SON DAKİKA
Hava Durumu

#Eğitim

Söz Bursa - Eğitim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eğitim haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

ADD’den 10 Kasım mesajı: “Cumhuriyetimizi ve Devrimlerimizi sonsuza dek yaşatacağız” Haber

ADD’den 10 Kasım mesajı: “Cumhuriyetimizi ve Devrimlerimizi sonsuza dek yaşatacağız”

Açıklamada, “Kurtarıcımız, kurucumuz, değişmez önderimiz Büyük Atatürk’ü yalnızca bir gün değil, her gün anıyor, anlamaya çalışıyoruz.” denilerek, Atatürk ilke ve devrimlerine yönelik saldırılara dikkat çekildi. “Cumhuriyeti ve devrimi koruyacağız” Dernek açıklamasında, son yıllarda artan gerici ve bölücü girişimlere karşı şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyeti ve Devrimi, din kisvesi altındaki karanlık odaklardan, ülkeyi bölmeye çalışan iç ve dış güçlerden mutlaka koruyacağız. Ülkemizi şeyhler, dervişler, müritler memleketi yapmaya çalışanları bir kez daha hüsrana uğratacağız.” “10 Kasım’ı gölgede bırakmak isteyenlere karşı dimdik ayaktayız” Atatürkçü Düşünce Derneği, 10 Kasım anma törenlerini gölgede bırakmaya yönelik girişimlerin farkında olduklarını belirterek şu çağrıda bulundu: “Bu klasik oyunlara asla geçit vermeyeceğiz. Eğitim İş sendikamızın öncülüğünde, okullar kapalı olsa da 10 Kasım Pazartesi günü saat 09.05’te halkımızla, öğrencilerimizle birlikte Atatürk’ü ve devrimlerini anacağız. Halkımızı okullarımıza davet ediyoruz.” “Cumhuriyet mucizesi yoktan var edildi” Açıklamada, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntıları arasından doğan Cumhuriyet’in “dünyanın en ahlaklı, en namuslu devleti” olarak tanımlandığı vurgulandı: “12 milyon nüfusun yarısı hastalıklarla pençeleşirken, 40 bin köyün 37 bininde okul yoktu. Kadınlar nüfustan sayılmıyor, halkın çoğu okuma yazma bilmiyordu. Atatürk ve devrim kadroları cehaleti, yoksulluğu ve bağımlılığı yenerek Türkiye’yi ayağa kaldırdı.” Dernek, Cumhuriyetin “bir mucize” olduğunu belirterek, Atatürk’ün eğitim, sanayi, sağlık ve tarım devrimlerinin ülkeyi kısa sürede çağdaş bir seviyeye taşıdığını hatırlattı. “Kemalist devrim yolumuzu aydınlatıyor” Derneğin açıklamasında 1950 sonrasındaki politikalar da eleştirilerek, Atatürk’ün akıl ve bilim temelli devlet anlayışının terk edilmesinin ülkeyi fakr ü zaruret içinde bıraktığı ifade edildi: “Eğitim, sağlık, üretim, hukuk sistemi yozlaştırıldı. Yargı bağımsızlığı ve laik eğitim yok sayıldı. Ancak biz, bu ahval ve şerait içinde dahi görevimizin bilincindeyiz. Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşacağız.” “Terör örgütlerine ve bölücü zihniyete karşı uyarı” Açıklamada, bölücü terör örgütlerinin ve işbirlikçilerinin Cumhuriyetin temelini hedef aldığına dikkat çekilerek, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’na yönelik saldırıların asla kabul edilemeyeceği vurgulandı: “Cumhuriyete başkaldıran, Sevr’i savunan hainlerin izinden gidenler bugün yeniden sahnededir. Terör örgütlerinin açıklamaları, Lozan’ı ve Cumhuriyetimizi hedef almaktadır. Bu hain planları boşa çıkaracağız.” “Atatürk’ün yolundan asla dönmeyeceğiz” Açıklamanın sonunda, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kuruluş manifestosuna atıfta bulunularak şu ifadeler yer aldı: “Atatürk devrim ve ilkelerinin gelecekte de egemen olmasına katkıda bulunmak ve onlara bekçilik yapmak zorundayız. Bu görev bugün her zamankinden daha önemlidir.

Rıfat Ilgaz’ın Öksüz Civciv’i çocukların karikatürlerinde hayat buldu Haber

Rıfat Ilgaz’ın Öksüz Civciv’i çocukların karikatürlerinde hayat buldu

Nilüfer Belediyesi’nin “2025 Yılın Yazarı Rıfat Ilgaz” etkinlikleri kapsamında düzenlediği Karikatür Atölyesi Sergisi, Konak Kültürevi'nde açıldı. Serginin açılışına Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin de katıldı. Mart ayında Mehmet Kahraman eğitmenliğinde başlayan atölyede 48 çocuk eğitim aldı. Çocuklar önce Rıfat Ilgaz'ın “Öksüz Civciv” isimli öykü kitabını okudu, ardından da bu öyküyü kendi hayal dünyalarında yorumlayarak çizimlerine aktardı. Atölye sonunda ortaya 51 karikatür eseri çıktı. Serginin açılışında konuşan Başkan Yardımcısı Okan Şahin, Nilüfer’in kültürün, sanatın ve sporun başkenti olduğunu vurguladı. Gençler, çocuklar, kadınlar ve dezavantajlı grupların öncelikleri olduğunu belirten Şahin, “Yılın Yazarı etkinliği bizim için çok kıymetli. Bu etkinlikler yıl boyunca sürüyor. Bu etkinlik kapsamında çocuklarla bir arada olmak bizim için mutluluk. Bu atölyeye katılan ve eser sunan tüm çocuklarımıza, emeği geçen kıymetli hocamıza ve ailelere teşekkür ediyorum” dedi. Eğitmen Mehmet Kahraman ise Yılın Yazarı Karikatür Atölyesi Sergisi’nin geleneksel bir hale geldiğini söyledi. Kahraman, “Her yıl çocuklarla birlikte yılın yazarı ile ilgili karikatürler çiziyoruz. Çocuklara kitap veriyoruz ve onlar da bu kitapları okuyarak, sonrasında ortaya çok güzel eserler çıkarıyorlar” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından Okan Şahin, katkıları için Mehmet Kahraman’a hediye verdi. Etkinlikte çocuklara sertifikaları dağıtıldı. Şahin, sergiyi gezerek çocukların karikatürlerini de inceledi. “2025 Yılın Yazarı Rıfat Ilgaz: Karikatür Atölyesi Sergisi” 12 Kasım tarihine kadar Konak Kültürevi’nde ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

Malatya TSO heyetinden BTSO’nun eğitim, teknoloji merkezlerine ziyaret Haber

Malatya TSO heyetinden BTSO’nun eğitim, teknoloji merkezlerine ziyaret

Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) teknoloji merkezi fizibilite gezisi kapsamında Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nı (BTSO) ziyaret etti. BTSO öncülüğünde hayata geçen yüksek teknoloji, Ar-Ge, eğitim ve inovasyon odaklı projeleri yerinde inceleyen Malatya TSO Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “Doğunun gelişmekte olan sanayisini güçlendirmek için BTSO tarafından hayata geçirilen başarılı uygulamaları örnek alıyoruz.” dedi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu ve Meclis Başkanı Hakan Er’in de yer aldığı heyet, BTSO tarafından hayata geçirilen BUTEKOM, BUTGEM, BTSO Enerji Verimliliği Merkezi (EVM), Bursa Model Fabrika, Mutfak Akademi ve GUHEM gibi yüksek teknoloji, Ar-Ge, eğitim ve inovasyon odaklı merkezlerde incelemelerde bulundu. Malatya heyeti ziyaretlerin ardından BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Oda’nın Yönetim Kurulu üyeleri Haşim Kılıç ve Muhsin Koçaslan ile bir araya geldi. “Oyunu Kuran Tarafta Olmak Zorundayız” BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Bursa’nın üretim ve sanayi gücünün Türkiye ekonomisindeki dönüştürücü rolüne dikkat çekti. Başkan Burkay, bilgi ve teknolojinin küresel ölçekte stratejik güç haline geldiğini belirterek, “Bizim kültürümüz ayak uydurmaktan çok oyun kurmaya yatkın. Bu coğrafyada oyun kurucu bir akıl var. Başkalarının kurduğu oyunda yer almak değil, oyunu kuran tarafta olmak zorundayız. Bunun yolu da teknolojiyi üretmekten ve vizyoner projeleri hayata geçirmekten geçiyor. Odalar olarak bulunduğumuz şehirlere bu vizyonu kazandırmak en temel sorumluluğumuz.” dedi. Bursa’nın tekstil, otomotiv, makine ve kimya sektörlerinde sahip olduğu birikimle yeni nesil alanlarda da öncü bir rol üstlendiğini belirten Burkay, “Uzay, havacılık, savunma, bilişim ve yazılım gibi stratejik sektörlere yönelmemiz tesadüf değil. BTSO olarak sanayimizin dijital ve yeşil dönüşümünü destekleyen projeler üretmeye devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı. “Üretim Potansiyelini Ortak Akılla Büyütelim” Malatya Ticaret ve Sanayi Odası heyetinin, Bursa’daki örnek projeleri yerinde incelemek üzere gerçekleştirdiği ziyarete de değinen Başkan Burkay, iki şehir arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekerek, “Anadolu’nun üretim potansiyelini ortak akılla büyütmek hepimizin ortak hedefi olmalı. Malatya heyetimizin Bursa’da yürüttüğümüz TEKNOSAB, BUTEKOM, Model Fabrika ve MESYEB gibi projeleri yakından incelemesi, şehirlerimiz arasındaki sinerjiyi artırmak açısından büyük önem taşıyor. Ülkemizin her bölgesinde güçlü sanayi altyapısı oluşturmak, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü de yükseltecektir.” diye konuştu. “BTSO’nun Desteği Bizim İçin Çok Kıymetli” Malatya TSO Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu da Bursa’nın Türkiye’nin sanayi dönüşümündeki konumuna dikkat çekerek, “Bursa, üretimdeki gücüyle ülkemiz için çok kıymetli bir konumda. Osmanlı’nın temellerinin atıldığı bu şehir, tarımdan sanayiye geçiş sürecini en başarılı şekilde yöneten illerimizden biri. Buradaki sanayi kuruluşlarının birçoğu dünyanın her yerine ihracat yapabilecek kapasitede. Bizler de doğunun gelişmekte olan sanayisini güçlendirmek için BTSO’nun öncülüğünde Bursa’daki başarılı uygulamaları örnek alıyoruz. Güçlü Türkiye, tüm illerinin potansiyelini büyüterek olur. Bu anlamda BTSO’nun vizyonu ve desteği bizim için çok kıymetli. Başkanımız Sayın İbrahim Burkay’a, BTSO Yönetim Kurulu’na ve tüm çalışanlara misafirperverlikleri ve bilgi paylaşımı için teşekkür ediyoruz.” açıklamasında bulundu. “BTSO’yu Yakından Takip Ediyoruz” Malatya TSO Meclis Başkanı Hakan Er ise Bursa’nın Cumhuriyet tarihi boyunca sanayi ve teknolojide Türkiye’ye yön veren şehirlerden biri olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti: “Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nı yakından takip ediyoruz. Sürekli atılım içinde olan, üyelerine ve sanayi bölgesine yeni teknolojilerle destek sağlayan bir Oda. Bursa o kadar güçlü bir ekosisteme sahip ki; üretimden eğitime bilimden tasarıma kadar her alan, birbirini tamamlıyor. Bu projeleri yerinde görmek bizim için çok değerliydi. Bugün burada bulunmamızın amacı, Bursa’daki bu yatırımları ve projeleri Malatya’da da uygulamaya koyabilmek. Başkanımız Sayın İbrahim Burkay’a ve BTSO yönetimine teşekkür ediyoruz.”

Kalitesiz ahşap paletler gizli maliyetlere yol açıyor Haber

Kalitesiz ahşap paletler gizli maliyetlere yol açıyor

TAPSİAD Başkanı Akın Balcıoğlu, lojistikte standart dışı ahşap palet ve sandıkların güvenlik, maliyet ve çevre açısından ciddi risk oluşturduğu söyleyerek Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kalite standartlarını güçlendirecek düzenleme ve etkin denetimleri hızlandırmasını talep etti. Balcıoğlu, özellikle zincir marketler dâhil tüm sektörlerde dayanıklılık ve sertifikasyonun satın alma kriterlerine eklenmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’de zincir marketler ve üretim tesislerinde ahşap palet/sandık kullanımının artması, kalite konusunu tedarik zincirinin kritik bileşeni haline getirdi. TAPSİAD (Tüm Ahşap Ambalaj ve Palet Üreticileri Derneği) Başkanı Akın Balcıoğlu, piyasada standartlara uymayan üretimlerin yaygınlaşmasının; depolamada uygunsuz istif, sevkiyatta devrilme/kırılma, ürün zayiatı ve iş güvenliği sorunlarını büyüttüğünü vurguladı. ZİNCİR MARKETLERE ÇAĞRI: FİYAT KADAR DAYANIKLILIK VE SERTİFİKASYON Balcıoğlu, depolarda raf ve forklift hatlarının standart ölçü ile tasarlandığını, ölçü ve malzeme kalitesi düşük paletlerin akışı bozduğunu belirtti. Balcıoğlu, "Satın alma kriterlerinde dayanıklılık testleri, izlenebilirlik ve sertifikasyon yer almalı. Aksi halde lojistik güvenliğini ve müşteri memnuniyetini riske atıyoruz" dedi. DENETİM VE MEVZUAT: BAKANLIĞA VE TSE’YE ORTAK ÇAĞRI Başkan Akın Balcıoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın piyasa gözetimi ve denetimini güçlendirmesi, Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile denetim ve uygulamadaki boşlukların giderilmesi gerektiğini belirtti. Balcıoğlu’na göre sektöre standart dışı ürün girişi, hem firmalar arasında haksız rekabete yol açıyor hem de iş sağlığı ve güvenliği açısından ciddi riskler oluşturuyor. Paletlerin standarda uygun üretilmesi ve sahada düzenli olarak kontrol edilmesi, işletmelerde yaşanabilecek kaza oranlarını düşürürken doğal kaynak kullanımını da optimize ediyor. Bu kapsamda TSE ile sektör paydaşlarının daha yakın çalışması, denetim süreçlerinin hem hızını hem de etkinliğini artıracak bir adım olarak değerlendiriliyor. ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: KISA ÖMÜR DAHA ÇOK AĞAÇ TÜKETİMİ DEMEK "Her kırılan palet yeni bir kesim baskısı demek" diyen Balcıoğlu, paletlerin sık sık yenilenmesinin hem orman kaynakları üzerinde ekonomik bir yük oluşturduğunu hem de karbon emisyonlarını artırdığını söyledi. Balcıoğlu’na göre daha uzun ömürlü, standartlara uygun ve onarılabilir paletlerin kullanılması, tedarik zincirlerinde ciddi maliyet avantajı sağlarken doğal kaynakların korunmasına da katkıda bulunuyor. Böylece odak yalnızca üründe değil, gelecekteki çevresel etkilerde de konumlanmış oluyor. İHRACAT POTANSİYELİ KALİTEDEN GEÇİYOR Türkiye’de ahşap palet ve sandık üretimi, iç pazarın yanı sıra yakın coğrafyaya yapılan ihracatla da ekonomiye önemli katkı sağlıyor. Başkan Akın Balcıoğlu, kaliteli ve standartlara uygun üretimin yalnızca ihracat imajı için değil; taşımada ürün güvenliği, lojistik maliyetlerin düşürülmesi ve tedarik zinciri verimliliği açısından da zorunlu olduğunu belirtti. Balcıoğlu’na göre sertifikalı üretim, uluslararası pazarlarda Türk ürünlerine duyulan güveni artırırken rekabetçiliği de güçlendiriyor. TAPSİAD Başkanı Balcıoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile sektör paydaşlarının piyasa gözetimi, lisanslandırma, izlenebilirlik ve eğitim başlıklarına odaklanması gerektiğini ifade etti. Balcıoğlu, standartların sahada etkin şekilde uygulanmasının hem haksız rekabeti önleyeceğini hem de kalite algısını yukarı taşıyacağını vurguladı. "Sayın Bakanımız Mehmet Fatih Kacır’ın bu konuda gerekli duyarlılığı göstereceğine inanıyoruz" diyen Balcıoğlu, ortak bir koordinasyon mekanizmasının sektörde uzun vadeli sürdürülebilirlik sağlayacağını söyledi.

ÇEK 30. kuruluş yıl dönümünü büyük coşkuyla kutladı Haber

ÇEK 30. kuruluş yıl dönümünü büyük coşkuyla kutladı

Cumhuriyetimizin 102. yılını kutladığımız hafta gerçekleşmesinden dolayı coşkusu daha da artan geceye, ÇEK Yönetim-Denetim Kurulu üyeleri, Danışma Kurulu üyeleri, geçmiş dönem başkanları, CHP Bursa milletvekilleri Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Hasan Öztürk, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Harmancık Belediye Başkanı Haşim Ali Arıkan, Yıldırım Belediyesi Başkan Vekili Mert Tiryaki, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Raşit Gürbüz, Uludağ Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, Milli Eğitim eski Bakanı Turhan Tayan, Bursa iş dünyasının tanınmış isimleri, STK temsilcileri, meslek odalarının yöneticileri ve Bursa basın kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra, ÇEK 3 Mart Eğitim Kurumları Müdürleri, ÇEK bağışçıları ve gönüllüler katıldı. Gecenin açılış konuşmasını ÇEK Yönetim Kurulu Başkanı Nihan Alpay yaptı. Nihan Alpay konuşmasında 30 yıl önceki heyecanla bir araya gelerek, o yıllarda kurulan büyük hayallerin gerçeğe dönüştüğüne tanık olmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. ÇEK’in anaokulu, ilkokulu, orta okulu ve liseleri aracılığıyla binlerce öğrencinin kaliteli eğitim almasını sağladığını ve yurtlarıyla da nitelikli barınma imkânları sunarak gençleri geleceğe hazırladığını ifade eden Nihan Alpay, “Bugüne dek, Cumhuriyetimizin aydınlık yolunda, nitelikli eğitim, eğitimde fırsat eşitliği için inançla yürüdük. Bugün geldiğimiz noktada ortaya koyduğumuz tablo, hepimizin ortak emeğinin ve dayanışmasının sonucu. Önümüzde daha çağdaş ve daha güçlü bir eğitim sistemi için uzun bir yol olduğunun farkındayız.” diye konuştu. Nihan Alpay, şöyle devam etti: “2002 yılından bu yana büyük bir heyecanla sürdürdüğümüz Kır Çiçekleri Okusun Diye projemizle yüzlerce öğrencinin hayatına dokunduk. Şimdi bu köklü projemizin ışığını bir adım daha ileri taşıyor, yeni bir hikâye yazıyoruz; Tam Bursluluk Programı. Bu programla, başarıya inanan gençlerimize barınma ve beslenme desteğiyle birlikte, Fen Lisemizde 4 yıl boyunca nitelikli ücretsiz eğitim başta olmak üzere onların tüm ihtiyaçlarının karşılandığı bir eğitim hayatı sunuyoruz. Çünkü biliyoruz ki, fırsat eşitliği olmadan, nitelikli eğitimden ve ilerlemeden söz etmek mümkün değil. Aralık ayında açılışını yapacağımız ÇEK Spor Salonumuzla da hem öğrencilerimize hem de kurumumuza yeni bir soluk kazandıracağız.” Nihan Alpay, konuşmasında Türkiye’de eğitim sisteminin her geçen gün şartları biraz daha zorlaşan bir sınavdan geçtiğine işaret ederek, “Devlet okullarımızda yaşanan kaliteli ve nitelikli eğitim sorunu, eşitsizlik gerçeğiyle birleşince, sorunlar içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Çocuklar, toplumumuzun geleceği ve onlardan çok şey bekliyoruz. Ancak onlara hak ettikleri şartları sağlayamıyoruz.” şeklinde konuştu. Nihan Alpay sözlerini şöyle sürdürdü: “Çağdaş Eğitim Kooperatifi olarak, Türkiye’nin geleceğinin yalnızca bilimsel, çağdaş ve nitelikli eğitimle şekilleneceğini biliyor, tüm adımlarımızı inançla, umutla ve bu mücadele doğrultusunda atıyoruz. Bugüne kadar yaptığımız gibi, bilgimizi, emeğimizi, maddi gücümüzü bu ortak geleceğe katacağımıza inanıyorum. Birlikte düşündükçe, ürettikçe, el ele verdikçe daha çok çocuğun hayatında fark yaratmaya devam edeceğiz.” Nihan Alpay’ın ardından söz alan Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız da Cumhuriyet’in en önemli kazanımları arasında eğitimde fırsat eşitliği olduğuna dikkat çekerek, ÇEK’in bugüne dek nitelikli eğitim ve eğitimde fırsat eşitliği adına gerçekleştirdiği çalışmalardan dolayı teşekkür etti ve 30. kuruluş yıldönümünü kutladı. Gecede söz alan Uludağ Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran da ÇEK’in 30. kuruluş yıl dönümünü kutlayarak, duygu ve düşüncelerini paylaştı. Gecede ÇEK Osman Köseoğlu Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdunda kalan Kır Çiçeklerinin hazırladığı özel tablonun açık artırmayla satışı gerçekleştirildi. Tabloyu almaya hak kazanan isim, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Şerif Arı oldu. Şerif Arı, tabloda kendisi için boş bırakılan yere son dokunuşu yaparak, çalışmada iz bırakmış oldu. Bu anlamlı gecenin gerçekleşmesine “Platin Sponsor” olarak destek olan Sofra Yemek Üretim ve Hizmet A.Ş. ve Atoz Yapı Sanayi ve Ticaret AŞ ile “Gümüş Sponsor” olarak destek veren İhsan Gezen Özel Güvenlik Eğitim San. Tic. Ltd. Şti, Daikin - Remada Mekanik San. Tic. Ltd. ve Ozan Büküm Çelik Konstrüksiyon Nakliye San. Tic. Ltd. Şti’ye plaketleri ÇEK Yönetim Kurulu Başkanı Nihan Alpay, Başkan yardımcıları Umut Ceyhan ve Doğan Yılmaz, Sayman İpek Yalçın ve Yazman Süheyla Toppamuk tarafından takdim edildi. Gecenin sunuculuğunu üstlenen Doç. Dr. İbrahim Öztahtalı da teşekkür belgesini yine ÇEK Yönetim Kurulu Üyesi Kubilay Aydın’ın elinden aldı. Program, bir dönem ÇEK Kız Öğrenci Yurdu’nda kalmış olan Kır Çiçeklerinden Ceylin Akyıldız’ın özel keman dinletisiyle devam etti. Akyıldız, çaldığı parçalarla geceye renk kattı. Programda, konukların değerli destekleriyle “Eğitim için ben de varım” dedikleri özel bölüme de yer verildi. Gecenin finalinde sahne alan Blu Notte Orkestrası da çaldığı parçalarla gecenin coşkusunu zirveye taşıdı.

Alev Alatlı’nın adı Bursa’da yaşayacak Haber

Alev Alatlı’nın adı Bursa’da yaşayacak

Yıldırım Belediyesi’nin, ilçeye kazandırdığı Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala’nın katıldığı törenle açıldı. Yıldırım Belediyesi’nin, ilçeye kazandırdığı Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi düzenlenen törenle hizmete açıldı. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın ev sahipliğinde düzenlenen açılışa; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti Bursa milletvekilleri Emine Yavuz Gözgeç, Refik Özen, Ayhan Salman, Ahmet Kılıç, Yıldırım Kaymakamı Metin Esen, Üsküdar Kaymakamı Adem Yazıcı, AK Parti Yerel YönetimlerBaşkan Yardımcısı Recep Altepe, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, Keles Belediye Başkanı Ferhat Erol, Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürü Erdal Çetindağ, Bursa Emniyet Müdürü Kadir Gökçe, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü, Prof. Dr. Naci Çağlar, AK Parti Yıldırım İlçe Başkanı İrfan Akkaya, AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Adnan Kurtuluş, AK Parti Nilüfer İlçe Başkanı Furkan Alparslan, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Faruk Uysal, Karaağaç Mahalle Muhtarı Sema Pamukçular, akademisyenler, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. "NESİLLERE İLHAM VERECEK" Bursa’nın kültür, sanat ve fikir hayatına yön verecek Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi’nin açılışında konuşan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz; "Bugün Bursa’mız; tarih, kültür, sanat ve düşüncenin aynı çatı altında yeniden hayat bulduğu çok müstesna bir ana şahitlik ediyor. Şehrimizin kültürel hafızasını canlı tutacak, fikir üretimini teşvik edecek, gelecek nesillere ilham verecek Alev Alatlı Şehir, Düşünce ve Sanat Merkezi’nin açılışında sizlerle birlikte olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Yıldırım Belediyesi olarak bir yandan şehrimizin fiziki dönüşümünü sürdürürken; diğer yandan medeniyetimizin ruhunu diri tutan kültürel ve fikrî altyapıyı güçlendirmeyi asli vazifemiz olarak görüyoruz. Zira bizim medeniyet tasavvurumuzda şehir yalnızca binalardan ibaret değildir. Şehir; okulu olan, kütüphanesi olan, medresesi olan; ilmi ve irfanı kuşanan yerdir. Nitekim bugün eğitim ile parlayan Yıldırım’da üniversiteler, kütüphaneler ve bilginin üretildiği merkezler hızla çoğalıyor" ifadelerini kullandı. MEDENİYET LABORATUVARI Alev Alatlı Şehir, Düşünce ve Sanat Merkezi’nin ortaya çıkış sürecinden de söz eden Başkan Oktay Yılmaz; "Sivil mimarimizin seçkin örneklerinden tarihi Osman Fevzi Efendi Konağı’nı; 2022 yılında başlayan titiz çalışmalar neticesinde 2024 yılında tamamladığımız restorasyonla gün yüzüne çıkardık. Bahçesi ve giriş katı Yıldırım Kafe ile sosyal hayatın can damarı olurken; üst katlarda yer alan kütüphane, okuma salonu, sergi ve toplantı alanları ile burası yeni bir fikrî canlılığın kapılarını aralıyor. Bu yapıyı yalnızca mimari açıdan ihya etmedik; fonksiyonel olarak da yeniden şehre kazandırdık. Bugün bu mekân;şehre dair kalıcı düşünceler üretmeyi,akademik çalışmalar ile şehir pratiklerini buluşturmayı,geleneğin birikimi ile geleceğin vizyonu arasında köprü kurmayı,şehrin kültürel sermayesini artırmayı hedefleyen önemli bir entelektüel platformdur. Biz burayı yalnızca bir mekân olarak değil;fikirlerin mayalandığı, sanatın hayat bulduğu, düşüncenin derinleştiği bir medeniyet laboratuvarı olarak kurguladık" dedi. "ALEV HOCA’NIN HAKKI ÖDENMEZ" AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala ise açılışta yaptığı konuşmada; "Böyle değerli bir güne hoşgeldiniz şeref verdiniz. Sözlerimin başında bu güzel eseri Alev Hoca’nın ismiyle Bursa’ya kazandıran Belediye Başkanımız Oktay Yılmaz’a teşekkür ediyorum. Alev Hoca için ne yapsak görevimizi yerine getiremeyiz. Entelektüel fakirliğin diz boyu olduğu, İslam dünyasının üstüne karabasan gibi çöktüğü bir dönemde Alev Hoca bir çağlayan gibi doğdu. Alev Hoca nadir bulunan, namuslu bir aydındı. Bize kendimizi, Doğu’yu, Batı’yı anlattı. Çok çaba sarf etti. Bugün yakıcı bir insanlık dramı ile karşı karşıyayız. Gazze’de yaşananlar ortada. Filistin mücadelesinde de AlevHoca en ön saftaydı. Filistin meselesini 1980’lerin başından beri gündeme getirdi. Filistin sorununu biz onun emekleriyle anladık. Alev Hoca’yı anlatmaya zaman yetse, kelimeler yetmez. Kelimeler yetse duygular yetmez. Biz onu anlatmaya değil anlamaya çalışıyoruz. Biz Alev Hoca’nın hakkını ödeyemeyiz" ifadelerini kullandı. "BU ESERİ YAŞATMALIYIZ" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise açılışta yaptığı konuşmada; "Sözlerimin hemen başında bu eseri medeniyetler şehri Bursa’ya kazandıran vizyoner belediye başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Alev Hoca anlatılmaz yaşanır. Kendisi önemli bir fikir insanıydı. Herkesin yaşamına dokunan eserler verdi. Bu fikirleri ve eserleri yaşatmak bizlerin borcu. Onun fikirlerinin ve isminin burada yaşatılması bizler için gurur verici. Bugün burada fikir üreten, düşünce üreten kişiler yetişecek. Ne mutlu bizlere ki bu önemli eseri Bursa’ya kazandıran bir belediye başkanımız var. Hepimiz buraya katkı vermeli, bu eseri yaşatmalıyız. Burada fikir, düşünce ve sanat üretmeliyiz. Tüm Bursa’ya hayırlı uğurlu olsun" dedi. BAŞKAN YILMAZ’A TEŞEKKÜR Alev Alatlı Şehir, Düşünce ve Sanat Merkezi’ni Bursa’ya kazandıran Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’a teşekkür eden Vali Erol Ayyıldız da; "Bu güzel eseri Bursa’ya kazandıran değerli Belediye Başkanımız Oktay Yılmaz’a iki kere teşekkür etmek istiyorum. Biri bu eser için diğeri ise buraya Alev Alatlı ismini vermesinden dolayı. Tüm Bursa’ya ve Yıldırım’a hayırlı uğurlu olsun" dedi. Annesinin fikirlerinin ve adının yaşayacağı bir mekana kavuştuğunu belirten, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan ise; "Bu mekan annemin adının ve düşüncelerinin yaşayacağı, yeniden hayat bulacağı yer olacak. Bu önemli esere annemin adını veren Yıldırım Belediye Başkanımız Oktay Yılmaz’a çok teşekkür ediyorum" dedi. Karaağaç Mahalle Muhtarı Sema Pamukçular da, Alev Alatlı Şehir, Düşünce ve Sanat Merkezi’ni Yıldırım’a kazandıran Başkan Oktay Yılmaz’a teşekkür etti.

Nilüfer’de Cumhuriyet ve eğitim vizyonu konuşuldu Haber

Nilüfer’de Cumhuriyet ve eğitim vizyonu konuşuldu

Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen “Tematik Buluşmalar” kapsamında, Prof. Dr. Rüyam Küçüksüleymanoğlu, Cumhuriyet, eğitim ve sosyal adalet ilişkisini konu alan bir söyleşi gerçekleştirdi. Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Tematik Buluşmalar”a Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Küçüksüleymanoğlu konuk oldu. Nazım Hikmet Kültürevi Balaban Salonu’ndaki programda Prof. Dr. Küçüksüleymanoğlu, “Cumhuriyet ve Eğitim: Sosyal Adaletin Temeli” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Atatürk’ün eğitime bakış açısının son derece vizyoner olduğunu ifade eden Küçüksüleymanoğlu, bir ülkenin gerçek zaferinin ve kurtuluşunun ulusal bir Milli Eğitim programından geçmesi gerektiği görüşünü benimsediğini vurguladı. Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra eğitimde hızlı adımlar atıldığını söyleyen Küçüksüleymanoğlu, “Zira yeni Cumhuriyet’in temel inancı, ülkenin her türlü sorununun eğitimle çözüleceğiydi. Bu kapsamda Kurtuluş Savaşı yıllarında bile 1’inci Maarif Kongresi toplanarak eğitimde planlamalar yapıldı. Cumhuriyet’in ilanından sonra eğitim adına atılan hızlı adımlar arasında millet mektepleri, halk evleri ve halk odaları, çeşitli illerde açılan kütüphaneler, müzeler, Köy Enstitüleri ve gençlerin yurt dışına eğitime gönderilmesi sayılabilir. Dünya Klasikleri’nin Türkçe’ye çevrilmesi de çok geniş bir perspektifte yürütülen eğitim çalışmalarındandı” diye konuştu. Sosyal adaleti, fırsatlara ve imkanlara herkesin eşit şekilde ulaşabilmesi ve dağılımın hakkaniyetli olması olarak tanımlayan Küçüksüleymanoğlu, eğitime erişimin adil olması gerektiğini vurguladı. Eğitimdeki adaletsizliğin temel sebeplerine değinen Küçüksüleymanoğlu, bunları ekonomik koşullar ve maddi durumu düşük öğrenciler, eğitime ayrılan payın düşmesi, kitap eksikliği, dijital uçurum, bölgesel farklar ve PISA puanları, ev genci oranının yüksek olması, özel gereksinimli öğrenciler, farklı dil konuşulan öğrenciler ile travma ve göç olarak sıraladı. Türkiye’nin zengin ve güçlü bir ülke olduğunu ve bu sorunların üstesinden gelebileceğini söyleyen Küçüksüleymanoğlu, bunlarla ilgili çözüm önerilerini de paylaştı. Önerilerinin başında kaliteli öğretmen ihtiyacı geldiğini anlatan Prof. Dr. Küçüksüleymanoğlu, öğretmenin bir çocuğun kaderini değiştirebileceğini belirterek, Cumhuriyet’in en büyük nimetinin, annesi babası okuryazar olmayan birinin dahi en önemli beyin cerrahı olabilmesi gibi başarı hikayelerini yaratan iyi öğretmenler olduğunu vurguladı. Sonraki çözüm önerilerini de anlatan Küçüksüleymanoğlu, okullarda fiziksel koşulların iyileştirilmesi, derslik başına düşen öğrenci sayısının azaltılması, okullarda ücretsiz yemek verilmesi, eğitim harcamalarında burs ve desteklerin arttırılması, kapsayıcı eğitim politikaları, destekleyici programların yaygınlaştırılması, dijital uçurumu azaltacak altyapı yatırımlarının arttırılması, liyakat, paydaşlara yeterince söz hakkı verip karar alma mekanizmalarında daha çok yer almalarının sağlanması ile şeffaflık ve hesap verebilirlik olarak sıraladı. Sadece “Cumhuriyet çok yaşasın” demenin yeterli olmadığını dile getiren Prof. Dr. Küçüksüleymanoğlu, Cumhuriyet’e ve ilkelerine sahip çıkılması gerektiğini belirterek, “Cumhuriyetin ilelebet yaşayabilmesi için adalet, liyakat ve hukukun var olması gerekiyor” dedi.

Tekin: "22 yıl önce 76 olan üniversite sayımızı bugün 208'lere ulaştırdık" Haber

Tekin: "22 yıl önce 76 olan üniversite sayımızı bugün 208'lere ulaştırdık"

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bir üniversitenin akademik yılı açılışında yaptığı konuşmada, "Yükseköğretimi 22 yılda erişilebilir kıldık. 81 ilimizin tamamında yükseköğretim kurumları inşa ettik. 22 yıl önce 76 olan üniversite sayımızı bugün 208'lere ulaştırdık" dedi. Tekin ayrıca, "Üniversite düşüncenin merkezi olarak kabul edilmelidir. Üniversitelerimizin bir daha yasakla, baskıyla, ideolojik dayatmalarla anılmasına müsaade etmeyeceğiz. Kampüs, düşüncenin, araştırmanın ve nezaketli müzakerenin alanı olarak kalacak" ifadelerini kullandı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bir üniversitenin akademik yılı açılışı törenine katıldı. Programda konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Bugün güne bizi tedirgin eden bir haberle uyandık. Türkiye bir deprem kuşağında yer alan bir ülke. Bütün milletimize geçmiş olsun diyorum. İnşallah Allah bir daha bize böyle felaketler yaşatmaz. Bu hafta Cumhuriyetimizin 102'nci yaşını kutluyoruz. Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. Bize Cumhuriyeti kuran ve emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün büyüklerimizi hayırla, saygı ve minnetle anıyoruz. Bizim yaklaşık 75 bin tane okulumuz var. Yine yaklaşık rakamları yuvarlayarak söylüyorum. Yaklaşık 750 bin adet dersliğimiz var. Okullarımızın dışındaki kurumlarla beraber baktığımızda 100 binin üzerinde kurum var. Yani okul artı halk eğitim merkezi olgunlaşma, kurs merkezi vb. ifadelerle tanımlanan 100 binin üzerinde hizmet verilen kurumumuz var. Yaklaşık 1 milyon 200 bin öğretmenimiz var. Sistemin içerisinde çalışan ve resmi okullarda ve özel okullarda çalışan öğretmenlerimizle beraber 1 milyon 200 bin kişi. Yaklaşık 18 milyon öğrencimiz var. Dolayısıyla rakamları topladığımızda her çocuğumuzun her öğretmenimizin ailesini ebeveynlerini çocuklarını hesaba kattığımızda kabaca 86 milyonun tamamını ilgilendiren tamamıyla birlikte hareket etmek durumunda olan, tamamının duygu, düşünce ve değerlerine saygı duyması gereken, saygı duyması beklenen bir bakanlığız. Bu kadar büyük bir yapı içerisinde ortak değerleri bulup bu ortak değerleri çocuklarımıza öğretmeye çalışmak bakanlığımızın ana misyonlarından bir tanesi. Cumhuriyet Bayramı da bizim önemli değerlerimizden bir tanesi" diye konuştu. "ÜNİVERSİTELERİ ÖĞRETİM ÜYELERİNİN VE NİHAYETİNDE MİLLETİN DEĞERLERİNİN YAŞANDIĞI YERLER HALİNDE DÖNÜŞTÜRDÜK" Üniversiteleri milletin değerlerinin yaşandığı yerler haline geldiğini belirten Tekin, "Bu ülkede üniversiteler kimi dönemlerde vesayetin gölgesinde kaldı. 27 Mayıs darbesini hepiniz hatırlayacaksınız. 27 Mayıs darbesinden sonra görevinden uzaklaştırılan akademisyenler 27 Mayıs darbesini bizzat Başbakanlığın talimatıyla ak devrim olarak tanımlamak zorunda bırakılan akademisyenler, yine aynı şekilde 12 Mart sürecinde üniversiteden uzaklaştırılan akademisyenler, 12 Eylül 1980 sonrası üniversitelerde akademik etkinlikleri sebebiyle üniversiteden uzaklaştırılanlar. 28 Şubat süreci. Bunların hepsi bizim akademik tarihimizde, bilim tarihimizde kara sayfalar olarak yerini aldı. Bilim yuvalarının ideolojik kavganın sahnesine çevrildiği, gençlerin hayallerinin yasaklarla sınandığı günlerdi bunlar. Başörtüsü bahane edilerek kurulan ikna odaları bu yasakların hafızalarımızda olan en acı örneklerinden bir tanesi. Çok şükür bu sayfaların hepsini kapattık. Üniversitelerin öğretim üyelerinin ve nihayetinde milletin değerlerinin yaşandığı yerler halinde dönüştürdük. Bugün en önemli vazifemiz bu kazanımları daha da tahkim edecek kampüsleri yasaklardan, dayatmalardan, marjinal dayatmaların gürültüsünden uzak tutarak düşüncenin, araştırmanın ve nezaketli müzakerenin alanı haline dönüştürmek en önemli görevlerimiz" dedi. "ÜNİVERSİTE DÜŞÜNCENİN MERKEZİ OLARAK KABUL EDİLMELİDİR" "Üniversite düşüncenin merkezi olarak kabul edilmelidir" diyen Tekin, "Üniversite düşüncenin merkezi olarak kabul edilmelidir. Üniversiteleri sadece ve sadece birer meslek lisesi konumuna indirgeyip mesleki kariyer imkanı sunan birimler haline dönüştürmenin çok ötesine geçmemiz gerekir. Yeteneği keşfeden entelektüel, ufku genişleten kendi geleneğini çağın diliyle buluşturan müesseseler olarak tanımlamamız gerekir. Üniversiteyi salt bilim ya da meslek öğrenme yerine indirgemek, tarihe haksızlık, yarınımıza kötülüktür. Üniversite toplumun tam merkezinde durur çünkü. Kültürün aktarımına ve yenilenmesine öncülük eder, devrinin fikirler sistemini inşa eder. Üniversitelerimiz ne kadar dinamik, üretken, özgür ve gelişmiş olursa, toplumumuz o derece dirayetli ,müreffeh, demokratik ve özgür olacağının farkında olmamız lazım. Tersi durumda ise önce durağanlaşma, ardından eğitimde, kültürde, sanatta, bilimde ve sanayide gerileme kaçınılmaz olacağını hatırlamamız gerekir. Hiç şüphesiz yalın olan hakikat şudur ki bilgi kimdeyse istikamet ona döner. İlim ve akademide geriye düşen, pazarda, sanatta ve diplomaside de gerilemeyi durduramaz" ifadelerini kullandı. "22 YIL ÖNCE 76 OLAN ÜNİVERSİTE SAYIMIZI BUGÜN 208'LERE ULAŞTIRDIK" 22 yıl önce 76 olan üniversite sayısının bugün 208 olduğunu söyleyen Tekin, "Nitekim bu ölçüyü rehber alarak, yükseköğretimi 22 yılda erişilebilir kıldık. 81 ilimizin tamamında yükseköğretim kurumları inşa ettik. 22 yıl önce 76 olan üniversite sayımızı bugün 208'lere ulaştırdık. Yüksek öğretime erişimi yaygınlaştırdık. Net okullaşma oranını hem zorunlu eğitimde hem de yükseköğretimde 3 kattan fazla arttırarak yepyeni bir eşiğe eriştik. Avrupa yükseköğrenim alanında ön sıralara yürüyen bir Türkiye fotoğrafı ortaya çıkardık. Eğitim imkânına geç kavuşmuş 34 yaş üstü kadınlarımıza ayrılan ek kontenjanlar ve şehit-gazi yakınlarına sağladığımız özel imkânlar, kapsayıcılığı ilke hâline getirdi. Bu kazanımlardan geriye gidişe izin vermeyeceğiz; üniversitelerimizin bir daha yasakla, baskıyla, ideolojik dayatmalarla anılmasına müsaade etmeyeceğiz. Kampüs, düşüncenin, araştırmanın ve nezaketli müzakerenin alanı olarak kalacak" şeklinde konuştu. Sözlerine devam eden Tekin, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizdir. Geçen yıl uygulamaya koyduğumuz ve aşamalı bir şekilde devam edecek olan modelimiz, çocuğun dil-akıl-karakter bütünlüğünü aynı anda beslemeyi, öğrenmeyi okul duvarlarının dışına taşıyıp hayatla eklemlemeyi hedeflemektedir. Eleştirel düşünme, estetik duyarlık ve merhamet ahlâkını aynı zeminde buluşturmaktadır. Bu yaklaşım, yerli müktesebatla evrensel bilgi arasında hakikatli bir köprü kurmakta, program tasarımından ölçme-değerlendirmeye kadar tüm süreçleri veriyle ve sahadan gelen geri bildirimle sürekli kalibre etmektedir. Ancak altını özenle çizmeliyim ki modelimizin sürekli kalibrasyonu, ölçme-değerlendirme standartlarının güncellenmesi, öğretim tasarımlarının disiplinler arası zenginleşmesi ancak sizlerin katkısıyla mümkün. Eğitim fakülteleri ile sahadaki okullar arasında, üniversite kürsüsünden öğretmenler odasına ve sınıfa uzanan ortak araştırmalar, etki analizleri, tasarım atölyeleri ve laboratuvar okul ağları bu işin omurgasıdır. Biz Millî Eğitim olarak kapımızı sonuna kadar açtık. Bu iş birliğini günübirlik projelere ve protokollere bırakmamak, kalıcı ve sistematik kılmak için Millî Eğitim Akademisini hayata geçirdik. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum. Millî Eğitim Akademimiz, üniversitelerimizin bilgi birikimini sahaya daha hızlı, daha tutarlı ve daha etkili taşıyacak bir ortak platformdur. Öğretmenlik, toplumsal birlikteliğin, demokratik kültürün ve devlet kapasitesinin temel sütunudur" ifadelerine yer verdi. Milli Eğitim Akademisi hakkında bilgi veren Bakın Tekin, "Milli Eğitim Akademisi'nde 3 tane temel işlevi yerine getirmek istiyoruz. Bunlardan birincisi mesleğe girişte birincisi, mesleğe girişte uygulama yoğun hazırlıktır. Üniversitelerimizin verdiği kuramsal temelin üzerine, gerçek sınıf ortamlarında uzun süreli okul içi uygulamalarla (farklı okul türleri ve sosyoekonomik çevrelerde), usta öğretmen eşliğinde mentorlukla, ölçme-değerlendirme, sınıf yönetimi, kapsayıcı eğitim, özel eğitim, rehberlik ve dijital pedagojiler-yapay zekâ okuryazarlığı gibi alanlarda uygulamalı yeterlikler ekleyeceğiz. İkincisi, beşer yıllık periyotlarla sürekli mesleki gelişimdir. Öğretmenlerimiz branş temelli modüllerle düzenli olarak güncellenecek; bilimin ilkeleri, meslek etiği, özel eğitim ve rehberlik, ölçme-değerlendirme, sınıf içi teknoloji entegrasyonu ve yapay zekâ okuryazarlığı gibi başlıklar üniversite öğretim üyeleriyle birlikte yürütülecektir. Modüller sahadan gelen veri ve etki analizlerine göre yenilenerek öğretmenlerimizin mesleki portfolyolarına işlenecektir. Üçüncüsü, eğitim kurumu yöneticisi yetiştirmedir. Okul liderliği, öğretimsel liderlik, okul iklimi ve kültürü, kriz ve bütçe yönetimi, mevzuat, veri temelli karar alma ve paydaş iletişimi alanlarında kurumsal bir program sunacağız" dedi.

Osmangazi Belediyesi’nin kreşlerinde Cumhuriyet coşkusu Haber

Osmangazi Belediyesi’nin kreşlerinde Cumhuriyet coşkusu

Osmangazi Belediyesi'nin kreş ve gündüz bakım evlerinde eğitim gören minik öğrenciler, Türkiye Cumhuriyeti’nin 102'inci kuruluş yıldönümünü birbirinden özel gösterilerle coşkuyla kutladı. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlattığı yoldan ayrılmadan nesiller yetiştiren Osmangazi Belediyesi, ilçenin farklı noktalarındaki kreş ve gündüz bakım evlerinde eğitim alan çocuklar için özel bir kutlama programı düzenledi. Candan Genceroğlu, Ayça Azak, Zübeyde Ana, Minik Kalpler Kreş ve Gündüz Bakım Evi’nde eğitim gören yüzlerce öğrenci, Cumhuriyet Bayramı’nı şiirler, şarkılar söyleyip çeşitli gösteriler yaparak neşeyle kutladı. Candan Genceroğlu Kreş ve Gündüz Bakım Evi’nde düzenlenen kutlama programına katılan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, çocuklarla tek tek ilgilenerek hazırladıkları gösterileri izledi. Minik öğrencilerin heyecanına ortak olan Başkan Aydın, kreş sayısını artıracaklarını söyledi. “Atatürkçü ve Cumhuriyetçi Çocuklar Yetiştirmeye Devam Edeceğiz” Çocukların hazırladıkları Cumhuriyet Bayramı etkinliğinde olmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, ‘Osmangazi Belediyesi olarak bu yıl eğitim ve öğretime başlayan kreşlerimizde çocuklarımız için Cumhuriyet Bayramı etkinliği düzenledik. Cumhuriyet ruhunu ve bilincini, çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren aşılamak için çalışıyoruz. Bu tür etkinliklerle çocuklarımızın hem eğlenmesini hem de öğrenmesini sağlıyoruz. İnşallah kreşlerimizin sayısını daha da artıracağız. Ülkesini, vatanını seven Atatürkçü ve Cumhuriyetçi çocuklar yetiştirmeye devam edeceğiz” dedi. Bunun yanı sıra Başkan Aydın, Candan Genceroğlu Kreş ve Gündüz Bakımevi’ndeki minik öğrencileri ve öğretmenlerini hazırladıkları güzel gösteriler için tebrik etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.