SON DAKİKA
Hava Durumu

#Bursa Uludağ Üniversitesi

Söz Bursa - Bursa Uludağ Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bursa Uludağ Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Osmangazi’de felsefenin ışığı insan haklarını aydınlattı Haber

Osmangazi’de felsefenin ışığı insan haklarını aydınlattı

Osmangazi Belediyesi’nin Osmangazi Kent Konseyi ve Bursa Felsefe Kulübü iş birliği ile düzenlediği ‘Şadırvanlı Han Felsefe Konferansları’ serisi, 2025-2026 döneminin ikinci buluşmasında düşünce dünyasının kapılarını araladı. Tarihin ve felsefenin harmanlandığı bu özel programda katılımcılar, ‘Niçin İnsan Hakları?’ sorusunun çağrışımlarıyla derin bir düşünsel yolculuğa çıktı. Tarihi dokusu ve atmosferiyle her etkinliğe ayrı bir anlam katan Şadırvanlı Han Kültür Merkezi, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde anlamlı bir programa ev sahipliği yaptı. Her ay farklı konuların felsefi bakış ile uzmanlar tarafından değerlendirileceği Şadırvanlı Han Felsefe Konferansları, ikinci buluşmasıyla birlikte hem akademisyenlerin hem de düşünce meraklılarının büyük beğenisini kazandı. Konferansın konuşmacısı Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Becermen, insan hakları kavramının tüm inceliklerini etkileyici bir anlatımla aktardı. “İnsan Kavramı Geniş ve Çok Yönlüdür” İnsan haklarının yalnızca hukuki bir zemin değil, aynı zamanda insan olmanın en temel değerlerinden biri olduğunu belirten Becermen, sözlerinde şu ifadeleri kullandı: “İnsan hakları dediğimizde, aslında kavramın iki yönü olduğunu unutmamak gerekiyor. Bir tarafta insan var, diğer tarafta ise insanın hakları. Hak kavramı çoğu zaman hukukla ilişkilidir ama insan hakları hukukun tamamını değil, sadece belirli bir bölümünü ifade eder. Bu nedenle önce ‘insan’ kavramının kendisini düşünmek gerekir. İnsan deyince ne anlıyoruz? Felsefe tarihi boyunca bu soruya çok farklı yanıtlar verilmiş. Bugün sıradan birine ‘insan nedir?’ diye sorduğunuzda üç farklı cevap almanız mümkündür. Bu da insan kavramının ne kadar geniş ve çok yönlü olduğunu gösterir.” “İnsan Haklarının Temelinde Saygı ve Sevgi Bulunur” Programın moderatörlüğünü üstlenen BUÜ Sistematik Felsefe Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ogün Ürek ise konuya dair yönlendirici sorularıyla oturumda yeni ufuklar açtı. Konuşmasına insan haklarının özünü hatırlatarak başlayan Ürek, “İnsan haklarını konuşurken arka planda duran iki temel değer bulunur. Bunlardan biri insana saygı, diğeri insan sevgisidir. İnsana saygı, uzun yıllardır üzerinde çalıştığım bir konu. Yüksek lisans tezimi de bunun üzerine hazırlamıştım. İnsan sevgisi ise insan haklarının temelini oluşturan en önemli ilkedir. Çoğu zaman fark etmiyoruz ama 11. ve 12. yüzyıl Anadolu’su, Avrupa Orta Çağ karanlığını yaşarken aslında adeta bir aydınlanma dönemiydi. Yunus Emre, Mevlana gibi isimler, insan sevgisini merkezine alan düşünceleriyle bu topraklara yön verdiler. Bu geleneğin insan hakları fikrine büyük katkısı olduğunu unutmamak gerekir. Bu vesileyle bu etkinliğe katkı sunan herkese yürekten teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Program sonunda Osmangazi Kent Konseyi Genel Sekreteri Sosyolog Mutlu Çınar, katılımcılara günün anısına teşekkür sertifikası takdiminde bulundu.

Denizhan Sezgin, BURO Başkanlığına adaylığını açıkladı Haber

Denizhan Sezgin, BURO Başkanlığına adaylığını açıkladı

Bursa turist rehberleri camiasının yakından tanıdığı Denizhan Sezgin, meslektaşlarıyla uzun süredir devam eden görüşmeleri, sahadaki gözlemleri ve ortak akıl doğrultusunda Bursa Rehberler Odası (BURO) Olağanüstü Genel Kurulu’nda Başkanlık için adaylığını açıkladı. Sezgin, adaylığını duyururken rehberlerin beklenti ve ihtiyaçlarına dikkat çekerek şu açıklamalarda bulundu: “Mesleğimizin geleceğine dair kaygılarını, önerilerini ve beklentilerini dikkatle dinlediğim tüm meslektaşlarıma teşekkür ederim. Aldığım yapıcı geri bildirimler ve destek, bu sorumluluğu üstlenme konusunda beni cesaretlendirdi.” Adaylık Gerekçeleri *Deneyimi ve akademik birikimini birleştiği bir yönetim anlayışıyla yola çıktığını belirten Sezgin, göreve seçilmesi halinde aşağıdaki hedefleri gerçekleştirmeyi amaçlıyor: *Rehberlerin kazanılmış haklarını kararlılıkla korumak, *BURO’nun şehir ve ülke genelinde saygınlığını ve görünürlüğünü artırmak, *Resmi ve özel kurumlarla güçlü iş birlikleri kurarak meslektaşlarının menfaatlerini geliştirmek, Tüm üyeleri adil, tarafsız ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla temsil etmek. “*Yalnızca sorunları konuşan değil, çözüm üreten ve vizyon ortaya koyan bir oda yapısı için çalışacağım” diyen Sezgin, tüm meslektaşlarını bu sürece destek vermeye davet etti. Denizhan Sezgin Kimdir? 1964 yılında İstanbul’da doğan Denizhan Sezgin, lisans eğitimini Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Bölümü’nde tamamladı. Ardından ABD’de Southern New Hampshire University’de İşletme alanında MBA yaptı. SMMM ve Bağımsız Denetçi unvanlarına sahip olan Sezgin, 1989 yılından bu yana Turist Rehberliği kokartı ile sektörde aktif olarak yer almaktadır.

Bursa’nın Ar-Ge kapasitesini büyültmek için iş dünyası ULUTEK'te bir araya geldi Haber

Bursa’nın Ar-Ge kapasitesini büyültmek için iş dünyası ULUTEK'te bir araya geldi

ULUTEK Teknopark’ta gerçekleştirilen Üniversite-Sanayi İş Birliği Programı, Bursa’nın teknoloji üretme kapasitesini, akademik bilgi birikimini ve sanayinin değişen ihtiyaçlarını aynı platformda buluşturdu. Toplantıda Ar-Ge odaklı üretimin geliştirilmesi, akademi-sanayi etkileşiminin kurumsallaştırılması, yeşil mutabakatın sektörlerde oluşturduğu dönüşüm ve Bursa’nın ihtiyaç duyduğu yeni teknoloji ekosisteminin nasıl şekillendirilmesi gerektiği kapsamlı bir biçimde ele alındı. ULUTEK Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz, araştırma üniversitelerinin Türkiye’nin kalkınma vizyonundaki yerine dikkat çekerek ULUTEK’in bu noktadaki misyonunu şu sözlerle ifade etti; "Üniversitemiz araştırma üniversitesi unvanıyla büyük bir sorumluluk taşıyor. Bu sorumluluğun sanayi ile bütünleşmesini sağlayan en önemli yapılardan biri teknokentlerdir. ULUTEK olarak hem üniversitemizi hem de teknokent firmalarımızı aynı platformda buluşturan mekanizmaları güçlendiriyoruz. Bugün burada yaptığımız gibi, tarafları bir araya getirmek önemli; fakat daha önemlisi bu iş birliğini sürdürülebilir kılacak sistematik bir yapı oluşturmak. Her iş birliğinin mutlaka bir projeye, bir çıktı ya da katma değere dönüşmesi gerektiğine inanıyoruz. Bursa’nın Ar-Ge kapasitesini büyütmek için bu dönüşümü birlikte inşa etmek zorundayız." Programda söz alan Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Akpınar, üniversitenin araştırma üniversitesi kimliğini güçlendirmek için yürüttükleri faaliyetleri belirterek, "Güçlü bir sanayiye sahip olan Bursa’da araştırma üniversitesi olarak daha üst sıralarda yer almak için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Bu dönem özellikle Ar-Ge’ye yatırım yapan firmalarla sistematik bir çalışma yürütüyoruz. Her hafta firmalarımızla bir araya geliyor, çıktı odaklı ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Bu görüşmelerde Avrupa Birliği projelerini nasıl artırabileceğimizi, yayınlarımızı nasıl güçlendirebileceğimizi ve firmaların akademiyle hangi durumlarda iş birliği kurabileceğini değerlendiriyoruz. Hocalarımızla birlikte sanayiye daha çok yaklaşmak, akademisyenlerimizi sanayinin ihtiyaçlarıyla daha sık buluşturmak ve bu etkileşimi somut projelere dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda bu değerli organizasyon için ULUTEK Yönetimine teşekkürlerimizi sunarız" şeklinde konuştu. Bursa Uludağ Üniversitesi Ar-Ge Koordinatörü Prof. Dr. Esra Karaca üniversitenin araştırma üniversiteleri arasında yer almasının getirdiği sorumluluk ve avantajlara vurgu yaptı. Ar-Ge’nin sürdürülebilir kalkınmanın en kritik unsurlarından biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Karaca, "Üniversite olarak hem ulusal hem de uluslararası arenada yenilikçi projeler üretme kapasitemizi her geçen yıl artırmayı çabalıyoruz. Araştırma üniversitesi statümüz, sanayi ile iş birliğini güçlendiren, bilgi ve teknoloji transferini hızlandıran önemli bir itici güçtür" dedi. Üniversite-sanayi etkileşiminin, bölgesel ve ulusal ekonomiye yüksek katma değer sağlayacağını belirten Prof. Dr. Karaca, ULUTEK ile yürütülen çalışmaların bu açıdan büyük önem taşıdığını ifade etti. BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, hem sanayinin gelişimi hem de nitelikli insan kaynağının yetişmesi için üniversitelerle yakın çalıştıklarını belirterek, "Üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirmek için komitelerimiz ve çalışma gruplarımızla ortak mekanizmalar kuruyoruz. Asıl ihtiyacımız olan şey; bu etkileşimi düzenli, periyodik ve yapısal bir modele dönüştürmek. Üniversitelerimizle sanayicilerimizi daha sık ve daha planlı biçimde aynı masada buluşturursak Bursa'nın rekabet gücünü çok daha hızlı artırabiliriz" diye konuştu. Küresel dönüşümün sanayi yapısını yeniden şekillendirdiğine dikkat çeken BİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, "Bugün artık üniversite-sanayi iş birliğini çok daha net konuşmamız gereken bir dönemdeyiz. Yeşil Mutabakat’ın gereklilikleri ve önümüzdeki dönüşüm dalgası, mevcut iş modellerimizin tamamını etkiliyor. Son 3-4 yıldır teknolojide ve iş süreçlerinde ciddi bir kırılma yaşıyoruz. Bu dönüşümün sağlıklı yönetilebilmesi için ekosistemi güçlendirmemiz, akademik dünyanın bilgi birikimini sanayiye daha etkin şekilde aktarmamız gerekiyor. Sanayici olarak bazı konuları anlatmakta zorlanıyoruz; bu nedenle ihtiyaçların doğru tanımlandığı, sektörlerin doğru yönlendirildiği bilimsel bir kurula veya koordinasyon mekanizmasına ihtiyaç var" dedi. Ekosistemin bütün paydaşları içine alan kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması gerektiğini belirten TÜMKAD Başkanı Ülfet Öztürk ise, "Üniversite, sanayi ve kamu birlikte hareket ettiğinde gerçek bir dönüşümden söz edebiliriz. Güçlü bir ekosistem olmadan sürdürülebilir gelişim sağlamak mümkün değil" ifadelerini kullandı. ULUTEK Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz’ün ev sahipliğinde düzenlenen programa; Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Akpınar, BUÜ Ar-Ge Koordinatörü Prof. Dr. Esra Karaca, Bursa Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, Bilişim Sektörü İş İnsanları Derneği (BİSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, Tüm Mühendis Kadınlar Derneği (TÜMKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ülfet Öztürk ve BUÜ Mühendislik Fakültesi bölüm başkanları katılım gösterdi.

Nilüfer’de gençlik sandığa gitti: Yeni eş başkanlar Söker ve Varol Haber

Nilüfer’de gençlik sandığa gitti: Yeni eş başkanlar Söker ve Varol

Nilüfer Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nin 9. Olağan Seçimli Genel Kurulu’nda Ömer Faruk Söker ve Elif Varol eş başkan olarak seçildi. Genel kurulda gençlere seslenen Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, "Sadece mesleki gelişim yetmez, çok yönlü olmalı ve sosyal olaylarda görev almalısınız" dedi. Nilüfer Kent Konseyi Gençlik Meclisi 9’uncu Olağan Seçimli Genel Kurulu, Nilüfer Gençlik Evi’nde yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Genel kurula Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın, Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Doç. Dr. Elifhan Köse Çal ve çok sayıda genç katıldı. Yapılan seçimler sonucunda Ömer Faruk Söker ve Elif Varol, Gençlik Meclisi’nin yeni eş başkanları oldu. Genel kurulda bir konuşma yapan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursa Uludağ Üniversitesi’nde 70 bin öğrencinin eğitim gördüğünü hatırlatarak, gençlerin daha kalabalık ve bir arada olması gerektiğini söyledi. Gençleri Gençlik Meclisi’nde daha aktif rol almaya çağıran Başkan Şadi Özdemir, iş hayatındaki rekabet ortamına dikkat çekti. Gençlere tavsiyelerde bulunan Başkan Şadi Özdemir, "Avukat, doktor veya mühendis olmanız fark etmiyor; her zaman rakipleriniz olacak. O nedenle kendinizi mesleki olarak geliştirin. Ancak bu tek başına yeterli değil. Bilgi birikiminizi yükseltmeniz ve çok yönlü bir insan olmanız lazım. Örgütlülük ve sosyal olaylarda görev almanız çok kıymetli. Meslek birikiminizle sosyal gelişiminizi birleştirdiğinizde önde olacağınıza inanıyorum. Bunları yaparken hak mücadelesini, örgütlülüğü ve dayanışmayı da bırakmamanız gerekir" dedi. Teknolojinin gelişmesiyle bilgiye erişimin hızlandığını dile getiren Başkan Şadi Özdemir, "Doğru bilgiye ulaşıp, bunu doğru şekilde kullanmayı bilirseniz önünüzde çok büyük fırsatlar var. Artık globalleşmiş bir dünyada yaşıyoruz. Sizin kuşağınızdan çok umutluyum" ifadelerini kullandı. Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın da dünyanın bir dönüşüm sürecinden geçtiğini belirterek kolektif çalışmanın önemine değindi. Gençlerin kendilerine güven duymasının altını çizen Aydın, "Burayı bir antrenman sahası gibi görmek lazım. Deneyin, keşfedin. Birlikte öğrenelim, birlikte başaralım ve daha güzel bir geleceği hep beraber inşa edelim" diye konuştu. Konuşmaların ardından Nilüfer Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nin 2023-2025 dönemi faaliyet raporu, önceki dönem eş başkanları Çağrı Önal ve Yağmur Akın tarafından okundu. Başkan Şadi Özdemir, emekleri için Önal ve Akın’a teşekkür belgesi takdim etti. Genel kurulun sonunda yapılan seçimle Ömer Faruk Söker ve Elif Varol, Nilüfer Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nin yeni dönem eş başkanları olarak belirlendi. Görevi devralan Söker ve Varol, geçmiş dönem başkanlarına teşekkür ederek, yeni dönemde birliktelik ve aile anlayışıyla hizmet edeceklerini belirtti.

Geleceğin inşaatı Bursa’da başladı: 3D yazıcıyla modern ev üretimi Haber

Geleceğin inşaatı Bursa’da başladı: 3D yazıcıyla modern ev üretimi

Türkiye'de inşaat sektöründe ezber bozan bir teknoloji geliştirildi. Artık bir ev inşa etmek için ne ustaya ne de aylar süren şantiye trafiğine ihtiyaç duyulacak. 3D beton yazıcılarla modern ve dayanıklı bir ev yalnızca birkaç gün içinde ortaya çıkacak. Bursa Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü ve Jet Robotik Mühendislik tarafından geliştirilen 3D beton yazıcılar ve betonun çok daha kısa süre içerisinde donmasını sağlayan tamamen yerli karışımlar sayesinde 300 metrekarelik betonarme bir evi 3 gün gibi kısa bir sürede inşa edebilecek. Jet Robotik Otomasyon Direktörü Arda Bayur'un geliştirdiği sistemde, bilgisayarda hazırlanan 3 boyutlu proje tüm detaylarıyla onaylandıktan sonra makineye yükleniyor. Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Ar-Ge ekibi tarafından hazırlanan özel solisyon ile karıştırılan beton, tıpkı mürekkep ile yazılır gibi katman katman dökülüyor. Nozul milimetrik hassasiyetle ilerliyor ve tüm süreci bilgisayar yönetiyor. 150 metrekare tek katlı bir yapının iç ve dış duvarları sadece 2-3 günde tamamlanabiliyor. Bu sürede şantiyede tek bir usta bile bulunmuyor; sistemi 2-3 kişilik teknik ekip kontrol ediyor. Bu da hem maliyeti düşürüyor hem de hata payını neredeyse sıfıra indiriyor. 3D beton yazıcı sayesinde sıva işçiliği ortadan kalkıyor, duvar yüzeyi makineden çıktığı gibi düzgün oluyor. Elektrik ve su tesisatı da duvar içine kolayca entegre edilebiliyor. Çift katmanlı yapı sayesinde araya izolasyon malzemesi, elektrik ve su tesisatı kolayca yerleştirilip kapatılabiliyor. 3D beton yazıcı teknolojisi yalnızca ev üretmiyor. Aynı yazıcıyla bank, merdiven, masa, süs havuzu, saksı gibi şehir mobilyası için mimari tasarımlar da üretilebiliyor. Jet Robotik ekibinin 10, 20, hatta 30 katlı binalar için farklı bir metot ile döküm yapabilecek Ar-Ge çalışmalarını sürdürdüğünü ve bu süreçte devlet üniversiteleriyle ortak projeler yürütüldüğünü belirten şirketin Direktörü Arda Bayur, "Uzun yıllardır 3 boyutlu beton yazıcılar üzerinde çalışıyoruz. Son 2 yıldır çift kompenentli sistemlerle bunu farklı bir boyuta taşıdık. Harcın içerisine yüksek basınç ve düşük debi ile enjekte ettiğimiz katalizör sayesinde harcı çok hızlı bir şekilde ayakta durabilir bir hale getirebiliyoruz. Kendi geliştirdiğimiz yazılım sayesinde yaklaşık bir günlük eğitimle bir operatör bu makineyi rahatlıkla kullanabilir. Çok hızlı bir şekilde bina üretebiliyoruz. Bu bize maliyet açısından ne fayda sağlıyor. Dünya genelindeki hem konvansiyonel hem de 3D yazıcılarla üretilen binalardaki ton başına harç maliyeti yaklaşık 150 ile 300 dolar bandında değişmektedir. Biz bunu Uludağ Üniversitesindeki hocalarımızla birlikte yaptığımız çalışmalarla 70-80 dolar bandına indirebildik. Ton başına maliyetimiz 70-80 dolar olmakla beraber bina ölçeğine göre bu maliyet değişmektedir. Devlet üniversiteleri ve hocalarımızla yaptığımız ortak çalışmalar neticesinde harcın ve makinenin gereksinim duyduğu teknik özellikleri ve harcın özelliklerini geliştirmekteyiz" dedi. "24 SAATLİK ÇOK KISA BİR SÜREDE BİZ 200 METREKARELİK ALANI YAZDIRIP KULLANIMA SUNABİLİYORUZ" Projenin en büyük Ar-Ge ortağı Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Mardani ise, geliştirdikleri proje sayesinde 24 saatlik çok kısa bir sürede 200 metrekarelik alanı yazdırıp kullanımına sunabildiklerini söyledi. Asıl amaçlarının deprem sonrası barınma ihtiyacını hızlı bir şekilde çözmek olduğunu aktaran Mardani, "Örnek olarak 24 saatlik çok kısa bir sürede biz 200 metrekarelik alanı yazdırıp kullanıma sunabiliyoruz. Ayrıca bu teknoloji sayesinde askeri binalar ve deniz ekosistemini geliştirmek için resifler, kent mobilyaları, tasarımı ve üretimi gibi pek çok farklı başarılı projeler yapabiliyoruz. Aslında bu proje geleneksel beton üretimine bir alternatif değil, daha hızlı, daha ekonomik, daha ekolojik faydalarından dolayı stratejik bir ortak diyebiliriz" dedi. 3D yazıcılı beton teknolojisinin 2000'li yıllarda ortaya çıkan bir teknoloji olduğunu hatırlatan Mardani, teknolojinin her geçen gün çok hızlı bir şekilde gelişmekte olduğunu vurguladı. "Örneğin günümüzde Çin'de 5 katlı binalar yapılabilmektedir. Avrupa ve Amerika'da köprüler ve çeşitli barınaklarla alt yapı ihtiyaçları giderilebiliyor. Türkiye'de ise deprem sonrası birkaç kentte pilot uygulamalar başarılı bir şekilde başladı. Ancak yaygın bir şekilde belediyeler tarafından kullanılıp beton kent mobilyaları yapılmaktadır. Bizim de belediyelerle ortak çalışmalarımız devam ediyor. İstediğimiz nesneleri yazdırabiliyoruz" diye konuştu. "2026 YILINDA GEREKLİ MEVZUATLAR ÇÖZÜLEREK TÜRKİYE'DE ÇOK KATLI BİNALAR BU SİSTEMLE YAZDIRILACAK" Yöntemin avantajlarından da bahseden Prof. Dr. Ali Mardani, 3 boyut teknolojisinde kalıba ihtiyaç olmadığını, inşaat üretim giderlerinin yüzde 35'ini kalıp giderleri kapsadığı için otomatik olarak bu giderin azalmış olduğunu söyledi. Prof Dr. Mardani, "İşçi sayısı azaldığı için işçi kazası sayıları da azalıyor. Biz ekip olarak dünyada ve Türkiye'de yapılan uygulamaları sıklıkla takip ediyoruz. Bu teknoloji ilk ortaya çıktığında çimento tüketimi çok fazla olduğu için sera gazı salınımı açısından olumsuzluklar ortaya çıkarıyordu. Çünkü 1 ton çimento üretiminde yaklaşık 1.2 ton hammadde yakılıyor, 900 kg sera gazı salınımı gerçekleşiyor. Dolayısıyla benim yürüttüğüm bir proje kapsamında bizim ekipteki kimya hocamızın laboratuvarında bir katkı geliştirdik. Patentini de aldık. Bu katkı sayesinde biz çimento üretimindeki sera gazı salınımını yüzde 42 oranında azalttık. İnsan sağlığına zararlı olan krom 6'yı krom 3'e indirdik. Krom bağlama potansiyelini kazandırdık biz bu katkımıza. Bu 3'lü fonksiyonu bizim üretim sistemimize entegre ettiğimiz zaman daha ekonomik, daha ekolojik ve yenilikçi bir ürün ortaya koyduk. Bu beton üretimini diğer 3 boyutlu uygulamalarla kıyasladığımız zaman aslında ton başı 150-200 bin dolar maliyet ortaya çıkıyor. Bizim buradaki ekolojik sistemimizle ortaya koyduğumuz ekonomik karışımlarla aslında 80 bin dolara kadar düşebiliyoruz. Onun da sebebi ürettiğimiz çimentolarımız daha ince taneli olduğu için biz otomatik olarakta diğer bağlayıcı sistemleri, diğer mineral katkılarını da daha yüksek oranda bu sisteme dahil edebiliyoruz. Bizim ürünümüz tamamen yerlidir. 2022 yılından itibaren farklı hocalarla çalışmalara başladık. Benim yürüttüğüm bazı projeler ve yüksek doktora tezlerinde biz ilk başta tek kompenantlı sisteme giriş yaptık. Ancak daha özgü bir nesne yazdırmak adına Ar-Ge çalışmalarımızla birlikte çift kompenantlı sisteme geçtik. Şu an betonun katılaşma süresini de kendimiz kontrol edebiliyoruz. Ayrıca Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın bu konu üzerine yoğun bir şekilde çalıştığını biliyoruz. Öngörümüz 2026 yılında gerekli mevzuatlar çözülerek, artık Türkiye'de çok katlı binaların bu sistemle yazdırılması mümkün olacaktır. Biz Uludağ Üniversitesi olarak farklı hocalarla işbirliği yapıyoruz. 2022 yılından itibaren 3 boyutlu beton üretimine başladık. Şu an betonun katılaşma süresini de biz kendimiz ayarlıyoruz. Dolayısıyla biz artık inşaatın teslim süresini de belirlemiş oluyoruz" diye konuştu.

Bursa'da İletişim Başkanlığı'ndan uluslararası öğrencilere eğitim Haber

Bursa'da İletişim Başkanlığı'ndan uluslararası öğrencilere eğitim

İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı "Medya İletişim ve Kamu Diplomasisi" konulu söyleşi kapsamında uluslararası öğrencilerle bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı; Bursa Uludağ Üniversitesi Biz Biriz Uluslararası Gençlik Platformunun, Birlik Vakfının destekleriyle düzenlediği "Kamu Diplomasisi ve Medya İlişkileri" dersi kapsamında 5 Aralık 2025’te uluslararası öğrencilerle bir araya geldi. Programa farklı ülkelerden Türkiye’de öğrenim gören öğrenciler iştirak etti. Etkinlik, platformun yürüttüğü Diplomasi Atölyesi çalışmaları çerçevesinde düzenlenirken, öğrencilerin Türkiye’nin kamu diplomasisi yaklaşımını, dış politika vizyonunu ve iletişim alanındaki dönüşümü doğrudan uzmanlardan dinlemesinin amaçlandığı ifade edildi. Gölbaşı, sunumunda medya ve iletişim arasındaki temel farklardan başlayarak dijital dönüşümün kamuoyuna etkilerine, stratejik iletişim kavramına ve dezenformasyonla mücadelenin millî güvenlik açısından önemine kadar geniş bir çerçevede değerlendirmelerde bulundu. Dijitalleşmeyle birlikte enformasyon akışının hızlandığını, sahte ve gerçek bilginin iç içe geçtiği bir ortamda, manipülatif içeriklerin küresel ölçekte yeni sınamalar doğurduğunu vurgulayan Gölbaşı, stratejik iletişimin artık devletlerin güç biriktirme süreçlerinin ayrılmaz bir parçası hâline geldiğini ifade etti. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının dezenformasyon kampanyalarına karşı yürüttüğü çalışmalara değinerek medya okuryazarlığının güçlendirilmesinin stratejik bir gereklilik haline geldiğini belirtti. Sunumda, İletişim Başkanlığının Türkiye’nin küresel iletişim mimarisindeki konumu, hakikat temelli iletişim anlayışı, uluslararası iş birlikleri, TRT ve AA’nın küresel yayıncılıktaki rolü ile yeni medya düzeninde kamu diplomasisinin artan stratejik önemi ele alındı. Bu kapsamda Türkiye’nin kamu diplomasisi faaliyetlerinin yürütülmesinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının önemli bir rol üstlendiği; kamu diplomasisi ve yumuşak gücün ortak noktasının stratejik iletişim dili olduğu, kamu diplomasisi faaliyetlerinde kitle iletişim araçlarının oldukça işlevsel olduğu hususlarında öğrencilerle bilgi paylaşımında bulunuldu. Gölbaşı, öğrencilere "dijital mecraların doğru, bilinçli ve sorumlu kullanımına" ilişkin temel ilkeleri aktararak dezenformasyona karşı bireysel farkındalığın önemini vurguladı. İnsan onurunun korunduğu, doğru bilginin hızla ve güvenle dolaşıma girdiği bir iletişim ekosisteminin inşa edilmesinin önemine değinen Gölbaşı; içerik anlamında giderek çoraklaşan dijital ortamda NEXT Teknofest Sosyal gibi ferahlatıcı bir sığınağa ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Program, öğrencilerin sorularını yönelttiği interaktif bir bölümün ardından gerçekleşen hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.

Uludağ Üniversitesi İnegöl yerleşkesi yerinde dönüşecek Haber

Uludağ Üniversitesi İnegöl yerleşkesi yerinde dönüşecek

İnegöl Belediyesi’nin Aralık ayı meclisinde Uludağ Üniversitesi İnegöl Yerleşkesi Yerinde Dönüşümü Projesi masaya yatırıldı. İnegöl’e butik ve nitelikli bir üniversite kazandırılmasıyla ilgili projenin bir parçası olarak değerlendirilen konuya ilişkin açıklama yapan Başkan Alper Taban, “Burada hayal ettiğimiz şey, niteliği ile öne çıkmış bir üniversite. On binlerce öğrenciden ziyade, nitelikli çıktılar sağlayacak kaliteli bir okul olsun” dedi. İnegöl Belediyesi’nin Aralık ayı olağan meclis toplantısı Çarşamba günü gerçekleştirildi. 15 gündem ve 1 ilave gündem maddesinin masaya yatırıldığı mecliste, 16 konu istişareler sonucunda karar bağlandı. Mecliste Uludağ Üniversitesi İnegöl Yerleşkesi Yerinde Dönüşümü Projesi Zemin Etüt Çalışmalarına ilişkin protokol hazırlanması konusu da yer aldı. Bu madde özelinde yapılan görüşmelerde, Üniversitenin mevcut yerinde bir dönüşüme gireceği açıklandı. BAŞARILI SPORCULAR ÖDÜLLENDİRİLDİ Meclis toplantısı ödül töreniyle başladı. Eylül, Ekim ve Kasım aylarında ulusal ya da uluslararası müsabakalarda İnegöl’ü temsil ederek başarılar elde eden sporcular Mecliste misafir edildi. Bu 3 aylık sürede Spor Tırmanış ve Oryantiring olmak üzere 2 ayrı branşta toplam 14 sporcu ile 1 antrenörün çeşitli başarılar elde ettiği açıklandı. Milli Takım ve aynı zamanda İnegöl Belediye Spor Kulübü Spor Tırmanış Antrenörü Bülent Aktaş ile sporcular; Mustafa Talha Bilge, Metehan oğuz, Bilal Eltutan, Sefa Yaman, İlker Toy, Ege Alp, Yusuf Hamza Başyiğit, Nurberru Bilgen, Nehir Karakoçak, Yusuf Doğan, Rüzgar Efe Ateş, Demir Kağan Güneş, Zeynep Şeker ve Alperen Şeker’e elde ettikleri başarılardan ötürü hediye takdim edildi. “İNEGÖL’DE SPORLA TANIŞMAMIŞ HİÇBİR ÖĞRENCİMİZ KALMASIN İSTİYORUZ” Belediye Başkanı Alper Taban, “Şehrimiz ve meclis üyelerimiz adına antrenörümüz ve tüm sporcularımıza teşekkür ediyorum. Güzel işler başarıyorlar. Biz İnegöl’de sporla tanışmamış hiçbir öğrencimiz kalmasın istiyoruz. Kim hangi branşı istiyorsa bunun eğitimini alsın, içerisinde yer alsın. Tekrar tüm sporcularımızı ve antrenörümüzü kutluyorum” dedi. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İNEGÖL YERLEŞKESİ YERİNDE DÖNÜŞECEK Sporcuların ödül töreni sonrası meclis gündemine geçildi. Meclisin 15’inci maddesinde “Uludağ Üniversitesi İnegöl Yerleşkesi Yerinde Dönüşümü Projesi Zemin Etüt Çalışmalarına İlişkin Protokol Hazırlanması” konusu yer aldı. Konuya ilişkin açıklama yapan Başkan Alper Taban, “Bu geçen dönem de çalıştığımız, İnegöl’e butik ve nitelikli bir üniversite kazandırılmasıyla ilgili projenin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Üniversite çok daha kapsamlı, büyük kampüsler içerisinde şehrin farklı yerlerinde de değerlendirilebilir ancak bunu geçen dönem gerek üniversitenin içindeki öğretim görevlileriyle gerek rektörlükle gerekse de paydaşlarla yaptığımız değerlendirmelerde en hazır ve ilerleyebileceğimiz noktanın burası olduğu yönünde kanaat oluşturmuştuk. Burada hayal ettiğimiz şey, niteliği ile öne çıkmış bir üniversiteydi. On binlerce öğrenciden ziyade öğrenci sayısının yeterli miktarda bu şehrin ihtiyacı olan insan sayısını karşılayacak ve beraberinde nitelikli çıktılar sağlayacak kaliteli bir okul olsun. Öğrenciler için de kaliteli, nitelikli bir üniversiteye geliyorum diyerek buraya gelsin. Örneklere baktığımızda 45-46 bin metrekarelik alanlarda hizmet veren üniversiteler var. Bizim de alanımız 43 bin metrekare. 200-300 bin metrekare yerler de bulunur ama bu yerler muhtemelen şehrin çok çok dışında olacaktır. Burada da yol ve ulaşım gibi sorunlar oluşacaktır” dedi. ZEMİN ETÜDÜ KONUSUNDA DESTEK VERİLECEK Burada eğitim devam ederken mevcut alanın önce bir plan tasarımının çıkarılarak sonrasında da yol haritasının belirlenmesini istediklerini kaydeden Başkan Taban, “Ancak önümüzde bir dönüşüm planı olması gerekiyor. Uludağ Üniversitemiz de bu işi bir firmaya verdi. Bizlerden de zemin etüdü noktasında destek istiyorlar. Bu maddeyi de bu sebeple meclisimize getirdik. Önce bu protokolü yapmamız lazım” diye konuştu. Saadet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi gruplarının ret oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edildi. DEĞİŞEN VE GELİŞEN EĞİLİM, YERİNDE DÖNÜŞÜMÜ DESTEKLİYOR Öte yandan, Bursa Uludağ Üniversitesi İnegöl Yerleşkesi Yerinde Dönüşümü Projesine ilişkin İnegöl Belediyesi Strateji Geliştirme Müdürlüğü tarafından da bir açıklama yapıldı. İnegöl Belediyesi’nin üniversite yerleşkesinin yerinde dönüşümü için ikinci adımı attığına vurgu yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İnegöl Belediyesinin BEBKA Fizibilite Desteği programından 2019 yılında aldığı destek kapsamında, Haziran 2020’de içerisinde kurulması yönünde beklentilerin olduğu yeni üniversiteye dair detayları da barındıran bir fizibilite raporu hazırlanmıştır. Hazırlanan rapor kapsamında yeni bir üniversite kurulmasının ortaya çıkaracağı ciddi mali yük ve sürdürülebilirlik endişeleri, Dünya’da gelişen ve değişen eğitim trendinin vizyonu, Bursa Uludağ Üniversitesi ile İnegöl Belediyesini mevcut kampüsümüzün yerinde dönüşümünün gerçekleştirilmesi ve yeni fakültelerle ihtiyaçlara cevap veren üniversite çalışmalarına yönlendirmiştir. Ülkemizde ve Dünya’da; teknik yönü ağırlıklı, öğrenci sayısı ve kampüs m2’si ile değil, akademik çalışmalarla elde ettiği kazanımlarla ön plana çıkan, bölgesel ve ulusal beklentilere katma değeri yüksek bir şekilde katkı sunan sürdürülebilir eğitim projeksiyonu önem kazanmaktadır. Fiziksel donatı unsurlarına eğilimin azaldığı, eğitim teknolojilerinin giderek yaygınlaştığı, bürokraside dijital dönüşümün yaşandığı günümüzde, eğitimin gelecek vizyonu odaklı bakış açısı kapsamında mevcut kampüsün yerinde dönüşümünün gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır.” 2. ETABA GEÇİLDİ “İnegöl Belediyesi 2020-2024 Stratejik Planı ve 2025-2029 Stratejik Planında yer alan ‘Yeni üniversitenin kazandırılması ve mevcut üniversitenin geliştirilmesi için lobi faaliyetleri gerçekleştirmek’ faaliyeti kapsamında 14.02.2022 tarihinde 1980 yılında inşa edilen Bursa Uludağ Üniversitesi İnegöl Yerleşkesinin yerinde dönüşümü odaklı master plan hazırlanmasına yönelik çalışmalara Bursa Uludağ Üniversitesi ile koordineli bir şekilde başlanmıştır. Toplam 3 etap olarak planlanan proje kapsamında ilk etap, Mimarlık Fakültesi ile koordineli bir şekilde 14.03.2023 tarihinde tamamlanmıştır. İlk etap çalışmaları kapsamında 3 avan proje hazırlanmıştır. İlk etap çalışmaları kapsamında, yerinde dönüşüm sürecinin bölgesel etki düzeyine dair fizibilite gerçekleştirilmiştir. Fizibilite çıktıları doğrultusunda; 43.295,95 m2 olan proje sahanın halihazırda verimsiz kullanıldığı, genişleme alanları ile birlikte takip eden dönemlerde oluşturulabilecek İnegöl Üniversitesi için yeterli rezerv alana sahip olduğu, KYK Kız Öğrenci Yurdu ve Erkek Öğrenci Yurdu ile olan güçlü bağının öğrencilerin kampüs kullanımı ve konaklama ihtiyaçlarına cevap vermesi açısından fayda sağlayacağı, saha çevresinde kentsel dönüşüme ihtiyaç duymayan yapılaşmaya sahip olması, Ahmet Türkel Çevre Yolu ve Mahmut Esat Bey Caddesi kesişimi odaklı ulaşım ve otopark sorunu olmayacağı, mevcut donatıların ekonomik ömrünü tamamlaması sebebiyle güçlendirmenin ciddi maliyet oluşturacağı, arsa tahsisi, altyapı imalatları gibi çeşitli olası giderlerin önüne geçileceği gibi çeşitli teknik veriler elde edilmiştir. Elde edilen veriler doğrultusunda projenin II. Etabına 11.02.2025 tarihinde geçilmiştir.” HER ŞEYİ İLE EKSİKSİZ BİR YERLEŞKE OLUŞTURULACAK “Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz’ın saha ziyaretleri ve ilk etap odaklı yapılan çalışma sonuçlarının değerlendirildiği koordinasyon toplantısı neticesinde, Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı ile koordineli bir şekilde mevcut kampüsün üç etaplı bir şekilde yerinde dönüşümünün gerçekleştirilebilmesi için projelendirme hizmeti alımı ihalesinin yapılması yönünde karar alınmıştır. Bu süreçte de İnegöl Belediyesinin zemin etüt çalışmalarına destek olması kararlaştırılmıştır. Zemin etüt çalışmalarının gerçekleştirilebilmesi için Belediye Kanunu’nun 75. maddesi uyarınca Belediye Başkanımızın yetkilendirilmesi ve konunun Belediye Meclisince değerlendirilerek protokol imzalama yetkisi verilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda 03.12.2025 tarihinde konu Aralık ayı olağan meclis toplantısında görüşülerek kabul edilmiştir. İkinci etabın tahmini tamamlanma tarihinin 2026 yılı sonu olduğu öngörülmektedir. Projelendirme çalışmalarının tamamlanmasının ardından dönüşüme uygun konsept projelerin yapım sürecine geçilecek olup bu etap 3. Etap olarak adlandırılmaktadır. III. Etap kapsamında hâlihazırda İnegöl İşletme Fakültesi ve İnegöl Meslek Yüksekokulumuzun bulunduğu mevcut yerleşkemizin rezerv alanlarının da işlevsel kullanılarak bünyesinde; derslikler, atölyeler, konferans salonu, idari ofisler, kütüphane, kafe, etkinlik alanları ile şehrimize gelen öğrencilerimizin keyif alacağı yeni bir yerleşkeyi Üniversitemizle birlikte dönüştürme gayreti içerisindeyiz.”

Osmangazi’ye Dijital Teknolojilerle yenilikçi dokunuşlar Haber

Osmangazi’ye Dijital Teknolojilerle yenilikçi dokunuşlar

Osmangazi Belediyesi’nin Bursa Uludağ Üniversitesi iş birliğinde düzenlediği ‘Video Oyunları ve Yapay Zeka Uygulamalarıyla Katılımcı Tasarım Çalıştayı’ tamamlandı. Mimarlık Fakültesi öğrencileri, Bursa Tarihi İpek Yolu aksındaki atıl kamusal mekanlara yaratıcı çözümler üreterek, dijital teknolojilerle yenilikçi dokunuşlar yaptı. Osmangazi Belediyesi Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü ile Bursa Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi iş birliğinde Video Oyunları ve Yapay Zeka Uygulamalarıyla Katılımcı Tasarım Çalıştayı, Bursa Tarihi İpek Yolu aksındaki ‘Atıl Kamusal Mekanlara Geçici Müdahaleler’ başlığıyla gerçekleştirildi. ‘Pop-Up Mekanlar’ adı verilen bu çalışma ile Bursa’nın fethinin 700’üncü yılı etkinliklerinde kullanılmak üzere geçici, taşınabilir ve dijital teknolojilerle desteklenen tasarımlar oluşturuldu. Üç gün boyunca süren çalıştay kapsamında Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde bir araya gelen Bursa Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencileri ile gönüllülerden oluşan 40 katılımcı; kentsel tasarım, şehircilik yöntemleri ve dijital araçlardan yararlanarak pop-up mekan fikirleri geliştirdi. Aynı zamanda öğrenciler Tarihi İpek Yolu aksındaki yeni rota çalışmalarını tamamlayarak, kent sorunları ve çözüm önerilerini sahada inceledi. Proje katılımcısı öğrencilere çalıştay boyunca Minecraft Education ve Krea AI araçlarıyla dijital tasarım eğitimleri de verildi. Mimarlık Fakültesi öğrencileri tarafından oluşturulan 6 çalışma grubu, Hisarönü ve Kayhan otoparkı çevresine yönelik yenilikçi ve nitelikli projeler ortaya çıkarttı. Avrupa Sahnesine Taşınacak Bir Proje Osmangazi Belediyesi, gençlerin yaratıcılığını, teknolojiyi ve kent hafızasını buluşturan bu yenilikçi yaklaşımla, kamusal alanlarda ve özellikle tarihi merkezlerin geleceğine dair heyecan verici bir adım daha atmış oldu. Tarihi çevrenin ruhuna saygılı, esnek ve sürdürülebilir çözümler üretmeyi amaçlayan tasarımlar, kentin geleceğine yönelik yenilikçi bir vizyon ortaya koydu. Etkinlik, aynı zamanda akademi–kamu işbirliğinin şehirciliğe nasıl yeni bir soluk kazandırabileceğini güçlü biçimde gösterdi. Bu çalıştay ile Osmangazi Belediyesi ve Bursa Uludağ Üniversitesi iş birliğinin Avrupa sahnesinde boy göstermesi hedefleniyor. “Bu Çalışmaları Artırarak Devam Etmek İstiyoruz” Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ne gelmiş olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı İbrahim Emre Tonaroğlu, projede ortaya konan çalışmaların beklentilerinin üzerinde olduğunu ifade etti. Tonaroğlu, şunları söyledi: “Göreve başladığımız ilk günden itibaren önemsediğimiz ve sıkça vurguladığımız bir hedefimiz vardı; odağımızı bilim, akıl ve teknolojiye çevirmek. Bu anlayış doğrultusunda önemli çalışmalar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Bilim ve akıl denildiğinde akla ilk gelen kurumların başında Bursa Uludağ Üniversitesi geliyor. Bu nedenle onlarla birlikte çalışmak bizim için çok kıymetli. Bu tür projeleri artırarak sürdürmek istiyoruz. Üretilen tasarımların kentle buluşması, şehre değer katması ve bir hedef doğrultusunda geliştirilmesi bizim için son derece önemli. Bu çalışmaların amacı tamamen şehre katkı sağlamak ve fark oluşturmaktır. Projeye emek veren herkese teşekkür ediyorum.” “Aktif Olarak Kullanılmayan Kamusal Mekanlar Dijital Teknolojiler Kullanılarak Tasarlandı” Bursa Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Polat ise, “Video Oyunları ve Yapay Zeka Uygulamaları Katılımcı Tasarım Çalıştayı’nda gerçekleştirdiğimiz projelerin sonuçlarını görmek için bir araya geldik. Projenin çeşitli aşamalarını içeren bu çalışma, 2026 yılında Bursa’nın Osmanlılar tarafından fethinin 700’üncü yılı kutlamaları kapsamında kentin birçok noktasında gerçekleştirilecek etkinliklere de katkı sağlayacak. Kent merkezindeki atıl kamusal mekanların, kentlilerin beklentileri doğrultusunda mimarlık öğrencileriyle birlikte dijital teknolojiler kullanılarak yeniden tasarlanması bizler için oldukça değerli. Çalıştayımız iki adımdan oluşmaktadır. İkinci adım olarak ders kapsamında Osmangazi’nin çeşitli alanlarına tasarımlar oluşturulmaya devam etmeyi planlıyoruz. Ortaya çıkan pop-up geçici mekanların belediye tarafından üretilip uygulanarak kentlilerin kullanımına açılması amaçlanıyor.” şeklinde konuştu. Proje kapsamında çalıştaydan elde edilen çıktılar ile tüm süreç, Avrupa Komisyonu’nun New European Bauhaus 2026 Festival çağrısı doğrultusunda uluslararası ölçekte değerlendirilmek üzere hazırlanırken; Osmangazi Belediyesi ile Bursa Uludağ Üniversitesi arasında imzalanan iş birliği protokolü çerçevesinde yürütülen ortak çalışmaların da aynı kararlılıkla sürdürülmesi amaçlanıyor.

Gölyazı Antik Tiyatrosu yeniden hayat bulacak Haber

Gölyazı Antik Tiyatrosu yeniden hayat bulacak

Bursa ve Nilüfer’in en önemli turistik bölgelerinden olan Gölyazı Mahallesi’ndeki 2 bin yıllık antik tiyatro kazılarında sona gelindi. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, kazı çalışmalarını yerinde inceleyerek, tiyatronun kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacak modern bir mekana dönüştürüleceğini müjdeledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle, Nilüfer Belediyesi'nin destekleri ve Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Ortaçağ Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Derya Şahin başkanlığında 2021 yılından bu yana sürdürülen kazı çalışmalarında son dönemece girildi. Helenistik dönemden kalma ve Roma İmparatoru Hadrianus döneminde yenilenen antik tiyatroda kazılar, bu yıl içinde tamamlanacak. “TÜRKİYE'NİN EN GÜZEL YERLERİNDEN BİRİ OLACAK” Kazı alanını inceleyen Başkan Şadi Özdemir, antik tiyatronun zamanında 5 binden fazla kişiyi ağırlayabildiğini belirterek, “Mevcut halini koruyarak restorasyon çalışması yaptığımızda, burada bir açık hava ortamı oluşturabiliriz. Kültürel ve arkeolojik etkinlikler, öğrencilerin gelip çalışmaları gözlemlemesi, atölye kullanımı gibi faaliyetler düzenlenebilir. Umarız kısa süre içerisinde bu süreci tamamlayarak, belki de Türkiye’nin en güzel yerlerinden birinde güzel kültür sanat etkinliklerini hep birlikte yaşayabiliriz” dedi. Gölyazı’nın yaşamın ve kültürün iç içe geçtiği en güzel bölgelerden biri olduğunu vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, “Nilüfer'in tarihi tarafı yeterince bilinmiyor. Yeni bir şehir olarak bilinse de milattan öncesine giden çok sayıda yerimiz bulunmakta. Gölyazı ve Misi gibi tarihi ve kültürel miras açısından çok değerli yerlerimiz var” diye konuştu. BÖLGEYE KAPSAMLI TURİZM VİZYONU Başkan Şadi Özdemir, Gölyazı’nın turizm potansiyelini artırmak için kapsamlı projeler planladıklarını açıkladı. Gölyazı, Akçalar, Fadıllı ve Ayvaköy’ü bir bütün olarak ele aldıklarını belirten Başkan Şadi Özdemir, turistlerin bölgede daha uzun vakit geçirmelerini sağlamak için seyit tepeleri, bisiklet yolları, otoparklar, göl üzerinden ulaşım ve çeşitli aktiviteler planladıklarını ifade etti. Ayvaköy Mahallesi’ni dijital köy haline getirme projesinden de bahseden Başkan Şadi Özdemir, “Dijital göçebelerin gelebileceği ortamlar yaratmak istiyoruz. İnsanlar bilgisayarlarını yanlarına alarak dünyayı gezerek çalışıyor. Biz de bu bölgede dijital göçebelerin gelebileceği ortamlar yaratacağız” dedi. Ayvaköy’deki Ayvaini Mağarası’nın da turizme kazandırılacağını belirten Başkan Şadi Özdemir, “Valimizin desteğiyle, buranın giriş-çıkışlarının Nilüfer Belediyesi’ne devri için gerekli talimatlar verildi. Bürokratik süreç tamamlandığında, herkesin güvenle ziyaret edebileceği bir ortam oluşturacağız” dedi. "TARIM VE TURİZM BİRLİKTE GELİŞECEK" Başkan Şadi Özdemir, tüm bu çalışmaların temel amacının Gölyazı halkının sürdürülebilir bir yaşam standardına kavuşması olduğunu vurgulayarak, “Tarım ve turizmi bir arada düşünmek gerekiyor. Bölgede siyah incir, zeytin gibi çok kaliteli tarım ürünleri bulunmaktadır. Umarız halkımız tarımdan vazgeçmez, tarım yeniden harekete geçer ve tarım dışına düşmüş genç nüfus yine tarıma yönelir" dedi. SIRADA RESTORASYON VAR Kazı Başkanı Prof. Dr. Derya Şahin de, tiyatronun Helenistik dönem kökenli olduğunu ve Roma İmparatoru Hadrianus döneminde ciddi bir renovasyon geçirdiğini belirtti. “D formlu bir Roma tiyatrosu olan yapı, zamanında 5 bine yakın oturma kapasitesine sahipti. Günümüze 44 oturma sırası ulaşabildi” diye konuştu. Şahin, Nilüfer Belediyesi’nin desteğiyle bölgede definecilik faaliyetlerinin neredeyse sona erdiğini de sözlerine ekleyerek, “Burada çalışan arkadaşlarımız hem kendi tarihlerini öğreniyorlar hem de neler çıktığını bizzat görüyorlar. Hem arazileri değerlendi, hem gelen turist sayısı arttı” ifadelerini kullandı. Kazı çalışmalarının 5’inci yılında neredeyse tamamlandığını belirten Prof. Dr. Şahin, bundan sonra uluslararası tüzüklere uygun şekilde restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmalarının başlayacağını, tiyatronun yeniden gösteri mekanı olarak kullanılabilmesinin sağlanacağını ifade etti. Başkan Şadi Özdemir, antik tiyatro kazı bölgesinin ardından bölgede yeni bulunan “Simitçi Kale” bölümündeki ipek atölyesini de ziyaret etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.