SON DAKİKA
Hava Durumu

#Bursa Özel Hayat Hastanesi

Söz Bursa - Bursa Özel Hayat Hastanesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bursa Özel Hayat Hastanesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cerrahide milimetrik doğruluk ve hızlı iyileşme… Haber

Cerrahide milimetrik doğruluk ve hızlı iyileşme…

Bursa Özel Hayat Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdullah Küçükalp, robotik cerrahinin ortopedi pratiği sağladığını, ameliyat sonrası hastaların aynı gün ayağa kalkabildiğini söyledi. Robotik cerrahinin, özellikle kalça ve diz protezlerinde çığır açtığını vurgulayan Doç. Dr. Abdullah Küçükalp, “Geleneksel yöntemlerde cerrahın deneyimi ve el becerisi ön plandayken, robotik sistemlerle kişiye özel 3 boyutlu planlama yapabiliyoruz. Bu planlama, ameliyatın çok daha hassas, güvenli ve başarılı geçmesini sağlıyor” dedi. Doç. Dr. Abdullah Küçükalp, robotik sistemlerin ameliyat öncesinde çekilen bilgisayarlı tomografi görüntüleriyle kemik kesileri ve protez yerleşim açılarının milimetrik düzeyde planlanabildiğini dile getirdi ve hastaların daha az ağrı yaşadığını, protezlerin daha uzun ömürlü olduğunu belirtti. Total diz protezinde isabetli yerleşim, daha az ağrı Total diz protezlerinde robotik cerrahinin büyük avantajlar sunduğunu dile getiren Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdullah, “Diz ekleminin üç ayrı bölgesi ameliyat öncesi detaylı şekilde değerlendirilerek plan yapılıyor. Bu planı ameliyat sırasında robotik kol yardımıyla eksiksiz bir şekilde uygulayabiliyoruz. Bu da daha iyi hizalanmış protezler, daha az yumuşak doku hasarı ve daha konforlu bir iyileşme süreci anlamına geliyor” şeklinde konuştu. Parsiyel diz protezlerinde robotik cerrahinin günümüzde altın standart haline geldiğini belirten Doç. Dr. Abdullah Küçükalp, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu ameliyatlarda yalnızca dizin bir bölümü değiştirilir. Dolayısıyla sağlıklı dokuların korunması hayati öneme sahiptir. Robotik sistem sayesinde protez yalnızca hasarlı bölgeye en ideal şekilde yerleştirilir. Böylece hasta doğal diz hissini korur, hareket açıklığı ve iyileşme süreci de çok daha hızlı olur.” Kalça protezinde simetri ve stabiliteyi sağlıyor Robotik sistemlerin kalça protezi cerrahisinde de devrim niteliğinde olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Küçükalp, “Doğru yerleştirilmemiş bir protez, bacak boyu farklarına ve gevşemelere yol açabilir. Robotik cerrahi ile protezler en ideal pozisyonda yerleştirilerek bu riskler minimuma indiriliyor” diye konuştu. İyileşme sürecine de değinen Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdullah, robotik cerrahinin sağladığı doku koruyucu yaklaşım sayesinde hastaların ameliyat sonrası çok daha hızlı toparlandığını belirtirken de, “Ameliyat sonrası ağrı daha az oluyor. Hastalar ameliyat günü yürüyebiliyor ve 2 hafta içinde desteksiz olarak günlük hayatlarına dönebiliyor. Özellikle yaşlı hastalar için bu hızlı iyileşme oldukça değerli” dedi. “Her hasta robotik cerrahiye uygun olmayabilir” Açıklamasında her hastanın robotik cerrahiye uygun olmayabileceğini hatırlatan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdullah, uygunluk değerlendirmesinde hastanın yaşına, kilosuna, kemik yapısına ve geçmiş ameliyatlarına dikkat ettiklerini söylerken de “İleri deformasyonu olan ya da ciddi kemik kaybı bulunan hastalarda klasik cerrahi yöntemler tercih edilebilir” şeklinde konuştu. Türkiye'de robotik cerrahiye erişimin arttığını ifade eden Doç. Dr. Abdullah, “Büyük şehirlerdeki bazı kamu hastaneleri ve özel ortopedi merkezleri bu teknolojiyi kullanmaya başladı. Bursa Özel Hayat Hastanesi’nde de robotik total kalça, total diz ve parsiyel diz protez cerrahilerini güvenle uyguluyoruz” dedi. Son olarak hasta ve hasta yakınlarına önerilerde bulunan Bursa Özel Hayat Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdullah Küçükalp, “Kalça veya diz ağrısı yaşayanlar bunu yaşlılığın doğal sonucu olarak görmemeli. Ağrı hareket kabiliyetini etkiliyorsa mutlaka bir ortopedi uzmanına başvurulmalı. Doğru teknoloji ile yapılan bir ameliyat yalnızca ağrıyı azaltmakla kalmaz, aktif ve bağımsız bir yaşamı da mümkün kılar” dedi.

Sağlam omurga, sağlıklı hayat demektir… Haber

Sağlam omurga, sağlıklı hayat demektir…

Sinir sisteminin, beyinden başlayarak omurilik ve çevresel sinirlerle tüm vücudu saran karmaşık bir ağ yapısı olduğunu söyleyen Op. Dr. Erhan Arslan, “Bedenin en karmaşık ve hassas yapılarından biri olan sinir sistemi; düşünce, hareket, duyusal algı ve yaşamsal fonksiyonların düzenlenmesinde merkezi bir rol oynar. Dolayısıyla, beyin ve sinir cerrahisi, hastanın yaşam kalitesini doğrudan etkileyen, yüksek hassasiyet gerektiren müdahaleler içerir. Cerrahların, sinir sisteminin karmaşık yapısına ve işlevine zarar vermeden, hastalıklı dokuyu doğru bir şekilde hedef alması gerekir. Bu alanda kullanılan modern cerrahi teknikler ve gelişmiş görüntüleme yöntemleri, işlemlerin başarı oranını artırırken, hastaların iyileşme sürecini hızlandırır” dedi. Op. Dr. Erhan Arslan, “Omurlar arasında bulunan disklerin içerindeki sıvı içeriği zamanla ve yaşa bağlı olarak azalır. Bu da yüklenmelere karşı diskin dayanıklılığını azaltır. Uzun süre masa başında çalışmak, uzun sürelerle araç kullanmak, hareketsiz bir yaşam sürmek, uygun olmayan spor faaliyetleri yapmak, düşme, çarpma gibi travmalara maruz kalmak diskte yırtılmalara yol açıp bel ve boyun fıtığına neden olabilir. Bel fıtığı orta-ileri yaş grubunda daha sık görülse de gençlerde hatta çocuklarda bile görülebilir. Erkek ve kadınlarda aynı oranlarda görülse de hamilelikte kısa sürede aşırı kilo alımına bağlı olarak kadınlarda görülme riski artar. Aşırı kilolu olmak bel fıtığı açısından önemli bir risk faktörüdür” şeklinde konuştu. Omurga ve omurilikle ilgili hastalıklar arasında fıtıklar, omurga tümörleri, dar kanal (spinal stenoz), omurga kırıkları ve skolyoz gibi yapısal bozuklukların yer aldığını ifade eden Bursa Özel Hayat Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirurji) bölümü hekimi Op. Dr. Erhan Arslan, omurga cerrahisi ile omuriliğe baskı yapan yapıların düzeltildiğini söyledi. “Hastanın ağrı, uyuşma gibi semptomlarının giderilmesi hedeflenir. Özellikle fıtık operasyonlarında mikrocerrahi teknikleri tercih edilerek daha hızlı iyileşme sağlanabilir” diyen Op. Dr. Erhan Arslan açıklamasını şöyle tamamladı: “Mikrodiskektomik yöntemle iş ve sosyal yaşama dönüş çok daha kısa oluyor. Bazı hasta gruplarında omurga şikayetlerinin sorumlusu bel fıtığıdır. Şiddetli bacak ağrısı, bacaklarda kuvvet kaybı, tuvaletini kontrol edememe gibi durumlarda cerrahi düşünülmelidir. Mikroskopların gelişmesi ve omurga cerrahisinde kullanılması ile birlikte mikrocerrahi yöntemi başarılı sonuçları beraberinde getirdi. Günümüzde mikrodiskektomi olarak adlandırılan gelişmiş kamera sistemleri ile kapalı omurga ameliyatları yapılmaktadır. Bu yöntemde hastalar 1,5 - 2 cm bir cilt kesisinden genel anestezi altında ameliyat edilir. Operasyon yaklaşık 15,20 dk sürmektedir. Küçük bir kesiden girildiği için etraf dokulara en az zarar ve doku kaybı avantajı sağlanmaktadır. Ameliyattan 2-3 saat sonra yürütülerek ertesi gün taburcu edilmektedir. Ameliyat sonrası ağrı kesiciye bile ihtiyaç duyulmamaktadır. Op. Dr. Erhan Arslan boyun fıtığı ile ilgili bilgi verirken de, “Bel fıtığında olduğu gibi boyun fıtığında da ameliyat belirli bir hasta grubuna uygulanmaktadır. Şiddetli kol veya boyun ağrısı, kollarda kuvvetsizlik, bacaklarda kuvvetsizlik gibi durumlarda ameliyat düşünülmelidir. Ameliyat süreci genel anestezi altında düzenlenir ve yaklaşık 30 dakika sürer. Boynun ön kısmında 2 cm bir kesi olarak açılır. Özel ameliyat mikroskobu ve mikro cerrahi enstrümanları ile ilgili diske ulaşılır. Burada önce dejenere olmuş disk tamamen omurlar arasındaki konumlarından çıkarılır. Eğer spinal kanal içinde disk materyali (omurga fıtığı) mevcutsa bunlarda temizlenir. Kemikleşmeler de çıkartılır, böylece segman hareketli kalır. Ardından omurlar asıl yüksekliklerine göre ayarlanır ve bu şekilde genişletilmiş ara boşluğa protez yerleştirilir. Boyun oldukça hareketli bir bölge olduğu için konulan bu parça iki omur arasındaki ilişkinin ameliyat sonrası kuvvetlenmesini sağlar. Boyun fıtığı ameliyatından sonra aynı seviyeden tekrar fıtık oluşma ihtimali yoktur ve %100 başarılıdır. İyi değerlendirilmiş, doğru tanı konulmuş ve doğru ameliyatın yapıldığı boyun fıtığı hastalarında sonuç oldukça yüz güldürücüdür. Ameliyattan 2-3 saat sonra yürütülerek ertesi gün taburcu edilmektedir” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.