SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ayşe Barım

Söz Bursa - Ayşe Barım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ayşe Barım haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ayşe Barım hakkında yeni gelişme... Haber

Ayşe Barım hakkında yeni gelişme...

Mütalaada, Barım'ın tam teşekküllü hastaneye sevkinin sağlanması istenerek taburcu olduktan sonra sağlık durumu açısından cezaevinde kalmasında sakınca olup olmadığı hususunda değerlendirilme yapılabileceği aktarıldı. Menajer Ayşe Barım'ın Gezi Parkı olaylarında şirketine bağlı sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme' suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis talebiyle yargılanması sürüyor. ‘'Sağlık durumu açısından cezaevinde kalmasında sakınca olup olmadığı hususunda değerlendirilme yapılabileceği oy birliği ile mütalaa olunur'' Davaya ilişkin Adli Tıp Kurumu 11. İhtisas Kurulu tarafından mütalaa sunuldu. Mütalaada, ‘'İç Hastalıkları, Kardiyoloji, Kalp ve Damar Cerrahisi, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Radyoloji-Girişimsel Nöroradyoloji, Gastroenteroloji ve Psikiyatri klinikleri bulunan tam teşekküllü Eğitim ve Araştırma veya Üniversite Hastanesine sevkinin sağlanarak kilo kaybı etiyolojisinin araştırılması, kesin teşhisinin konulması, önerilen kardiyak işlemlerin sağlanması ve etkin tedavisinin düzenlenmesi gerektiği, hastaneden taburculuğundan sonra son durumunu gösterir ayrıntılı fizik muayene bulgularını içeren sağlık kurulu raporu, yeni yapılacak ekokardiyografi raporu ve tetkiklerinin gönderilmesi sonrasında sağlık durumu açısından cezaevinde kalmasında sakınca olup olmadığı hususunda değerlendirilme yapılabileceği oy birliği ile mütalaa olunur'' ifadelerine yer verildi.

Barım'ın tutukluluk hali devam edecek: 11 ünlü isme zorla getirme kararı Haber

Barım'ın tutukluluk hali devam edecek: 11 ünlü isme zorla getirme kararı

Menajer Ayşe Barım'ın Gezi Parkı olaylarında sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla 30 yıla kadar hapis talebiyle yargılandığı davada ara karar açıklandı. Mahkeme, Barım'ın tutukluluk halinin devamına ve aralarında Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Mehmet Günsür, Selma Ergeç, Şükran Ovalı ile Zafer Algöz'ün de bulunduğu 11 ismin ‘tanık' sıfatıyla dinlenmek üzere zorla getirmelerine karar verdi. Menajer Ayşe Barım'ın Gezi Parkı olaylarında şirketine bağlı sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme' suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 26.Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmada tutuklu sanık Ayşe Barım ve avukatları hazır bulundu. Duruşmaya aralarında Serenay Sarıkaya, Hande Erçel, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Ezgi Mola, Merve Dizdar, Birce Akalay, Birkan Sokullu, Metin Akdülger, Hakan Kurtaş, Miray Daner, Selma Ergeç ve Dolunay Soysert'in de bulunduğu bazı ünlü isimler de izleyici olarak katıldı. Sanık Barım ve avukatlarının savunmalarının ardından duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, Barım'ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Tutukluluk halinin devamına hükmedildi Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Ayşe Barım'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, sanık Barım'ın sağlık mazeretlerine ilişkin olarak cezaevinde kalmasında sakınca olup olmadığına yönelik Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasına da hükmetti. 11 ünlü isme zorla getirme kararı Mahkeme heyeti, sanık Barım'ın savunmalarında adı geçen Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Mehmet Günsür, Dolunay Soysert, Nejat işler, Nehir Erdoğan, Hümeyra Adak, Rıza Kocaoğlu, Selma Ergeç, Şükran Ovalı ve Zafer Algöz'ün ‘tanık' sıfatıyla dinlenmeleri için zorla getirilmelerine karar verdi. Tutukluluk kararının ardından gözyaşlarına hakim olamadılar Duruşma 1 Ekim tarihine ertelenirken, duruşmanın ardından oyuncular Miray Daner, Hande Erçel ve Birce Akalay'ın da aralarında bulunduğu pek çok kişinin gözyaşlarına hakim olamadıkları görüldü.

Ayşe Barım hakim karşısında: "Ben hiçbir şekilde suç işlemedim" Haber

Ayşe Barım hakim karşısında: "Ben hiçbir şekilde suç işlemedim"

Menajer Ayşe Barım, Gezi Parkı olaylarında sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla 30 yıla kadar hapis talebiyle hakim karşısına çıktı. Barım savunmasında zaman zaman ağlayarak, "Bu iftiradan sonra bir anda benim sektörde tekelci, bütün olumsuzlukların sorumlusu, bütün başarısızlıkların sorumlusu olduğum şeklinde yeni bir Ayşe Barım kimliği ortaya konuldu. Ben Gezi Parkı'na 1 kere gittim çünkü oyuncularım gitme kararı almıştı, tamamen bazı oyuncularım oraya gittiği için ben de gittim" dedi. Menajer AyşeBarım'ın Gezi Parkı olaylarında şirketine bağlı sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla 30 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 26.Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmada tutuklu sanık Ayşe Barım ve avukatları hazır bulundu. Duruşmaya aralarında Serenay Sarıkaya, Hande Erçel, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Ezgi Mola, Merve Dizdar, Birce Akalay, Birkan Sokullu, Metin Akdülger, Hakan Kurtaş, Miray Daner, Selma Ergeç ve Dolunay Soysert'in de bulunduğu bazı ünlü isimler de izleyici olarak katıldı. İzleyiciler, duruşma salonuna sanık Barım getirildiği sırada 'Hoş geldin Ayşe' diyerek alkışladılar. Daha sonra duruşma, kimlik tespitiyle başladı. "Bu iftiradan sonra bir anda benim sektörde tekelci, bütün olumsuzlukların sorumlusu, bütün başarısızlıkların sorumlusu olduğum şeklinde yeni bir Ayşe Barım kimliği ortaya konuldu" Duruşmada savunma yapan sanık Barım, hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu belirterek, "Bir anda düğmeye basılmış gibi aşağılayıcı ve iftiralarla dolu bir karalama kampanyası başlatıldı hakkımda. Genç bir kadın oyuncu üzerinden gayri ahlaki şekilde para kazandığım iddiasıyla başladı her şey. Bu iftiradan sonra bir anda benim sektörde tekelci, bütün olumsuzlukların sorumlusu, bütün başarısızlıkların sorumlusu olduğum şeklinde yeni bir Ayşe Barım kimliği ortaya konuldu. Darbeci gibi inanılmaz iddialar ortaya döküldü. Gezi Parkı olayları 12 yıl önceydi, soruşturmalar yapıldı ve davalar açıldı. Bu süreçlerin hiçbir anında 'şüpheli', 'tanık' gibi ismim geçmedi ama bir anda 12 yıl sonra nasıl suçlanıyor ve yargılanıyorum anlamıyorum. O kadar ağır bir suçlama ki" dedi. "Ben Gezi Parkı'na 1 kere gittim çünkü oyuncularım gitme kararı almıştı, tamamen bazı oyuncularım oraya gittiği için ben de gittim" Barım savunmasının devamında, "O dönemde ID İletişim 43 oyuncu ile çalışıyordu, bunlardan sadece 12'si Gezi Parkı'na katılmış. Bunlar da kendi istekleri ve özgür iradeleriyle gitmiştir. Ben Gezi Parkı'na 1 kere gittim çünkü oyuncularım gitme kararı almıştı. O dönem Muhteşem Yüzyıl dizisi çekiliyordu, dizi oyuncularından bazıları Gezi Parkı'na gitme kararı almış ve paylaşım yapmış. Sette böyle bir karar alıyorlar spontane ve hep birlikte Gezi Parkı'nı ziyaret etmeye karar veriyorlar. Onlar gidince ben de intikal ediyorum, tamamen bazı oyuncularım oraya gittiği için ben de gittim. Basın açıklaması da tamamen spontane oldu, bir megafon bulundu ve basın orada olduğu için spontane açıklama yapıldı. O dönem bizimle çalışmayan ve daha sonra bizimle çalışan oyuncular da vardı ve sanki herkesi ben organize etmişim gibi yazmışlar." diye konuştu. "Benden hizmet alıyorlar, ben onların patronu olamam ki" Sanık Barım, işini iyi yapan ve mesleğinde bu yönüyle tanınan bir menajer olduğunu belirterek, "Suçlamaları asla kabul etmiyorum. Benden hizmet alıyorlar, ben onların patronu olamam ki. Sonuç olarak ben Gezi Parkı'na hiç kimseyi yönlendirmedim. Ben oyuncularım orada olduğu için ve basın da olduğu için gittim. Tıpkı 15 Temmuz Darbe Girişimi'nden sonra demokrasi mitingine gittiğim gibi veya tıpkı 6 Şubat depremlerinden sonra bağış kampanyasında oyuncularımın yanında olduğum gibi. Ben hayatım boyunca hiçbir siyasi oluşumun parçası olmadım. Bu konularda da çok temkinliyizdir. Ben onurumun, itibarımın, ülke sevgimin ve saygımın bu şekilde ayaklar altına alınmasına isyan ediyorum. Kalbimde 6 adet ayrı hastalık teşhis edildi ve tüm bunlar olurken bir yaşam mücadelesi veriyorum" şeklinde konuştu. Üye hakimden soru: "Peki siz menajer olarak Gezi Parkı'na katılmayın deseydiniz sanatçılar buna uyar mıydı?" Savunmasına devam ettiği sırada gözyaşlarına hakim olamayan sanık Barım, "Ben hiçbir şekilde bir suç işlemedim. Benim yaşam hakkım elimden alındı. İtibarım, her şeyim elimden alındı. Sizin adaletinize güveniyorum" dedi. Daha sonra üye hakim Barım'a soru yönelterek, "Peki siz menajer olarak Gezi Parkı'na katılmayın deseydiniz sanatçılar buna uyar mıydı?" diye soru sordu. Barım ise yanıt olarak, "Ben her konuda fikrimi beyan ederim ama sanatçı hem mesleki hem özel hayatında kendi kararını alır" ifadelerini kullandı. Duruşmaya 1 saat ara verildi.

Ayşe Barım hakkında iddianame düzenlendi! 30 yıla kadar hapis istemi Haber

Ayşe Barım hakkında iddianame düzenlendi! 30 yıla kadar hapis istemi

Hazırlanan iddianamede Barım’ın ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme’ suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Menajer Ayşe Barım hakkında Gezi Parkı olaylarında şirketine bağlı sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, şüpheli Ayşe Barım’ın Gezi Parkı ana davasının ana aktörlerinden, hükümlü ve firari sanık olarak bulunan Mehmet Ali Alabora, Çiğdem Mater Utku ve Mehmet Osman Kavala isimli şahıslara gezi eylemlerinin olduğu süreç ve devamında irtibatlı olduğunun tespit edildiği anlatıldı. Aralarında Halit Ergenç, Hande Erçel, Merve Dizdar, Nejat İşler ve Serenay Sarıkaya’nın bulunduğu 68 oyuncunun isimleri yer aldı Hazırlanan iddianamede, ‘Id İletişim Danışmanlık Anonim Şirketi’ isimli firmanın bünyesinde 68 oyuncunun olduğu, bu isimlerin ise Ahmet Rıfat Şungar, Ali Atay, Alp Navruz, Aslı Enver, Aslıhan Gürbüz, Bensu Soral, Bergüzar Korel, Berkay Ateş, Bige Önal, Birce Akalay, Birkan Sokullu, Bülent İnal, Caner Cindoruk, Ceyda Düvenci, Devrim Özkan, Devrim Yakut, Dolunay Soysert, Ece Sükan, Ekin Koç, Erkan Can, Esra Bilgiç, Ezgi Mola, Fahriye Evcen, Fatih Akın, Fatih Artman, Hakan Kurtaş, Halit Ergenç, Hande Erçel, Hazal Kaya, Hümeyra, İbrahim Selim, İpek Bilgin, Lale Mansur, Mehmet Günsür, Mehmet Kurtuluş, Mert Yazıcıoğlu, Merve Dizdar, Metin Akdülger, Miray Daner, Nehir Erdoğan, Nejat İşler, Nur Fettahoğlu, Okan Yalabık, Oktay Çubuk, Philip Arditti, Pınar Deniz, Rıza Kocaoğlu, Selma Ergeç, Serenay Sarıkaya, Serkan Altunorak, Sinem Kobal, Su Burcu Yazgı Coşkun, Şükran Ovalı, Şükrü Özyıldız, Taro Emir Tekin, Zafer Algöz, Zerrin Tekindor, Afra Karagöz, Çağla Naz Kargı, Defne Burnaz, Ecem Simge Yurdatapan, Elif Uslusoy, Hakan Zavlak, Melis Sevinç, Melisa Bostancıoğlu, Samet Kaan Kuyucu, Sezer Arıçay oldukları kaydedildi. Oyuncuların eylemlere katıldıkları anlar iddianame yer aldı Oyuncuların hesap incelenmeleri sonucu bazı oyuncuların gezi olayları ile ilgili herhangi bir paylaşım yaptıklarının görülmediğinin ancak eylemlere katıldıklarına ilişkin internette birçok görsel bulunduğunun tespit edildiği iddianamede o görüntülere de yer verildi. Ayrıca şüpheli Barım’ın şirkete bağlı olan sanatçılar ile Gezi olaylarının başlangıç tarihleri olan 29 Mayıs 2013- 2 Haziran 2013 tarihleri arasındaki irtibat bilgisi de yer aldı. Halkın sempati duyarak kitleleri peşine sürükleme potansiyeli yüksek olan sanatçı ve oyuncular adına irade göstererek planlama, yönlendirme yaptığı belirtildi Hazırlanan iddianamede, söz konusu eylemlerin gelişi güzel ortaya çıkmadığı, bir organizasyon dahilinde, sistemli ve planlı olarak yürütüldüğü, şüpheli Barım’ın ilgili süreçte halkın sempati duyarak kitleleri peşine sürükleme potansiyeli yüksek olan sanatçı-oyuncular adına sosyal medyada ve sahada irade göstererek planlama, organizasyon, yönlendirme yönünde faaliyet gösterdiği aktarıldı. Ayrıca Barım’ın gezi parkı ana aktörleri ile önceye ilişkin hiç bir HTS irtibatı bulunmazken gezi parkı hazırlık ve başlangıç sürecinde sık sık ve sistemli olarak irtibatlandığı kaydedildi. OYUNCU METİN YILDIZ, BARIM’IN SANATÇILAR ÜZERLERİNDE HEGAMONYA KURDUĞUNU BELİRTMEK İSTEDİĞİNİ İFADE ETTİ Şüpheli Ayşe Barım’ın ID iletişim isimli menajerlik şirketine bağlı oyuncuların Gezi Parkı sürecinde en etkili etiket olan #direngeziparkı, #occupyturkey hastaghlerinin paylaşımlarında olduğu gibi Türkiye’de yaşanan orman yangını ve deprem felaketlerinden sonra Türkiye’yi uluslararası arenada yetersiz gösterme adına sosyal medyada başlatılan #HelpTurkey kampanyasına da sistemsel olarak katıldıklarının belirtildiği iddianamede, bunu Barım’ın etkisinin altında kalarak yaptıkları, bilgi sahibi sıfatlı ifadeleri alınan gazeteci Enver Aysever ve oyuncu sanatçı Metin Yıldız'ın sosyal medyadan Barım'ın Id İletişim Danışmanlık Anonim Şirketi'ne bağlı sanatçıların üzerlerinde hegamonya kurduğunu izinsiz herhangi bir toplumsal faaliyete katılamayacaklarını gezi parkı eylemlerini kastederek belirttikleri kaydedildi. İddianamede, Her ne kadar basın-yayın organlarında ve sosyal medyada gösterilerin toplum refleksi ile bir anda oluştuğuna dair kanaat oluşturulmaya çalışılsa da olayın sosyal medyada yayılış biçimi, olayı başlatan ve yayılmasında rol oynayan şüpheli Emine Ayşe Barım'a ait Id İletişim Danışmanlık Anonim Şirketi'ne bağlı sanatçıların ve kurumsal hesabın sürece ilişkin etkili olarak seçilen slogan ve imgelerin eylemin ilk gününden itibaren meydanlarda ve sosyal medyada en önde yer alan sembollerin paylaşımı ile organize bir şekilde sanatçılar adına kitlesel yayılım sağlamak amacıyla hareket ederek bilinçli bir şekilde yönlendirildiği aktarıldı. OYUNCULARIN KAÇAMAKLI CEVAPLARLA ŞÜPHELİYİ KAYIRMA AMACIYLA HAREKET ETTİKLERİ BELİRTİLDİ İddianamede ayrıca, şüpheli Barım’ın irade gösteren, danışılan ve onayı alınan kişi olarak tespit edildiği, bu şekilde olayları planlayan, örgütleyen ve yönlendiren, iradesi sorularak bu yönde kendisinin karar bildirerek yön verici ve belirleyici olduğu, kendi şirketine bağlı toplumda tanınan oyuncuları eylemlere yönlendirerek oyuncuların toplumda tanınırlığını ve etki gücünü de kullanarak daha fazla kitleselleşmesini amaçladığı, bunda da kısmen başarılı olduğu belirtildi. İddianamede, oyuncuların tanık sıfatıyla alınan ifadelerinde kendi iradeleriyle eylemlere katıldıklarını beyan etseler de şüpheli ile eylemlerin başladığı döneme dair yoğun irtibatlarının içeriğini hayatın olağan akışına uygun olarak açıklayamadıkları, iç ve dış kamuoyu tarafından günlerce takip edilen ve gündemde tutulan olayların kitleselleşmeye başladığı bir dönemde, görüşme içeriklerine yönelik ile şüphelinin eylemlerin olduğu dönemde Gezi Parkında kendileriyle bulunmasına rağmen kaçamaklı cevaplarının şüpheliyi kayırma amacıyla yapıldığı belirtildi. Şüpheli Barım’ın Gezi Parkı eylemleri ile ilgili olarak hem toplumsal hem de küresel algı oluşturulması kapsamında film, belgesel ve video çekimleri yapılmasını sağladığının aktarıldığı iddianamede, ‘önceye ilişkin hiçbir irtibatı olmamasına karşın ilk kez’ ana dosyada firari sanık Mehmet Ali Alabora ile Gezi Parkı döneminde 3 kez, hükümlü Mehmet Osman Kavala isimli şahıs ile 39 kez, hükümlü Çiğdem Mater Utku isimli şahıs ile 14 kez irtibatlarının tespit edildiği kaydedildi. 30 YILA KADAR HAPİS TALEBİ Hazırlanan iddianamede şüpheli Ayşe Barım’ın ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme’ suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

DEM heyeti İmralı’ya gidecek mi? Bakan Tunç’tan açıklama Haber

DEM heyeti İmralı’ya gidecek mi? Bakan Tunç’tan açıklama

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Grup Toplantısı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "YENİ BİR BAŞVURU OLURSA İZİNİ SAĞLARIZ" Tunç, yaptığı açıklamada, DEM Parti'nin İmralı Heyeti'nden henüz teröristbaşı Abdullah Öcalan ile üçüncü defa görüşme yapılması yönünde bir talebin olmadığını belirterek, "Yeni bir başvuru söz konusu olursa bunu da tabii ki değerlendirip bu konudaki izini sağlarız" ifadesini kullandı. "YARGININ GERÇEKLEŞTİRMİŞ OLDUĞU SORUŞTURMALAR BUNLAR" Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanan Ayşe Barım hakkında tahliye kararı veren Hakim Fatih Kapan hakkında soruşturma başlatılmasını yorumlayan Bakan Tunç, şunları kaydetti: "Yargının gerçekleştirmiş olduğu soruşturmalar bunlar. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen bir soruşturma. Soruşturma kapsamı içerisinde verilen tutuklama ve tahliye kararları var. İtiraz üzerine verilen kararlar var. Yargı tamamen kendi mecrası içerisinde işler. Tutuklama kararına karşı itiraz bir üst mahkemeye yapılır. 4. yargı paketi ile dikey itirazı getirmiştik. Sulh Ceza Mahkemesi'nin tutuklama ya da salı verme kararlarına karşı, bir üst mahkemeye itiraz hakkını getirmiştik. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararlarına karşı da bir üst mahkeme ağır ceza mahkemesi. Dolayısıyla mevzuatımız çerçevesinde yargı, kararlarını verir. Bu kararlara itiraz da edilebilir. İtiraz üzerine görüş merci kararını verir. Kendi mecrası içerisinde süreç devam eder. Yargının gerçekleştirmiş olduğu soruşturmalar bunlar, hep beraber süreci takip edeceğiz." "YARGIYA MÜDAHALE ANLAMINA GELEBİLECEK BİR DURUM ORTAYA ÇIKAR" Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından yapılan açıklamaları işaret eden Bakan Tunç, şu ifadelere yer verdi: "Devam eden soruşturma ve kovuşturmalar ile ilgili iş adamları derneğinin yargıyı etkilemeye, yargıyı yönlendirmeye, bu şekilde algılanacak bir açıklama yapmış olması hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz. Devam eden soruşturmalar ve kovuşturmalar var. Devam eden davaları sıralayarak, soruşturma devam eden davalarda 'suç vardır ya da yoktur' diyemeyiz. 'Ama bunlar doğru değildir' diye yorum yaptığınız zaman yargıya müdahale anlamına gelebilecek bir durum ortaya çıkar. Herkesin konuşmalarında dikkat etmesi gereken hususlar var." "HUKUK GÜVENLİĞİNİN OLMADIĞI YÖNÜNDE KARA PROPAGANDANIN EKONOMİMİZE KATKISI YOK" Bakan Tunç, açıklamasını şöyle sürdürdü: "TÜSİAD'ın yaptığı son açıklama 'Bu ülkede insan hakları temelli, demokratik hukuk devletinin tahkim edilmesi ve bu nedenle kalkınmanın bu şekilde sağlanacağına' yönelik bir beyanı oldu. Biz 22 yıldan bu yana Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunun için çalıyoruz. Sayısız 'sessiz devrim' denilen reformlara imza attık. Hukuk devleti güvencesi bu derece tahkim edilmemiş olsaydı doğrudan sermaye yatırımı 80 yılda 15 milyar dolar iken, son 22 yılda 250 milyar dolar daha artarak 275 milyar dolara ulaşmazdı. İhracatımız 36 milyar dolardan 262 milyar dolara çıkmazdı. Bu ülkede hukuk güvenliği var. Bu tür hukuk güvenliğinin olmadığı yönünde kara propagandanın iş adamlarımıza, sanayicimize ve ekonomimize bir katkısı olmaz."

Ünlü menajer Ayşe Barım tutuklandı! İfadesi ortaya çıktı Haber

Ünlü menajer Ayşe Barım tutuklandı! İfadesi ortaya çıktı

Menajer Ayşe Barım hakkında Gezi Parkı olaylarında şirketine bağlı sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma çerçevesinde adliyeye sevk edilen ve savcılıkta ifade veren Barım, daha sonra çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme' suçundan tutuklandı. Öte yandan, Barım'ın savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı. Kimlik tespitinde aylık gelirinin 300 bin lira olduğunu belirten Barım ifadesinde, "Gezi Parkı eylemlerinin başlarında 2013 Mayıs ayı içerisinde bu konuyla ilgili kimse aramadı. Kimse benden birliktelik kurmak adına finans ya da ismimle destek olma adına herhangi bir ricada yahut talepte bulunmadı. Gezi Parkı'nın ilk başladığı ve benim ilk gittiğim dönemde hatırladığım kadarıyla Muhteşem Yüzyıl isimli dizide beraber çalıştığımız oyunculardan bazıları bulunmaktaydı. Tam hatırlayamamakla birlikte onlardan birinin arayarak, setten çıkarak Gezi Parkı'na gideceğini, ‘Çocuklar ne yapıyor diye bakmak istiyoruz' dediğini hatırlıyorum. Ben de bireysel olarak kendim gittim, oyunculara eşlik etmek üzere buluştum. Gezi Parkı'na hatırladığım kadarıyla bir ya da iki kez gitmişimdir. Gezi eylemlerinde rol oynayan kurum ve kuruluşlarla, hiçbir topluluk veya oluşumla resmi ya da gayriresmi durumum olmadı. Kimseyi de buralara yönlendirmedim'' dedi. "'EVİMDE HEPSİNİN KASETİ VAR, SİZ RAHAT OLUN. GEZİ'DE NE YAPTIYSAM ŞİMDİ DAHA İYİSİNİ YAPACAĞIM, ELLERİ MAHKUM' ŞEKLİNDEKİ İFADELER İFTİRA" Barım ifadesinin devamında, "Yakın olduğum ve ortak iş yaptığım sanatçılarla hiçbir zaman meydana çıkıp beyanat vermedim. Onlara da böyle bir açıklama yapmaları hususunda herhangi bir yönlendirme ve telkinim asla olmadı. Sanatçılara benim talimat vermem gibi bir durum söz konusu olamaz. Basında çıkan ‘Evimde hepsinin kaseti var, siz rahat olun. Gezi'de ne yaptıysam şimdi daha iyisini yapacağım, elleri mahkum' şeklindeki haberler iftiradır. Psikolojik olarak haberlerden etkilendiğim için benimle ilgili haberleri avukatlarım takip eder. Yazı, şiir, bildiri kim tarafından yazıldı ve oraya getirildi bilmiyorum. Birlikte çalıştığım oyunculardan hiçbiri bana gelip ‘Parka gidelim' gibi bir şey söylemedi'' şeklinde konuştu. ‘'SADECE EN İYİ ŞEKİLDE İŞİMİ YAPMAYA ÇALIŞTIM'' Barım, Mehmet Ali Alabora'ya ilişkin ifadesinde, ‘'Onunla o dönem Oyuncular Sendikası Başkanı olması nedeniyle oyuncularla yakın temas içerisinde olduğundan görüşürdüm. Alabora'nın o dönem sosyal medyada hedef haline geldiğini hatırlıyorum, buna ilişkin kendisiyle görüşmüşümdür. Başkaca irtibatıma bakıldığından kendisi ile görüşmem hiç yoktur. Birlikte çalıştığım oyuncularımı, bu süreçte başlarına protokatif bir eylem gelmesinden endişe duymamdan aramışımdır. Osman Kavala ile ilgili görüşmelerim ise bir filmin Türkiye'deki galası için binayı kullanım ile ilgili görüşmeler olduğunu düşünüyorum. Bahse konu görüşmeler ise 1 yıl sonra film üzerine olmuştur. Ben oyuncuları korumakla yükümlü olduğum için bildirimin içeriğinin oyunculara zarar gelmemesi için fikir beyan ettim. Fikrim ise bildirinin yayımlanmaması yönündedir. Kim tarafından hazırlandığını bilmiyorum. 3 haftadır süregelen bu kabusun içinde psikolojik olarak çok kötü durumdayım. Mağduriyetimin devletim tarafından giderilmesini istiyorum. Sadece en iyi şekilde işimi yapmaya çalıştım. Böyle bir süreç yaşadığım için son derece üzgünüm'' dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.