SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kardeşlik

Söz Bursa - Kardeşlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kardeşlik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bahçeli: ''Alırım yanıma üç arkadaşımı İmralı'ya giderim'' Haber

Bahçeli: ''Alırım yanıma üç arkadaşımı İmralı'ya giderim''

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Alırım yanıma 3 arkadaşımı, İmralı'ya gitmekten ve bir masa etrafında yüz yüze gelmekten de imtina etmem" dedi. MHP Lideri Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşmasına Azerbaycan'ın Gence şehrinden Türkiye'ye gelmek üzere havalandıktan bir müddet sonra Gürcistan hava sahasında düşen askeri kargo uçağı kazasında şehit olan 20 asker için başsağlığı dileyerek başlayan Bahçeli, "Bu kahraman vatan evlatlarının şerefli isimleri milli gönüllere kazınmış, geride bıraktıkları aileleri ise hepimizin namusuna emanet edilmiştir. Her birisinin ayrı hikayesi, her birisinin ayrı beceri ve kabiliyeti vardı. Hem asker olarak hem de uzmanlık alanlarında iyi yetişmişlerdi. Hepsi de milletimizin tertemiz sinesinden doğan yüzleri kavruk Anadolu çocuklarıydı. Al bayrağa sarılı naaşları 17 ilimizde gözyaşlarıyla toprağa verildi. Tabutlara sarılan şehit çocukları, vatan sağ olsun diyen şehit babaları, dizlerine vuran şehit anaları, yarım kalmış hayalleriyle boynu bükük şehit eşleri içimize kor gibi düştü" ifadelerini kullandı. C-130 tipi kargo uçağının nasıl ve niçin düştüğü, bu elim olayın geri planındaki esrar perdesinin kuşkusuz aydınlanacağı ve bütün ihtimallerin dikkatten ve gözden kaçırılmadan inceleneceğini belirten Bahçeli, "Askeri kargo uçağımızın düşmesi kamuoyuna yansımasından hemen sonra bilhassa sosyal medya vasıtasıyla yapılan maksatlı ve marazi yorum ve değerlendirmelerin iyi niyetten mahrum olduğu çok açıktır. Karanlık mahfillerce üretilen dezenformasyon kampanyasının nerelere kadar uzandığı, nasıl bir yalan ve iftira düzeneğinin harekete geçirildiği her türlü izah ve ifadeden varestedir. Resmi açıklamayı öğrenme zahmetine tenezzül etmeden fiili kaza-kırım heyeti gibi yayın ve yorum yapanların, oturdukları yerden bilirkişilik taslayanların cahil cüretkârlıkları saklanamayacak düzeyde ortadadır" şeklinde konuştu. "KARA KUTUNUN DEŞİFRE EDİLMESİNİ SABIRLA BEKLEMEK LAZIMDIR" Zorlu ve sıkıntılı günlerin devlet ve millet aleyhine bir dedikodu furyasına çevirenlerin maskelerin indirileceğini dile getiren Bahçeli, "Devletimize güven ve itibar asıldır. Milletimize doğru ve isabetli bilgiler vermek, komplo teorilerine kapalı durmak ahlaki bir mükellefiyettir. Kara kutunun deşifre edilmesine eş zamanlı olarak kaza-kırım heyetinin rapor formatında hazırlayacağı çalışmalarının sonuçlanmasını sabırla beklemek lazımdır" dedi. "ALIRIM YANIMA 3 ARKADAŞIMI, İMRALI'YA GİTMEKTEN VE BİR MASA ETRAFINDA YÜZ YÜZE GELMEKTEN DE İMTİNA ETMEM" Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun artık son düzlüğe girdiğini ifade eden Bahçeli, "Hazırlanması gündemde olan, sınırları millet-devlet hassasiyet ve hükümranlık haklarıyla ihata edilmesi gereken yasal, hukuki ve demokratik çerçevenin önümüzdeki sürecin yol haritası olması hepimizin ortak kanaat ve kararıdır. Bundan sonra İmralı'ya gidecek heyetin teşekkül ve tespitinin yapılması da muhtemeldir. Günlerdir süregelen İmralı'ya gidilsin mi gidilmesin tartışmalarına bir nokta koyulmalıdır. Dürüst ve samimi ölçülerde 'Terörsüz Türkiye' hedefinin hayat ve zemin bulması isteniyorsa, İmralı'ya gidilmesine ayak sürümenin hiçbir manası da olmayacaktır. Sürecin asıl muhataplarından birisiyle doğrudan temas kurulmayacaksa sonuç nasıl alınacak, ilerleme nasıl kaydedilecek? Şayet Meclis'te kurulan komisyon bu çerçevede karar alamazsa, hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa, herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse, açık açık söylüyorum; alırım yanıma 3 arkadaşımı, kendi imkanlarımızla İmralı'ya gitmekten gocunmam, çekinmem, bir masa etrafında yüz yüze gelmekten de imtina etmem. Karanlıkta göz kırpmam, ipe un sermem, söyleyeceğim ne varsa mertçe, özgüven içinde muhatabımın gözünün içine baka baka söylerim" ifadelerini kullandı. "ARTIK TÜRK ADALETİ KARAR VE HÜKMÜNÜ VERECEKTİR" İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik rüşvet ve yolsuzluk davasına ilişkin hazırlanan 3741 sayfalık iddianame hakkında konuşan Bahçeli, "Burada iddianamenin ayrıntılarına girecek değilim. Kaldı ki bu bizim işimiz de değildir. Artık Türk adaleti karar ve hükmünü verecektir. Bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. En başta CHP yönetimi olmak üzere, herkesin yargıya saygı duyması, hakim ve savcılara hakaret eden ahlaksız üsluptan sakınması gerekmektedir. Hukukun üstünlüğü hepimiz için bağlayıcıdır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Herkes hukuk önünde eşittir. Hiç kimsenin ayrıcalığı ve imtiyazı yoktur. Ekrem İmamoğlu ve onunla birlikte yargılanan 105'i tutuklu 407 kişinin hakkında mahkemenin ne diyeceği, nasıl bir sonuca ulaşacağı, hükmü nasıl vereceği yakında belli olacaktır" dedi. "YARGILAMA EN BAŞTA TRT OLMAK ÜZERE, TÜM TELEVİZYONLARDAN CANLI YAYIN OLARAK GERÇEKLEŞMELİDİR" Geciken adaletin adalet olmayacağının ortada olduğunu belirten Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı: "Daha önce de vurguladığım gibi, yargılama en başta TRT olmak üzere, tüm televizyonlardan canlı yayın olarak gerçekleşmelidir. Türk milleti olan biten ne varsa görüp öğrenmelidir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni saran devasa boyutlu iddiaların mahkemede görüşülmesi ve duruşma etapların doğrudan takip edilmesi aynı zamanda hukuk ve demokrasi güvenliğimizi de destekleyecektir. Dediğim gibi, iddianamenin ayrıntısına girmeyeceğim, zira her şey kamuoyunda biteviye tartışılmakta, bilen de bilmeyen de gece gündüz ahkam kesmektedir. Aziz Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi, adına eko-sistem denilen, bununla mündemiç organize suç örgütü olduğu ileri sürülen mafyalaşmış bir oluşum tarafından, belediyenin kaynakları, yani devletin parası kullanılarak bedeli mukabilince satın alınmıştır."

Karacabey'de Karadeniz rüzgarı esti Haber

Karacabey'de Karadeniz rüzgarı esti

Karacabey Belediyesi’nin destekleriyle, Karacabey Karadenizliler Derneği tarafından düzenlenen 1. Hamsi Festivali, Atatürk Kültür Parkı’nda binlerce vatandaşın katılımıyla renkli görüntülere sahne oldu. İki gün süren festivalde; Karadeniz’in sevilen sanatçıları, yöresel tatlar, horonlar ve coşkulu kalabalık bir araya geldi. Festivalin en özel anlarından biri ise Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı ile milletvekillerinin vatandaşlarla birlikte horon oynaması oldu. Başkan Karabatı, "Her kültürün Karacabey’de bir yeri var. Kültürlerin buluştuğu bir Karacabey inşa ediyoruz." sözleriyle birlik ve kardeşlik mesajı verdi. Karacabey Belediyesi’nin destekleriyle, Karacabey Karadenizliler Derneği tarafından düzenlenen 1. Hamsi Festivali, hafta sonu Atatürk Kültür Parkı’nda binlerce vatandaşın katılımıyla büyük bir coşku içerisinde gerçekleştirildi. İki gün süren festival boyunca hem sahne performansları hem de yöresel lezzetler Karacabeylilere unutulmaz anlar yaşattı. Sunuculuğunu Filiz Yıldırım’ın yaptığı festivalde, Karadeniz müziğinin efsane isimlerinden Davut Güloğlu, sahne performansıyla adeta Karadeniz rüzgârı estirdi. Ayrıca Gizem Kara, Filiz Karadeniz, Hikmet Cüre, Ersin Akpınar, Kerim Çakır, Cihan Genç ve Genç Kardeşler Horon Ekibi ile Ali Alkurt, Karadeniz ezgileriyle hem ruhu hem de coşkuyu doruğa taşıdı. Festivalin ilk günü, "Kuymak Adam" eşliğinde yapılan kuymak ikramıyla başladı. Karadeniz’in vazgeçilmez lezzeti kuymak, vatandaşlardan büyük beğeni toplarken uzun kuyruklar oluştu. Karacabeyliler, sıcak kuymak eşliğinde müzik, dans ve eğlence dolu anların tadını çıkardı. İlk günün ilerleyen saatlerinde Karacabey Belediyesi Ritim Grubu ve Karacabey Musiki Derneği de sahne alarak, festivalin coşkusuna farklı bir renk kattı. İkinci gün ise festival alanını dolduran vatandaşlara taze hamsi ikramı yapıldı. Mangallarda kızartılan mis gibi hamsiler, alanda uzun süre tüten kokusuyla Karacabey’de Karadeniz havası estirdi. Festivale; Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, siyasi partilerin ilçe başkan ve yöneticileri, belediye meclis üyeleri, sivil toplum temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Renkli görüntülere sahne olan festivalde ayrıca, Belediye Başkanı Fatih Karabatı, AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç ve AK Parti Karacabey İlçe Başkanı Gültekin Saygısever ile birlikte horon oynayarak Karadeniz coşkusuna ortak oldu. Alanı dolduran vatandaşlar, Belediye Başkanı Karabatı’yı alkışlarla destekledi. "KÜLTÜRLERİN BULUŞTUĞU BİR KARACABEY İNŞA EDİYORUZ" Festivalle ilgili değerlendirmelerde bulunan Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, etkinliğin yalnızca bir eğlence organizasyonu değil, aynı zamanda Karacabey’in sahip olduğu kültürel zenginliğin ve kardeşlik bağlarının güçlü bir göstergesi olduğunu vurguladı. Başkan Karabatı, "Karacabey; Anadolu’nun dört bir yanından gelen insanların dostlukla, sevgiyle ve dayanışmayla yaşadığı, tüm renkleriyle bir mozaik oluşturan özel bir şehir. Biz bu şehirde, her kültürün kendine özgü değerini yaşatmayı, gelecek nesillere aktarmayı çok önemsiyoruz. Bugün burada Karadeniz’in coşkusunu, müziğini, horonunu ve lezzetini doyasıya yaşadık. Hep birlikte aynı heyecanın, aynı enerjinin etrafında kenetlendik. Bu güzel atmosferin oluşmasında emeği geçen Zeki Baştan başkanlığındaki Karacabey Karadenizliler Derneği yönetimine, sahne alan tüm sanatçılarımıza, katkı sunan belediye ekiplerimize ve etkinliğe gönülden katılan tüm hemşehrilerime yürekten teşekkür ediyorum" dedi. Başkan Karabatı ayrıca, benzer kültürel etkinliklerin ilçede geleneksel hale getirilmesi için çalışmaların süreceğini belirterek, "Her kültürün Karacabey’de bir yeri var. Biz bu topraklarda birlik, kardeşlik ve dayanışma içinde yaşamaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Karacabey Karadenizliler Derneği Başkanı Zeki Baştan, festivalin gerçekleşmesinde emeği bulunan herkese teşekkür ederek şunları söyledi; "Bu güzel etkinlik, Karacabey’deki Karadenizli hemşehrilerimiz başta olmak üzere, tüm vatandaşlarımızı aynı coşku ve kardeşlik duygusu etrafında bir araya getirdi. Bu organizasyonun gerçekleşmesinde bizlere her türlü desteği sağlayan Karacabey Belediye Başkanımız Sayın Fatih Karabatı’ya, gece gündüz demeden özveriyle çalışan belediye ekiplerine, sponsorlarımıza ve emeği geçen herkese şahsım ve derneğimiz adına en içten teşekkürlerimi sunuyorum." Zeki Baştan ayrıca, festivalin ilçeye kattığı kültürel renkliliğe dikkat çekerek, "Bizim amacımız, Karadeniz’in samimiyetini, sıcaklığını ve birlik ruhunu bu topraklarda yaşatmak. Karacabey, farklı kültürlerin buluştuğu bir mozaik. Bu tür etkinliklerle hem dayanışmamız artıyor hem de gelecek nesillerimize kültürümüzü tanıtma fırsatı buluyoruz. Önümüzdeki yıllarda da Belediyemizin desteğiyle bu festivali geleneksel hale getirerek daha da büyütmeyi hedefliyoruz" ifadelerine yer verdi. Öte yandan Karacabey’de ilk kez düzenlenen Hamsi Festivali, müzik, dans, lezzet ve kardeşliğin bir arada yaşandığı unutulmaz bir hafta sonu olarak hafızalara kazındı.

İnegöl'de 17 yıl sonra bir ilk Haber

İnegöl'de 17 yıl sonra bir ilk

Bursa'nı İnegöl ilçesinde, Cumhuriyetin 102. yıl dönümü kutlamaları 17 yıl sonra ilk kez ilçe stadında yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklal marşının ardından Tören geçişi yapıldı. İnegöl Kaymakamı Eren Arslan, "29 Ekim 1923 şüphesiz binlerce yıldır şanlı tarihimizin en kudretli günlerinden biridir. Bugün büyük gururun 102. yıldönümünü gururla ve coşkuyla kutluyoruz. Öncelikle tarihimiz boyunca bu toprakları vatan kılma arzusuyla toprağa düşen tüm şehitlerimizi, şanlı ecdadımızı her bir karış toprağı şehit kanıyla sulanan bu toprakların aziz milletimizin ebedi yurdu olduğunu en güçlü delili olan Türkiye Cumhuriyeti’mizin kuruluşunda kan ve ter döken tüm kahramanlarımızı rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Türk Milleti olarak tarihte birçok büyük devlet kurmuş birçok büyük medeniyet oluşturmuş bir milletiz. Bu devletleri kurarken hiçbir zaman kuru bir hükümdarlık anlayışla hareket etmemiş bir yönetim kültüründen geliyoruz. Her şeyden önce kurmuş olduğumuz devletlerin hakim olduğu topraklarda barışı, huzuru, kardeşliği, adaleti ve inançları saygıyı temel alarak insanları rengine, mezhebine, kültürüne göre ayırmadan hepsini kucaklayan bir medeniyet tasarruru ile bunu yapmışız. İçimizde yaşattığımız bu değerler sayesinde Osmanlı Cihan Devleti 622 yıl hüküm sürmüş, 22 milyon kilometrekareye ulaşan bir coğrafyaya hakim olmuş, o coğrafyada insanlar barış huzur, kardeşlik ve refah içerisinde yaşamışlardır. Osmanlı Cihan Devleti tarih sahnesinden çekilirken Türk Milleti’nin yükselişini hiçbir zaman hazmedemeyen emperyalist güçlerin zulmü karşısında millet olarak çok acılar çektik. Aziz milletimiz yokluk ve imkansızlıklar içinde bile olumsuzluğa kapılmadan bulunduğu bu zor şartlar içerisinde dahi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde inanç ve kararlılıkla sürdürdüğü mücadeleyle Kurtuluş Savaşı’nı zaferle taçlandırmıştır. Biliyor ve inanıyoruz ki büyük ve güçlü devlet olmamız yolunda attığımız her adım düşmanlarımızın yok olmalarına kapı açacaktır. Dün olduğu gibi Cumhuriyetimizin 102. yılını kutladığımız bu günde birlik ve beraberliğimizi korumaya, milli dayanışmaya daha çok ihtiyacımız var" dedi. Konuşmanın ardından İnegöl Belediyesi folklor ekibi beğeni toplayan halk dansları gösterileri yaptı.

Bahçeli’den sorumlu dil çağrısı: “Şehitlerimiz ceset değil, kahramanlarımızdır” Haber

Bahçeli’den sorumlu dil çağrısı: “Şehitlerimiz ceset değil, kahramanlarımızdır”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Herkesi ve özellikle muhataplarını sorumlu bir dil kullanmaya davet ediyoruz. Şehitlerimize gencecik cesetler demek doğru ve isabet kaydeden bir söz değildir" dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen partisinin Grup Toplantısında konuştu. İnsanın Allah'ın en büyük ayeti olduğunu belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli, halka hizmetin Hakk'a hizmet olduğunu idrak etmiş olanlar için haysiyetli ve hakikatli davranış kalıbının dışında bir başka tercihten bahsetmenin akıl ve mantık dışı olduğunu kaydetti. "TÜRK MİLLETİNİ FELAHA VE FERAHA ERİŞTİRMEK HEPİMİZİN ASİL VE ASLİ GÖREVİDİR" Detaylı bir vicdan muhasebesinin zamanın geldiğine işaret eden Bahçeli, "Eski defterleri karıştırırsak müflis tüccar durumuna düşeriz. Gönüllere karışırsak, gönüllerle kavuşursak milli birlik ve kardeşliğimizi güçlü şekilde pekiştiririz. Bizim gayemiz ve gayretimiz de hiç kuşkusuz budur. Türk ve Türkiye Yüzyılında, sürüp giden dipsiz tartışmaları mutabakata bağlamının; kalıcı, köklü ve kategorik şekilde bağıtlamanın hedefindeyiz. Bu hedef ahlakidir; tastamam akıl, izan, insaf ve insan merkezlidir. Siyasi, manevi, tarihi, kültürel ve fikri imkanlarla kireçlenmiş kronik gerilimleri bertaraf etmek mümkün, hatta mukadderdir. Çaba ve çalışmalarımız da bu yöndedir. Etnik ve mezhebi kamplaşmanın ateş hattına düşürülmek amacıyla on yıllardır karanlık senaryolara maruz kalan Türk milletini felaha ve feraha eriştirmek hepimizin asil ve asli görevidir" ifadelerini kullandı. "HEPSİNDEN EVVELİ MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİYİZ" Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan Alevi vatandaşlarının sorununun Türk vatandaşlarının ortak sorunu olduğunu dile getiren Bahçeli, "Gönül rahatlığıyla, vicdan huzuruyla, dahası samimiyetle diyorum ki, hem Alevi'yiz, hem Sünni; hepsinden evveli de Müslüman Türk milletiyiz. Bu düşüncelerim elbette Alevi İslamiyete mensup kardeşlerimizin geçmişe sari ve bugüne havi ihtiyaç ve beklentilerini seslendirmeye mani değildir. Sadece maksadım herkesin ve hepimizin üzerinde durması gereken, esasen milli ve manevi paydada ortak hissiyat olan yorum ve değerlendirmeleri açıklamaktır. Alevi İslamiyete mensup kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Onların her sorunu bizim de sorunumuz, onların her isteği bizim de isteğimizdir. Aleviliği asıl mecra ve muhtevasından kopartıp inanç ve kültür alanından çıkartanlar, bundan tehlikesi siyasi mevzi haline dönüştürmeye çalışanlar büyük bir yanlışın failleridir. Cami ne kadar bizimse Cemevi de bizimdir. Cem de bizim, semah da bizim, imanın ve İslam'ın mükellefiyetleri de bizimdir. Tabulara sığınmanın, suni gerginlikleri ve korkuları diri tutmanın, insan ve inanç haklarına kapalı durmanın hiçbir sonu ve sonucu yoktur. Geldiğimiz bu aşamada diyeceğim şudur: Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir. Alevi kardeşlerimizin Cemevini ibadethane olarak görmelerine anlayış ve saygı duymak lazımdır" şeklinde konuştu. "Alevi inanç ve geleneğiyle temelleri kazılan kardeşlik ve kucaklaşma ocağı inanıyorum ki aşk ve ahlakla körüklenecektir" Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu'na hibe ettiği taşınmazın bulunduğu konuma Horasan Erenleri Dergahı Cemevi Külliyesi'nin açılacağını hatırlatan Bahçeli, "Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde şahsımın fani hayattaki bir tasarrufunu Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu'na hibe etmemizle birlikte yaklaşık 6 bin metrekarelik alana inşa edilip ilk etap açılışı yapılan, aynı zamanda dünyanın ve ülkemizin en büyük Cemevi projesi olan Horasan Erenleri Dergahı Cemevi Külliyesi'nin milli birlik ve beraberliğimizin nişaneleri arasında yer alması Allah'tan niyazımdır. Bu Cemevinin açılış tarihi Hacı Bektaş Veli'nin ebediyete irtihalinin de 754'üncü yıl dönümüne tekabül etmiştir. Ehli Beyt'in aydınlık meşalesi orada yanacak, yürekleri ısıtan manevi mesajları oradan yankılanacaktır. Edep ve hürmet mektebi, muhabbet ve meşveret meclisi orada kurulacaktır. Alevi inanç ve geleneğiyle temelleri kazılan kardeşlik ve kucaklaşma ocağı inanıyorum ki aşk ve ahlakla körüklenecektir. Manevi kurtuluşumuzun mihmandarı ve mimar başları olan Ehli Beyt'in aziz büyüklerini saygı ve rahmetle yad ediyorum. Ehli Beyt sevdalılarına selam ediyorum" dedi. "AKIBETİNİN NE OLACAĞI HENÜZ TAM KESTİRİLEMEYEN ATEŞKESLE OYALANMANIN, ÜÇ-BEŞ ESİR TAKASI YAŞANDI DİYE DAVUL ZURNA ÇALMANIN BİR ALEMİ YOKTUR" Gazze'de ateşkesin sağlanması için imzalanan mutabakata ilişkin Bahçeli, şu ifadelere yer verdi: "Ben de diyorum ki, ey soykırımcı Siyonist barbarlık Allah sizi bildiği gibi yapsın. Gazze Şeridi'ni ihtiva eden 738 günlük şiddet ve dehşet süreci 9 Ekim 2025 tarihinde kısmen son bulmuş, nihayet İsrail ile Hamas arasında ateşkes rejimi 10 Ekim 2025 tarihinde itibaren de tesis edilmiştir. Mezkur anlaşmanın ilk aşamasının devreye girmesiyle esir takası, insani yardımların sağlanması ve İsrail askerlerinin belirlenen birinci etaba çekilmeleriyle ilgili müspet gelişmeler yaşanmaya başlamıştır. Savaşı sona erdirmek amacıyla dün Mısır'da tertiplenen uluslararası zirvenin ve beliren geniş konsensüs ortamının sadece Filistin-İsrail ihtilafının çözüm iklimini değil Ortadoğu'nun istikrar ve barış arayışlarını da güçlendirmesini hassaten diliyorum. Asıl mesele yapılan ateşkes anlaşmasının sahadaki uygulaması ve çatışan tarafların taahhütlülerine ve imzalarına sadık kalmasıdır. İsrail'in güven vermeyen askeri ve politik tutumu karşısında da tedbirli ve ihtiyatlı hareket kaçınılmaz bir gerekliliktir. 7 Ekim 2023 tarihinden buyana tarihin gördüğü ve göreceği en dramatik, en vahim savaş ve soykırım suçu İsrail tarafından işlenmiştir. Bu suçun cezasız kalması diye bir şey asla ve kat'a düşünülemeyecektir. Eninde sonunda İsrail Başbakanı ve soykırımda payı olan vandallar küresel adalet ve vicdan huzurunda hesap verecekler, Gazzeli şehitlerin dökülen kanlarının misliyle bedelini ödeyeceklerdir. Gazze Şeridi'nin orta kesimi ile güney bölgelerinden kuzey istikametine doğru akan insan seli bir halkın hayat ve varlık mücadelesinde çektiği korkunç ıstırapların adeta geçit merasimini çağrıştırmaktadır. Temennimiz ateşkesin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesinin hitamında kalıcı barışın ve iki devletli çözüm ortamının yeşermesi, yerleşmesi ve herkesçe tasdik edilmesidir. Akıbetinin ne olacağı henüz tam kestirilemeyen ateşkesle oyalanmanın, üç-beş esir takası yaşandı diye davul zurna çalmanın bir alemi yoktur. Gazze'de 67 bin 173 mazlumun canı alınmıştır. Gazze'yi emlak görenlere, nevzuhur Dubai projesi hazırlayanlara, Gazze'nin masum ve hakkı yenmiş Filistin halkının vatanıdır diyorum." "KALABALIKTA YAPILAN SAHTE KABADAYILIĞIN TENHADA ÖZRÜ KABUL EDİLMEZ" CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in İspanya seyahatinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik söylemlerine ilişkin Bahçeli, "CHP Genel Başkanı geçen hafta bize parmak sallayarak konuştu. Öfkeden deliye dönmüş, sinirden sanki nöbet geçiriyormuş gibiydi. Kendisine sakinlik ve soğukkanlılığı temenni ediyorum. Ancak Özgür Bey'in yalan ve iftiralara sarılarak yaptığı çiğ ve çirkin siyasetin bizim nazarımızda delikli kuruşla ne bir değerinin ne de bir ederinin olmayacağını hatırlatıyorum. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim, kalabalıkta yapılan sahte kabadayılığın tenhada özrü kabul edilmez, edilemez. Bizim haddimiz, bu uçurum siyaset müelliflerinin haddini bildiği kadardır. Özgür Bey'in yolu yol değildir, takip ettiği siyaseti ahlaklı siyaset hiç değildir. Bu muhalefet patırtısının yurt dışında ziyaret ettiği her ülkede Türkiye'mizi ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'ni hedef alması işbirlikçi ve manda özlemi çeken bir siyasetçinin hezeyanıdır" şeklinde konuştu. "YANLIŞA YORULABİLECEK ŞUURSUZ TEZAHÜRAT VE TELAFFUZLARDAN KAÇINMAK ELZEMDİR" TBMM'de görüşmelerin devam ettiği Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu istişarelerinin sona yaklaştığını dile getiren Bahçeli, "Aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim sacayağında konuşmaya ve sorunları mutabakatla ele almaya asgari seviyede talebimiz olacaktır. ‘Terörsüz Türkiye' de bu hedeflerden birisidir. Bu süreçte heyecanla çılgınlık arasında kesin bir ayrım yapmak, yanlışa yorulabilecek şuursuz tezahürat ve telaffuzlardan kaçınmak elzemdir. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu istişarelerinin sonuna yaklaşmaktadır" dedi. "ŞEHİTLERİMİZE GENCECİK CESETLER DEMEK DOĞRU VE İSABET KAYDEDEN BİR SÖZ DEĞİLDİR" Türkiye'de 41 yılı bulan bölücü terör sorununun bir günde çözümünün mümkün olmadığını aktaran Bahçeli, "Ancak herkesi ve özellikle muhataplarını sorumlu bir dil kullanmaya davet ediyoruz. Şehitlerimize gencecik cesetler demek doğru ve isabet kaydeden bir söz değildir. Çünkü şehitler ceset değildir, onlar bizim kahramanımız, manevi muhafızlarımızdır. Al-i İmran Suresinde buyurulduğu gibi, "Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler." TBMM çatısı altında taşkın sloganlara da asla yer ve gerek yoktur. Herkes ve hepimiz "Terörsüz Türkiye" hedefinin sekteye uğramamasına özenle dikkat etmeliyiz. Maksimalist taleplerin gündeme gelmesinden kaçınmalıyız. Sorumsuz ve suçlayıcı üsluptan uzak durmalıyız. Bilinmelidir ki, her şey Türkiye içindir. Hepimiz Türk milletiyiz. Denizi geçtikten sonra derede bocalamanın hiç kimseye faydası olmayacaktır. Terörsüz Türkiye Türk milletinin müşterek arzu ve amacıdır. Bu arzu ve amaçtan sarfınazar edenler ahlaken, tarihen, vicdanen ve siyaseten çok ağır sonuçlarla karışılacaklardır. 27 Şubat İmralı açıklaması dışında hiçbir söz, tez, teklif ve değerlendirmenin hükmü yoktur" ifadelerini kullandı. "ASKERİ HASTANELERİN TEKRAR DEVREYE GİRMESİNİ BEKLİYOR" TBMM'nin yeni yasama yılında istek ve ihtiyaçların da karşılamakla mesul olduğuna dikkati çeken Bahçeli, bunlardan birisinin de askeri hastanelerin tekrar hizmete alınması olduğunu belirterek, "Milliyetçi Hareket Partisi olarak askeri hastanelerin tekrar devreye girmesini bekliyor, bu hususta elimizden gelen çabayı göstereceğimizi ifade ediyorum" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.