SON DAKİKA
Hava Durumu

#Chp Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek

Söz Bursa - Chp Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorunu Bursa'da masaya yatırıldı Haber

Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorunu Bursa'da masaya yatırıldı

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Marmara Denizi’nin karşı karşıya kaldığı çevresel tehditlere dikkat çekmek ve müsilaj sorununa yönelik çözüm yollarını değerlendirmek amacıyla ‘Marmara Denizi’nde Müsilaj İle Mücadele’ toplantısı düzenlendi. Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’ndeki programa, MBB ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Parti Meclis üyesi Baran Bozoğlu, CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, CHP Bursa Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Kayıhan Pala, Hasan Öztürk ve Orhan Sarıbal, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, İstanbul, Balıkesir, Tekirdağ, Çanakkale ve Yalova’dan gelen belediye yöneticileri, ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, genel sekreter yardımcıları, Büyükşehir Belediyesi bürokratları katıldı. “ÜZERİMİZE ÇOK BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR” Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununu ele alırken, aslında milyonlarca insanın yaşam hakkını ve sağlığını da konuşmak için bir araya geldiklerini söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, Marmara’nın yaklaşık 30 milyon nüfusa sahip olduğunu, Türkiye’nin sanayi potansiyelinin de yüzde 70’ini barındırdığını hatırlattı. Marmara’nın Türkiye’nin kalbi olan bir bölge olduğunu belirten Başkan Mustafa Bozbey, Marmara Denizi’nin ise önemli ticaret yollarının geçtiği ve binlerce canlının yaşadığı alan olduğunu ifade etti. Özellikle 1970’li yıllardan itibaren sanayideki yoğunlaşma ve nüfusun artması sebebiyle Marmara Denizi’nin de kirlenmeye başladığını anlatan Başkan Bozbey, “2007’de bilim insanları bir açıklama yaptı. Açıklamada, Marmara Denizi’nde kirliliğin yoğunlaştığı, önümüzdeki süreçte canlıların azabileceği ve müsilaj gibi sorunların artabileceği belirtilmiş. Ancak hiçbir tedbir alınmadı. Bu kirliliğin sonucunda 2021’de önümüze bir müsilaj sorunu çıktı. Bu sorun, aslında Marmara Denizi’nin ‘Ben ölüyorum. Ben artık içimde canlı barındıramayacağım. Bu son uyarımdır’ dediği bir süreçti. O zaman bizim aklımıza Marmara Denizi geldi ve konuyu tartışmaya başladık. MBB içerisinde Bilim Kurulu oluşturuldu. 22 maddelik bir süreç haritası ortaya kondu. Marmara Denizi’ni tekrar kendine getirebilecek 3 önemli madde için ise hala sorunlar var. Bu maddelerden bir tanesi ileri biyolojik arıtma tesislerinin kurulmasıdır. Bu hem evsel atıklar hem de sanayi atıkları için önemlidir. Burada üzerimize çok büyük sorumluluk düşüyor” diye konuştu. “MARMARA DENİZİ, HEPİMİZİNDİR” Bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre Marmara’daki 27 canlı türünün bölgeyi terk ettiğinin tespit edildiğini açıklayan Başkan Bozbey, insanların denizi kirlettiğinin farkında olması gerektiğini vurguladı. MBB’nin Bakanlığa taleplerini ilettiğini belirten Başkan Bozbey, “İleri biyolojik arıtma tesislerini belediyeler kursun ancak yer seçimi konusunda destek olunmasını istedik. İkincisi dövizle değil, TL üzerinden faizsiz borçlanmayı talep ettik. Bu taleplerimizi hala yineliyoruz. Marmara’daki kirliliğin yüzde 60’ı evsel, yüzde 40’ı sanayiden oluşmaktadır. Bunun için kimyasal arıtma tesislerine de ihtiyaç var. Bu konuda hiçbir hazırlık yok. Marmara’yı havza havza değerlendirmek zorundayız. Ergene Havzası’nı özel bir çalışma alanı olarak görmeliyiz. Hem evsel hem tarım hem de sanayiden gelen atıklar Marmara Denizi’ni kirletiyor. Marmara Denizi, hepimizindir. Ülkemizin her insanı için ihtiyaç olan ve özen gösterilmesi gereken bir alandır” dedi. “MARMARA DENİZİ’NİN TEMİZ OLMASINI ARZU EDİYORUZ” Bursa özelinde de Marmara Denizi’nin koruma konusunda tam önlem alınmadığını söyleyen Başkan Bozbey, BUSKİ üzerinden yürütülen projeleri önemsediklerini dile getirdi. Bir taraftan tesislerde kapasite artışı yaparken, diğer taraftan ileri biyolojik arıtma tesisleri konusunda projeler geliştirdiklerini anlatan Başkan Bozbey, “Evsel atıkların yüzde 100’ünü ileri biyolojik arıtma tesislerinden geçirerek Nilüfer Çayı’na verme imkanına sahip olacağız. Önümüzdeki süreçte kapasite artışlarının haricinde 7 tane ileri biyolojik arıtma tesisi de yapmak zorundayız. Kaçak deşarjları önlememiz lazım. Yapılan denetimlerde 155 adet kaçak deşarja rastladık. Bunları betonladık, sonuçlarını arkadaşlarımız takip ediyor. Derelerimizin de kirli aktığını biliyoruz. Ayvalı Dere’nin hali perişan. Buralardaki kaçak deşarjlar da takibe alındı. Betonlama işleri devam edecek. Özellikle fabrikaların kaçak deşarjla ilgili tespitlerinde işletmelerin kapatılıp men edilmesi lazım. Çevre felaketi oluşturduklarını iyi anlatmamız lazım. Ancak o zaman önleyebiliriz. Bursa’nın suları, Nilüfer Çayı ve Marmara Denizi konularında çok hassasız. Marmara Denizi’nin temiz olmasını arzu ediyoruz” diye konuştu. “MARMARA DENİZİ BÜYÜK BİR GİRDABIN İÇİNE SOKULMAKTADIR” CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, uzun süredir Türkiye gündemini işgal eden Marmara Denizi’ndeki müsilaj meselesini, bundan kaynaklanan sorunların çözümünü ve alınacak olan önlemleri konuşmak için toplantının düzenlendiğini hatırlattı. CHP olarak müsilaj konusunda yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi veren Zeybek, Marmara Denizi’nin Türkiye nüfusunun yüzde 40’ının yaşadığı Marmara Bölgesi’nde ortaya çıkan evsel atıklar sonucunda kirlendiğini ifade etti. Marmara’nın hem içme hem de kullanma suyu konusunda Türkiye’nin en fakir bölgesi olduğunu anlatan Zeybek, “Marmara Denizi’nde yaşayan balık türü dörde, beşe kadar düşmüşse daha ne kadar ekonomik anlamda bu cenderenin içerisinde sorunları çözmeye çalışacağız. Marmara Denizi hızlı biçimde büyük bir girdabın içine sokulmaktadır. Bu meselenin aslında siyasetin üzerinde değerlendirilmesi gerektiğini hep vurguladık. Marmara Belediyeler Birliği de konunun çözümü için önemli çalışmalar yapmıştır. Bu mevsimde ortaya çıkan müsilaj bir iki ay sonra ortadan kalktığında da gündemimizden asla düşürmeyeceğiz. Organize sanayi bölgelerinin ürettiği atıkların, deşarjların çözümlenmesi konusunda sorumluluk tümüyle büyükşehir belediyelerine verilirken, buraların denetlenmesi ve ruhsat verme yetkisi bakanlığa terk edilmiştir. Bir yetki karmaşası vardır. Çevre konularıyla ilgili Türkiye’de kimin, ne alanda, ne kadar yetkisi olduğu konusunda yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır” dedi.

CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanları İstanbul’da bir araya geldi Haber

CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanları İstanbul’da bir araya geldi

Cumhuriyet Halk Partili (CHP) 14 büyükşehir belediye başkanı, yerel yönetimlerden sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek ile Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen buluşmada bir araya geldi. Zeybek ve İmamoğlu, Florya’daki İstanbul Planlama Ajansı (İPA) yerleşkesinde basına kapalı gerçekleştirilecek buluşma öncesinde, medya mensuplarına açıklamalarda bulundu. Zeybek: “Son 5 yıllık performans toplum tarafından kabul gördü” 31 Mart 2024 yerel seçimleriyle ilgili özet bilgiler paylaşan Zeybek, “Bin 393 seçim çevresinden bin 151’inde aday göstermiş ve Türkiye nüfusunun yüzde 65’inden fazlasını, Türk ekonomisinin yüzde 80’inden fazlasının yönetildiği şehirleri yöneten CHP’li belediye başkanlarıyla yapmış olduğumuz düzenli toplantıların, bugün büyükşehir belediye başkanlarımızla olan çalışması için bir aradayız. 2019 seçimlerinden sonra Türkiye nüfusunun yüzde 49’unu yöneten CHP’li belediyeler ve başta büyükşehir belediye başkanlarımız, yaptıkları çalışmalar, ortaya koydukları performans ile 2024 yılı 31 Mart seçimlerinde, yönetmekte olduğumuz belediyelerin toplam nüfusunun yüzde 97’sini yeniden kazanma başarısını gösterdik. Bu da son 5 yıl içinde ortaya koyduğumuz performansın toplum tarafından kabul gördüğü ve belediye başkanlarımızın topluma vadettikleri çözüm önerilerini hayata geçirmede inandırıcılıklarının yüksek olduğunu gösterdi. Ki o başarı da bize beraberinde yeni belediyeleri yönetme başarımızı ortaya koydu” dedi. “Halkçı belediyeciliğe, kalkınma belediyeciliği ekledik” Zeybek, “Halkçı ve toplumcu yönetim anlayışımızın içine, Sayın Başkanımızın ifade ettiği biçimiyle, ‘refah belediyeciliğini’ ve ‘kalkınma belediyeciliğini’ de ilave ederek, şimdi artık sadece büyük şehirlerde yaşayan nüfusu değil, aynı zamanda iktidarın, özellikle de son 20 yıl içinde uyguladıkları yanlış ekonomik politikalar sebebiyle; köyünden, tarımdan, üretimden koparılmış ve giderek üretmeyen toplumlar yerine, artık bütün büyükşehir belediyelerimizin ortak bir sorumluluk alanı olarak da üretimi desteklemek ve köylerde yaşayan yurttaşlarımızın gübre desteği, tohum desteği, hibe desteği, yakıt desteği gibi pek çok konuyla ilişkin de ortaya koydukları projelerle, yeni bir kalkınma belediyeciliğini de başlatmış bulunuyoruz” ifadelerini kullandı. “Emekli Halk Kart”ı anlattı Büyük kentlerde yaşayan ve yeni açıklanan fiyatlarla da 10-12 bin lira emekli maaşıyla yaşamak zorunda kalacak olan geniş kitlelerin sağlıklı bir yaşam sürdürmesinin imkansız olduğuna dikkat çeken Zeybek, “O nedenle üretimden başlayarak büyükşehirlerdeki yoksul ve alt gelirli grupların yaşam standardının yükseltilmesi de bizim temel görevlerimizden bir tanesidir. Sayın Genel Başkanımızın geçtiğimiz günlerde açıkladığı biçimiyle, ‘Emekli Halk Kart’ uygulamasıyla da artık bu iktidar tarafından, gerçekten açlık sınırının altında ücretle yaşamaya mahkum edilmiş olan, şehirlerimizde yaşayan milyonlarca emeklinin en çok ihtiyaç duyan kesimleriyle bir ortak çalışmayı beraberce yürüteceğimizi belirtmek istiyorum” diye konuştu. “İller Bankası gelirlerinden kesinti yapılmasını anlamak mümkün değil” “Son zamanlarda, başta Sayın Mehmet Şimşek'in yaptığı açıklamalardan da görüyoruz ki; ülkedeki yanlış ekonomik politikaların acısını çıkarmak için emekliler, çalışanlar, ücretliler ve geniş halk kesimleri üzerine, yeni vergilerle, bütçe açıklarının kapatılmasıyla ilgili bir politika değişikliğine gidileceği apaçık” diyen Zeybek, bunun belediyelere yansımasına ise şu sözlerle dikkat çekti: “Ama bunun yanında, en çok kamusal hizmeti yapacak olan belediyelerin, özellikle de devraldığımız belediyelerin ağır borç yüklerini için hızlı bir biçimiyle tahsilata girişilir olmasını anlamak mümkün değildir. İşte tam da bu dönemde, ekonomik krizin toplum tarafından en geniş biçimde hissedildiği bu dönemde, en çok sokakta, mahallede, kentlerimizde insanların yanında olan belediyecilerin gelir kaynakları üzerinden kesintilerin oranının, yasal sınırların üzerinde dediğimiz yüzde 40’lar seviyesine çekiliyor olmasını anlamak mümkün değildir. O nedenle, iktidarın yanlış uyguladığı ekonomik politikaların bedelini, belediyelerin İller Bankası'ndan ya da diğer kaynaklardan gelen gelirlerinden kesinti yaparak gidermeye çalışmasını da anlamak mümkün değildir. Ama biz biliyoruz ki; CHP’nin 411 tane çalışkan belediye başkanı; ister 2 bin nüfuslu bir beldede, ister 16 milyon nüfuslu bir büyükşehirde, isterse sayısını bilemediğimiz kadar çokça şehirlerimizi doldurmuş olan göçmenler, mülteciler, geçici sığınmacıların, bütün bu Türkiye'de yaşayan insanların sorunlarını çözmek için, kaynakları etkin ve verimli biçimde kullanacaklar. Ve bu konuyla ilgili de eş güdümü sağlayacaktır.” “Bizi dikkatle izlesinler” “Bugünkü toplantımızın konu başlıklarından bir tanesi de belediyelerimizin benzer sorunlar karşısında ortak politikalar geliştirmesi, insan kaynağının etkin ve verimli biçimiyle etkileşim içinde olması ve ihtiyaç duyan belediyelerimize proje desteği, kadro desteği ve teknik desteklerin verilmesi konusunda da bir sürecin başlatılmasını sağlayacağız. Geçmiş dönemde 11 büyükşehir belediye başkanımız, düzenli ve sürekli olarak bir araya gelerek, çok başarılı bir çalışma yapmıştı. Önümüzdeki dönemde de toplumsal sorunların çözülmesi konusunda, halkçı belediyecilik anlayışımız, refah belediyecilik anlayışımız ve kalkınma belediyecilik anlayışımızla ilgili yapacağımız çalışmaların, sadece CHP’li belediyeler açısından değil, Türkiye'deki tüm belediyeler açısından da dikkatlice izlenmesi ve buradan çıkaracak olan sonuçların 85 milyonun hizmetine sunulmasının çok değerli ve önemli olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum.” İmamoğlu: “Türkiye'de artık CHP’li belediyeler gerçeği vardır” Önceki görev dönemleri içerisinde 11 büyükşehir belediye başkanı ile sık sık bir araya geldiklerini ve bu kapsamda kamuoyunu bilgilendirdiklerini hatırlatan İmamoğlu, yeni dönemin ilk toplantısı için buluştuklarını aktardı. Son yıllarda siyasette yeni bir olgunun ağırlığının giderek arttığına dikkat çeken İmamoğlu, “Türkiye'de artık CHP’li belediyeler gerçeği vardır. Beldesinden büyükşehirine kadar, her düzeyde CHP’li belediyelerin uygulamaları, projeleri vatandaşlarımız tarafından beğeniyle takip ediliyor ve talep ediliyor. 2014 seçimlerinden 6 büyükşehir belediye başkanı olarak çıkmıştık. 2019’da 11 büyükşehir belediyesi kazanarak çıktık. Şimdi 2024, 31 Mart seçimleriyle 14 büyükşehir belediye başkanı olarak milletimizin hizmetindeyiz” dedi. “Refah Belediyeciliğinden çok, dayanışma belediyeciliği yapmaya mecbur kaldık” Önceki görev dönemlerinin önemli bir bölümünün pandemiyle geçtiğinin altını çizen İmamoğlu, “Büyük bir dayanışmanın örgütlenmesi gerekiyordu. Zamanın şartları, bizi ‘refah belediyeciliği’nden çok, ‘dayanışma belediyeciliği’ yapmaya mecbur bıraktı. Şimdi de tarihimizin en ağır ekonomik krizlerinden birisiyle, milletçe yüzleşiyoruz. Nüfusun neredeyse yarısının gelirinin, açlık sınırına gerilediği bir dönemdeyiz. Ekonomik krizin müsebbibi olan merkezi idare, krizin maliyetini de toplumun orta ve orta alt gelir gruplarına çıkarmak üzere bir program uygulamakta. Toplumun en üst gelir grubunda yer alan yüzde 20’lik kesim dışında her aile, her hane yoksullaşmadan ne yazık ki nasibini en derin şekilde alıyor ve yaşıyor. Yeni yoksullaşan orta sınıfların büyük çoğunluğu, bizim yönettiğimiz büyükşehirlerde, metropollerde yaşıyor. Bizi yerel seçimlerde zafere taşıyanlar, tam da bu kesimlerdir” şeklinde konuştu. “Biz, ‘halkçı belediyecilik’ bayrağını en yukarıda taşıyanlarız” Tüm vatandaşlara olduğu gibi, ekonomik kriz nedeniyle yoksullaşan toplum kesimlerine borçları olan kişiler ve yönetimler olduklarına dikkat çeken İmamoğlu, şunları söyledi: “2019 sonrasında ortaya koyduğumuz dayanışma belediyeciliğinin deneyimiyle, bilgisiyle, birikimiyle, içinde bulunduğumuz ekonomik kriz ortamından da en yaratıcı yolları bulacağımızdan ve vatandaşlarımıza çok özel hizmetler sunacağımızdan eminim. Hiç şüphem yok ki; bir yandan temel hizmetleri aksatmadan sağlayacağımız ve özenli bir hizmet dönemi yaşatacağımız şehirlerimizde, diğer yandan hep birlikte yurttaşlarımızın hem aralarındaki dayanışmayı örgütleyeceğiz hem de yaratacağımız yeni kaynaklarla, güçlü yatırımlar yapmaktan geri durmayacağız. Çünkü biz, tarihin bu döneminde halkçı belediyecilik bayrağını en yukarıda taşıyanlarız. Bizler, halkçı belediyeciliğin en güzel örneklerini sergiledik, sergiliyoruz ve sergileyeceğiz. Unutmamalıyız ki; halkçı belediyecilik kavramı, icraatçı olmayı da içerir. Ama ben bu yönümüzün de özellikle hatırlatılması gerektiğine inanıyorum ve icraatçı belediyecilikte de çok öncü konumda olduğumuzu vatandaşlarımızla paylaşmak isterim.” “Bizler sorun çözdük, iş bitirdik, çare ürettik” “Bugün ülkeyi yöneten zihniyet, bazı büyük mühendislik projelerini göstererek, kendisini belki icraatçı olarak tanıttı milletimize ve bu yıllarca böyle sürdürüldü” diyen İmamoğlu, “Halbuki bunların büyük bir çoğunluğu, ne yazık ki yanlış finansman modellerine sahip, riskleri, zararları yeterince gözetilmemiş, yönetim kalitesi bakımından da büyük oranda sınıfta kalmış projelerdi ya da kendi tarifleriyle ‘mega projeleriydi.’ Bizler, son derece sağlıklı, verimli, etkili bir proje yönetimiyle, onlardan çok daha fazla işi, çok daha az maliyetle, çok daha hızlı ve kaliteli bir biçimde, milletimizin lehine üretme konusunda büyük bir başarı elde ettik. Onların aksine, yatırımlarımızla yeni çevresel, kentsel, sosyal sorunlar yaratmadık. İnsanlarımızı mutsuz etmedik. Ceplerinden gizlice paraları toplamadık. Bizler sorun çözdük, iş bitirdik, çare ürettik ve tasarrufu da önde tutan güçlü bir projeciliği ve icraatçı belediyeciliği ortaya koyduk. O nedenle, bugün artık ‘CHP belediyeciliği’ denince, halkçı olmak kadar, güçlü bir şekilde icraatçı olmak şeklinde de anlaşıldığının gururunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu. “Kadın başkan sayımızın artması gerektiğinin bilincindeyiz” “Vatandaşlarımızın halkçı ve icraatçı karakterimize verdiği onay, 2024 çok daha büyüdü ve bizi milletimizin gönlünde en ön sıraya oturttu” diyen İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:  “Nitekim bugün burada 11 değil, gururla ifade ediyorum ki, çok değerli 14 büyükşehir belediyesi arkadaşımızla bir aradayız. Ve ne mutlu ki aramızdaki değerli hanımefendilerin sayısını da 3 kat arttırmış durumdayız. Elbette yeterli olmadığını ve sayısının çok daha artması gerektiğinin de bilincindeyiz. 2019’a oranla il, ilçe ve belde belediye başkanlarımızı arttırmakla kalmadık; Türkiye Belediyeler Birliği, Tarihi Kentler Birliği, Sağlıklı Kentler Belediyeler Birliği kurumlarını da yönetir hale geldik. Vatandaşlarımız, deyim yerindeyse, ‘yerel yönetimler milli takımını’ CHP’li belediye başkanlarından oluşturduğu ve bize, ‘Çıkın sahaya, iyi oynayın ve kazanın. Milletimize kazandırın’ dedi. Biz de bunu gururla yapacağız. Enerjimizin çok yüksek olduğunu ve bu anlamda başarılı olma konusunda kararlı olduğumuzu, bir takım oyunu oynadığımızı bilerek hareket ettiğimizi ve ‘Hep birlikte kazanacağız. Milletimizle birlikte kazanacağız’ duygusunu taşıdığımızı biliyoruz. Biz, aynı zamanda gönülleri kazanacağız. Bizim şampiyonluk kupamız, vatandaşımızın gözündeki sevgi ışıltısıdır, dilindeki teşekkürdür. Aynı zamanda en güçlü, en manevi duygularıyla, dualarıdır.” “Amacımız, bütün belediyelerimizin çok başarılı olmasıdır” “Hiçbir belediyemizin diğerlerinden daha az başarılı olmasını asla kabullenemeyiz, kabullenmeyeceğiz” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Amacımız; bütün belediyelerimizin çok başarılı olmasıdır. Çünkü, başta büyükşehir belediyelerimiz olmak üzere, bizim toplam başarımız, hatta sadece partimizin belediye başkanları değil, buradaki motivasyonla diğere belediyelerin de başkanlarının başarılı olmasının, ülkeyi değiştirip, dönüştürecek en önemli itici güçlerden birisi olacağının bu zor günlerinde, ülkemizin ve milletimizin yaşadığı bu sıkıntılı günlerde en önemli güçlerden birisi olacağının farkındayız. Geçtiğimiz 5 yılda, kendi aramızda iletişim ve dayanışmayı çok önemli ve belki de ilk kez yapılan o çok üst seviyeye taşımış ve başarılı olmuştuk. Şimdi bunu daha da pekiştireceğimize yürekten inanıyoruz. Aramıza yeni katılan arkadaşlarımızın getireceği yeni havanın, enerjinin ve dinamizmin de çok değerli olduğuna yürekten inanıyorum." “Farklı partilerden belediye başkanlarıyla da iş birliği kurmaya hazırız” “Tecrübelerimizi, farklı bakış açılarımızı, sorularımızı, cevaplarımızı paylaştıkça; çok doğru ve ortak akılla hızlı yol alacağımızı biliyorum. Bizler, kendi aramızda kurduğumuz bu iletişim ve iş birliğini, samimiyetle talep eden farklı partilerden belediye başkanlarıyla da kurmaya hazır olduğumuzu ve hatta kurduğumuzu ve buna karşı duran bazı reflekslere dönük de en sıcak ilgimizle, en samimi dayanışmamızla devam edeceğimizi ve ısrar edeceğimizi belirtmek isterim ve buradan çağrı yapmak isterim. Biz öyle bir anlayışın, böyle bir kültürün içinden geliyoruz. Siyasetin asla kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı sayfasında olmayacağımızı buradan tekrar beyan ediyoruz. Bunun da bizim çok değerli bir özelliğimiz, çok önemli bir varlığımız olduğuna inanıyorum.” “Birlikte kazanmayı bilen ve birlikte kazanan bir ekibiz” “Elbette partimizi yüceltmek, iktidar yapmak istiyoruz. Ama bunun yolunun partizanlıktan asla geçmediğini çok iyi biliyoruz. Önümüzde büyük bir özenle, incelikle ve olağanüstü bir çabayla yürütmemiz gereken tarihi bir süreç var. Bunun farkındayız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ilk yılında elde ettiğimiz büyük yerel yönetim başarısıyla birlikte, çok daha milletimizin kazanacağı dönemleri var etme konusunda güçlü adımlar ve güçlü temeller atmak zorunda olan bir ekip olduğumuzun farkındayız. Biz, birlikte kazanmayı bilen ve birlikte kazanan bir ekibiz. Birlikteyken kazanan ve onun gücünden milletimizin faydalanmasını bilen bir ekibiz. El birliğiyle, gönül birliğiyle çok güzel işlere imza atacağız. Umudunu bize bağlamış olan on milyonlarca vatandaşımızı asla hayal kırıklığına uğratmadan, çok güzel günlerde, onlarla birlikte, mutlu yaşanan kentleri var edeceğiz. Yolumuz açık olsun.” CHP’li büyükşehir belediyeleri ve başkanları, alfabetik olarak şu şekilde sıralanıyor: Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.