SON DAKİKA
Hava Durumu

#Bal

Söz Bursa - Bal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bal haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Anzer balında büyük skandal: 10 ton üretiliyor, 100 ton sahte satılıyor Haber

Anzer balında büyük skandal: 10 ton üretiliyor, 100 ton sahte satılıyor

Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Osman Civelek, yıllık 8-10 ton coğrafi işaret tescilli Anzer balı üretildiğini ancak piyasada 100 ton civarında sahtesinin satıldığını tahmin ettiklerini söyledi. Civelek, katıldığı bir programda yaptığı açıklamada, 1988 yılında kurulmuş bal kooperatifi olduklarını belirterek, 2021 yılından bu yana coğrafi işaretli ürünler sattıklarını anlattı. Anzer balına coğrafi işareti almanın kolay olmadığını, 7-8 yıl sürdüğünü dile getiren Civelek, aldıktan sonra tescil belgesini Rize Tarım ve Orman İl Müdürlüğüne devrettiklerini, bir kurumun takip etmesini daha doğru bulduklarını kaydetti. Civelek, Anzer balının tarihi bir geçmişi, hikayesi olduğunu ifade ederek, bunun coğrafi işaret alınmasında büyük fayda sağladığını çünkü tescillerde ürünlerin öyküsüne önem verildiğini söyledi. Anzer balının Osmanlı döneminde saraya gönderilen ender Karadeniz ballarından biri olduğuna dikkati çeken Civelek, "Coğrafi işaret alarak Türkiye ve dünyaya kazandırma hedefimiz vardı. Anzer balını korumak amacıyla aldık. Ürettiğimiz bal miktarı düşük miktarda ama tonlarca Anzer balı satılıyordu. Bunu önlemek amacıyla yola çıktık" dedi. COĞRAFİ İŞARET ALDIKTAN SONRA TAKLİTLERİ DAHA ÇOK ARTTI Koruma tedbirlerinin, coğrafi işaret tescili alınmasının Anzer balını korumak adına bir faydasının olmadığını vurgulayan Civelek, şunları kaydetti: "Balımızı yine koruyamadık ve hatta coğrafi işaret aldıktan sonra daha çok arttı taklitleri. Önceden 10 ton sahte satılırsa şimdi 100 ton sahtesi satılıyor. Hava şartlarıyla değişim gösterse de yıllık 8-10 ton bal üretimimiz oluyor. Yani yıllık 10 ton Anzer balı üretiliyor ama 100 ton sahte Anzer balı satılıyor diye tahmin ediyoruz. Ülkenin dört bir yanında sahtelerini görüyoruz. Rize'de gördüklerimizi toplatıyoruz ama uzakta olanlara elimiz uzanmıyor, güçümüz yetmiyor." KİLOSU 20 BİN LİRAYA KADAR ÇIKIYOR Kooperatif olarak bir kilosunu 6 bin liraya sattıklarını dile getiren Civelek, "Karadeniz bölgesinin balları 2 ila 4 bin lira arasında satılıyor. Yine de biz ucuza satıyoruz. İstanbul'da bazı noktalarda kilosu 15-20 bin liraya kadar satılıyor" dedi. Civelek, fiyatının yüksekliğinin şifa kaynağı olmasından kaynaklandığını belirterek, "Balın fiyatı niye bu kadar yüksek? Kahvaltıda tüketmek için alanların sayısı azdır. Yüzde 5'i kahvaltı için alır, yüzde 95'i şifa amaçlı tüketir. Bütün müşterilerimize ilaç satmıyoruz, bu ilaç değildir diye uyarıyoruz. Balların tamamı şifadır yeter ki organik katkısız doğal bal olsun" diye konuştu. Anzer balının 2 bin 500 rakımda, endemik çiçeklerin de arasında olduğu 400'e yakın çiçek çeşidinin bulunduğu yerde üretildiğini anlatan Civelek, zor şartlarda üretildiği, doğal ve şifalı olduğu için diğerlerine göre yüksek fiyata satıldığını söyledi.

Boğaz ağrısına uzmanından öneriler... Haber

Boğaz ağrısına uzmanından öneriler...

Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Veysel Ciğerli, özellikle kış aylarında, havalar soğuduğunda enfeksiyon veya kuru hava gibi çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan boğaz ağrısına, 1 tatlı kaşığı bal ve toz zencefille doğal çözüme ulaşılabileceğini söyledi. Kış mevsiminde artış gösteren boğaz ağrısına doğal çözümlerle çare bulunabileceğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Veysel Ciğerli, ağrıya karşı neler yapılabileceğini açıkladı. Enfeksiyonların yol açtığı boğaz ağrısına zaman zaman ateş, öksürük, burun akıntısı, hapşırma, bulantı ve baş ağrısının da eşlik ettiğini dile getiren Ciğerli, "Boğaz ağrısına, virüslerin varlığı, bakteriyel enfeksiyonlar ve diğer dış etkenler sebep olabilir. Viral enfeksiyonların sebep olduğu boğaz ağrısı, tıbbi tedavi uygulanmakla beraber, bazen de kendiliğinden düzelen bir durumdur. Bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanan boğaz ağrısı ise antibiyotik ilaçlar veya besinler yardımıyla tedavi edilmektedir. Bunun haricinde yeteri kadar dinlenmek, uyumak, yüksek sesle konuşmamak da boğaz ağrısıyla başa çıkmanın yollarındandır" diye konuştu. Boğaz ağrısını hafifleten ve ağrıya iyi gelen besinler hakkında bilgi veren Ciğerli, "Sık sık su tüketimi boğazın kurumasını ve tahriş olmasını önlemektedir. Zencefili 1 tatlı kaşığı bal ile karıştırıp sabahları tüketebilir. Asetik asit içeriğinden dolayı sirke boğazdaki bakterileri etkisiz hale getirmeye yardımcı olur. 1 çay bardağı ılık suya atılmış 2 çorba kaşığı sirke ile gargara yapmak yeterli olacaktır. İyotsuz tuz ile yapılan gargaranın bakteriler ile savaşmada etkilidir. 1 fincan ılık suya 1 çay kaşığı iyotsuz tuz atılarak hazırlanabilir" dedi. Antienflamatuvar özelliğiyle ıhlamurun iltihaplanmayı önlediğini sözlerine ekleyen Ciğerli, "Ihlamur iltihaplanmayı önler ve doğal antienflamatuvar özellik gösterir. Ihlamur çayı tüketimi de boğaz enfeksiyonlarıyla başa çıkmada etkili olacaktır. Soğan ve sarımsak da en güçlü doğal antibiyotik kaynaklarındandır. Bu besinlerin tüketimi hem viral hem de bakteriyel enfeksiyonlarla başa çıkmada son derece önemlidir" şeklinde konuştu.

Sahte bal hem sağlığı hem de sektörü olumsuz etkiliyor Haber

Sahte bal hem sağlığı hem de sektörü olumsuz etkiliyor

Gezgin arıcıların en çok tercih ettiği iller arasında yer alan Yozgat, birçok arıcıya ev sahipliği yapıyor. Yüzlere endemik bitki türü ve zengin çiçek florasına sahip Bozok Yaylası’nda gezginci arıcılar, kaliteli bal üretebilmek için mesai harcıyor. Özellikle Ordu ve Samsun gibi Karadeniz illerinden Yozgat’a gelen gezgin arıcılar, bal sağımını tamamlayıp emeklerinin karşılığını alabilmek adına çaba gösteriyor. Ancak tonlarca organik bal üreten gezgin arıcılar, son günlerde merdiven altında üretilen sahte ballar nedeniyle ürünlerini pazarlamada sıkıntı yaşıyor. Ucuz olduğu için tercih edilen ancak insan sağlığına faydası olmadığı gibi zararı da dokunan sahte ballar, arıcıların emeklerinin de boşa gitmesine neden oluyor. Yozgat’ta üretim yapan gezgin arıcılar da bu durumun arıcılık sektörünü bitirdiğini ifade ederek gelecek yıl bal üretimi yapamayacaklarını ifade ediyor. “ORGANİK BALIN DEĞERİNİ BİLEN YOK” Yozgat’a Ordu’nun Kumru ilçesinden gelen ve yaklaşık 40 yıldır Bozok Yaylası’nda organik bal üreten 57 yaşındaki Selim Alpaydın, piyasada üretilen ucuz ve sahte ballarla insan sağlığının tehlikeye atıldığını iddia etti. Alpaydın, “Ben Orduluyum, 35-40 yıldır gezginci arıcılık yapmaktayım. Maalesef gezginci arıcılığı bitiren bazı nedenler oldu. Balımızın hasadını yaptık ama bal elimizde kaldı çünkü vatandaşa sahte, yapay balı ucuz ucuz satıyorlar. Merdiven altı bal dediğimiz bu zehri bal diye üretiyorlar. Onların yüzden gezginci ve Türkiye’deki arıcılık bitirme noktasına geldi. Ne kadar organik bal yaparsak da yapalım biz bu işin altından çıkamıyoruz. Televizyonlarda vatandaşlar sahte bal siparişi veriyor, evlerine kanserojen madde içeren zehirler geliyor. Bu balı ucuz veriyorlar, biz de organik balı ucuz veriyoruz ama organik balın maalesef değerini bilen yok.” dedi. “VATANDAŞA BAL YERİNE ZEHİR SATIYORLAR” Sahte balların insan sağlığını olumsuz etkilediğini de aktaran Alpaydın, “Bu sahte balları şeker fabrikası atıklarından, mısır şurubu dediğimiz baklava şerbeti tarzındaki maddelerden yapıyorlar ve vatandaşa zehir satıyorlar, vatandaşı kanser yapıyorlar. Üretim işleri çok zorlaştı, masraflarımız arttı, eleman sıkıntısı çekiyoruz. Gençler bu işlere heveslenmiyor. Önceden herkes bu işi yapardı ama şu an da bu işin sonu yok diyorlar. Böylece arıcılığında sonu gelmiş oluyor. Arıcılık yok olursa dünyanın sonunu bilim adamları anlatıyor zaten. Arıcılık Türkiye’de bitti, lütfen yetkililerimiz bu işe el atsın. Ürünümüz iyi çıkıyor ama bu sahte balcılar, merdiven altı balcılar maalesef bu işi bitirdi. Ben bu işi isteyerek yaptım, memurluğu bıraktım, severek yapıyordum ama bende tükendim artık. büyük bir ihtimal bu sene son olacak ben de üretim yapmayacağım. Benim gibi düşünen Ordulu birçok arkadaşım var ve bu işi bırakmaya karar verdiler. Masrafların altından kalkamıyoruz, balımızı değerinde satamıyoruz.” şeklinde konuştu.

"300 TL altında satılan ürünün balla alakası yoktur" Haber

"300 TL altında satılan ürünün balla alakası yoktur"

Türkiye'nin bir çok alanda üretim merkezi olan Mersin'de arıcılar bal üretimi için kovanlarını doğaya çıkarttı. Yaklaşık 2 aydır kovanlarını baharın yaşandığı bölgelere taşıyarak üretime geçen arıcılar hasada hazırlanıyor. Çiçek balının hasat öncesinde uyarıda bulunan arıcılar, bazı marketlerde bal adı altına ucuza satılan ürünlerin glikozla yapay olarak yapıldığını ve bal olmadığına değinerek vatandaşları bilgilendirdi. Mesleklerinin kanaya yarası haline gelen durumla ilgili konuşan Mersin Arıcılar Birliği Başkanı Adem Kurt, " Ne yazık ki biz raflarda 850 gram ile 1 kilogram arasında bal adı altında ürünler 49-50 TL'ye satıldığını görüyoruz. Bunların bal ile hiç bir alakası yoktur. Bu sene balın üreticiye maliyeti 200 TL'nin altında değil" dedi. Arıcılar olarak şuan da üretim için sahada aralıksız olarak faaliyetlerine devam ettiğine değinen Mersin Arıcılar Birliği Başkanı Adem Kurt, bu sene sezondan da umutlu olduklarını kaydetti. Ciddi anlamda kanaya yaralarının ve üretim şevklerini kıran bal adı altında glikoz ile üretilen ürünler olduğu konusunda uyarıda bulunan Başkan Kurt, gelecekte bu durumun mesleklerinin önüne geçebileceğini ve arıcılığın yok olmasıyla karşı karşıya kalınabileceğini ifade etti. "Arıcılığı tehdit ediyor, tüketicinin sağlığıyla oynuyor" "Ne yazık ki raflarda bal adı altında satılan arıcılık ve balla hiç alakası olmayan ürünler var" diyen Kurt," Bunlar tamamen hiç bir arı görmeden fabrika ortamında glikoz olarak tabir ettiğimiz ürünlerin içine aromatik madde konularak yapay olarak elde ediliyor. Hiç bir şekilde arıyla alakası yoktur. Bununla ilgili bakanlığımız önlemler almaya çalışıyor ama yeterli değil. Biraz daha acil ve caydırıcı cezaların olduğu bir döneme geçilmesi gerekiyor. Bunlar hem arıcılığı tehdit ediyor hem de tüketicinin sağlığıyla oynuyor" ifadelerini kullandı. "300 TL altında satılan ürünün balla alakası yoktur" Sadece balın kavanoza dolum maliyetinin 25-30 TL aralığında olduğuna vurgu yapan Kurt ," Ne yazık ki biz raflarda 850 gram ile 1 kilogram arasında bal adı altında ürünler 49-50 TL'ye satıldığını görüyoruz. Bunların bal ile hiç bir alakası yoktur. Biz 2023 yılında balın toptan maliyetini çıkardık. O tarihte 125-130 TL bandında bir üretim maliyeti çıkarmıştık. Bu sene 1 kilogram balın üreticiye maliyeti 200 TL'den aşağı değildir. Piyasada 300 TL altında satılıyorsa bunun gerçek balla hiç bir alakası yoktur. Tüketicilerimize tavsiyemiz gerçek bal alacaklarsa mutlaka üretici birlikleri ve üreticiler üzerinden ulaşmalarını tavsiye ederim. Aldıkları ürünün nereden geldiğini kesinlikle araştırmaları lazım. Bir çok bal adı altına marka oluşturulmuş, ambalaj yapmış ve bunu marketler üzerinden satış yapan isimler mevcut. Bunların bir çoğu bal değildir, bu da sektörümüzün kanayan yarasıdır" diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.