SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ingiltere

Söz Bursa - Ingiltere haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ingiltere haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Eski Başbakan Johnson, banyosunda dinleme cihazı bulunduğunu açıkladı Haber

Eski Başbakan Johnson, banyosunda dinleme cihazı bulunduğunu açıkladı

 İngiltere’nin eski Başbakanı Boris Johnson, yakında yayınlanacak anı kitabında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun İngiltere Dışişleri Bakanlığındaki şahsi banyosunu kullandığını ve ardından banyoda dinleme cihazı bulunduğunu aktardı. İngiltere’nin eski Başbakanı Boris Johnson, siyasi hayatında dair yakında anı kitabı yayınlayacak. İngiltere basını tarafından bölümler halinde yayınlanmaya başlanan anı kitabında Johnson, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun 2017 yılındaki İngiltere ziyaretine ilişkin ilginç detaylar paylaştı. 2016-2018 yılları arasında dışişleri bakanı olarak görev yapan Johnson, Netanyahu'nun ziyaret sırasında İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndaki şahsi banyosunu kullandığını ve güvenlik ekibinin sonradan burada dinleme cihazı bulduğunu açıkladı. Görüşmeleri sırasında takma adı “Bibi” ile hitap ettiği Netanyahu’nun izin isteyerek lavaboyu kullanmak istediğini kaydeden Johnson, Dışişleri Bakanlığı'ndaki şahsi banyosunu ise gizli bir ek bölüm içinde yer alan ve Londra’daki lüks kulüplerin erkekler tuvaletine benzeyen bir yer olarak tarif etti. “Unleashed” adlı kitabında Johnson, “Bibi bir süre orada kaldı ve bu bir tesadüf olabilir ya da olmayabilir ama bana bildirilene göre, sonrasında düzenli olarak yapılan böcek taraması sırasında tuvalette bir dinleme cihazı bulunmuş” diye yazdı. Johnson, basının Netanyahu ile görüşmeye ilişkin daha fazla detay talebini ise, "Bilmek istediğiniz her şeyi, kitabın ilgili bölümünde bulabilirsiniz" şeklinde cevapladı. Olaydan sonra İsrail ile konuya ilişkin olarak iletişime geçilip geçilmediği veya bir kınama yapılıp yapılmadığı hakkında bilgi bulunmuyor. Diğer yandan, aynı dönemde İsrail’in Beyaz Saray’a dinleme cihazı yerleştirmekle suçlandığı biliniyor. 2019-2022 yılları arasında başbakanlık yapan Johnson'ın anılarını yayınladığı kitabın 10 Ekim'de İngiltere'de raflardaki yerini alması bekleniyor.

Chagos Takımadaları'nın egemenlik hakkı ada halkına verilecek Haber

Chagos Takımadaları'nın egemenlik hakkı ada halkına verilecek

İngiltere, Hint Okyanusu'ndaki denizaşırı toprakları olan Chagos Takımadaları'nın egemenliğini ada ülkesi Mauritius Cumhuriyeti'ne vereceğini açıkladı. İngiltere, Hint Okyanusu'nun ortasında, Hindistan yarımadasının bin 600 kilometre kadar güneyinde yer alan stratejik öneme sahip Chagos Takımadaları'nın üzerindeki hakimiyetinden vazgeçme kararı aldı. İngiltere, söz konusu adaların egemenliğini iki yıldır devam eden müzakerelerin ardından ada ülkesi Mauritius Cumhuriyeti'ne vereceğini açıkladı. İNGİLTERE-ABD ORTAK ASKERİ ÜSSÜ FAALİYETLERİNE DEVAM EDECEK İngiliz egemenliğinden çıkacak topraklar arasında Chagos Takımadaları'nı oluşturan 60 küçük adanın en büyüğü olan ve İngiltere'nin ABD ile ortak askeri üs olarak kullandığı Diego Garcia isimli ada da yer alıyor. İngiltere ve Mauritius arasındaki anlaşma çerçevesinde askeri üs, adada kalmaya devam edecek. ABD ve Hindistan tarafından da desteklenen anlaşma çerçevesinde Mauritius Takımadaları'na yerleşim programı başlatırken, Diego Garcia Adası bu programın dışında tutulacak. İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Mauritius Başbakanı Pravind Jugnauth, anlaşmaya ilişkin bir ortak açıklama yayınlayarak, “Bu, ilişkimizde son derece önemli bir an ve anlaşmazlıkların barışçıl çözümüne ve hukukun üstünlüğüne olan kalıcı bağlılığımızın ortaya konulmasıdır” ifadelerini kullandı. İki lider ayrıca, Diego Garcia'daki ABD üssünün bölgesel ve küresel güvenlikte hayati bir rol oynadığını vurgulayarak, bu üssün uzun vadede güvenli ve etkili bir şekilde işletilmesini sağlama konusunda taahhütte bulundu. MUHALEFETTEN BAŞBAKAN STARMER'E TEPKİ Anlaşma sonrasında muhalefetteki Muhafazakar Partili milletvekilleri, Başbakan Starmer'ı sert bir şekilde eleştirerek İngiliz topraklarını Çin'in müttefiki olan bir ülkeye teslim etmekle suçladı. Eski Göçmenlik Bakanı Robert Jenrick, "Starmer'ın Britanya'nın stratejik menfaatlerinden vazgeçmesi, sadece üç aylık zaman aldı" ifadelerini kullanarak, "Topraklarımızın Pekin'in müttefikine teslim edilmesi, tehlikeli bir tavizdir" dedi. Muhafazakar Parti'nin önde gelen isimlerinden eski Dışişleri Bakanı James Cleverly ise İşçi Partisi iktidarını yalancılıkla suçladı. Cleverly, "İktidara gelmek için yalan söylediler. AB'ye karşı duracaklarını ve vatansever olacaklarını söyeldiler. Hepsi yalan" dedi. BİDEN, ANLAŞMADAN MEMNUN İngiltere ve Mauritius arasındaki anlaşmayı “tarihi” olarak nitelendiren ABD Başkanı Joe Biden ise anlaşmanın “ülkelerin diplomasi ve ortaklık yoluyla uzun süreli tarihi zorlukların üzerinden gelerek barışçıl ve her iki tarafın istifade edeceği sonuçlara ulaşabileceğinin açık bir göstergesi” olduğunu söyledi. Biden, anlaşmanın Diego Garcia'daki kilit öneme sahip üssün geleceğini güvence altına aldığını ifade etti. BM, ADALARIN MAURİTİUS'A VERİLMESİNİ TALEP ETMİŞTİ İngiltere, Chagos Takımadaları üzerindeki hak iddiası nedeniyle son yıllarda artan bir diplomatik baskıyla karşı karşıya kalıyordu. Birleşmiş Milletler'in (BM) en üst düzey mahkemesi olan Uluslararası Adalet Divanı ve BM Genel Kurulu dahil olmak üzere çeşitli BM organları, kararlarında Mauritius'un yanında yer almış ve İngiltere'nin bölgeyi teslim etmesini talep etmişti. 1814'ten beri bölgeyi kontrol eden İngiltere, 1965'te Chagos Takımadaları'nı 3 yıl sonra bağımsızlığını kazanacak olan Mauritius'tan ayırmış ve takımadaları “Britanya Hint Okyanusu Toprakları” olarak ilan etmişti. 1970'lerin başında ise en büyük ada olan askeri üs kurulması amacıyla Diego Garcia'daki 2 bin ada sakinini Mauritius ve Seyşeller'e zorla tahliye etmişti. Mauritius hükümeti, 1968'de İngiltere'den bağımsızlığını kazanması karşılığında Chagos Takımadalarını yasa dışı bir şekilde İngiltere'ye vermeye zorlandığını savunuyordu. İngiltere ise kısa süre öncesine kadar Mauritius'un adalar üzerinde meşru bir hak iddiasının olamayacağını savunuyordu. İngiltere ve Mauritius arasındaki müzakereler, İngiltere'nin bir önceki hükümeti döneminde başlamıştı.

İngiltere'de göçmen krizi büyüyor: Aşırı sağcılar durmuyor! Haber

İngiltere'de göçmen krizi büyüyor: Aşırı sağcılar durmuyor!

İngiltere'nin kuzeyindeki Rotherham'da aşırı sağcılar, sığınmacıların kaldığı bir oteli yakmaya çalıştı. Ülke genelinde gerçekleştirilen göçmen karşıtı eylemlerde 147 kişi gözaltına alındı. İngiltere'nin Liverpool kentinin yaklaşık 16 kilometre kuzeyinde Merseyside'a bağlı Southport bölgesindeki bir dans okulunda pazartesi günü gerçekleştirilen ve 3 kız çocuğunun ölümüyle sonuçlanan bıçaklı saldırı sonrası yayılan yanlış bilgiler sonucu sokaklardaki şiddet olayları sürüyor. Rotherham'da aşırı sağcılar, düzensiz göçmenler ve sığınmacıların tutulduğu bir otelin önünde toplandı. "Dışarı çıkarın" şeklinde slogan atan aşırı sağcılar, otele taş ve şişe fırlattı. Bazı camları kıran aşırı sağcılar, ateşe verdikleri çöp bidonuyla otelde yangın çıkarmaya çalıştı. Oteli çevreleyen polis ise aşırı sağcılara müdahalede bulunarak çıkan küçük çaplı yangını söndürdü. Polisin kalabalık grubun otele girişini engellemeye çalışmasına rağmen bazılarının içeri girdiği görüldü. Çıkan olaylarda 10 polis yaralandı. Liverpool, Bristol ve Manchester da dahil olmak üzere ülke genelindeki farklı noktalarda benzer olaylar yaşandı. Dükkanlar ve iş yerleri tahrip edilerek yağmalandı, çok sayıda polis memuru yaralandı. Ulusal Polis Şefleri Konseyi, toplamda 147 kişinin gözaltına alındığını, önümüzdeki günlerde daha fazlasının alınacağını duyurdu. BAŞBAKANDAN AŞIRI SAĞCILARA: "PİŞMAN OLACAKSINIZ" İngiltere Başbakanı Keir Starmer yaşanan şiddet olaylarını kınadı. Starmer Downing açıklamada, olaya karışanların "yasaların tüm gücünü" hissedeceklerini söyleyerek şiddet olaylarına karışanlara seslendi. Starmer, "Buna katıldığınız için pişman olacaksınız. Bu eylemin hiçbir gerekçesi yok" dedi. Ülkedeki insanların "güvende olma hakkı" olduğunu söyleyen Starmer, buna rağmen Müslüman toplulukların hedef alındığını belirterek sokaklarda Nazi selamları duyulduğunu belirtti. Starmer, "Buna aşırı sağ haydutluğu demekten çekinmeyeceğim" dedi. Starmer, "haydutları" adalete teslim etmek için ne gerekiyorsa yapacağına dair söz verdi. Görünen sebep veya motivasyon ne olursa olsun tutuklamalar, suçlamalar ve mahkumiyetler olacağını söyleyen Starmer, "Bu bir protesto değil, organize edilmiş, şiddet içeren bir haydutluktur ve bunun sokaklarımızda yeri yoktur" dedi. Eylemcileri "kanunsuzluktan başka bir şey yapmayan yağmacı çeteler" olarak nitelendiren Starmer, bölge halkı ve oteldekilerin büyük korku yaşadığını söyledi. Kendini hedef alınmış hissedenlere seslenen Starmer, "Bunun ne kadar korkutucu olduğunu biliyorum" dedi. Şiddet yanlısı kalabalığın İngiltere’yi temsil etmediğini söyleyen Starmer, "İnsanları ten rengi veya inançları nedeniyle hedef alırsanız, bu aşırı sağdır. Polisimiz, her türlü şiddet içeren olaylarla mücadele ederken desteğimizi hak ediyor. Görünürdeki sebep veya amaç ne olursa olsun biz hiçbir ayrım yapmıyoruz, suç suçtur ve bu hükümet bununla mücadele edecektir" ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanı Yvette Cooper da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Rotherham'da sığınmacıların kaldığı bir otele yapılan suç niteliğindeki vahşi saldırı son derece dehşet vericidir. İçerisinde insanların olduğu bilinen bir binayı kasten ateşe vermek. Güney Yorkshire Polisi, sorumlulara karşı en güçlü eylemi gerçekleştirmek için hükümetin tam desteğine sahiptir" ifadelerini kullandı. Güney Yorkshire Belediye Başkanı Oliver Coppard ise Rotherham'da yaşanan şiddetten dolayı dehşete düştüğünü ifade etti. Coppard, "Gördüğümüz şey protesto değil, toplumumuzdaki en savunmasız insanlara yönelik vahşi bir kabadayılıktır. Bu saldırıları gerçekleştiren kişiler, benim tanıdığım güzel, muhteşem yeri ve insanları temsil etmiyor. Bu şiddeti gerçekleştirenlerin peşine kanunun tüm gücüyle düşeceğiz" dedi. Ne olmuştu? Southport'ta 3 çocuğun öldürüldüğü saldırının ardından bazı sosyal medya hesapları ve haber siteleri, saldırganın Müslüman bir sığınmacı olduğu iddiasını yaymıştı. Polisin, saldırganın Galler'in başkenti Cardiff doğumlu 17 yaşında bir erkek olduğunu açıklamasına rağmen aşırı sağcılar, Müslümanlara ve göçmenlere karşı eylemler gerçekleştirmişti. Eylemler İngiltere'nin birçok kentine yayılmıştı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.