SON DAKİKA
Hava Durumu

#Bursa Ovası

Söz Bursa - Bursa Ovası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bursa Ovası haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bilimsel verilerle şok eden gerçek: Bursa Ovası her yıl yaklaşık 6 santimetre çöküyor! Haber

Bilimsel verilerle şok eden gerçek: Bursa Ovası her yıl yaklaşık 6 santimetre çöküyor!

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Avrupa Uzay Ajansı'nın Sentinel uydularından elde edilen verilerle yapılan çalışmada, Bursa Ovası'nda her yıl yaklaşık 6 santimetrelik düşey çökme yaşandığını açıkladı. Konya Ovası'nda da benzer çökmelerin olduğunu ifade eden Kutoğlu, bu hareketin yıllara yayılması halinde ciddi yapısal riskler doğurabileceği uyarısında bulunarak, kent planlamasında mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Avrupa Uzay Ajansı'na ait Sentinel uydularının yeryüzündeki hareketleri sürekli izleme imkânı sağladığını belirten Prof. Dr. Kutoğlu, bu verilerin İngiltere'deki Leeds Üniversitesi Deprem ve Volkan Araştırmaları Merkezi tarafından ön işlemden geçirildiğini söyledi. Kutoğlu, elde edilen verilerin akademisyenlerin erişimine açıldığını ifade ederek çalışmanın detaylarını şu sözlerle anlattı: "Avrupa Uzay Ajansı'nın Sentinel isimli uyduları tekrarlı bir şekilde dünyayı sürekli dolaşarak yer hareketlerini izleme imkanı tanıyor. Bu veriler İngiltere'deki Leeds Üniversitesi Deprem ve Volkan Araştırmaları Merkezi tarafından ön işlendikten sonra akademisyenlerin, kullanıcıların erişebileceği şekilde servis ediliyor. Biz bu verileri indirip değerlendirdiğimiz zaman iki tane büyük kentimizde özellikle Konya ve Bursa bölgelerinde ciddi düşey deformasyonların varlığını keşfettik." "BURSA OVASI YILDA YAKLAŞIK 6 SANTİMETRE ÇÖKÜYOR" Bursa'daki durumun özellikle dikkat çekici olduğunu vurgulayan Kutoğlu, Bursa ve Konya'nın benzer jeolojik özellikler taşıdığına işaret ederek şunları söyledi: "İkisi de faylarla sınırlandırılmış. Ama aynı zamanda da çok geniş ova alanlarına sahip ve yer altı sularından faydalanılan bölgeler. Bu sular vasıtasıyla ve tarımın yapıldığı bölgelerde kuyular aracılığıyla yoğun yer altı suyu kullanımı söz konusu. Buralarda çok önemli yüzey deformasyonları ortaya çıktı. Ekranda gördüğünüz Bursa Ovası'nı görmektesiniz. Bu mavi bölgeler, kırmızı bölgeleri ayıran bu mavi hatlar fay hatlarını temsil ediyor. Burada baktığımız zaman Bursa Ovası'nda şu iki bölgede kırmızılık görüyoruz. Bunlar düşey harekete işaret ediyorlar ve yıllık olarak yaklaşık 6 cm civarında Bursa Ovası'nın bir çökmesi, oturması söz konusu." Bu sürecin devam ettiğine dikkat çeken Kutoğlu, "Bu yıllara sari olarak devam ediyor. Yani bu 6 cm, 10 sene sonra 60 cm'ye bu şekilde devam ettiği takdirde ulaşmış olacak. Bu tabii hem yeraltı su durumunun azalması hem de bölgedeki fay hareketlerinin tetiklemiş olduğu bir durum ve dikkate alınması gereken, kent planlamasında mutlaka göz önünde bulundurulması gereken bir husus" dedi. "ULUDAĞ YILDA YAKLAŞIK 2 SANTİMETRE YÜKSELİYOR" Çalışmada dikkat çeken bir başka bulgunun Uludağ bölgesi olduğunu belirten Kutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: "Burada dikkat çeken önemli bir husus da şu; bu bölge Uludağ bölgesi. Bursa Ovası Uludağ'a uzanıyor ve burada baktığımız zaman Uludağ'ın yılda ortalama 2 cm kadar yükseldiğini görmüş oluyoruz. Yani Uludağ giderek boyu uzuyor." KONYA'DA ÇÖKME 5-10 SANTİMETREYİ BULUYOR Benzer deformasyonların Konya Ovası'nda da gözlendiğini belirten Prof. Dr. Kutoğlu, Konya'daki tabloyu ise şu sözlerle anlattı: "Benzer özellikler, benzer durumlar, deformasyonlar Konya'da da gözüküyor. Mavi alan önemli miktarda düşey deformasyona yani bir çökmeye karşılık geliyor. Bu çökme yer yer 5 ile 10 santimetre arasında değişiklik gösteriyor. Yani ova 5 ile 10 santimetre arasında çöküyor. Bu bölge yoğun tarım alanının faaliyetlerinin yürütüldüğü, buna bağlı olarak da yer altı sulamasının yapıldığı bölge." Konya'daki hareketin sadece yeraltı suyu kullanımından kaynaklanmadığını vurgulayan Kutoğlu, "Burada aynı zamanda yılda 4 cm'lik bir batıya doğru hareket var. Dolayısıyla buradaki çökmede sadece yeraltı sularının değil, aynı zamanda tektonik bir iteklemenin de etkili olduğu görülmekte. Zemin özellikleri de çok etkili. Konya Ovası'nda bu bölgeler yoğun kireç taşı bölgeleri. Su çekilmesine bağlı olarak zaman içerisinde medyada da sıkça gündeme gelen obruklar meydana geliyor" ifadelerini kullandı. "BURSA'DA OBRUK YOK AMA YAPISAL HASAR RİSKİ VAR" Bursa'da obruk oluşumlarının Konya kadar gündemde olmadığını ancak riskin farklı boyutlarda ortaya çıkabileceğini belirten Kutoğlu, uyarılarını şöyle sürdürdü: "Bursa'da bu şekilde bir obruk oluşumu pek gündemde değil ama bu hareketler devam ettiği sürece elbette ki bir takım yapısal hasarlar meydana gelmesi söz konusu. Eğer yapıların zemine oturan köşe noktaları, binaların oturduğu yerler farklı deformasyonlara, farklı hareketlere maruz kalırsa binalar üzerinde deformasyon meydana gelebilir. Çatlaklar oluşabilir. Bunlar zaman içerisinde taşıyıcı sistemlere de sirayet ederse, bölgedeki yapılar için ciddi tehditler söz konusu olabilir." Yer kabuğundaki zorlanmalara da dikkat çeken Kutoğlu, "Bu hareketler aynı zamanda yer kabuğundaki zorlanmaları artırıyor. Bu enerji biriktiği takdirde zeminde kütle hareketleri gibi farklı jeolojik riskler de ortaya çıkabilir" diyerek sözlerini tamamladı.

Bursa Tarım Şenliği zenginliği gözler önüne serdi: Başkan Bozbey'den üreticiye destek vurgusu Haber

Bursa Tarım Şenliği zenginliği gözler önüne serdi: Başkan Bozbey'den üreticiye destek vurgusu

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Yerelde üret, yöreseli koru’ temasıyla bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Bursa Tarım Şenliği’, kentin sahip olduğu tarımsal ürün zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Sorgun peyniri, siyez buğdayı ile Gemlik ve Mudanya zeytinin öne çıktığı şenlikte konuşan Başkan Mustafa Bozbey, “Toprağa sahip çıkan çiftçiyi desteklemek boynumuzun borcudur” dedi. Bursa’da kırsal kalkınmayı desteklemek ve köyden kente göçün önüne geçmek amacıyla fide-fidan temininden mazot desteğine, sıvı gübreden damla sulama borusu dağıtımına kadar birçok konuda çiftçiye destek veren Büyükşehir Belediyesi, Bursa’ya has ürünlerin ulusal ve uluslararası alanda tanınması için de çalışmalarını sürdürüyor. BURSA’NIN ÜRÜNLERİ SERGİLENDİ Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Bursa Tarım Şenliği’, Gökdere Millet Bahçesi-BUTATEM’de gerçekleştirildi. Uludağ’ın yamaçlarının bereketli sütüyle hayat bulan Sorgun peyniri, 12 bin yıllık geçmişiyle ata tohumu siyez buğdayı ile Gemlik ve Mudanya’nın bereketli zeytinlerinin öne çıktığı şenlikte, dernek ve kooperatifler tarafından Bursa’nın hasat dönemi meyve-sebzeleri ve raf ömürlü gıda ürünleri sergilendi. Davul zurna eşliğinde yapılan kortej yürüyüşüyle başlayan şenlikte, NOSAB İlkokulu öğrencileri ve Bursa Birleşik Kafkasya Derneği dans ekibinin gösterileri büyük alkış aldı. “ÇİFTÇİYE DESTEK VERMEK BOYNUMUZUN BORCUDUR” Marmara Belediyeler Birliği (MBB) ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, konuşmasına tarımın ve gıdanın önemine vurgu yaparak başladı. Gençlerin de tarımla uğraşmasını ve geçinebilmesini arzuladıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, “Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak tarımla uğraşanlara destek veriyoruz. Yerel yönetimler olarak bu desteği vermek zorundayız. Aile işletmelerini geliştirmeye yönelik projeler hazırlamalıyız. Bunun için kooperatiflerin önemini de biliyoruz. Çiftçiye destek vermek boynumuzun borcudur. Toprağa sahip çıkıyorlar, ülkemizin geleceğine katkı sağlama mücadelesi veriyorlar” diye konuştu. “DAHA AZ SUYA İHTİYAÇ DUYAN ÜRÜNLERE YÖNELMELİYİZ” Yaşanan kuraklık sebebiyle suya az ihtiyaç duyan ürünlerin önemine de dikkat çeken Başkan Mustafa Bozbey, “Bursa artık su şehri değil. Marmara’ya 30 milyon nüfus yığıldı. Sanayi buraya getirildi ve tarım toprakları ortadan kaldırıldı. Hem tarım alanlarını hem de havayı kirlettik. Suyun kıymetini daha fazla bilmeliyiz. Daha fazla gelir getiren ancak daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmek zorundayız. Diğer taraftan ürünlerin satışlarıyla ilgili doğru mekanizmaları yaşama geçirmeliyiz. Böylece üreticimizin ürününün tarlada kalmamasını sağlamalıyız. Doğru tarım için eğitim çalışmalarımızı ara vermeden sürdürüyoruz” dedi. “BURSA OVASI TAMAMEN KAYIP” Özellikle tarıma elverişli bölgelerdeki topraklara çiftçilerin sahip çıkmasını isteyen Başkan Mustafa Bozbey, “Dağ yöresinde topraklar yaklaşık yüzde 30 civarında üçüncü şahıslara geçmiş. Yenişehir’de yüzde 35 civarında olduğunu öğrendik. Karacabey ve Mustafakemalpaşa civarında yüzde 30 civarında olduğunu gördük. Tarımla uğraşmayanların bu toprakları alması, imar gibi başka hedeflerinin olduğunu gösteriyor. Bursa ovası zaten tamamen kayıp. Bursa ovası toprak kalitesi açısından Türkiye’nin en verimli ovalardan birisidir. Buna rağmen bu topraklar kaybedilirken göz yumuldu. Hepimiz geleceğimizi düşünmek zorundayız” diye konuştu. “ÇİFTÇİMİZİN ÜRETMESİNİ İSTİYORUZ” Mustafakemalpaşa’da kurulan fabrikada hem sıvı gübre hem de damla sulama borusu üretildiğini, Yenişehir tarafına da benzer bir fabrika kurmayı planladıklarını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, “Tohum, fide, fidan, mazot desteklerini yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Çiftçimizin üretmesini istiyoruz. Ektiği ürünün karşılığını alması için pazar konusunda planlama yapmalıyız. Bursa’nın ürünlerini Bursalıların bilmesi konusunda da hassasiyet gösteriyoruz. Çiftçimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Kadın kooperatiflerimize desteğimizi artırarak sürdüreceğiz. Tarım Şenliği’nin bereketli olmasını diliyorum” dedi. Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in tarım ve kırsal yaşam vizyonu doğrultusunda Gemlik’teki üreticilere yönelik çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Geçen sene yağlık zeytinin dibe vurduğu dönemde Başkan Mustafa Bozbey’in 100 tonluk bir zeytin alımı desteği verdiğini hatırlatan Deviren, bu sene de aynı desteği verdiği için Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Bursa Bölgesi Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatif Birliği KÖY-KOOP Başkanı Osman Özkan, şenliğin bir kutlama olmadığını, emeğin, toprağın ve dayanışmanın bir araya geldiği anlamlı bir buluşma olduğunu söyledi. Bursa’da tarımın sadece geçim kaynağı olmadığını, aynı zamanda kültürel mirasın da önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Özkan, kooperatifçiliğin önemini anlattı. Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, armuttan şeftaliye, kirazdan vişneye, domatesten enginara kadar kentin her bir yöresinde ayrı ayrı ürünlerin yetiştiğini dile getirdi. Üreticinin her şartta desteklenmesi, gençleri kırsalda tutacak projelerin geliştirilmesi gerektiğini anlatan Çakmak, Büyükşehir Belediyesi’nin fide-fidan, sıvı gübre, damla sulama borusu dağıtarak kısa vadede büyük destekler verdiğini hatırlattı ve Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, domates, zeytin, şeftali, siyah incir gibi birçok ılıman ve soğuk iklim bitkisinin Bursa’da yetiştiğini hatırlatarak üreticinin sürekli desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Büyükşehir Belediyesi’nin dalma sulama borusu dağıtımıyla Bursa genelinde önemli bir işe imza attığını ifade eden Yazgan, Başkan Mustafa Bozbey’e üreticiler adına teşekkür etti. Konuşmaların ardından Başkan Mustafa Bozbey, günün anısına Gökdere Millet Bahçesi’ne fidan dikti. Program, zeytinyağı sabunu yapımı, zeytin kurma, çörekotu yağı sıkım atölyeleriyle devam etti. Şenlik, siyez buğdayı, zeytin, sorgun peyniri ve aspir yağı konulu söyleşi programlarının ardından sona erdi.

Bozbey'den çarpıcı sözler: "Bursa artık su şehri değil! Uludağ'a 20 santim kar yağdı diye TikTok'tan seviniyorlar" Haber

Bozbey'den çarpıcı sözler: "Bursa artık su şehri değil! Uludağ'a 20 santim kar yağdı diye TikTok'tan seviniyorlar"

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa'nın artık su şehri olmadığını belirterek, "Uludağ'a 20 santim kar yağdı diye oraya çıkıp oyun oynuyor Tiktok'tan seviniyorlar. Bursa bu mu" dedi. Başkan Bozbey, Gökdere Millet Bahçesi'ndeki Bursa Tarımsal Ürünler Tanıtım ve Eğitim Merkezinde (BUTATEM) "Toprak Ana Günü" temasıyla düzenlenen "Bursa Tarım Şenliği'ne kortej yürüyüşüyle geldi. "Yerelde Üret, Yöreseli Koru" sloganıyla gerçekleştirilen şenlikte halk oyunları gösterisi sunuldu, ardından protokol konuşmalarına geçildi. Kırsalda tarımla uğraşanların yaş ortalamasının 60 olduğuna dikkati çeken Bozbey, gençlerin tarımdan gelecek umut etmelerini, ailesinin yaşamını sağlayacak geliri kazanabileceklerine inanmasını istediklerini kaydetti. Hollanda'nın Konya kadar toprağa sahip olmasına rağmen 120 milyar dolar civarında tarım ihracatı bulunduğunu dile getiren Bozbey, "Biz niye yapamıyoruz. Biz aslında yakın zamana kadar dünyada kendi kendine yeten ilk 7 ülke arasındaydık. Ne oldu da bugünlere geldik" dedi. Büyükşehir Belediyesi olarak tarıma ve üreticilere destek verdiklerini anlatan Bozbey, gençleri o alanda mutlu edecek, gelecekle ilgili kaygı duymayacak hale getirmek zorunda olduklarını söyledi. "ÇİFTÇİYE DESTEK VERMEK BOYNUMUZUN BORCU" Tarımsal üretim biterse başka ülkelerin zeytinine, peynirine ve buğdayına muhtaç olunacağını vurgulayan Bozbey, şöyle konuştu: "Makineyi yiyemezsiniz. Makine de araba da üretilir ama öncelik sıralamasında tarımı gerilerde bırakmayalım. Pandemide bazı şeyleri çok net gördük. Gıdaya ve enerjiye erişimde çok ciddi sıkıntılar yaşadık. Toprağın kıymetini o zaman anladık. Birçok insan bir dönüm yer alayım da ekeyim biçeyim o üründen faydalanayım derdine düştü. Aile işletmelerimizi geliştirmeye yönelik projeler hazırlıyoruz, hayata geçiriyoruz." "Çiftçiye destek vermek boynumuzun borcu" diyen Bozbey, "Çünkü toprağı koruyorlar sahip çıkıyorlar ve ülkemizin geleceğine katkı sağlama mücadelesi veriyorlar" ifadesini kullandı. "ÇİMLERİ İÇME SUYUYLA SULADIK" Bozbey, yıllardır büyük parkların, bahçelerin sulamasında içme suyu kullanıldığını belirterek, şöyle devam etti: "Doğancı Barajı'ndan aldığımız, getirip Doburca'da arıttığımız suyla parklarımızı suladık. İçme suyunu arıtma tesisinden geçirdiğimiz sularla çimleri, ağaçları suladık. Bundan genel olarak vazgeçtik daha doğru işler yapıyoruz. Kuraklık bugünün sorunu değil. Aslında dün belliydi. Bilim insanları yıllardır bunları anlattılar. İklim değişikliklerinin sonuçlarını hep dile getirdiler. Yöneticiler anladı mı anlamadı. 'Bursa su şehri' deniliyordu artık su şehri değil. Kim yaptı bunu insanlar yaptı. Ülkemizin geleceğini de iyi planlayamadık. Marmara'ya 30 milyonu yığdık, sanayiyi, insanları buraya getirdik. Tarım alanlarını kirlettik, yetmedi havayı kirlettik." "ULUDAĞ'DA KAR YAĞDI DİYE OYNUYORLAR" Bozbey, "Uludağ'a 20 santim kar yağdı diye oraya çıkıp oyun oynuyor Tiktok'tan seviniyorlar. Bursa bu mu? İnsanların kendine yaptığına bakın" dedi. Kent olarak gri su uygulamalarının yaşamın bir parçası haline gelmesi gerektiğini vurgulayan Bozbey, şunları söyledi: "Bununla mı kalacağız. Hayır. Tarımda ürün değişikliklerini önümüze koymamız lazım. Tarımda eğitim çalışmaları yapıyoruz. Bilinçli tarım önemli. Sulamayı, toprağın nasıl korunduğunu bileceğiz. Fazla suya ihtiyaç duyan çok suya ihtiyaç duyan ürünlerden Bursa olarak yavaş yavaş uzaklaşacağız. Suya az ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeliyiz." "ÇINARCIK BARAJI DA YETMEYECEK" Bozbey, içme suyunun sağlandığı 2 barajdaki su miktarının ortalamaların çok altında olduğuna dikkati çekerek, "Yeni barajımız onun da havzası belli. 2-3 sene ya da 4-5 sene sorun olmayacak ama aynı kuraklık sürerse o da yetmeyecek Çınarcık da yetmeyecek. Alternatif kaynakları düşünerek hareket etmeliyiz. Tüketimde de radikal değişikliklere gitmeliyiz. Ürün değişikliği ise ürün değişikliği yapacağız, çiftçimizi koruyarak bunu yapacağız" diye konuştu. Bursa Ovası'nın kaybedildiğini belirten Bozbey, "Bursa Ovası, toprak kalitesi açısından Türkiye'de en verimli ovalardan birisiydi. Bu toprakların yok edilmesine göz yumduk" dedi. Bozbey, çiftçiye gübre, mazot, ilaç, sulama borusu gibi desteklerinin süreceğini belirterek, üretilen ürünlere pazar bulma konusunda da çalışmalar yapacaklarını kaydetti. Bozbey ile katılımcılar, zeytin kırma ve zeytinyağı sabunu yapma atölyesi ile kooperatiflerin stantlarını gezdi, bilgi aldı.

Kuraklığın en acı fotoğrafı: Gölbaşı Göleti artık yok Haber

Kuraklığın en acı fotoğrafı: Gölbaşı Göleti artık yok

Bursa'nın Kestel ilçesindeki Gölbaşı Göleti, sadece 5 ay içinde tamamen kuruyarak tarım alanlarında büyük bir krize yol açtı. Göletin önceki doluluk haliyle bugünkü çatlamış zemini arasındaki fark, bölge halkını ve çiftçileri derinden sarstı. Bursa'nın Kestel ilçesinde tarım sulamasında hayati öneme sahip olan Gölbaşı göleti, son beş ayda yaşanan aşırı kuraklık nedeniyle tamamen kurudu. 1938 yılından bu yana Bursa Ovası'ndaki birinci sınıf tarım arazilerine su sağlayan gölet, bugün çatlamış zeminiyle adeta bir kuraklık sembolüne dönüştü. Göletin gövde hacmi 320 bin metreküp olup, yaklaşık 2 bin 100 hektarlık alanın sulamasında kullanılıyordu. Deveci ve Santa Maria armudu, Bursa şeftalisi ve Bursa siyah inciri gibi coğrafi işaretli ürünlerin yetiştirildiği bu verimli topraklar, su kaynağının yok olmasıyla büyük bir tehdit altında kaldı. GÖRÜNTÜLER ŞOKE ETTİ Beş ay önce çekilen görüntülerde suyla dolu olduğu görülen göletin bugünkü hali, bölge halkını derinden sarstı. Göletin yüzeyinde derin çatlaklar oluştu; su seviyesi neredeyse sıfıra indi. Çiftçiler, tarlalarını sulayamadıkları için ürün kayıplarıyla karşı karşıya kaldı. Bazı üreticiler, alternatif su kaynakları arayışına girerken, bir kısmı üretimi durdurmak zorunda kaldı. Bölgedeki çiftçiler, tarım politikalarının acilen ele alınıp altyapı yatırımlarının biran önce yapılarak yetkililerden acil önlem alınmasını talep etti. Meteoroloji verilerine göre, bölgede son yıllarda yağış miktarında ciddi azalma yaşanıyor. Uzmanlar, bu tür kuraklıkların daha sık yaşanabileceğini ve su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde yönetilmesinin artık bir zorunluluk olduğunu belirtti.

Zirai don Bursa'da iki ürünü teğet geçti Haber

Zirai don Bursa'da iki ürünü teğet geçti

Kentin en katma değerli tarım ürünlerinden armutta bu yıl 100 bin tonu aşkın üretim bekleniyor. Gürsu Ovası'nda şeftali ve nektarinde don sıkıntısı olmadığı ancak kent genelinde şeftalideki verimin yarı yarıya düşebileceği ifade ediliyor. Gürsu Ziraat Odası Başkanı Kamil Dönmez, ülkenin çok sayıda kentinde özellikle meyve ağaçlarında ciddi hasara yol açan zirai don hadisesinin yaşandığı günlerde Bursa Ovası'nda hava sıcaklığının sıfırın altında eksi 2 dereceye kadar düştüğünü ve yaklaşık 4 saat etkili olduğunu kaydetti. İznik, Yenişehir, İnegöl ve Orhangazi'deki kadar düşük sıcaklığın ve hasarın Gürsu Ovası'nda yaşanmadığını anlatan Dönmez, şöyle konuştu: "Ovada eksi 1,5-2 derecelik sıcaklıklar hasar oluşturmadı. Bazı ilçelerde ise özellikle armut ve şeftalide yüzde 90'lara varan hasarlar bıraktı. Gürsu'nun da içinde olduğu Kestel, Yıldırım ve Osmangazi'nin bir bölümünü kapsayan Bursa Ovası'nda zirai don, armut ve şeftaliyi teğet geçti diyebiliriz. Ancak Bursa geneline bakarsak şeftali ve nektarinde ciddi hasar var. Bursa'nın yıllık üretimi 100 bin civarında. Bunun 25 bin tonunu Gürsu üretiyor. Zirai don yüzünden Gürsu'da 20 bin tona geriler, Bursa genelinde ise bu yıl 35-40 bin ton civarında bir verim tahmin ediyoruz. Bunun da önemli bölümünü Bursa Ovası karşılayacak." Türkiye armut üretiminin yarısını Bursa'nın ürettiğini, Bursa'daki rekoltenin ise yarısını Gürsu'nun karşıladığını hatırlatan Dönmez, "Bursa'da yıllık 250 bin ton civarı santa maria ve deveci armudu üretimi yapılıyor. Yarı yarıya üretiliyor. İnegöl, İznik, Yenişehir ve diğer yerlerdeki zirai don nedeniyle bu yıl verim 170-180 bin tona geriler diye tahmin ediyoruz" dedi. Dönmez, bir afet ya da sorun yaşanmaması durumunda sadece Gürsu'da bu yıl 60 bin tona yakın deveci armudu, 45-50 bin ton da santa maria armudu üretimi beklediklerini vurgulayarak, "Birçok ilçede yüzde 90'a varan meyve kayıpları oluştu. Ülkenin birçok yerinde göre en az Bursa Ovası etkilendi diyebiliriz. Tüketici bu yıl meyveyi pahalı tüketir ancak çiftçi az ürünüyle kazanabilir mi zaman gösterecek" diye konuştu.

Bursa Ovası'na sismometreler kurulmalı Haber

Bursa Ovası'na sismometreler kurulmalı

Bursa'da dün öğle saatlerinde meydana gelen 4.0 büyüklüğündeki deprem kısa süreli paniğe yol açtı. BUÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şenkaya, depremin Kayapa-Yenişehir fay hattında gerçekleştiğini belirterek, bu fay hattında daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Deprem sonrası basın toplantısı düzenleyen BUÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şenkaya, depremin Kayapa-Yenişehir fay hattında olmasının önemine dikkat çekti. Şenkaya, Kayapa-Yenişehir fay hattı üzerine yapılan çalışmalara vurgu yaparak, Bursa Ovası'na sismometreler yerleştirilerek araştırmaların hızlandırılması gerektiğini söyledi. “BURSA OVASI'NA SİSMOMETRELER YERLEŞTİRİLMELİ” Doç. Dr. Mustafa Şenkaya, “Deprem, Bursa'nın Nilüfer ilçesi Üçevler Mahallesi'nde oldu. Büyüklüğü 4.0 ve kategorik olarak küçük bir deprem. Yaratığı ivmeler de oldukça küçük. Ancak depremin gerçekleştiği yer ve oluşum mekanizması açısından önem taşıyor. Depremin MTA diri faylar üzerinde değil, yeni önerilen Kayapa-Yenişehir fay hattında olduğu görülmekte. Bu fay hattını daha detaylı incelemeliyiz. Bu amaçla Bursa Ovası'na sismometre kurarak, faydan gelen tüm tepkileri, örneğin 27 Ocak'taki gibi, dinleyip çözümleyerek bu fayın şehir için tehlikesini anlamamız gerekiyor" diye konuştu. “DEPREMİN NEREDE VE NASIL HİSSEDİLECEĞİNE ODAKLANMALIYIZ” Olası depremlerin Bursa'da nerede ve nasıl hissedileceği konusunda dikkatli olunması gerektiğine dikkat çeken Şenkaya, “Vatandaşlarımız depremi bir sallantıdan ziyade alttan bir vuruş şeklinde hissettiklerini belirtti. Bunun önemli bir sebebi var. Depremler meydana geldiğinde çeşitli türde dalgalar oluşuyor. Karşılaştırmalarımız, düşey birleşenin yatay birleşenden daha büyük olduğunu gösteriyor. Depremde alttan vuruşun nedeni bu düşey birleşenin fazlalığıdır. Diğer önemli bir nokta ise deprem küçük olmasına rağmen farklı mahallelerde farklı şekilde hissedilmesidir. Dolayısıyla küçük bir depremde bile böyle farklı ivmeler hissediliyorsa büyük bir depremde bu daha belirgin olacaktır. Bu çeşitlilik, bazı bölgelerde yapıların zarar görmesine ya da hiç zarar görmemesine neden olabilir. Bu yüzden aslında burada ve çevrede nerede ve ne zaman deprem olacağını tahmin etmek yerine, bir deprem olduğunda nerede ve nasıl hissedileceğine odaklanmalıyız. Kayapa-Yenişehir fay hattı konusunda daha fazla araştırma yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.