SON DAKİKA
Hava Durumu

#Göç

Söz Bursa - Göç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Göç haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de nadir görülen balık kartalı Bursa’da görüntülendi Haber

Türkiye’de nadir görülen balık kartalı Bursa’da görüntülendi

Türkiye’de geçmiş yıllarda üreme kaydı olan ancak günden güne azalan sulak alanlarda artık göç geçişlerinde görülen balık kartalı, önceki gün yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş tarafından Uluabat Gölü’nde fotoğraflandı. Yaklaşık 2 metreyi bulan kanat açıklığı ve devasa pençeleriyle göl, nehir ve denizlerde balıkları suya dalarak yakalayan balık kartalı Uluabat Gölü’nde avını yerken görüntülendi. Doğaya kanat açtık projesi ile ülkenin dört bir yanında yaban hayatını belgeleyen Bursalı fotoğrafçı Tüydeş bu kez oldukça yakından görüntülediği o anları sosyal medya hesabından, "Kuşçuluk hayatımın en unutulmaz anlarından birini yaşadım bu sabah Uluabat Gölü’nde. Sabah ilk olarak su üstünde avlanmaya çalışırken görmüştüm bu balık kartalını. Dönüş yolunda yakaladığı balıkla direk üstünde karşıladı beni. Ona ilk kez böyle yaklaştım. Belgesellerde görmeye alışık olduğumuz o meşhur avlanma sahnesi ile izleyenleri büyüleyen balık kartalları bugünlerden kuzeydeki üreme alanlarından güneye iniyorlar. Bu yolculuklarında göl deniz ve nehirler onlara ihtiyaçları olan besinlerini sunuyor.Ona bu sabah o kadar yaklaştım ki, yediği balığı parçalarken çıkardığı sesleri duyabiliyordum. Genç olduğunu düşündüm bu birey bir kaç gün beslenip dinlendikten sonra muhtemelen daha güneye doğru yola çıkacaktır. Bir zamanlar ülkemizde de ürüyordu ama artık sadece göçte görüyoruz" notuyla paylaştı.

Papa ziyareti öncesi tarihi kent İznik’te hareketli günler Haber

Papa ziyareti öncesi tarihi kent İznik’te hareketli günler

Son günlerde Papa'nın İznik'i ziyaret edeceği yönündeki haberler ve bölgede artan deprem hareketliliği tarihi kentin yeniden gündem olmasına neden oldu. Tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve manevi önemiyle her dönem dikkat çeken İznik'e son haftalarda hem yerli hem yabancı vatandaşların ilgisi gözle görülür şekilde arttı. Özellikle sosyal medya paylaşımları ve yatırım haberlerinin ardından ilçeye gelen ziyaretçi sayısında belirgin bir artış yaşanıyor. Emlakçılar ve turizmciler, İznik'e yönelik bu yoğun ilginin son yıllardaki en yüksek seviyeye ulaştığını belirtiyor. İlçede hafta sonları yaşanan hareketlilik, esnafın da yüzünü güldürmüş durumda. İznik'te arsa, arazi ve konut satışına olan ilgi fazlasıyla yükseldi. Konuya ilişkin konuşan Emlak Danışmanı Emrullah Çil, "Emlak piyasasına bu haberlerden sonra aşırı derecede rağbet var biz uzun yıllardır bu sektördeyiz ve ilk defa bu kadar çok iste ve rağbet var. Telefonlarımız susmuyor ve iş yerimize gelenimiz ve gidenimiz çok fazla özellikle burada bulunduğumuz arazi gibi araziler İznik'in merkezine çok yakın konumdayız şu anda bu gibi zeytinlik ve boş arazi gibi alımlar arttı. Biz yetişemeyecek konuma geldik diyebiliriz. İznik'in İstanbul'a çok yakın olmasından dolayı ve çok fazla deprem yaşandığı için İznik'e göç alıyoruz. İznik'in zirve konumları manzaralı bölgeleri var Karadeniz bölgelerini aratmayacak yerlerimiz var ve son bir yılda satışlarda inanılmaz yoğunluğumuz var. Konut satışına bakarsak Konut'a olan ilgi ve yoğunluk arttı iki yıl öncesine baz alarak bakarsak bu yıl yoğunluk çok daha fazla ve İznik'te sahil şeridinde konut bulmak neredeyse imkansız oldu diyebiliriz." Tarihi ve dini önemiyle Hristiyan dünyasında da özel bir yere sahip olan İznik'in, Papa ziyaretiyle birlikte uluslararası tanınırlığının daha da artacağı öngörülüyor.

2024'te en çok göç alan şehir İstanbul oldu Haber

2024'te en çok göç alan şehir İstanbul oldu

Türkiye'de 2024 yılında 2 milyon 682 bin 673 kişi iller arasında göç etti. Bu nüfusun yüzde 47,6'sını erkekler, yüzde 52,4'ünü ise kadınlar oluşturdu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı İç Göç İstatistikleri’ni paylaştı. Buna göre, Türkiye’de 2008 yılında yüzde 3,18 olan iller arası göç eden nüfus oranı, yıllar içinde inişli ve çıkışlı bir seyir izleyerek 2024 yılında yüzde 3,13 oldu. Diğer bir ifadeyle Türkiye'de 2024 yılında 2 milyon 682 bin 673 kişi iller arasında göç etti. Bu nüfusun yüzde 47,6'sını erkekler, yüzde 52,4'ünü ise kadınlar oluşturdu. EN ÇOK GÖÇ ALAN İL İSTANBUL, EN AZ GÖÇ ALAN İL İSE ARDAHAN OLDU Türkiye'de iller arası göç eden nüfusun dağılımına bakıldığında; İstanbul 395 bin 485 kişi ile en çok göç alan il oldu. İstanbul'u sırasıyla 202 bin 402 kişi ile Ankara ve 117 bin 889 kişi ile İzmir takip etti. En az göç alan iller ise sırasıyla 4 bin 570 kişi ile Ardahan, 5 bin 644 kişi ile Bayburt ve 6 bin 739 kişi ile Tunceli oldu. En çok göç veren il İstanbul, en az göç veren il ise Ardahan oldu. İstanbul 369 bin 453 kişi ile en çok göç veren il olurken, onu 150 bin 373 kişi ile Ankara ve 102 bin 40 kişi ile İzmir takip etti. En az göç veren iller ise sırasıyla 6 bin 441 kişi ile Ardahan, 8 bin 41 kişi ile Kilis ve 8 bin 639 kişi ile Bayburt oldu. TÜRKİYE’DE 2024 YILINDA EN ÇOK 20-24 YAŞ GRUBUNDAKİ NÜFUS GÖÇ ETTİ Türkiye'de, 2024 yılında büyüklük olarak en fazla göç hareketliliği, 549 bin 43 kişi ile 20-24 yaş grubunda gerçekleşti. Söz konusu yaş grubunda göç edenlerin yüzde 41,9'unu erkekler, yüzde 58,1'ini ise kadınlar oluşturdu. TÜRKİYE'DE 2024 YILINDA EN ÖNEMLİ GÖÇ NEDENİ HANEDEKİ FERTLERDEN BİRİNE BAĞIMLI GÖÇ OLDU Ülkemizde 2024 yılında iller arası göç eden 2 milyon 682 bin 673 kişiden 579 bin 507'si hanedeki fertlerden birine bağımlı göç etti. Diğer göç etme nedenleri incelendiğinde; 512 bin 370 kişinin daha iyi konut ve yaşam koşulları, 479 bin 622 kişinin ise eğitim nedeniyle göç ettiği görüldü. Erkeklerde en önemli göç nedeni daha iyi konut ve yaşam koşulları oldu. Türkiye'de 2024 yılında cinsiyete göre en önemli göç etme nedeni; erkeklerde 255 bin 846 kişi ile daha iyi konut ve yaşam koşulları olurken kadınlarda 343 bin 342 kişi ile hanedeki fertlerden birine bağımlı göç oldu. Erkeklerde, hanedeki fertlerden birine bağımlı göç ve tayin / iş değişikliği, kadınlarda ise eğitim ve daha iyi konut ve yaşam koşulları diğer önemli göç nedenleri arasında yer aldı. EN FAZLA GÖÇ HAREKETLİLİĞİNİN OLDUĞU 20-24 YAŞ GRUBUNDA EN ÖNEMLİ GÖÇ NEDENİ EĞİTİM OLDU Türkiye'de 2024 yılında, en fazla göç hareketliliğinin yaşandığı yaş grubu olan 20-24 yaş grubunun göç etme nedenleri incelendiğinde; bu hareketliliğin en önemli sebebinin eğitim olduğu görüldü. Söz konusu yaş grubunda göç edenlerin 209 bin 40'ının eğitim, 84 bin 328'inin işe başlamak / iş bulmak ve 44 bin 319'unun ise daha iyi konut ve yaşam koşulları nedeniyle göç ettiği görüldü.

Kurtulmuş: “Suriyelilerin hayatta kalmak için tek bir çaresi Türkiye'ye göç etmeleriydi” Haber

Kurtulmuş: “Suriyelilerin hayatta kalmak için tek bir çaresi Türkiye'ye göç etmeleriydi”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya'nın oluşturduğu MIKTA'nın, Meksika'nın başkenti Meksiko City'de düzenlenen 10. Parlamento Başkanları Toplantısı'nın “Uluslararası Göç Akımlarındaki Artış Göz Önüne Alındığında İnsan Hakları Nasıl Güvence Altına Alınır?” konulu 4. oturumunun başkanlığını yaptı. Kurtulmuş, oturumun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin özellikle 2014'ten bu yana dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olduğunu söyleyerek, “Yaklaşık 5 milyon göçmeni barındırıyoruz. Bunların 3 milyondan fazlası iç savaştan kaçan Suriyelilerdir” dedi. Türkiye'nin insani yardımlar konusunda, özellikle göçmenlerle ilgili alanda dünyada en büyük fedakârlığa katlanan ülkelerin başında geldiğini belirten Kurtulmuş, “Bu anlamda göç konusunda fevkalade büyük bir tecrübeye sahip olduğumuzu söyleyebilirim” ifadelerini kullandı. “Türkiye, Nazilerin katliamından kaçan Avrupa'daki Yahudi bilim adamlarına kapılarını açmıştır” Kurtulmuş, Türkiye olarak tarihî anlamda da göç konusunda büyük bir tecrübeye sahip olduklarını ifade ederek açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Osmanlı Cihan Devleti yıkıldıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunun öncesi ve sonrasında Osmanlı Devleti'nin farklı bölgelerinden gelen çok sayıda Osmanlı vatandaşı Türkiye Cumhuriyeti'ne gelmiş ve Anadolu topraklarında kendilerine yeni bir anayurt elde etmişlerdir. Ayrıca yine tarih boyunca çok sayıda saldırılar karşısında topraklarımızı o saldırılardan kaçanlara açmış ve onlara ev sahipliği yapmışızdır. Örneğin, 500 küsur yıl önce İspanya'da engizisyon mahkemelerinden kaçan Yahudilerin ve farklı etnik, dini kökenlere sahip insanların gelip sığındığı yer Türkiye olmuştur, Osmanlı toprakları olmuştur. Yine İkinci Dünya Savaşı'nda Almanya'da Nazilerin katliamlarından kaçan Yahudilerin sığındığı yer Türkiye olmuştur. Örnek olarak şunu söyleyebilirim. 1938 yılında Türkiye, Nazilerin katliamından kaçan Avrupa'daki Yahudi bilim adamlarına kapılarını açmış İstanbul ve Ankara üniversitesinin çok sayıda fakültesi Alman kökenli Yahudi bilim adamlarının sayesinde önemli bilimsel araştırmaların merkezi olmuştur. Bugün de bu tarihi misyonumuzu sürdürüyoruz ve dünyanın dört bir tarafından gelen çaresiz insanlara ev sahipliğini gerçekleştiriyoruz” “Göç, bir sebep değil çok sayıda sebebin ortaya çıkardığı vahim, insanlığı tehdit altında bırakan bir sonuçtur” Dünyada üzerine en çok konuşulan ama nedenleri üzerinde en az konuşulan konuların başında “göçmen meselesi” geldiğine işaret eden Kurtulmuş, göç konusunun tek başına bir sebep olarak ele alınmasının genel bir yanılgı olduğunu vurguladı. Kurtulmuş, “Halbuki göç, bir sebep değil çok sayıda sebebin ortaya çıkardığı vahim, insanlığı tehdit altında bırakan bir sonuçtur. Dolayısıyla göçün bu farklı nedenlerini bulmak, göçü ortaya çıkaran ve göçü küresel bir tehdit haline getiren nedenlerle mücadele etmek, onları ortadan kaldırmak uluslararası camianın vazifesidir” açıklamasını yaptı. Kurtulmuş, savaşlar, yoksulluklar ve yoksunluklar, işgaller, iç çatışmalar, iklim değişikliği ve özellikle iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık, çölleşme, kıtlık ve susuzluğun getirdiği yeni göç dalgaları, dünyanın birçok bölgesinde devam eden istikrarsızlıklar ortadan kaldırmadan göçmen meselesini çözebilmemizin mümkün olmadığının altını çizdi. “Kontrol edilemeyen göç meselesi askeri tedbirlerle, güvenlik tedbirleriyle önlenemez” Kurtulmuş, “Göçmen meselesinin çözülmesi için bu sonuçların ortadan kaldırılmasını sağlamamız lazım. Çok açık söylemek istiyorum. Kontrol edilemeyen göç meselesi askeri tedbirlerle, güvenlik tedbirleriyle önlenemez. Eğer öyle olmuş olsaydı, örneğin Meksika'dayız, Meksika'dan bir tane insanın Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etmek için yola çıkmaması gerekirdi. Eğer askeri tedbirlerle düzensiz göç önlenebilir olsaydı Akdeniz'de, Orta Akdeniz'de ve Doğu Akdeniz'de her gün onlarca göçmen gemisi soğuk denizin diplerinde kaybolup gitmezdi. Sadece şimdiye kadar Akdeniz'de ölen göçmenlerin sayısı 29 bini aşmıştır” açıklamasını yaptı. Kurtulmuş açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Afganistan'dan binlerce, on binlerce insanın göç etmesinden bahsediyoruz da Afganistan'ın önce Ruslar, ardından Amerikalılar tarafından on yıllar boyunca işgalinin nasıl Afgan halkını çaresizlik içerisinde bıraktığı üzerinde hiç konuşmuyoruz. Eğer Afgan halkı o çaresizliğin içerisinde olmasaydı bir tanesi hayatını tehlikeye atarak başka ülkelere göç etmek ister miydi? Şimdi Türkiye'nin tecrübesinden bahsedelim. Yaklaşık 3 milyonu aşkın Suriyeliden bahsediyoruz. Köylerinin yakıldığı, bombalarla şehirlerinin yok edildiği, ölümle burun burnunda kalan bu Suriyelilerin hayatta kalmaktan başka tek bir çaresi Türkiye'ye göç etmeleriydi.” “Göç konusunda da yeni kurumlara, yeni yaklaşımlara ihtiyacımız vardır” Göçün bugün bütün yükünün az gelişmiş ve gelişmiş ülkelerin üzerinde olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Dünyada nasıl siyasal sistem ve ekonomik sistem için yeni bir sisteme ihtiyacımız var diyorsak göç konusunda da yeni kurumlara, yeni yaklaşımlara ihtiyacımız vardır” dedi. Kurtulmuş, uluslararası camianın göç meselesini önleyebilmek için uluslararası göçü önleyici kurumları kurmak ve bunların bütçelerini de oluşturmak gibi bir mecburiyetinin bulunduğunu kaydetti. Göç konusunda da önerisini dile getiren Kurtulmuş, “Göçün sonuçlarının ortadan kaldırılması için uluslararası bir fonun kurulması ve buraya da ülkelerin kendi zenginlik seviyelerine göre gayrisafi milli hasılalarının belli bir oranında destek olmaları insani bir vecibedir. Bunu sağlayabilmek ve böylece göç konusunda yeni yaklaşımları ortaya koymak durumundayız” diye konuştu. 10. Parlamento Başkanları Toplantısı kapsamındaki oturumların ardından Meksika Temsilciler Meclisi Başkanı Marcela Guerra Castillo, MIKTA'nın dönem başkanlığını Güney Kore Ulusal Meclis Başkanı Kim Jin-pyo devretti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.