SON DAKİKA
Hava Durumu

#Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Söz Bursa - Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Ve Araştırma Hastanesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Ve Araştırma Hastanesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Günde yarım saat hareket hayat kurtarır Haber

Günde yarım saat hareket hayat kurtarır

Modern hayat tarzının bireyleri daha az hareket eder hale getirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Aksoy, "Uzun saatler masa başında oturmak, kısa mesafeleri bile arabayla gitmek, teknolojik cihazlarla geçirilen hareketsiz zamanlar farkında olmadan sağlığımızı tehdit eden alışkanlıklar haline geldi. Oysa fiziksel aktivite kilo kontrolü için değil, kalp damar sağlığından kemik yoğunluğuna, ruh sağlığından bağışıklık sistemine kadar pek çok alanda doğrudan etkilidir" şeklinde konuştu. Hareketsizliğin günümüzde yüksek tansiyon, diyabet, obezite, eklem ağrıları, kas kütlesinde azalma, depresyon gibi birçok kronik hastalığın temel sebeplerinden biri olarak görüldüğünün altını çizen Aksoy, "Bu tabloyu değiştirmek elimizdedir. Her gün 30 dakika tempolu yürüyüş şart. Yürüyüşün temposu konuşma testi ile ayarlanabilir. Şarkı söyleyemeyecek kadar hızlı, konuşabilecek kadar da yavaş yürümeliyiz. Nefes nefese kalmayacak şekilde ayarlayabiliriz" diye konuştu. Hareket etmenin ihtiyaç değil sağlıklı kalmanın en kolay yolu olduğunu dile getiren Aksoy, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Gün içinde merdiven çıkmayı tercih etmek, masa başı çalışanlar için saat başı esneme hareketlerinin bile vücudumuzun dengesini korumada büyük faydası vardır. Burada önemli olan spordan çok hareketli yaşam biçimini kazanmaktır. Herkes maraton koşmak zorunda değil ancak herkes kendi bedenine uygun bir hareket biçimi bulmalı ve bunu yaşamının parçası haline getirmelidir."

Çocuğun bağırsağından 38 adet mıknatıs çıkarıldı Haber

Çocuğun bağırsağından 38 adet mıknatıs çıkarıldı

Dağıtılıp birleştirilebilen boncuk bileklikler çocuklar için tehlike saçıyor. Çocukların bu nesneleri yutması, erken müdahale edilmediğinde mide veya bağırsak delinmesiyle sonuçlanabiliyor. Bursa'da yaşanan bir olayda 5 yaşındaki kız çocuğu, evde oyun oynadığı mıknatıslı boncuk bilekliği yuttu. Durumu hemen fark eden aile, çocuğuyla birlikte Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvurdu. Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Kaan Demirören tarafından yapılan tetkikte çocuğun bağırsaklarındaki mıknatıslar tespit edildi. Vakit kaybetmeden yapılan operasyonla çocuğun bağırsağından 38 adet mıknatıs çıkartıldı Bu tarz vakalarda mide ve bağırsak delinmesi yaşanmaması için erken müdahalenin önemine değinen Doç. Dr. Kaan Demirören, takı ve oyuncakların özellikle 5 yaşından küçük çocuklara verilmemesi gerektiği konusunda aileleri uyardı. Günümüzde yabancı cisim yutmalarının önemli bir problem olduğunun altını çizen Demirören, son zamanlarda mıknatısların, lityum iyon pillerin ve yüksek düzeyde emici cisimlerin önemli bir problem haline geldiğine dikkat çekti. Bu cisimlerle alakalı çok sayıda olguyla karşılaştıklarını vurgulayan Demirören, "Hastamız da boncuk şeklinde, ufak da olsa kuvvetli çekim gücüne sahip neodimin dediğimiz maddelerden oluşan mıknatısları yutmuş. Bu mıknatıslar değişik sebeplerle toplumumuzda yaygın olarak bulunuyor. Bunların önemli bir kısmı oyuncak olarak bulunuyor ve bu oyuncaklar da maalesef küçük çocukların ellerine rahatlıkla geçebiliyor. Özellikle 5 yaşından küçük çocuklara bu tarz küçük cisimlerin verilmesini ve üzerinde takı olarak kullanılmasını bırakın etrafında bile olmaması gerekiyor" dedi. "HEMEN MÜDAHALE EDİLMELİ" Birden fazla mıknatıs yutulması durumunda mide ya da bağırsaklarda araya doku alıp bir süre sonra o bölgeyi delmeye başladığını belirten Demirören, "Genelde ilk 24 saat içerisinde mide ya da bağırsakları delmiş bir şekilde bu vakalarla karşılaşıyoruz. Hastamızın şansı bağırsaklarda yakalamamıza rağmen bu mıknatısları endoskopi ile çıkarabilmemiz oldu. 38 adet boncuk şeklinde bir mıknatıs olduğunu gördük. Hastamızda delinme durumu olmadı. Şu anda sağlığına kavuştu. Ama bu durum genellikle bu şekilde olmuyor. Maalesef bu mıknatıslar çok sayıda yutulduğu zaman bağırsaklarda delinmeye yol açıp ameliyatla çıkarılması gerekiyor. Ameliyatta yine hem karın duvarının kesilmesi, bağırsakların kesilmesi gibi zor ve komplikasyonlu işlemler şeklinde sonuçlara varıyor" şeklinde konuştu. Doç. Dr. Demirören son olarak mıknatıs, su maymuncuğu, saat pili gibi çocukların ilgisini çeken ve yutma riski barındıran nesnelerin ortalıkta bırakılmaması ve çocuklardan uzak tutulması gerektiğini sözlerine ekledi.

Baba 7 yaşındaki kızına hayat verdi Haber

Baba 7 yaşındaki kızına hayat verdi

 Hastane bünyesinde ilk kez uygulanan retroperitonoskopik (Kapalı olarak sırttan) yöntemle babasının böbreği nakledilen minik Aye, kısa sürede iyileşerek taburcu oldu. Doğuştan böbrek rahatsızlığı bulunan Aye Ahmet, 2 yıldır diyalize bağlı yaşamını sürdürüyordu. Kızının yaşaması için nakilden başka çare olmadığını gören 34 yaşındaki Behruz Ahmet, böbreğini kızına bağışlamak için Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvurdu. Organ Nakli Sorumlu Cerrahı Prof. Dr. Murat Demirbaş başkanlığındaki ekip tarafından yapılan başarılı ameliyat sonucunda babadan alınan böbrek, kızına nakledildi. Operasyonu gerçekleştiren Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Sorumlu Cerrahı Prof. Dr. Murat Demirbaş yaptığı açıklamada, “Aye, 7,5 buçuk yaşında. Doğuştan böbrek hastası, son iki yıldır diyalize giriyor. Gerçekten sıkıntılı bir hayat yaşadı. Şu kadarcık hayatının içinde bu kadar hastalıkları sığdırdı. Sonunda bize başvurdu. Geçen hafta babasından aldığımız böbrekle hayata tekrar tutundu. Şu anda kana kana su içebiliyor. Bugün de taburcu olacak. Babasından aldığımız böbreği de ilk defa retroperitonoskopik dediğimiz sırttan çıkartarak kapalı yöntemle yaptık. O açıdan özellikli bir ameliyattı” şeklinde konuştu. Retroperitonoskopik yöntem hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Demirbaş, “Retroperitonoskopik yöntem, hastanın sırtından kapalı olarak gerilerek böbreği çıkartılmasıdır. Laparoskopi, karın içinden yaptığımız yöntem. Retroperitonoskopi işlemi laparoskopiye göre daha üstün, hastanın iyileşme süresi çok daha kısa ve hasta genelde çok kısa sürede taburcu olabiliyor” dedi.

Basit önlemlerle mantar enfeksiyonundan korunabilirsiniz Haber

Basit önlemlerle mantar enfeksiyonundan korunabilirsiniz

Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Zahide Sevil Aytekin, yaz aylarında artan mantar enfeksiyonlarının sebepleri ve korunma yöntemleri hakkında vatandaşlara çeşitli bilgiler aktardı. Mantar enfeksiyonuna sebep olan mikroorganizmaların sıcak havalarda daha çok üreme yeteneğine sahip olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Aytekin, “Terleme fonksiyonu çok arttığı için özellikle kıvrım bölgelerinde koltukaltı, kasık, ayak parmak arası, kalça gibi hava almayan bölgelerde daha çok mantar enfeksiyonu oluşuyor. Ayrıca abdest faktörü var ülkemizde, sık yıkanma ve iyi kurulanamama gibi durumlarda mantar enfeksiyonları daha da kolaylaşıyor” dedi. Mantar enfeksiyonlarının çok çeşitli türleri olduğunun bilgisini veren Uzm. Dr. Aytekin, “Şiddetli seyredenleri de var. Daha lokalize seyredenleri de var. Mantar enfeksiyonlarında genelde krem, sprey, şampuan gibi ilaç gruplarını tercih ediyoruz. Çok şiddetlendiği dönemlerde hap tedavileri de gündeme gelebilir. Tabi ki hastanın yaşına göre ve mevcut kullandığı diğer ilaçların durumuna göre tedaviler değişebiliyor. Genelde bir ya da bir buçuk ay sürebilen tedaviler. Hastalarımızın alması gereken bazı önlemler var. Bunları da hastalarımıza anlatıyoruz” şeklinde konuştu. Vücut hijyenine dikkat edin Terlemenin artması ile mantar enfeksiyonunun yayılmasının daha da kolaylaştığını vurgulayan Aytekin, mecbur kalmadıkça aşırı fiziksel aktiviteden kaçınılması gerektiğini ifade etti. Vücut hijyenine çok dikkat edilmesine gerektiğinin altını çizen Aytekin, “Özellikle koltukaltı, kasık, kalça, ayak parmak arası gibi zaten çok iyi havalanamayan bölgeleri iyi temizlemek ve kuru kalmasına dikkat etmek çok önemli. Ayrıca ev içerisinde kişisel eşyaların, özellikle terlik, havlu, çorap gibi eşyaların ortak kullanılmaması da önem arz ediyor. Bunun dışında pamuklu kıyafet tercih edilebilir. Vücuda çok yapışan sıkı ve dar çamaşırlar ile sentetik kumaşlar, terlemeyi daha da arttırdığı için enfeksiyonların daha kolay oluşmasını sağlıyor” diye konuştu.

Uzmanlar beyin pili tedavisini ayrıntıları ile anlattı Haber

Uzmanlar beyin pili tedavisini ayrıntıları ile anlattı

Hastane bünyesinde; nöroloji, beyin cerrahi ve psikiyatri uzmanı hekimlerinin yer aldığı komisyon tarafından değerlendirilen hastalar, 5 yıllık detaylı takibin ardından gerçekleştirilen ameliyat ile şifaya kavuşuyor. Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hareket bozukluğu hastalıklarının tedavisi için kurulan Derin Beyin Stimülasyonu Komisyonu üyeleri; Doç. Dr. Demet Yıldız, Doç. Dr. Nilüfer Büyükkoyuncu Pekel, Doç. Dr. Sinay Önen ve Uzm. Dr. Selahattin Biçer, beyin pili tedavisi hakkında merak edilenlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Beyin pili tedavisinin parkinson ağırlıklı olmakla birlikte esansiyel tremor ve distoni gibi hareket bozukluklarında da uygulandığının bilgisini veren Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Demet Yıldız, tedavi için çeşitli kriterlerin bulunduğunu belirtti. Çeşitli riskleri barındırdığı için 75 yaş üstüne ameliyat önermediklerini vurgulayan Doç. Dr. Yıldız, “Hastaların en az 5 yıl Parkinson tanısı ile takip edilmesi gerekiyor. Bunun nedeni bu süreçte hastaların tanısının netleşmesidir. Parkinson plus dediğimiz benzer hastalıkları ekarte etmemiz ve tedavi yanıtını değerlendirmemiz için hastalarımızın en az 5 yıllık takipte olması gerekiyor. Psikiyatrik açıdan değerlendirmesini yapıyoruz. Demansın olmaması gerekiyor. Ciddi unutkanlığı olan hastalara biz bu tedaviyi uygulamıyoruz. Ayrıca ağır psikiyatrik bozukluğu olan hastalarımıza da bu tedaviyi uygulamıyoruz” dedi. Ameliyat Öncesi Ayrıntılı Analiz Beyin pili tedavisi sonrası bazen erken bazen geç dönemde çeşitli psikiyatrik sorunlar ortaya çıkabildiğini dile getiren Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Sinay Önen ise, “Bir ruhsal sorun varsa beyin pili cerrahisi öncesinde bunun tedavi edilmesi gerekiyor. Bu yüzden daha önce psikiyatrik bir hastalık geçirmiş mi? Geçirdiyse bu hastalığın şiddeti ne? Halen tedavi gerektiren bir durum var mı? Ailede ruhsal bir hastalık var mı? Onu değerlendiriyoruz. Ayrıca kişinin karar verme, problem çözme, bellek ve öğrenme gibi bilişsel işlevlerini öncesinde değerlendiriyoruz. Çünkü beyin pili sonrası bunlarda birtakım bozulmalar olabiliyor. Bunun için önceden ayrıntılı psikoloğumuzla birlikte nöropsikolojik bir değerlendirme yapıyoruz” şeklinde konuştu. “Ameliyat Riskleri Çok Nadir Görülüyor” Beyin pili ameliyatı iki aşamalı olduğunu belirten Beyin Cerrahi Uzmanı Dr. Selahattin Biçer ise, “İlk aşamada beyin ilgili çekirdeklerine elektrot yerleştiriyoruz. İkincisi de beyin pilini yerleştirdiğimiz aşama. İlk aşamada hastanın uyanık olmasını tercih ediyoruz. Hastaya bu aşamada yatıştırıcı ajanlar veriyoruz. Beynin doğru yerine pilin yerleştirip yerleştirilmediğine, yan etkilerin ortaya çıkıp çıkmadığına bakıyoruz. Elektrotlar harici bir pile bağlanarak, hasta test ediliyor. Beklenilen etkileri alıyor muyuz diye kontrol ediliyor. Bu aşamadan sonra hasta uyutularak köprücük kemiğinin altına beyin pili yerleştiriliyor. Ameliyatın riskleri, çok çok nadir görülmekle beraber beyin kanaması, enfeksiyon riski, kollarda bacaklarda güçsüzlük, görme ve konuşma bozukluğu gibidir” ifadelerini kullandı. Başarılı Sonuçlar Alınıyor Ameliyat sonrası hastaların değerlendirme süreci ve pil ayarları nöroloji hekimleri tarafından yapıldığına dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Nilüfer Büyükkoyuncu Pekel ise, ameliyat sonrası hastaların bir an önce pil ayarlarının yapılmasını ve pilin açılmasını istediğini belirtti. Ancak ilk pil açılımı için ameliyattan sonra ortalama 7 ile 10 günlük bir sürecin geçmesini beklediklerini ifade eden Doç. Dr. Pekel, “Daha sonra ilk pil açılımı gerçekleşiyor. İlk pil açılımından sonra pil ayarlarının tanımlanması, bazı hastalarda bir ay bazı hastalarda üç ayı bulabiliyor. Bu yavaş programlama gerektiren bir süreç. Bu süreçte de hastalarımızdan sabırlı olmalarını istiyoruz. Süreci tamamladığımızda da çoğunlukla çok başarılı bir sonuç elde ediyoruz” diye konuştu. Doç. Dr. Pekel ayrıca, parkinson, esansiyel tremor ve diğer hareket bozukluğu olan hastaların, Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne direk başvurarak randevu alabileceklerini sözlerine ekledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.