SON DAKİKA
Hava Durumu

#Hak-İş Konfederasyonu

Söz Bursa - Hak-İş Konfederasyonu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hak-İş Konfederasyonu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

HAK-İŞ'ten 30 Ağustos mesajı Haber

HAK-İŞ'ten 30 Ağustos mesajı

HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulu, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Açıklamada, HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, bütün dünyanın gözleri önünde soykırıma uğrayan ve yaşam mücadelesi veren Filistin halkının davasında yanında oldukları ve başkenti Kudüs olan özgür ve bağımsız Filistin devleti kurulana kadar mücadele etmeye devam edecekleri belirtildi. Açıklamada, "Vatan toprağımızın düşman işgalinden kurtuluşunun ve ulusumuzun bağımsızlığını müjdeleyen 30 Ağustos Zaferinin 103. yıldönümünü HAK-İŞ olarak coşkuyla kutluyoruz. Ülkemizin özgürlük temellerinin atıldığı ve yurdumuzun düşmanlardan kurtulduğu 30 Ağustos şanlı zaferinin 103. yılı kutlu olsun" ifadelerine yer verildi. "30 AĞUSTOS CUMHURİYETİMİZİN TEMELLERİNİN İNŞA EDİLDİĞİ BİR GÜNDÜR" 30 Ağustos'un Türkiye'nin düşman işgalinden kurtuluşunun, milletin bağımsızlık ve özgürlüğünün sembol günlerinden birisi, toplumsal birlik ve dayanışmanın önemli bir göstergesi olduğu vurgulanan açıklamada, "30 Ağustos, İstiklal mücadelemizin zaferle taçlandığı, Cumhuriyetimizin temellerinin inşa edildiği, tarihten silinmek istenen bir milletin direniş ve dirilişinin yükseldiği ve tüm ezilen milletlere moral ve heyecan kaynağı olduğu bir gündür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde 30 Ağustos 1922 tarihinde Büyük Taarruz Meydan Muharebesinde kazanılan başarı neticesinde istiklal mücadelemizde zafere ulaşılmıştır. Kazanılan bu önemli zaferle birlikte topraklarımız düşman işgalinden kurtarılmış, milletimiz tekrar bağımsızlığına kavuşmuştur" ifadeleri yer aldı. Ayrıca açıklamada, 30 Ağustos'u hatırlamanın Kurtuluş Savaşı'nın en zor ve ağır şartları altında bile vatanı için verdiği mücadeleden asla vazgeçmeyen şanlı bir millet olduğunu anlamak açısından da büyük önem taşıdığı vurgulandı. "MAZLUM FİLİSTİN HALKININ YANINDAYIZ" HAK-İŞ tarafından yayımlanan mesajda şu ifadelere yer verildi: "Tarihi destanlarla ve zaferlerle dolu Türk milleti, 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi canı pahasına büyük bedeller ödemiş ve bu uğurda yeni bir destan yazmıştır. Milletimiz 15 Temmuz gecesi hainlerin alçakça doğrulttuğu namluların karşısında göğsünü korkusuzca siper etmiştir. Tek derdi ‘vatan' olan aziz milletimiz, bağımsızlığını korumak ve zalimlere dur demek için milli bir davada hainlere karşı tek yürek, tek bilek olmuş, vatanına, bayrağına ve bağımsızlığına sahip çıkmıştır. Şanlı tarihi destanlarla dolu olan milletimiz, ülkemizde; bölgemizde ve tüm dünyada, barış, özgürlük ve istikrarın güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, bütün dünyanın gözleri önünde soykırıma uğrayan ve yaşam mücadelesi veren mazlum Filistin halkının haklı davasında yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Gazze'de siyonist İsrail tarafından gerçekleştirilen soykırım ve vahşeti en sert şekilde telin ediyoruz. Başkenti Kudüs olan özgür ve bağımsız Filistin devleti kurulana kadar mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere 30 Ağustos Zaferini bizlere armağan eden, 103 yıl önce vatan için, ülkemizin geleceği için toprağa düşen aziz şehitlerimize ve bugün vatanın varlığı ve bütünlüğü için toprağa düşen tüm şehitlerimize bir kez daha Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyoruz. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı yürekten kutluyor, ülkemiz ve milletimize barış ve esenlikler diliyoruz."

HAK-İŞ: Asgari ücretteki artış ülkemizdeki gerçekleri yansıtmıyor Haber

HAK-İŞ: Asgari ücretteki artış ülkemizdeki gerçekleri yansıtmıyor

HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulu tarafından asgari ücrete ilişkin yapılan yazılı açıklamada, “Çalışanların önemli bir kısmını ilgilendiren asgari ücret, 2025 yılı için net 22 bin 104 TL olarak belirlenmiştir. Belirlenen rakam ülkemizin gerçeklerini dikkate almayan ve emekçilerin beklentilerini karşılamaktan çok uzak bir rakamdır. Her yıl aralık ayında maalesef bir tiyatro ile karşı karşıya kalmaya devam ediyoruz. İşçilerin tamamının temsil edilmediği antidemokratik bir komisyon ile karşı karşıyayız. Komisyon katılımcı bir anlayış ile dizayn edilmediği için adil ve gerçekçi bir tespit yapılamamakta ve maalesef her sene dağ fare doğurmaktadır. Asgari ücret, ücretlerin minimum düzeyini belirleme aracı olarak uygulandığında belirlenen rakamlar normal görünebilir ancak ülkemizde çalışanların yarısı asgari ücretle çalışmaktadır. Dolayısıyla ülkemizde asgari ücret geçim ücretidir. Son yıllarda asgari ücret tespit edilirken, gerçekleşen enflasyonun altında bir rakam belirlenmemişken, 2025 yılı için açıklanan rakamın gerçekleşen enflasyonun altında kalması, çalışanları ekonomik olarak derinden etkileyecektir. Ayrıca enflasyon altında belirlenen bu rakamlar, toplu sözleşme düzenini de olumsuz etkileyecek bir durum meydana getirecektir. Ülkemizde ücretli kesimin milli gelirden aldığı pay her yıl erimeye devam ederken ve gelir dağılımı adaletsizliği artarken, çalışanları enflasyonun sebebi olarak görmek, ekonomik verilerin çalışanlar üzerinden düzeleceğini beklemek kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. HAK-İŞ olarak asgari ücret tespitinde her zaman vurgu yaptığımız sosyal diyalog temelli bir yaklaşımla masada kalarak müzakereyi devam ettirmenin önemini tekrar belirtiyoruz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun çoğulcu, katılımcı ve kapsayıcı olmaktan çok uzak, çağın gerisinde kalmış yapısının değiştirilmesi, tüm kesimlerin temsil edildiği katılımcı bir anlayışla ivedilikle yeniden belirlenmesi talebimizi yineliyoruz. HAK-İŞ olarak belirlenen asgari ücretin günün ekonomik ve sosyal koşullarıyla uyumlu olmadığını belirtiyor, asgari ücrete ilişkin köklü bir değişiklik yapılarak, bütün çalışanları hayat pahalılığına karşı koruyacak ve toplu sözleşme düzenini bozmayacak, çalışanların aileleri ile beraber insanca yaşayabilmesine imkân tanıyacak bir düzenlemenin gerekliliğine inanıyoruz” ifadelerine yer verildi.

HAK-İŞ’ten asgari ücret uyarısı: "Çalışanların yüzde 70’i asgari ücretle çalışacak" Haber

HAK-İŞ’ten asgari ücret uyarısı: "Çalışanların yüzde 70’i asgari ücretle çalışacak"

HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Arslan, “Toplumsal Yaşamda ve Çalışma Hayatında Engelli Olmak” temalı söyleşi programında konuştu. Asgari ücret görüşmelerine değinen Arslan, asgari ücret tespit komisyonunun yapısına itirazları olduğunu belirterek, “Biz her zaman şunu söyledik. Bu sorumluluğu 16 milyonun çalıştığı ve bir milyonun biraz üstünde üyesi olan bir konfederasyona tek başına veremeyiz. Bu sorumluluğu bütün örgütler paylaşsın. Sadece işçi konfederasyonları değil, başkaları da bu işe dahil olsun. Temsil etmediğimiz on dört milyon asgari ücretli bir çalışan işçinin de orada yer alabileceği bir modeli koymamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. "İŞVERENİN, İŞÇİNİN, HÜKÜMETİN UZLAŞABİLECEĞİ BİR ORTAK ANLAYIŞA GELMEMİZ GEREKİYOR" Söz konusu asgari ücret tespit komisyonu modelinin hatalar barındırdığını aktaran Arslan, “Türkiye'nin en büyük sözleşmesini yapıyoruz. 6-7 milyona yakın arkadaşımızın ücretleri asgari ücret tespit komisyonu ile belirleniyor. Türkiye'nin en büyük sözleşmesini yapıyoruz ama temsil krizi ile karşı karşıyayız. O zaman ne yapmamız gerekiyor? Bu en büyük sözleşmeyi yapacağımız kesimlerin de içinde olduğu bir modele ihtiyacımız var. Bu model çoğunluk modeli olmamalı. Bu model aslında uzlaşmaya dayalı bir model olmalı. İşverenin de işçinin de hükümetin de uzlaşabileceği bir ortak anlayışa gelmemiz gerekiyor. Bu daha zor ama daha anlamlısı. O nedenle bugünkü asgari ücret tespit komisyonundan bizim beklediğimiz bir asgari ücret çıkmayacağı açık” şeklinde konuştu. "MAALESEF TİYATRO ESERİNİ SEYREDER GİBİ SEYREDİYORUZ" Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Maalesef bir ay, bir tiyatro eserini seyreder gibi seyrediyoruz. Sonunda ocak ayının başına gelince her zaman bizim başımıza gelen Türkiye'nin de başına geliyor. Hükümet işverenle anlaşıyor ve bir asgari ücret belirleniyor. O nedenle biz içeriğinin de modelin kendisinin de komisyonun da yapısının hep birlikte tartışıldığı yeni bir tartışmayı, yeni bir bu konuda çalışmaya ihtiyacımız var. Biz o zaman asgari ücret tespit konusunun yapısını daha çok katılımcı bütün kesimleri içine alan, uzlaşmaya dayalı bir anlayışı hakim kılmazsak asgari ücreti her yıl bir ay tartışırız, sonunda da dağ fare doğurur.” "ASGARİ ÜCRETİN KİMLERİ KAPSADIĞI KONUSUNDA DÜZENLEMEYE İHTİYACIMIZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ" Asgari ücret tespit komisyonunun ilkelerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Arslan, şu ifadelere yer verdi: “Biz Türkiye gibi aile mefhumunun güçlü olduğu, kadınların büyük bir bölümünün ne yazık ki çalışma hayatından kopuk olduğu bir dünyada aile mefhumunu güçlendirecek ve işçileri aileleriyle beraber değerlendiren bir asgari ücret içeriğine ihtiyacımız var. Evli, iki çocuklu bir işçinin ücretinin belirlenmesi, onların aile hükümlülüklerini yerine getirebileceği bir ücretin, bir düzenlemenin yapılmasını istiyoruz. Aksi halde işçiyi tek başına değerlendiren ve onun üzerinde oluşturulan rakamların, gerçek rakamlar olmadığının da ortaya koyulması gerekiyor. O nedenle biz asgari ücret tespit komisyonunun yapısıyla beraber asgari ücretin kimleri kapsadığı konusunda da mutlaka bir düzenlemeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Aile yükümlülüklerini içine alan bir asgari ücretin mutlaka çalışanları daha çok temsil edeceğini düşünüyoruz.” "BİRKAÇ YIL SONRA ÇALIŞANLARIN YÜZDE 70'İ ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞMAK ZORUNDA KALACAK" Özel sektördeki beyaz yakalı çalışanları işaret eden HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, şunları kaydetti: “Eğer sistem böyle devam ederse ve genel ücretlerdeki yüksek enflasyona bağlı olarak gerilediğimiz reel olarak ve rakamsal olarak gerilediğimiz ücretler özel sektörde başta olmak üzere birkaç yıl sonra göreceksiniz çalışanların yüzde 70'i asgari ücretle çalışmak zorunda kalacak çünkü asgari ücret belirlenirken sadece asgari ücretle çalışanlar değil, asgari ücretin üzerinde çalışanların da ücretlerinin belli bir noktaya taşınması gerekiyor. Mesela toplu sözleşmelerimizde uzun yıllar öncesinde bizim topluluk iş sözleşmelerimize şöyle bir hüküm vardı. Toplum iş sözleşmesinin yürürlük süresi içerisinde asgari ücret yeniden belirlendiği zaman asgari ücretle yeni asgari ücret arasındaki fark toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikanın üyelerine ayrıca bir zam olarak uygulanıyordu. O zaman ne oluyordu asgari ücret arttığı zaman? Diğer ücretlerimiz de asgari ücret oranında artırmış oluyordu. Şimdi bunu yapamadığımız için ne oluyor? Asgari ücreti bir belli düzeyde artırsak bile özel sektördeki toplu sözleşmelerimizde aynı oranda zam yapamadığımız için bir süre sonra bakıyorsunuz asgari ücretin seviyesinde kalmışız. Bu aslında Türkiye'de gelir dağılımı adaletsizliğini olumsuz yönde etkileyen bir tabloyla karşı karşıyayız. Onun için sadece biz asgari ücreti değil bütün ücretleri belli bir düzeye taşıyacak bir modeli bizim gerçekleştirmemiz gerekiyor.”

DEM'li belediyelerin işçi çıkarmasına tepki Haber

DEM'li belediyelerin işçi çıkarmasına tepki

Cizre Belediyesini kazanan DEM Partinin belediye başkanı hiç bir gerekçe göstermeden geçtiğimiz hafta 3 işçinin iş akdini sonlandırdı. HAK-İŞ Konfederasyonuna bağlı Hizmet İş Sendikası ve Memur-Sen Konfederasyonu tarafından işten çıkarılanların yeniden görevlerine iade edilmesi için girişimler sürerken, dün 29 kişi daha işten çıkarıldı. İş akitleri fesih edilen 34 işçinin bağlı bulunduğu HAK-İŞ Konfederasyonuna bağlı Hizmet-İş Sendikası Şırnak İl Başkanı Nevzat Usal, bu duruma sert tepki gösterdi. Usal, yapılan bu işten çıkarılmanın haksız ve hukuksuzluk olduğunu belirterek sendika olarak bütün yasal yollara başvuracaklarını söyledi. “34 işçi işten çıkarıldı 120 kişilik bir liste daha var” İşten çıkarılan 34 kişinin ardından 120 kişilik bir listenin daha olduğu bilgisi aldıklarını belirten Hizmet-İş Sendikası Şırnak İl Başkanı Nevzat Usal, “Bazı belediyelerde hala seçimden icraata geçilemedi. Halkın beklentisi, hayal kırıklığına dönüştü. Hizmetin konuşulması gereken bir zamanda, bazı CHP’li ve DEM’li belediyelerin işçilere yaptığı baskılar, tehditler ve kıyımlar konuşuluyor. Bunlarda biri de Cizre Belediyesidir. 31 Mart yerel seçimlerinde yönetime gelen belediye başkanları, maalesef Cizre halkını hayal kırıklığına uğratmıştır. Cizre Belediyesi’nde 1 Nisan’dan beri emekçiler sendikal baskıya uğruyor, iş akitleri haksız ve hukuksuz bir şekilde feshediliyor. Cizre Belediyesi’nde şuana kadar 34 arkadaşımız haksız ve hukuksuz bir şekilde işten çıkarılmıştır ve aldığımız duyumlara göre 120 kişilik bir listenin de hali hazırda beklediği şeklindedir. Cizre Belediyesi eş başkanları, Cizre halkına hizmet etme noktasında mücadele etmesi gerekirken, işçilerle mücadele yolunu seçtiler. Cizre Belediyesi eş başkanları emekten, hukuktan, demokrasiden her ne kadar bahsetmişlerse de bunların gereksinimlerini yerine getirmemiş bulunmaktadırlar. Oysa; emek deyince, emekçi deyince, ekmek deyince, hak, hukuk, adalet deyince, barış, özgürlük kardeşlik deyince en çok bunların sesi çıkıyordu. Mazbatayı alınca emekçiyi işinden, aşından, özgürlüğünden ettiler. Şimdi demezler mi size, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Lütfen söylemlerinizin arkasında durun. Emekten yana mısın, emek düşmanı mısınız? Barışçıl mısınız, savaşçı mısınız? Oy isterken işçiyi kardeş bil, kazanınca ötekileştir. Böyle politika olmaz. Bu adaletsizliğe, bu kıyıma, bu ha gaspına sessiz kalmayacağız” dedi. “Eylem çadırı kuracağız” İşten çıkarılan işçilerin işlerine geri iade edileceği zamana kadar Cizre Belediyesi önüne eylem çadırı kuracaklarını ifade eden Usal, “Haklılığımızı ortaya koymak için eylem çadırı kurma kararı aldık. Kuracağımız eylem çadırını hakkımızı alana dek kaldırmayacağız. Bu süre belki 1 hafta sürecek, belki 1 ay belki de 5 yıl. Ama usanmayacağız, yılmayacağız ve asla vazgeçmeyeceğiz. Belediye başkanları gelip geçicidir. Belediyelerin asıl sahibi işçilerdir, emekçilerdir. Her kim olursa olsun, kimsenin kimseyi ekmek teknesinden uzaklaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Emeğinden başka sermayesi olmayan, Cizre’ye gece gündüz, kar-kış, bayram, tatil demeden fedakarca hizmet eden işçileri, hiçbir gerekçe göstermeden işten çıkarmak ne demek? Şuana kadar 34 işçi ve hazırda bekleyen 120 kişilik bir liste, her işçinin en az 4 kişilikli bir ailesi olduğunu düşünün. Korkunç bir tablo, felaket. Bir babanın evine boynu bükük gitmesine sebep olmak hangi ideoloji de, hangi kitapta yazar? Bu iyi niyetle açıklanabilecek bir durum değildir. İşçi, memur tüm belediye çalışanları tedirgin, Cizre halkı şaşkınlık içerisindedir. Cizre halkının iradesi ile Belediye Başkanı seçilenlerin tavrına ve yönetimine itiraz ediyoruz. Diyoruz ki, gittiğiniz yol yol değildir. İnsanların rızkıyla oynayarak hiçbir menzile varamazsınız" diye konuştu. “Tasarruf için işten çıkarılma olmaz” Belediye eş başkanlarının tasarruf tedbirleri kapsamında işçilerin işten çıkarıldıklarını belirttiğini ifade eden Usal, tasarruf için işten çıkarılma olmaz dedi. Usal şöyle devam etti: "Söz konusu belediye başkanlarının özrü kabahatinden daha büyüktür. Belediye bütçesini gerekçe göstererek işçilere zulmetmek akıl karı değil. Burada daha önce de belediye başkanları vardı. Hem hizmet üretiliyor hem de ücretler tıkır tıkır ödeniyordu. İnsanları işten atarak, ekmeğiyle oynayarak tasarruf edilmez. Kaldı ki amaç da bu değildir. Bütçe gerekçesi, minareye kılıf hazırlamaktır. Herkes biliyor ki, asıl amaç mevcut işi arkadaşların iş akitleri feshedilerek yeni işe alımlar için zemin hazırlanmaktadır. Başka bir deyişle, yandaşları işe almak için yer açılmaktadır. Cizre Belediyesi eş başkanları Güler Yerbasan ve Abdurrahim Durmuş’a sesleniyoruz. HAK-İş Konfederasyonumuza bağlı Hizmet-İş sendikası olarak diyalogtan yanayız. İşten atılan arkadaşlarımızın haklarını teslim eden bir müzakereye açığız. Ya saygın bir müzakere ya da tavizsiz direniş. Eylemimiz arkadaşlarımız işe geri dönünceye kadar devam edecektir”. “Randevu taleplerimiz cevapsız kaldı” 31 Mart yerel seçimlerinin ardından göreve başlayan Cizre Belediye eş başkanlarından randevu talep ettiklerini ancak randevu taleplerinin cevapsız kaldığını belirten Usal, “Biz, yerel seçimlerin hemen sonrasında gerek yönetici arkadaşlarımızla, gerek telefon irtibatı üzerinden mevcut yönetimin özel kalemleri ile bir randevu talebimiz oldu. Randevu taleplerimiz de hem mevcut yönetime hayırlı olsun ziyaretinde bulunmak üzere, hem de bundan sonraki süreçte orada kendilerinin nasıl halkın iradesi ile, halkın oyları ile seçilerek belediye başkanı olduklarını, aynı şekilde bizim de sendika olarak orada çalışan işçilerimizin özgür, hür iradeleri ile bizi tercih etmiş olduklarını, bununla beraber bakanlık nezdinde yetkili sendika olduğumuzu ve bunun 3 yıl devam edeceğini söylemek üzere kendilerinden defalarca randevu taleplerimiz oldu. Randevu taleplerimize dönüş yapmadılar. Biz yine ona rağmen, Cizre Belediyesi’nin başkanlık makamına bizzat gittik. Kendileri hatta makama geldikleri saatlerde, bizleri salonda görerek bir tokalaşma gerçekleşti. Lakin, makama geçtikten sonra kendi özel kalemlerine kim olduğumuzu sormuşlar. Bizim de HAK-İş Konfederasyonuna bağlı Hizmet-İş Sendikasının yöneticileri olduğumuzu söyledikten sonra özel kalemleri aracılığı ile bize randevu taleplerinin olmayacağını, müsait olmadıklarını, işlerinin olduğunu söyleyerek randevumuz ile alakalı daha sonrasına da bir dönüş sağlanmamıştır. Yine bu bağlamda geçen hafta bir basın açıklaması yapmıştık Cizre’de. Memur-Sen Konfederasyonuz ile beraber yaptığımız basın açıklamamızı gerçekleştirmeden önce, kurum içerisinde bazı müdürler tarafından arandım. Basın açıklaması yapmayın, bizler aracı olalım, belediye başkanlarımız bilmiyorlar. Mevzuata hakim değiller. Biz kendileri ile görüştükten sonra biz size dönüş yapalım dediklerinde bizlerde tabi iyi niyetli olduğumuz için, müzakere masası istediğimiz için onları da bir hafta bekledik. Lakin sonrasında onlarda telefonlarımıza cevap vermeyince biz geçen hafta Memur-Sen Konfederasyonuz ile beraber Cizre Belediyesi’nin önünde bir basın açıklaması yaptık” dedi.

HAK-İŞ Taksim'de Haber

HAK-İŞ Taksim'de

HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, "Türkiye’nin bütün meydanları bizim meydanlarımızdır, bütün alanları bizim alanlarımızdır. Emekçilerin birlik, mücadelesinin sağlanması konusunda konfederasyonumuzun üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi. HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan ve beraberindeki grup, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle Taksim Kazancı Yokuşu’na geldi. 1977 yılında Taksim'de 1 Mayıs'ta hayatını kaybedenlerin anısına buraya karanfil bırakan grup, daha sonra Taksim Meydanı’na yürüyerek çelenk bıraktı. Burada açıklamalarda bulunan HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, “1977 yılının 1 Mayısı’nda bazı hain planlar sonucu meydandaki emekçiler bu yokuştan aşağıya giderken önlerine çıkartılan kamyon bu alanı kapatmış, emekçilerin büyük bir bölümü ezilerek hayatlarına son verilmiştir. Bu acı ve hala faillerinin bulunamadığı 1 Mayıs 1977 katliamının hesabının sorulamaması hepimizi üzmektedir. HAK-İŞ olarak her yıl bu meydanda, bu yokuşta 1 Mayıs’ta kaybettiğimiz kardeşlerimizi anmak, onlara yapılanların hesabının sorulmasını bir kez daha hatırlatmak üzere buraya geliyoruz. Burada önce anmamızı yapacağız. Karanfillerimizi bırakıp, sonra anıt önüne çelengimizi koyup Kocaeli’deki miting alanımıza gideceğiz. Emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak tekrar hatırlatıyorum, emekçilerin birlik, mücadelesinin sağlanması konusunda konfederasyonumuzun üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceğiz” dedi. Taksim Meydanı’nda da konuşan Arslan, “Bugün bütün meydanları Taksim Meydanı, bütün alanları 1 Mayıs alanı olarak gördüğümüz için uzun zamandır Türkiye’nin her bölgesinde birlik, mücadele ve dayanışma gününü bir şölen havasında gerçekleştirmekteyiz. HAK-İŞ olarak bugün Türkiye’nin bütün meydanlarında emek hareketinin sorunlarını bir bir ortaya koyup, çözümler talep eden bütün emekçilerle dayanışmamızı bir kez daha ifade ediyoruz. Türkiye’nin bütün meydanları bizim meydanlarımızdır, bütün alanları bizim alanlarımızdır” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.