SON DAKİKA
Hava Durumu

#Cevdet Yılmaz

Söz Bursa - Cevdet Yılmaz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cevdet Yılmaz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yeni bütçede en fazla kaynak eğitime ayrıldı Haber

Yeni bütçede en fazla kaynak eğitime ayrıldı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2026 yılı bütçesinde Milli Eğitim Bakanlığı için 1 trilyon 944 milyar lira ödenek öngördüklerini belirterek, yüzde 15,3 oranıyla en büyük payın eğitime ayrıldığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen ‘2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Bağlama Töreni’ne katıldı. Yılmaz, 2026 yılı bütçesi hazırlıklarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gösterdiği vizyon talimatları doğrultusunda tüm bakanlıklar, bağlı ve ilgili kamu kurum ve kuruluşların katkılarıyla tamamlanarak, TBMM’ye sunulmaya hazır hale geldiğini dile getirdi. Yılmaz, 2026 yılı bütçesinin AK Parti hükümetlerinin 24’üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ise 8’inci bütçesi olduğuna ve bu kadar uzun süre kesintisiz bir şekilde bütçe hazırlama imkanının siyasi istikrarın en temel göstergesi olduğuna dikkati çekti. "2026 YILI BÜTÇE TEKLİFİNİN HER KALEMİNDE ÜLKEMİZİN VE MİLLETİMİZİN GEREKSİNİMLERİ DÜŞÜNÜLMÜŞTÜR" Bölgede yaşanan jeopolitik gerilimlere ve küresel belirsizliklere rağmen 21. yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapma hedefine ilişkin çalışmaların aynı kararlılıkla sürdürüldüğünü ifade eden Yılmaz, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde özellikle ulaştırma, enerji, sağlık ve dijitalleşme alanlarında yaptığımız yatırımlarla son 23 yılda ülkemizin fiziki altyapısında büyük ilerlemeler sağladık. Bugünün önceliği ise kamu altyapı yatırımlarını daha etkin hale getirmek ve özel sektör yatırımlarını destekleyecek şekilde üretim ve ticaret altyapısını güçlendirmektir. 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz; kaynak verimliliğini artıran ve çevresel sürdürülebilirliği önceleyen, yeşil ve dijital dönüşüm politikaları ile üretim süreçlerinde verimliliği ve rekabetçiliği bütüncül olarak artırmayı amaçlayan bir bütçedir. 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz; çiftçisiyle, işçisiyle, esnafıyla, sanayicisiyle, çalışanı ve emeklisiyle, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla ve engellisiyle toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçları ve talepleri gözetilerek hazırlanmış, her kaleminde ülkemizin ve milletimizin gereksinimleri düşünülmüştür" dedi. Son üç yılda merkezi yönetim bütçesinden 2025 yılı fiyatlarıyla 90 milyar dolar tutarındaki önemli bir kaynağı deprem yaralarının sarılması için ayırdıklarına işaret eden Yılmaz, bu duruma rağmen uygulanan program sayesinde yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme göstergelerinde olumlu sonuçlar alındığını ve 16 yıldır kesintisiz büyümenin devam ettiğini dile getirdi. "2026 YILINDA İŞSİZLİK ORANININ YÜZDE 8,4’E GERİLEMESİ BEKLENMEKTEDİR" Yılmaz, 2025 yılında istihdamın görece yatay seyretmesinin öngörüldüğünü, işgücüne katılma oranının ise yüzde 53,7 olarak gerçekleşmesinin beklendiğini ifade ederek, "Bu çerçevede işsizlik oranının yüzde 8,7’den yüzde 8,5’e düşeceği tahmin edilmektedir. 2026 yılında öngörülen büyüme oranı çerçevesinde işgücüne katılım oranı yüzde 54,4’e yükselirken, istihdamın bir önceki yıla göre 730 bin kişi artmasıyla işsizlik oranının yüzde 8,4’e gerilemesi beklenmektedir" diye konuştu. "2026 YILI İÇİNDE İHRACATTA 282 MİLYAR DOLAR TUTARINI YAKALAMAYI ÖNGÖRÜYORUZ" Küresel ticaretin 2025 yılında tarifelerden ve artan belirsizlerden kaynaklı kırılganlıklar içermesine rağmen ihracatın ocak-eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,1 oranında artış kaydettiğine değinen Yılmaz, ihracatın yıllıklandırılmış olarak 269,7 milyar dolar ile rekor seviyelere yükseldiğini bildirdi. Yılmaz, "2025 yılı genelinde 273,8 milyar dolar ile bir önceki yılın üzerinde bir ihracat performansına ulaşmayı, 2026 yılı için de ihracatta kesintisiz artışı sürdürerek 282 milyar dolar tutarındaki ihracat hedefimizi yakalamayı öngörüyoruz" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2025 yılına ilişkin milli gelirin 62,2 trilyon lira olmasını beklediklerini, 2026 yılında ise Türkiye ekonomisinin büyüklüğünün 77 trilyon liraya ulaşacağını dile getirdi. "2026 YILINDA BÜTÇE GİDERLERİNİN 18 TRİLYON 929 MİLYAR LİRA, BÜTÇE GELİRLERİNİN İSE 16 TRİLYON 216 MİLYAR LİRA OLACAĞINI ÖNGÖRMEKTEYİZ" Bütçe kanun teklifinin kamuya ait harcama tavanları ve gelir kalemlerine ilişkin tahminleri içerecek şekilde hazırlandığını, 2026 yılında bütçe giderlerinin 18 trilyon 929 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 16 trilyon 216 milyar lira olacağının öngörüldüğünü söyleyen Yılmaz, "Bu gelirlerinin alt kalemleri şu şekildedir; Gelir Vergisi 3 trilyon 517 milyar lira, Kurumlar Vergisi 1 trilyon 613 milyar lira, Özel Tüketim Vergisi 2 trilyon 532 milyar lira, Katma Değer Vergisi 3 trilyon 993 milyar lira, Diğer Vergi Gelirleri 2 trilyon 128 milyar lira, Vergi Dışı Gelirler ise 2 trilyon 433 milyar liradır. 2023 yılında yaşadığımız tarihimizin en büyük depremi sonrasında bölgenin yeniden imarı ve depremin etkilerinin ortadan kaldırılmasına yönelik harcamalar nedeniyle bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 5,1 olarak gerçekleşmiş, deprem harcamaları hariç tutulduğunda ise bu oran yüzde 1,6 seviyesinde olmuştur. 2024 yılında yüzde 4,7 olarak gerçekleşen bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı, deprem harcamaları hariç tutulduğunda yüzde 3 seviyesindedir. 2025 yılı sonunda bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 3,6 olarak öngörülmektedir. Deprem harcamaları hariç ise bu oranın yüzde 2,8 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. 2026 yılı bütçesinde deprem hasarlarının giderilmesi ve afetlere karşı dirençliliğin artırılması için 653 milyar lira tutarında ödenek öngörülmüştür. 2026 yılında bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 3,5 olarak gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz. Deprem hariç bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 2,7 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörmekteyiz" ifadelerine yer verdi. "YÜZDE 15,3 ORANIYLA EN BÜYÜK PAYI YİNE EĞİTİME AYIRIYORUZ" AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak eğitimi her zaman en öncelikli mesele olarak gördüklerini ve Milli Eğitim Bakanlığına 2026 yılı bütçesinde 1 trilyon 944 milyar lira ödenek öngördüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığında öğretmen sayısı yaklaşık 510 bin kişi iken, 2025 Ekim ayı itibarıyla öğretmen sayımız 1 milyon 35 bin kişiye ulaşmıştır. Artan üniversite ve öğrenci sayısıyla birlikte üniversitelerimize ayırdığımız kaynağı da sürekli artırıyoruz. Yükseköğretim kurumları bütçelerini 2026 yılında 651 milyar liraya çıkarıyoruz. Yükseköğretimi de dâhil ettiğimizde eğitim bütçemizi 2026 yılında 2 trilyon 896 milyar liraya yükseltiyoruz. Böylece merkezi yönetim bütçesinden yüzde 15,3 oranı ile en büyük payı yine eğitime ayırıyoruz" şeklinde konuştu. "SAĞLIK ALANINA AYRILAN TOPLAM KAYNAK 3 TRİLYON 307 MİLYAR LİRAYA ULAŞMAKTADIR" Eğitimle beraber AK Parti hükümetleri döneminde en fazla önem verilen konuların başında sağlık alanının geldiğini kaydeden Yılmaz, "Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmasını sağlamak amacıyla merkezi yönetim bütçesinden sağlık hizmetleri için 1 trilyon 594 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları ile Sosyal Güvenlik Kurumundan yapılacak sağlık harcamaları da dikkate alındığında sağlık alanına ayrılan toplam kaynak 3 trilyon 307 milyar liraya ulaşmaktadır" ifadelerine yer verdi. "SOSYAL YARDIM VE DESTEKLER İÇİN 2026 YILI BÜTÇEMİZDE 917 MİLYAR LİRA KAYNAK AYIRDIK" Sosyal devlet anlayışıyla Türkiye’nin ürettiği refahı toplumun her kesimine adil ve kapsayıcı biçimde ulaştırmayı hedeflediklerini belirten Yılmaz, "Sosyal yardım ve destekler için 2026 yılı bütçemizde 917 milyar lira kaynak ayırdık. Bu tutar 2026 yılı bütçesinin yüzde 4,8’ine denk gelmektedir. 2026 yılında ödeme gücü olmayan vatandaşlarımızın sağlık primi giderlerini karşılamak amacıyla 157 milyar lira, 65 yaş üstü yaşlılarımız, bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımız ve yakınlarına bağlanan aylıklar kapsamında 106 milyar lira, sosyal konut finansmanının desteklenmesi amacıyla 100 milyar lira, engelli vatandaşlarımızın evde bakımına destek amacıyla 90 milyar lira, engelli vatandaşlarımızın eğitim desteği için 56 milyar lira, doğum yardımı ödemeleri için 44 milyar lira, ekonomik yoksunluk içinde olan çocuklarımızın aileleri yanında yetişmelerine imkân sağlayan sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 23 milyar lira, engelli eğitim taşıma giderleri için 11 milyar lira ve koruyucu aile uygulaması kapsamında yaklaşık 3 milyar lira kaynak ayırdık" dedi. Vatandaşların daha ucuz elektrik ve doğalgaz kullanabilmeleri için 2026 yılı bütçesinde 373 milyar lira kaynak öngördüklerinin altını çizen Yılmaz, halihazırda mesken aboneleri için doğalgazda yüzde 43, elektrikte düşük kademede yüzde 57 oranında faturalarda devlet desteğinin uygulandığını vurguladı. "SOSYAL HARCAMALARA AYRILAN KAYNAKLAR TOPLAMDA 2 TRİLYON 382 MİLYAR LİRAYA ULAŞMAKTADIR" Yılmaz, 2022 yılı itibarıyla asgari ücrete kadar tüm ücretleri vergi dışında tuttuklarını söyleyerek, "Bu imkândan tüm çalışanlarımız yararlanmaktadır. Bu kapsamda vergi istisnası yoluyla 2026 yılında tüm çalışanlarımızın gelirlerine 1 trilyon 92 milyar lira katkı sağlamış oluyoruz. Doğalgaz ve elektrikteki devlet destekleri ile asgari ücret tutarına kadar olan tüm ücretlerin vergi dışı tutulmasını da dikkate aldığımızda sosyal harcamalara ayrılan kaynaklar toplamda 2 trilyon 382 milyar liraya ulaşmaktadır. Bu tutarın bütçemize oranı yüzde 12,6 seviyesindedir" dedi. Tarıma stratejik önem verdiklerini, bu doğrultuda 2026 yılı bütçesi içerisinde 888 milyar liralık kaynağı tahsis ettiklerini dile getiren Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Bu kapsamda tarım sektörü vergi harcamaları için 262 milyar lira, tarımsal kredi desteği için 220 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 190 milyar lira, tarımsal destek programları için 168 milyar lira, tarımsal KİT’lerin finansmanı, müdahale alımları ve ihracat destekleri için 48 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Son iki yıl içinde önemli ölçüde artırdığımız reel sektör desteklerine 2026 yılında da devam ediyoruz. ‘Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat’ odaklı ve dengeli büyüme stratejimizi sürdürüyoruz." Reel kesim destekleri için bütçeden 713 milyar lira ödenek öngördüklerini kaydeden Yılmaz, "Bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu işveren prim desteği ödemeleri için 283 milyar lira, tarımsal krediler sübvansiyon desteği olarak 220 milyar lira, Halk Bankası esnaf kredileri sübvansiyon desteği için 70 milyar lira, ihracat başta olmak üzere diğer reel sektör destekleri için 60 milyar lira, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı teşvik ödemeleri için 50 milyar lira, mesleki eğitim kapsamında ödenen devlet katkısı için 29 milyar lira kaynak ayırdık" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, savunma harcamalarında 1 trilyon 202 milyar lira, iç güvenlik için 953 milyar lira olmak üzere toplam 2 trilyon 155 milyar lira ödenek öngördüklerini de sözlerine ekledi. Yılmaz, mahalli idareleri de güçlendirmeye devam ettiklerini belirterek, büyükşehir ve diğer belediyeler ile il özel idarelerine ayrılan toplam kaynağı 1 trilyon 657 milyar liraya çıkardılarını, 2002 yılında bu kaynağın bütçe içerisindeki payı yüzde 4 iken, bu oranı 2026 yılında yüzde 8,8’e yükselttiklerini dile getirdi.

Yılmaz’dan CHP Liderine eleştiri: “Mesnetsiz iddialar ortaya atıyor” Haber

Yılmaz’dan CHP Liderine eleştiri: “Mesnetsiz iddialar ortaya atıyor”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD Başkanı ile yapacağı görüşmeye ilişkin mesnetsiz iddialar ortaya atmaktadır. Politika üretemeyen polemik üretir. Ana muhalefetten en azından milli meselelerde ve dış politikada daha sorumlu bir dil ve yaklaşım bekliyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, "CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD Başkanı ile yapacağı görüşmeye ilişkin mesnetsiz iddialar ortaya atmaktadır. Politika üretemeyen polemik üretir. Ana muhalefetten en azından milli meselelerde ve dış politikada daha sorumlu bir dil ve yaklaşım bekliyoruz. Aziz milletimiz herkesin geçmişini de müktesebatını da yakından bilmektedir. Bugün küresel düzeyde en tecrübeli bir kaç liderden biri olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan; dış politikada şahsiyetli duruşu, milli menfaatleri esas alan politikaları ve muhatapları ile karşılıklı yararı gözeten yaklaşımı ile maruftur. Türkiye ile ABD arasındaki gündem, uzun süredir görüşülen savunma sanayi ve ticaret başlıklarından, yatırımlar ve bölgesel istikrara kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Liderler düzeyinde bu konuların ele alınması son derece doğaldır. Temennimiz, yapılacak görüşmenin iki ülkenin de yararına olacak kararların alınmasına ve bölgesel barışa katkı sunmasına vesile olmasıdır" dedi.

Cevdet Yılmaz’dan sahte e-imza ve diploma iddialarına tepki: “Amaç Kaos ve Güvensizlik Oluşturmak” Haber

Cevdet Yılmaz’dan sahte e-imza ve diploma iddialarına tepki: “Amaç Kaos ve Güvensizlik Oluşturmak”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sahte e-imza ve diploma iddialarına ilişkin açıklama yaptı. Yılmaz, enformasyon çağının aynı zamanda dezenformasyon çağı olduğunu belirterek, "Özellikle sınır aşan ve kaynağı şeffaf olmayan dijital medyada, yalan haberler veya çarpıtmalarla devletimizin idari ve adli makamlarını, kurumlarımızı sistematik olarak yıpratma gayreti içinde olanlar var. Amaçları suçla mücadele değil; kaos ortamı oluşturmak, umutsuzluk ve karamsarlık yaymaktır. Son günlerde kamuoyunun gündemine gelen; sahte e-imzalar üzerinden yapılan işlemler ve sahte diplomalar üzerinden yürütülen tartışmalar da bu tür manipülasyonların bir parçası olarak kullanılmak istenmektedir. Görevini yaparak suçluları yargı önüne çıkaran kurumları desteklemek yerine, bu kurumları zaaf içindeymiş gibi göstererek demokratik siyaseti ve hukuku yıpratma; vatandaşta devlete karşı güvensizlik duygusu oluşturma peşindeler" ifadelerini kullandı. Yılmaz, manipülatif girişimlere karşı herkesin uyanık olması gerektiğine dikkati çekerek, "Saygıyla karşıladığımız eleştirel yorumların ötesine geçen bu manipülatif girişimlere karşı, iktidarı ve muhalefetiyle demokratik siyaset kurumunu ve hukuk devletini savunan herkes uyanık olmalıdır. Uzun soluklu demokratik siyaset tecrübesi ve engin basiretiyle milletimiz, kaynağı şüpheli bu manipülasyonlara prim vermez. Spekülatif iddialara karşı en emin yol, yetkili kişi ve kurumlarımızın açıklamalarını esas almaktır. Suçları önleme ve suçluları adalete teslim etme iradesi, ayrım gözetmeksizin kararlılıkla devam edecektir" açıklamasında bulundu.

Cevdet Yılmaz: "Çatışmaların tırmanması halinde ekonomik maliyetler yükselecek" Haber

Cevdet Yılmaz: "Çatışmaların tırmanması halinde ekonomik maliyetler yükselecek"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ABD'nin, İran'daki nükleer tesislere yönelik hava saldırısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İran ve ABD arasındaki nükleer müzakerelerin sürdüğü esnada İsrail'in İran'a yönelik hukuk dışı saldırganlığıyla başlayan bölgesel gerilimin, ABD'nin de sürece müdahil olmasıyla yeni ve derin endişeler uyandıran boyutlar kazandığını aktaran Yılmaz, bu gidişata bir an önce son verilmemesi ve diplomasinin devreye sokulmaması halinde, bölgesel ve küresel güvenlik açısından çok daha tehlikeli sonuçların doğabileceğini belirtti. İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili adil ve doğru tutumun, saldırıların durdurulması ve uluslararası hukuk çerçevesinde müzakerelerin yeniden başlatılması olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Bölgemiz ve insanlık, daha fazla çatışmaya değil, daha etkili ve güven veren bir diplomasiye ihtiyaç duymaktadır. Çatışmaların tırmanması halinde, insani, çevresel ve ekonomik maliyetler yükselecek, tüm taraflar açısından güvenlik riskleri artacaktır. Uluslararası toplumu, kurumları ve tüm sorumluluk sahibi ülkeleri, müzakereye dayalı diplomatik çözüm için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu yaklaşımı ve çabaları desteklemeye davet ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak, insani değerlerden, hukuktan, adaletten, istikrardan ve sorunlara diplomasi yoluyla barışçıl çözüm arayışından yana olmaya devam edeceğiz."

Cevdet Yılmaz: Yapay zeka herkes için erişilebilir olmalı Haber

Cevdet Yılmaz: Yapay zeka herkes için erişilebilir olmalı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Yapay Zeka Politikaları Derneği tarafından düzenlenen 9. AI Tomorrow Summit'e katıldı. Etkinliğin hayırlı neticelerle sonuçlanması temennisinde bulunan Yılmaz, "Türkiye Yüzyılı'nda yüksek teknoloji alanında ortaya koyduğu vizyonla ülkemizin kalkınma yolculuğuna yön veren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ve başarı dileklerini iletmek istiyorum. 'Geleceği şekillendir' çağrısıyla bizleri yeniden bir araya getiren, artık bir marka haline gelmiş AI Tomorrow Summit'in bu yıl da ufuk açıcı katkılar sunacağına yürekten inanıyorum. Sivil toplum alanında yapay zeka temelli ilklere imza atan Yapay Zeka Politikaları Derneği Başkanı Sayın Zafer Küçükşabanoğlu ile Danışma Kurulu Başkanı Sayın Erdem Erkul başta olmak üzere tüm dernek gönüllülerini tebrik ediyorum, gönülden selamlıyorum. Teknolojik ilerleme, insanlık tarihinin en köklü dönüşüm süreçlerinden birini beraberinde getiriyor: Yapay zeka devrimi" dedi. Yapay zekanın yeni potansiyelleri açığa çıkardığını belirten Yılmaz, bu dönüşümün doğru anlaşılması gerektiğine vurgu yaptı. Yılmaz, "Teknolojiler içinde bir teknolojiden bahsetmiyoruz. Farklı bir teknoloji, yatay bir teknoloji var. Birçok alanı etkileyecek bir yeni teknoloji dönüşümünden bahsediyoruz. Bunu çok iyi anlamak, algılamak durumundayız. Sabah uyandığımızda bize hava durumuna göre günlük planlama tavsiyesi veren dijital asistanlar, sosyal medyada ne izleyeceğimizi tahmin eden algoritmalar, vücudumuzdaki değişiklikleri analiz edip sağlık risklerimizi öngören giyilebilir cihazlar. Bunların hepsi, aslında görünmeyen ama her an hayatımızı kolaylaştıran bir zekânın, yani 'yapay zekanın' eseri. Üstelik bu sistem baş döndürücü bir hızla gelişmeye, üretmeye ve kendini yenilemeye devam ediyor" ifadelerini kullandı. Yılmaz, yapay zekanın klasik veri analizinden üretken yapay zekaya (Generative AI) evrilerek kendi başına yeni fikirler, içerikler ve çözümler üretebilir hale geldiğini ifade etti. Yapay zekanın birçok sektörde verimliliği artırdığını, hataları azalttığını ve yeni potansiyelleri açığa çıkardığını belirten Yılmaz, bu dönüşümün doğru anlaşılması gerektiğine vurgu yaptı. Yapay zeka alanındaki gelişmeleri örneklerle aktaran Yılmaz, geçtiğimiz yıl Japonya'da yapay zeka destekli bir sistemin ulusal tıp lisans sınavını başarıyla geçtiğini, Amerika'da bir başka yapay zeka modelinin baro sınavından 100 üzerinden 90 aldığını, Çin'de geliştirilen yapay zeka tabanlı bir algoritmanın ise röntgenlerde kanserli dokuları tespit etmede uzman radyologlardan daha yüksek doğruluk oranına ulaştığını söyledi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bu örneklerin yalnızca son bir yıl içinde yaşandığına dikkat çekerek, "Bu baş döndürücü ivme, bizlere yalnızca teknolojiyle değil; vizyonla, etikle ve insan odaklı bir yaklaşımla yol almamız gerektiğini hatırlatıyor. Bunun için çok fazla vaktimiz olmadığını da görüyoruz" diye konuştu. Yapay zekâ alanındaki hızlı gelişmelerin en önemli iki bileşeninin bu alanda çalışacak nitelikli insan kaynağı ile dijital ekonomiye yön verecek yatırımlar olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Teknolojinin gücünü geleceğe taşımak, ancak bu iki dinamiğin uyumlu ve güçlü bir şekilde ilerlemesiyle mümkün olacaktır" dedi. Yapay zekanın toplumsal eşitsizlikleri derinleştiren değil; sosyal adalet ve kapsayıcılık ilkeleri doğrultusunda şekillenmesi gerektiğini belirten Yılmaz, "Böyle yaklaşmazsak, küresel düzeyde eşitsizlik daha da artabilir. Aynı zamanda ülke içinde de eşitsizliklerin derinleşmesine yol açabiliriz" diye konuştu. "BU DÜZENLEMELERİ ABARTIRSANIZ YENİLİĞİ, DİNAMİZMİ ENGELLEYİCİ BİR NOKTAYA GELEBİLİRSİNİZ" Yılmaz, erişilebilirlik ve toplumun tüm kesimlerine bu teknolojinin yaygın şekilde ulaştırılmasının son derece önemli olduğunun altını çizerek, insan odaklı bir düzenleme çerçevesine ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Meclisin bu konudaki çalışmalarını kıymetli bulduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: "Birçok etik, hukuki sosyal boyutu olan bu teknoloji ile ilgili düzenleme kaçınılmaz. Bu düzenlemeleri abartırsanız yeniliği, dinamizmi engelleyici bir noktaya gelebilirsiniz. Bu ikisi arasındaki dengeyi çok iyi korumamız lazım. Çerçeve düzenlemelere gitmek, gelişmeleri test ederek ilerlemek, ne aşırı düzenleme yapmak ne bu alanı başıboş bırakmak. Bu orta yolu hep birlikte şekillendirmeliyiz diye düşünüyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin yapay zeka alanında koordinasyon içinde adımlar attığını ve bu dönüşüm sürecini titizlikle yürüttüğünü belirten Yılmaz, "Yapay zeka bir kurumu, bir bakanlığı, bir çevreyi ilgilendirmiyor. Tüm bakanlıklarımızı ilgilendiriyor. Bu kurumlar arasında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın daha ayrıcalıklı öncü bir rolü olduğunu ifade etmek isterim" diye konuştu. Yılmaz, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın da konuşmasında vurguladığı teşvik mekanizmalarıyla dijital ekonomiye yönelen yatırımcıların önünün açıldığını hatırlatarak, aynı zamanda insan kaynağının yetkinliklerinin değişen piyasa ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirilmesi için çeşitli çalışmalar yürütüldüğünü söyledi. Çalışma hayatı boyutunda dijitalleşme ile bazı meslekler dönüşürken, yapay zeka regülasyon danışmanı, dijital sağlık asistanlığı gibi meslekler oluşacağını da kaydeden Yılmaz, bu kapsamda insan kaynağının mesleki gelişim ve staj programlarıyla geleceğin mesleklerine hazırlanması gerektiğini söyledi. Yılmaz, geleceğin nereye doğru evrildiğini görerek, buna uygun bir şekilde geleceğin çalışma hayatını öngörmek ve eğitim müfredatını güncellemek zorunda olduklarını belirtti. Kamu olarak "Dijital Türkiye" vizyonu doğrultusunda yapay zeka tabanlı dijitalleşmeye büyük önem verdiklerini vurgulayan Yılmaz, "Kamu hizmetlerinin etkinliğini artırmak, vatandaş odaklı dijital çözümler geliştirmek ve verimliliği artırmak için bu alanda öncü adımlar atıyoruz. Bu sadece bir otomasyon meselesi değil, aynı zamanda daha akıllı, daha etkin ve vatandaş odaklı bir kamu yönetimi inşa etme vizyonumuzun temelini oluşturuyor. Başkanlığını yürüttüğüm Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Yönlendirme Kurulu ile ülkemizde yapay zeka alanındaki eşgüdüm, yönetişim ve stratejik yönlendirme süreçlerini kurumsallaştırmış durumdayız" açıklamasını yaptı. Yılmaz, Ulusal Yapay Zeka Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nın oluşturulduğunu belirterek, bu kapsamda Türkçe büyük dil modellerinin geliştirilmesi, uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesi, yerli yapay zeka uygulamalarının yaygınlaştırılması ve Türkiye'yi küresel ölçekte rekabetçi kılacak işlemci altyapısının kurulmasının hedeflendiğini söyledi. Savunma sanayiinde yapay zekanın kullanımına ilişkin bilişsel elektronik harp alanında önemli projeler yürütüldüğünü ifade eden Yılmaz, sağlık sektöründe ise yapay zeka destekli mamografi değerlendirme sistemi sayesinde erken teşhis oranlarının arttığını belirtti. Yılmaz, "Ben bunu çok önemli görüyorum. Erken teşhis olunca tedavi şansı yükseliyor" dedi. Çevre, şehircilik ve afet yönetimi alanında Coğrafi Bilgi Sistemleri altyapısıyla yapay zekanın entegre edildiğini, bu sayede afetlere hızlı müdahale ve hasar tespitinde yerli ve milli çözümler geliştirildiğini vurgulayan Yılmaz, "Akıllı şehir projelerinde ise yapay zekâ destekli veri odaklı yönetim, enerji verimliliği ve sürdürülebilir kaynak kullanımı hedeflenerek, geleceğin yaşam alanları insan merkezli teknolojilerle şekillendirilmektedir" dedi. Yılmaz ayrıca İletişim Başkanlığı'nın kişinin ilgi alanları ve günlük programına göre kişiselleştirilmiş gündem takibi sağlayacak bir yapay zeka modeli üzerinde çalıştığını açıkladı. Yılmaz, model tamamlandığında gündemin İletişim Başkanlığı'nın yapay zeka personeli olan "Bilge Uz" tarafından takip edilebileceğini belirtti. Yılmaz, yapay zeka alanında yürütülen tüm çalışmalarda etik ve düzenleme boyutunun göz ardı edilmediğini vurgulayarak, "Geçtiğimiz günlerde TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş'un öncülüğünde bu alanda önemli bir zirve için Meclisimizde bir araya geldik" dedi. Etik ve güvenlik risklerinin yönetimi konusunda Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nin yapay zeka düzenlemelerine uyum çalışmalarına titizlikle katkı sağlandığını kaydeden Yılmaz, "Teknolojiye yaklaşımımız, insanı merkezine alan, toplumu güçlendiren ve geleceği birlikte inşa eden bir vizyonun ifadesidir. Geleceği akıl, emek ve vicdanla birlikte tasarlıyor ve şekillendiriyoruz. Yapay zeka olabilir ama doğal zekayı unutmamamız gerekiyor Kalbimiz ve zekamızı bir arada değerlendirmemiz bunlar atlamamız lazım. Zira zirvenin 'geleceği şekillendir' çağrısı tüm paydaşlara hitap ediyor" değerlendirmesini yaptı. Altyapıların her bir paydaşın kendi alanında yapay zeka temelli iş birlikleri geliştirmesine imkan tanıdığını ifade eden Yılmaz, "Sizler farklı sektör ve disiplinlerde yapay zekanın gücünü kullanarak geleceği şekillendirirken devletimizin bizde kamu olarak yanınızda olmaya devam edeceğiz. Küresel yapay zeka yarışında "insan odaklı Türkiye modeli" ile fark yaratan, oyun kuran, öncü bir ülke olmayı hedefliyoruz. Kodların, fikirlerin ve güçlü iş birliklerinin buluştuğu bu zirveden azami düzeyde yararlanarak ayrılmanızı diliyorum" ifadelerini kullandı. Ankara'da bir otelde gerçekleşen programa Sanayi ve Teknoloji Başkanı Mehmet Fatih Kacır, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, Yapay Zeka Politikaları Derneği (AIPA) Kurucu Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu, AIPA Danışma Kurulu Başkanı Erdem Erkul ve 15 ülkeden davetliler katıldı. Ayrıca program 15 ülkede canlı yayınlandı.

Cevdet Yılmaz'dan Özgür Özel'e 'Cunta' tepkisi Haber

Cevdet Yılmaz'dan Özgür Özel'e 'Cunta' tepkisi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti yönetimiyle ilgili "Cunta yönetimi" sözlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Yılmaz, ana muhalefet Genel Başkanı'nın, 2023 Mayıs seçimlerinde seçmenin yüzde 50'den fazlasının oyunu alarak seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetini "cunta" olmakla suçladığını belirtti. Halkın seçtiğine "cunta" demenin, esas itibarıyla halkı "cuntacı" olarak nitelendirmek olduğunu ifade eden Yılmaz, "Milli iradeyi yok saymaktır. Bu dil demokratik siyasetin değil, vesayetçi geleneğin bugünkü dışavurumudur. Olsa olsa içindeki ‘cunta’ özlemini başkalarına yansıtma halidir. AK Parti ve Cumhur İttifakı tabanını aşağılayan, siyasi nezaketten nasibini almamış bu dil, fırsat bulunca her türlü aşırılığı ve baskıyı yapacağını şimdiden ortaya koymaktadır. Gerginliği, kutuplaştırmayı, kamplaştırmayı hedefleyen bu muhalefet dilinin, ana muhalefet partisine de, ülkemize ve demokrasimize de zarardan başka bir sonucu olmayacaktır. Sorumsuz ve saldırgan siyaset tarzı, geçmişte defalarca olduğu gibi, zamanı gelince halkımızdan gerekli demokratik cevabı sandıklarda alacaktır" ifadelerini kullandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yönelik sergilenen çirkin üslubun da kabul edilemez olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bu yaklaşım, ekonomik istikrarımızı bozma, güven ortamını zedeleme ve insanımızın refahına kastetme anlamına gelmektedir. Sorumlu bir muhalefet; ekonomiyi baltalamayı değil, 85 milyonun refahı için yapıcı eleştiriler ile ekonomik politikalara destek olmayı gerektirir. Sorumsuz siyasetçiler ne derse desin; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli liderliğinde, milletimizin duası ve desteğiyle Türkiye Yüzyılını inşa etmeye devam edeceğiz. Demokrasi ve kalkınma yolunda yeni hedeflere yürüyecek, Terörsüz Türkiye hedefine oluşacak, etkin dış politika ile milli menfaatlerimizi koruyacak, ekonomik programımızı kararlılıkla uygularken, halkımızın refahını artırmak için tüm gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz" açıklamasında bulundu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.