SON DAKİKA

#Bursa Barosu

Söz Bursa - Bursa Barosu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bursa Barosu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu: "Osmangazi'deki hayvan katliamını titizlikle inceliyoruz" Haber

Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu: "Osmangazi'deki hayvan katliamını titizlikle inceliyoruz"

Basın açıklamasını, Hayvan Hakları Komisyonu Başkan Yardımcısı Av. Esin Durmuş Erkul okudu: “14 Mayıs 2025 tarihinde, Bursa ili Osmangazi ilçesinde bulunan hayvan barınağında kaydedildiği iddia edilen ve sosyal medyada hızla yayılan görüntüler kamuoyunda derin bir infial yaratmıştır. Görüntülerde, çok sayıda sahipsiz hayvanın sistematik şekilde öldürüldüğü, ağır şekilde eziyet gördüğü ve yaşam hakkının ihlal edildiğine dair ciddi iddialar yer almaktadır. Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak, olayın ilk ortaya çıktığı andan itibaren hukuki süreci titizlikle ve çok yönlü olarak takip etmekteyiz. Bu kapsamda görüntülerin ortaya çıktığı barınakta yerinde denetim gerçekleştirilmiş, sorumlu idare yetkilileri ile görüşmeler yapılmış, sürece ilişkin tüm bilgi, belge ve deliller toplanarak suç duyurusunda bulunmak üzere hazırlıklar başlatılmıştır. Şunun altını özellikle çizmek isteriz. Bu fiiller yalnızca etik değil, açıkça hukuka aykırıdır. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 28/A maddesi uyarınca sahipsiz bir hayvanı kasten öldürmek, eziyet etmek veya birden fazla hayvanın ölümüne neden olmak, açıkça suç teşkil etmektedir ve cezai yaptırıma bağlanmıştır. Ayrıca, bu eylemlerin kamu görevlilerinin görevi ihmal veya kötüye kullanımı suretiyle gerçekleştirilmiş olması durumunda, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince görevi kötüye kullanma suçu bakımından da işlem yapılması gerekecektir. Bu süreçte yalnızca fiilin failleri değil, aynı zamanda denetim yükümlülüğü bulunan, gözetim sorumluluğu olan tüm kamu görevlileri ve yetkililerin sorumluluk ve ihmalleri de titizlikle incelenecektir. Bu bağlamda, görev ihmali veya ihlali tespit edilen kişilerin de hukuki sürece dahil edilmesi için gerekli başvurular yapılacaktır. Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak; bu vahim olayın her yönüyle aydınlatılması, sorumluların tespit edilerek adalet önüne çıkarılması, tüm adli ve idari süreçlerin etkin ve şeffaf biçimde yürütülmesi konularında sürecin hukuki takipçisi olduğumuzu kamuoyuna saygıyla bildiririz. Ayrıca, yalnızca bu olaya ilişkin değil, tüm sahipsiz hayvanlara yönelik uygulamaların da denetime tabi tutulması, yerel yönetimlerin ilgili mevzuat çerçevesinde etkin, şeffaf ve denetlenebilir politikalar hayata geçirmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak isteriz. Barınaklarda yaşanan bu ve benzeri olayların önlenebilmesi için, sahipsiz hayvanların korunmasına ilişkin kamu politikalarının insan haklarına, hayvan refahına ve hukuka uygun biçimde yeniden yapılandırılması şarttır. Aksi halde, bu tür olayların münferit olmaktan çıkacağı ve bir sistem sorunu haline geleceği açıktır. Sahipsiz hayvanlara karşı işlenen her türlü kötü muamele, yalnızca hayvanlara karşı değil; toplumun vicdanına ve hukukun üstünlüğüne karşı da işlenmiş bir suçtur. Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak, yalnızca bu sürecin değil; benzeri olayların bir daha yaşanmaması adına gerekli sistemsel önlemlerin alınmasının da kararlılıkla takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.”

Keskin hakkındaki tutuklama kararına itiraz sonuç verdi Haber

Keskin hakkındaki tutuklama kararına itiraz sonuç verdi

Keskin’in tahliyesi öncesinde, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Erinç Sağkan, Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun ve Kocaeli Barosu Başkanı Av. Caner Karakadılar, Bursa H Tipi Cezaevi’nde kendisini ziyaret etti. Ziyarete ayrıca TBB önceki dönem başkan yardımcısı Av. Gürkan Altun, Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Aslı Evke Yetkin, Genel Sekreter Av. Yener Poroy ile yönetim kurulu üyeleri Av. Erhan Yaşbey, Av. Umut Mısır ve Av. Tolga Polat da katıldı. Ziyaretin ardından açıklama yapan TBB Başkanı Sağkan, sürecin başından bu yana hukuka aykırılıklarla dolu olduğunu belirtti. Sağkan, "Haksız, hukuksuz yere tutuklu bulunan meslektaşımız Ahmet Keskin’i ziyaret ettik. Yaklaşık 20 gündür devam eden süreç, kişi özgürlüğü ve güvenliği ile ifade hürriyeti gibi temel hakların ihlaline neden olmuştur," dedi. Tutuklama kararının, kaçma şüphesi gerekçesiyle verildiğini ancak dosyada bu yönde somut bir nedenin bulunmadığını vurgulayan Sağkan, sözlerine şöyle devam etti: "Bu dosyada verilen tutukluluk kararı tamamen haksız ve hukuksuzdur. Bir avukatın tutuklanması, yalnızca bireysel hakların değil, aynı zamanda savunma hakkı üzerinden yurttaşların adil yargılanma hakkının da ihlali anlamına gelir. Bugün meslektaşlarımızın üst mahkemeye sunduğu itirazla bu hukuksuzluğun son bulmasını bekliyoruz." TBB Başkanı ayrıca, yargının temel hak ve özgürlüklerin teminatı olması gerektiğini hatırlatarak, bu güvencelerin sınırlandığı bir dönemin son bulması gerektiğini ifade etti.

Bursa Barosu'ndan Ekrem İmamoğlu'na destek Haber

Bursa Barosu'ndan Ekrem İmamoğlu'na destek

Ülkemizde yaşanan hukuka ve demokrasiye aykırı tüm süreçlere maalesef, bir halka daha eklenmiştir. Yaşanan hukuksuzlukların sonu nereye varacağı ise hiç bir yurttaşın kestiremediği bir dönemden geçtiğimiz ise malumdur. Soruşturmanın gizliliğinin, masumiyet ilkesinin yerle yeksan edildiği bu süreçte, tıpkı, 2017 tartışmalı referandumundan sonra, 2019 İstanbul seçimlerinin YSK tarafından hukuksuz iptali, kayyım uygulamaları, Can Atalay örneğinde olduğu gibi Anayasa mahkemesi kararlarının uygulanmaması, muhalif olan siyasetçiler, basın mensupları, Belediyeler, STK'lar ile Gezi olayları üzerinden sanatçılara ve medya kuruluşlarına yapılan yargının araçsallaştırıldığı soruşturma ve kovuşturmalar, bunlarla ilgili gerçekleşen adli kontroller ve tutuklamalar gibi hukukilikten uzak, hukuk güvenliğini, anayasanın demokratik hukuk devleti niteliğini, kuvvetler ayrılığını yerle bir eden Anayasaya aykırı işlemlerdendir. Yargı eliyle demokrasiye yapılan ve yurttaşlarımızın hukuki güvenliğini de yok eden, adalete olan inançların tükenmesine yol açan, siyasi rakip olarak görülen kişileri etkisizleştirmeye, sindirmeye yönelik tüm bu tutumların karşısında olduğumuzu; Bursa Barosu olarak dün olduğu gibi bugün de, Anayasamızın demokratik, hukuk devleti ilkelerine yönelen açık ve örtülü her türlü müdahaleye karşı olduğumuzu, her şartta devletimizin demokratik, laik, hukuk devleti ilkesine sahip çıkmaya devam edeceğimizi bir kez daha, daha güçlü şekilde tekrar ediyor; hukuki süreci takip ettiğimizi kamuoyuna bildiriyoruz.

Bursa cezaevinde tutuklu ve hükümlüler, yoğunluktan dolayı vardiya usulü uyuyor Haber

Bursa cezaevinde tutuklu ve hükümlüler, yoğunluktan dolayı vardiya usulü uyuyor

Basın açıklaması şöyle: “Bilindiği üzere ülkemizde insan hakları ihlallerinin en çok yaşandığı alanlardan biri de cezaevleridir. Türkiye’de ceza infaz kurumlarında özellikle son yıllarda, gerek fiziki koşullar gerekse de Anayasa ve ilgili mevzuata aykırı uygulamalar nedeniyle hak ihlalleri katlanarak artmıştır. Tutuklu ve hükümlülerin tutuldukları ceza infaz kurumlarının fiziki koşulları nedeniyle insan onuruna uygun koşullarda barınma hakkı, sağlık hizmetlerine erişim hakkı, dilekçe, haberleşme ve iletişim hakkı, görüş hakkı gibi temel haklarının yaygın ve sistematik bir şekilde ihlal edildiği, keyfi ve hukuka aykırı uygulamalara maruz kaldıkları gözlenmektedir. Ceza infaz kurumlarında tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması, insan onuruna uygun koşullarda barınmalarının sağlanması devletin yükümlülüğüdür. Anayasa’nın 17. maddesine göre ‘Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir… Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.’ AİHS madde 3’e göre ‘Hiç kimse işkenceye, gayriinsani yahut haysiyet kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz.’ 5275 sayılı Cezaların ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un İnfazda Temel İlke başlıklı 2. maddesine göre; ‘Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz.’ Yine 5275 sayılı yasanın 6. maddesine göre de ‘Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir. Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması zorunludur.’ Gerek ulusal mevzuatımızda gerekse de uluslararası sözleşmelerde yer alan bu ve diğer düzenlemelerin temel amacı ceza infazının insanlık onuruna aykırı olmaması, infazın işkence ve kötü muameleye dönüşmesinin engellenmesidir. Oysa bugün, Anayasa’nın emredici hükümleri ile diğer mevzuat hükümlerinin tam anlamı ile hayata geçirilemediği, cezaevinde birçok hak ihlallerinin yaşandığı açıktır. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün 2025 yılı Şubat ayı verilerine göre; Ülkemizde 264 kapalı ceza infaz kurumu, 98 müstakil açık ceza infaz kurumu, 4 çocuk eğitim evi, 12 kadın kapalı, 8 kadın açık 9 çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 395 ceza infaz kurumu bulunmaktadır. Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı bu yılın Ocak ayı itibariyle 384.216’dır. Bu kurumların kapasitesi ise 299.940 olup, tutuklu ve hükümlü sayısı toplam kapasitenin yüzde 28 inin üzerine çıkmıştır. Diğer bir anlatımla kapasite fazlası kişi sayısı 84.276’dır. Bu veriler Türkiye'deki cezaevlerinde kapasitesinin çok üzerinde tutuklu ve hükümlü barındırmaya devam edildiğini ortaya koymaktadır. Bu aşırı doluluk, hükümlü ve tutukluların insan haklarına ve onuruna yaraşır bir şekilde barınmalarını ve ceza infazını neredeyse imkansız hale getirmektedir. Temel olarak yatak ve barınma alanları açısından kurumlar yetersiz kalmakta; kişilere gerekli sosyal alanlar sağlanamamakta ve hizmet veren personel sayısı eksik kalmaktadır. Binlerce mahkum yatakları dâhi nöbetleşe kullanmaktadırlar. Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak Bursa E Tipi Cezaevinde yapmış olduğumuz ziyaretler, Baromuza yapılan başvurular ve yakınmalar neticesinde Bursa özelinde de Türkiye deki diğer ceza infaz kurumlarındaki benzer hak ihlalleri tespit edilmiştir. Bursa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda koğuşlarda 60 -70 kişinin kaldığı ranza sayılarının ise yetersiz olduğu, tavana kadar uzandığı, ranzada yatamayan kişilerin yere serilen yataklarda yattıkları, her sabah yere serilen yatakların toplandığı ve gece geç saatlere kadar yatağı olmayanların uyuyamadığı, yeterli sandalye ve taburenin bulunmadığı, koğuşların 50-60 m2 kadar olduğu, yeterli havalandırma, yeterli aydınlatma, sıcak su ve duş imkanının bulunmadığı, hijyen koşullarının uygun olmadığı, yine yeterli sayıda dolap bulunmadığı, havalandırmaya koğuş mevcudunun sığmadığı, yeterli personel bulunmadığı, yine revire çıkma ve sağlık hizmetlerinden yaralanmadaki sorunlar başta olmak üzere bir çok hak ihlali tespit edilmiştir. Ceza infaz kurumlarındaki hükümlü ve tutukluların, barınma hakkının sağlanması, onur kırıcı ve kötü muamele niteliğindeki davranışlarına karşı korunması ve infazın insan onurunu zedelemeyecek bir biçimde yerine getirmesini için belirlenmiş asgari standart kurallara uyulması Devletin yükümlülüğündedir. Hükümlü ve tutuklunun cezasını infaz ettiği fiziki koşulların işkence veya eziyet niteliğinde veya insan onuruna aykırı olmaması gerekir. Bu anlamda yatak dahil kişi başına düşecek barınma alanları ve sosyal alanların hesaplanarak ceza infaz kurumlarında yeterli sayıda ve gerekli donanıma sahip personelin çalıştırılması yine kapasitenin üstünde koğuşlarda barındırılmaması barınma yerlerinin ısı, ışık, havalandırma gibi fiziki koşullarının uluslararası standartlara uygun olarak dizayn edilmesi gerekirken, temel olarak yatak ve barınma alanları ve personel sayısı açısından kurumlar yetersiz kalmaktadır. Tutuklu ve hükümlülerin, tutuldukları ceza infaz kurumlarının fiziki koşulları nedeniyle insan onuruna uygun koşullarda barınma hakkı, sağlık hizmetlerine erişim hakkı, dilekçe, haberleşme ve iletişim hakkı, görüş hakkı gibi temel haklarının yaygın ve sistematik bir şekilde ihlal edilmesi nedeniyle ilgili kurumları göreve davet ediyoruz. Cezaevlerinde hükümlü ve tutuklulara yönelik hak ihlalleri ile temel hakları sınırlayıcı ve ihlal edici hukuk dışı uygulamalar sonlandırılmalı; hukuka aykırı fiilleri gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak ihlallerin takipçisi olacağımızı ve insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması için mücadele kararlığımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.”

Mudanyalı kadınlara ücretsiz hukuki destek Haber

Mudanyalı kadınlara ücretsiz hukuki destek

Kadına yönelik şiddetle mücadelede kararlı adımlar atan Mudanya Belediyesi, kadınların güçlendirilmesine yönelik önemli bir projeyi hayata geçirdi. Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç ve Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun’un imza altına aldığı protokol kapsamında, kadınlara ücretsiz hukuki danışmanlık, eğitim ve farkındalık çalışmaları sunulacak. Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, kadın hakları konusunda Mudanya Belediyesi kadın meclis üyelerinin büyük çaba gösterdiğini vurgulayarak, Cumhuriyet devrimlerinin kadınların toplumdaki yeri açısından taşıdığı öneme dikkat çekti. “İHTİYACI OLAN HER KADINA DESTEK OLACAĞIZ” Mudanya'da kadının eşit şartlarda yaşaması ve mağduriyetler karşında destek alması için çalışma yaptıklarını söyleyen Başkan Dalgıç, bu kapsamda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Kadın Eşitlik Merkezi'ni hayata geçireceklerini açıkladı. Dalgıç, şöyle konuştu: “Kadına yönelik şiddetin sadece hukuki değil, aynı zamanda sosyal bir boyutu da var. Bu nedenle Mudanya’ya destek mekanizmalarını güçlendiren bir merkez kazandırıyoruz. İhtiyacı olan her kadına yardımcı olmak istiyoruz. 6284 Sayılı Kanun önemli bir düzenleme olsa da bazı noktalarda yetersiz kalıyor. Özellikle kadının hiç tanımadığı biri tarafından şiddete uğraması durumunda hukuki boşluklar doğabiliyor. Bizler, İstanbul Sözleşmesi hala yürürlükteymiş gibi hareket ediyor, hatta kadın haklarını daha ileriye taşımak için çaba gösteriyoruz. Bu iş birliği bizim için çok kıymetli; attığımız bu adım geleceğe dair umutlarımızı güçlendiriyor.” Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun ise, “Atatürk’ün kadına verdiği değer, eşit toplum, çağdaş değerler konusundaki devrimleri bizim mücadelemizin ana hatlarını oluşturuyor. Cumhuriyet devrimi okula giden kız çocuklarının yüzündeki gülümsemedir. İş birliği için teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

Nilüfer Belediyesi ve Bursa Barosu’ndan kadınlara şiddete karşı iş birliği Haber

Nilüfer Belediyesi ve Bursa Barosu’ndan kadınlara şiddete karşı iş birliği

Nilüfer Belediyesi ve Bursa Barosu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün yıl dönümünde, önemli bir protokol gerçekleştirdi. Mevcut protokolü yenileyen iki kurum, kadına yönelik şiddetle mücadelede iş birliğinin kapsamını genişletti. Protokolle, şiddete maruz kalan kadınların ve varsa beraberindeki çocukların haklarının güçlendirilmesi hedefleniyor. Şiddete uğrayan veya uğrama riski olan kadınlara; hukuki danışmanlık, eğitim ve farkındalık çalışmaları ile hizmetler; kolay, ulvi, nitelikli ve ücretsiz sunulacak. Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) Yerleşkesi’nde imzalanan protokole Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Başkan Yardımcıları Mahmut Demiröz, Okan Şahin, Serpil Altun, Tezcan Öztürk, Zerrin Güleş, Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun ve Bursa Barosu yönetimi katıldı.   KADINLAR NİLÜFER’DE ÖZGÜR Programda konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursa Barosu ile gerçekleştirdikleri iş birliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Nilüfer’in kadın şehri olduğunu söyleyen Başkan Şadi Özdemir, kadınların burada daha rahat, güvenli, özgür bir yaşam sürdürdüğünü kaydetti. Nilüfer Belediyesi’nde 7 başkan yardımcısından 4’ünün, 32 müdürün de 17’sinin kadın yöneticilerden oluştuğunu söyleyen Başkan Şadi Özdemir, “Kadınlar kendi birikimleri ile bunu hak ettiler. Kadınların iş hayatının ve toplumsal hayatın içinde daha fazla rol alması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.   Kadınların haklarının korunması ve daha aktif olabilmeleri için gerçekleştirdikleri projelerden de bahseden Başkan Şadi Özdemir, kreş ve Nilüfer Belediyesi bünyesindeki Eşitlik Birimi’ni anlattı. Başkan Şadi Özdemir, kurmayı istedikleri Kadın Sığınma Evi ile ilgili de Bursa Barosu yöneticileriyle fikir alışverişinde bulundu. KADINLAR HAKLARINA SAHİP ÇIKIYOR Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun ise Nilüfer Belediyesi ile daha önceki dönemlerde de bu protokolü yaptıklarını belirterek, imzaladıkları protokolle bunun kapsamını genişletip, büyüttüklerini söyledi. Kadın Hakları ile ilgili gerilemenin engellenmesi ve Çocuk Hakları ile ilgili uluslararası sözleşmelerin uygulanabilirliğinin sağlanması için mücadele ettiklerini ifade eden Öztosun, bu anlamda Nilüfer Belediyesi’nin değerli paydaşlarından birisi olduğunu kaydetti. Bursa Barosu’nun 31 kişilik yönetim kadrosunda 18 kadının bulunduğunu söyleyen Öztosun, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamada önemli yol aldıklarını belirterek, “Beyaz yakalı olan avukatlarda kadın istihdam oranı, yaklaşık yüzde 47. Yakında bu oranı da geçecekler. Daha çok kadın meslektaş geliyor. Hukuk hayatına ve adalet mücadelesine katılıyorlar. Haklarına sahip çıkıyorlar. O açıdan protokolü imzalamak bizim için mutluluk verici” diye konuştu. Açıklamalardan sonra katılımcıların da görüşlerini belirttiği toplantının sonunda, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun’un imzalarıyla, protokol hayata geçti.  

Başkan Şadi Özdemir’den akademik odalara ziyaret Haber

Başkan Şadi Özdemir’den akademik odalara ziyaret

Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Başkan Yardımcıları Mahmut Demiröz, Okan Şahin, Zerrin Güleş, Emre Karagöz; Nilbel A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mart ve Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (NİLKOOP) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Ayyılmaz ile birlikte Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) Yerleşkesi’nde ziyaretlerde bulundu. Başkan Şadi Özdemir ve beraberindeki heyet, ilk olarak Bursa Baro Başkanı Metin Öztosun ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret etti. Karşılıklı fikir alışverişinin yapıldığı ziyarette, Nilüfer Belediyesi ve Bursa Barosu arasında yapılabilecek iş birlikleri ve ortak projeler ele alındı. Bursa Barosu’nun kent için önemli kuruluşlardan birisi olduğuna işaret eden Başkan Şadi Özdemir, yaptıkları çalışmaları anlattı. Nilüfer Belediyesi bünyesinde ‘Eşitlik Birimi’ kurduklarını hatırlatan Başkan Şadi Özdemir, şiddet mağduru kadınların hukuki ve psikolojik desteğini üstlendiklerini de kaydetti. Kadın sığınma evi konusundaki projelerini de anlatan Başkan Şadi Özdemir, dezavantajlı gruplarla ilgili yaptıkları çalışmaları aktardı. Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun, kendilerinin de çok sayıda proje gerçekleştirdiklerini ve birçok alanda iş birliği yapabileceklerini kaydetti. Öztosun, ziyaretten dolayı Başkan Şadi Özdemir’e teşekkür etti. BURSA İKK ZİYARETİ Başkan Şadi Özdemir ve beraberindeki heyet, daha sonra TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu (İKK) bileşenleri ile bir araya geldi. Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç’ın da yer aldığı buluşmada, oluşturulması planlanan Danışma Kurulu’nun detayları ele alındı. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarıyla iş birliklerine önem verdiklerini belirterek, “Nilüfer’i daha yaşanabilir bir kent yapmak için, tüm paydaşlarımızla birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Oda başkanları ve temsilcilerinin de fikirlerini sunduğu görüşmede TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Murat Korkut da, kent için katkı vermekten duyacakları memnuniyeti dile getirdi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.