SON DAKİKA

#Devlet Bahçeli

Söz Bursa - Devlet Bahçeli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Devlet Bahçeli haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Özgür Özel: " Bahçeli talebimi desteklediğini söyledi" Haber

Özgür Özel: " Bahçeli talebimi desteklediğini söyledi"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, "Bahçeli konuşmasında masumiyet karinesine dikkat çekti. İddianamenin bir an önce yazılmasını talep etti. Ve her zaman söylediğim, davaların TRT'den canlı yayınlanma talebimi doğru bulduğunu ve desteklediğini söyledi" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeme dair değerlendirme yapan Özel, Irak'ın kuzeyindeki bir mağarada metan gazından zehirlenerek şehit olan 12 asker hakkında açıklamalarda bulundu ve bu durumu TBMM'ye taşıyacaklarını söyledi. Bolu'daki otel yangını faciası hakkında da Özel, davanın takipçisi olacaklarını ve ceza alması gerekenlerin ceza alması için çalışacaklarını söyledi. "Şüphesiz alınması gereken dersler var ama bu derslerin çoktan alınmış olması gerekiyordu" Pençe-Kilit harekatı kapsamında mağarada metan gazından zehirlenen ve şehit olan askerler hakkında konuşan Özel, "Maalesef Pençe-Kilit harekatı bölgesinden peş peşe gelen acı haberler yüreğimizi yaktı. 19 askerimiz, üç yıl önce şehit düşen piyade Üsteğmenimiz Nuri Melih Bozkurt'un naaşını aramaya gitmişlerdi. Bir mağaraya giren askerlerimiz orada metan gazına maruz kaldılar ve 12 Mehmetçiğimizi kaybettik. Şehit oldular. Kendilerine Allah'tan rahmet, milletimize ve ailelerine başsağlığı diliyorum. 12 evladımızın böyle bir olayda şehit olması, milletimizin hem yüreğini yaktı ama bir yandan da milletimizi çok üzdü, çok rahatsız etti. Çok sayıda soru var. Bir ihmal, bir hatalar zinciri olduğu değerlendiriliyor. Şüphesiz alınması gereken dersler var ama bu derslerin çoktan alınmış olması gerekiyordu. Cevaplanması gereken sorular var ama bu cevapların çoktan bulunmuş olması gerekiyordu. Şu anda birçok şehrimizde, İstanbul'da cenazeler var. Arkadaşlarımız, il başkanlarımız, partimizi bu törenlerde temsil ediyorlar. Defin işlemleri tamamlandıktan sonra konuyu Meclis gündemine getireceğiz" ifadelerini kullandı. "Muhalefette bir moral var. Demokrasiye bir umut var" CHP'ye yönelik bir operasyon yapıldığını ve bu operasyonların Türkiye ekonomisine zarar verdiğini söyleyen Özel, "Bakın bu Borsa İstanbul'un 100 hisse senedinin, BİST 100'ün grafiği. Borsa İstanbul mart ayında kendi kendine yükselirken, 19 Mart günü bunlar bu darbe girişimini yapınca 8,79 düşmüş. Borsadan inanılmaz bir para çıktı. Bu para dolara yönlendi. Nasıl gidecek yabancı yatırımcı? Dolar fırlamasın diye dünya kadar rezerv yakıldı. Borsa buraya kadar çakıldı. O günden sonra bir kere o eski, düşmeden önceki trendi düşünün. Buralara gidiyormuş bak. Asla o eski günlerinde değil. Toparlanmaya çalışıyor. Bir toparlanış günü var; 30 Haziran. Cumhuriyet Halk Partisi'nin tartışıldığı, ‘Partinin yönetimi değişecek mi? Parti bir krize girecek mi?' sorularının olduğu gün. 30 Haziran günü mahkeme kararı erteleme çıkınca, borsa yüzde 5,54 toparlıyor demek ki antidemokratik bir şey olmayacak diye. Kendi seyrinde gidiyor. Artık en dipte değil. Çünkü CHP bir mücadele veriyor, meydanlarda bir mücadele var. Muhalefette bir moral var. Demokrasiye bir umut var. CHP adeta kapatma davası gibi algılanan o dava korkulan sonucu vermeyince -ki vermeyecek diye söylüyordum- fırlıyor borsa bu kadar. Orada makul gidiyor. Bakın Zeydan Başkanların tutuklandığı gün; cumartesi, pazar. Dün borsa açıldı, yüzde 2 kaybetmiş. Nasıl çakılıyor. Bugün de ben kürsüye çıkmadan yarım puanlık daha düşüş vardı, biraz daha düşmüştü. ‘AK Parti Türkiye'ye ne yapıyor? Yargı aparatıyla operasyonlar ne yapıyor?' derseniz. Bir ülkenin durumuna bakan, bunlar o ülkedeki 100 büyük şirketin borsadaki değeri, bütün dünya buna bakar: O ülkede işler nasıl gidiyor? Tayyip Bey bir şey yaptırınca böyle oluyor, doğru işler olunca böyle oluyor" ifadelerini kullandı. "Bahçeli TRT'den canlı yayınlanma talebimi doğru bulduğunu ve desteklediğini söyledi" MHP lideri Bahçeli'nin bugün yaptığı grup toplantısına değinen Özel şöyle devam etti: "Bugün Bahçeli'ye hastalandığı gün geçmiş olsun dileklerimizi iletmiş, o grubuna dönene kadar kendisine bir yanıt vermeyeceğimizi söylemiştik. Öyle de yaptık. Sonra Meclis'e döndü, memnuniyetimizi ifade ettik. Geçen hafta grup yaptı, birazcık bizi güzel güzel andı. ‘Nasılsa cevap vermiyoruz, vermeyelim' dedik. İyi ki de geçen hafta o kötü sözlere cevap vermemişiz. Bugün Bahçeli önemli bir grup konuşması yaptı. Darbenin üzerinden 111 gün geçmişken, biraz önce söylediğim gibi hiçbir şey ispat edilememişken, masumiyet karinesi yok sayılıyorken, halen daha iddianame yazılmamışken, yaşadıklarımız nasıl ekonomiyi kötü etkiliyorken. Hep biz bunları konuştuk. Hatta bu kürsüde dedim ki, ‘İç barışı bozan budur, iç cepheyi güçsüzleştiren budur. Hem iç cephe güçlü olsun diyeceksiniz, hem de tutuklama yapacaksınız, keyfi operasyonlar yapacaksınız. İddianameleri düzenlemeyeceksiniz.' Bahçeli konuşmasında masumiyet karinesine dikkat çekti. İddianamenin bir an önce yazılmasını talep etti. Ve her zaman söylediğim, davaların TRT'den canlı yayınlanma talebimi doğru bulduğunu ve desteklediğini söyledi. Ben de buradan şunu söylüyorum: ‘Üç T' demiştim. Görülüyor ki o ‘Üç T'ye geliyoruz. Birincisi; terörsüz ve demokratik Türkiye. İkincisi; tutuksuz yargılanma. Üçüncüsü; TRT'den canlı yayın." Bolu Kartalkaya'da yaşanan otel yangını davasının başlaması ile ilgili konuşan ve davanın takipçisi olacaklarını söyleyen Özel, "Hiçbir kurum, hiçbir kişi yargılanmaktan muaf olamaz. Ama adil bir yargılamanın, hızlı bir yargılamanın ve tüm delillerin hakkaniyetle sorgulandığı bir yargılamanın takipçisi olacağız. O gün oradayız, dün oradaydık, bugün oradayız. Dava boyunca hem ilgili komisyondaki arkadaşlarımız, hem Bolu milletvekilimiz orada olacak. Ben de programım elverdiğince davanın kritik kavşaklarında gidip orada olmaya ve oradaki ailelerin adalet arayışını takip etmeye devam edeceğim. Tabii her evresinde orada olduk, taziyelerde orada olduk, 40'ında orada olduk. Farklı şehirlerde ziyaretlerde bulunduk. Dün kucaklaştığımız, duygusal anlar yaşadığımız ailelerin en büyük şikayeti şu: Burada yargılanması gerekenlerin bir kısmı yargılanıyor. Ama ilk raporda, ikinci raporda ‘Yargılansın' denilen, savcının ‘Yargılanmalı' dedikleri yok" diye konuştu.

Devlet Bahçeli’den İsrail’e sert tepki: “İran’a yapılan saldırı, Türkiye’ye de mesaj niteliğinde” Haber

Devlet Bahçeli’den İsrail’e sert tepki: “İran’a yapılan saldırı, Türkiye’ye de mesaj niteliğinde”

Türk milleti Siyonizm’in ve emperyalizmin tertip ve tuzaklarına karşı birdir, beraberdir, taviz ve teslimiyeti düşünülemeyecektir" dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, İsrail’in İran’a yönelik hava saldırılarına ilişkin açıklamada bulundu. Bölgesel ve küresel istikrarsızlık dalgasının tehlike sınırlarının iyice sertleştiğini ve insanlığın merhamet, medeniyet değerler birikimini vahim düzeyde tehdit ettiği görüldüğünü belirten Bahçeli, "Maalesef barış, huzur ve diyalog beklentileri sürekli boşa düşürülmektedir. Bu süreçte felaket senaryolarına her gün bir yenisi eklenmektedir. Uluslararası hukuk devre dışı, uluslararası kuruluşlar ahlaken ve fiilen tasfiye halindedir. Masum ve mazlum toplumlar katliam markajında, hatta soykırım mahzenindedir. Özellikle ülkemizin etrafı ateşle çevrilmektedir. Husumet ve huşunet markası, dehşet ve şiddet mahsulü olan İsrail’in açtığı derin yaralar, yaptığı büyük yıkımlar, neden olduğu devasa facialar sadece Türkiye ve bölgemiz açısından değil esasen dünyanın tamamı için ağır bir sancıdır. Sözde İran’ın nükleer programını vurmak amacıyla dün gece yarısı icra edilen ‘Yükselen Aslan’ isimli kombine terör saldırısı İsrail’in vandal ve kanlı yüzünü tekrar deşifre etmiştir. Altıncısı önümüzdeki pazar günü Umman’da yapılması planlanan İran’ın nükleer programıyla ilgili müzakereler yoğun olarak sürüyorken İsrail’in savaş ve diline müracaatı başka hesapların varlığına delalettir. Bu kapsamda İran’a ait nükleer tesis ve askeri üslerin yanı sıra sivil hedefler de acımasızca vurulmuş, İran Genelkurmay Başkanı ile Devrim Muhafızları Komutanı, yanı sıra bilim insanları katledilmiştir" diye konuştu. "CILIZ VE KISIR KINAMA MESAJLARINDAN ÇOK DAHA FAZLASINI AKTİF VE ÇOK BOYUTLU YERİNE GETİRMEK HAYSİYET VE ŞEREF KONUSUDUR" Gazze’de insanlık ve savaş suçu işleyen İsrail’in Siyonist ve emperyalist barbarlıkta devamlı çıta yükselttiğini vurgulayan Bahçeli, "Artık günü kurtarmaktan başka bir şeye yaramayan bıktırıcı mahiyetli cılız ve kısır kınama mesajlarından çok daha fazlasını aktif ve çok boyutlu yerine getirmek hem küresel adaletin hem de insanlık onurunun haysiyet ve şeref konusudur. İsrail önüne gelene saldırı düzenlemekte, sabotaj ve suikast kurgusuyla örtülü operasyonlarını coğrafyanın her yerine taşımaktadır. Periyodik olarak Filistin, Yemen, Suriye, Irak, Lübnan ve İran’a dünyanın gözü önünde saldıran; ikide bir Türkiye’nin ayağına dolaşan bu alçak cehalet ve cinayet suç makinesine karşı askeri, ekonomik ve stratejik önleyici tedbirler alınmazsa dünya her ihtimale açık hale gelecektir. Bu ihtimalin tezahürü halinde korkunç olayların vasat bulması kaçınılmazdır. Bebekleri öldüren, yardım gemilerinin önünü kesen, Gazze’yi günbegün eritip yutmak için seferberlik içinde hareket eden bir barbarlığa dayanmak ve katlanmak geldiğimiz bu aşamada akıl ve ahlak dışılıktır" diye konuştu. "KRİZ VE KAOS SARMALINDA PERDELEMİŞ NİHAİ HEDEF TÜRKİYE’DİR" İsrail Başbakanı Netanyahu’nun iç politikada sıkışma yaşamasıyla birlikte yakın zamanda yapılacak seçimlerde koltuğundan inme korkusu duyması otokontrolünü ziyadesiyle kaybettirdiğini aktaran Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "Gazze katili Netanyahu derhal atılması gereken bir safradır. Osmanlı ile ilgili spekülasyonu ise farklı emel ve hedeflere hizmet eden sipariş propagandadır. Bu safra aynı zamanda İsrail toplumunu da zehirlemekte, daha kötüsü ise küresel ölçekte Yahudi düşmanlığını körüklemektedir. Gelişmelerin püf noktasında elbette Türkiye vardır. İsrail’in terörist yönetimi ülkemizin görüş menzilini kapatmak, terörsüz Türkiye hedefini baltalamak, bölgemizi karanlığa mahkum etmek için her fırsattan istifade etmenin peşindedir. Birbirine eklemlenerek genişleyip güçlenen kriz ve kaos sarmalında perdelemiş nihai hedef Türkiye’dir. Türk milleti Siyonizm’in ve emperyalizmin tertip ve tuzaklarına karşı birdir, beraberdir, taviz ve teslimiyeti düşünülemeyecektir. İran’a yapılan operasyon bir yönüyle Türkiye’ye verilmiş sinsi mesajdır. Aynı şekilde Türkiye Yüzyılına mühür vuracak kutlu hedeflere, terörsüz geleceğe ve ayağa kalkan diriliş ruhuna karşı dolaylı tepkidir. İçimizdeki İsrail lobisine rağmen milli birlik ve dayanışma şuurumuz kudret ve kuvvetimiz olarak düşmana korku, dosta da güven verecektir. İsrail’in durdurulması hem milli güvenliğimiz hem de bölge barış ve istikrarı adına tarihi bir sorumluluktur. Bahse konu sorumluluğun inkar veya ihmali halinde öngörülemez sorunların çıkması mukadder ve muhakkaktır. ABD ise tarihin ve insanlığın doğru yerinde konuşlanmalıdır. Bu ülke içinde yükselen siyasi basınç ve ayrılık talepleri, 14 Haziran’da pek çok eyalette yapılacak gösteri ve protestolar hiçbir devletin kendi içinde rahat ve güvenli olmadığına açık işarettir. Milliyetçi Hareket Partisi, İsrail’in kesinkes güç kullanılarak önünün kesilmesi düşüncesindedir. Zira başka bir seçenek kalmamıştır. Kaldı ki sözün hükmü bitmiş, diplomasi ve diyalog arayışları her fırsat ve zamanda etkisini kaybetmektedir."

MHP Genel Başkanı Bahçeli İstanbul'un Fethi'nin 572'inci yıldönümünü kutladı Haber

MHP Genel Başkanı Bahçeli İstanbul'un Fethi'nin 572'inci yıldönümünü kutladı

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul'un Fethinin 572'inci Yıldönümü" nedeniyle bir mesaj yayımladı. Bahçeli mesajında, parlak ufkuna kara perdelerin çekilmek istendiği, tarihin gerisine düşmesi için sinsi çabaların gözlemlendiği İstanbul'un 572'inci fetih yıldönümünü haklı bir gurur ile kutladıklarını belirtti. İstanbul, Türk-İslam medeniyetinin ve Türkiye'nin baş tacı, gönül tahtı, iftihar tablosu olduğunu ifade eden Bahçeli, "Maalesef fethin ruh ve şuurunu isabetle anlayamamış, iradeyle kavrayamamış siyasi ve ideolojik yıkım müellifleri 572 yıl önceki muhteşem zaferden adeta rövanş almak amacıyla kuyruğa girmişlerdir. Ancak tüm menfur çabalar boşunadır. Dünyaya açılan tarih, kültür ve kardeşlik penceresi olan İstanbul'un derin ve çetin mahiyetli hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk sarmalına mahkum edilmesi milli yürekleri acıtan büyük bir yara olarak karşımızdadır. Fethin akıl, ahlak ve manevi mirasıyla taban tabana çelişen bugünkü ıstıraplı dönemin geride kalması, kahırdan lütufların doğması inanıyorum ki mukadderdir" ifadelerine yer verdi. İstanbul'a vurulan zincirler 572 yıl evvel nasıl kırılmışsa bugünkü habis kuşatma da aynı şekilde kırılacağına dikkat çeken Bahçeli, "Emin ve ehil ellerden mahrum kalan İstanbul'un fetih emanetine sarılarak zorlu etapları birer birer aşacağından, milli birlik, dayanışma ve kardeşliğimizin asırlara sari çınarı olacağından hiç kuşkum yoktur. Elbette her fetih bir stratejinin mahsulüdür. Her fetih kapsamlı bir hazırlığın, sağlam bir iradenin, inanmış kalplerin, hedefine kilitlenmiş bir cesaretin mükâfatıdır" ifadelerini kullandı. Anadolu Hisarı'nın karşısına inşa edilen Rumeli Hisarı gıpta edilen sezgi ve zekanın marifeti olduğunu söyleyen Bahçeli, "Karadan çekile çekile Haliç'ten denize indirilen gemiler göz kamaştıran bir vizyonun tecelli etmiş muhayyilesidir. Denizin üzerinden dev gibi giden yuvarlak topların yapımı tavsamayan, tehir edilmeyen bir çalışmanın mukavemetidir. O güne kadar hiçbir gücün aşamadığı 6,5 km uzunluğunda, 30 metre yüksekliğindeki surlara Ulubatlı Hasan olup Üç Hilali dikmek medyunu şükran olduğumuz bir inanmışlığın maharetidir. Sabır, dua, kahramanlık ve usta planlamayla 53 gün sonra alınan İstanbul, Türk milletinin kalpgahı yapmaya ant içmiş bir milliyetperverliğin muvaffakiyetidir" mesajına yer verdi. "İSTANBUL'UN FETHİ, SEFER BİZDEN, ZAFER ALLAH'TAN DİYEN İNANMIŞ YÜREKLERİN MUTEBER VE MÜSTESNA BİR MECMUUDUR" İstanbul'un fethi, sefer bizden, zafer Allah'tan diyen inanmış yüreklerin muteber ve müstesna bir mecmuu olduğunu ifade eden Bahçeli mesajında şu ifadeleri kullandı: "Yeniçerisinden hakanına, elleri havada dua eden isimsiz neferlerinden devrin ilim irfan pınarı Aksemsettin'e kadar fetih; bir destanın, bir dirilişin, efendimizin övgüsüne layık olmayı hedeflemiş bir kararlılığın şeref menkıbesidir. İstanbul'un fethiyle doğu ile batı arasındaki denge bozulmuştur. İstanbul'un fethiyle hak nail, haram zail olmuştur. Fatih Sultan Mehmed sadece kılıçla, sadece topla, sadece yaklaşık 70 bini bulan kahraman askeriyle değil; sabrıyla, sağduyusuyla, taşıdığı emsalsiz misyonuyla, sahip olduğu derin fikir, yüksek ahlak, alim vasfı, tutkulu hükümdarlık özelliğiyle İstanbul'u Türk milletiyle buluşturmuştur. Fetih tarihin bir anında donmuş, durmuş, duraklamış bir hal değildir. Fetih dinamiktir, süreçtir, süreklilik içinde, tarihsel mizan ve milletin müdavim ve müdahalesiyle canlıdır, sonsuza kadar da öyle kalacaktır. İstanbul'u adaletle tanıştırıp, Türk milletiyle kucaklaştıran kutlu ecdadımızı hürmetle, minnetle, özlemle yad ediyorum. İstanbul'un fethinin 572'inci yıldönümünde, Türk milleti için canlarını feda eden aziz şehitlerimize, büyük hünkârımız Fatih Sultan Mehmet Han başta olmak üzere kahraman neferlerine Cenab-ı Allah'tan rahmetler diliyorum."

MHP Lideri Bahçeli, Ülkücü Şehitler Anıtı'nı ziyaret etti Haber

MHP Lideri Bahçeli, Ülkücü Şehitler Anıtı'nı ziyaret etti

Bahçeli, "Her şeyin bir vakti vardır, o vakit hızla yaklaşmaktadır" dedi. 'Ülkücü Şehitleri Anma Günü’ dolayısıyla Kızılcahamam’a gelen MHP Lideri Bahçeli, Ülkücü Şehitler Anıtı’nı ziyaret etti. Çok sayıda partili tarafından karşılanan Bahçeli, dua ettikten sonra Ülkücü Şehitler Anıtı’na kırmızı karanfil bıraktı. Bahçeli, burada yaptığı konuşmada şehitlik makamının önemini vurgulayarak, "Karanlıktan medet umanlar elbette tarihin harabelerinde unutulmuşluğa terk edilmişken şehitlerimiz aydınlık saçan ahlaki ve şerefli mücadeleleriyle yaşadıkları çağın ve zamanın üstüne çıkmışlardır. Alemde hiçbir hakikat gizli kalmayacağına göre aziz şehitlerimizin kutlu miras ve emanetleri de dünya durdukça dilden dile, nesilden nesile anlatılacak, aktarılacak, minnetle paylaşılacaktır. Ülkücü şehitler fedakarlık nişanesi, kahramanlık timsalidir. Onlar büyük ve güçlü Türkiye’yi misyon olarak akıl ve vicdanlarında somutlaştıran serdengeçti yüreklerdir. Hiçbir şehidimiz, hiçbir gazimiz günübirlik bir hayatın, gelip geçici heveslerin taliplisi ve takipçisi olmadı" ifadelerini kullandı. "HER DÖNEMİN DEĞİL, DAVASININ ADAMI OLDULAR" Şehitlerin vatana, millete ve davaya bağlılıklarının mukadder olduğunu dile getiren Bahçeli, "Fazilet, feragat, feraset ve fehametle pekişmiş fani hayatlarını ülkü, ülke ve ilkelerine adamışlardı. Fildişi kulelerine değil kahramanlığın zirvesine tırmandılar. Tuzu kurular gibi sırça köşklerde ahkam kesmeye hiç itibar etmediler. Nabza göre şerbet vermediler. Her dönemin değil, davasının adamı oldular. Menfaat düşkünü değil, millet, muhabbet ve mukaddesat aşkıyla kavruldular. Dışta fakir, içte zengin olmayı bildiler. Dava adamlığının kitabını deyim yerindeyse canlarıyla, kanlarıyla yazdılar. Gelenin keyfi için geçmişe yüz çevirmediler. Egolarını erdemlerinin önüne geçirmediler. Zulmün boyunduruğuna girmediler, kalleş pusulara düşseler bile boyun eğmediler, çile ve zorluklar ardı sıra sökün etse de vazgeçmediler, nihayet alp ile erenliği ruhlarında cem ettiler" diye konuştu. "HER ŞEYİN BİR VAKTİ VARDIR, O VAKİT HIZLA YAKLAŞMAKTADIR" Konuşmasında halk ozanı Yunus Emre’nin "Olsun be aldırma/Yaradan yardır/Sanma ki zalimin ettiği kardır/Mazlumun ahı indirir şahı/Her şeyin bir vakti vardır" dizelerini hatırlatan Bahçeli, "Toprağımızda izi olmayanların, tohum tohum saçılan emekleri inkar edenlerin, tarlası omuzunda oradan buraya gezenlerin bugünlerde maske takıp Milliyetçi-Ülkücü Hareket’i haksız ve hayasız şekilde suçlaması, bilinmelidir ki evvelemirde şehitlerimizin aziz hatıralarına saygısızlıktır. Gerçekten her şeyin bir vakti vardır, o vakit hızla yaklaşmaktadır. O vakit Türkiye Yüzyılı'yla simgelenmekte, yeni bir milli birlik ve kardeşlik asrıyla tebarüz etmektedir. Şehitlerimizin kutlu emanetleri başımızın üstünde, kalbimizin derinliklerinde, ömrümüzün ve önümüzün tam merkezindedir. Vefa bilmeyenlerin vakardan haberi olmaz. Sadakati devre mülk gibi gören sahte ve simsar zihniyetlerin Türk milliyetçiliğiyle ilgili fitne ve dedikodu yaymaları ademe de mahkumdur. Çıkarlarının sevdalısı olan siyasi devşirmeler, davasının sevdasıyla çelikleşmiş ve bayraklaşmış ülkücü şuura elbette nüfuz edemez, hiçbir süratte de yalan ve iftiraya dayanan çirkin sözlerinin değerinden ve ederinden bahsedilemez. Şehitlerimizin yeri gönüllerde, mükâfatı ise Yüce Allah’ın rahmetindedir" dedi. Tüm şehitlerin mücadelesinin onurlu olduğuna dikkati çeken Bahçeli, "Onlar hesap yapmamışlar, yanlışa ortak olmamışlar, hasbi ve haysiyetli hayatlarıyla temayüz etmişlerdir. Ülkücüler Ötüken’den atılan adıma Türk vatanında kucak açan, Söğüt’ten yapılan çağrıya yaşadıkları dönemde aynen riayet eden, tarihin nabzını damarlarındaki kanla temsil eden soylu insanlardır. Ülkücü şehitler ise Türk milletinin iftihar ve irade cevherleridir. Bizim inancımıza göre şehitler ölmemiştir. Bu vesileyle bütün şehitlerimizi, merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’i, hain bir saldırıda şehit düşen merhum Gün Sazak Bey’i, hayatlarını kaybetmiş tüm ülküdaşlarımızı saygıyla, rahmetle, özlemle anıyorum. Gazilerimize uzun ve huzurlu bir ömür diliyorum" diye konuştu.

Bahçeli: "Türkiye hepimizindir, Türk milleti büyük ve kudretli bir ailedir" Haber

Bahçeli: "Türkiye hepimizindir, Türk milleti büyük ve kudretli bir ailedir"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Bahçeli mesajında, "Şayet doğru bakılırsa, şayet dikkatle okunup anlaşılırsa yaşanmış hayat ve hadiseler mecmuunun kovuklarından sızan ve süzülen tarihi tecrübeler istikbalin karanlıkta kalan noktalarını tıpkı bir deniz feneri gibi aydınlatacaktır. Elbette zaman geriye değil ileriye doğru akmaktadır. Ancak ilerinin ve ilerlemenin sırrına hakim ve vakıf olabilmenin gerek şartı adım adım yürünerek geride bırakılan çetin, çetrefilli ve çileli yolları her cihetiyle idrak etmektir" ifadelerini kullandı. Millet olmayı başarmış toplumların tarihin fırtınalı dönemlerinde sadece ayakta kalmayı başarmakla iktifa etmemiş, sert ve şiddetli mücadele süreçlerinde akıl, ahlak, cesaret ve asalet cevherlerini elbirliğiyle gün ışığına çıkarmasını bildiklerini ifade eden Bahçeli, "Hiç kuşku yoktur ki, milletleşme en medeni insanlık seviyesidir. Söz konusu yüksek demokratik ve gelişmiş beşeri mertebeden bihaber olanların komünal toplum önermesi emperyalizmin bayatlamış bir telkini, bayağı bir tembihidir. Bu merkezde olmak suretiyle Türk milleti tarihin gerisine asla düşmeyecek, etnik kalıntıların zoraki ittifakı veya kabilelere ayrılmış parçalı toplum yapısı halinde tarif, tahdit ve tefrik edilemeyecektir. Devlet ve millet harici toplumsal sistem önerilerinin tartışılıp gündemde tutulması, bu öneri sahiplerinin ciddiye alınması abesin ve akıl dışılığın son eşiğinden başka bir şey değildir. Türkiye’miz muktedir idare ve irade marifetiyle terörsüz geleceğin kalın perdesini aralamış, daralan husumet çemberini yarmak için vaziyet almış, milli birlik ve beraberliği bozucu tesirlere her kesimin katılım ve desteği mucibince, üstelik tamamıyla karşı ve kapalı bir evreye geçmiştir" dedi. "TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ MEŞRU, HUKUKİ, EGEMEN VARLIĞINI SONUNA KADAR MÜDAFAA ETMEKLE BİRLİKTE TERÖRİZMLE MÜZAKERE VE MÜTAREKE ÇABA VE ÇALIŞMASINDA HİÇ OLMAMIŞ, BUNDAN SONRA DA OLMAYACAKTIR" Bölücü terör örgütü PKK’nın 12 Mayıs 2025 tarihinde silahları bırakma ve örgütsel fesih kararını ilan etmesiyle hassas, nazik, kırılgan ve bir o kadar da sabır gerektiren yeni bir aşamaya geçildiğini aktaran Bahçeli, "Provokasyon ortamının tahrik ve tahkimine, sudan sebeplerden dolayı yeşerecek alınganlıklara ve yanlış anlamalara fırsat verilmemelidir. Herkesin sorumlu bir dil kullanması, sonu uçuruma açılan polemik dehlizlerine kapılmaktan uzak durulması, siyasi ve ideolojik çıkar hesaplarına itibar edilmemesi, sağduyu ve aklıselimin çizgisinden sapılmaması hayati değer ve önemdedir. Papaza kızıp oruç bozmak bizim itikat ve inancımızda olmayan bir şeydir. Türkiye Cumhuriyeti devleti meşru, hukuki, egemen varlığını sonuna kadar müdafaa etmekle birlikte, terörizmle müzakere ve mütareke çaba ve çalışmasında hiç olmamış, bundan sonra da olmayacaktır" ifadelerine yer verdi. "TÜRK MİLLETİ TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİNİ VE ATILAN SAĞLAM ADIMLARI DOĞUSUYLA BATISIYLA, KUZEYİYLE GÜNEYİYLE SEVİNÇLE KARŞILAMIŞ VE BAĞRINA BASMIŞTIR" Gerçekçi, gelişmiş ve geniş kapsamlı barışın gönüller ve görüşler arasında yapılan olduğunu bildiren Bahçeli, "Barış tek kanatlı kuş değildir. Kaldı ki tek kanatla havalanmak mümkün değildir. İkinci kanadın takılarak uçuşun sağlanabilmesi milletimizin tamamının özverisine, özgüvenine, alicenaplığına, metanetine, duasına ve sahiplenmesine bağlıdır. Türk milleti terörsüz Türkiye hedefini ve atılan sağlam adımları doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle sevinçle karşılamış ve bağrına basmıştır. Geldiğimiz bu süreçte Türkiye artık terörle anılan, hüzünlü manşetlerle hafızalara kazınan bir ülke olmayacaktır. Terörsüz Türkiye, hukukunun üstünlüğünü esas alan eşit hak ve yükümlülüklerin egemen olduğu kapsayıcı ve kucaklayıcı, demokrasisini güçlendirmiş, ekonomik refahını artırmış bir Türkiye’dir. Mezkur hedefin uzun süreli kalıcı başarıya ulaşması ‘terörsüz Türkiye’ stratejisinin geniş bir toplumsal uzlaşmayla milli gayeler doğrultusunda inşasını gerektirmektedir" dedi. "TBMM BAŞKANI’NIN ÇAĞRISI İLE ‘YENİ YÜZYILIN TERÖRSÜZ TÜRKİYE STRATEJİSİ; MİLLİ BİRLİK VE DAYANIŞMA KOMİSYONU’ KURULMASI SAMİMİ TEKLİF VE TEMENNİMİZDİR" Önümüzdeki dönemin yol haritasını belirlemek üzere anayasal görev, yetki ve sorumlulukla birlikte milli iradenin tecelligahı olan TBMM’de bütün toplumsal kesimlerin temsilcileri olan siyasi partilerin katılımı ile bir komisyon kurulmasının akla en yatkın seçenek olduğunu aydeden Bahçeli, "Teamüllere uygun olarak TBMM Başkanı’nın çağrısı ile ‘Yeni Yüzyılın Terörsüz Türkiye Stratejisi; Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu’ kurulması samimi teklif ve temennimizdir Evvelemirde, komisyon çalışmalarının geniş katılımlı ve şeffaf yürütülmesi amacıyla, Gazi Meclis’te temsil edilen 16 siyasi parti temsilcilerinin bulunacağı komisyon 100 üyeden oluşmalı, çalışma şartlarına göre komisyonlar kurulmalıdır. İkinci olarak, TBMM’de temsil edilen her siyasi parti en az bir üye ile temsil edilmeli, diğer üyeler grubu bulunan partilerin temsil oranına göre belirlenmelidir. Üçüncü olarak, TBMM’de temsil edilen her siyasi parti komisyonda çalışmak üzere alanlarında uzman iki kişi görevlendirebilmelidir. Dördüncü olarak, komisyon çalışma usul ve esaslarını kendi belirlemelidir. Beşinci olarak, TBMM Başkanı komisyona başkanlık etmelidir. Altıncı olarak, komisyonda kararlar salt çoğunlukla alınmalıdır. Yedinci olarak da, komisyonda alınan kararlar milletvekilleri tarafından teklif haline getirilerek ilgili ihtisas komisyonlarına ve TBMM Genel Kurulu’na sunulmalıdır" dedi. "TÜRKİYE’MİZ ÜLKELER ARASI İHTİLAFLARIN ÇÖZÜM ADRESİ, DİPLOMATİK MANEVRALARIN VE DİYALOG MANİVELALARIN GÜVENİLİR MERKEZİ, BARIŞ VE HUZUR ARZULARININ SİVRİLEN MİHVERİDİR" Bölgesel ve küresel gelişmelerin hız kazandığı, siyasi, ekonomik ve diplomatik ilişkilerin devamlı farklı yüz ve yönlerinin tezahür ettiği bir dönemde Türkiye’nin aracısız ve bağlantısız şekilde yalnızca kendi imkanlarıyla terörsüz yeni yüzyılı inşa etmesinin muazzam bir olay olduğunu belirten Bahçeli, "Hepsinden daha mühimi ise Türkiye’miz ülkeler arası ihtilafların çözüm adresi, diplomatik manevraların ve diyalog manivelaların güvenilir merkezi, barış ve huzur arzularının sivrilen mihveridir. Uluslararası müesses nizamın aldığı yıkıcı darbelerle yeni bir dünyanın doğum sancıları günbegün yoğunlaşıyorken, iç cephe ve barış ortamımızı adil, adalet ve hakkaniyet ölçülerine müzahir olarak güçlendirmek hem tarihe, hem ecdada, hem de gelecek nesillere vefa borcumuzdur. Bu borç mutlaka ödenecek, Türkiye Cumhuriyeti bölücü terör musibetini gündeminden söküp atacaktır. Statüko kaybetmiş, ezberler bozulmuş, tabular birer birer devrilmiştir" ifadelerini kullandı. Bahçeli, 27 Şubat İmralı çağrısıyla kabuğunu kıran, 10 Mart’ta PYD/YPG’nin silahları Suriye Arap Cumhuriyeti’ne teslim etmeyi, yeni yönetimin kurumlarına entegre olmayı bir mutabakat zaptıyla kabule dayanan, 12 Mayıs’ta ise PKK’nın silah bırakma ve fesih işlemini teyit eden zincirleme gelişmelerin Türkiye ve bölge ülkeleri adına çok hayırlı adımlar olduğunu bildirdi. "TÜRKİYE HEPİMİZİNDİR, TÜRK MİLLETİ BÜYÜK VE KUDRETLİ BİR AİLEDİR" Mesajında "Ok yaydan çıkmıştır. Geriye dönüş yoktur. Bunun hilafına herhangi bir eylem, tertip, tuzak, kara propaganda ve ajitasyon vahim sonuçları teşhir edecek, tedavüle sokacaktır. Türkiye hepimizindir. Türk milleti büyük ve kudretli bir ailedir" diyen Bahçeli, "Merhum düşünürümüz Ziya Gökalp bir defasında şöyle yazmıştır: ‘Türklerle Kürtler muazzez vatanımızı düşmandan, mukaddes dinimizi fesattan esirgemek için daima birlikte cihada atılmıştır.’ Ayrıca şunları ifade etmiştir: ‘Milli Misakımızın Türklerle Kürtlere aynı kıymeti, aynı ehemmiyeti vermesi gösteriyor ki, Türklerle Kürtler arasındaki vefa bağları, sadakat rabıtaları her türlü tasvirin fevkinde bir samimiliğe maliktir.’ Bin yıldır biriz, beraberiz ve kardeşiz. Hep birlikte Türk milletiyiz. Hiçbir emperyalist komplo, hiçbir yabancı senaryo ve oyun, hiçbir yalan ve dedikodu aramıza giremeyecek, millet çınarında buluşan ebedi dost ve kardeşliği heba ve israf edemeyecektir" değerlendirmelerinde bulundu. 19 Mayıs 1919’da Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışının bariz ve bilinen motivasyonunun topyekun Türk milletinin bağımsızlığına duyduğu emsalsiz hayranlık, hürmet ve haysiyetli bağlılık olduğunun tartışmasız bir tarih gerçeği olduğuna dikkat çeken Bahçeli, "Biri kadın, üçü çocuk 79 yolcu, altı at ve bir de otomobil ile 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra saat 16.30’da Galata rıhtımından kalkan vapur üç günlük yolculuğun ardından 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’a ulaşmıştı. Samsun’a atılan ilk adım, girdiği dünya savaşında yıkılmış, parça parça edilmiş ve işgale uğramış mağrur imparatorluğumuzun kırık dökük harabelerinden yeni bir Türk devletinin inşa amacıydı. Bandırma Vapuru Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkülerini taşımıştı. Şunu bir defa kaydetmek ve açık açık ifade etmek arzusundayım ki, 19 Mayıs atılımı o güne kadar temerküz ve temayüz etmiş Türk devlet şuurunun ayağa kalkışı, kuvveden fiille geçişi, ölü toprağını üzerinden atışıdır. Nitekim 19 Mayıs 1919, Türk devletinin asırlar içinde oluşturup olgunlaştırdığı muhteşem bir mukavemet yeteneğidir. Muhasım ve müstevli unsurların işgal ve istilası gözü kapalı izlenemez, aciz ve korkak halde seyredilemezdi. Osmanlı Cihan Devleti'nin üst düzey devlet ricali felaketleri göğüslemek, esaret ve sömürgeleşmeyi önlemek amacıyla ufuk ötesini kavrayan, muhtemel beka sorunlarını önceden sezen, aziz millet varlığının bekasını muhafaza için canını dişine takan bir akla, bir anlayışa, maşeri vicdanın sessiz çığlığına tercüman olan derin bir müktesebata haiz ve sahipti. Bundan mütevellit, çareler aranmış, projeler hazırlanmış, bu süreçte de devletin her kademesinde görev alan vatansever ve milletsever kumandanlar ve siyaset insanları vazifeler üstlenmişti" dedi. "DÜN VATANI KURTARMAK İÇİN SERGİLENEN MİLLİ DİRİLİŞ, BUGÜN YİNE TÜRKİYE YÜZYILI'NA TAŞIYACAK İRADEYİ ORTAYA KOYMAKTADIR" 19 Mayıs hamlesinin ezcümle Türk devletinin göz kamaştıran stratejik hamlesi olduğunu belirten Bahçeli, mesajında şu ifadeleri kullandı: "Yıkım sürecinde dahi yeni bir Türk devletinin kuruluşunı düşünmek, bunu da zora ve zorbalığa direnerek hayata geçirmek esasen Türk milletinin zamanlar üstü muvaffakiyet beratıdır. 19 Mayıs 1919, 29 Ekim 1923’ün kuluçkasıdır. Tarihten ibret almayanların sonu ise vahi akıbettir. 19 Mayıs 1919’a müdrik olmayanların durmaksızın hamaset ve habaset saçmaları, tekrar Samsun’a çıkmayı duyuran aklıevvel ahmakların saçmalıkları aslında terörsüz Türkiye’den korkmaları, kendilerine ve küçücük siyasetlerine yer bulamayacaklarını hissetmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Fakat korkunun ecele faydası yoktur. 19 Mayıs, zulme karşı milli onurun dik duruşu, taviz ve teslimiyeti reddeden şerefli tutumudur. 19 Mayıs, anlık dürtülerin veya dar bir kadronun kararı değil, Türk devlet aklının Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarıyla eyleme geçmesidir. Dün vatanı kurtarmak için sergilenen milli diriliş, bugün yine Türkiye Yüzyılı'na taşıyacak iradeyi ortaya koymaktadır. Ülkemizin karşı karşıya kaldığı badireler dikkate alındığında Cumhur İttifakı temelinde şekillenen tarihi ve milli mutabakata aziz milletimizin sonuna kadar destek vereceğinden de şüphem yoktur. 1919’dan 2025 yılına kadar geçen 106 yıllık dönem tarihin yeniden uyanışına ve büyük Türk milletinin şahlanışına şahitlik etmektedir. Türk milletinin istiklal ve istikbali can pahasına korunacaktır. Kim ne yarsa yapsın, hangi kirli ve karanlık hesabın içinde olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti devletini takatten düşürmeye kimsenin gücü ve nefesi yetmeyecektir. 19 Mayıs şuuru geçmişte olduğu gibi canlı, Samsun’a çıkan irade hala meydandadır. Muhtaç olduğumuz kudret ise damarlarımızda akan kanda gizlidir. Bu düşüncelerle, 19 Mayıs 1919’un 106’ıncı yıldönümünde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Milli Mücadele kahramanlarımızı, aziz şehitlerimizi şükranla, minnetle ve rahmetle anıyor, muhterem hatıraları önünde hürmetle eğiliyorum. Türk gençliğinin ve Türk milletinin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı yürekten kutluyorum."

PKK'nın feshi hakkında Devlet Bahçeli'den ilk yorum! Haber

PKK'nın feshi hakkında Devlet Bahçeli'den ilk yorum!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tarihi bir sürecin tohumlarını 1 Ekim 2024 tarihinde attı. Terörsüz Türkiye'nin adımlarını atan Bahçeli'nin çağrıları sonrası ise beklenen oldu. Bugün açıklama yapan PKK, kongrenin toplandığını, örgütün feshedildiğini ve silahların da bırakıldığını duyurdu. 1 Ekim 2024 tarihinde sürecin tohumlarını atan Bahçeli de bu gelişmenin ardından yaptığı açıklamada, "tomurcuklar çiçek açtı" dedi. Sürecin en önemli aktörü olan Bahçeli yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "TOMURCUKLAR ÇİÇEK AÇTI" Türkiye Cumhuriyeti Devleti açık talihiyle, ortak aklı çalıştıran milli birlik ve dayanışma tablosuyla, aynı zamanda mülkün temeli olan adalet tabanıyla, elbette asırlara sari ahlak müktesebatının tasarruf ve taahhüdüyle tarihi bir eşiktedir. Türk vatanının her yöresine emek, sabır ve fedakârlıkla ekilen barış tohumları umutla sulanmış, nihayet tomurcuklanmış ve çiçek açmıştır. Bugüne kadar çekilen çileler, katlanılan badireler, karşılaşılan belalar, ödenen bedeller, dökülen tertemiz şehit kanları milli yüreklere ateş gibi düşse de milli birlik ve kardeşliğimizi heba ve heder edecek siyasi ve sosyolojik kırılma hiç yaşanmamıştır. Türk’ün Kürt’e, Kürt’ün Türk’e hürmet, muhabbet ve bağlılığı aziz Türk milleti varlığında tezahür ve temerküz etmiş, bununla mündemiç olmak suretiyle hiçbir kopma, parçalanma veya zayıflama emaresine tesadüf edilmemiştir. Dünya çapında zincirleme reaksiyon gösteren savaş ve çatışmalar silsilesinin karanlık gölgesi beşeriyet ve coğrafyaları pek çok yönden tahakküm ve tesirine almışken, Türkiye Yüzyılı’nın barış ve huzur uyanışıyla tahkim, taltif ve tarifi muazzam bir atılımın, muhteşem bir tarihsel akışın tescilidir. "İHANETLE YAZILAN KANLI SAYFA KAPANDI" 27 Kasım 1978 tarihinde Diyarbakır’ın Lice ilçesi Fis Köyü’nde kurulan, ilk silahlı eylemini 15 Ağustos 1984 akşamı Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli ilçelerinde gerçekleştiren bölücü terör örgütü PKK, 12.Kongresi’ni 5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde toplayarak 27 Şubat İmralı çağrısına müzahir kararlar almıştır. Bu kapsamda PKK silahları bıraktığını, örgütsel varlığını feshettiğini bugün sabah saatlerinde açıklamıştır. Böylelikle PKK musibeti son bulacak, 47 yıldır ihanetle yazılan kanlı sayfa ümit ve temenni ediyorum ki, bir daha açılmamak üzere kapanacaktır. Mevzu bahis tarihi gelişmenin kuşkusuz çok mühim ve münhasır sonuçları olacak, siyaset ve demokrasinin sivrilip serpilmesiyle miadı dolan silahlı çatışma dönemi acı hatıralarıyla ve alınmış ibretlik dersleriyle geride kalacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi 22 Ekim 2024 tarihinden itibaren terörsüz Türkiye hedefini kararlılıkla savunmuş, cesamet ve cüreti günbegün tahrik edilen istismar ortamının ve hamasi söylemlerin bubi tuzağına düşmemiştir. "TERÖR VE BÖLÜCÜLÜK KAMBURUNA MÜDAHALE EDİLMİŞ, SONUÇ ALINMIŞTIR" Partimiz ve Cumhur İttifakı hiçbir şekilde geri adım atmamış, özellikle İmralı ile DEM Parti ülkemizi kapsamına alan risk ve tehditleri isabetle ve itinayla okumuşlardır. El birliği, güç birliği, inanç birliği, eylem birliği ve ortak kader birliği mucibince; Türkiye’nin sırtında on yıllardır taşınması gittikçe ağırlaşan terör ve bölücülük kamburuna müdahale edilmiş ve hamd olsun sonuç alınmıştır. Şahsen, milletine ve ülkesine feda edilmiş hayatımın en mümtaz ve müstesna anını iliklerime kadar hissetmenin müftehir ruh haliyle dolup taştığımı herkesin bilmesinde yarar görüyor, bundan sonrası için daha temkinli, daha dikkatli, daha serinkanlı ve sağduyulu hareket edilmesini vazgeçilmez önemde değerlendiriyorum. "BARIŞ HAVASI, KALICI VE GERÇEKÇİ OLMALIDIR" Silahların ne zaman, nerelere, hangi şartlar dahilinde, hangi sınır ve ölçekte bırakılacağı, Bunun zaman ve mekan parametrelerini analiz ederek teknik takip ve gözetiminin kimler tarafından ve nasıl sağlanacağı, Feshedilen PKK’dan PYD/YPG’ye muhtemel geçiş ve intikallerin denetim ve kontrolünün eşzamanlı ve eşgüdüm halinde nasıl ve ne şekilde temin edilip edilmeyeceği, Silah bırakan örgüt militanlarından suça bulaşmış ya da bulaşmamış olanların tasnif ve tefrikinin nasıl yapılacağı, PKK terör örgütünün lider kadrosuyla ilgili alınacak tedbirlerin kapsam ve hududunun ne olacağı, Siyasi ve hukuki reformlarla demokrasi ve sivil siyasetin güçlendirilmesinin yanı sıra bin yıllık kardeşliği ve birlikte yaşama iradesini pekiştirip ileriye taşıyacak stratejik ve yasal adımların çatı ve çerçevesinin nasıl belirleneceği ayrıca ele alınmalı, müştereken ve maşeri vicdana muvafık halde tatbik edilmelidir. Barış havası, güvenlik ortamı mutlak surette kalıcı ve gerçekçi olmalıdır. "TÜRK İLE KÜRT EZELDEN BERİ BERABERDİR" Önyargıların bataklığı kurutulmalı, uyduruk kayıkçı kavgaları sonlandırılmalı, ucuz polemiklerin sahne aldığı sipariş gerginlikler bitirilmeli, ideolojik, ilkesiz ve ilkel takıntıların parantezi kapatılmalıdır. Kararmış kalplerin, katılaşmış vicdanların, küçük hesapların, kötürüm heveslerin hoşgörü ve uzlaşma çabalarını boşa düşüreceği, barış ve kardeşlik fidelerini solduracağı unutulmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin, hiçbir zaman inkar, imha, asimilasyon ve soykırım yanlışıyla hükmü şahsiyetine leke düşürmediği açıktır. Türk milletinin hiçbir mensubu yaban ve yabancı addedilmediği de tarihi vakıa ve vesikalarla ortadadır.Bu ülke hepimizindir, bu vatan üzerinde yaşayan herkesin namus ve şeref mevzuudur.Türk ile Kürt ezelden ebede bir ve beraberdir. Hiçbir iç ve dış melanet ve ihanet senaryo bu beraberliği bozamayacak, bunalım kapanına hapsedemeyecektir. Kim ne derse desin, statükocu ve ezbere dayalı marjinal iddialara kimler bel bağlarsa bağlasın terörsüz Türkiye’nin meşalesi yakılmıştır.Bugün kazanan barış ve kardeşliktir.Bugün kazanan siyaset ve demokrasidir. Bugün kazanan doğudan batıya, güneyden kuzeye Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti, hatta mücavir coğrafyalardaki dost ve kardeş halklardır. "İNSANLIK DIŞI KIRIM ÜLKEMİZDE SON BULACAKTIR" Bilindiği üzere terörizm; Toplumu dönüştürecek veya bir yapıyı değiştirecek kadar köklü ve nihai sonuca ulaşmak için; Birden çok kişiye ve ortama tesir edebilmek amacıyla, Bu etkinin en yüksek olabileceği niyetiyle seçilmiş özel hedeflere yöneltilen, Saldıran ile saldırılan arasında doğrudan illiyetin olmadığı, Sürekli korku ve tahribat yaratma tehdidinin veya uygulamasının sistematiğidir. Bu sistematik şiddetin uygulaması terör, uygulayıcısı terörist, mağduru ise insanlık ve insani değerlerdir. Ve bu insanlık dışı kırım ve yıkım süreci ülkemizde inşallah son bulacaktır. Kırlarımızda çiçekler toplanacak, dağlarımızda kaderdaşlığın ve kardeşliğin hiç kesilmeyecek esintileri hakim olacaktır.Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü evresidir.Terör örgütünün feshi ise yeni yüzyılın ulaşılan ve gerçekleşen ilk hedefidir. Bundan sonra milli ülkülerimizin ve nihai hedefimizin peşinden el ele ve hep birlikte yürümek bölge ve dünya genelinde hayranlık uyandıracak müteyakkız ve muktedir hayat, siyaset ve milli varlık gerçeği olarak anılacaktır. "TÜRK VE KÜRT KARDEŞLİĞİNE SAHİP ÇIKAN HER VATAN EVLADINA ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM" Bu vesileyle 3 Mayıs 2025’te hayata veda eden, terörsüz Türkiye gayesine samimiyetle hizmet eden merhum Sırrı Süreyya Önder’i rahmetle anıyor, mekanı cennet olsun diyorum. Terörsüz Türkiye hedefini bir devlet politikası haline getiren, özverili bir şekilde tavrını ve duruşunu gösteren Sayın Cumhurbaşkanımıza, partisinde ve devlet bürokrasinde mücadele edip terörsüz geleceğin mimarisine destek veren mesai arkadaşlarına, 27 Şubat barış ve demokratik toplum çağrısıyla tarihsel sorumluğu üzerine alan PKK’nın kurucu önderi Abdullah Öcalan’a, İmralı-DEM Parti-Kandil arasında temas ve görüşme trafiğini yürüten heyetlere, DEM Parti’nin eş genel başkanlarına, yönetici ve milletvekillerine, Türk ve Kürt kardeşliğine sahip çıkan her vatan evladına, Elbette Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesiyle hiyerarşik zincir içindeki tüm kahramanlarımıza teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum. Aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, gazilerimize uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Büyük Türk milletini saygıyla selamlıyor, terörsüz Türkiye’yle ilgili tarihi gelişme ve kararların hayırlı olmasını Rabbim’den niyaz ediyorum.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.