayna ve Rusya’ya! Bu kararlar, ülke tarımını güçlendirmek yerine yandaşları zengin etmeyi amaçlıyor. Tek adam rejiminin aldığı bu kararlar, tarımımızı yok ederken halkımızı dışa bağımlı hale getiriyor.” “ÇÖZÜM: ÜRETİCİYE DESTEK, PLANLI TARIM” Ün, AKP’nin ithalat odaklı politikalarının yerine üretimi teşvik eden, planlı ve sürdürülebilir bir tarım politikasına geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu önerilerde bulundu: “Üreticimizin desteklenmesi, planlı tarım politikalarının devreye sokulması ve ithalat yerine yerli üretimin teşvik edilmesi şart. Türkiye’nin ayçiçeği üretim potansiyeli yüksek. Ancak üreticiye bu şekilde sırt çevrilirse, üretim tamamen bitecek. AKP gitmeden ülke tarımının kurtuluşu yok.” Ün, ayçiçeği üreticilerinin yaşadığı sıkıntıları TBMM gündemine taşıyacağını ve üretimin sürdürülebilirliği için mücadeleye devam edeceğini ifade etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.