SON DAKİKA
Hava Durumu

#Dem Parti

Söz Bursa - Dem Parti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dem Parti haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

DEM Parti'den yeni dönem açıklaması Haber

DEM Parti'den yeni dönem açıklaması

Terörsüz Türkiye hedefiyle başlatılan, İmralı'nın silah bırakma çağrısıyla ilerleyen süreçte adımlar hızlanıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen DEM Parti heyetinden Pervin Buldan önümüzdeki hafta Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'la görüşeceklerini açıkladı. Buldan, görüşmede demokratik siyasetin güçlenebilmesi için Meclis'te atılacak yasal adımların masaya yatırılacağını söyledi. Özellikle infaz yasasında değişiklikler, hasta hükümlülerin serbest bırakılması gibi başlıklar ilk sırada yer alacak. Terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın koşullarının düzeltilmesi de yine talepler arasında. Katıldığı bir yayında konuşan Pervin Buldan, Erdoğan'la randevuyu ''tarihi bir görüşme'' olarak değerlendirdi. Süreçten çok umutlu olduğunu söyleyen Buldan "Kısa sürede adımlar atılacak inanıyorum. Sürecin ilerleyebilmesi için yasal adımlara, parlamentonun devreye girmesine ihtiyaç var." diye konuştu. DEM heyetinin önümüzdeki hafta yapacağı temasların ardından 4. kez İmralı'ya gitmeyi planlıyor. NE ZAMAN SİLAH BIRAKACAK? Sürecin bundan sonrakı aşamasında beklenense terör örgütünün fesih kongresini toplaması ve silah bıraktığını ilan etmesi. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli mesajlarında vakit kaybetmeden bu adımın atılması gerektiğini vurguladı. Ankara'da gözler bu ay sonuna kadar yaşanacak gelişmelerde.

Bahçeli: "Cumhurbaşkanımızın DEM Parti ile görüşmesi takdire şayandır" Haber

Bahçeli: "Cumhurbaşkanımızın DEM Parti ile görüşmesi takdire şayandır"

MHP Lideri Bahçeli, "Terörsüz Türkiye" hedefi kapsamında yazılı açıklama yaptı. Bahçeli, "Dünya çapında artan ve aşırılaşan gerilim ve cepheleşme ortamı insanlık vicdanını her zaviyeden zedelediği gibi küresel nitelikli barış ve huzur ümitlerini de maatteessüf zayıflatmaktadır. Bu karışık ve karanlık muhtevada krizlerin biri biterken diğeri başlamaktadır. Devamlı surette tahrik ve tahkim edilen ekonomik, diplomatik ve ticari cepheleşmeler askeri, siyasi ve stratejik boğuşmaları bir yanda canlı tutup diğer yanda yaygınlaştırırken gelecekle ilgili iyimser ve iyi niyetli bekleyişleri de sekteye uğratmaktadır" ifadelerini kullandı. "BELİRSİZLİĞİN SİS BULUTU HAKİM VE HAVİ BİR DURUMDADIR" Dünyada belirsizliğin sis bulutu hakim ve havi bir durumda olduğunu ifade eden Bahçeli, "Ortak akıl, olgun anlayış, olgusal bilinç ve sağduyu mefluç haldedir. Gümrük tarifelerinin silah gibi kullanılmasına eşzamanlı olacak şekilde yayılmacı heveslerin kabaran iştahı, yeni haritaların çizimine duyulan kaba ve kaotik iddia gün geçtikçe sertleşmektedir. İnsanlık ve uluslararası toplum kalıcı huzura susamakla beraber, her bakımdan adil, eşit haklarla ihata edilmiş adaletli bir yaşama tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hasrettir" açıklamasında bulundu. "BÖYLE BİR CİNNET, BÖYLESİ BİR ZİNCİRLEME CİNAYET VE VAHŞET HİÇBİR DÖNEMDE, HİÇBİR DEVİRDE VUKU BULMAMIŞTIR" Gazze’nin, İsrail tarafından vandalizmin boyunduruğu altında olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Gazze tepeden tırnağa felaketin kapsamında ve buna neden olan yeni vandalizmin boyunduruğu altındadır. Hain ve haydut devlet İsrail 2 Mart 2025 tarihinden itibaren Gazze’ye insanlık dışı bir tecrit uygulamış, tüm yardım kanallarını tıkamış, dehşet verici bir ablukayla sayıları 2 milyonu aşkın Filistinli kardeşimizi açlığa ve sefalete mahkum etmiştir. Böyle bir cinnet, böylesi bir zincirleme cinayet ve vahşet hiçbir dönemde, hiçbir devirde vuku bulmamıştır" dedi. "KATLİAMA UĞRAYAN SADECE GAZZELİ MAZLUMLAR DEĞİL, İNSANLIĞIN TOPYEKUN MİRAS, EMANET VE DEĞERLER HAZİNESİDİR" İsrail’e karşı bir eylem ve yaptırım programı teşkil edilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, "Ahlaki, insani ve hukuki caydırıcılığı kalmamış cılız kınama mesajlarına bel bağlamanın, bundan bir yarar ummanın, bununla mündemiç bir sonuç beklemenin artık hiçbir önem ve önceliğinden bahsedilemeyecektir. İsrail’in anladığı ve anlayacağı dil bellidir. Bu dilin terennüm ve tedavülünü derhal sağlayacak malum irade, eğer bağlayıcılık, haysiyet, itibar ve şeref seviyesini kaybetmemişse Birleşmiş Milletler Teşkilatı’dır. Seri ve sistematik katliama uğrayan sadece Gazzeli mazlumlar değil, insanlığın topyekun miras, emanet ve değerler hazinesidir. İsrail’e karşı bir eylem ve yaptırım programı teşkil edilmeli, askeri, siyasi ve ekonomik müdahalelerle bu program eşgüdüm içinde hayata geçirilmelidir. Beklemeye tahammül kalmamıştır" ifadelerini kullandı. "NETENYAHU HÜKÜMETİ ATEŞLE OYNADIĞINI AĞIR BEDELLER ÖDEMEDEN İDRAK ETMEK ZORUNDADIR" Netenyahu hükümetinin ateşle oynadığını aktaran Bahçeli, "İsrail Başbakanı’yla birlikte soykırım suçuna karışan canilerin Lahey Adalet Divanı’nda vereceği hesap gecikmemeli, daha fazla sürüncemede bırakılmamalıdır. Bunun yanında terör devleti İsrail’in, Suriye topraklarında ayağımızın altında dolaşması, zaman zaman nokta hedeflere saldırılar düzenlemesi, provokasyon ortamını diri tutması ve tehdit mesajlarını sıralaması kaçınılmaz akıbetin ağlarını günbegün örmektedir. Suriye özelinde, Türkiye ile İsrail arasında kurulması düşünülen çatışmasızlık alanlarının belirlenmesine dair teknik görüşmelere ihtiyaç duyulup bunun ilki gerçekleşmiş olsa da, Netenyahu hükümeti ateşle oynadığını ağır bedeller ödemeden idrak etmek zorundadır" dedi. "YUNANİSTAN’IN DA ÇİZMEYİ AŞMAMASI LAZIMDIR" "Türkiye’nin ve komşu ülkelerin bağımsızlığı, egemenlik hakları, siyasi "Yunanistan’ınve toprak bütünlüğü asla tartışma kabul etmeyecek hassas, kritik ve yakıcı konulardır" diyen Bahçeli, "Bu kapsamda Yunanistan’ın da çizmeyi aşmaması lazımdır. Atina yönetiminin Lozan Antlaşması’na taammüden muhalefet ederek işgal ettiği adalarda egemenlik haklarımıza meydan okuyup ülkemizin sabrını zorlaması, Güney Kıbrıs’ta Türk ve Türkiye düşmanlığından beslenen paramiliter örgütlerin faaliyete geçmesi dikkat ve uyanık bir şuurla takip ettiğimiz muhasım gelişmelerdir. Türk milleti bölgesel ve küresel husumet senaryolarına teslim olacak, boyun eğecek, alttan alacak, tamam diyecek aciz ve atalette değildir" ifadelerini kullandı. "27 ŞUBAT İMRALI ÇAĞRISI KARŞILIK BULMALIDIR" 27 Şubat İmralı çağrısının karşılık bulması gerektiğini belirten Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti bütün değer ve emanetleriyle müdafaa edilecektir. Cumhur İttifakı bu azim, amaç ve kararlılıktadır. Çevremizde cesamet düzeyi yoğun menfi hareketlilik ve tehdit dalgası karşısında Türk ve Türkiye Yüzyılına terörün kökünü kazıyarak mühür vurmak müşterek sorumluluğumuzdur. Terörsüz Türkiye gayesi tavsamadan ve daha fazla uzamadan gerçekleşmeli, on yıllara sari bu melanet ortadan kalkmalıdır. 27 Şubat İmralı çağrısı karşılık bulmalıdır" ifadelerini kullandı. "MESELENİN SAHİBİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİDİR" Bahçeli, "Cumhur İttifakı olarak samimi, sabırlı, duyarlı, dürüst, yapıcı mahiyetli siyasi ve milli duruşumuzun son etabı ülkemizin terör kamburundan tamamen kurtulmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde DEM Parti heyetiyle yaptığı görüşme hem içerik hem ilerleyiş hem de simgesel ifade bakımından takdire şayandır. Meselenin sahibi Türkiye Cumhuriyeti devletidir. DEM Parti’nin tutarlı açıklamalarına ve gerçekçi adımlarına Sayın Cumhurbaşkanımızın müstesna, muteber ve mütekâmil şekilde muamelede bulunması terörsüz Türkiye umutlarını çok daha güçlendirmiştir" açıklamasında bulundu. "ŞU GÜNLER OLDUKÇA KIRILGAN VE NAZİKTİR" PKK terör örgütünün kongresini toplayarak Siyonist ve emperyalist komploların devreye girmesine fırsat vermemesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Elbette PKK terör örgütünün kongresini toplayarak Siyonist ve emperyalist komploların devreye girmesine fırsat vermeden silah bırakması ve örgütsel feshi sonuçlandırması kısa süre içinde temin edilmelidir. Üçüncü tarafların suyu bulandırmasına, akılları çelmesine, nifak kazanını ateşlemelerine azami düzey ve ölçüde hazırlıklı olmanın yanında tedbir ve temkini elde bırakmamak esasen ve usulen zorunluluktur. Şu günler oldukça kırılgan ve naziktir. Karşılıklı güven, empati ve hoşgörü çemberinde terörsüz Türkiye vuslatının şafağı sökmelidir" dedi. "TÜRKİYE’NİN İÇ BARIŞ VE HUZUR ORTAMI SAĞLAM ESASLARA BAĞLANMALI" CHP’nin içine düştüğü yolsuzluk batağında çırpındığını belirten Bahçeli, "Türkiye’nin iç barış ve huzur ortamı sağlam esaslara bağlanmalı, aziz milletimizin her evladı kardeşlik ve kucaklaşma faziletiyle vatanına, bayrağına, mukaddesatına, dokunulmaz hayat ve varlık haklarına sahip çıkmalıdır. CHP, içine düştüğü yolsuzluk batağında çırpına çırpına dibe inerken, hukukun karşısında mücrim siyasetçiler hesaba çekilirken, bu zihniyetin Türkiye’ye muhalefet çıtasını yükseltmesinin elbette demokratik bir karşılığı olacaktır. Tek adam rejimi söylemini maksatlı ve marazi şekilde diline dolayan CHP Genel Başkanı’yla siyasi ve ideolojik yandaşlarının, hakkında vahim iddialar bulunan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde soygun düzeni kurduğu tanık ve delillerle ifade edilen tek bir şahsı aklama ve arkalama girişimi derin bir çelişki, anti demokratik bir savrulmadır" açıklamasında bulundu. "ONLARIN KABUSLARI TÜRK VE TÜRKİYE YÜZYILININ MÜJDESİDİR" CHP Genel Başkanı ve yönetiminin terörsüz Türkiye hedefinden dolayı bunaldığını söyleyen Bahçeli, "İç cephemizin gücüne güç katmasını, milli birlik ve dayanışma ruhumuzun muktedir ve muvafık yapısını bir türlü kabullenemeyen, en küçük hazım belirtisi gösteremeyen CHP Genel Başkanı ve yönetiminin terörsüz Türkiye hedefinden dolayı bunaldığı, korkuya kapıldığı da açıkça anlaşılmaktadır. Onların korkuları Türkiye’nin baharıdır. Onların kabusları Türk ve Türkiye Yüzyılının müjdesidir. Terörsüz Türkiye aynı zamanda süper güç Türkiye’nin mukaddimesidir" dedi. "Siyasi bir konudan öte vatan görevi, çiğnenmesi mümkün olmayan milli bir yemin bahsidir" Terörsüz Türkiye konusunun, siyasi bir konudan öte vatan görevi olduğunun altını çizen Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı egemenliğin kayıtsız şartsız milletimizde olduğuna tam inanç ve bağlılık göstererek küllerinden doğan Anka Kuşu’nun cihana kanat açmasına, kutlu ülkülerimize adım adım ulaşılmasına sonuna kadar hizmet edecek, destek olacaktır. Bu bizim için siyasi bir konudan öte vatan görevi, çiğnenmesi mümkün olmayan milli bir yemin bahsidir" açıklamasında bulundu.

AK Parti'den DEM Parti'ye bayram ziyareti Haber

AK Parti'den DEM Parti'ye bayram ziyareti

Ramazan Bayramı dolayısıyla siyasi partiler arası bayramlaşma geleneği bu yıl da devam ediyor. Bu çerçevede AK Parti Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı ve Adıyaman Milletvekili Resul Kurt başkanlığındaki heyet DEM Parti’yi ziyaret etti. Ayrıca AK Parti heyetinde Genel Merkez Kadın Kolları MKYK Üyesi Saniye Enfiyeci ve Genel Merkez Gençlik Kolları MKYK Üyesi Muhammed Abdulkadir Kadirioğlu yer aldı. AK Parti heyetini, DEM Parti'den Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Mutlu ve Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan karşıladı. Türkdoğan, Ramazan Bayramı ile beraber barış ve demokratik toplum çağrısının hayata geçme temennisinde bulundu. Toplum tarafından huzur istendiğini belirten Heyet Başkanı Resul Kurt ise, "Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla Cumhurbaşkanımızın buna yoğun desteğiyle ve İmralı'nın da bu konuda barış ve özgürlüklerin korunması ülkemizin huzurlu bir ortama kavuşması için silah bırakması ve bu konuyla ilgili yaptığı çağrı toplum nezdinde de olumlu bir karşılık bulmuştur. Ümit ediyorum ki bu coğrafya kanla, gözyaşıyla, annelerin gözyaşıyla değil huzurla, mutlulukla gerçekten bunu samimi söylüyorum toplumun tamamında artık bir huzur isteniyor" ifadelerini kullandı. Kurt konuşmasına şöyle devam etti: "Bizim huzurlu bir ortama kavuşmamız için de hem MHP Genel Başkanı hem Cumhurbaşkanımız büyük bir dirayet gösterdiler. İmralı büyük bir sorumluluk aldı. Çağrıda bulundu ve bu çağrının karşılık bulması toplumda artık bu dönemde bu çağda silahların değil barışın dostluğun konuşulması, çiçeklerin konuşulması, insanların huzurla işlerine, güçlerine gitmelerinin sağlanması gerekiyor. Ümit ediyorum ki bu süreç en kısa zamanda tamamlanır. Ülkemizin bu alanda bu konuda yapabileceği her şey yapılıyor. Yani bu konuda yani sizin partiniz de üzerine düşeni yapıyor. Süreç içerisinde de ümit ediyorum ki sonuç alınmış olur. En kısa zamanda sonuç alınması da halkı mutlu eder." Gerçekleştirilen karşılıklı konuşmaların ardından iki heyet basına kapalı olarak görüştü.

MHP ile DEM Parti ilk kez bayramlaştı Haber

MHP ile DEM Parti ilk kez bayramlaştı

Siyasi partiler arası geleneksel olarak her bayram gerçekleşen ziyaretler kapsamında MHP ile DEM Parti ilk kez bayramlaştı. MHP Genel Merkez binasında gerçekleşen bayramlaşmada DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez ve Parti Meclisi Üyesi Zeyno Bayramoğlu'ndan oluşan heyeti, MHP Genel Başkan Yardımcısı Zühal Topçu, Siyaset ve Liderlik Okulu Koordinatörü Turan Şahin ve MYK üyesi Özmen Alp Giray'dan oluşan heyet karşıladı. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, "Kıymetli bir barış arayışı var. Türkiye bu yüzyılı kaçırmamalı, heba etmemeli. Bunlar aynı zamanda riskli zamanlar. O yüzden sizin burada ortaya koyacağınız parti olarak, iktidar bloku olarak kararlı iradenin büyük bir anlamı ve değeri var. Artık sözler söylendi, ötelenemez sözler söylendi. Geciktirilmeden sözlerin yerine getirilmesi gerekli" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Zuhal Topçu ise "Sayın genel başkanımızın çağrısı ile Türkiye'yi ve hatta dünyayı değiştiren adımlar atıldı. Önemli bir sürece girildi. İnşallah bu süreç devam edecek. Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge Orta Doğu söylemiyle gerçekleşmesine yönelik olarak hızlı bir şekilde devam eden bir çaba var. Önemli mesafeler kat edildi. Burada hiçbir zaman siyasi çıkar olmadı. Önemli olan Türkiye'nin geleceği. Bu millet yoruldu. Küresel sistemin zorlamaları var. Bu ülkenin bir geleneği var. Bin yıllık geleneğimiz var. Sayın genel başkanımız da ilk adımı attı. İnşallah bu stratejinin arkasında da çok güzel şeyler ikinci çağrının yapılması, silahların bırakılması ve devlete teslim edilmelerinden sonra çok daha hızlı bir şekilde bitecektir diye düşünüyoruz. Büyük bir topluma hitap ediyorsunuz. Hiçbir şey kolay olmuyor. İnsanları ikna etmek, uygulamayı başlatabilmek kolay değil. Başlamak önemli ama ikna etmek de lazım. Hiç kolay değil. Süreci acele etmemek lazım. Sayın Devlet Bahçeli, bir siyasi lider olmanın ötesinde bilge insan olarak dünya tarihine damgasını vuran açıklamalarla sizlerin de katkısıyla inşallah çok güzel sonuçlar göreceğiz. Niyetimiz halis" şeklinde konuştu. Bayramlaşmanın ardından heyetler genel merkezdeki Ziya Gökalp Kültür ve Sanat Sergi Salonu'nu gezdi.

Bahçeli: "Teröristbaşı örgütün kurucu önderidir" Haber

Bahçeli: "Teröristbaşı örgütün kurucu önderidir"

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Teröristbaşı Abdullah Öcalan, aynı zamanda örgütün kurucu önderidir. Kim ne derse desin aleni ve aşikâr gerçek budur" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti heyetinin TBMM’de partisine yapacağı 2. ziyaret öncesinde yazılı açıklama yaptı. Suriye’deki son gelişmeler ve yeni süreç hakkında değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, "Ortak aklın etkin ve etkili işletilmesine eşanlı şekilde milli değer ve emanetlere dürüstçe bağlılık elbette geniş çaplı uzlaşmanın ve buruk gönüllere ulaşmanın altın formülüdür. Sıkılmış yumrukların açılması, gerilmiş yüz hatlarının yumuşaması, sırt dönmek yerine sırt sırta verilmesi, bunun yanı sıra iyimser, iyiliksever ve iyi niyetli ilişki ve irtibat ağlarının tesis edilmesi kilitli kapıları açabilecek en makul anahtardır. Sabır, sağgörü ve sağduyu mihverinde atılacak güven veren adımların boşa çıkması asla düşünülemeyecektir. Daha fazla kaynaşarak, daha çok konuşarak, daha yürekten kucaklaşarak milli ve manevi temelde müessir, müteselsil ve müşterek bir geleceğin inşası mümkün, hatta muhakkaktır. Önyargıların markaj ve mahkumiyetinden mutlaka kurtulmak lazımdır. Üzerimize serpilen ölü toprağını kaldırıp atmanın yanında ilkel dürtülerin, illegal düzeneklerin, sanal ve sipariş provokasyonların zehirli sarmalından inanç ve irade birliğiyle sıyrılmak hem zorunlu bir ihtiyaç hem de tarihi, coğrafi ve kültürel bir mecburiyettir" dedi. Ahlaklı, sorumlu, etik ve milli hassasiyetlere tam sadakat duyan bir siyaset pratiğinin kronik sorunlar karşısında acze düşmesi, çaresizliğin fanusuna kısılıp kalmasının mümkün olmadığını belirten Bahçeli, "Türk milletinin siyasetten ve siyasi partilerden yegane beklentisi haklı ve meşru taleplerine kulak verilmesi, hayatın ve hadiselerin doğal akışından kaynaklanan zincirleme sorunların aşama aşana dengeli ve demokratik müdahalelerle çözüme kavuşturulmasıdır. Türk ve Türkiye Yüzyılı aynı zamanda huzur ve refahın yüzyılı olacaktır. Fırtınalı bölgesel ve küresel sisteme karşı esnek, enerjik, erdemli, muhkem, müteyakkız ve stratejik direnç göstermek kadar iç cepheyi sağlam, sağlıklı ve zinde tutmak da beka düzeyinde önceliğimiz olmalıdır. Bu konuda herkes peşin hükümlere aldırmadan titizlik göstermelidir" ifadelerine yer verdi. Terörle varılacak hiçbir yerin erişilecek hiçbir menzilin olmadığını kaydeden Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Terörü kalıcı olarak hayatımızdan çıkarmanın zamanı gelip çatmıştır. Kaldı ki geride kalan 41 yıllık zamanda bölücü terör örgütü sadece yakmış, yıkmış, katletmiş, kirletmiş, isyan ve şiddet eylemlerinde sürekli çıta yükseltmiştir. 27 Şubat 2025 tarihinde, terör örgütünün kurucu önderi tarafından yapılan ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ kapsamında PKK’nın silah bırakmasıyla birlikte örgütsel varlığının feshedilmesi istenmiştir. Bu çağrı esas itibariyle talimatla bezenmiş ve belgelenmiş bir çağrıdır. Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile PYD/YPG elebaşının 10 Mart tarihinde Şam’da imzaladıkları 8 maddelik anlaşma metiniyle mühim bir eşik aşılmış, komşu ülke Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğü tescillenmiştir. Ülkemiz aleyhine beşinci kol faaliyeti yapan ücretsiz ajan provokatörlerin saptırmaları ve suyu bulandırma çabaları devamlı ilerleyiş halinde olsa da, malum ve vaki gerçek YPG/PYD/(SDG)’nin kendini feshederek silah bırakmış olmasıdır. Suriye’nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumların, sınır kapılarının, havaalanlarının, petrol ve doğal gaz sahalarının Suriye Arap Cumhuriyeti’ne entegre edilecek olması, Kürt toplumunun Suriye devletinin ayrılmaz bir parçası olarak tanınması ve geçici anayasanın kabul edilmesi inkarı ve ihmali olmayacak ciddi gelişmelerden bazılarıdır. PKK’nın ise derhal ve hiçbir şart ileri sürmeksizin 27 Şubat çağrısı doğrultusunda kongresini toplayarak feshini kararlaştırması, kanlı silahların teslimini bir an evvel yapması ertelenemez ve geciktirilemez bir gündem konusudur." Açıklamasında PKK’nın geçmişte kuruluş manifestosundaki hedefinin "Bağımsız Birleşik Kürdistan"a ulaşmak olduğunu aktaran Bahçeli, "Federasyon, otonomi, özerklik, demokratik Cumhuriyete katılım gibi seçenekler o dönemde yoktur. Bunlar müteakip yıllarda Türkiye düşmanlarının dayatma ve telkinleriyle alternatif seçenekler olarak tezahür etmiştir. Bu karanlık ve hain hedeflere ulaşmak için yürütülecek strateji 'uzun süreli halk savaşı', buna ulaşmanın mekanizmaları 'parti-cephe-ordu' yapılanması, hedefe ulaşmanın silahlı yöntemi ise sırasıyla 'silahlı propaganda' ve sözde 'gerilla savaşı'dır. 27 Şubat İmralı açıklamasıyla PKK’nin anlam yoksunluğu, aşırı tekrara yol açması, dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamladığı ve feshinin gerekli olduğu netleşmiştir" değerlendirmesinde bulundu. "Nitekim PKK’yı kuran ve kumanda eden teröristbaşı Abdullah Öcalan, aynı zamanda örgütün kurucu önderidir" Açıklamasında dil ve üslup çoraklığıyla birlikte fikri ve siyasi çarpıklığın CHP’yi Türkiye’nin karşısında sivrilen bozguncu bir odağa dönüştürmüş olduğunu kaydeden Bahçeli, "Kurucu önder ifadesinden rahatsız olan, bu tanımlamayı istismar eden, üstelik Milliyetçi Hareket Partisi’ne haksız ve hayasız şekilde saldırıya geçenler evvelemirde bu sıfatın bize ait olmadığını, patentinin bizde bulunmadığını, örgütsel ve ideolojik bir adlandırmadan başka da bir manaya gelmediğini biliyor olsalar bile bilmezliğe yatan ucuzlaşmış ve koflaşmış şarlatan tiplerdir. PKK’yı kuran ve kumanda eden teröristbaşı Abdullah Öcalan, aynı zamanda örgütün kurucu önderidir. Kim ne derse desin aleni ve aşikâr gerçek budur. CHP’nin ve yandaş televizyon kanallarının terörsüz Türkiye hedefini sabote etme gayesi, diyalog kanallarını baltalama gayreti maalesef gözle görülecek kadar açıktır ve açıktadır" ifadelerine yer verdi. CHP Genel Başkanı ve çıkarcı yönetiminin baltayı taşa vurduğunu belirten Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: "CHP yönetimi aklıselim çizgiye gelmedikçe, maşeri vicdanın kabulleneceği makul ve muhterem bir siyaset ahlakına sahip olmadıkça Milliyetçi Hareket Partisi tarafından dikkate ve itibara alınması söz konusu olmayacaktır. Demokrasi devriminden bahsedenler, icazetli tek kişinin oylanacağı, tek kişinin katılacağı karikatür mahiyetli bir önseçimi demokrasinin ilkeleriyle nasıl bağdaştırdıklarını, bunun neresinin demokrasi devrimi olduğunu izah etmeleri tutarlılık gereğidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihindeki en göz alıcı yüksek demokrasi örneği bir yanda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin milli irade marifetince tescili, diğer yanda da Sayın Cumhurbaşkanımızın aldığı oy seviyesidir. Ne yapsalar beyhudedir, terörsüz Türkiye’nin doğuş müjdesini karartamayacaklardır." "DEM Parti heyetinin terörsüz Türkiye mücadelesine destekleri takdire şayandır" DEM Parti heyetinin Milliyetçi Hareket Partisi’ne yarın gerçekleştireceği ikinci ziyaretinde de olmayı ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunmayı arzu eder olduğunu aktaran Bahçeli, açıklamasını şöyle tamamladı: "DEM Parti heyetinin siyasi partilerle bir program çerçevesinde görüşmesi, terörsüz Türkiye mücadelesine destekleri takdire şayandır. Hiç kuşkusuz DEM Parti heyetinin Milliyetçi Hareket Partisi’ne yarın gerçekleştireceği ikinci ziyaretinde de olmayı ve karşılık görüş alışverişinde bulunmayı arzu ederdim. Fakat partimizi temsilen görevlendirilen arkadaşlarım inanıyorum ki şahsımı aratmayacaklar, düşüncelerimizi berrak ve temiz bir mizaçla muhataplarına anlatacaklardır. Bu vesileyle değerli dava arkadaşlarımı ve DEM Parti heyetini selamlıyor, terörsüz Türkiye seferberliğimiz kutlu olsun diyorum. Yanlış anlamaları tetikleyecek, kırılgan ortamı hırpalayıp sarsacak her türlü açıklamadan özenle kaçınılması gerektiğini düşünüyorum. Gideceğimiz daha uzun bir yol vardır. Denizi geçip de derede çırpınmanın bir manası yoktur. Birbirimize Çanakkale ruhuyla sarılmamız milli varlığımızın topluca muhafazası ve müdafaası adına manevi bir vecibedir, milli bir görevdir. Önümüzdeki günlerde bir yanda Nevruz Bayramı, diğer yanda Ramazan Bayramı kutlanacaktır. Allah’tan dileğim her günümüzün bayram olması, ülkemizin bayram yerine dönmesidir. Kalpleri pırıl pırıl, adeta dalgasız deniz olan aziz millet evlatları yeni emperyalizmin kalleş pusularına ve kanlı tuzaklarına düşmeyecek, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti milli birlik ruhuyla ve bin yıllık kardeşlik şuuruyla sonsuza kadar var olacaktır."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.