SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kanal İstanbul

Söz Bursa - Kanal İstanbul haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kanal İstanbul haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sarıbal, “Kanal İstanbul’a ayrılan 65 milyar dolar, Marmara Denizi için kullanılmalı” Haber

Sarıbal, “Kanal İstanbul’a ayrılan 65 milyar dolar, Marmara Denizi için kullanılmalı”

Milletvekili Sarıbal, sıcaklıkların artmasıyla birlikte müsilajın bütün Marmara’yı kaplama riskinin yükseldiğini vurgularken, kirliliğin başlıca nedenlerinden biri olarak Nilüfer Çayı’nı işaret etti. Bursa’dan Marmara Denizi’ne ulaşan Nilüfer Çayı’nın, yıllardır sanayi atıklarıyla kirletildiğini belirten Sarıbal, “Çay, kent merkezini geçtikten sonra adeta bir atık kanalına dönüşüyor. Kocasu ile birleştiği noktada suyun rengi siyaha yakın bir kahverengiye bürünüyor, çözünmüş oksijen seviyesi biyolojik yaşamı destekleyemeyecek düzeylere iniyor” dedi. Nilüfer Çayı’nın şu anda 4. sınıf su kalitesine sahip olduğunu, yani hiçbir kullanım amacı için uygun olmadığını vurgulayan Sarıbal, sanayi tesislerinin geceleri arıtılmamış atıkları çaya bıraktığını, tarım ilaçları ve gübre kalıntılarının da kirliliği artırdığını ifade etti. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Yeşil Çevre Kooperatifi, Karesi Tekstil, OSB, NOSAB, Martaş Yemek Sanayi, Minteks, Marmarabirlik ve Orhaneli Termik Santrali gibi birçok sanayi tesisinin Nilüfer Çayı’na atık bıraktığını tespit ettiğini kaydeden Sarıbal, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı denetimleri artırılmalı, sanayi tesisleri sıfır sıvı deşarj sistemine geçmeli ve atık suların geri kazanımını sağlayacak ileri teknolojiye yatırım yapılmalıdır. Bu mali yükü yalnızca yerel yönetimlerin taşıması mümkün değil. Kanal İstanbul’a ayrılan 65 milyar dolar, Marmara Denizi’nin ve çevresindeki yaşamın kurtarılması için kullanılmalı” dedi. Marmara Denizi Eylem Planı’nın acilen devreye alınması gerektiğini belirten Sarıbal, “Atık sular ileri biyolojik arıtma sistemleriyle temizlenmeli, sanayi tesisleri sıkı denetlenmeli, Nilüfer Çayı, Gönen Çayı, Ergene Nehri’ne kontrolsüzce salınan atıklar derhal durdurulmalı. Bilim insanları ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte acil bir eylem planı hazırlanmazsa, Marmara Denizi geri dönülemez bir felakete sürüklenecek” diye konuştu. MARMARA’DA EKOSİSTEM ÇÖKÜYOR, DEVLET SEYREDİYOR Son günlerde Gemlik ve Mudanya kıyılarında yeniden ortaya çıkan müsilajın, ilkbaharda tüm Marmara’yı kaplama riski taşıdığını belirten Sarıbal, “Balıkçılık, turizm ve denizcilik sektörü büyük kayıplar yaşayacak. Ancak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın derdi, tezgahta ‘en iyi balığın nasıl seçileceğini’ tarif etmek. Yüzeyde müsilaj, dipte kirlilik, ortada ise ‘balığın gözleri parlaksa yiyin’ diyen bir devlet aklı var. Deniz çayırları fotosentez yapamıyor, pinalar suyu filtre edemiyor, mercanlar ve süngerler yok olma tehdidi altında. Eğer acil önlem alınmazsa Marmara bir ölü deniz haline gelecek” diyerek iktidarın kayıtsızlığına tepki gösterdi. ZEYTİNYAĞI’NDA 300 TL BEKLENEN ALIM FİYATI 140 TL’YE DÜŞTÜ Basın toplantısında zeytin alım fiyatlarını da değerlendiren Milletvekili Sarıbal, önceki yıla göre üretim masrafları yüzde 100 artarken, zeytinyağı alım fiyatlarının düşmesiyle üreticilerin zor durumda kaldığını söyledi.  Zeytinyağı üretiminin artması ve piyasada bir arz fazlalığının oluşmasının zeytinyağı fiyatlarını düşürdüğünü kaydeden Sarıbal, “Ağaç varlığındaki artış, doğal olarak üretim rakamlarına da yansıdı. 2001 yılında 600 bin ton olan zeytin üretimi, 2023'te 1.5 milyon tona yükseldi; 2024 yılında gerçekleşen yüzde 150'lik artış ile üretim miktarı 3 milyon 750 bin ton gibi rekor bir seviyeye ulaştı. Söz konusu üretimin 2 milyon 800 bin tonu yağa ayrıldı. Bu gelişme, Türkiye'nin dünyadaki zeytin ve zeytinyağı üretiminde önemli bir konuma gelmesini sağladı. TARİŞ'in 2024/2025 sezonu için açıkladığı zeytinyağı alım fiyatlarına göre, yemeklik zeytinyağı fiyatlarında geçen yıla oranla yüzde 20-30 arasında bir düşüş olduğu görülüyor. Üretici tarafından 300 lira olması beklenen zeytinyağı fiyatları TARİŞ tarafından daha düşük açıklanınca, tüccarlar üreticiden alım fiyatını 140 liraya kadar düşürdüler. Zeytinyağında dünya lideri olan İspanya üreticisine kilo başına 0,65 Euro, 24 TL prim desteği vererek üretimi teşvik ediyor. Türkiye’de ise zeytinyağı üreticisine litre başına verilen 1 liralık primin üreticiye hiçbir katkısı yok. Şirketlere milyarlarca lira teşvik sağlayan ve milyarlarca liralık vergi borçlarını silen hükümet zeytinyağı üreticilerine de destek olmalıdır. Eğer yeterli tedbirler alınmazsa, Türkiye sadece Avrupa’ya ucuz yağ tedarik eden bir ülke olarak kalmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.

Kanal İstanbul, Marmara Denizi ve Marmara’yı yaşanmaz hale getirecektir Haber

Kanal İstanbul, Marmara Denizi ve Marmara’yı yaşanmaz hale getirecektir

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından düzenlenen ‘Kanal İstanbul Süreci Bilgilendirme Toplantısı’na katılan MBB Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, ‘Kanal İstanbul’un Marmara’ya etkisi’ konulu bir sunum yaptı. Kanal İstanbul projesinin olası tehditlerine dikkat çekmek ve yürütülen hukuki süreçlerle detayları paylaşmak amacıyla düzenlenen toplantı, İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Merkezi’nde yapıldı. Program, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün’ün ‘İBB olarak ne yaptık ve hukuki süreç’ ve İPA Başkanı Dr. Buğra Gökçe’nin ‘Kanal İstanbul’un İstanbul’a etkisi’ konulu sunumlarıyla başladı. “1 MİLYON RİSKLİ YAPININ İYİLEŞTİRİLMESİ DAHA ÖNEMLİ” ‘Beton Kanal’ diye tabir ettikleri ‘Kanal İstanbul Projesi’nin yalnızca İstanbul’u değil, Marmara’nın tamamını ilgilendirdiğini söyleyen MBB Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, bu projenin asla yapılmaması gerektiğini dile getirdi. Proje maliyetinin bugünkü şartlarda 65 milyar dolara ulaşabileceğini ifade eden Başkan Bozbey, “1 milyon riskli yapının derhal iyileştirilmesi çok daha önemli bu süreçte. Marmara Denizi, Türkiye’nin en önemli su kaynaklarından birisidir. Son yıllarda artan kirlilik, müsilaj oluşumu ve habitat tahribatı gibi karşı karşıyayız. Ortadoğu Teknik Üniversitesi tarafından Çınarcık Baseni’nde yapılan analizler açıkça gösteriyor ki Marmara Denizi’nin tabanında oksijen seviyesi hipoksik, yani yetersiz düzeyde” dedi. “MARMARA’YA YAPILACAK EN BÜYÜK İHANETTİR” Marmara Denizi’nin mevcut sorunları arasında iklim değişikliğinin, oksijen yetersizliğinin, müsilajın ve biyoçeşitlilik kaybının en başta geldiğini anlatan Başkan Bozbey, “Bakanlık beton kanalla uğraşacağına belediyelere sıfır faizli kredi olanakları sunarak ileri biyolojik arıtma tesislerinin yapılmasına ön ayak olmalıdır. Bunu Marmara Bölgesi adına acilen talep ediyoruz. Kanal İstanbul ile nüfusun 2 milyon artacağı, bu da evsel atıkların çoğalacağı anlamına geliyor. Bu Marmara Denizi’ni öldürmeye yönelik, canlıların yok olmasına yönelik bir proje olarak da değerlendirebiliriz. Marmara Denizi aslında kronik astım hastasıdır. Böyle giderse Marmara Denizi 25-30 yılı içerisinde canlının yaşamadığı ölü denize dönüşmesini seyrederiz. Bunun için acil önlemlerin alınması gerekiyor. Kanal İstanbul ile Marmara Denizi maalesef ki ölecek. Bursa’da yaklaşık 250 metrenin altına su seviyesi inmiş durumdadır. Bu sorunlar varken hala Marmara’ya 2-3 milyon nüfusun yüklenmesi Marmara’ya yapılacak en büyük ihanettir” dedi. “MARMARA’YI BİR BÜTÜN OLARAK ELE ALMALIYIZ” Bilim insanlarının, bu projeyle Karadeniz’den Marmara’ya günde 4 bin 700 ton organik kirletici taşınacağını öngördüğüne dikkat çeken Başkan Bozbey, Marmara Denizi’nin zaten sınırlı olan oksijen kaynaklarının daha da tükeneceğini, müsilaj gibi problemlerin kalıcı hale geleceğini, deniz yaşamının yok olacağını ve kıyı turizminin büyük zarar göreceğini dile getirdi. Marmara Bölgesi’nin deprem riski açısından dünyanın en hassas coğrafyalarından biri olduğunu söyleyen Başkan Bozbey, “Bu nedenle, Marmara’yı bir bütün olarak ele almalıyız. Kentsel dönüşüm ve çevre altyapı projelerine öncelik vermeliyiz. Kanal İstanbul gibi bir proje, bu bölgenin dayanıklılığını artırmak yerine daha kırılgan hale getirecek. İstanbul, Bursa veya Marmara Denizi merkezli olacak büyük bir deprem, Marmara’nın tamamını ve Marmara dışında kalan bölgeleri de etkileyecektir” dedi. “BETON KANAL OLMAYACAKTIR” Kanal İstanbul’un ekonomik boyutuna da değerlendiren Başkan Bozbey, Kanal İstanbul’un maliyetinin 2021’de 15 milyar dolar olarak açıklandığını hatırlatarak, bugün ise bu rakamın 65 milyar dolara ulaşabileceğinin ifade edildiğini belirtti. Bu devasa kaynakla birçok şey yapılabileceğini anlatan Başkan Bozbey, “Mevcut atıksu arıtma tesisleri modernize edilebilir, iklim duyarlı tarım ve hayvancılık projeleri desteklenebilir ve Marmara Bölgesi halkının yaşam kalitesini artıracak sayısız proje hayata geçirilebilir. Bölgemizi depreme karşı dayanıklı hale getirmek için bütüncül bir plan hazırlanabilir. Doğanın sesine kulak vermek, onun bize verdiği mesajları anlamak zorundayız. Kanal İstanbul, Marmara Denizi ve Marmara’yı yaşanmaz hale getirecektir.  İnanıyorum ki beton kanal olmayacaktır. Olmamalıdır” dedi. Toplantı, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasıyla devam etti.

İmamoğlu'dan 'Kanal İstanbul' çıkışı! Haber

İmamoğlu'dan 'Kanal İstanbul' çıkışı!

 İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Sanayi Odası (İSO) “Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı”na katıldı. İSO’nun Beyoğlu Odakule’deki merkez binasında, yaklaşık 300 sanayicinin katılımıyla gerçekleştirilen, “İstanbul'un Gelecek Vizyonunda Sanayimizin Yeri, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı toplantıda, İmamoğlu ve İSO Başkanı Erdal Bahçıvan birer konuşma yaptı.  “KURUMLARIN BİRBİRİNDEN UZAK OLMASI DÜŞÜNÜLEMEZ, KABUL EDİLEMEZ” İBB ve İSO arasında sağlanan iş birliği zemininin önemine dikkat çeken İmamoğlu, “İSO, aynı alanda iş yapan insanların bir araya gelip kurduğu bir meslek kuruluşu. Burada her ne kadar odağı, İstanbul'daki sanayicilerin istekleri, talepleri, sıkıntıları, çözümler, sorunlar gibi bir çemberin içine koysak da sonuçta aslında İstanbul'un paydaşısınız. İBB ise, istediğimiz ve arzu ettiğimiz yerel demokrasinin güçlendiği bir ortamda, çok daha iyi yerlere tırmanabilecek sorumluluk kapasitesinin bugünkü özeti bile, sizlere ait olan, yani İstanbul halkına ait olan her konuya muhatap, her konuda yetkisi olmasa bile, kanunen birçok kısıtlı olsa bile, her konuya muhatap ve o konuların takipçisi ve çözüme kavuşturma konusunda sorumlu olduğu alanlarda sorumluluklarını üstlenen bir kurum. Bu manada birbirinden uzak olmak, zaten düşünülemez, kabul de edilemez” diye konuştu.   ‘İstanbul’a ihanet’ olarak nitelediği ‘Kanal İstanbul’ gibi kentin başına bela olabilecek projeleri engelleyemedikleri taktirde, tarihte ‘kötü anılacak’ yöneticiler olarak anılacakları uyarısında bulunan Başkan İmamoğlu, bu kapsamda şehrin 1/100.000’lik bir plana sahip olmasının önemine dikkat çekti. Önümüzdeki Eylül ayında başlangıcını ilan edecekleri 1/100.000’lik planın ‘bir şehrin anayasası’ anlamına geldiğini vurgulayan Başkan İmamoğlu, “1/100.000’lik ölçek dediğimiz şey, bir kentin kültürünü tarifler, sanatını tarifler, eğitimini tarifler, doğasını, yaşamını, suyunu tarifler ve bunlara çözüm bulur. Bütün bunları çözebilmenin tek yolu var. Gerçekten akıl yolu ve bilim yoludur. Bundan sapmadığınız zaman, emin olun ekonominiz de iyi olur, dış politikanız da iyi olur, ticaretiniz de iyi olur, sanayiniz de iyi olur, şehirciliğiniz de güzel olur. Bizim de tek yolumuz budur; başka bir yolumuz olamaz. İstanbul'a sorumlu olmak, insanlığa karşı sorumlu olmaktır. İnsanlığa karşı mahcup olmayacağımız güzel bir dönemi İstanbul'umuza var etmek istiyoruz” dedi. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.