SON DAKİKA
Hava Durumu

#Fatih Altaylı

Söz Bursa - Fatih Altaylı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fatih Altaylı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Fatih Altaylı davasında karar açıklandı Haber

Fatih Altaylı davasında karar açıklandı

Gazeteci Fatih Altaylı hakkında kendisine ait Youtube hesabında 20 Haziran günü yaptığı yayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle soruşturma başlatılmıştı. Altaylı soruşturma kapsamında tutuklanırken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından temmuz ayında iddianame düzenlenmişti. Hazırlanan iddianamede, Altaylı’nın ’Cumhurbaşkanını tehdit’ suçundan 5 yıldan az hapis cezası olmamak şartıyla cezalandırılması talep edilmişti. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kapsamında Altaylı’nın yargılanmasına Marmara Cezaevi Yerleşkesi karşısında bulunan 2 No’lu duruşma salonunda devam edildi. MÜTALAADA 5 YILDAN AZ HAPİS CEZASI OLMAMAK ŞARTIYLA CEZA TALEP EDİLDİ Duruşmada tutuklu sanık Fatih Altaylı ile taraf avukatları hazır bulundu. Çok sayıda izleyici de duruşmaya katıldı. Duruşmada hakim, celse arasında cumhuriyet savcısının mütalaasını açıkladığını belirtti. Cumhuriyet savcısı, Altaylı’nın 'Cumhurbaşkanını tehdit’ suçundan 5 yıldan az hapis cezası olmamak şartıyla cezalandırılmasını talep etti. "BERAATIMI TALEP EDİYORUM" Mütalaaya karşı savunması sorulan Altaylı, 'tehdit' niyeti olmadığını iddia ederek, "Kendimi haksızlığa uğramış hissediyorum. Karşınızda olmayı çok gereksiz buluyorum. Bu kadar açıkken tehdit kastımın olmadığı, beraatımı talep ediyorum" dedi. Avukatların beyanlarının ardından kararını açıklayan mahkeme, Altaylı’nın ‘Cumhurbaşkanını tehdit’ suçundan 4 yıl 2 ay hapisle cezalandırılarak, adli kontrol hükümleri yetersiz kalacağından tutukluluk halinin devamına karar verdi. Fatih Altaylı, savunmasının yer aldığı kağıtları havaya fırlatarak karara tepki gösterdi.

Selçuk Türkoğlu’ndan sert açıklama: “Fatih Altaylı’ya gözaltı, hukuk skandalıdır!” Haber

Selçuk Türkoğlu’ndan sert açıklama: “Fatih Altaylı’ya gözaltı, hukuk skandalıdır!”

“YARGI, SARAYIN TALİMATLARINI TAKİP EDİYOR!” Türkoğlu, yargının bağımsızlığının ortadan kalktığını belirterek, “Artık yargı, anayasayı ya da hukuk devletini değil, sarayın siyasi direktiflerini izliyor. Cumhurbaşkanını tehdit gibi ucu açık, belirsiz ve keyfi suçlamalarla gazetecileri susturmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. “TÜRKİYE AÇIK DEĞİL, KAPALI CEZAEVİNE DÖNÜŞTÜ” Gazeteciler başta olmak üzere akademisyenlerin, siyasetçilerin ve hatta sıradan vatandaşların bile fikir beyan ettiği için baskı altına alındığını vurgulayan Türkoğlu, “Bu ülke artık açık bir cezaevi değil, tümüyle kapalı cezaevine dönüşmüştür. İfade özgürlüğü neredeyse tamamen ortadan kalktı” dedi. “FATİH ALTAYLI YALNIZ DEĞİLDİR!” Altaylı’ya yapılanların tüm bağımsız basın mensuplarına verilmiş bir gözdağı olduğunu dile getiren Türkoğlu, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “Basın özgürlüğü yoksa, hukuk devleti de yoktur. Tehdit ve gözaltılarla toplumu susturamazsınız! Fatih Altaylı yalnız değildir! Sarayın değil, halkın yanında duran tüm cesur gazetecilere selam olsun!” Selçuk Türkoğlu’nun bu açıklaması, siyasi çevrelerden ve kamuoyundan da büyük destek buldu. Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıların giderek arttığı bu dönemde yapılan çıkış, muhalefet cephesinden gelen en güçlü tepkilerden biri olarak değerlendirildi.

İletişim'den Altaylı'nın tutuklanmasıyla ilgili açıklama Haber

İletişim'den Altaylı'nın tutuklanmasıyla ilgili açıklama

İletişim Başkanlığı, gazeteci Fatih Altaylı’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik tehdit iddiasıyla gözaltına alınarak tutuklanmasıyla ilgili kamuoyunu bilgilendiren bir açıklama yayımladı. Açıklamada, Altaylı’nın yargılanma sürecine yönelik manipülasyon kampanyalarının yürütüldüğü belirtilerek, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 106. maddesine göre “tehdit”in suç olduğu vurgulandı. ALTAYLI’NIN İFADELERİ SUÇ UNSURU TAŞIYOR Başkanlık, Altaylı’nın YouTube kanalında, “Halka Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ömrü boyunca cumhurbaşkanı kalıp kalmamasının sorulduğu ve yüzde 70’in buna karşı çıktığı” yönündeki bir soruya verdiği yanıtta, “Bu millet padişahını boğmuş bir millettir. Az buz değildir öldürülen, suikasta kurban giden Osmanlı padişahı… Boğazlanan veya intihar etti süsü verilen Osmanlı padişahı” ifadelerinin suç teşkil ettiğini belirtti. Bu sözlerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik açık bir tehdit içerdiği ve tarihî bir anekdot olarak sunulmasının manipülasyon olduğu ifade edildi. HUKUKİ SÜREÇ USULÜNE UYGUN YÜRÜTÜLDÜ İletişim Başkanlığı, Altaylı’nın gözaltı ve yakalama sürecinin Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili maddelerine uygun olarak yürütüldüğünü, usulsüzlük iddialarının ise dezenformasyon olduğunu vurguladı. Soruşturma makamlarının, Altaylı’nın ifadelerinin TCK’nın 310/2 ve 106/1 maddeleri kapsamında tehdit suçu oluşturduğu kanaatine vardığı belirtildi. Sulh Ceza Hakimliği’nin, Altaylı’nın ifadelerinin tehdit suçuna vücut verdiği, sözlerini ikrar ettiği ve fiziki delillerle desteklendiği gerekçesiyle tutuklama kararı verdiği aktarıldı. Hakimlik, cezanın alt ve üst sınırları ile kaçma şüphesini dikkate alarak bu kararı verdi. Açıklamada, Türkiye’de yargı süreçlerinin bağımsız mahkemeler tarafından yürütüldüğü, adli makamların suç şüphesi durumunda hukuki çerçevede işlem yaptığı ifade edildi. Tehdit suçunun “ifade özgürlüğü” olarak sunulmasının manipülasyon olduğu ve hukuk devletinde “hukukun üstünlüğü” ilkesinin herkesi bağladığı vurgulandı.

EPDK'dan Fatih Altaylı ve Uğur Emek hakkında suç duyurusu Haber

EPDK'dan Fatih Altaylı ve Uğur Emek hakkında suç duyurusu

EPDK, bir süredir Fatih Altaylı ve Uğur Emek tarafından ortaya atılan ‘EPDK yönetiminin depolamalı RES/GES önlisans başvuruları ile milyarlarca dolarlık vurgun yaptığı ve rant dağıttığı' iddiaları ile ilgili yazılı açıklamada bulundu. “EPDK bir gecede yönetmelik çıkardı, kimsenin haberi olmadan önlisansları dağıttı” iddiasına ilişkin detayların yer aldığı açıklamada, EPDK'nın bir gecede yönetmelik çıkarması ve bunu Resmi Gazete'de yayımlatarak yürürlüğe sokmasının mümkün olmadığı, bu durumun yasalara ve ilgili mevzuatlara aykırı olduğu kaydedildi. Depolamalı RES-GES önlisans sürecinin 5 Temmuz 2022 tarihinde yürürlüğe giren kanunla kuruma görev olarak verilmesi ile başlandığı ifade edilen açıklamada, bu kanunla depolamalı RES/GES önlisans süreçlerine yönelik “ihale ve yarışma yapılmayacağı” ölçüm zorunluluğunun dahi istenmeyeceğinin hüküm altına alındığı kaydedildi. Öte yandan ilgili kanunun amacının emre amade olmayan rüzgar ve güneş kaynaklı üretilen elektriğin depolanarak sisteme bağlanması ve elektrik üretimindeki yenilenebilir enerji payının artırması olduğu bildirildi. "1 gecede yönetmelik çıkarılması ve sessiz sedasız önlisans dağıtılması söz konusu değildir" Önlisans başvurularının alınmasından 4 ay önce sürecin resmiyet kazandığı ve Resmi Gazete'de yayımlarak yürürlüğe girmesi ile de konudan tüm Türkiye'nin haberdar olduğu ifadelerine yer verilen açıklamada, “Kurumumuz tarafından önlisans başvurularının alınmasından '2 ay önce' sürecin teknik detaylarını içeren bir taslak hazırlanmış ve 'kamuoyu' görüşüne açılmıştır. Bu taslağa son şekli verilmeden önce enerji sektörünü takip eden, ilgisi olan herkesin katkısı alınmış bu süreç de tamamen kamuoyunun gözleri önünde, şeffaf bir biçimde ilerleyerek tamamlanmıştır. Vatandaşlarımızın da katkısı ile son şekli verilen söz konusu yönetmelik Kurulumuz tarafından görüşülerek kabul edilmiş ardından yine Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Görüldüğü üzere 1 gecede yönetmelik çıkarılması ve sessiz sedasız önlisans dağıtılması söz konusu değildir. 19 Kasım 2022-28 Eylül 2023 tarihleri arasında kurumumuza 5 bin 968 adet başvuru yapılmıştır. Önlisans sürecinde de EPDK tarafından sık sık kamuoyuna bilgilendirme yapılmış, yatırımcının bu alandaki ilgisi kamuoyu ile paylaşılmıştır. Söz konusu 5 bin 968 adet başvuru, birbirinden farklı yaklaşık bin 500 adet şirket tarafından yapılmıştır. Sırayla alınan başvurular kurumumuz tarafından titizlikle değerlendirilmiş ve hazırlıklarını eksiksiz yapan 263 şirkete 663 önlisans verilmiştir” bilgisine yer verildi. “EPDK yönetimi yakınlarına önlisans vermek için sadece online başvuruları kabul etti. Belgelerini hazırlamak isteyen yatırımcılara yeterince süre tanınmadı” iddialarına da cevap verilen açıklamada, EPDK'ya yapılan önlisans başvuruları depolamalı yatırımlar konusunun gündemde dahi olmadığı Mayıs 2019 tarihinden beri çevrimiçi olarak yapıldığının tüm sektör oyuncuları tarafından bilindiği, önlisans sürecinde istenen belgelerin ise 10 yılı aşkın bir süredir EPDK'nın internet sitesinde yer aldığı vurgulandı. "İddia sahibi bu yorumu ile de enerji sektöründen habersiz olduğunu göstermiştir" EPDK'nın bu konuda herhangi bir gizli iş yapması, bazı çevreleri kayırmasının söz konusu olmadığı ifade edilen açıklamada, hiçbir ayrım yapılmaksızın, kurumsal tarafsızlık prensibi ile tüm başvuruların sırasıyla alındığı kaydedildi. Açıklamada, “EPDK 19 Kasım'daki yönetmelik değişikliği ile depolamalı RES/GES yatırımları için önlisans vererek yetkisini aştı. Enerji Bakanı bu duruma kızgın olduğu için yeni ihaleye çıktı” iddialarına ilişkin ise şu ifadelere yer verildi: “5 Temmuz 2022 tarihinde yürürlüğe giren kanunla kurumumuza görev olarak verilen depolamalı RES/GES yatırımlarına ilişkin ön lisans sürecinde bir yetki aşımı kesinlikle söz konusu değildir. Enerji ve Tabii Bakanlığımızın açtığı kasım ayında ilan ettiği enerji lisans tahsisi ihalesinin ise depolamalı RES/GES yatırımları önlisans süreci ile bir ilgisi yoktur. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı uygun gördüğü hallerde kapasite tahsis ve YEKA ihaleleri yapmaktadır. Bu ihalelerde alım garantisi ve süre ihale kapsamında belirlenmektedir. Ayrıca depolamalı RES/GES yatırımları için kurumumuzca verilen herhangi bir alım garantisi, fiyat ya da süre söz konusu değildir. Bu arada EPDK'nın sorumluluğuna kanunla verilen ve 19 Kasım 2022 tarihindeki yönetmelik değişikliği ile başlayan önlisans sürecinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sn. Fatih Dönmez'dir. Bahsedilen ve kasım ayında ilan edilen ihale sürecinde ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sn. Alparslan Bayraktar'dır. Dolayısıyla iddia sahibi bu yorumu ile de enerji sektöründen habersiz olduğunu göstermiştir.” "Bu hesaplamalar tamamen hayal mahsulüdür" “Türkiye, kurulu gücünün yarısı kadar elektrik tüketebiliyorken EPDK elektrikte kurulu gücü artırmaya karar vermiştir” iddiasının da yer verildiği açıklamada, kurulu gücü artırmaya karar verildiği iddia edilen kaynakların ‘yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklar' olduğu ve bu kaynakların enerjide dışa bağımlılığının azaltılmasına katkı sağladığı aktarıldı. “Cumhurbaşkanı'nın gideceğini anlayan EPDK yönetimi acele ile 6 dolar-centlik lisans tarifesi kapsamında önlisans dağıttı. Bu rakam 3,375 dolar-cent olabilirdi. Bu fark sebebi ile elektriğe 30 yıl içerisinde 129,6 milyar dolarlık fatura ödenecek. Bu rakam 56 milyar dolar daha düşük olabilirdi? EPDK yönetimi 56 milyar dolarlık vurgun yaptı” iddiasının yer aldığı açıklama, şöyle devam etti: “1 Mayıs 2023 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile belirlenen 6 dolar-cent'lik tarife EPDK tarafından belirlenmemiştir. Enerji sektörü ile asgari düzeyde ilgisi olanların bileceği üzere anılan düzenleme 01/07/2021 tarihinden 31/12/2030 tarihine kadar işletmeye girecek olan YEK Belgeli yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri için uygulanacak fiyatları ve süreleri kapsamaktadır. Bu fiyatların ve sürelerin belirlenmesi EPDK'nın görev alanında değildir ve EPDK'nın bu alanda fiyat ve süre belirleme yetkisi de yoktur. Herkesin ulaşabileceği Cumhurbaşkanlığı kararında 30 yıl ibaresi ise yer almamaktadır ve uygulanacak süre 10 yıl olarak düzenlenmiştir. Ayrıca kararda güncelleme formülleri ile birlikte rüzgar ve güneş için 4,95-6,05 dolar-cent aralığında, depolamalı rüzgar ve güneş için ise 5,85-7,15 dolar-cent aralığında bir tarife düzenlenmiştir. YEKA projeleri kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yapacağı ihalede taban fiyat olarak güneş için 3,25 dolar-cent rüzgar için 3,5 dolar-cent her ikisi için tavan fiyat olarak ise 5,50 dolar-cent belirlenmiştir. Bu bilgiler ışığında 129,6 milyar dolarlık ve 56,7 milyar dolarlık bu hesaplamalar tamamen hayal mahsulüdür. Var olmayan 30 yıllık alım süresi ve teşvikler ile bu rakamlara ulaşıldığı anlaşılmaktadır. Bu arada EPDK'nın verdiği bir alım garantisi yoktur unutulmamalıdır ki hiçbir düzenleyici kurum alım garantisi vermez/veremez böyle bir yetkisi yoktur. Kurumumuz da hiçbir yatırımcıya böyle bir garanti vermemiştir, vermesi de mümkün değildir.” Öte yandan EPDK Başkanı ve yöneticileri hakkında iddiaları ortaya atan kişiler hakkında maddi ve manevi tazminat davası dahil olmak üzere hukuki sürecin başlatıldığı belirtildi.

MHP’li Özdemir: Dezenformasyon yapanlarla hukuk nezdinde hesaplaşacağız Haber

MHP’li Özdemir: Dezenformasyon yapanlarla hukuk nezdinde hesaplaşacağız

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmayı değerlendirdi. Özdemir, bu süreci dezenformasyonla mücadele açısından olumlu bir gelişme olarak nitelendirdi. “HUKUKİ MÜCADELE SÜRECEK” Özdemir, açıklamasında şunları ifade etti: "Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Sayın Genel Başkanımız, partimiz ve dava arkadaşlarımız hakkında sürdürülen ve sürdürülecek her türlü yalan ve iftiraya dayalı yayınları dikkat ve titizlikle takip etmekteyiz." MEDYA KURULUŞLARINA DA SUÇ DUYURUSU Dezenformasyon faaliyetleriyle mücadeleye kararlı olduklarını vurgulayan Özdemir, şunları söyledi: "Sistemli bir şekilde yalan ve iftiralar ile dezenformasyon oluşturarak hareket eden ve bu kirli eylemlerini basın kimliği arkasında gizlenerek sürdürenler hakkında hukuk nezdinde hesaplaşacağız. Bu kapsamda Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz ile beraber, ilgili yayınların gerçekleştirildiği medya kuruluşları hakkında da Milliyetçi Hareket Partisi olarak suç duyurusunda bulunuyoruz." MHP’li Özdemir’in açıklaması şu şekilde; "Bazı basın yayın organlarında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli hakkında ortaya atılan bir yalan üzerinden sürdürülen dezenformasyonla alakalı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın tespitleri ve kamuoyunu bilgilendirmesinin akabinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu'nca, Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz hakkında başlatılan resen soruşturma, dezenformasyonla mücadele anlamında sergilenen müspet ve saygın bir gelişme olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Sayın Genel Başkanımız, partimiz ve dava arkadaşlarımız hakkında sürdürülen ve sürdürülecek her türlü yalan ve iftiraya dayalı yayınları dikkat ve titizlikle takip etmekteyiz. Sistemli bir şekilde yalan ve iftiralar ile dezenformasyon oluşturarak hareket eden ve bu kirli eylemlerini basın kimliği arkasında gizlenerek sürdürenler hakkında hukuk nezdinde hesaplaşacağız. Bu kapsamda Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz ile beraber, ilgili yayınların gerçekleştirildiği medya kuruluşları hakkında da Milliyetçi Hareket Partisi olarak suç duyurusunda bulunuyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."  Bazı basın yayın organlarında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli hakkında ortaya atılan bir yalan üzerinden sürdürülen dezenformasyonla alakalı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın tespitleri ve kamuoyunu bilgilendirmesinin…— İsmail ÖZDEMİR ???????? (@ismailozdemirrr) November 22, 2024

Altaylı'dan Kılıçdaroğlu'nun sert eleştrilerine yanıt! Haber

Altaylı'dan Kılıçdaroğlu'nun sert eleştrilerine yanıt!

Fatih Altaylı, YouTube'da Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik "Bilerek ya da bilmeyerek AK Parti'ye çalışıyor, muhtemelen bilerek. Türkiye’den haberi yok, yönetmeye talip. Sen git evini yönet yönetebiliyorsan" ifadelerini kullanmıştı. Kılıçdaroğlu'nun bu yoruma tepkisi ise çok sert olmuştu. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Altaylı'yı adeta yaylım ateşine tutan Kılıçdaroğlu Altaylı'yı 'müptezel' olarak niteleyerek "Merkepler adam olur, sen adam olmazsın" demişti. "AK PARTİ'YE HİZMET EDEN BİR PİYON" Fatih Altaylı bu sabah paylaştığı yeni videosunda Kemal Kılıçdaroğlu'nun zehir zemberek açıklamalarına cevap verdi. Kılıçdaroğlu'nun 'iktidar tetikçiliğine' soyunduğunu belirten Altaylı'nın açıklamasının tamamı şu şekilde: "Çok düzeysiz bir saldırı. Bu zamana kadar ne FETÖ'cü ve AK Parti ithamı ve iftirası varsa toplamış bana söylemiş. Kendisine teşekkür ediyorum. Çünkü benim ne kadar doğru söylediğimi ve AK Parti'ye hizmet eden bir piyon olduğunu bilerek veya bilmeyerek net bir şekilde ortaya koydu. Bugün bana en fazla saldıranlar AK Partili troller. Kılıçdaroğlu'nun bana yönelik iftira dolu ve hesabını yargı önünde kesinlikle vereceği o iftiralarının ardından bunu köpürtenler yine AK Partililer. Bugün Kılıçdaroğlu net bir şekilde AK Parti'nin tetikçisi olduğunu ya da en azından kendisi değilse bile etrafında o metni kaleme alanların AK Parti ile nasıl içli dışlı bir ilişki içinde olduklarını görüyoruz. "CHP'Yİ YENİDEN ELE GEÇİRME ÇIKARINA DOKUNDUYSAM EĞER..." Bence beni haklı çıkarak daha iyi bir hamle yapamazdı. CHP'yi yeniden ele geçirme yönündeki çıkarına dokunduysam eğer o yüzden çıldırmış. Zira o metni kaleme almak makul bir insanın işi değil. O kadar edepsiz ve terbiyesiz bir metin. O metni yazıp ona verenler bugün Türkiye'de gelinen noktadan da sorumludurlar. "İKTİDAR TETİKÇİLİĞİNE SOYUNMUŞ" Bunun temelinde de CHP kurultayında bizim Özgür Özel'e verdiğimiz destek var. Zira planlarında İstanbul'da İmamoğlu'nu, Ankara'da da Yavaş'ı aday göstermeyecekti. Ve buraları tekrar kaybedecekti CHP. O planı da anladığım kadarıyla bozmuşuz. Bunun siniriyle iktidar tetikçiliğine soyunmuş vaziyette. Bu iftiraların hesabını yargıda verecektir. Ne olduğunu göstermiş oldu. "MESAJLARI DURUYOR, ÇIKARIRIM UTANIR" Bu kişiyle benim son söyleyeceğim cümle 'ne adını anarım ne yüzünü görürüm' Bu söylediklerinde çok geçmişe falan gitmiş, benim Hürriyet'ten ayrılmama falan gitmiş. Ondan sonra 20 kere falan konuk oldu. Mesajları duruyor, çıkarırım utanır. Kendisi biliyor ne yazdığını."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.