SON DAKİKA
Hava Durumu

#Eğitim

Söz Bursa - Eğitim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eğitim haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cari açık hedefi tuttu: Şimşek, "Altın hariç cari açık diye bir sorun kalmadı" dedi Haber

Cari açık hedefi tuttu: Şimşek, "Altın hariç cari açık diye bir sorun kalmadı" dedi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘‘3 Şubat itibarıyla ocak enflasyon rakamları açıklandığında çok büyük ihtimalle Türkiye yüzde 20'li rakamları görecek. 2026'da dezenflasyon süreci devam edecek. Sebebi çok basit. Çünkü para politikası, maliye politikası, gelirler politikası destekleyici olmaya devam edecek'' dedi. 5'inci Finansın Geleceği Zirvesi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in katılımıyla gerçekleşti. Bakan Şimşek programda yaptığı konuşmada dezenflasyon sürecinin devam ettiğini vurgularken, 2026 yılında da enflasyonda düşüşün süreceğini söyledi. Şimşek, 2027 yılında da enflasyonun tek haneye düşeceğini ifade etti. ‘‘PROGRAMIMIZIN NİHAİ HEDEFİ SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME, ADİL GELİR DAĞILIMI'' Zirve'de açıklamalarda bulunan Bakan Şimşek, ‘‘Bizim uygulamakta olduğumuz bir program var. Önceliklerimizde bir değişiklik yok. Enflasyonun tek haneye indirilmesi ve sürdürülebilir cari denge şeklinde ifade edilebilir. Türkiye'nin küresel yarıştan kopmaması için ‘yapısal dönüşüm' başlığımız var. Bütün bu programın nihai hedefi, sürdürülebilir yüksek büyümenin sağlanması ve bu büyümenin daha adil dağıtılmasıdır. Biz programı 3 safhada düşündük. Birinci safha kontrol dönemiydi. İkinci safha, dengesizliklerin giderildiği safha. Üçüncü evre ise hedeflerin tutturulmasıdır'' dedi. ‘‘3 Şubat itibarıyla ocak enflasyon rakamları açıklandığında çok büyük ihtimalle yüzde 20'li rakamları göreceğiz'' Şimşek, ‘‘3 Şubat itibarıyla ocak enflasyon rakamları açıklandığında çok büyük ihtimalle Türkiye yüzde 20'li rakamları görecek. Biraz gecikmeyle de olsa enflasyon hedeflerinin en azından bandın üst kısmı tutturulmuş olacak. 2026'da dezenflasyon süreci devam edecek. Sebebi çok basit. Çünkü para politikası, maliye politikası, gelirler politikası destekleyici olmaya devam edecek'' açıklamasında bulundu. ‘‘KONUT ARZININ ARTMASI İLE BİRLİKTE KİRA FİYATLARI DA NORMALLEŞECEK'' Bakan Şimşek enflasyonu yüzde 30'un üzerinde tutan kalemlerin kira ve eğitim olduğunu belirtti. Şimşek, ‘‘Uzun bir dönem yüzde 25'lik kira artış limitimiz vardı. Konut fiyatları 7-8 kat artarken kira fiyatları yüzde 25 oranında sınırlı kaldı. Kira ve konut fiyatları arasındaki ilişki önümüzdeki dönemde normalleşecek. Konut arzının artması ile birlikte kira fiyatları da normalleşecek'' şeklinde konuştu. Özel eğitim kurumlarının da fiyat politikasına ilişkin konuşan Şimşek, ‘‘Eğitimde kural bazlı fiyatlandırmaya gidiyoruz. Vakıf üniversitelerinde enflasyonun çok üzerinde artışlar gördük. Kira ve eğitim olmak üzere iki kalemde aşağı yönlü bir trende gireceğiz'' diye konuştu. Mali disiplini etkili şekilde uyguladıklarını, vergi harcamalarını azalttıklarını, etkili olmayan istisnaları kaldırdıklarını, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede sonuç aldıklarını belirten Şimşek, "Bütçedeki iyileşme öngördüğümüzden daha iyi gidiyor ve büyük ihtimalle yılı hedefe yakın, yani yüzde 3,1 civarında bir rakamla tamamlayacağız'' sözlerini ifade etti. ‘‘2025'TE BÜTÇE HEDEFLERİNİ TUTTURMUŞ OLACAĞIZ'' Bütçe açığı azaldıkça piyasadan daha az borçlanacaklarını, böylece özel sektöre daha çok kaynak bırakacaklarını vurgulayan Şimşek, ‘‘Daha çok kaynağı özel sektöre kredi olarak gitsin diye piyasalara bırakacağız. Yani 'mali disiplinlerden bize ne' demeyin, aslında bu çok önemli bir husus. Reel sektöre daha çok alan bırakmak için kamuyu disipline ediyoruz. 2025'te bütçe hedeflerini tutturmuş olacağız. Enflasyonda bir ay gecikmeyle bandın üst kısmında olacağız. Ama bütçede hedefleri tutturacağız. Aralık sonunda zaten sonuçları açıklayacağız'' açıklamasında bulundu. ‘‘ALTIN HARİÇ GERÇEKTEN CARİ AÇIK DİYE BİR SORUN KALMADI'' Yeşil dönüşümü hızlandırdıklarını, hizmet ihracatında güçlü bir performans sergilediklerini, yurt içi petrol ve doğal gaz üretiminin artmaya devam ettiğini söyleyen Şimşek, ‘‘Bunların sayesinde altın hariç gerçekten cari açık diye bir sorun kalmadı. Bunu söylerken abartıyor gibi görünebilirim ama yani cari açığın zaten Türkiye'de sürdürülebilir seviyesi yüzde 2-2,5. Geçen sene altın ithalatı hariç zaten cari fazla verdik. Büyümeye de devam etti. Burada bir yapısal dönüşüm var. Bu sene yüzde 2 cari açık öngördük. Muhtemelen yılı yüzde 1,5 civarında kapatacağız. Dolayısıyla cari açık hedefini de tutturduk'' dedi.

ÖSYM'den yapay zeka hamlesi: YDS ve E-TEP'te büyük değişim Haber

ÖSYM'den yapay zeka hamlesi: YDS ve E-TEP'te büyük değişim

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, kurumun sınav süreçlerinde yapay zekâ kullanımının giderek artacağını belirterek, özellikle yabancı dil sınavlarında önemli adımlar atıldığını söyledi. Ersoy, "Yaptığımız iki Yabancı Dil Sınavı’nda (YDS) yapay zekâ tarafından hazırlanmış soruları kullandık. Geçerlilik ve güvenlik açısından tam not aldı. Bunu artırarak devam edeceğiz" dedi. Samsun Üniversitesi(SAMÜ), British Council, The Open University ve Oxford University iş birliğiyle düzenlenen Quality in English Medium Instruction Forum-A Decade of Progress and the Road Ahead başlıklı uluslararası organizasyona Ballıca Kampüsünde ev sahipliği yaptı. Mimarlık ve Tasarım Fakültesi'nde düzenlenen etkinlik açılış programıyla başladı. SAMÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy ve British Council Direktörü Denise Waddingham’ın açılış konuşmalarıyla başlayan forum, İngilizce Eğitim (EMI) alanında dünyanın önde gelen isimlerini bir araya getirerek yükseköğretimde küresel ölçekte yürütülen akademik tartışmalara önemli bir zemin oluşturdu. Oxford University’den Prof. Dr. Ernesto Macaro, NILE’dan James Thomas ve The Open University’den Prof. Anna Kristina Hultgren’in katkılarıyla gerçekleştirilen oturumlar ve atölye çalışmaları, EMI alanında yeni eğilimleri ve geleceğe yönelik yol haritalarını masaya yatırdı. "YAPAY ZEKA DÖNEMİ GELİYOR" ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, programın ardından basın mensuplarının soruları cevapladı. Ersoy, her yıl 60–70 sınav ve yaklaşık 25–30 yerleştirme işlemi gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, soru havuzunu genişletme ihtiyacına dikkat çekti. Ersoy, "2 tane yapmış olduğumuz Yabancı Dil Sınavı’nda (YDS) yapay zekâ tarafından hazırlanmış soruları sorduk. Geçerlilik ve güvenlik anlamında tam not aldı. Bunu artırarak devam edeceğiz. Sadece dil sınavlarında kalmayacağız. Biz her yıl 60 ile 70 arasında sınav yapıyoruz. Bunların beraberinde 25–30 civarında yerleştirmeler yapıyoruz. Dolayısıyla bu sınavlarda ‘soru havuzu’ denilen ciddi bir problemimiz var. Soru havuzunu artırma anlamında yapay zekâyı aktif bir şekilde kullanacağız. Özellikle dil sınavlarına ilişkin değerlendirmede yapay zekâ çalışmalarımız devam ediyor. Tabii bu uzun soluklu bir süreçtir. Bu hemen yarın olacak bir süreç değildir. Bununla ilgili projelerimiz başladı. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bu sonuca da ulaşacağız. Her hafta randevulu sistemle dil sınavı yapmak istiyoruz. On binlerce insanı aynı anda sınava alma derdimiz var. Değerlendirmelerde de hem yapay zekâyı hem de bir değerlendirici kullanıp inşallah daha hızlı sonuç verecek dil sınavları yapacağız" dedi. "E-TEP 14 YILLIK BİR RÜYAYDI, HAYATA GEÇİRDİK" Türkiye’de ilk kez ÖSYM tarafından geliştirilen ve dört beceriyi ölçen E-TEP sınavının yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu vurgulayan Ersoy, "Artık biz yeni bir çığır açtık. E-TEP sınavını Türkiye’de hayata geçirdik. 14 yıllık bir rüya bizim dönemimizde hayata geçti. Artık bundan sonra Türkiye’de ÖSYM tarafından üretilen, dört beceriyi ölçen bir sınavımız var. Bu sene sınavı temmuz ve kasım ayında iki kez gerçekleştirdik. Hedefimiz önümüzdeki sene bu sınavı dört kere yapmak. Şu anda bu sınavı dört merkezde yapıyoruz. İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’da yapıyoruz. Beş bin kapasite ile yapıyoruz. YÖK Başkanı ile görüşmelerimiz sonucunda her merkezde bir sınav merkezi açarak her ilde ve her üniversitede E-TEP adını verdiğimiz bu sınavı yaygınlaştıracağız. Bu sınavın etkisiyle Türkiye’deki dil öğretiminde bir kelebek etkisi yaparak ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitedeki dil eğitimine büyük katkıda bulunacağını düşünüyoruz. Yabancılar için Türkçe sınavını inşallah hayata geçiriyoruz. Onunla ilgili tüm çalışmalarımız tamamlandı. 2026 yılının başlarında inşallah YÖK Başkanımızın destekleriyle dört becerili Türkçe sınavını hayata geçireceğiz. Herhangi bir dilin dört becerili olarak sınavının yapılmasının temelini oluşturuyoruz. ÖSYM’de İngilizceden sonra en fazla yaptığımız sınav Arapçadır" diye konuştu. "SINAV GÜVENLİĞİ AÇISINDAN ULUSLARARASI ÖLÇEKTE BİR KURUMUZ" Sınav güvenliğinin en üst düzeyde olduğu kurumun kendileri olduğunu ifade eden Ersoy, "Yaygınlık ve kapsam anlamında uluslararası düzeyde bir kurum olduğumuz için bu tip uluslararası etkinliklere katılıyoruz. Biz ÖSYM olarak tek beceri ölçen bir sınav yapıyoruz. YDS ve YÖK-Dil adını verdiğimiz sınavı yapıyoruz. Öğrencilerin dersleri anlama anlamında bir çalışma burada yapılıyor. Tüm Türkiye’de şikâyet ettiğimiz şey; bu kadar eğitim aldığı hâlde öğrencilerin İngilizceyi konuşamaması, yazamaması ve dinleyememesidir. Biz ÖSYM olarak, evet, Türkiye’nin yeni bir sınavı var: dört beceriyi ölçecek. Bu dört beceriyi ölçen sınavlarla birlikte, etki olarak hem üniversite hem de lise ve ortaokul düzeyinde öğrencilere daha nitelikli eğitimde katkıda bulunacağını düşünüyoruz" şeklinde konuştu. Programa, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın da katıldı. Forum, iki gün boyunca gerçekleştirilecek. Sunumlar, paneller ve atölye çalışmalarının ardından katılımcılara teşekkür edilmesi ve sertifika takdimiyle sona erecek.

"Öğretmene sahip çıkmanız, çocuğunuzun hayalini kurduğunuz geleceğine sahip çıkmanızdır" Haber

"Öğretmene sahip çıkmanız, çocuğunuzun hayalini kurduğunuz geleceğine sahip çıkmanızdır"

- Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, "Her zaman söylüyoruz, eğitimin taşıyıcı kolonu ve asli unsuru öğretmendir. Öğretmeni itibarlı kılamazsanız, eğitimde istenen hedeflere ulaşmanız mümkün değildir" dedi. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Ankara'nın Çankaya ilçesindeki bir okulda bazı öğrencilerin öğretmene uygunsuz ve çirkin tavırlarını eleştirdi. Başta kamu yönetimi olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin öğretmenin saygınlığını korumak için sorumluluk alması gerektiğini kaydeden Geylan, "Ankara Çankaya'da bir lisede bazı öğrencilerin ders sırasında öğretmenlerine yönelik uygunsuz ve alaycı davranışları sosyal medyada paylaşıldı. Çok çirkin, üzücü ve bir o kadar da düşündürücü bir durum. Her zaman söylüyoruz, eğitimin taşıyıcı kolonu ve asli unsuru öğretmendir. Öğretmeni itibarlı kılamazsanız, eğitimde istenen hedeflere ulaşmanız mümkün değildir" dedi. "Öğretmeni rencide eden davranışları pervasızca sergileyen nesilleri nasıl meydana getirdik diye düşünmemizin zamanı değil midir?" Yıllar içindeki değişikliklerle öğretmenin eğitim sürecindeki yetkinliğinin zayıfladığını aktaran Geylan, "İşte bunun sonucu olarak da örnek olayda olduğu gibi çirkinlikleri yaşar hale gelmişizdir. Başta kamu yönetimi olmak üzere toplumun tüm kesimleri öğretmenin saygınlığını korumak için sorumluluk almalıdır. ‘Bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum' terbiyesiyle yoğrulmuş bir kültürün mensupları olarak, öğretmeni rencide eden davranışları pervasızca sergileyen nesilleri nasıl meydana getirdik diye düşünmemizin zamanı değil midir? Yıllardır Alo 147 gibi, CİMER gibi vasıtalar üzerinden mesnetsiz başvurularla öğretmeni huzursuz eden, saygısızlığın faillerini cüretlendiren uygulamalar bugün yaşadığımız tablonun sebeplerinden değil midir? Adeta öğretmeni tezgahtar, öğrenci ve veliyi müşteri gibi kabul eden ve 'müşteri her daim haklıdır' yaklaşımıyla meslektaşlarımızı ortada bırakan anlayışların müsebbiplerini sorgulamamız gerekmiyor mu? Artık yeter" diye konuştu. "Öğretmene sahip çıkmanız, çocuğunuzun hayalini kurduğunuz geleceğine sahip çıkmanızdır" Geylan, öğretmene sahip çıkmanın geleceğe sahip çıkmak olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Kamu yönetimi gerekli tedbirleri hızlıca almalı, okullarımızda disiplin mevzuatı ve uygulamalarını tavizsiz düzenlemeli, ne veli ne öğrenci ne de başka bir unsurun öğretmenin saygınlığını rencide edecek tutumlarına müsamaha göstermemelidir. Buradan ailelerimize de çağrıda bulunmak isterim ki; sizin öğretmene verdiğiniz değer, aslında çocuklarınıza verdiğiniz kıymettir. Çocuğunuzun yetişmesinde, iyi eğitilmesinde, güzel bir geleceğe ulaşmasında sizden çok daha fazla öğretmenin dahli vardır. Öğretmene sahip çıkmanız, aslında çocuğunuzun hayalini kurduğunuz geleceğine sahip çıkmanızdır."

Bizim Ev'in 14'üncü yıl dönümü coşkuyla kutlandı Haber

Bizim Ev'in 14'üncü yıl dönümü coşkuyla kutlandı

Nilüfer Belediyesi'nin düzenlediği gecede Bizim Ev Engelliler Sosyal Yaşam Destek Merkezi'nin 14'üncü kuruluş yıl dönümü ve ‘3 Aralık Dünya Engelliler Günü' kutlandı. Burada konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, hak temelli bir bakış açısını benimsediklerini belirterek, "Nilüfer'de farklılıklarımızla bir aradayız" diyerek çalıştıkları kaydetti. Nilüfer Belediyesi tarafından 2011 yılında engelli vatandaşların sosyal hayatta yaşadığı dezavantajları ortadan kaldırma, engelliliğe dair toplumsal farkındalık oluşturma, engelli bireyler ve yakınlarına bağımsız ve verimli zaman kazandırma hedefiyle faaliyete geçen Bizim Ev Engelliler Sosyal Yaşam Destek Merkezi'nin 14'üncü kuruluş yıl dönümü coşkulu şekilde kutlandı. Geceye Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Orkun Gazioğlu, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, CHP Bursa İl Yöneticileri, Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcıları ve Meclis Üyeleri, Nilüfer Belediyesi önceki dönem Başkanı Faruk Baykal, Nilbel A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mart, NİLKOOP Başkanı Süleyman Ayyılmaz, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Mustafa Berkay Aydın, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Bursa Muhtarlar Derneği Başkanı Erol Yılmazer, Nilüfer Muhtarlar Dernek Başkanı Recep Bayraktar, muhtarlar, Bizim Ev'in katılımcıları ve aileler katıldı. Gold Salon Nilüfer'de düzenlenen gecede konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bizim Ev'in 14 yıldır kesintisiz hizmet verdiğini hatırlatarak, bu hizmetin ortayı çıkıp, devam etmesinde katkısı bulunan önceki dönem belediye başkanlarına teşekkür etti. Burada sadece 2025 yılında, 2 bin 857 vatandaşın hayatına dokunulduğunu söyleyen Başkan Şadi Özdemir, Barış Mahallesi'ndeki merkezde çok geniş imkanların bulunduğunu belirterek, "Eğitim odalarımız, fizyoterapi ve bilgisayar odamız var. Müzik ve seramik atölyelerimiz, spor salonumuz ve yüzme havuzumuz mevcut. Ayrıca 3 adet özel donanımlı minibüsümüzde ulaşım desteği sağlıyoruz" diye konuştu. Burada her ihtiyaca özel çözümler ürettiklerine dikkat çeken Başkan Şadi Özdemir, fiziksel ve zihinsel engelli bireyler ve farklı yaş gruplarındaki görme engelliler için alternatif destekler verdiklerini kaydetti. Amaçlarının sadece eğitim değil, istihdam da sağlamak olduğunu ifade eden Başkan Şadi Özdemir, İş Koçu Destekli Engelli İstihdam Çalışması ile özel gereksinimli bireyleri iş hayatına hazırladıklarını vurguladı. Başkan Şadi Özdemir, 2016 yılında hayata geçirdikleri Bizim Bahçe projesi ile engelli vatandaşlara doğayla iç içe tatil yapma imkanı sağladıklarını da aktardı. Engelli bireylerin hayatını kolaylaştırmak için farklı hizmetler de sunduklarını hatırlatan Başkan Şadi Özdemir, bunları liftli araçlarla hastane, market ve kamu kurumlarına erişim desteği, Tekerlekli Sandalye Tamirevi'nde ücretsiz bakım ve onarım hizmeti, kentin 14 farklı noktasında şarj istasyonu, seçim günlerinde ve ulusal sınavlarda KPSS, üniversite ve lise sınavlarına erişim kolaylığı, randevulu sistemle planlı ve düzenli ulaşım hizmeti olarak sıraladı. "FARKLILIKLARIMIZLA BİR ARADAYIZ" Hak temelli bir bakış açısını benimsediklerini ifade eden Başkan Şadi Özdemir, "Nilüfer'de "farklılıklarımızla bir arada" diyerek çalışıyoruz. Engelli bireylerin ve ailelerin hayatını kolaylaştırmak için çalışıyor, toplumsal yaşama eşit katılımlarını destekliyoruz. Daha kapsayıcı bir Nilüfer'i hep birlikte inşa edeceğiz. Bu yaşamı birlikte paylaşmaya devam edeceğiz" dedi. Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Orkun Gazioğlu ise burada insana dokunan bir projenin kuruluş yıldönümünü kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını kaydetti. Bizim Ev'in sıcak bir yuva, bir dayanışma ve bir umut kapısı olduğunu belirten Gazioğlu, "Bu kapı 14 yıl önce o dönem Nilüfer Belediye Başkanı olan bugün Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olan Mustafa Bozbey'in vizyonu ile aralanmıştır. Ne mutlu bizlere ki bugün bu merkezin yıllar içinde büyüyüp, geliştiğini hep birlikte gözlemliyoruz. Bu çalışmalar yalnızca bir ilçenin değil, tüm Bursa'nın eşitlikçi, kapsayıcı ve insan odaklı bir kent olma yolculuğuna büyük katkılar sunmaktadır. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir'e ve tüm Bizim Ev çalışanlarına şahsen teşekkür etmek istiyorum" dedi. DESTEK VERENLERE VE BAŞARILI SPORCULARA TEŞEKKÜR Konuşmaların ardından Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, gecenin düzenlenmesine destek verenlere teşekkür plaketlerini takdim etti. Başkan Şadi Özdemir, gecede ayrıca dereceler elde eden Nilüfer Görme Engelliler Spor Kulübü BUGES'in Yönetim Kurulu Başkanı Mutlu Aydın'a ve sporcularını kutladı. Dünya genelinde başarı elde eden işitme engelli şampiyon sporcu Mert Ali Özen'i de kutlayan Başkan Şadi Özdemir, gecede iletişim diliyle gönüllü destek olan Zeynep Aktan'a da teşekkür etti. Gece Bizim Ev katılımcılarının pasta kesimi ile devam etti. Daha sonra sahne alan Safa Zakir ve orkestrası, seslendirdikleri parçalarla konuklara keyifli anlar yaşattı.

Ekol Koleji Montenegro’da Haber

Ekol Koleji Montenegro’da

Ekol Koleji öğrencileri ve idari heyeti, 18–22 Kasım tarihleri arasında Montenegro’nun başkenti Podgorica’ya gerçekleştirdikleri uluslararası eğitim ve kültür programıyla, yeni vize düzenlemesinin ardından ülkeye giriş yapan ilk Türk eğitim heyeti olarak tarihe geçti. Cesaret gerektiren bu süreçte başkent Podgorica’daki kardeş okul OS Sutjeska ’nın güçlü ve samimi davetini geri çevirmeyen Ekol Koleji, iki ülke arasında tarihe geçecek bir kültür, dostluk ve barış köprüsü kurdu. Bu ziyaret yalnızca bir okul gezisi değil; hiç kimsenin adım atmaya cesaret edemediği bir dönemde, vizyon, dayanışma, barış ve kültürel sorumlulukla atılmış örnek bir adım oldu. Türk Kahvesinden Zeybeğe: Çocuklar Balkanlarda Kültür Köprüsü Kurdu Ekol Koleji’nin 15 öğrencisinden oluşan kafilesi, modern takım elbiseleriyle hazırladıkları Zeybek gösterisi ile büyük alkış aldı; ardından Zeybek figürlerini Karadağ’lı -Montenegro’lu yaşıtlarına öğretti. Karadağ’lı -Montenegro’lu öğrenciler de kendi halk oyunlarını sergileyerek çocuklarımızı dans halkasına dahil etti. Sahnede şarkılar, şiirler ve ortak gösterilerle kurulan kültürel uyum; ev ziyaretlerinde daha da derinleşti. Ekol Koleji öğrencileri, misafir oldukları Karadağ’lı - Montenegro’lu ailelere Türk kahvesini kendi elleriyle pişirerek ikram etti; beraberinde götürdükleri Bursa’ya özgü ipek fularların, geleneksel havluların, baklavanın, kestane şekerinin, lokumun, gül suyunun, Türk çaylarının ve zarif kahve fincanlarının sıcak hediyeli dokunuşlarıyla Türk misafirperverliğini en ince haliyle yansıttı. Karadağ’lı -Montenegro’lu aileler de kendi kültürlerini anlatan hediyeler, içtenlik ve nezaket dolu misafirperverlikleriyle çocuklarımızı onurlandırdılar. Bu karşılıklı ev buluşmaları, iki ülke arasında uzun yıllara uzanacak bir gönül bağı oluşturdu. **Sutjeska Okulu’ndan Kusursuz Ev Sahipliği: “Her Detay Özenle Planlanmıştı”** Podgorica’daki OS Sutjeska İlköğretim Okulu Müdürü Mr. Ljubo Ceranic, proje koordinatörü Mrs. Sanja Uskokovic, rehberlik öğretmeni Mrs.Aida Omeragic, İngilizce öğretmenleri Mrs.Milena Milicic ve Mr.Tajic Milic, Mr. Bogic Gligorovic, Mrs. Mersiha Kocan, Mrs. Teodara Uskokovic, Mrs. Marija Blazevic, Mrs. Katarina Dmitrovic ile okulun tüm ekibi; misafirlerini büyük bir titizlikle ağırlayan muhteşem bir ev sahipliği sergiledi. Hazırlanan program; akışı, disiplinli yapısı ve eksiksiz planlanmış her detayıyla Ekol Koleji ekibini derinden etkiledi. Ekol Koleji, gün boyunca kendini adeta özel hazırlanmış bir uluslararası misafir programının içinde, güven, nezaket ve profesyonellik dolu bir atmosferde hissetti. Sutjeska öğrencileri, geçtiğimiz yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için Bursa’da Ekol Koleji’nin misafiri olmuş, Türk ailelerinin evlerinde konaklamıştı. Bu kez Karadağ’lı- Montenegro’lu aileler aynı incelik ve özenle Ekol Koleji öğrencilerini evlerinde ağırlayarak kardeşlik protokolünü derinleştirdi. **Eğitim İş Birliği ve Akademik Paylaşım Ekol Koleji Uzman Ekibi Podgorica’da Güçlü Bir Temsil Sergiledi** Karadağ-Montenegro programında Genel Müdür Türkan Sedef Taşçı’ya, okulun kurumsal yapısını güçlü bir şekilde temsil eden deneyimli bir ekip eşlik etti. Kurumsal iletişim çalışmalarındaki yetkinliğiyle Dilek Durak, erken çocukluk eğitimi alanındaki uzmanlığıyla Hasan Er, yabancı dil eğitimindeki profesyonel birikimiyle Huriye Özel ve sınıf öğretmeni olarak öğrencilerin akademik-sosyal takibini sağlayan Mesut Kameri, programın her anında disiplinli ve uyumlu bir koordinasyon sundu. Türkan Sedef Taşçı; kardeş okul Sutjeska yöneticileri ile birlikte Podgorica’da ziyaret edilen anaokulu ve lise kurumlarında proje temelli ve oyun temelli erken çocukluk eğitimi, 21. yüzyıl becerileri, doğa temelli pedagojik yaklaşım ve Ekol Koleji’nin özgün eğitim modeli üzerine kapsamlı sunumlar gerçekleştirdi. Karadağ-Montenegro’lu öğretmen ve velilerle yapılan akademik buluşmalarda iki ülkenin eğitim sistemlerini karşılaştırmalı analiz ederek deneyimler paylaşıldı; Montenegro’daki eğitim pratiklerine dair bilgiler edinerek karşılıklı bir akademik öğrenme ortamı oluşturuldu. Bu profesyonel temsil, iki ülke arasında gelecekte büyüyerek devam edecek güçlü bir eğitim iş birliğinin temelini attı. Diplomatik Destek: Büyükelçi Barış Kalkavan’dan Onur Verici Karşılama Ziyaretin diplomatik boyutu, T.C. Podgorica Büyükelçisi Sayın Barış Kalkavan ve Eğitim Müşaviri Sayın Özgür Kalkanın güçlü desteğiyle taçlandı. Büyükelçi Kalkavan; öğrencilerimizi Ekol ve Sutjeska okul müdürü ve idarecilerini elçiliğe nezaketle kabul etti, çocuklarımız ile tek tek tokalaştı, sorularını yanıtladı, sohbet etti, kapıda karşıladı ve aynı incelikle kapıdan uğurladı. Bu devlet adabına uygun zarif protokol yaklaşımı, heyetimizin kendini Büyükelçiliğin güvenli, sıcak ve koruyucu atmosferinde hissetmesini sağladı. Kalkavan şu sözleriyle ziyareti onurlandırdı: “Bu yaşta böyle bir uluslararası deneyim büyük bir şanstır. Sizler bu dostluk köprüsünün temel taşlarısınız.” Ayrıca 6 Şubat depremi döneminde Karadağ- Montenegro’lu çocukların harçlıklarını Türkiye’ye göndermesinin, iki ülke arasındaki gönül bağını güçlendiren unutulmaz bir davranış olduğunu hatırlattı. **20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü: Ekol Koleji Genel Müdürü Sayın Türkan Sedef Taşçı, 18–22 Kasım tarihli Karadağ- Montenegro ziyareti kapsamında Podgorica’daki Sutjeska Okulu’nda düzenlenen Dünya Çocuk Hakları Günü özel programında yaptığı açılış konuşmasında, iki ülkenin çocuklarına hitap ederek bu buluşmanın tarihî değerini güçlü ifadelerle aktardı: “Bugün burada, Karadağ- Montenegro’nun misafirperverliğini ve kardeşliğini yürekten hissederek bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Türkiye’nin yeşil şehri Bursa’nın tek tabiat okulu Ekol Koleji ailesinden getirdiğimiz sevgiyle, sıcaklıkla ve güçlü bir dostluk duygusuyla sizleri selamlıyorum. Bu ziyaretimizin 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ile aynı tarihe denk gelmesi, bizim için çok anlamlıdır. Çünkü bugün sadece bir ziyaret günü değil; çocukların dünyaya, insanlığa, barışa ve umuda açılan kapı olduğu günü hep birlikte kutlama zamanıdır. Bildiğiniz üzere Dünya Çocuk Hakları Günü, Birleşmiş Milletler’in ‘Her çocuk eşit haklara sahiptir’ ilkesini ilan ettiği gündür. Bugün burada Türkiye ve Montenegro gibi dost iki ülkenin çocukları aynı çatı altında buluşmuşken bu mesajın değerini bir kez daha görüyoruz. Sevgili çocuklar, sizden bir ricam var: Bugünü unutmayın. Bugün Türkiye’den ve Montenegro’dan iki grup çocuk aynı sınıfta nefes aldı, aynı oyunu oynadı, aynı şarkıyı söyledi. Bu görüntü dünyaya verilmiş en güçlü barış mesajıdır. Eğer siz birbirinizi anlamaya devam ederseniz, büyüklerin yapamadığı pek çok şeyi siz çocuklar başaracaksınız. Sizler; savaşlara karşı barışın, ayrılıklara karşı kardeşliğin, önyargılara karşı dostluğun temsilcilerisiniz. Bu anlamlı günde bizi ağırlayan tüm Montenegro’lu öğretmenlere, yöneticilere, ailelere ve kardeş öğrencilerimize içtenlikle teşekkür ediyoruz. Ekol Koleji olarak bu dostluğun yıllar boyunca büyüyeceğine inanıyoruz.” Bu konuşma, Sutjeska Okulu’nun salonunda duygu dolu anlar yaşattı; çocukların gözlerinde umut, velilerin yüzlerinde gurur bıraktı. Ekol Koleji Kurucu Başkanı Sayın Nebi Taşçı: Sayın Nebi Taşçı, bu ziyaretin Ekol Koleji’nin güçlü eğitim vizyonunun bir sonucu olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Ekol Koleji olarak attığımız her adım, güçlü bir vizyonun ve sağlam bir altyapının ürünüdür. Eğer bu vizyon olmasaydı bugün burada tarih yazamazdık. Bu program, öğrencilerimizin dünyaya açılan penceresini genişletti; onların özgüvenini, kültürel farkındalığını ve evrensel bakış açılarını güçlendirdi. Biz, öğrencilerimizin sadece Türkiye’nin değil, dünyanın geleceğinde söz sahibi bireyler olarak yetişmesini hedefliyoruz. Önümüzdeki yıllarda da farklı ülkelerde kültür, bilim, sanat ve barış projeleriyle var olmaya devam edeceğiz.” Dedi. Bursa’dan Podgorica’ya Uzanan Kardeşlik Yolculuğu Bursa’nın tek tabiat okulu kimliğini taşıyan Ekol Koleji, doğa temelli eğitim yaklaşımını uluslararası projelerle birleştirerek çocuklara hem yerel hem küresel bir vizyon kazandırıyor. Karadağ- Montenegro ziyareti, iki ülkenin çocuklarının barış, dayanışma, sevgi ve kültürel bağ temelinde buluştuğu tarihi bir kültürel diplomasi yolculuğu olarak hafızalara ve kalplere kazındı. Ekol Koleji olarak inanıyoruz ki; çocukların kurduğu bağlar, ülkeler arasında kalıcı barışın ve kardeşliğin en sağlam temelidir.

Doğru tercih için kampüs deneyimi: BTÜ’nin yenilikçi projesi Haber

Doğru tercih için kampüs deneyimi: BTÜ’nin yenilikçi projesi

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) tarafından Türkiye'de ilk kez uygulamaya konulan "Tercihten Önce Üniversiteni Yaşa" projesi öğrencilerini ağırlamaya başladı. Lise son sınıf öğrencilerini tercih döneminden önce üniversite atmosferiyle buluşturan proje, gençlere meslek seçimlerini daha sağlıklı yapabilmeleri için gerçek bir kampüs deneyimi sunuyor. BTÜ ile Bursa İl Millî Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde yürütülen proje kapsamında öğrenciler, tercih yapmalarının ardından not ortalamasına göre yerleştirildikleri bölümlerde bir ay boyunca derslere giriyor. Öğrenciler, üniversitenin kütüphane, laboratuvar, yemekhane ve sosyal alanları dâhil tüm imkânlarını tıpkı bir üniversite öğrencisi gibi kullanıyor. Kampüsteki günlük akışa dahil olan gençler, hem akademik ortamı yakından tanıyor hem de üniversite hayatını birebir deneyimliyor. Türkiye'de benzeri bulunmayan proje, öğrencilere üniversite yaşamını bizzat deneyimleme, ilgi alanlarını keşfetme ve meslek tercihlerine daha bilinçli karar verme fırsatı sunmasıyla dikkat çekiyor. "TÜRKİYE'DE İLK DEFA UYGULANAN BİR PROJE" Üniversitede doğru tercih için projenin önemli olduğunu vurgulayan Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, "Biz Üniversite olarak "Tercihten önce üniversiteni yaşa" projesine başlarken asıl hedefimiz, gençlerimiz hayatını planlarken tercihlerini doğru yapabilmesine odaklanmıştık. Biliyorsunuz öğrencilerimiz tercihlerini yaparken genelde başkalarının deneyimiyle tercih yapıyor. Biz kendileri tecrübe ederek tercih yapmalarına odaklandık. Dolayısıyla buradaki asıl hedef geleceğini planlayan gençlerimizin doğru tercih yapmalarına yardımcı olmak. Aslında projenin odak noktası kendilerini tanımak üzerine oturuyor. Lisedeyken üniversite ortamı görmeden kendini tanımamadan dolayı farklı ve kendisine uygun olmayan bölümleri tercih edebiliyor. Buradaki hedef öğrencinin kendisini tanıyıp en uygun bölümü seçmesine yardımcı olmak Dolayısıyla biz öğrencilerimize 5 bölüm tercih etme hakkı verdik. 1 bölüme yerleştiler ama diğer tercih ettikleri bölümlerin derslerine de girebilme imkanı sunduk. Aynı bizim kendi öğrencilerimiz gibi tüm imkanlardan faydalanarak üniversite ortamını, laboratuvarlara gitmeyi, derse katılmalarını hedefledik. Bu proje Türkiye'de ilk defa uygulanan bir proje, bu anlamda üniversite olarak da gururluyuz. İnşallah gençlerimiz faydalı bir süreç yaşamış olurlar" ifadelerini kullandı. "HER ÜNİVERSİTENİN BU İMKANI SAĞLAMASI LAZIM" Başkalarının deneyimlerinden yararlanmanın yetersiz olduğunu ve BTÜ sayesinde kendi üniversite tecrübesinin kazanan Muhammet Hamza Bayrak, "Bilgisayar mühendisliği düşünüyorum, dolayısıyla Bursa Teknik Üniversitesi'nde de bilgisayar mühendisliği bölümünü seçtim. Birçok derse girdim, dersler gayet güzel geçti. Bilgisayar mühendisliğine gittiğim zaman beni nasıl bir ortamın bekleyeceğini görmek çok iyi geldi. Burası çok güzel bir üniversite, imkanlara ve çok iyi hocalara sahipler. Bursa'da olması da önemli, İstanbul'dan sonra tercih edilebilecek en güzel şehirlerden biri. Bu da Bursa Teknik Üniversitesi'ne çok büyük bir artı katıyor. Bir yere gitmeden önce oradaki ortamı deneyimlemek her zaman daha iyidir. Ortaokuldan liseye geçerken çok bir fark olmayabilir ama liseden üniversiteye geçerken çok büyük farklar ortaya çıkıyor. Hem üniversite ortamını görmek, hem seçeceğiniz bölümü görmek tercihi büyük oranda etkileyebilir. Üniversiteye gitmek eğitimden sonraki hayatınızı şekillendiriyor. Belki 30 yıl seçtiğiniz mesleği yapacaksınız. 18 yaşındaki birine sen hangi bölümü seçmek istiyorsun demek yerine bu şekilde imkan sağlanması lazım" şeklinde konuştu. "BTÜ ÖĞRENCİSİ GİBİ HİSSEDİYORUZ" Proje sayesinde sadece üniversite ortamı değil merak edilen birçok bölüm hakkında da bilgi aldığını söyleyen Büşra Ünsal, "Burada Denizcilik Fakültesi derslerine girdim. 5 tercih yaparak buraya geliyoruz ama tercih etmediğimiz bölümlerin derslerine de girebiliyoruz. Diğer bölümler hakkında da bir fikrimiz oluşuyor. Üniversiteye gitmeden 1 yıl önce burada edindiğimiz tecrübe ile daha hazırlıklı olacağız. Mesela buraya gelmeden önce üniversite denince aklımıza anfi sınıflar, kampüs gibi heyecan verici şeyler aklımıza geliyordu. Buraya geldikten sonra hem daha eğlenceli hem de daha ciddiyetle yaklaşmamız gerektiğini öğrendik Burada girişte ve çıkışta okuttuğumuz kartlar burada bir öğrenciymiş gibi hissettiriyor" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.