SON DAKİKA
Hava Durumu

#Dem

Söz Bursa - Dem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dem haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bahçeli: Bölücülük CHP’nin siyasetine iyice sinmiş ve sirayet etmiştir Haber

Bahçeli: Bölücülük CHP’nin siyasetine iyice sinmiş ve sirayet etmiştir

 Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Cumhuru ve Cumhuriyet’i ayrıştırma partisine dönüşen CHP’nin Türk tarihine bakışı haçlı emellerinin bakışıyla neredeyse bire bir aynıdır” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Malazgirt Zaferi’nin 953’üncü yılı ile Büyük Taarruz ve 30 Ağustos Başkomutanlık Muharebesi zaferlerine ilişkin yazılı açıklamada bulundu. “CHP’NİN TÜRK TARİHİNE BAKIŞI HAÇLI EMELLERİNİN BAKIŞIYLA NEREDEYSE BİRE BİR AYNIDIR” Bahçeli, Malazgirt Zaferi ile Büyük Taarruz'u rekabete tutuşturmanın, Türk tarihinin iki şerefli sayfasını karalamanın, Muş ile Afyonkarahisar arasına nifak saçmanın şerefli, sorumlu ve vicdanlı bir tavır olmadığını ifade ederek, “CHP yöneticileri ile birlikte candaş, yandaş ve fondaş zillet medyası deyim yerindeyse zıvanadan çıkmış, hezeyandan hezeyana sürüklenmeye başlamışlardır. Cumhuru ve Cumhuriyet’i ayrıştırma partisine dönüşen CHP’nin Türk tarihine bakışı haçlı emellerinin bakışıyla neredeyse bire bir aynıdır. 26 Ağustos’ta Malazgirt Zaferi’ne rakip olarak Büyük Taarruz'u göstermek, iki taraflı cephe oluşturmak tarihe, millete ve milli mukadderata vahim bir saygısızlık ve saldırganlıktır” ifadelerine yer verdi. “ELBETTE TÜRK MİLLETİ BU OYUNA GELMEYECEKTİR” Açıklamasında, bölücülüğün, CHP siyasetine iyice sindiğini ve sirayet ettiğini kaydeden Bahçeli, “Esasen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eserlerine, emanetlerine ve erdemli mücadelesine hakaretamiz davranan, bunun da ötesinde savaş açan karanlık odağın hamisi bugünkü CHP yönetimidir. Ecdadımız arasına fitne yaymaya kalkışmak hafıza ve haysiyet kaybı yaşayan işbirlikçi ve ilkesiz güruhun dış güdümlü operasyonudur. Elbette Türk milleti bu oyuna gelmeyecektir” ifadelerini kullandı. “DEM’LENEN CHP’NİN SİYASİ POZU VE POZİSYONU YÜKSEK DÜZEYLİ TEHDİTTİR” Malazgirt Zaferi’nde Anadolu’nun kapılarını açan ile Büyük Taarruz'u başlatıp müstevlileri Dumlupınar’da yerle yeksan eden iradenin aynı olduğunu ve bu iradenin Türk milletine mahsus olduğunun altını çizen Bahçeli, “Tarihimizi karıştırmak ve yaşanmış hadiseleri saptırmak ancak ve ancak güncellenmiş Bizans senaryosu, Türk ve İslam düşmanlarının alçak kurgusu olarak adlandırılacaktır. DEM’lenen CHP’nin siyasi pozu ve pozisyonu yüksek düzeyli tehdittir. Gelişmelerin başkaca bir izah ve ifade tarzı maalesef çok zordur” dedi. Açıklamasında, “953 yıl önce Anadolu’nun Müslüman Türk milletinin vatanı olmasını hala hazmedemeyen iç ve dış düşman çevrelerin, devşirdikleri kuklalarla üzerimize gelmeleri, milli hassasiyetlerimizi tahriş etmeleri gün geçtikçe şiddetlenmektedir” ifadelerine yer veren Bahçeli, şöyle devam etti: “Sultan Alparslan’ın sancağını inançla tutan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden sevdayla yürüyen aziz milletimiz bu şiddeti göğüslemeye, yörüngesi kaymış taşeronların heveslerini kursaklarında bırakmaya hiç kuşkusuz mahir ve muktedirdir.” Gösterilen fedakarlığın, yüksek şuurun ve şehitlerin feragatinin bir toprağa vatan unvanı veren unsurlar olduğunu belirten Bahçeli, bu fedakârlık bilincinin ve bu feragat kültürünün büyük Türk milletinde fazlasıyla merbut ve mevcut olduğunu kaydetti. Anadolu coğrafyasının adalete susamışlığının, huzur ve kardeşliğe muhtaçlığının Malazgirt Zaferi'yle son bulduğunu ifade eden Bahçeli, 30 Ağustos Dumlupınar Zaferi’yle de bu durumun teyit edildiğini bildirdi. “TÜRK MİLLETİ ELDE ETTİĞİ ZAFERLERİ ALIN TERİNİN SON ZERRESİNE KADAR HAK ETMİŞ MUZAFFER BİR MİLLETTİR” Her büyük zaferin layık olmayanlar için ağır bir yük olduğunu belirterek açıklamasına devam eden Bahçeli, “Nitekim CHP ve DEM’lenen ortakları için tarihi zaferlerimiz yük olarak değerlendirilmekte, bu yüzden tahribine niyet edilmektedir. Türk milleti elde ettiği zaferleri kanının son damlasına, alın terinin son zerresine kadar hak etmiş muzaffer bir millettir. Bu nedenle hem tarih yapmış, hem de tarih yazmıştır” ifadelerine yer verdi. “MALAZGİRT ZAFERİ VE BÜYÜK TAARRUZ BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN İKİ AYRI MİLAT OLMUŞTUR” Bahçeli, Türk milletinin fetihle birlikte kutlu varlığına bir daha kapanmamak üzere bir istikbal sayfası araladığını vurgulayarak, “30 Ağustos 1922 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları işgali reddederek tarihimizin şanlı zaferlerine yenisini eklemişler, Türk milletinin gücünü sınamaya cüret edenlere tarihi bir ders vermişlerdir. Malazgirt Zaferi’yle birlikte Büyük Taarruz; Türk milletinin var olma azminin yüreklerde çınarlaştığı birbirini tamamlayan iki ayrı milat olmuş ve tarihteki ayrıcalıklı yerlerini almışlardır. Ne büyük bir tevafuktur ki, Anadolu’yu vatan yapan muhteşem zaferle, bu tarihten tam 851 yıl sonra aynı gün başlayan ve 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz son yurdumuzu karanlıktan aydınlığa taşıyan, Anka Kuşu’nu küllerinden doğuran, Türk tarihini birbirine bağlayan muazzez nitelikli kader ve kavşak eşikleridir” ifadelerini kullandı. Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşayacağını, Türk ve Türkiye Yüzyılı destanının yazılacağını ve Türk vatanının sonsuza kadar var olacağını ifade eden Bahçeli, Sultan Alparslan'ı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve şehitleri şükranla yad ettiğinin altını çizdi.

Bahçeli: "DEM milletvekillerinin maaşı kesilerek şehit ailelerine aktarılmalıdır" Haber

Bahçeli: "DEM milletvekillerinin maaşı kesilerek şehit ailelerine aktarılmalıdır"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek Hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmalıdır” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli terörle mücadele kapsamında ve HDP milletvekilleriyle ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamasında Türkiye’nin 40 yıldır bölücü terörle mücadele halinde olduğunu kaydeden Bahçeli, “Terör(izm)le mücadele, milli güç unsurlarının bir konsept dahilinde seferber edilmesini gerektiren bütünlükçü ve çok boyutlu mekanizmalar toplamı; aynı zamanda siyasi, stratejik, ekonomik, güvenlik, psikolojik ve diplomatik yönleri bulunan değişken ve dinamik süreçlerin muhassalasıdır. Bunun yanı sıra terörle mücadeleyi muvaffakiyetle taçlandıran manevi amillerin başında da sabır, inanç, metanet ve moral üstünlük mühim ve müessir bir konumdadır. Terörle mücadele doğaçlama bir süreç olmadığından manevra kabiliyet ve kalitesi devamlı güncellenerek güçlendirilmelidir” ifadelerine yer verdi. Açıklamasında 15 Ağustos 1984 Eruh ve Şemdinli saldırılarından 15 Ağustos 2024’e kadar geçen 14 bin 600 günde sivil ve resmi görevli şehit sayısının 14 bin 902 olduğunu belirten Bahçeli, 40 yıllık mücadele döneminde tezahür eden ekonomik kaybın kabaca 2,5 trilyon dolara yaklaştığını ifade etti. ŞEHİTLERİMİZİN DÖKÜLEN KANLARININ PARASAL ÖLÇÜYLE MUKAYESESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR Bahçeli açıklamasının devamında, “Elbette kahraman şehitlerimizin dökülen kanlarının hiçbir ekonomik veya parasal ölçüyle mukayesesi mümkün değildir. Onların fedakarlıkları imrenilecek ve hayranlık duyulacak seviyededir. Emperyalizmin uzaktan kumandasıyla emel ve eylem hiyerarşisi oluşturan terör örgütünün hem insanlık suçu işlediği hem de Türkiye’nin ve Türk milletinin varoluşsal haklarına saldırdığı ayan beyan gözler önündedir. Terörle mücadelenin ardışık ve bütünlükçü mahiyetinden dolayı yalnızca dağda gezen silahlı eşkıya kolunu etkisiz hale getirmek doğal olarak terörist ikmal kanallarını tasfiyede yetersiz kalmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. Açıklamasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde terör ve bölücülük propagandası yapan lekeli yüzlerin varlığı ülke ve millet gündemini meşgul ettiği müddetçe kanlı döngünün sonunun gelmeyeceğinin altını çizen Bahçeli, “Dağda kovalanıp başı ezilen, sınır ötesinde kaçacak ve sığınacak in bulmakta zorluk çeken hainlerin siyasi destekçileri artık iyice azgınlaşmışlardır. ‘Bu devlet yıkılmalıdır’ diyen bir soysuz, DEM kontenjanlı TİP milletvekilidir. Sövüp saydığı Türkiye Cumhuriyeti devletinin hazinesinden emekli maaşı dışında her ay 170 bin lira milletvekili maaşı almaktadır. Bu yürek yaralayan gerçek milli vicdanları kanatmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD ziyareti sırasında kaç uçakla gittiğini sayıp Külliye’nin güvenlik harcamalarının çetelesini tutan, bunu da emeklilerimizi provoke etmek için kullanan organize ihanet ve terör şebekesinin devlet hazinesine deyim yerindeyse hortum bağlaması utanç duyulacak bir tenakuzdur” ifadelerine yer verdi. "PKK'nın milis unsuru olan DEM'in TBMM'de 57 milletvekili bulunmaktadır" diyen Bahçeli, “Bu milletvekillerin devlet hazinesine yıllık maliyeti 116 milyon 280 bin liradır. Ayrıca DEM’in 171 milletvekili danışmanın hazineden aldığı yıllık maaş 133 milyon 380 bin lira, 10 grup danışmanının yıllık maaş külfeti 8 milyon 400 bin lira, 30 büro personelinin aldığı yıllık maaş da 23 milyon 400 bin liradır. Daha vahimi de DEM’in 2024 yılında hazineden aldığı yardım miktarının yaklaşık 658 milyon lira olmasıdır. Bu kapsamda terör ve bölücülük odağı DEM’in düşman olduğu devletten 2024 yılında alacağı toplam parasal büyüklük yaklaşık 940 milyon liradır. En düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olduğu düşünüldüğünde neredeyse 76 bin emeklimizin hakkı terör örgütüne adeta kurşun, silah ve bomba parası olarak hibe edilmektedir” ifadelerini kullandı. “57 DEM MİLLETVEKİLİNİN MAAŞI DERHAL KESİLEREK TERÖRLE MÜCADELEYE VE ŞEHİT AİLELERİNE AKTARILMALIDIR” 26 Aralık 2023 TBMM Grup Konuşmasındaki görüşlerin tekraren değerlendirilmesinin milli ve vicdani bir sorumluluk olduğunu belirten Bahçeli, “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne düşman kesilen sözde parti veya partilerin Cumhuriyet’i kuran TBMM’de bulunması, hazine yardımı ve maaş almaları rezalettir, melanettir, cinayettir, zillettir, milletimize karşı en aşağılayıcı muamelemedir. Böylesi bir haksızlık ve hukuksuzluk dünyanın hangi ülkesinde görülmektedir? Gelişmeler karşısında ilk önerim, 57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek Hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır. İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan, somut delillerle suçu sabit görülen sözde milletvekillerinin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır. Üçüncü önerim, yeni anayasa sürecinde, Anayasa Mahkemesi statüsünün, üye yapısının, yargılama usullerinin radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır. Dördüncü önerim de, TBMM Genel Kurulu’nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeni baştan çizilmesidir” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.