SON DAKİKA
Hava Durumu

#Cezaevi

Söz Bursa - Cezaevi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cezaevi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa cezaevinde tutuklu ve hükümlüler, yoğunluktan dolayı vardiya usulü uyuyor Haber

Bursa cezaevinde tutuklu ve hükümlüler, yoğunluktan dolayı vardiya usulü uyuyor

Basın açıklaması şöyle: “Bilindiği üzere ülkemizde insan hakları ihlallerinin en çok yaşandığı alanlardan biri de cezaevleridir. Türkiye’de ceza infaz kurumlarında özellikle son yıllarda, gerek fiziki koşullar gerekse de Anayasa ve ilgili mevzuata aykırı uygulamalar nedeniyle hak ihlalleri katlanarak artmıştır. Tutuklu ve hükümlülerin tutuldukları ceza infaz kurumlarının fiziki koşulları nedeniyle insan onuruna uygun koşullarda barınma hakkı, sağlık hizmetlerine erişim hakkı, dilekçe, haberleşme ve iletişim hakkı, görüş hakkı gibi temel haklarının yaygın ve sistematik bir şekilde ihlal edildiği, keyfi ve hukuka aykırı uygulamalara maruz kaldıkları gözlenmektedir. Ceza infaz kurumlarında tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması, insan onuruna uygun koşullarda barınmalarının sağlanması devletin yükümlülüğüdür. Anayasa’nın 17. maddesine göre ‘Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir… Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.’ AİHS madde 3’e göre ‘Hiç kimse işkenceye, gayriinsani yahut haysiyet kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz.’ 5275 sayılı Cezaların ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un İnfazda Temel İlke başlıklı 2. maddesine göre; ‘Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz.’ Yine 5275 sayılı yasanın 6. maddesine göre de ‘Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir. Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması zorunludur.’ Gerek ulusal mevzuatımızda gerekse de uluslararası sözleşmelerde yer alan bu ve diğer düzenlemelerin temel amacı ceza infazının insanlık onuruna aykırı olmaması, infazın işkence ve kötü muameleye dönüşmesinin engellenmesidir. Oysa bugün, Anayasa’nın emredici hükümleri ile diğer mevzuat hükümlerinin tam anlamı ile hayata geçirilemediği, cezaevinde birçok hak ihlallerinin yaşandığı açıktır. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün 2025 yılı Şubat ayı verilerine göre; Ülkemizde 264 kapalı ceza infaz kurumu, 98 müstakil açık ceza infaz kurumu, 4 çocuk eğitim evi, 12 kadın kapalı, 8 kadın açık 9 çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 395 ceza infaz kurumu bulunmaktadır. Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı bu yılın Ocak ayı itibariyle 384.216’dır. Bu kurumların kapasitesi ise 299.940 olup, tutuklu ve hükümlü sayısı toplam kapasitenin yüzde 28 inin üzerine çıkmıştır. Diğer bir anlatımla kapasite fazlası kişi sayısı 84.276’dır. Bu veriler Türkiye'deki cezaevlerinde kapasitesinin çok üzerinde tutuklu ve hükümlü barındırmaya devam edildiğini ortaya koymaktadır. Bu aşırı doluluk, hükümlü ve tutukluların insan haklarına ve onuruna yaraşır bir şekilde barınmalarını ve ceza infazını neredeyse imkansız hale getirmektedir. Temel olarak yatak ve barınma alanları açısından kurumlar yetersiz kalmakta; kişilere gerekli sosyal alanlar sağlanamamakta ve hizmet veren personel sayısı eksik kalmaktadır. Binlerce mahkum yatakları dâhi nöbetleşe kullanmaktadırlar. Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak Bursa E Tipi Cezaevinde yapmış olduğumuz ziyaretler, Baromuza yapılan başvurular ve yakınmalar neticesinde Bursa özelinde de Türkiye deki diğer ceza infaz kurumlarındaki benzer hak ihlalleri tespit edilmiştir. Bursa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda koğuşlarda 60 -70 kişinin kaldığı ranza sayılarının ise yetersiz olduğu, tavana kadar uzandığı, ranzada yatamayan kişilerin yere serilen yataklarda yattıkları, her sabah yere serilen yatakların toplandığı ve gece geç saatlere kadar yatağı olmayanların uyuyamadığı, yeterli sandalye ve taburenin bulunmadığı, koğuşların 50-60 m2 kadar olduğu, yeterli havalandırma, yeterli aydınlatma, sıcak su ve duş imkanının bulunmadığı, hijyen koşullarının uygun olmadığı, yine yeterli sayıda dolap bulunmadığı, havalandırmaya koğuş mevcudunun sığmadığı, yeterli personel bulunmadığı, yine revire çıkma ve sağlık hizmetlerinden yaralanmadaki sorunlar başta olmak üzere bir çok hak ihlali tespit edilmiştir. Ceza infaz kurumlarındaki hükümlü ve tutukluların, barınma hakkının sağlanması, onur kırıcı ve kötü muamele niteliğindeki davranışlarına karşı korunması ve infazın insan onurunu zedelemeyecek bir biçimde yerine getirmesini için belirlenmiş asgari standart kurallara uyulması Devletin yükümlülüğündedir. Hükümlü ve tutuklunun cezasını infaz ettiği fiziki koşulların işkence veya eziyet niteliğinde veya insan onuruna aykırı olmaması gerekir. Bu anlamda yatak dahil kişi başına düşecek barınma alanları ve sosyal alanların hesaplanarak ceza infaz kurumlarında yeterli sayıda ve gerekli donanıma sahip personelin çalıştırılması yine kapasitenin üstünde koğuşlarda barındırılmaması barınma yerlerinin ısı, ışık, havalandırma gibi fiziki koşullarının uluslararası standartlara uygun olarak dizayn edilmesi gerekirken, temel olarak yatak ve barınma alanları ve personel sayısı açısından kurumlar yetersiz kalmaktadır. Tutuklu ve hükümlülerin, tutuldukları ceza infaz kurumlarının fiziki koşulları nedeniyle insan onuruna uygun koşullarda barınma hakkı, sağlık hizmetlerine erişim hakkı, dilekçe, haberleşme ve iletişim hakkı, görüş hakkı gibi temel haklarının yaygın ve sistematik bir şekilde ihlal edilmesi nedeniyle ilgili kurumları göreve davet ediyoruz. Cezaevlerinde hükümlü ve tutuklulara yönelik hak ihlalleri ile temel hakları sınırlayıcı ve ihlal edici hukuk dışı uygulamalar sonlandırılmalı; hukuka aykırı fiilleri gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak ihlallerin takipçisi olacağımızı ve insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması için mücadele kararlığımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.”

Eski Bursa Kapalı Cezaevi… Keşke Yıkmayıp Müze Yapabilseydik…. Haber

Eski Bursa Kapalı Cezaevi… Keşke Yıkmayıp Müze Yapabilseydik….

Eski Bursa Kapalı Cezaevi, 1960’lı yıllarda inşa edilen ve yıllarca Bursa’nın önemli cezaevlerinden biri olan bir yapıdır. Uluyol Caddesi üzerinde bulunan bu cezaevi, Bursa’nın merkezine oldukça yakın bir konumda yer alıyordu. Ancak, 2000’li yılların başında cezaevinin eski yapısının artık modern cezaevi standartlarına uymadığı düşünülerek yeni bir cezaevi yapılması kararı alındı. Eski Bursa Kapalı Cezaevi 2000’li yılların başında kapatıldı ve 2009 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından alınan bir kararla cezaevi binası, şehrin tarihî ve kültürel değerleri açısından daha faydalı bir hale getirilmek amacıyla dönüştürülmeye başlandı. Bu dönüştürme süreci ile birlikte bu alanda çeşitli kültürel ve ticari projeler hayata geçirilmeye çalışıldı. Uluyol Caddesi ve Eski Bursa Kapalı Cezaevi’nin Durumu: Uluyol Caddesi, Bursa’nın en önemli caddelerinden biridir ve şehir merkezini bağlayan ana arterlerden biridir. Eski cezaevi bu cadde üzerinde konumlandığı için, hem tarihî hem de ulaşım açısından önemli bir noktadadır. Cezaevinin bulunduğu alan, şehrin çehresini değiştiren bir dönüşüm sürecine girmiştir. Dönüşüm Projeleri: Eski Bursa Kapalı Cezaevi, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alındıktan sonra, burada çeşitli projeler planlanmıştır. Bu projeler arasında kültürel merkezler, sanat galerileri, müze ve hatta ticari alanlar gibi amaçlarla kullanılmak üzere dönüşüm planları bulunmaktadır. Ancak, dönüşüm süreci zaman almış ve çeşitli nedenlerle farklı planlar gündeme gelmiştir. Bursa’da bu alanda gerçekleştirilecek olan projeler hakkında zaman zaman tartışmalar yaşanmıştır. Geçmişteki Rolü ve Kentteki Anlamı: Eski cezaevi, Bursa’nın uzun yıllar boyunca en önemli güvenlik yapılarından biriydi ve kent halkı için oldukça tanıdık bir yapıdır. Bu bina, Bursa’nın geçmişinde önemli bir rol oynamış, hatta dönem dönem siyasi ve toplumsal olaylarla da gündeme gelmiştir. Bursa’nın kent tarihi açısından önemli bir noktada yer alması, eski cezaevinin dönüştürülmesi sürecini daha da değerli kılmıştır. Uluyol Caddesi’ndeki Etkileri: Eski cezaevinin bulunduğu yer, Uluyol Caddesi üzerinde olduğundan, bu alandaki dönüşüm Bursa’nın kentsel dönüşüm projelerine de etki etmektedir. Cezaevinin olduğu bölge, ulaşım açısından merkezi bir konumda olduğu için, buradaki projeler şehir planlaması açısından önemlidir. Bu dönüşümle birlikte yeşil alanlar, yaya yolları, kafeler gibi sosyal alanların artması ve caddenin daha canlı hale gelmesi hedeflenmektedir. Gelecek Planları ve Tartışmalar: Eski Bursa Kapalı Cezaevi’nin dönüşümü hakkında hala bazı tartışmalar bulunmaktadır. Bazı kesimler, tarihi yapının korunarak işlevsel hale getirilmesi gerektiğini savunurken, bazıları da modern yapılar ile çevrelenmesi gerektiğini düşünüyor. Cezaevinin dönüştürülmesiyle ilgili Bursa halkı ve şehir planlamacıları arasında görüş farklılıkları olsa da, bu bölgenin kentsel kalkınmaya katkı sağlaması ve kültürel anlamda önemli bir yere gelmesi bekleniyor. Cezaevi alanına Bursa Adliye büyük tartışmaların gölgesinde yapıldı. “35 yıl adliye binası ihtiyacı olmaz” denilerek yapılan yapı 15 yıl sonra yetersiz bir konuma düşerek 11 Eylül Bulvarı’nda 13 katlı yeni bir bina 110 dönümlük bir alana inşa edilerek Bursa Adliyesi’nin bir kısım yükünü üzerine aldı. Eski Adliye’nin belli bir süre Müze olarak tasarlanması düşünüldü ise de şehrin yöneticileri bu alanın adiye olarak kullanılmasını kararlaştırdı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.