SON DAKİKA
Hava Durumu

#Erdoğan

Söz Bursa - Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gürkan:  "Su şehri Bursa, CHP belediyeciliğiyle susuzluğun şehri oldu" Haber

Gürkan: "Su şehri Bursa, CHP belediyeciliğiyle susuzluğun şehri oldu"

AK Parti Bursa İl Başkanlığı'nın 60. İl Danışma Meclisi toplantısı, AK Parti Bursa milletvekilleri Refik Özen, Osman Mesten, Ahmet Kılıç, Emine Yavuz Gözgeç, Emel Gözükara Durmaz ve Mustafa Yavuz'un yanı sıra AK Parti Bursaİl Yönetim Kurulu üyeleri, Bursa’daki 11 AK Partili belediye başkanı, 17 ilçe başkanı ve mahalle başkanlarının katılımıyla Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde büyük bir coşku içinde gerçekleştirildi. AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, mahalle başkanlarının partinin "sahadaki kalbi" olduğunu vurguladı. "Bu toplantı bir danışma meclisinden çok daha fazlasıdır; bir gönül buluşmasıdır." diyen Gürkan, "Sizler bu davanın sahadaki vicdanı, emeği, yüreğisiniz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi; mahalle başkanları bu partinin bel kemiğidir" ifadelerini kullandı. Mahalle başkanlarının gece gündüz demeden vatandaşla birebir temas kurduğunu hatırlatan Gürkan, "Sizlerin emeği olmadan bu dava ayakta duramaz. Cumhurbaşkanımızın sizlere olan güveni tam, bizim size olan inancımız sonsuzdur" dedi. "SU ŞEHRİ BURSA, CHP BELEDİYECİLİĞİYLE SUSUZLUĞUN ŞEHRİ OLDU" Konuşmasında CHP’li belediyelere eleştirilerde bulunan Gürkan, Bursa’daki su sıkıntısına da şu şekilde değindi; "Bir zamanlar su şehri olarak anılan Bursa, bugün susuzlukla anılır hale geldi. Kaynaklarıyla övündüğümüz bu şehirde vatandaş musluğunu açtığında su bulamıyor. Bu vizyon eksikliğinin bir sonucudur. Biz Bursa’nın susuzluğunu da çözeceğiz, yeniden bereketin ve hizmetin şehri yapacağız" dedi. "BU HİZMETLERİ YAPMAK VİZYON MESELESİDİR" Bursa’nın sorunlarının vizyon eksikliğinden kaynaklandığını ifade eden Gürkan, "Yağmur yağıyor ama su yok; çünkü sorun su değil, vizyon sorunu. Biz bu kenti vizyonla, akılla, planla yöneteceğiz. Eğitim, sağlık ve ulaşım alanındaki yatırımlar ortadadır. Sadece iki yılda Bursa’ya 60 milyar liralık yatırım kazandırdık. Bu, AK Parti hizmet anlayışının somut göstergesidir" diye konuştu. "TERÖRSÜZ TÜRKİYE, SÜRECİ YENİ BİR DÖNEMİN HABERCİ" Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin güvenlik alanında geldiği noktaya dikkat çeken Gürkan, "Bugün artık terörsüz bir Türkiye’den bahsedebiliyoruz. Cumhurbaşkanımızın iradesiyle başlatılan kararlı mücadele sonucunda ülkemiz yeni bir döneme girdi. Artık sadece sınırlarımız içinde değil, sınır ötesinde de huzuru hissediyoruz. Dünyanın savaş ve kargaşa içinde olduğu bir dönemde, AK Parti’nin inşa ettiği güçlü devlet yapısı sayesinde ülkemiz huzur ve güven ortamını koruyor" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleştirilen "Yüzyılın Konut Projesi - Ev Sahibi Türkiye" programına değinen Gürkan, Bursa’ya kazandırılacak yeni sosyal konut müjdesini hatırlattı. Gürkan, "Yapımına daha önce başladığımız 8 bin 656 konutla birlikte, Bursa’mıza 15 bin 625 yeni sosyal konut daha kazandırarak hemşehrilerimizi ekonomik, sıcak ve güvenli yuvalarına kavuşturacağız." diyen Gürkan, "Bu büyük vizyonun öncüsü olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a şehrimiz adına şükranlarımı sunuyorum. Hayırlı olsun" ifadelerini kullandı. "HER YENİ ÜYE, BU DAVANIN KÖKLERİNE DİKİLEN BİR FİDAN" Teşkilat çalışmaları ve üye seferberliği konusuna da değinen Gürkan, "Her yeni üye, Cumhurbaşkanımıza olan sevginin ve güvenin göstergesidir. Bizim gücümüz, teşkilatımızın gücüdür" diyerek sahadaki çalışmaların önemine dikkat çekti. Yeni üye kazandıran mahalle başkanlarına plaketleri takdim edildi. Bu çerçevede, Yıldırım Hacısayfettin Mahalle Başkanı Vedat Kolaçoğlu, Osmangazi Soğanlı Mahalle Başkanı Mustafa Erden, Gürsu Kumlukkalan Mahalle Başkanı Suat Uzun, Osmangazi Bağlarbaşı Mahalle Başkanı Bülent Yasa, İnegöl Yunusemre Mahalle Başkanı Rahim Seydul ve Keles Düvenli Mahalle Başkanı Yaşar Gülşen, emek ve gayretleri dolayısıyla ödüllendirildi. Plaket töreninin ardından, mahalle başkanlarının hem AK Sistem üzerinden hem de sözlü olarak ilettikleri soru, öneri ve talepler, İl Başkanı Davut Gürkan ve milletvekilleri tarafından tek tek yanıtlandı.

Özel: "Birileri kızılcık şerbeti içerken kan kusan arkadaşlarımsa, susmayacağım" Haber

Özel: "Birileri kızılcık şerbeti içerken kan kusan arkadaşlarımsa, susmayacağım"

CHP'nin 39. Olağan İstanbul İl Kongresi'nde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "O günden sonra bu darbeye direneceğiz demiştik. Herkes şunu bilsin ki kurulacak ilk sandıkta CHP Türkiye'nin birinci partisidir. Başörtüsü yasağı krizinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidenler bu arkadaşlardı. Bu davaları kazananlar şu an Mecliste milletvekili, ben bundan memnunum. O dönem AİH'me giderken, şimdi bu durumda ‘Susun kimseye söylemeyin' diyeceksiniz. Kırılan kol da, kafa da, mücadele de bizimdir. Birileri kızılcık şerbeti içerken kan kusan arkadaşlarımsa, susmayacağım" dedi. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin durdurma kararı sonrası Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla yapılmasına karar verilen CHP 39. Olağan İstanbul İl Kongresi, Bayrampaşa Hidayet Türkoğlu Spor Kompleksi'nde düzenleniyor. Kongreye CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanvekili Nuri Şahin, Bayrampaşa Belediye Başkan Vekili İbrahim Kahraman ve çok sayıda partili katıldı. Programda kongrenin açılış konuşmasını yapan Özgür Çelik, "Bugün burada sadece bir kongre gerçekleştirmiyoruz, bir inancı tazeliyoruz. İnancımızla, dayanışmamızla, birbirimize olan sevgimizle ve mücadelemizle büyüyoruz. İyi ki varsınız, bu ailenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum" dedi. "ÖZGÜR ÇELİK BAŞKANIMI YÜREKTEN KUTLUYORUM" Çelik'in ardından konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "430 bin üyemizin her birinin mahallesinde kurduğumuz sandıklarla kim aday olmak istediyse olabildi. Her türlü kayyım atama girişimine karşı ‘durun bakalım bu iş böyle olmaz' diyen delegelerimiz hepiniz hoş geldiniz. Dosta güven, düşmana kaygı veren bir sürecin içindeyiz. Dostlarımızdan güç alıyoruz, cesaret alıyoruz. Olmayanlara kaygı veriyoruz. Ben buraya 2 yıl önce Ferdi Zeyrek Başkanımız il başkan adayıyken, bir yola koyulmuşken, her şeyin başladığı yerden, Manisa'dan geliyorum. En sıkıntılı dönemde çok önemli bir görevi başarıyla yürüten, ilçe başkanlığından gelen, il başkanlığı yaparken başına gelmedik kalmayan, binası, kongresi, kendisi davalık olan, benim de kendisinden razı olduğum Özgür Çelik başkanımı yürekten kutluyorum" şeklinde konuştu. "BİRİLERİ KIZILCIK ŞERBETİ İÇERKEN KAN KUSAN ARKADAŞLARIMSA, SUSMAYACAĞIM" Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İBB Başkanlığı dönemine de değinerek, "Recep Tayyip Erdoğan, bugün Ekrem başkana yöneltilen suçlamalar ve fazlasıyla suçlanıyor, yargılanıyordu. Bir farkla, onun kapısına polis gelmedi, o bir gün gözaltına alınmadı, yargılaması tutuksuz yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, neyi göze aldıysa fazlasını göze aldık. Ne bekliyorsa, fazlasını yapacağız. Asla ve asla bu kötülüğe teslim olmayacağız. Bana diyorlar ki, ‘Ceketi çıkar, kolları sıva.' Benim işim ceketi çıkarıp, kolları sıvamak değil. Benim işim kolları sıvayacak olanı dışarı çıkarmak. ‘Değişim' diyerek bir yola çıktık. Erdoğan nerede istiyorsa, Siirt'te onun başından ne geçti, CHP neredeydi? Şimdi ne ediyor, ne yaşanıyor konuşalım. 14-28 Mayıs, kazanmamız gereken bir seçimi kaybetmişiz. Kimseyi ötekileştirecek bir şey yapmadık, şimdi de yapmayız. Biz 47 yıl sabrettik, 47 yıl boyunca ikinci parti olmuştuk. CHP gücünü mücadeleden, ahlaktan, haklılıktan, emekten alır. Bu yüzden bir tarafta iktidarı sürdürmek için kavgaya tutuşanlar, bir tarafta yoksulun ekmek mücadelesini verenler var. O yüzden biz kazanacağız. Türkiye'nin en büyük ilçesi Esenyurt'a kayyım atayıp, Beşiktaş Belediye Başkanını aldıklarında 18 Şubat günü ‘Bir darbe mekaniği işliyor' dediğimde kimse beni anlamamıştı. O günden sonra bu darbeye direneceğiz demiştik. Herkes şunu bilsin ki, kurulacak ilk sandıkta CHP Türkiye'nin birinci partisidir. Başörtüsü yasağı krizinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidenler bu arkadaşlardı. Bu davaları kazananlar şu an Mecliste milletvekili, ben bundan memnunum. O dönem AİH'me giderken, şimdi bu durumda ‘susun kimseye söylemeyin' diyeceksiniz. Kırılan kol da, kafa da, mücadele de bizimdir. Birileri kızılcık şerbeti içerken kan kusan arkadaşlarımsa, susmayacağım" diye konuştu.

Erdoğan: ''Uluslararası toplum Srebrenitsa’dan ders almadı'' Haber

Erdoğan: ''Uluslararası toplum Srebrenitsa’dan ders almadı''

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ne acıdır ki bugün Gazze'de yaşananlar uluslararası toplumun Srebrenitsa'dan gerekli dersleri çıkarmadığını gösteriyor. Srebrenica'da sessiz kalan uluslararası toplum Filistin'de son yıllarda yaşanan zulümleri de sadece seyrediyor" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Srebrenitsa Soykırımının 30'uncu Anma Töreni" programına bir video mesaj gönderdi. Mesajında Srebrenitsa Soykırımının insanlık tarihine kara bir leke olarak kazındığını ancak burada yaşananlara rağmen uluslararası toplumun ders almadığını söyledi. Uluslararası toplumun Gazze'de yaşanan soykırıma da sessiz kaldığını belirten Erdoğan, İsrail'in, Filistin'e yönelik soykırımın hesabını er ya da geç hukuk ve tarih önünde vereceğini belirtti. "İnsanlıktan nasibini almamış zihniyetle mücadelemizi bugün de kararlılıkla sürdürüyoruz" Yaşanan soykırımın ardından 30 yıl geçmesine rağmen acıların hala taze olduğunu söyleyen Erdoğan, "Sevgili Bosna Hersekliler, kıymetli şehit aileleri, aziz kardeşlerim, sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Bu matem günümüzde Türkiye'deki 86 milyon kardeşinizin taziyelerini iletiyorum. Rabbim tüm şehitlerimizi cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. İnsanlık tarihine kara bir leke olarak kazınan Srebrenitsa Soykırımının üzerinden geçen 30 yıla rağmen vahşice öldürülen bütün Boşnak kardeşlerimizin acıları yüreğimize daha dün düşmüş gibi tazedir. Uluslararası toplumun soykırımı durdurmak için gerekli sorumluluğu üstlenmemesi telafisi mümkün olmayan utançla anılacak bir zafiyettir. Bu vahşeti görmezden gelen insanlıktan nasibini almamış zihniyetle mücadelemizi bugün de kararlılıkla sürdürüyoruz" diye konuştu "Birleşmiş Milletler Reformu çağrımızın esasını işte bu bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın zihniyetiyle mücadele oluşturuyor" BM Genel Kurulunun 11 Temmuz'u 1995 Srebrenitsa Soykırımını Anma Uluslararası Günü ilan etmesinin öneminden bahseden Erdoğan, "Her daim gündemde tuttuğumuz Birleşmiş Milletler Reformu çağrımızın esasını işte bu bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın zihniyetiyle mücadele oluşturuyor. Bu mücadelede büyük fikir ve devlet adamı merhum Aliya İzzet Begoviç'in 'Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır' sözleri yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Ülkemizin eş sunuculuğunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 11 Temmuz'u 1995 Srebrenitsa Soykırımını Anma Uluslararası Günü olarak ilan etmesi soykırıma karşı güçlü iradenin tezahürü olmuştur. Soykırımın işlendiği başlıca mahal olan Srebrenitsa Akü Fabrikası'nda ülkemizin desteğiyle kurulan Srebrenitsa Soykırımı Kurbanları Anma Müzesinin bu bakımdan önemli bir işlevi yerine getireceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı. "Gazze'de yaşananlar uluslararası toplumun Srebrenitsa'dan gerekli dersleri çıkarmadığını gösteriyor" Yaşanan soykırıma rağmen uluslararası toplumun bu tür olaylara olan bakış açısının değişmediğine değinen Erdoğan şöyle devam etti: "Ne acıdır ki bugün Gazze'de yaşananlar uluslararası toplumun Srebrenitsa'dan gerekli dersleri çıkarmadığını gösteriyor. Srebrenica'da sessiz kalan uluslararası toplum Filistin'de son yıllarda yaşanan zulümleri de sadece seyrediyor. İsrail yönetimi 57 bine yakın çocuk, kadın, yaşlı ve genç Filistinliye yönelik soykırımının hesabını er ya da geç hukuk ve tarih önünde verecektir. Kıymetli kardeşlerim uluslararası mahkeme kararlarına rağmen Srebrenitsa Soykırımını inkar eden ve savaş suçlularını yücelten her türlü ifade ve beyanı reddediyoruz. Savaş sonrası evlerine dönen kişilere yönelik saldırı ve tacizleri lanetliyoruz. Balkanlar ve Avrupa'nın istikrarı bakımından Bosna Hersek'te tüm kesimleri kapsayan bir iç uzlaşının tesis edilmesi samimi temennimizdir. Bosna Hersek'in toprak bütünlüğü, egemenliği ve anayasal düzenine yönelik koşulsuz desteğimizin süreceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye olarak gerek çok uluslu gerek ikili planda barış, huzur ve istikrarın korunması için üzerimize düşeni kararlılıkla yapmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken Srebrenitsa soykırımında şehitlik mertebesine erişen Boşnak kardeşlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyor. Aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Rabbim yakınlarına sabırlar ihsan eylesin diyor. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum." dedi.

Erdoğan’dan MÜSİAD’da ekonomi mesajı: Kim üretiyorsa onun yanındayız Haber

Erdoğan’dan MÜSİAD’da ekonomi mesajı: Kim üretiyorsa onun yanındayız

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MÜSİAD Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, hükümetin ekonomi politikalarını değerlendirdi. “Yatırım, üretim, ihracat, istihdam ve kaliteli büyüme ilkemize bağlıyız. Hiçbir kesimi yalnız bırakmıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçilere kullanılan kredilerde finansman giderinin yüzde 70’ini, esnaf ve ihracatçıların kredilerinde ise yarısını devletin karşıladığını belirtti. KOBİ’ler için 15 farklı hazine destekli kefalet paketiyle 111 milyar liralık imkan sağlandığını, bunun 50 milyar lirasının Mart’ta devreye alınarak ihracatçılara yönlendirildiğini ifade etti. Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı ile 284 stratejik ürüne 300 milyar liralık kaynak ayrıldığını, HIT-30 Programı kapsamında ise yüksek teknoloji yatırımları için 2030’a kadar 30 milyar dolarlık destek verileceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, batarya, elektrikli araç ve çip yatırımları için çağrıların açık olduğunu, biyoteknoloji, veri merkezleri, endüstriyel robotlar ve yeşil hidrojen alanlarında yeni çağrıların yakında yapılacağını duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eximbank’ın sermayesinin 4 kat artırıldığını, reeskont kredilerinde finansman maliyetinin yarısının sübvanse edildiğini ve 2024’te bu destekle ihracatçıların 171 milyar liralık ek maliyetten kurtulduğunu vurguladı. Erdoğan, “Kim üretmek, yatırım yapmak ve istihdam sağlamak istiyorsa onun yanındayız, olmaya da devam edeceğiz” dedi.

Erdoğan: ''İsrail apaçık soykırım uyguluyor'' Haber

Erdoğan: ''İsrail apaçık soykırım uyguluyor''

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI: Dünyanın dört bir yanından gelen konuklara teşekkür ediyorum. Global bir markaya dönüşen forum için organizasyona destek veren herkesi tebrik ediyorum. Dünyada dış politika ve uluslararası ilişkiler alanında önde gelen etkinlikler arasında yer alan foruma özellikle yönelik yoğun ilgiden memnuniyet duyuyoruz. "DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR ÇÜNKÜ İNSANLIK 5'TEN BÜYÜKTÜR" Diplomasinin insani girişimci ve geleceğe yönelik plan yapabilme kabiliyetini daha fazla öne çıkarmamız gerektiği anlaşılıyor. Dünya beşten büyüktür çünkü insanlık beşten büyüktür. Bu tespiti yaparken amacımız böyle bir anlayışın hakim kılınmasıdır. Türkiye sahip olduğu tecrübe, tarihi beşeri, kültürel zenginlik ve derinlik dolayısıyla dünyaya bu mesajı en rahat verebilecek ülkelerden biridir. Biz çatışmanın değil uzlaşmanın, ittifakın ve istikrarın olduğun bölgede yaşamak ve geleceğe böyle bir dünya bırakmak istiyoruz. Barışın savaştan daha fazla emek istediğinin farkındayız. İSRAİL'E SERT TEPKİ: HAYDUTLUK DEĞİLSE NEDİR? Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. İsrail 1.5 senedir en temel insan haklarını hiçe sayarak, Filistin halkına apaçık bir soykırım uyguluyor. Buna tepki vermek bizim insanlığımızın bir gereğidir. İsrail, Filistin halkına karşı apaçık bir soykırım uyguluyor. Bu zulme en güçlü tepkiyi vermek insanlık vazifemiz. İsrail, Han Yunus'ta gazetecilerin kaldığı çadırı bombaladı. Haydutluk değilse nedir? Savaşta dahi olsa meşru bir devlet böyle hareket eder mi? Bunun adı devlet terörü değil midir? İsrail terör devletidir, başka adı olamaz. İsrail, Filistinlilere 2. nekbe felaketi yaşatmaya çalışmaktadır. İsrail her seferinde daha kanlı saldırılara girişmektedir. Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimize terörist diyerek işlediği katliamları meşrulaştırmak niyetindedir. Filistin halkının mücadelesine kimse terörizm diyemez. Filistinli kardeşlerimiz 7 Ekim 2023'ten beri topraklarını savunarak insanların iftiharı olmuşlardır.  Gazzeli mazlumlara yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz. Ateşkes çabaları sabote edildikçe, bölgemize kalıcı barışın gelmesi zordur. Barış iki devletli çözümle olur. Başkenti Doğu Kudüs olan özgür Filistin Devletinin kurulmasına bağlıdır. Uluslararası toplumun tüm üyelerini bir kez daha Filistin halkının yanında olmaya davet ediyorum. İsrail'in saldırıları DEAŞ'la mücadele çabalarını sekteye uğratıyor. İSRAİL'E 'SURİYE' MESAJI: BUNA İZİN VERMEYİZ, SÜKUNETİMİZ BİRİLERİNİ ÇOK HATALI HEVESLERE SÜRÜKLEMEMELİDİR! Suriye halkı acıya, zulme ve savaşa doymuştur. 8 Aralık devrimiyle sadece Suriye'de değil, tüm bölgemizde kalıcı istikrarın tesisine yönelik yakalanan fırsatın heba edilmesine izin veremeyiz. Suriyeli kardeşlerimize bunları tekrar yaşatma niyetinde olanlar hesaplarını buna göre yapmalıdır. Soğuk kanlılığımızı, sabrımızı, meseleleri diyalog yoluyla çözme tavrımızı kimse yanlış anlamamalı, yanlış yorumlamamaları, sükunetimiz birilerini çok hatalı heveslere sürüklememelidir. "TRUMP VE PUTİN İLE DİYALOG HALİNDEYİZ" Biz dış politikada gizli niyetlerle değil ilkelerle hareket eden bir ülkeyiz. Suriye'nin toprak bütünlüğü noktasında Trump ve Putin başta olmak üzere anlayış birliği içindeyiz, diyalog halindeyiz. Suriye hükümeti ile aramızdaki mutabakatlar çerçevesinde gerekli bütün adımları atmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. Türkiye üç kıtanın merkezinde yer alan bir ülkedir. Biz Avrupa ülkesi olduğumuz kadar bir Asya ve Afrika ülkesiyiz. Bu üç kıtanın tüm halkları ile aramızdaki bağları daha da ileri taşımanın, komşuluk hukukunu geliştirmenin mücadelesini veriyoruz. Yeniden Asya açılımımızla Asya ülkeleriyle siyasi temas ve istişareleri her geçen gün artırıyoruz. Keza Afrika ortaklık politikamızla kazan kazan yaklaşımıyla iş birliğimiz gelişiyor. Doğu Akdeniz ve Ege’de barış ve istikrarın devamını amaçlıyor. Komşumuz Yunanistan ile olumlu atmosferin muhafazası için çalışıyoruz." 4. yılına giren Rusya-Ukrayna Savaşı'nın adil ve sürdürülebilir bir barışla sona ermesi hedefimiz. İlk günden beri muhafaza ettiğimiz dengeli tutumumuzu aynı şekilde sürdüreceğiz.

Cumhurbaşkanı'ndan ekonomi mesajı Haber

Cumhurbaşkanı'ndan ekonomi mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İki yıldır uyguladığımız yeni ekonomi programımız sayesinde elde ettiğimiz kazanımlara halel gelmesine asla izin vermeyeceğiz. Proaktif ve esnek bir yaklaşımla ihtiyaç duyulan tedbirler alınacaktır. Kurumlarımız, piyasaların sağlıklı işleyişi için hem yetkiye hem de iradeye sahiptir" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Son toplantıdan bu yana iftar programlarıyla, yabancı kabullerle, telefon görüşmeleriyle, çeşitli etkinliklerle yoğun bir mesai programı yürüttüklerini belirten Erdoğan, "İsrail saldırıları başladığında ülkemize getirdiğimiz Gazzeli mazlumlardan sağlık çalışanlarımıza, devlet koruması altındaki evlatlarımızdan Harbiyeli gençlerimize, çiftçi kardeşlerimizden önceki dönem ve 28. dönem milletvekillerimize kadar halkımızın çok çeşitli kesimleriyle muhabbet sofrasında bir araya geldik, kucaklaştık, hasbihal edip, hasret giderdik. Bugün de Külliyemizde eğitim öğretim ordumuzun neferlerini ağlayacak, yarın ise Kredi Yurtlar Kurumu'ndaki öğrencilerimizle bir arada olacağız. Ertesi gün işçi emekçi kardeşlerimizi milletin evinde misafir edeceğiz. Yani son güne kadar dayanışma, paylaşma ve kardeşlik ayı Ramazan-ı Şerif'i manasına uygun şekilde idrak etmeye çalışacağız" dedi. Yine bu süreçte bayram öncesinde yüzlerini Türkiye’ye dönmüş mazlum ve mağdurlara el uzatmanın yanında olacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan bölgelere yönelik yardımları hem gönüllü kuruluşlar hem de resmi kurumlar vasıtasıyla artırdıklarını bildirdi. "Ülkemiz içinde de bir taraftan belediyelerimiz ve parti teşkilatlarımız, diğer taraftan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarımız aracılığıyla ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalıyor, halini hatırını soruyoruz" diyen Erdoğan, "Son 23 yıldır olduğu gibi bugün de garibin, yetimin, öksüzün, Allah'tan ve devletten başka kimsesi olmayanların imdadına koşuyoruz. Onlara kol kanat germeyi hamdolsun azimle sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. Polonya Başbakanı Donald Tusk'ın Türkiye’yi ziyaretinin son derece anlamlı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tusk ile yaptığı görüşmelere ilişkin, "Kendisiyle Ukrayna-Rusya savaşındaki son durumun yanı sıra Avrupa ülkeleriyle son günlerde yoğunlaşan diyaloğumuzu da istişare ettik. Geçtiğimiz haftalarda yaşanan hararetli tartışmalar Türkiye'siz bir Avrupa güvenliğinin mümkün olmayacağını göstermiştir. Sadece güvenlik boyutuyla değil, ekonomiden diplomasiye, ticaretten sosyal hayata birçok alanda Avrupa'nın ülkemize olan ihtiyacı açıkça ikrar edilmeye başlandı. Avrupalı dostlarımız politikalarını rasyonel bir zeminde belirledikçe Türkiye ile münasebetlerin önemini de idrak ediyorlar. Bunları Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin geleceği açısından ümit verici gelişmeler olarak okuyoruz. Küresel ölçekte meydana gelen hızlı ve ani değişimler daha fazla diyaloğa ve kurumsal işbirliğine ihtiyacımız olduğunu ortaya koyuyor" değerlendirmesini yaptı. Türkiye’nin ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı çerçevesinde Avrupa ülkeleri ve birlikle ilişkilerini ilerletmeye hazır olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette bu Türkiye'nin tek başına sergileyeceği bir irade değildir. Aynı iradenin muhataplarımızda da mevcut olması esastır. Türkiye'nin yıllardır istikrarlı bir şekilde izlediği stratejik yaklaşımın Avrupalı mevkidaşlarımızın politikalarına da yön vereceğine inanıyorum. Ukrayna'daki savaşla ilgili son gelişmeleri de dikkatle takip ediyoruz. İlk günden beri Türkiye olarak burada çok doğru bir yerde konumlandık. Dünyadaki hiçbir hadiseden haberi olmayan ülkemizdeki muhalefet başta olmak üzere kimsenin dolduruşuna gelmedik. İki komşunun arasında dengeli, hakkaniyetli, her ikisine de güven veren bir tutum sergiledik. Barışın kaybedeninin olmayacağını her platformda vurguladık. Bugün de aynı çizgimizi koruyoruz" dedi. Dördüncü yılına giren bu savaşın daha fazla kan dökülmeden, daha fazla yıkım olmadan adil bir barışla sona ermesini arzu ettiklerini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD'nin 30 günlük ateşkes teklifine Rusya'nın kısmen de olsa olumlu yaklaşımını barışa giden yolda mütevazi fakat kıymetli bir adım olarak görüyoruz. Bölgemizin bir an önce istikrarsızlık ve çatışma anaforundan çıkması için tüm diplomatik imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Bu konudaki düşüncelerimizi ABD Başkanı Sayın Trump'la yaptığımız telefon görüşmesinde kendisiyle de paylaştım. Oldukça samimi geçen görüşmemizde Sayın Trump'la belirlediğimiz 100 milyar dolarlık ticaret hedefimizin önündeki tüm engellerin kaldırılması dahil, birçok önemli meseleyi ele aldık. Suriye başta olmak üzere bölgemizdeki güncel kritik gelişmeleri detaylıca değerlendirdik. Sayın Trump'ın ikinci döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin farklı bir ivme yakalaması pekala mümkündür. Bölgemizdeki tüm zorluklara rağmen özellikle iki müttefik ülkenin iş birliğini zehirlemeye çalışan lobilere rağmen tüm coğrafyamızın selameti için bunu başaracağımıza, başarmamız gerektiğine inanıyorum" şeklinde konuştu. Her yıl olduğu gibi bu sene de 18 Mart'ta Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönümünün gururla kutlanıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çanakkale Zaferimizin 110. seneidevriyesinde canları pahasına Çanakkale'yi geçilmez kılan ölümsüz kahramanlarımızı bir kez daha rahmetle, şükranla, kemal-i hürmetle yad ettik. Suriye'den Gazze'ye, Halep'ten Tebriz'e, Musul'dan Kudüs'e kadar gönül coğrafyamızın dört bir yanından şehitler Çanakkale'de koyun koyuna yatmaktadır. Çanakkale ruhu işte bu dayanışmanın, işte bu kader ortaklığının vücut bulmuş halidir. Çanakkale ruhu hem millet olarak hem de kardeşlerimizle bizi birbirimize bağlayan yüksek bir şuurdur. İnşallah bu ruhu yaşatmaya, yüceltmeye devam edeceğiz. Geçen hafta ayrıca baharın müjdecisi olan bolluk ve bereketin bayramı Nevruz'u da yine büyük bir coşkuyla kutladık. 21 Mart'ta ve takip eden günlerde birkaç menfi fotoğraf dışında milletimizi üzen, tedirgin ve rencide eden nahoş olaylar yaşanmadı" dedi. Genel itibarıyla özellikle geçmiş yıllara kıyasla daha huzurlu bir Nevruz geçirildiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: "Biz de İstanbul'da partimiz tarafından düzenlenen programla milletimizin, coğrafyamızın ve Türk dünyasının Nevruz heyecanına ortak olduk. Nevruz'un milletimizin kardeşliğinin simgesi olarak, resmi bayram olarak kutlanmasını arzu ediyoruz. Yine Nevruz bayramının Türk dünyasının ortak anma ve kutlama günü olarak kabulünü önümüzdeki zirvede teklif edeceğiz. Burada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Nevruz etkinliklerinden yansıyan bazı görüntüleri tabii ki biz de tasvip etmiyoruz. Ama buna rağmen bu yılki kutlamaların olaysız, gerilimsiz, şiddetsiz bir şekilde gerçekleştirilmesini, milletimizin birliği ve dirliği adına çok anlamlı buluyoruz." Muhalefetin pamuk şeker üzerinden hamaset yaptığını söyleyen Erdoğan, "Fakat bakıyorsunuz bir polisimizin ücretini kendi cebinden ödeyerek engelli bir vatandaşımızdan satın aldığı pamuk şekeri çocuklara vermesi, ana muhalefet aktörleri tarafından eleştiri konusu yapılıyor. Emniyet güçlerimize baltayla, havai fişekle, yanıcı asitle, molotofla, taşla, sopayla saldıran sokak teröristlerine kucak açanlar, polisimizin çocuklara pamuk şeker ikram etmesini dillerine doluyorlar. Daha düne kadar şehir şehir oy dilenen kendileri değilmiş gibi, şimdi çıkıp utanmadan pamuk şeker üzerinden hamaset yapıyorlar. Öyle bir çarpık zihin dünyasına sahipler ki polise taş atılmasıyla, molotof atılmasıyla, asit atılmasıyla, baltayla saldırılmasıyla bir sorunları yok. Esnafın dükkanının, camının, çerçevesinin indirilmesiyle bir dertleri yok. Milletin malının, mülkünün yağmalanmasıyla bir sıkıntıları yok. Tarihi camilerimizin avlusunun affedersiniz meyhaneye çevrilmesiyle de hiçbir problemleri yok. Ama Nevruz Bayramı'nda polisimizin çocuklara pamuk şeker dağıtması bunları rahatsız ediyor. Bu tutarsızlığın, bu büyük çelişkinin milletimiz tarafından, özellikle Kürt kardeşlerimiz tarafından da not edildiği kanaatindeyim. Şunun da bilinmesini isterim. Bu faşizan dil millet karşısında her zaman kaybetmiştir, bundan sonra da kaybetmeye mahkumdur" açıklamasını yaptı. "Terörsüz Türkiye hedefine yaklaştıkça, istismar malzemeleri ellerinden alınanların bu tür hezeyanlarına anlaşılan daha çok şahit olacağız" diyen Erdoğan, "Onlar ne yaparsa yapsın biz milletimizi 40 yıldır kanını ve kaynaklarını emen terör musibetinden kurtarmakta kararlıyız. Biz Türk'üyle, Kürd'üyle, Arap'ıyla, Sünnisi Alevisiyle, Çerkesi Lazıyla 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Biz dünyanın en büyük, en güçlü, yıldızı en çok parlayan ülkelerinden birini Türkiye'yi yönetiyoruz. Bize yakışan 23 yıldır olduğu gibi kutuplaşma yerine kucaklaşmayı, kavga yerine dayanışmayı, nefret siyaseti yerine sevgi siyasetini savunmaktır.Ne pahasına olursa olsun muhabbetin, barışın, kardeşliğin evrensel dilini yüceltmekten geri durmayacağız. Nifak ve nefret saçanlara aldırmadan, bolluk ve bereketiyle baharın gelişini simgeleyen nevruzu 85 milyon olarak birbirimize yeni bir unutla sarılma vesilesi haline dönüştürmeye gelecekte de devam edeceğiz. Aziz Milletim başta olmak üzere, gönül ve kültür coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimizin Nevruz Bayramı'nı bir kez daha tebrik ediyor, aramızdaki sevgi ve kardeşlik bağlarını güçlendirmesini yürekten temenni ediyoruz" ifadelerini kullandı. "ELBETTE BUNLARIN SİYASİ HESABI MECLİSTE, HUKUKİ HESABI İSE YARGI ÖNÜNDE SORULACAKTIR" Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sokak çağrısına tepki gösterdi. Erdoğan, "İstanbul merkezli bir yolsuzluk operasyonunun ardından ana muhalefet partisi genel başkanının yaptığı sokak çağrısı sonrası ortaya çıkan ve kısa sürede şiddet hareketine dönüşen olayları milletçe ibretle takip ettik. Marjinal örgütlerin ve şehir eşkıyalarının saldırıları sebebiyle 5 günde 123 güvenlik görevlimiz yaralandı. Kendilerine bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Her türlü provokasyona rağmen sabırla, soğukkanlılıkla görevlerini yerine getiren güvenlik kuvvetlerimizi kutluyor, kendilerine teşekkür ediyorum. Genel başkan dahil, ana muhalefet partisi yöneticileri maalesef çok büyük bir şuursuzluk örneği sergilemiştir. Yolsuzluk, soygun, irtikap, iltimas, rüşvet iddialarına cevap vermek yerine 5 gün boyunca siyasi tarihimizin en basiretsiz, seviyesiz, ahlak ve hukuk yoksunu açıklamalarına imza atmışlardır. Vandalların saldırılarında yaralanan polislerimizin, camı çerçevesi kırılan esnafımızın, zarar verilen milyarlarca liralık kamu malının tek sorumlusu sokak çağrısı yapan ana muhalefet partisi lideri ve şürekasıdır. Elbette bunların siyasi hesabı mecliste, hukuki hesabı ise yargı önünde sorulacaktır.Son 5 gündür tanık olduklarımız bize şu gerçeği bir kez daha göstermiştir. Türkiye gibi büyük bir ülkenin basiret, vizyon ve kalite açısından çok küçük, çok iptidai, çok çapsız bir ana muhalefet partisi vardır. Bunlara bırakın devleti, bırakın yerel yönetimleri, bir belediye büfesi bile teslim edilmeyeceği tekrar ortaya çıkmıştır.Tabii burada şunu da ifade etmek durumundayım. İSKİ skandalından tam 32 yıl sonra, tek parti faşizminden 80 yıl sonra bu millete yeniden bir dejavu yaşattılar. Tek parti döneminde sandığın neye hizmet ettiğini, güya seçim denilerek yıllarca nasıl bir tiyatro oynandığını dün bizzat görmüş olduk" şeklinde konuştu. CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yaptığı ön seçimle ilgili de konuşan Erdoğan, "CHP'nin demokrasi anlayışının açık oy, gizli sayım komedisinin bir adım ötesine geçemediği tekrar ispatlanmıştır. Aradan geçen 80 yıla rağmen zerre kadar değişmediklerini 85 milyona tekrar hatırlatan CHP'nin kendi çalıp kendi oynadığı oyunu tebessümle izlemeye devam edeceğiz. Parti içi iktidar mücadelelerini milletin meselesi haline getirmelerine de aracılık yapmayacağız. Daha önce de birkaç kez çağrıda bulundum. Bugün tekrarlıyorum. Provokasyonlarla vatandaşlarımızın huzurunu bozmaktan artık vazgeçin. Cesaretiniz varsa yolsuzlukların, hırsızlıkların, alınan rüşvetlerin, yapılan usulsüzlüklerin hesabını verin. Şayet yürütülen soruşturmadaki iddialara, tutuklanan kişilere her şeyiyle kefilseniz çıkıp bunu adam gibi açıkça söyleyin. Buna niyetiniz yoksa boşuna milleti germeyin.Milletin sinir uçlarıyla daha fazla oynamayın. Sadece sloganını değil, zihniyetini de aldığınız banka soyguncusu, marjinal sol örgütleri polisimizin üzerine salmayın. İşte sizler de beş gündür görüyorsunuz. Öyle yüksek sesle bağırıyorlar ki aslında yaptıkları işe, söyledikleri söze, sergiledikleri tavra, kendilerinin de inanmadığını hal diliyle ikrar ediyorlar. Doğru veya yanlış hiç fark etmez, sözüne ve eylemine inanan insanların duruşunun en küçük bir emaresi bile bunlarda mevcut değil.Biz bu riyakarlığa FETÖ başta olmak üzere ülkemizin başına musallat edilen örgütlerden yıllarca gözümüzün içine bakarak yalan söyleyen uluslararası aktörlerden aşinayız. İnanmadan oynanan her oyun gibi bunların şovu da perde kapanınca bitecektir. İşte o zaman geriye dönüp baktıklarında şayet zerre kadar saygıları kaldıysa, ülkeye ve millete yaptıkları kötülüklerden dolayı inanıyorum ki utanç duyacaklardır. Gerçi bugüne kadar böyle onurlu bir davranışlarına hiç şahit olmadık. Ama ülkenin geleceği ve selameti adına ümidinizi de yitirmek istemiyoruz" açıklamasında bulundu. Türkiye'nin kaybedecek tek bir dakikasının bile olmadığını ifade eden Erdoğan, "Bizim bu siyaset tüccarlarının kavgalarıyla, ayak oyunlarıyla, hırslarıyla, ihtiraslarıyla oyalanacak vaktimiz de yok. Ana Muhalefet Partisi kadroları eski genel başkanlarının o veciz ifadesiyle en iyi yaptıkları iş olan birbirlerini yemeye devam edebilir. Biz sadece işimize bakıyoruz, milletimize hizmete odaklanıyoruz. Biz ekonomisiyle, güvenliğiyle, savunmasıyla, demokrasiyle, adaletiyle güçlü bir Türkiye inşa etmeye odaklanıyoruz. İnşallah daha çok çalışacak, daha çok üretecek, sadece bugünün meselelerini çözmekle kalmayıp, Türkiye'yi yarının dünyasına çok güçlü biçimde hazırlayacağız. CHP'nin yolsuzluk operasyonuna verdiği hukuku hiçe sayan tepki, diğer alanlarla birlikte ekonomide de temelsiz ve suni bir dalgalanmaya sebep olmuştur. Sergilenen illüzyon kısa bir süre sonra ortadan kalktığında aslında yaşananların anlamsızlığı daha iyi anlaşılacaktır" şeklinde konuştu. EKONOMİ MESAJI İki yıldır uyguladıkları yeni ekonomi programı sayesinde elde edilen kazanımlara helal gelmesine asla izin vermeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, "Bilindiği gibi bu programla birlikte tarihi seviyelerde düşük cari açık ve işsizlik oranlarına ulaştık, mali disiplini güçlendirdik ve enflasyonu kontrol altına aldık. Merkez Bankamızın rezervlerini güçlendirip, ekonomimizin şoklara karşı direncini önemli ölçüde arttırdık. Ayrıca 6 Şubat depremlerinin yaralarını süratle sarmaya başladık. Bu başarıların hepsini de büyük bir emek, sabır ve kararlılıkla elde ettik.Ekonomi programımızı uygulamayı aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz. Böyle dönemlerde ana önceliğimiz makro finansal istikrarı korumaktır. Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Merkez Bankamız ve ilgili tüm kurumlarımız sağlam bir ekip ruhuyla, bizim de güçlü desteğimizle gece gündüz demeden tam bir koordinasyon içinde çalışıyor.Bugüne kadar gereken her adımı vakit kaybetmeden attık, atıyoruz. Bundan sonra da proaktif ve esnek bir yaklaşımla ihtiyaç duyulan tüm tedbirler alınacaktır. Kurumlarımız piyasaların sağlıklı işleyişini sağlamak için hem yetkiye hem de iradeye sahiptir. Elimizdeki araçları etkin biçimde kullanarak son piyasa dalgalanmasını da başarıyla yönettik, etkilerini sınırlı ve geçici hale getirdik. Önümüzdeki dönemde de ekonomi programımıza hız kesmeden, taviz vermeden kaldığımız yerden devam edeceğiz. Şahsi menfaatleri için gözlerini kırpmadan ülkeyi ateşe atmak isteyenlerin hırslarına teslim olmayacağız.Şunu altını çizerek tekrar ifade etmek isterim. Türkiye bugünlere sınana sınana gelmiştir. Son 23 yılda nice badireyi atlattık, nice saldırıyı püskürttük, nice ihaneti göğüsledik, nice manipülasyonu önledik, nice pusudan yara almadan çıktık.Aziz milletimizin hakkını, hukukunu, onurunu koruma konusunda en küçük bir geri adım atmadık. Milletimiz de çıkardıkları her kaosu ekonomimizi baltalayarak taçlandırmaya çalışanların oyunları bir kez daha bozulmuştur. İçeride ve dışarıda herkes artık Türkiye'nin eskisi gibi 3-5 çığırtkanın bağırmasıyla, 3-5 vandalın ortalığı karıştırmasıyla sarsılan, rotasından sapan, hedeflerinden kopan bir ülke olmadığını bir kez daha görmüştür.Milletimizin bize güvenmeye devam etmesini bekliyorum. Unutmayınız, bütün bunlar Türkiye yüzyılı vizyonuyla geleceğine yeni bir ışık tutan, terörsüz Türkiye hedefiyle 40 yıllık meselesini geride bırakmaya hazırlanan, güçlü altyapısıyla dünyanın üretim güçlerinden biri haline gelen sağlam güvenlik paradigmasıyla, bölgesinin umudu haline dönüşen velhasıl her alanda küresel iddia ve itibar sahibi Türkiye gerçeğinin sonucu ve ifadesidir" diye konuştu. Artık 23. yılına girdikelri iktidarlarının her gününü eserle, hizmetle, yatırımla, mücadeleyle dolu dolu geçirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'yi demokrasi ve altyapısıyla Cumhuriyetimizin yeni asrına hazırlama şerefi bize nasip oldu. Dikkat ederseniz bugün de ülkemizde milletimizin gerçek gündemini, milletimizin hakiki sorunlarını, insanımızın samimi beklentilerini kendine dert edinen, çözümü için program geliştiren tek kadro biziz. Milletimizin bunca yıldır bize verdiği destek kara kaşımıza, kara gözümüze değil, ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetleredir. Her alanda Türkiye'nin meselelerinin çözümü için tefekkür eden, çözüm yolları arayan, projeler geliştiren, icraat yapan yegane iktidar ve ittifak olarak milletimizin emrinde olmayı hep sürdüreceğiz" dedi.

Erdoğan: "21 Mart'ı bayram ilan edelim" Haber

Erdoğan: "21 Mart'ı bayram ilan edelim"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen 21 Mart Nevruz Günü programına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk önce dışarıdaki kalabalıkla selamlaştı. Ardından alana geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nevruz ateşini yaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ateşin üzerinden atladıktan sonra programın gerçekleşeceği salona geçti. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Mart'ın bayram olarak ilan edilmesini teklif ettiğini belirten Erdoğan, "Sizin bu heyecanınızı görünce az önce Binali Bey ile de şöyle bir istişarede bulunduk. Bu istişare neticesinde burada bir kamuoyu yoklaması yapsak ve 21 Mart'ı biz de şöyle dönüyorum arkaya bakıyorum. Baharın ve kardeşliğin bayramı olarak ilan etmeye var mısınız? Var mısınız? Teklifi Cumhurbaşkanı olarak ben de parlamentoya sunmaya varım. Cumhur İttifakı burada hep birlikte bu adımı atalım inşallah. Unutmayın Nevruz'a inananlar eğilmez. Biz dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. Kalplerimizde ince bir sızı ve hüzünle uğurlamaya hazırlandığımız Ramazan-ı Şerif'inizi tek tek tebrik ediyorum. Biliyorsunuz Ramazan iyilik ve güzelliğe, vahdet ve uhuvvete açılan ilahi bir kapıdır. Kur'an-ı Kerim'in nazil olduğu şükür ve takva ayıdır. Kurtuluşumuza vesile olan tövbe ve tefekkür ayıdır. Leyle-i kadr, Kadir Gecesi'nde Kitabullah indiğine göre adımlarımızı da buna göre atacağız. Ebedi azaptan müberra olma, hakkın rızasına inşallah ulaşma ayıdır. Rabbimden bizleri Ramazan'a kavuşturduğu gibi bir aydan daha hayırlı olduğuna müjdelediği Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı'na da sağlıkla, huzurla, sevinçle eriştirmesini niyaz ediyorum" dedi. "BİN YILDIR BU COĞRAFYADA YAN YANA KARDEŞÇE YAŞAYAN MİLLETLER OLARAK BARIŞ, HUZUR VE İSTİKRAR DOLU GELECEĞİMİZİ BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ" İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamına ilişkin de konuşan Erdoğan, "Coğrafyamızın farklı yerlerinde devam eden çatışma, zulüm ve katliamlar Ramazan’ın gönüllerimizi yumuşatan atmosferine gölge düşürüyor. Bilhassa Gazze’de tekrar başlayan İsrail saldırılarında şehit düşen çocuklar, kadınlar, siviller ve masumlar hepimizin yüreğini dağlıyor. Türkiye olarak bugüne kadar olduğu gibi içinden geçtikleri bu zor günlerde de tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. Ramazan Bayramı öncesinde kardeşlerimize destek olmak amacıyla insani yardımlarımızı arttırdık. Ateşkesin yeniden tesisi, zulmün son bulması, soykırım şebekesinin durdurulması için diplomatik temaslarımızı hızlandırdık. Çocukların kanından beslenen terör devletinin sadece insanlık vicdanında değil, uluslararası mahkemeler önünde de mahkum edilmesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz ve yapacağız. Daha önce de söyledim; bugün bir kez daha ilan ediyorum. Şımardıkça şımaran, günden güne daha pervasız hale gelen bu katliam çetesinin bölgemizi kan deryasına çevirmesine asla izin vermeyeceğiz. Kendilerince yeni haritalar çizenler, kirli ve sinsi emellerine Allah’ın izniyle ulaşamayacaklar. Bin yıldır bu coğrafyada yan yana kardeşçe yaşayan milletler olarak barış, huzur ve istikrar dolu geleceğimizi birlikte inşa edeceğiz. Rabbim tüm mazlumların yar ve yardımcısı olsun diyorum. Bize korku yakışmaz. Onun için de korkmayın, Allah bizimle beraberdir" diye konuştu. "NEVRUZ BELLİ BİR ETNİK GRUBUN DEĞİL ALEVİ'Sİ SÜNNİ'Sİ, TÜRKÜ VE KÜRDÜ'YLE TÜM MİLLETİMİZİN, TÜM COĞRAFYAMIZIN BAYRAMIDIR" Baharın müjdecisi olan Nevruz'u da hep birlikte sevinçle, heyecanla kutlamanın mutluluğu içinde olduklarını söyleyen Erdoğan, "Nevruz, yani yeni gün bizim hem tarihimizde hem de sayısız güzelliklerle bezeli kültürümüzde önemli bir yer tutar. Biraz önce Türk Devletleriyle İlişkiler Başkanımız Kürşat Bey de detaylıca bahsetti. Şu an Türkiye'nin ve Türk cumhuriyetlerinin dört bir yanında baharın, bolluğun, bereketin bayramı olan Nevruz büyük bir coşkuyla idrak ediliyor. 21 Mart yalnızca bu yıl değil, esasen asırlardır Nevruz'un temsil ettiği güzellikleri dost ve kardeşlerimizle birlikte teneffüs ediyoruz. Bu hakikati anlamak için sadece Nevruziyye kelimesine bakmamız bile yeterlidir. Nevruz bayramlarında Osmanlı padişahları mevkidaşlarına ve maiyetinde bulunan kişilere Nevruziyye denilen hediyeler gönderir, tebrikleşirlerdi. Anadolu'da ve ecdat yadigarı şehirlerimizde Nevruziyye ismi verilen bugüne özel tatlılar yapılır, komşulara dağıtılırdı. Bugün Türkistan’dan Anadolu’ya, Balkanlar’dan Kafkasya’ya medeniyet havzamızın dört bir yanında Nevruz’un, yani Yeni Günün çiçekleri açıyor. Gece ile gündüzün eşitlendiği bu yeni gün, kışın nihayete erdiğinin, tüm bereketiyle artık baharın geldiğinin de müjdecisidir. Bunu Meclis'imizden de inşallah geçirdikten sonra adımı ona göre Cumhur İttifakı tarihe kaydedecektir. Nevruz’la kutlanan tabiatın dirilişi aynı zamanda gönüllerdeki ümitlerin de dirilişidir. Nevruz belli bir etnik grubun değil Alevi'si Sünni'si, Türkü ve Kürdü'yle tüm milletimizin, tüm coğrafyamızın bayramıdır. Nevruz ortak kültürümüzün, ortak tarihimizin, kader ve gönül birliğimizin de en önemli nişanesidir. Nevruz’un bu vasfını ve temsil ettiği değerleri daha da güçlendirmemiz gerektiğine inanıyoruz. Şimdi bu anlamlı buluşmada bir arzumuzu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Bazı kardeş ülkelerde resmi tatil olan Nevruz Bayramını Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında her yıl 3 Ekim tarihinde kutladığımız Türk İşbirliği Günü gibi ortaklaşa kutlamanın zamanının geldiği kanaatindeyiz. Onun için 21 Mart hayırlı olsun" diye konuştu. Mayıs ayında Macaristan’da yapılacak zirvede Nevruz Bayramı’nın Türk dünyasının ortak anma ve kutlama günü olarak kutlanmasını teklif edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temenni ediyoruz ki kardeşlerimizin de onay vermesiyle 21 Mart Nevruz, Türk dünyasının ortak anma ve kutlama günü olacak. Böylece birliğimize, beraberliğimize ve dayanışmamıza hizmet edecektir. Türk dünyasının iş birliği kökleştikçe bölgemizde barış rüzgarları inşallah daha güçlü esecektir. Hep söylediğim gibi Türk dünyası olarak bizim en büyük güvencemiz birlik ve beraberliğimizdir. Son yıllarda attığımız karşılıklı adımlarla hamdolsun daha evvel hayal dahi edilemeyen yerlere geldik. İşbirliğimizi enerjiden ticarete, güvenlikten eğitime, turizmden iletişime kadar bütün sahalarda güçlendirdik. En zor zamanlarımızda birbirimizin yanında olduk. Sevinçlerimizi beraberce paylaştık. İşte en son 30 yıllık işgalin ardından Karabağ’ın azatlığıyla birlikte bölgede yeni bir dönemin kapılarının açılmasını sağladık. 6 Şubat depremlerinde Türk Cumhuriyetlerinden kardeşlerimiz milletimizin imdadına ilk koşanlar arasında oldu. Dilde, fikirde, işte birlik diyen Merhum Gaspıralı İsmail Bey’in gösterdiği istikamette istikrarlı bir şekilde ilerliyoruz. Ortak Alfabe Komisyonumuz Türk dünyası 2040 vizyonunda belirtilen öncelikler çerçevesinde çalışmalarına devam ediyor. Büyük Türkmen Şairi Mahtumkulu’nun şu sözlerinde anlamını bulan ruhla mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Şunu burada altını çizerek tekrar söylemek isterim. Türk Birliği'nin simgesi olan Türk Devletleri Teşkilatı, aslında yüzlerce şairin, sanatçının, edebiyatçının, filozof ve devlet adamının binlerce yıldır öğütleriyle, seslenmeleriyle, gayretleriyle renk kattığı bir tablodur. İmkansız görülen nice hayali nasıl gerçeğe dönüştürdüysek, gelecekte de çok daha iyi konumlara hep beraber ulaşacağız" ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.