SON DAKİKA
Hava Durumu

#Dijitalleşme

Söz Bursa - Dijitalleşme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dijitalleşme haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Arena Eğitim Kurumları’nda "Anne Baba Okulu"nun yeni dönemi başlıyor Haber

Arena Eğitim Kurumları’nda "Anne Baba Okulu"nun yeni dönemi başlıyor

Günümüz dünyasında dijitalleşme, değişen sosyal yapılar ve artan beklentilerle birlikte ebeveynlik rolleri de sürekli bir dönüşümden geçiyor. Bu dönüşüme uyum sağlayarak çocuklarıyla daha sağlıklı, güçlü ve empatik bir bağ kurabilmeleri amacıyla Arena Eğitim Kurumları, sadece kendi velilerine değil, katılmak isteyen tüm ebeveynlere bir eğitim programı sunuyor. İlki geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen ve büyük ilgi gören “Anne-Baba Okulu”, ailelere çocuklarının gelişimsel ihtiyaçlarını doğru anlamalarına, olası kriz anlarını yönetebilmelerine ve onların potansiyellerini en üst düzeyde destekleyebilmelerine rehberlik edecek şekilde, alanında uzman isimler tarafından özenle hazırlandı. "EN DEĞERLİ PAYDAŞIMIZ AİLELERİMİZDİR" Programın eğitimdeki bütüncül yaklaşım için önemini vurgulayan Arena Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Celal Arslan, "Eğitimin sadece okul duvarları arasında kalmadığına, ailenin bu sürecin en temel ve en güçlü yapı taşı olduğuna inanıyoruz. Arena Okulları olarak, en değerli paydaşlarımız olan velilerimizin her zaman yanında olmak bizim öncelikli görevimizdir. Bursa Uludağ Üniversitesi'nin değerli akademisyenleriyle yürüttüğümüz 'Anne Baba Okulu', ebeveynlerimize güncel bilgilerle donatılmış, bilimsel temelli bir rehber sunuyor. Amacımız, değişen dünyanın dinamiklerine uyum sağlayabilen, mutlu, özgüvenli, başarılı ve donanımlı nesiller yetiştirme yolculuğunda ailelerimize destek olmaktır. Bu programın, hem ailelerimizin hem de çocuklarımızın yaşamında olumlu ve önemli katkılar sağlayacağına eminim" ifadelerini kullandı. UZMAN İSİMLERDEN 10 HAFTALIK KAPSAMLI EĞİTİM Program, 8 Kasım'da Doç. Dr. Nuray Koç'un “21. Yüzyılda Çocukların Gelişimsel Özellikleri ve Ebeveynlik” başlıklı açılış sunumuyla başlayacak. 10 hafta boyunca devam edecek olan eğitim serisinde, alanında uzman akademisyenler ve profesyoneller, ebeveynliğin temel taşlarını ve güncel zorluklarını ele alacak. Katılımcılar, çocuklarıyla güvenli bağlanma kurmanın psikolojik temellerinden, onların akademik ve psiko-sosyal gelişimlerini destekleyecek motivasyon stratejilerine kadar geniş bir yelpazede bilgi edinecek. Programda ayrıca, etkili iletişim becerileri, aile-okul ilişkilerinin sağlıklı yürütülmesi, akran zorbalığı ve siber zorbalıkla baş etme yöntemleri gibi kritik konulara odaklanılacak. Bunların yanı sıra, medya okuryazarlığı, sağlıklı beslenme alışkanlıkları, madde bağımlılığı gibi risklere karşı önleyici yaklaşımlar ve çocukların yaratıcılığını kültürel etkinliklerle geliştirme yolları gibi hayati başlıklar da uzmanlar tarafından detaylıca işlenecek. Ayrıca ebeveynlere, çocuklarının hem akademik hem de sosyal-duygusal gelişimlerini desteklerken karşılaşabilecekleri zorluklara karşı pratik çözüm önerileri ve stratejiler sunulacak. NASIL KATILABİLİRSİNİZ? Tüm eğitimlerin ücretsiz olarak gerçekleştirileceği program, Arena Okulları Beşevler Kampüsü Konferans Salonu’nda her Cumartesi günü saat 10.00’da düzenlenecek. Katılmak isteyen ebeveynlerin, 0850 244 22 76 numaralı telefonu arayarak kayıt yaptırmaları gerekiyor. Başvurular 7 Kasım Cuma günü sona erecek.

BTÜ koordinatörlüğünde Karadeniz limanlarının sürdürülebilirliği ele alınacak Haber

BTÜ koordinatörlüğünde Karadeniz limanlarının sürdürülebilirliği ele alınacak

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), Karadeniz Ekonomik İşbirliği ülkelerinin limanlarını sürdürülebilirlik açısından değerlendireceği önemli bir projeye başlıyor. Proje kapsamında, Karadeniz limanlarını temsil eden ülkelerden alınacak verilerle Karadeniz Ekonomik İşbirliği ülkeleri için “Mavi Liman İndeksi”nin oluşturulması planlanıyor. BTÜ’nün, “Karadeniz Ülkeleri İçin Mavi Liman İndeksi (Blue Port Index For BSEC Countries)” başlıklı projesi, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü tarafından kabul edildi. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü tarafından Türkiye'nin (BTÜ) yürütücülüğünde kabul edilen ilk proje olma özelliği taşıyan çalışmanın yürütücülüğünü, Denizcilik Fakültesi Denizcilik İşletmeleri Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökçe Çiçek Ceyhun üstleniyor. Proje ekibinde İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hilal Yıldırır Keser, Proje Destek Ofisi Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Oya Güler ve Proje Destek Ofisi’nden Öğretim Görevlisi Melis Ece Özyiğit bulunuyor. Bursa Teknik Üniversitesi koordinatörlüğünde yürütülen projenin uluslararası paydaşları arasında ise Bulgaristan Burgas Free Universitesi ve Gürcistan Tourism Enstitüsü yer alıyor. Denizcilik alanı için bilimsel politika oluşturulacak Uluslararası çoklu iş birliği niteliğindeki proje, limanların mavi ekonomiye katkısını artırmayı ve Mavi Liman Endeksi (BPI) ile sürdürülebilir denizcilik uygulamalarını teşvik etmeyi amaçlıyor. Bu çalışma ile Karadeniz limanlarını temsilen 3 ülkeden, 3 limanın; çevresel sürdürülebilirlik, altyapı, dijitalleşme, yeşil dönüşüm gibi çeşitli kriterler açısından karşılaştırılması hedefleniyor. Elde edilecek veriler doğrultusunda, bölgesel kalkınmayı destekleyecek ve denizcilik alanında iş birliğini güçlendirecek politika önerileri için bilimsel bir temel oluşturulacak. BTÜ öncülüğünde yürütülecek bu proje, bölgesel denizcilik stratejilerine katkı sunacak. Rektör Çağlar: Proje mavi ekonomiye katkı sunacak Proje ekibini tebrik eden BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü tarafından Türkiye’den kabul edilen ilk proje olma özelliği taşıyan bu çalışmanın yürütücüsü olmaktan büyük bir gurur duyuyoruz. Alanında öncü nitelik taşıyan bu proje, sürdürülebilir denizcilik ve mavi ekonomi alanında uluslararası ölçekte katkı sunacak önemli bir adımdır. Proje ekibinde yer alan tüm değerli akademisyenlerimizi ve paydaş kurumlarımızı içtenlikle tebrik ediyor, bu başarıların üniversitemizin uluslararası görünürlüğüne ve bilimsel üretkenliğine katkı sağlamasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

BTSO’dan yapay zekâ hamlesi Haber

BTSO’dan yapay zekâ hamlesi

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Bursa iş dünyasının yapay zekâ ekosisteminde daha etkin yer almasını desteklemek amacıyla, MEXT Teknoloji Merkezi ve BUTEKOM iş birliğiyle Yapay Zekâ Olgunluk Değerlendirmesi Programı’nı hayata geçirdi. BTSO Ana Hizmet Binası’nda düzenlenen toplantıya BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Batmaz, Bilgi İşlem ve Otomasyon Teknolojileri Konseyi Başkanı Osman Akın ile BTSO Meclis ve Komite Üyelerinin yanı sıra Bursa Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Aydın Bakoğlu ve KOSGEB Bursa Batı Müdürü Erkan Güngör de katıldı. Yapay Zekâ Olgunluk Değerlendirmesi metodolojisi ve içeriği, sektörlerden başarı örnekleri ve uygulama deneyimleri, değerlendirme süreci ve raporlama detayları ile Bursa firmalarına özel uygulama planlarının paylaşıldığı toplantıya BTSO üyeleri büyük ilgi gösterdi. "KÜRESEL REKABETTE YENİ BİR DÖNEM" BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Batmaz, küresel ekonominin teknoloji odaklı bir dönüşüm sürecinden geçtiğini vurgulayarak, yapay zekânın bu değişimde kilit rol oynadığını ifade etti. Batmaz, "Küresel ekonomi, teknolojinin öncülüğünde baş döndürücü bir hızla yeniden şekilleniyor. Güç dengeleri değişiyor, ticaretin kuralları yeniden yazılıyor. Yapay zekâ, yeşil enerji, dijitalleşme ve veri ekonomisi, her sektörü yeniden tanımlıyor. 2030 yılına kadar iş süreçlerinin yüzde 60’ından fazlası otomasyon ve yapay zekâ destekli sistemlerle yürütülecek. Dijital ekonominin küresel ekonomideki payı yüzde 20’yi aşmış durumda. İş dünyası liderlerinin yüzde 61’i dijital dönüşümü en önemli öncelik olarak görüyor, büyük kuruluşların ise yüzde 94’ü bir dijital dönüşüm stratejisine sahip. Günümüz rekabeti, veri analizi ve hızlı öğrenme üzerine kurulu. Eğer bir işlemi rakibinizden daha yavaş yapıyorsanız, maliyetiniz ne kadar düşük olursa olsun, er ya da geç sahneden çekilirsiniz" dedi. "TEHDİT DEĞİL FIRSAT OLARAK GÖRÜLMELİ" Batmaz, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusu ile dijitalleşmeye yatkın olmasına rağmen, üretim, enerji ve lojistik gibi lokomotif sektörlerde dijital olgunluk düzeyinin küresel rakiplerin gerisinde kaldığını belirtti. BTSO’nun Bursa’da yapay zeka ve dijitalleşme hamlesine öncülük ettiğini vurgulan Batmaz, "Bugün başlattığımız Yapay Zekâ Olgunluk Değerlendirme Programı, MEXT ve BUTEKOM iş birliğiyle işletmelerimizin dijitalleşme seviyesini bilimsel bir kesinlikle ortaya koyacak ve geleceğe yönelik bir operasyonel kılavuz sunacak. Yapay zekâ, yavaş kalanlar için tehdit, hızlı adapte olanlar için ise bir sıçrama tahtası. Bursa iş dünyasını bu potansiyeli somut bir değere dönüştürmeye davet ediyorum." "YAPAY ZEKÂ DÖNÜŞÜMÜNE REHBERLİK EDECEĞİZ" BTSO Bilgi İşlem ve Otomasyon Teknolojileri Konseyi Başkanı Osman Akın, Yapay Zekâ Olgunluk Değerlendirme Programı’nın temellerinin 18-19 Haziran tarihlerinde Bursa Business School’da düzenlenen Next Level Yapay Zekâ Zirvesi’nde atıldığını söyledi. Akın, "Bursa’da ilk kez düzenlenen bu zirve, otomotiv sektörüne odaklanarak iki gün boyunca çok değerli firmaları ve geniş bir katılımcı kitlesini bir araya getirdi. MEXT ile stratejik bir iş birliği gerçekleştirdik. Yapay zekânın önemi artık herkes tarafından biliniyor. İlk zirvemiz farkındalık oluşturmayı hedefliyordu. Bu programda ise o farkındalığı somut bir dönüşüme taşıyoruz. Yapay zekâ ile nasıl bir dönüşüm gerçekleştirmeliyiz, bu süreci kimler yönetecek ve şu an ne aşamadayız gibi sorulara yanıt arayacağız." dedi. DÖNÜŞÜM İÇİN DESTEKLER ÖNEMLİ BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın da programa tam destek verdiğini belirten Akın, sözlerini şöyle sürdürdü: "MEXT ile iş birliği içinde örnek projeler geliştiriyoruz. Ben tüm sanayicilerimize MEXT ve BUTEKOM’u görmelerini tavsiye ediyorum. Bundan 15 yıl önce bu konuları anlattığımızda bize gülüyorlardı. Ancak şimdi sektörde kalıcı olmak istiyorsanız bu değişime ayak uydurmak zorundasınız. O dönemde bu bilinç düzeyinde olsaydık bugün yaşadığımız pek çok sorunun önüne geçebilirdik. Bursa’da yapay zekâ ile ilişkili otomotiv ve makine gibi güçlü sektörlerimiz var. Sağlık ve hizmet sektörlerini de bu çalışmalara dahil edebiliriz. Yine özellikle 48, 50 ve 69’uncu meslek komitelerimizde önemli teknoloji üreticileri bulunuyor. Bu çalışmalar bu firmalarımıza da yeni iş alanları açacak ve umarım başarılı projeler uluslararası platformlara taşınacak" dedi. YAPAY ZEKÂNIN AMACI VERİMLİLİK BUTEKOM Genel Müdürü Murat Kurtlar, dijitalleşme ve yapay zekâ uygulamalarının temel amacının verimlilik artışı olduğunu söyledi. Kurtlar, "Dijitalleşme ya da yapay zekâ uygulamalarına yalnızca bu teknolojileri kullanmak için adım atmak yanıltıcı olur. Bunların tek amacı işletmelerde verimlilik sağlamaktır. BTSO Eğitim ve Teknoloji Kampüsü’nde bu doğrultuda, gelişen teknolojilerle sürekli kendimizi yeniliyoruz. BUTEKOM, Bursa Model Fabrika, Enerji Verimliliği Merkezi, BTSO MESYEB ve BUTGEM’de sürdürülebilirlik, sosyal gelişim, çevre koruma ve ekonomik büyüme gibi temel alanlara odaklanıyoruz" dedi. "YOL HARİTASINA İHTİYACIMIZ VARDI" BUTEKOM olarak çok önemli bir programı hayata geçirdiklerini ifade eden Kurtlar, "MEXT iş birliğiyle ilk pilot uygulamayı BUTEKOM’da gerçekleştirdik. Veriyle çalışıp çalışmadığımızı, veriyi ne kadar etkin kullandığımızı ve veriyle neler yapabileceğimizi değerlendirmek için bir yol haritasına ihtiyacımız vardı. Bu program, işletmelerimizin bu sorulara yanıt bulmasına ve verimlilik odaklı bir dönüşüm gerçekleştirmesine katkı sağlayacak. Programın faydalı sonuçlar getireceğine inanıyorum" diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından MEXT Teknoloji Merkezi uzmanları tarafından programın detayları paylaşıldı. Programda yer alan firmalar, yapay zekâ hazırlık seviyelerini keşfederken, sektörel kıyaslama konumlarını tespit etme imkânı bulacak. Somut yol haritaları ve öncelikli adımlar belirlenecek. Ayrıca firmalar MEXT tarafından hazırlanan 100’den fazla senaryo arasından özel fırsatlar yakalayacak.

Burkay: “Teknoloji ve verimlilik üretimin standardı olmalı” Haber

Burkay: “Teknoloji ve verimlilik üretimin standardı olmalı”

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde gerçekleştirilen ‘Uludağ Gıda Zirvesi’, sektörün liderlerini bir araya getirdi. “Sürdürülebilir Gıda, Güvenilir Gelecek” temasıyla düzenlenen zirve, tarımdan sanayiye, tedarikten ihracata kadar gıda ekosisteminin tüm halkalarını aynı çatı altında buluşturdu. BTSO Gıda ve Paketli Ürünler Konseyi’nin çalışmaları doğrultusunda iş dünyasının yaşam boyu eğitim merkezi Bursa Business School ev sahipliğinde düzenlenen zirvede, iklim değişikliğinin tedarik zincirine etkileri, yerli üretimin güçlendirilmesi, gıda israfının önlenmesi ve sürdürülebilir arz modelleri gibi konular alanında uzman isimler tarafından ele alındı. Kamu yöneticileri, akademisyenler, sektör temsilcileri ve yerel yöneticileri bir araya getiren zirvenin açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, küresel dönüşüm çağında akıllı, yeşil ve sürdürülebilir üretimin geleceği şekillendirdiğini belirterek, teknoloji ve verimlilik temelli bir tarım-sanayi entegrasyonunun Türkiye’nin gıda güvenliği ve rekabet gücü için hayati öneme sahip olduğunu söyledi. “Köklü Bir Zihniyet Dönüşümünden Geçiyoruz” Başkan Burkay, günümüzde şirketlerin değerini toprakları ya da fabrikaları değil; veriyi yönetme gücü, yenilik üretme kabiliyeti ve dönüşümü öngörme becerisinin belirlediğini ifade etti. Bursa Business School’un, iş dünyasının geleceğe hazırlanmasında stratejik bir rol üstlendiğini vurgulayan İbrahim Burkay, “Uludağ’ın kalbinde oluşturduğumuz bu vizyon okulu, bilgiyle güçlenen, yenilik üreten ve geleceğe yön veren bir düşünce platformudur. Enerjiden çevreye, dirençli şehirlerden girişimciliğe kadar uzanan zirvelerle burada köklü bir zihniyet dönüşümünü hep birlikte inşa ediyoruz.” mesajı verdi. “Güvenlik ve Refah Meselesi Haline Geldi” İklim krizinin etkilerinin derinleştiği ve jeopolitik risklerin küresel ticareti yeniden şekillendirdiği bir dönemde gıda ve tarımın güvenlik ve refah meselesi haline geldiğine işaret etti. Bursa’nın tarımsal üretim potansiyeline değinen İbrahim Burkay, su kaynaklarının tarımdaki kullanım oranının yüzde 70 seviyesinde olduğunu, bu nedenle verimlilik ve teknoloji odaklı planlamanın kaçınılmaz hale geldiğini vurguladı. Başkan Burkay, en az enerji kadar stratejik hale gelen suyun da verimli kullanılması gerektiğini belirterek, Bursa’nın toplam 10 bin 800 kilometrekarelik yüzölçümünün içinde tarıma ayrılan payın yüzde 30,9 olduğunu, sektörün kent ekonomisindeki payının ise yüzde 5,9 seviyesinde gerçekleştiğine dikkat çekti. “Yüksek Verimi Planlama ve Teknolojiyle Sağlayabiliriz” Avrupa’da sınırlı su kaynaklarına rağmen tarım ve hayvancılık sektörlerinde teknolojik yatırımlar ve verimlilik esaslarıyla birbirinden başarılı örneklerin bulunduğunu dile getiren İbrahim Burkay, “Yüksek verim, sadece toprak ve suyla değil; bilgiyle, planlamayla ve teknolojiyle sağlanabilir. Altını özellikle çizmek isterim ki bizler sanayiyle tarımı birbiriyle rekabet eden değil, birbirini tamamlayan zenginlik alanı olarak görüyoruz. Sanayide küresel üretim ve inovasyonun merkezleri olan ABD, Almanya ve Çin, aynı zamanda tarım sektöründe de küresel verimlilik ve üretim liderleri arasında yer alıyor. Üretim zincirinin her halkası bir diğerini güçlendirdiğinde, hem sektörün tüm paydaşları kazanır hem de ülkemizin refahı artar.” dedi. “Ne Kadar Verim Aldın Sorusuna Yanıt Vermek Zorundayız” BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, sürdürülebilir gıda sistemlerinin teknoloji, veri ve ortak akılla güçlenmesi gerektiğini belirterek, “Artık ‘ne kadar destek verdin’ değil, ‘ne kadar verim aldın’ sorusuna yanıt vermek zorundayız.” ifadelerini kullandı. Başkan Burkay, “Teknoloji ve verimlilik, üretimin standardı olmalı. Dijital toprak haritaları, akıllı sulama ve geri kazanım sistemleriyle üreticimizi teknolojiyle buluşturabilirsek, hem verim artar hem gıda fiyatları dengelenir hem de doğal kaynaklarımız korunur.” dedi. İbrahim Burkay, konuşmasının son bölümünde Bursa Food Point Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı ile Turfood Horeca Fuarının Uludağ Gıda Zirvesi’nin devamı niteliğinde olacağını ifade ederek, “Bu ekosistemi büyütmek, bilgi paylaşımını kalıcı hale getirmek ve Bursa’nın gıda sektöründeki küresel gücünü daha da artırmak istiyoruz.” şeklinde konuştu. “Bursa, Türkiye’nin Gıda Üretiminde Kilit Bir Merkez” BTSO Gıda ve Paketli Ürünler Konseyi Başkanı Burhan Sayılgan, zirvede yaptığı konuşmada Türkiye’nin bereketli toprakları, iklim çeşitliliği ve üretim potansiyeliyle dünyanın önde gelen tarım ülkeleri arasında yer aldığını vurguladı. Bursa’nın güçlü sanayisi, verimli arazileri ve gelişmiş lojistik altyapısıyla ülkemizin gıda üretiminde kilit bir merkez konumunda olduğunu belirten Sayılgan, gıda sektöründeki başarıların kalıcı hale gelmesi için tüm paydaşların sürece dahil olması gerektiğine dikkat çekerek, “Üreticiden akademisyene, sanayiciden yerel yönetimlere kadar herkesin sürece katılımını sağlamalıyız. Politikaların üreticinin sesiyle, çiftçimizin tecrübesiyle şekillenmesi gerekiyor. Çünkü tarladaki emeği anlamadan sofradaki bereketin değerini bilemeyiz.” ifadelerini kullandı. “Dünya’da Üretilen Gıdanın 3’te Biri İsraf Ediliyor” Sürdürülebilir gıda ekosistemi inşasında güçlü bir iş birliğinin önemine işaret eden Sayılgan, ekonomide istikrar arayışlarının sürdüğü bir dönemde tarım sektörüne yönelik teşviklerin artırılmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Teknolojik yatırımlar ve dijital tarım uygulamalarının sektörü geleceğe taşıyacak en güçlü adımlar olduğunu belirten Sayılgan, gıda israfının da önlenmesi gereken en kritik konulardan biri olduğunu söyledi. Dünyada üretilen gıdanın üçte biri, Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 25 milyon ton gıdanın israf edildiğini ifade eden Sayılgan, Uludağ Gıda Zirvesi’nin bu anlamda önemli bir misyon üstlendiğini dile getirdi. “Akıl Terine Ağırlık Vermeliyiz” Bursa Vali Yardımcısı Hulusi Doğan, Uludağ Gıda Zirvesi’nin sektörün geleceğine ışık tutan bir temayla düzenlenmesinin büyük anlam taşıdığını belirterek, “Bizim gelecekteki en önemli sıkıntımız su sorunudur. Dünyada su kıtlığı artıyor. Ülkemizde ve Bursa’da da artıyor. Suyun en verimli kullanıldığı yöntemleri geliştirmemiz ve bunun teknolojilerine gitmemiz şart. Bursa’mızda daha büyük ölçekte tarımsal faaliyetlerle yapılan üretimler yapan sektörümüz var. Bunlar gerçekten çok güzel çalışmalarla eksiği kapatmaya çalışıyor. Pandemide de gördüğümüz gibi insan hayatının olmazsa olmazı gıda. Gıda arzı ve bunun güvenilirliği çok önemli. Gıda arzında alın terimiz var ama akıl terimizi de kullanmamız gerekiyor. Mükemmel bir zirveye imza atıldı. BTSO Başkanı Sayın İbrahim Burkay’a teşekkür ediyorum. Bir işi doğru zamanda güzel bir merkezde yaptılar. Bursa her zaman her yönüyle örnek bir şehir.” dedi. “İbrahim Burkay’ın Erişilemez Vizyonuyla Tarihi Bina Büyük Bir Esere Dönüşmüş” Uludağ Gıda Zirvesi, açılış konuşmalarının ardından “Güvenilir ve Sürdürülebilir Gıda İçin Kurumsal Yol Haritası” oturumuyla gerçekleştirildi. Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, zirvenin Bursa Business School’da düzenlenmesinin kendisi için farklı bir anlam taşıdığını belirterek, “Burada olmak benim için çok önemli. Bu yapının 50 sene öncesini hatırlıyorum. Öğrenciyken burada kalmışlığım var. Başkanımız Sayın İbrahim Burkay’ın erişilemez vizyonuyla bu binayı böyle görmek, orijinalliğiyle çağın gerekli imkanlarıyla Bursa’mıza ve ülkemize yeniden kazandırılmış olması benim için gerçekten çok büyük mutluluk. Kendisini tebrik ediyorum. Uludağ’ın tazeleyen havasında güzel bir zirve geçirilmesini diliyorum.” dedi. “Ortalama Çiftçi Yaşı 59’a Yükseldi” Muharrem Yılmaz, sürdürülebilir gıda üretimi ve güvenilir tedarik zinciri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Dünyada 700 milyon insanın açlık çektiğini, her yıl 1.25 milyar ton gıda israf edildiğini, dünya nüfusunun yüzde 28’inin yeterli gıdaya ulaşamadığını belirten Yılmaz, buna karşın yetişkinlerin yüzde 16’sının ise obezite ile mücadele ettiğine dikkat çekti. Muharrem Yılmaz, “Dünya nüfusunun 2050 yılında 9,8 milyara ulaşması bekleniyor. Ayrıca kırsal bölgeler boşalıyor ve dünyada gençlerin yüzde 40’ı tarımı bırakma eğiliminde. Çiftçiler yaşlanıyor. Ortalama çiftçi yaşı 59’a yükseldi. Türkiye’de genç çiftçilerin oranı yüzde 5 düzeyinde. Gelecek için kadroları da yetiştiremiyoruz.” diye konuştu. “İş Yapış Biçimlerimizi Dönüştürmek Zorundayız” Küresel sıcaklık artışının devam ettiğini, dünyada tarım arazilerinin yüzde 33’ünde toprakların yıprandığını dile getiren Muharrem Yılmaz, “Her yıl ciddi sıcaklık dalgaları var. İklimde çok ciddi şoklar yaşıyoruz. Milyarlarca dolarlık tarımsal ürün kaybı yaşanıyor. Tüm bu sorunlar ve karşımıza çıkan tehditler dikkate alındığında sektörü sürdürülebilir kılmak, doğal kaynakları korumak, verimliliği artırmak, herkes için adil ve kaplayıcı bir gıda sistemi oluşturmak durumundayız. Bu nedenle iş yapış biçimlerimizi dönüştürmek ve gıda sistemlerimizi gözden geçirmeliyiz. Hepimiz aynı gemideyiz ve aynı zincirin halkasıyız. Güvenilir gıdayı herkes için erişilebilir hale getirmeliyiz.” dedi. Sektörün Gelecek Stratejisi Uludağ’da Ele Alındı Zirve programı kapsamında ayrıca; “Gıda Güvencesi İçin Yerli Hamle: Verimli Tarım, Yeni Nesil Kooperatifçilik ve İhracat Odaklı Üretim”, “Tarladan Sofraya Sorumluluk: Bilinçli Tüketim ve Sürdürülebilir Gıda İçin Kooperatif Vizyonu”, “Gıdanın Geleceği İçin Sürdürülebilir Gıda Sanayinde Dönüşüm” ve “Gıda Arzında Kırılganlık: İklim Krizi, Maliyetler, Tedarik Zinciri” başlıkları da alanında uzman isimler tarafından ele alındı. Yerelden Küresele Sürdürülebilir Büyüme Uludağ Gıda Zirvesi, Türkiye’nin gıda sektöründe sürdürülebilir üretim, dijitalleşme, yeni nesil tarım teknolojileri ve çevre dostu üretim modelleriyle küresel rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Zirve, sektörün öncü kurumları arasında iş birliği ağlarının güçlendirilmesine, bilgi paylaşımının artırılmasına ve Türkiye’nin gıda stratejisinin yeniden şekillendirilmesine katkı sunuyor.

Erdoğan: "Finansal istikrarı kalıcı hale getirmek amacıyla kapsamlı bir ekonomi programı yürütüyoruz" Haber

Erdoğan: "Finansal istikrarı kalıcı hale getirmek amacıyla kapsamlı bir ekonomi programı yürütüyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye olarak büyümeyi dengeli ve kapsayıcı bir şekilde sürdürmek, üretim kapasitemizi güçlendirmek ve finansal istikrarı kalıcı hale getirmek amacıyla kapsamlı bir ekonomi programı yürütüyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 64. Dünya Borsalar Federasyonu Genel Kurulu ve yıllık toplantısına video mesaj gönderdi. Katılımcıları selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, Borsa İstanbul'un ev sahipliğinde düzenlenen 64. Dünya Borsalar Federasyonu Genel Kurulu ve yıllık toplantısının hayırlara vesile olmasını diledi. Türkiye olarak büyümeyi dengeli ve kapsayıcı bir şekilde sürdürmek, üretim kapasitesini güçlendirmek ve finansal istikrarı kalıcı hale getirmek amacıyla kapsamlı bir ekonomi programı yürüttüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Finans sektörümüz programımızın merkezinde yer almakta, sermaye piyasalarımızın derinliği, ürün çeşitliliği ve erişilebilirliği gelişmektedir" dedi. "İSTANBUL FİNANS MERKEZİMİZ FİNANSAL HİZMETLERDE BİR ÜST HALİNE GELMEYİ HEDEFLEYEN GÜÇLÜ BİR VİZYONUN ÜRÜNÜDÜR" Borsa İstanbul’un Türkiye ile birlikte tüm bölgenin önde gelen piyasa altyapı sağlayıcısı olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dijitalleşme, sürdürülebilir finansman ve katılım esaslı ürünlerle borsa ekosistemimiz küresel rekabet gücünü artırıyor. İstanbul Finans Merkezimiz de finansal hizmetlerde bir üst haline gelmeyi hedefleyen güçlü bir vizyonun ürünüdür. Bugün burada dünyanın dört bir yanından gelen kıymetli borsa temsilcileriyle gerçekleştirilen Dünya Borsalar Federasyonu Genel Kurulu sermaye piyasalarının geleceğini ortak akıl temelinde şekillendirme açısından önemlidir" açıklamasını yaptı. "KARA PARA AKLAMA, YASA DIŞI FON TRANSFERLERİ VE MANİPÜLATİF İŞLEMLER KÜRESEL PİYASALARA OLAN GÜVENİ ZEDELİYOR" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin köklü tecrübesini kendi hedeflerinin yanı sıra bölgesel ve küresel düzeyde finansal istikrarın temini içinde paylaşmaya hazır olduklarını belirterek, "Sermaye piyasalarının yalnızca kar odaklı değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel etkiyi gözeten bir anlayışla yönetilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kara para aklama, yasa dışı fon transferleri ve manipülatif işlemler küresel piyasalara olan güveni zedeliyor. Bu tehditlere karşı uluslararası iş birliğimizi güçlendiriyor, şeffaflık, denetim ve bilgi paylaşımı mekanizmalarının geliştirilmesine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ölçekte yaşanan ekonomik eşitsizliklerin finansal sistemin kapsayıcılığını artıracak çözümler geliştirmeyi zorunlu kılmakta olduğunu belirterek, "Dünyanın en zengin kesimi ile en yoksul kesimi arasındaki uçurum giderek derinleşmekte, gelir adaleti hiç olmadığı kadar bozulmaktadır. Dünya Borsalar Federasyonu çatısı altında yürütülecek müşterek çalışmaların bu uçurumun kapatılmasına katkı sağlayacağı inancındayım. Federasyonun tüm süreçlerine ve yönetimine Borsa İstanbul'un aktif katılımını çok kıymetli buluyorum" değerlendirmesini yaptı.

5G ihalesinde en çok paketi Turkcell kazandı Haber

5G ihalesinde en çok paketi Turkcell kazandı

Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunda tarihi bir adım olan 5G yetkilendirme ihalesi Ankara’da yapıldı. 3 mobil operatörün katıldığı ihale sonucunda Turkcell, 1 milyar 224 milyon dolar teklif karşılığında toplamda 160 MHz ile en geniş frekans bandının sahibi oldu. "ÜLKEMİZİN DİJİTALLEŞME SERÜVENİNDE YENİ BİR SAYFA AÇIYORUZ" Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, ihalenin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye için tarihi bir dönüm noktasına tanıklık ettiklerini belirterek şunları söyledi: "5G ihalesinde en geniş kapsama ve en yüksek kapasiteyi sağlayan frekans bantlarını almanın haklı gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye’nin lider teknoloji şirketi ve operatörü olarak ülkemizin dijitalleşme serüveninde yeni bir sayfa açıyoruz. 5G sadece daha yüksek hızlar değil; gecikmenin minimuma indiği, milyonlarca cihazın aynı anda bağlandığı ve yepyeni iş modellerinin mümkün hale geldiği yeni bir çağ demek. Biz de bu yeni çağda ülkemizin dönüşümüne liderlik edeceğiz. 5G’de sahip olduğumuz 700 MHz frekans bandıyla Türkiye’nin dört bir yanında en geniş kapsamayı sağlayacağız. 3.5 GHz frekans bandında aldığımız 140 MHz kapasiteyle de ülkemiz için mobilde 1000 megabit ve daha üstü hızları gerçek hale getireceğiz. Halen 234,4 MHz olan toplam kapasitemizi, aldığımız frekans bantları ile 394,4 MHz'ye yükseltmiş oluyoruz. Böylelikle en çok frekans bandı elinde olan operatör yine Turkcell olacak. Bugün frekans bantları için ödeyeceğimiz tutarla birlikte 30 milyar doları aşan bir yatırımı ülkemize yapmış olmaktan gurur duyuyoruz. 30 yılı aşkın birikimimiz, güçlü altyapımız ve yapay zekâ destekli ağlarımızla, geçmişte olduğu gibi 5G’de de standartları biz belirleyeceğiz. Ülkemizi Turkcell gücünde 5G ile buluşturacağız. Bu vesileyle süreçteki destekleri için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımıza, BTK’ya ve tüm ilgililere teşekkür ediyorum. 5G ihalesi ülkemiz için hayırlı olsun." "TÜRKİYE’NİN 5G İLE BAŞARI HİKÂYESİNİ HEP BİRLİKTE YAZACAĞIZ" Dr. Ali Taha Koç sözlerini şöyle tamamladı: "Teknocan kampanyamızda da söylediğimiz gibi; güçlü altyapımız, güvenilir bağlantımız, geniş kapsama alanımız, gelişmiş teknolojimiz ve gerçek deneyimimizle biz 5G’ye hazırız. Şirket olarak kurulduğumuz günden bu yana ülkemizin dijital geleceğini biz şekillendirdik, şimdi 5G dönemine de aynı kararlılıkla giriyoruz. Ülkemizin potansiyeline inanıyoruz. Türkiye’nin 5G ile başarı hikâyesini hep birlikte yazacağız. Kazanan Türkiye olacak." Turkcell'den 4 ayrı paket için toplam 1 milyar 224 milyon dolar Yapılan açıklamaya göre şirket 5G ihalesi kapsamında, A1 soyut paketini 429 milyon dolar, B1 soyut paketini 214 milyon dolar, B4 soyut paketini 187 milyon dolar, B5 soyut paketini 186 milyon dolar, B6 soyut paketini ise 208 milyon dolar bedelle satın aldı. Böylece şirket ihale kapsamında teknik olarak satın alabileceği paketlerin tamamı olan 4 ayrı frekans paketine, 1 milyar 224 milyon dolar lisans ödemesi tutarı karşılığında sahip oldu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.