SON DAKİKA

#Fahrettin Altun

Söz Bursa - Fahrettin Altun haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fahrettin Altun haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Özgür Özel hakkında soruşturma başlatıldı Haber

Özgür Özel hakkında soruşturma başlatıldı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında, MYK toplantısı sonrası yaptığı açıklamada 'cumhurbaşkanına hakaret' ve 'tehdit' suçlamasıyla resen soruşturma başlattı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, 5 Temmuz 2025 tarihinde MYK toplantısı sonrasındaki basın toplantısında sarf ettiği sözlerin, 'cumhurbaşkanına hakaret', 'suç işlemeye alenen tahrik', 'kamu görevlilerine görevleri nedeniyle hakaret' ve 'tehdit' suçlarını oluşturduğu gerekçesiyle resen soruşturma başlattı. FAHRETTİN ALTUN AÇIKLAMA YAPTI İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’e Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle açılan resen soruşturma hakkında açıklama yaptı. İletişim Başkanı Altun sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel basın toplantısında sarf ettiği tehditkar ve provokatif ifadelerle, siyasi nezaket sınırlarını aşmış, anayasal kurumlarımızı, toplumsal barışımızı ve milli birliğimizi doğrudan hedef almıştır. Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik sarf edilen hakaret içerikli sözler, kamu görevlilerine karşı sürdürülen sistematik itibarsızlaştırma kampanyaları ve en önemlisi aziz milletimizi ‘sokağa dökme’ tehdidi, demokratik siyasetin değil sokak vesayetinin dilidir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın temel ilkelerinden biri olan ‘hukuk devleti’ prensibi çerçevesinde, milletin iradesi yalnızca sandıkta tecelli eder" dedi.

Altun'dan eleştiri: "Reyting uğruna sorumsuz yayıncılık örneği" Haber

Altun'dan eleştiri: "Reyting uğruna sorumsuz yayıncılık örneği"

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul Siliviri açıklarında meydana gelen depremin ardından bazı medya kuruluşlarının yayınlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Altun, bazı yayın organlarınca reyting uğruna halkın yanlış yönlendirildiğini ve paniğe sevk edildiğini belirtilerek, bu yayınları "sorumsuzluk örneği" olarak nitelendirdi. “Bazı medya kuruluşları maalesef reyting uğruna, vatandaşlarımızı paniğe sevk edip yanlış yönlendirmek pahasına sansasyonel ifadelere çokça yer vermekte, sorumsuz bir yayıncılık örneği sergilemektedir” diyen Altun, bu yayınların önemli ölçüde dezenformasyon içerdiğini ve ilgili kurumlar tarafından yakından takip edildiğini vurguladı. İletişim Başkanı fahrettin Altun'un açıklaması şöyle: "İstanbul’da yaşanan depremin hemen sonrasında görsel, işitsel ve dijital medya kuruluşlarının yer verdiği bazı şahıslar konu ile alakalı yüzeysel ve sansasyonel ifadeler kullanmakta, birtakım temelsiz değerlendirmelerle yanlış yönlendirmelere kapı aralamaktadır. Bazı medya kuruluşları da maalesef reyting uğruna, vatandaşlarımızı paniğe sevk edip yanlış yönlendirmek pahasına sansasyonel ifadelere çokça yer vermekte, sorumsuz bir yayıncılık örneği sergilemektedir. Önemli ölçüde dezenformasyon da içeren bu yayınlar ilgili kurumlarımızca sıkı bir şekilde takip edilmektedir. Bunlara karşı gerekli adımlar yasalarımız çerçevesinde atılacaktır. Tüm kuruluşlarımızı sorumlu yayıncılığa davet ediyoruz." İstanbul’da yaşanan depremin hemen sonrasında görsel, işitsel ve dijital medya kuruluşlarının yer verdiği bazı şahıslar konu ile alakalı yüzeysel ve sansasyonel ifadeler kullanmakta, birtakım temelsiz değerlendirmelerle yanlış yönlendirmelere kapı aralamaktadır. Bazı medya…— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) April 23, 2025

İletişim Başkanı Altun: "Türkiye, müttefikleri için vazgeçilmez bir aktördür" Haber

İletişim Başkanı Altun: "Türkiye, müttefikleri için vazgeçilmez bir aktördür"

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, İletişim Başkanlığı'nca düzenlenen Türk-Alman Medya Forumu'na katıldı. Burada konuşan Altun, "Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak ev sahipliği yaptığımız medya forumları, bulunduğumuz, tecrübe ettiğimiz küresel düzensizlik ve kaos ortamında, istikrarsızlık ortamında çok daha da bir anlamlı bir zemine oturuyor. Haddizatında karşı karşıya kaldığımız gerçeklik bir ‘dünya düzeni' gerçekliği değil, bir ‘dünya düzensizliği' gerçekliği. Bugün biz karşı karşıya kaldığımız duruma ‘yeni dünya düzensizliği' adını verebiliriz ve bir düzeni anlamaktan daha zor olanı, düzensizliği anlamlandırmaya çalışmaktır. Hepimiz bu ödevle karşı karşıyayız. Medyanın da, medya mensuplarının da belki de tam da burada kendisini gösteriyor. Medya, hakkıyla faaliyet gösterdiğinde topluma bir anlayış ve kavrayış imkânı sunuyor. Medyanın yerel, bölgesel ve küresel parametreleri bir bağlam içinde ele alarak, gelişmeleri hakikati temelinde topluma anlatma vazifesi vardır" ifadelerini kullandı. "TÜM BARIŞ GİRİŞİMLERİNİ DESTEKLİYORUZ" Üç yılı aşkın süredir devam eden Rusya-Ukrayna savaşında büyük yıkımlar yaşandığına dikkati çeken Altun, "Milyonlarca insan yerinden edildi, yüz binlerce insan hayatını kaybetti. Esasında Türkiye olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Rusya-Ukrayna arasındaki krizin savaşa dönüşmemesi için çok büyük mücadele verdik. Savaş patlak verdikten hemen sonra da Rusya ve Ukrayna heyetlerini önce Antalya'da, ardından İstanbul'da bir araya getirdik. Tahıl Koridoru Anlaşması'na ev sahipliği yaparak büyük bir gıda krizinin önüne geçtik. Bugün hala her iki tarafla görüşen, adil bir çözüm için çabalayan bir ülke olarak tüm barış girişimlerini destekliyoruz. Türkiye bundan sonraki süreçte de Sayın Cumhurbaşkanımızın defaatle ifade ettikleri üzere görüşmelere ev sahipliği yapmak ve arabuluculuk da dahil olmak üzere her türlü sorumluluğu almaya hazırdır" dedi. Altun, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ülkemiz aynı çabayı İsrail hükümetinin Filistin'de gerçekleştirdiği soykırımlarını sonlandırmak için de göstermektedir. Türkiye'nin bir buçuk yıldır sürdürdüğü bu mücadelesine bütün dünya destek vermeli; bölgemizde yaşanan bu trajedi bitirilmeli ve insanlığı yakan bu ateşin yayılması önlenmelidir. Şimdi önümüzde insanlık olarak duran en acil konu budur. İsrail hükümeti, 7 Ekim 2023'ten bu yana bebek, çocuk, kadın, yaşlı, sağlık görevlisi, gazeteci demeden 50 binin üzerinde Filistinliyi öldürdü ve ne yazık ki dünyanın gözleri önünde öldürmeye, katletmeye, soykırım işlemeye devam ediyor. Hayatta kalanları ise açlığa mahkûm ederek adeta dünyanın adalet ve hakkaniyet damarını kesiyor. Bugüne kadar hakikati duyurmak için çabalayan 210 gazeteci görevi başında katledildi. Daha birkaç gün önce İsrail, Gazze'de bir hastanenin yanında hakikat nöbeti tutan gazetecilerin çadırını bombalayarak bir gazetecinin diri diri yanmasına sebep oldu. Esasında öldürülen sadece gazeteciler değildi, hakikat de öldürüldü. Filistin'deki durumun vahametini anlamak için Yahudi bilim insanı Norman Finkelstein'ın şu sözlerine kulak verelim; ‘Gazze'de 6 ayda öldürülen çocuk sayısı, dünyadaki diğer tüm savaş bölgelerinde 3 yılda öldürülen çocuk sayısının 4 katı. Ne dediğimi duyuyor musunuz?' Bu haklı soruya eklenmesi gereken bir hayati soru daha var; İsrail hükümetinin 18 ayda ihlal etmediği bir değer, bir norm, bir kural kaldı mı?" "TÜRKİYE'NİN İÇİNDE OLMADIĞI BİR GÜVENLİK MİMARİSİ AVRUPA İÇİN ÇÖZÜM ÜRETMEZ" Mevcut uluslararası sistemin itibar ve irtifa kaybetmekte olduğunu dile getiren Altun, "Bugün ABD'nin değişen öncelikleri, uluslararası sistemin önemli bir bileşeni olan NATO'ya yaklaşımı ve ticari kararları, Avrupa'yı ciddi şekilde sarsıyor. Bu yeni dinamiklerle refah-güvenlik dengesinin sarsıldığı; ekonomik kaygılardan çok güvenlik zafiyetinin gündeme geldiği bir süreç yaşıyoruz. Avrupa Birliği savunma bütçesini artırarak güvenlik arayışını sürdürüyor. Ancak şu çok açık ki Türkiye'nin içinde olmadığı bir güvenlik mimarisi Avrupa için çözüm üretmez" şeklinde konuştu. "TÜRKİYE, MÜTTEFİKLERİ İÇİN VAZGEÇİLMEZ BİR AKTÖRDÜR" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye'nin hak ettiği şekilde yer almadığı Avrupa'nın küresel bir aktör olarak varlığını sürdürmesi giderek imkânsız hale geliyor. Açık söylemek gerekirse Türkiyesiz bir Avrupa güvenliği düşünülemez" sözlerine değinen Altun, "NATO üyeliği, savunma sanayii atılımları, güçlü ordusu ve insan gücü potansiyeliyle Türkiye müttefikleri için vazgeçilmez bir aktördür. Bu çerçevede Avrupa Birliği ve Almanya ile ilişkilerimizin bugün daha da güçlenmesi, evvela muhataplarımız açısından bir zorunluluk haline gelmiştir" açıklamasında bulundu. "IRKÇILIK, BİR İNSANLIK SUÇUDUR" Türklerin dört nesildir Almanya'da yaşadığını ve Almanya'daki Türk nüfusunun 3 buçuk milyonun üzerinden olduğunu aktaran Altun, "Almanya'da siyasetten sanata, ticaretten kültüre, ekonomiden spora kadar günlük hayatın tamamında Türklerin olması ziyadesiyle memnuniyet vericidir. Ancak Almanya'da uzun süredir yaşayan, hayat kuran, kök salan Türklerin kendilerini güvende ve eşit hissetmeleri hayati önemdedir. Şüphesiz, ekonomik zorluklar, göç ve mülteci krizleri, dijital mecralarda yayılan marjinal aşırıcı söylemler, popülizmle keskinleştirilen milliyetçilik, siyasi kutuplaşma ve ideolojik çatışmalar bugün ırkçılığın tüm dünyada yükselmesine, ırkçılığın tüm dünya için yakıcı bir sorun haline gelmesine neden oluyor. Maalesef bu durum Avrupa için de bu yönde ilerliyor. Talihsiz siyasi söylemler ile otokontrolden yoksun ve ötekileştirici medya dili sonucu yaşanan çok acı olaylar, hafızalarımızdaki yerini koruyor. Çok açık ve net bir şekilde ifade etmeliyim ki ırkçılık, bir insanlık suçudur, ırkçılık insanlığın ortak sorunudur. Bugün burada hepimize düşen görev, ırkçılığın normalleştirilmesi, yaygınlaştırılması ve masum bir siyasi görüş gibi çerçevelendirilmesine karşı var gücümüzle karşı çıkmaktır" dedi. Altun konuşmasına şöyle devam etti: "Medyada toplum yararının gözetilmesi; aşırı uçlar, suça bulaşmış yapılar, marjinal odaklar ve hatta terör örgütlerinin gündemi esir almasına asla müsaade edilmemesi de büyük önem arz etmektedir. Medyanın İslamofobi, zenofobi gibi ırk, din, dil, kültür üzerinden duyguları körükleyen, ayrıştırıcı, tetikleyici ve genelleştirici bir düşüncenin aparatı olmaktan kaçınması hakikat adına, aynı zamanda küresel barış, huzur, refah ve istikrar adına, küresel vicdan adına bir zorunluluktur."

Altun: Türkiye'yi itibarsızlaştırmaya yönelik yayınlar savunulamaz Haber

Altun: Türkiye'yi itibarsızlaştırmaya yönelik yayınlar savunulamaz

İletişim Başkanı Altun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, "Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmeyi, kamu düzenini bozmayı, bireysel hak ve özgürlükleri baskı altına almayı hedefleyen yayınlar karşısında kamu otoritesinin takınması gereken tavır bellidir. Anayasa’nın ve yasaların ortaya koyduğu çerçevede RTÜK bir düzenleyici ve denetleyici kuruluş olarak görevini yapmak mecburiyetindedir. Medya kurum ve kuruluşlarına düşen sorumlu, ilkeli, ahlaki ve hakikat temelli yayıncılık yapmaktır. Eğer demokratik toplum düzenini muhafaza etmek, basın özgürlüğünü teminat altına almak istiyorsak öncelikle yapılması gereken budur" ifadelerini kullandı. Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya, vandalizmi özendirmeye ve şiddet tırmandırmaya yönelik yayınların kabul edilemez olduğunu belirten Altun, "Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya, vandalizmi özendirmeye, şiddeti tırmandırmaya, terör örgütlerine zemin kazandırmaya ve yargı kurumlarını yıpratmaya yönelik yayınlar hiçbir surette savunulamaz. RTÜK’ün uyguladığı tedbirlere yönelik ağır eleştiriler yönelten kesimlere, öncelikle kendi ideolojilerine yakın eksende yayın yapan medya kuruluşlarında Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize karşı mütemadiyen dile getirilen ağır iftira, hakaret ve ithamları görmezden gelen tutumlarını terk etmeleri çağrısında bulunuyoruz" açıklamasında bulundu. Basın özgürlüğü adı altında kışkırtma, hakaret ve iftira edilerek yapılan yayınların son bulması gerektiğini vurgulayan Altun, "Basın özgürlüğü kisvesi altında son günlerde gördüğümüz kışkırtmaların, hakaretlerin, iftiraların, kişisel haklara tecavüz eden yayınların son bulması gerektiğinin ısrarla altını çiziyoruz. Bu çerçevede yayıncılarımıza bir kez daha sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri, yayınlarında hakarete, iftiraya ve kişilik haklarına zarar veren eylemlere ve söylemlere yer vermemeleri gerektiğini önemle hatırlatıyoruz. Bizler, Milletimizin haklarını korumak için, büyük ve güçlü Türkiye için gece gündüz demeden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

Altun'dan İmamoğlu protestolarına tepki Haber

Altun'dan İmamoğlu protestolarına tepki

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı binası konferans salonunda gerçekleşen "21. Yüzyılda Türkiye’nin Bağımlılıklarla Mücadele Seferberliği" paneline Cumhrubaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve davetliler katıldı. "TÜM BAĞIMLILIK TÜRLERİNE DAİR TÜRKİYE OLARAK ÜRETTİĞİMİZ ÇÖZÜMLERE YER VERİLİYOR" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın başkanlığındaki Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu koordinasyonunda, tüm kurum ve paydaşları kapsayan üst düzey bir iş birliğiyle, madde bağımlılığı ve davranışsal bağımlılıklarla mücadele seferberliğinin devam ettiğini belirten İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Devletimizin faaliyetlerinin bir nevi envanterini ortaya koyan bu eserimizde, bağımlılıklarla mücadele politikamız; mevzuatlar, strateji belgeleri, eylem planları ve idari yapılar çerçevesinde değerlendiriliyor. Tüm bağımlılık türlerine dair Türkiye olarak ürettiğimiz çözümlere yer veriliyor. Rehabilitasyon, iletişim faaliyetleri ve bilimsel alandaki çalışmalar çerçevesinde bireyden başlayıp aileye ve toplumun tüm kesimlerine yayılan seferberliğimiz anlatılıyor" diye konuştu. Dijital mecralara haddinden fazla maruz kalmak sadece bireylerin gerçek hayatla ilişkilerini bulanıklaştırmakla kalmayıp aynı zamanda onların sistematik dezenformasyon ve yanıltma kampanyalarına daha fazla maruz kalmalarına neden olduğunu belirten Altun, bu durumun toplumsal alanda barışı zedeleyen, kutuplaşmayı derinleştiren ve nefret dilini körükleyen bir sürece zemin hazırladığının altını çizdi. "HAK ARAYIŞI DEĞİL, HUKUKUN ÜZERİNE BASKI KURMA GİRİŞİMİDİR" Bağımsız yargı tarafından yürütülen bir yolsuzluk soruşturması ile başlayan dezenformasyon ve protsetolara dikkati çeken Altun, şu ifadeleri kullandı: "Yargı sürecini siyasallaştırmaya, yürüyen bir davayı politik çekişmenin konusu haline getirmeye, ortadaki vahim iddialara cevap vermek yerine sayın Cumhurbaşkanımızı hedef göstermeye, hükümetimizi suçlamaya yönelik, iyi niyetli olmayan bir çabayla karşılaşıyoruz. Çok açık ve net bir şekilde söylemek gerekirse; yürüyen hukuki bir süreci akamete uğratmak ve siyasi rant elde etmek amacıyla vandalizme, sokak şiddetine zemin hazırlamak en hafif tabiriyle sorumsuzluktur, kamu düzenini bozmaktır, toplumsal huzur ve barış ortamını zedelemektir. Meşru siyaset zemini milletimizin iradesiyle şekillenmiştir, anayasayla teminat altına alınmıştır. Bu tür çağrılar, adil yargı süreçlerine müdahale çabasıdır; hak arayışı değil, hukukun üzerine baskı kurma girişimidir. Dahası, bu çağrıları yapanların, sokakta yaşanabilecek olası provokasyonlara karşı ne güvenlik açısından ne de siyasi sorumluluk bakımından kontrol edici veya yatıştırıcı bir kapasiteye sahip olmadıkları da açıktır. Yine bu süreçlere ne yazık ki yoğun bir dezenformasyon süreci, sistematik yalan kampanyaları eşlik ediyor. Son dönemde kamuoyunun, özellikle dijital mecralar üzerinden yönlendirilmek istendiği, gerçekle ilgisi olmayan haberler, manipülatif içerikler ve kasıtlı çarpıtmalarla algı yönetiminin sistematik biçimde yapılmaya çalışıldığı açıkça ortadadır. Bu dezenformatif kaynakların bir kısmının yurtdışı kaynaklı olduğunu da müşahade etmiş bulunuyoruz." "HAKİKAT NE KADAR GEÇ GELSE DE DAİMA GALİP GELİR" Hukukun üstünlüğüne, devletin meşruiyetine ve milletin sağduyusuna zarar veren bu dezenformasyon saldırılarına karşı güçlü, bilinçli ve sistematik bir duruşun şart olduğunu aktaran Altun, "Devletimiz tüm kurumlarıyla bu konuda teyakkuz halindedir. Bu noktada vatandaşlarımızdan da beklentimiz; yalnızca güvenilir kaynaklardan bilgi edinmeleri, sosyal medyada karşılaştıkları içerikleri sorgulayıcı bir bilinçle değerlendirmeleri ve fitneye hizmet eden hiçbir yapının sözcülüğünü yapmamalarıdır. Hakikat ne kadar geç gelse de daima galip gelir. Biz hakikatin safında durmaya, milletimize doğruları anlatmaya ve devletimizin itibarını korumaya devam edeceğiz" dedi. Türkiye’nin sadece kendi halkına değil, bölgesine ve dünyaya da güven veren bir aktör haline geldiğini dile getiren Altun, "Cumhurbaşkanımız gece gündüz demeden Türkiye üzerinde oynanan oyunları bozdu, ülkemizin hakikatini tüm dünyanın gözleri önüne serdi. Aynı zamanda ‘terörsüz Türkiye’ hedefi doğrultusunda, onlarca yıldır güvenlik krizlerine neden olan tehditler birer birer ortadan kaldırılmaya başlandı, iç ve dış güvenlikte çok önemli kazanımlar elde edildi. Bu güvenlik ve istikrar başarısı, Türkiye’nin hem bölgesel hem küresel ölçekteki önemini daha da artırmış, etkinliğini perçinlemiştir. Biz bu gerçeğin çoktan farkındaydık; ancak Batı dünyasının da artık bu yükselen Türkiye gerçekliğini görmeye başlaması, son aylarda somut biçimde ortaya çıkmıştır. İşte tam da bu küresel kırılma ve bölgesel yeniden şekillenme anında, yabancı basına bilinçli şekilde servis edilen sokak görüntüleriyle Türkiye; istikrarsız, güvensiz ve hukuk dışı bir ülke gibi lanse edilmeye çalışılmaktadır" ifadelerine yer verdi." "HİÇBİR KİŞİ, MAKAM YA DA ZÜMRE; TÜRK ADALET SİSTEMİNİN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR" Yargı mercilerini baskı altına almaya yönelik her söylemin adalet sistemine yapılabilecek en büyük kötülük olduğunun altını çize Altun, şöyle devam etti: "Kimse hukukun üstünde değildir; hiçbir kişi ya da kurum, yargının bağımsızlığına müdahale etme hakkına sahip olamaz. Anayasal düzende teminat altına alınan kuvvetler ayrılığı ilkesinin özü de tam olarak budur. Bugün yargı mercilerini hedef göstermeye çalışan, hukuki süreci itibarsızlaştırmak isteyen çevreler, sadece mevcut davaları değil, doğrudan ülkenin huzurunu ve demokrasimizin temel direklerinden biri olan hukuk devletini hedef almaktadır. Hiçbir kişi, makam ya da zümre; Türk adalet sisteminin üstünde değildir. Hukuku itibarsızlaştırmaya çalışmaya ve yargı mercilerini baskı altına almaya yönelik her söylem, adalet sistemine yapılabilecek en büyük kötülüktür. Türk yargısının bağımsız ve tarafsız şekilde işlemesi için en fazla mücadele veren lider, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Geçmişte darbe dönemlerinde, vesayet odaklarının yönlendirmesiyle çalışan, milli iradeye sırtını dönen yargı anlayışı, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yapılan reformlarla sona erdirilmiştir. Bu kapsamda, yargı süreçleriyle ilgili hükümetimize sorumluluk isnat etmek, bir anlamda yargıyı siyasallaştırmaya çalışanların kendi çelişkileridir. Yargının siyasallaşmasının bedelini geçmişte ağır bir şekilde ödemiş olan Türk milleti ve Türk demokrasisini, aynı çıkmaz yola bir kez daha sürüklemek isteyen zihniyetle mücadele etmek, bizim en büyük sorumluluklarımızdan biri olacaktır."

Altun: "Fitne faaliyetleri bizi yolumuzdan döndüremeyecek" Haber

Altun: "Fitne faaliyetleri bizi yolumuzdan döndüremeyecek"

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin kritik bir süreçten geçtiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde hükümetin ve Cumhur İttifakı'nın ülkenin birliği için büyük çabalar sarf ettiği bir dönemde, "fitne ateşi" yakılmaya çalışıldığını ancak, bu tür girişimlerin karşılık bulamayacağına dikkat çekti. Altun, şunları kaydetti: "Yaklaşık 1 ay önce sansasyonel açıklamalar yaparak kendisini tartıştırmayı marifet sanan bir kişi, gerçeklikle bağı olmayan, hiçbir surette ciddiye alınmayacak, asılsız birtakım iddialarda bulundu. Ortaya atıldığı günlerde hiçbir etki uyandırmayan, gündem olmayan bu anlamsız ve kötü niyetli ithamların bugün maalesef yeniden gündeme taşındığını müşahede ediyoruz. Ülkemizin çok önemli bir süreçten geçtiği, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, hükümetimizin ve Cumhur İttifakının Türkiye'nin birliği, beraberliği ve dirliği için çabalarını yoğunlaştırdığı, bu sebeple türlü saldırılarla karşı karşıya kaldığı böylesine bir dönemde bir fitne ateşinin yakılmaya çalışıldığını açık ve net bir şekilde görüyoruz. Bu fitne ateşinin, bizim nezdimizde ne olursa olsun karşılık bulamayacağını, dahası ne kadar üflenirse üflensin yakılamayacağını bildirerek şu önemli noktaları hatırlatmakta fayda görüyoruz: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin tesis edildiği günden bu yana İletişim Başkanlığı olarak görevimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonunu güçlü, görünür ve etkin bir şekilde tüm insanlığa tanıtmak, Türkiye'nin iletişim alanında kudretini artırmak ve Milletimizin çıkarlarını tüm platformlarda en iyi şekilde anlatıp savunmaktır. Bugün çevresindeki tüm çatışmalara, gerginliklere, savaşlara rağmen barışın en önemli ve güçlü savunucusu olan Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde bölgesel ve küresel anlamda etki alanını barışçıl bir şekilde genişletmektedir. Türkiye bugün tüm dünyanın gözlerini çevirdiği, hemen her sorun alanında çözüm önerilerini dikkate aldığı, istikrarlaştırıcı bir güç konumundadır. Türkiye'nin bu duruma gelmesinin en büyük vesilesi, Sayın Cumhurbaşkanımızın içeride ve dışarıda yürüttüğü cesur politikalardır. Bu politikaları besleyen en önemli güç de yine Sayın Cumhurbaşkanımızın her türlü siyasi bedeli ödeyerek liderlik ettiği Davamızdır. Herkesin bilmesini isteriz ki dava bilincimizin gereği olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın, kıymetli ailesinin ve kutlu davamızın hukukunu korumayı asli görevimiz addediyor, tüm gayretimizi bu uğurda sarf etmeye devam ediyoruz. Gazetecilik adı altında yapılan dedikodu faaliyetleri, fitne seansları, iftira kampanyaları ve bunlara eşlik eden yalanlar silsilesi birliğimizi, beraberliğimizi bozamayacak, bizi yolumuzdan, bu kutlu davadan geri çeviremeyecektir. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un o muazzam dizeleri, bizim şiarımızı, yaklaşımımızı, bilincimizi ve gücümüzün asıl kaynağını çok net bir biçimde ortaya koymaktadır. Neydi o dizeler? "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez." İşte bu anlayışla, hep birlikte liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın etrafında bir olmaya devam edecek ve Türkiye'mizi daha müreffeh, daha güvenli ve daha güçlü yarınlara inşallah hep birlikte taşıyacağız."

İletişim Başkanlığı'ndan medyalara 'hassasiyet' çağrısı Haber

İletişim Başkanlığı'ndan medyalara 'hassasiyet' çağrısı

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, dün gece Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki bir otelde meydana gelen yangınla ilgili tüm kurum ve kuruluşların çalışmalarını titizlikle sürdürdüğünü belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yangının hemen ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, AFAD Başkanı Okay Memiş ve Bolu Valisi Abdülaziz Aydın ile görüşerek olayla ilgili bilgi aldıklarını belirten Altun, "Sayın Cumhurbaşkanımız ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ı, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u ve Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nu gerekli çalışmaları yapmak üzere Bolu’ya intikal etmeleri için talimatlandırmışlardır. Yangının ortaya çıkış sebebi üzerine kapsamlı soruşturmalar derhal başlatılmıştır.  Bu süreçte dijital ve konvansiyonel medyadaki dezenformasyon ya da manipülasyon içeren paylaşım ve yayınlara karşı vatandaşlarımızın hassas ve dikkatli olması da oldukça önemlidir" dedi. Medya kuruluşlarının bu süreçte hassasiyetlerini gözeten sorumlu yayıncılığı öncelemesi gerektiğinin altını çizen Fahrettin Altun paylaşımında, "Yangına ilişkin, ilgili bakanlarımız ve diğer resmi kurum ve yetkililer tarafından yapılacak açıklama ve bilgilendirmeler esas alınmalıdır. Yüreğimizi dağlayan bu elim hadisede hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyor; Bolu’ya ve ülkemize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz" ifadelerini kullandı. Dün gece Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki bir otelde meydana gelen yangınla ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımız çalışmalarını titizlikle sürdürmektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yangının hemen ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Sağlık Bakanı Kemal…— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) January 21, 2025

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.