SON DAKİKA
Hava Durumu

#Dsö

Söz Bursa - Dsö haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dsö haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye, DSÖ'nün sigara ile mücadele listesinde! Haber

Türkiye, DSÖ'nün sigara ile mücadele listesinde!

Dünyada ve Türkiye'de her 9 Şubat 'Dünya Sigarayı Bırakma Günü' olarak kutlanıyor. Bu önemli günde sigaranın insan sağlığına zarar verdiği gibi çevreyi de kirlettiğine dikkat çeken Yeşilay Bursa Şube Başkanı M. Suat Arvas bir dal sigaranın 600 litre suyu kirlettiğini belirterek, "1 pakette 20 adet olduğunu düşünürsek bir paket sigara 12 bin litre suyu tek başına kirletiyor" dedi. Sigara bağımlığının sadece bireysel değil toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çeken Arvas, DSÖ'nün son verilerine göre Türkiye'nin sigara ile mücadelede gerilediğini, 10 yıl aranın ardından sigara ile mücadelede destek verilmesi gereken 10 ülke arasında gösterildiğini söyledi. Sigaraya alternatif olarak sunulan elektronik sigaraların da en az sigara kadar zararlı olduğuna dikkat çeken Arvas, bu ürünlerin bağımlılığı ortadan kaldırmadığını ve ciddi sağlık riskleri barındırdığını ifade etti. Arvas, "Elektronik sigara masum bir alternatif değildir. İçeriğindeki nikotin, damar sertliğine yol açarak kalp krizi riskini artırmaktadır. Ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü de Türkiye'nin sigarayla mücadelede gerileme yaşadığına dikkat çekerek, ülkemizi 10 yıl aradan sonra yeniden 'desteklenecek ülkeler' listesine dahil etti. Bu da sigarayla mücadelede daha etkin politikalar geliştirmemiz gerektiğini gösteriyor" diye konuştu. "Bir gün değil, bugün" sloganıyla sigara kullanıcılarını bırakmaya davet ettiklerini belirten Yeşilay Bursa Şube Başkanı M. Suat Arvas, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde 1,3 milyar insan tütün ürünü kullanıyor ve her yıl 8 milyondan fazla kişi sigaranın yol açtığı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye'de de sigara, başta solunum yolu hastalıkları, kalp-damar rahatsızlıkları ve kanser olmak üzere birçok hastalığın temel nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu tablo, sigarayla mücadelenin yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir zorunluluk olduğunu ortaya koyuyor." "YEŞİLAY DANIŞMANLIK MERKEZİ (YEDAM) VE 'BIRAKABİLİRSİN' UYGULAMASI SİGARAYI BIRAKMAK İSTEYENLERİN YANINDA" Sigara bağımlılığından kurtulmak isteyenler için birçok destek mekanizması bulunduğunu belirten Arvas, Yeşilay Danışmanlık Merkezi'nin (YEDAM) ücretsiz psikolojik destek hizmeti sunduğunu hatırlattı. Uzman psikologlar ve danışmanlar aracılığıyla sigara bırakma sürecinin yönetildiğini belirten Arvas, dijital platformlar üzerinden de önemli bir desteğin sağlandığını ifade ederek, "Yeşilay olarak sigarayı bırakmak isteyen herkesin yanında olmaya devam ediyoruz. 'Bırakabilirsin' mobil uygulamamız, sigarayı bırakmak isteyen kişilere rehberlik ediyor. 2024 yılı itibarıyla 231 bin 300 kişi bu uygulamayı indirerek sigarayı bırakma yolunda önemli bir adım attı. Uygulama sayesinde kullanıcılar bırakma sürecini takip edebiliyor, ihtiyaç duyduklarında YEDAM'a başvurabiliyorlar. Bu süreçte psikolojik destek almak, sigara bırakmada başarı oranını artırıyor" dedi. "HER BİR İZMARİT 600 LİTRE SUYU KİRLETİYOR" Sigaranın yalnızca bireysel sağlığı değil, çevreyi de olumsuz etkilediğine dikkat çeken Arvas, Yeşilay Bursa Şubesi olarak farkındalık oluşturmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenleyeceklerini belirtti. Sigaranın sadece insan sağlığını değil, aynı zamanda doğayı da ciddi şekilde kirlettiğini belirten Arvas, "Her yıl dünya genelinde milyonlarca izmarit doğaya atılıyor ve her bir izmarit, 600 litre suyu kirletiyor. Bir pakette 20 dal sigaranın olduğunu düşünürsek 12 bin litre kirletilmiş su demek. Bunun yanında tütün üretimi için her yıl ormanlarımızın yüzde 5'i yok ediliyor. Bu duruma dikkat çekmek için 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü kapsamında gönüllülerimizle birlikte Bursa'nın çeşitli bölgelerinde izmarit toplayacağız. Topladığımız izmaritleri, üzerinde sigaranın çevresel etkilerine dair mesajlar bulunan poşetlerle sergileyerek farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz" dedi. "BAĞIMSIZLIK SEFERBERLİĞİ" İLE BAĞIMLILIKLARA KARŞI MÜCADELE DEVAM EDİYOR Yeşilay'ın yalnızca sigarayla değil, tüm bağımlılıklarla mücadelede kapsamlı çalışmalar yürüttüğünü belirten Arvas, Yeşilay'ın "Bağımsızlık Seferberliği" anlayışıyla hareket ettiğini ve toplumun bağımlılıklardan uzak sağlıklı bir yaşam sürmesini amaçladığını ifade etti. Arvas, "Yeşilay olarak, sigara, alkol, madde, kumar ve teknoloji bağımlılığı ile mücadelede önleyici ve rehabilite edici çalışmalar yürüttüklerini, Türkiye genelinde 120 Yeşilay şubesi ve 107 YEDAM ile bağımlılıktan kurtulmak isteyen bireylere ücretsiz psikososyal destek sağladıklarını, ayrıca, Bursa ve Diyarbakır'da hizmet veren Yeşilay Rehabilitasyon Merkezleri ile alkol ve madde bağımlılarına yatarak tedavi imkanı sunduklarını aktardı. "BIRAKABİLİRSİN" DİYEREK SAĞLIKLI BİR YAŞAMA ADIM ATIN! Sigarayı bırakmanın bireysel ve toplumsal faydalarına da dikkat çeken Arvas, tüm sigara kullanıcılarını 9 Şubat'ta bırakmaya davet etti. Arvas, "Sigarayı bırakmak, sağlığınızı korumanın yanı sıra çevrenizi ve sevdiklerinizi de olumlu etkileyen bir adımdır. Yeşilay olarak herkese 'Bırakabilirsin' diyoruz. Bugün, sigarayı bırakmak için en doğru zaman! Daha sağlıklı bir gelecek için bu adımı atın. Yeşilay, sigara bağımlılığından kurtulmak isteyenlere yönelik bilinçlendirme çalışmalarını bu özel günde de sürdürecek ve toplumun sağlıklı bir yaşama yönelmesine katkı sağlamaya devam edecek" diye konuştu.

'Maymun çiçeği'nin küresel önemi artıyor! Haber

'Maymun çiçeği'nin küresel önemi artıyor!

Dünya Sağlık Örgütü’nü alarma geçiren maymun çiçeği virüsü ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlatan Prof. Dr. Kaya Süer ve Prof. Dr. Özen Aşut, virüsün yayılmasını engellemenin en etkili iki yolunun hızlı tespit ve izolasyon olduğunu ifade etti. Son dönemde dünya genelinde artan vakalarla dikkat çeken “Mpox” virüsü, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) “küresel acil durum” ilan etmesiyle gündemdeki yerini korumayı sürdürüyor. Halk arasında “maymun çiçeği” olarak bilinen hastalığa neden olan virüs, ilk olarak Afrika kıtasında görülse de kısa sürede İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan, Endonezya ve Filipinler gibi pek çok farklı ülkede tespit edildi. Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kaya Süer ile Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Özen Aşut, hastalığın seyri ve alınması gereken önlemler konusunda önemli bilgiler paylaştı. Virüsün ilk olarak 1958’de maymunlarda keşfedildiğini ve bu nedenle “maymun çiçeği” olarak adlandırıldığını söyleyen Prof. Dr. Özen Aşut, 1970’te ise ilk kez Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde insanda görüldüğünü belirtti. “Bu virüs, yakın temasla bulaşan ve cilt lezyonlarına yol açan bir hastalıktır” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Özen Aşut, “Korunmak için temastan kaçınmak ve aşı olmak önemlidir” dedi. Virüsün sağlıklı insanlara bulaşmasının; enfekte hayvanlarla (ısırma, tırmalama, kan ve vücut sıvılarıyla temas, enfekte hayvan leşiyle temas) ya da enfekte insanlarla temas yoluyla gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Kaya Süer ise “Genellikle 2 ila 4 hafta içinde iyileşir, ancak bağışıklığı baskılanmış kişilerde bu durum daha uzun sürebilir ve ağır sonuçlar yaşatabilir” ifadelerini kullandı. BELİRTİLERİ, VİRÜSE MARUZ KALDIKTAN 1 İLE 21 GÜN SONRA ORTAYA ÇIKIYOR “Maymun çiçeği” hastalığı, DKC’de on yılı aşkın süredir rapor ediliyor ve her yıl vaka sayısı artıyor. 2024 yılının ilk sekiz ayında bildirilen vaka sayısı, bir önceki yılın toplamını aştı ve 15 bin 600’e ulaştı. Avrupa Gözetim Sistemi’ne (TESS) göre, Avrupa Bölgesi’nde 46 ülkede toplam 27 bin 529 Mpox vakası tespit edildi, Türkiye’de ise 12 vaka rapor edildi. Hastalığın genellikle enfekte bir kişiyle yakın fiziksel temas yoluyla bulaştığını belirten Prof. Dr. Özen Aşut, bazen de enfekte kişinin giysileri veya çarşafları gibi kontamine nesnelerden, sağlık hizmetlerinde kullanılan kesici aletler veya dövme salonlarındaki aletlerle de bulaşabileceğini belirtti. “2022’deki küresel salgın sırasında virüs genellikle cinsel yolla yayılmış, birden fazla cinsel partneri olan kişiler en yüksek risk grubunu oluşturmuştur” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Özen Aşut, “Belirtileri virüse maruz kaldıktan 1 ile 21 gün sonra ortaya çıkar. Belirtiler arasında döküntü, ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ve sırt ağrısı, lenf bezlerinin şişmesi ve halsizlik yer alır. Döküntüler tamamen iyileşene kadar hastalık bulaşıcıdır” dedi. CİLT DÖKÜNTÜLERİNİN BAŞLANGIÇ NOKTALARI; YÜZ, KOL VE BACAKLAR Ciltteki döküntülerin ateş başladıktan sonra 1 ile 3 gün içerisinde görülmeye başladığını belirten Prof. Dr. Kaya Süer, “Döküntülerin başlangıç noktaları sıklıkla; yüz, kol ve bacaklarda görülür” ifadelerini kullandı. Hastalık, belirtiler ile seyrettiğinden dolayı klinik bulguları olmayan insanlardan bir bulaşma olmasının beklenmediğini belirten Prof. Dr. Kaya Süer, “Hasta kişilerle temas eden kişilerin, üç hafta boyunca takip edilmesi gerekmektedir. Genellikle 2 ile 4 hafta içinde kendiliğinden iyileşme gösterir. Ancak bu durum, bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve çocuklarda yüzde 1 ile 6 oranında ölümle seyretmektedir” dedi. Prof. Dr. Kaya Süer, tanı koymak için belirtileri olan hastalardan alınan örneklerde, PCR yöntemi kullanılarak virüs DNA’sının tespit edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Hızlı izole ve sıkı tedbir ile hastalığın yayılmasını azaltabilir Hastalığın tedavisinde amaç, belirtileri hafifletmek ve komplikasyonları önlemek. Avrupa İlaç Ajansı tarafından onaylanan “tecovirimat” adlı antiviral ilaç ise Mpox tedavisinde kullanılıyor. DSÖ, Mpox’lu kişilerle fiziksel temastan kaçınmayı ve risk altındaki grupların aşılanmasını öneriyor. Aşıların enfeksiyona ve ciddi hastalıklara karşı koruma sağladığını belirten uzmanlar, aşı sonrasında da dikkatli olunması gerektiğinin altını çiziyor. Uzmanlar, belirtileri olan kişilerin hızla izole edilmesinin hastalığın yayılma sıklığını önemli ölçüde azaltacağını vurguluyor. Ayrıca, hasta kişilerle temas edecek kişilerin eldiven, maske ve kişisel koruyucu ekipman kullanımının, hastalığın bulaşmasını ve yayılmasını önlemede kritik bir rol oynadığını hatırlatıyor.

DSÖ, maymun çiçeği virüsü nedeniyle iki yıl içinde ikinci kez küresel halk sağlığı acil durumu ilan etti Haber

DSÖ, maymun çiçeği virüsü nedeniyle iki yıl içinde ikinci kez küresel halk sağlığı acil durumu ilan etti

Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden komşu ülkelere yayılan maymun çiçeği virüsü nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), harekete geçti. Burundi, Kenya, Ruanda ve Uganda’da da virüsün yayılması sonucu DSÖ, maymun çiçeği virüsü nedeniyle iki yıl içinde ikinci kez küresel halk sağlığı acil durumu ilan etti. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Bu salgınları durdurmak ve hayat kurtarmak için koordineli bir uluslararası müdahalenin şart olduğu açıktır” dedi. Küresel halk sağlığı acil durumu, DSÖ’nün en yüksek alarm seviyesi olarak biliniyor ve bir hastalığı kontrol altına almak için araştırma, finansman, uluslararası halk sağlığı önlemlerini ve işbirliğini hızlandırmayı amaçlıyor. Afrika’da dün maymun çiçeği virüsü nedeniyle "halk sağlığı acil durumu" ilan edilmişti Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (Africa CDC), dün Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden komşu ülkelere yayılan maymun çiçeği virüsü nedeniyle kıta genelinde "halk sağlığı acil durumu" ilan etmişti. Africa CDC, bu yıl kıtada şimdiye kadar maymun çiçeği kaynaklı 17 binden fazla vaka ve 517 ölüm rapor edildiğini aktararak, bunun geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 160'lık bir artışı temsil ettiğini söyledi. Afrika’da toplam 13 ülkede vaka bildirdi. Maymun çiçeği, ilk kez insanlarda 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde tespit edildi Maymun çiçeği, 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde insanlarda ilk kez tespit edildikten sonra onlarca yıldır Afrika'nın bazı bölgelerinde endemik olarak görülüyor. Virüsün daha hafif bir varyantı, 2022 yılında, büyük ölçüde cinsel temas yoluyla 100’den fazla ülkeye yayıldı ve Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) en yüksek alarm seviyesi olan küresel halk sağlığı acil durumu ilan etmesine neden olmuştu. DSÖ, 10 ay sonra sağlık krizinin kontrol altına alındığını söyleyerek acil durumu sona erdirmişti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.