SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kurtuluş Savaşı

Söz Bursa - Kurtuluş Savaşı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kurtuluş Savaşı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Başkan Mustafa Bozbey: “Biz Cumhuriyeti bir ömür boyu yaşıyoruz” Haber

Başkan Mustafa Bozbey: “Biz Cumhuriyeti bir ömür boyu yaşıyoruz”

Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen “Cumhuriyet Yürüyüşü”ne katılan yüz binlerce Bursalı, ellerindeki Türk Bayrakları ve Ata posterleriyle Cumhuriyet Bayramı’nın 102. yılını büyük bir coşkuyla kutladı. Bursa’nın tek yürek olduğu yürüyüşün ardından sanatçı Edis sahne alarak, vatandaşlara muhteşem bir bayram yaşattı. Cumhuriyet’in 102. yıldönümü, Bursa’da düzenlenen görkemli programlarla kutlandı. Yüz binlerce Bursalı, Nilüfer’de her yıl düzenlenen Cumhuriyet Yürüyüşü’ne katılarak Cumhuriyet’e bir kez daha sahip çıktı. Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Nilüfer Belediyesi’nin birlikte düzenlediği “Cumhuriyet Yürüyüşü” muhteşem görüntülere sahne oldu. FSM Bulvarı’nı baştan sona dolduran Cumhuriyet sevdalıları, ellerinde Atatürk ve Türk bayrakları ile alanda yerini aldı. Başlangıç noktası, Acıbadem Kavşağı olan yürüyüş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve eşi Seden Bozbey ile Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir’in alana gelmesiyle başladı. “YAŞASIN CUMHURİYET!” Başkan Mustafa Bozbey ve Başkan Şadi Özdemir, yürüyüş öncesi ortak açıklama yaptı. Cumhuriyet’i alanlarda kutladıklarını ve alanlarda sahip çıktıklarını belirten Başkan Bozbey, “102 yıl önce Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Cumhuriyeti gençlere emanet ederek yola çıktılar. Bizler de onların izinde Cumhuriyetimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Cumhuriyet Bayramımız, bizim en büyük bayramımızdır. Bu bayramı alanlarda Cumhuriyet sevdalılarıyla birlikte kutluyoruz. Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Atatürk! Yaşasın tam bağımsız Türkiye! 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun” dedi. “CUMHURİYET VARSA, GELECEK VAR” Cumhuriyet’e ve onun değerlerine sahip çıkmanın önemine vurgu yapan Başkan Şadi Özdemir, “Cumhuriyet’in değerlerine yönelik bir tehdit ya da sorun görüldüğünde, Cumhuriyetçiler sessiz kalmaz; bir araya gelir, alanlarda buluşur. Bugün de burada, halkımız aynı inançla sahaya çıktı ve Cumhuriyetine sahip çıkıyor. Nilüfer’de, özellikle FSM Bulvarı’nda, 20 yıldır bu etkinlikler büyük bir coşkuyla düzenleniyor. Her yıl giderek artan bir kalabalık, Cumhuriyet için yan yana geliyor. Tüm halkımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum. Çünkü biz biliyoruz ki: Cumhuriyet varsa, gelecek var” dedi. FSM’DE İNSAN SELİ Yürüyüşe, Başkan Mustafa Bozbey ve eşi Seden Bozbey ile Başkan Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir’in yanı sıra CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Bursa Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Hasan Öztürk ve Kayıhan Pala, CHP Parti Meclis üyesi Canan Taşer, ilçe belediye başkanları, CHP ilçe başkanları, belediye meclis üyeleri, belediye bürokratları, STK temsilcileri ve toplumun tüm kesimleri katıldı. Her yaştan Bursalının yer aldığı yürüyüşte bulvar, adeta insan seline dönüştü. Olağanüstü ilgi nedeniyle adım adım ilerleyen yürüyüş, vatandaşların omuz omuza söyledikleri ‘Yaşasın Cumhuriyet’ sloganları ve marşlarıyla renklendi. Yürüyüşte dev Türk Bayrağı da açan vatandaşlar, meşale ve cep telefonlarının ışıklarını yakarak coşkuyu doyasıya yaşadı. İSTİKLAL MARŞI COŞKUYLA OKUNDU Kutlamaların ikinci adresi, yürüyüşün sona erdiği Hastane Alanı oldu. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş ve Bursa milletvekilleri sahneye çıkarak Türk bayraklarıyla halkı selamladı. Alanı ve yolları dolduran vatandaşlar, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nı büyük bir coşkuyla okudu. “GÜZEL BURSAMIZ, CUMHURİYET’E HEP SAHİP ÇIKTI” Eşi Seden Bozbey ile birlikte sahneye çıkan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, vatandaşların Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı. Alanı dolduranları, “Hoş geldiniz! Cumhuriyetimizin gönüllü neferleri. Güzel Bursamızın yürekli insanları. Cumhuriyetimizin 102. yıl kutlamalarına hoş geldiniz” diyerek selamlayan Başkan Mustafa Bozbey, “Bugün gurur günümüz. Bugün en büyük bayramımız. Bir millet olarak bağımsızlığımızı dünyaya ilan ettiğimiz en mutlu günümüz. Bayramımız kutlu olsun. Cumhuriyetimizin 102. yılı kutlu olsun. Güzel Bursamız, Cumhuriyet’e hep sahip çıktı. Her zaman da sahip çıkacak. Her 29 Ekim günü, Cumhuriyet Bayramımızı FSM’de yüz binlerle birlikte coşkuyla kutluyoruz. Hiç bitmeyen tutkuyla, Cumhuriyet sevdamızı haykırıyoruz. Dünya bilsin ki, Cumhuriyet vazgeçilmezimizdir. En büyük sevdamız” dedi. “BURSAMIZ, BÜYÜK KAHRAMANLIĞIN SEMBOLLERİNDEN OLDU" 29 Ekim’in sadece bir bayram günü olmadığını, bir milletin küllerinden yeniden doğduğu, kaderini kendi elleriyle yeniden yazdığı büyük günün yıl dönümü olduğunu hatırlatan Başkan Bozbey, 29 Ekim’in aynı zamanda Cumhuriyetin değerlerini geleceğe taşıma görevini de hatırlama günü olduğunu vurguladı. 102 yıl önce Anadolu’nun her köşesinden ‘Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır’ sesinin yükseldiğini söyleyen Başkan Bozbey, “O ses, umutla, kararlılıkla, inançla yankılandı. Bugün burada, Bursamızın sokaklarında, meydanlarında yankılanmaya devam ediyor. Kentimiz, tarihinde hep mücadele ruhuyla öne çıktı. Kurtuluş Savaşı yıllarında, Bursamız işgalin acısını da, bağımsızlığın coşkusunu da kuvvetli bir biçimde yaşadı. Bursa’nın işgal edildiği gün, Ankara’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsü, siyah bir örtüyle kapatıldı. 11 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtulana kadar. Bursamız, büyük kahramanlığın ve zulme karşı direnişin sembollerinden biri oldu” diye konuştu. “BURSA, AYDINLANMANIN, İLERLEMENİN ŞEHRİ OLDU” Bursa’nın, Türk milletinin umutlarının sembolü olduğunu belirten Başkan Bozbey, Bursa’nın mücadele eden, küllerinden doğan, her zaman yeşeren ve yeşerttiği güzellikleri tüm Türkiye’yle paylaşan bir şehir olduğunu dile getirdi. Cumhuriyet’i yalnızca bir yönetim biçimi olarak değil, bir yaşam biçimi, karakter, yol gösterici olarak gördüklerini anlatan Başkan Bozbey, “29 Ekim’le birlikte Bursa, aydınlanmanın, kalkınmanın, ilerlemenin şehri oldu. Cumhuriyetin fabrika bacalarının ilk dumanı, Türkiye’nin üretim atılımının ilk sayfası Bursa’da yazıldı. Biz Bursalılar, Atatürk’ün bu emanetine yüreğimizle sahip çıktık. Bursa, Cumhuriyetin fabrikalarında, tarlalarında, atölyelerinde, emekçilerinin alın terinde bu hedefin hakkını verdi. Türkiye’nin üretim ve kalkınma atılımını sırtlayan bir şehir oldu. Bugün biz de aynı ruhu taşıyoruz. Üreten, paylaşan, adaletle büyüyen bir Bursa’yı, Atatürk’ün gösterdiği yolda daha da güçlü kılmak için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi. “CUMHURİYET, GENÇLERİN, KADINLARIN, ÇOCUKLARIN SESİ DEMEKTİR” “Ulu Önderimiz Atatürk’ün çok sevdiği Bursa’dan, bugün hep birlikte bir kez daha söylüyoruz: Cumhuriyet bizim en değerlimizdir” diyen Başkan Mustafa Bozbey, “Cumhuriyet, gençlerin, kadınların, çocukların sesi demektir. İşçinin, köylünün, esnafın sesi demektir. Eşitliğin, aklın, bilimin, vicdanın sesi demektir. Bursamızın göğsündeki ortak nefestir. Nilüfer’de, özgürce oynayan bir kız çocuğudur Cumhuriyet. Mudanya’nın sahillerine barışın rüzgarlarının esmesidir. Gemlik’te, Keles’te, Karacabey’de emeğin değer görmesidir. İnegöl’de, Orhangazi’de, Gürsu’da, Kestel’de üretimin, Orhaneli’de, Harmancık’ta, Mustafakemalpaşa’da doğanın, Osmangazi’de, İznik’te tarihin, Yıldırım’da, Orhaneli’nde, Büyükorhan’da dayanışmanın filizlenmesidir. Halkın refahı için, rantın-keyfin değil; aklın, bilimin galip gelmesidir Cumhuriyet” diye konuştu. “BİZ CUMHURİYETİ BİR ÖMÜR BOYU YAŞIYORUZ” Ulu Önder Atatürk’ün, ‘En büyük eserim’ dediği Cumhuriyeti, en iyi şekilde yaşatmak için çok çalıştıklarının altını çizen Başkan Bozbey, Cumhuriyetin 102. yılında en büyük mirası kendilerine emanet eden başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını ve şehitleri rahmetle, gazileri minnetle andı. “Bizim yolumuz hakkın, halkın, aklın, emeğin, adaletin, özgürlüğün, dayanışmanın yolu” diyen Başkan Bozbey, “Akıldan güç alanlar, bilimden güç alanlar, vicdanının terazisini asla bozmayanlar, karanlıkta da kalsalar, yollarını kaybetmezler. Cumhuriyet bize bunu öğretmiştir. Dayanışmanın, düşünmenin, üretmenin olduğu yerde, umutsuzluğa yer yoktur. Biz Cumhuriyeti bir gün kutlamıyoruz. Biz Cumhuriyeti bir ömür boyu yaşıyoruz. Yaşasın demokrasi. Yaşasın Atatürk. Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Hepinizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyorum” dedi. “ATA’MIZIN YOLUNDA YÜRÜYEN YÜREKLİ İNSANLARIZ” Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de sahneye eşi Nuray Özdemir ile çıkarak Cumhuriyet Bayramı konuşmasını yaptı. Alandaki sesin, coşkunun ve atan kalplerin Cumhuriyet’in sesi olduğunu söyleyen Başkan Şadi Özdemir, marşın her yıl biraz daha umutlu, biraz daha gür yankılandığını belirtti. Bu marşın, bir milletin ayağa kalkışının, bir halkın özgürlük tutkusunun marşı olduğunu vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, “Biz o tutkunun neferleriyiz. Mustafa Kemal’in askerleriyiz. Nilüfer’de, Bursa’da, Türkiye’nin her yerinde Cumhuriyet’in ışığında, Ata’mızın yolunda yürüyen yürekli insanlarız. Bugün 102 yıllık bir mirası kutluyoruz. Bu mirası geleceğe taşıyoruz. Çünkü biz inanıyoruz ki: ancak Cumhuriyet varsa, gelecek var. Bugün, bir milletin küllerinden doğduğu o büyük günün yıl dönümündeyiz. Bugün, karanlıktan aydınlığa uzanan bir inancın, bir direnişin, bir mucizenin izindeyiz. Cumhuriyetimizin 102. yılı kutlu olsun. Bayramımız kutlu olsun” diye konuştu. “CUMHURİYET, BU TOPRAKLARIN NİLÜFER ÇİÇEĞİDİR” Cumhuriyet’in bir duruş, inanç ve onur olduğunu dile getiren Başkan Şadi Özdemir, Cumhuriyet’in kadının sesi, gencin umudu, çocuğun gülüşü ve halkın iradesi olduğunu ifade etti. Cumhuriyet’i bir nilüfer çiçeğine benzeten Başkan Şadi Özdemir, “Nilüfer çiçeği kökleri bataklığın içinde de olsa, her sabah tertemiz yapraklarıyla yeniden doğar. Yüzünü güneşe çevirir. Cumhuriyet de öyledir! Cumhuriyet, bu toprakların nilüfer çiçeğidir. Karanlıktan doğar, umuda uçar, ışığa yürür. Ve biz, bu ışıkla aydınlanıyoruz. Bu akşam Bursa’nın dört bir yanından gelen yüz binlerce yürek bir aradayız. Bütün renklerimizle kol kola omuz omuza bir arada olmak ne güzel. Harikasın Nilüfer! Harikasın Bursa. Bu meydanda bir milletin bayram coşkusu var. Yüreğimizde yüz yıllık bir sevda var. Atatürk’ün, ‘Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz!’ dediği o anın sesi var” dedi. “ATAM! GÖZÜN ARKADA KALMASIN!” Alanı dolduranlarla birlikte ‘Yaşasın Cumhuriyet’ diyen Başkan Şadi Özdemir, Cumhuriyet’in kolay kurulmadığını, bir milletin canıyla, yüreğiyle, alın teriyle kurulduğunu vurguladı. Anadolu’nun her köşesinden yükselen bir direnişle kurulduğunu hatırlatan Başkan Şadi Özdemir, “Sakarya’da, Dumlupınar’da, İnönü’de yazıldı bu destan. Kurtuluşun her adımında, bir annenin gözyaşı, bir askerin yüreği, bir çocuğun duası var. Nezahat Onbaşı var. Kara Fatma var. Gördesli Makbule, Yörük Ali, Seyit Onbaşı var. Daha nice isimsiz kahraman, bu vatan özgür olsun diye mücadele etti. İşte biz, asil kahramanların emanetini taşıyoruz. Büyük eseri yaşatıyoruz. Biz, Cumhuriyet’in çocuklarıyız! Atam! Gözün arkada kalmasın! Emanetine sahip çıkıyoruz. Senin gösterdiğin yolda yürüyoruz. Nilüfer’i, Bursa’yı, Cumhuriyet’e yakışır bir geleceğe taşıyoruz” diye konuştu. “YAŞASIN CUMHURİYET” Türkiye’nin birçok yerinde demokrasinin askıda olduğunu, halkın seçtiği başkanların zindanlarda olduğunu söyleyen Başkan Şadi Özdemir, milletin iradesinin tutsak edildiğini dile getirdi. “Bir Ekrem İmamoğlu gider, bin Ekrem İmamoğlu gelir” diyen Başkan Şadi Özdemir “Bu kavga hürriyet kavgasıdır. Bugün geçmişimize olan saygımızı, geleceğimize olan inancımızla birleştirdiğimiz gündür. Bugün, çocuklarımızın gözlerinde Cumhuriyet’in ışığını gördüğümüz gündür. Ve o ışık hiç sönmeyecek. Atam, söz veriyoruz. Senin kurduğun Cumhuriyet’i sonsuza kadar yaşatacağız. Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti. Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun” dedi. EDİS KONSERİYLE CUMHURİYET COŞKUSU Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Nilüfer Belediyesi’nin birlikte düzenlediği Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, DJ performansı devam etti. Müziğin ritmine kendini bırakan yüz binlerce Bursalı, telefon ışıklarıyla alanda adeta görsel şölen yaşattı. Ünlü sanatçı Edis’in sahneye çıkmasıyla da coşku doruğa çıktı. Edis’in muhteşem sahne performansı, bayram coşkusu yaşayanlara keyifli anlar yaşattı. Bursalıların birçok parçasına eşlik ettiği Edis’e, gecenin sonunda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Atatürk posteri, İznik çinisi ve çiçek vererek teşekkür etti.

İnegöl'de 17 yıl sonra bir ilk Haber

İnegöl'de 17 yıl sonra bir ilk

Bursa'nı İnegöl ilçesinde, Cumhuriyetin 102. yıl dönümü kutlamaları 17 yıl sonra ilk kez ilçe stadında yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklal marşının ardından Tören geçişi yapıldı. İnegöl Kaymakamı Eren Arslan, "29 Ekim 1923 şüphesiz binlerce yıldır şanlı tarihimizin en kudretli günlerinden biridir. Bugün büyük gururun 102. yıldönümünü gururla ve coşkuyla kutluyoruz. Öncelikle tarihimiz boyunca bu toprakları vatan kılma arzusuyla toprağa düşen tüm şehitlerimizi, şanlı ecdadımızı her bir karış toprağı şehit kanıyla sulanan bu toprakların aziz milletimizin ebedi yurdu olduğunu en güçlü delili olan Türkiye Cumhuriyeti’mizin kuruluşunda kan ve ter döken tüm kahramanlarımızı rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Türk Milleti olarak tarihte birçok büyük devlet kurmuş birçok büyük medeniyet oluşturmuş bir milletiz. Bu devletleri kurarken hiçbir zaman kuru bir hükümdarlık anlayışla hareket etmemiş bir yönetim kültüründen geliyoruz. Her şeyden önce kurmuş olduğumuz devletlerin hakim olduğu topraklarda barışı, huzuru, kardeşliği, adaleti ve inançları saygıyı temel alarak insanları rengine, mezhebine, kültürüne göre ayırmadan hepsini kucaklayan bir medeniyet tasarruru ile bunu yapmışız. İçimizde yaşattığımız bu değerler sayesinde Osmanlı Cihan Devleti 622 yıl hüküm sürmüş, 22 milyon kilometrekareye ulaşan bir coğrafyaya hakim olmuş, o coğrafyada insanlar barış huzur, kardeşlik ve refah içerisinde yaşamışlardır. Osmanlı Cihan Devleti tarih sahnesinden çekilirken Türk Milleti’nin yükselişini hiçbir zaman hazmedemeyen emperyalist güçlerin zulmü karşısında millet olarak çok acılar çektik. Aziz milletimiz yokluk ve imkansızlıklar içinde bile olumsuzluğa kapılmadan bulunduğu bu zor şartlar içerisinde dahi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde inanç ve kararlılıkla sürdürdüğü mücadeleyle Kurtuluş Savaşı’nı zaferle taçlandırmıştır. Biliyor ve inanıyoruz ki büyük ve güçlü devlet olmamız yolunda attığımız her adım düşmanlarımızın yok olmalarına kapı açacaktır. Dün olduğu gibi Cumhuriyetimizin 102. yılını kutladığımız bu günde birlik ve beraberliğimizi korumaya, milli dayanışmaya daha çok ihtiyacımız var" dedi. Konuşmanın ardından İnegöl Belediyesi folklor ekibi beğeni toplayan halk dansları gösterileri yaptı.

Palandöken: "Cumhuriyet; bize özgürlüğü, eşitliği, adaleti ve çağdaş bir yaşamı miras bırakmıştır" Haber

Palandöken: "Cumhuriyet; bize özgürlüğü, eşitliği, adaleti ve çağdaş bir yaşamı miras bırakmıştır"

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, "Cumhuriyet; bize özgürlüğü, eşitliği, adaleti ve çağdaş bir yaşamı miras bırakmıştır. Türk milleti olarak Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve milli birlik ruhuna her zaman sahip çıkmaya devam edeceğiz" dedi. TESK Başkanı Bendevi Palandöken, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yazılı bir açıklama yayımladı. Cumhuriyetin kazandırdığı yatırımların Türkiye’nin geleceğine ışık olacağını vurgulayan Palandöken, tüm esnaf ve sanatkarların Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı. "CUMHURİYETİMİZİN KURULUŞ FELSEFESİNE SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm silah arkadaşlarını rahmetle anan Palandöken, "Cumhuriyetimizin ilanının 102’nci yıl dönümünü, büyük bir gurur, coşku ve heyecanla kutluyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verilen Kurtuluş Savaşı’nın ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti, milletimizin azim, kararlılık ve bağımsızlık sevdasının en güçlü sembolüdür. Cumhuriyet; bize özgürlüğü, eşitliği, adaleti ve çağdaş bir yaşamı miras bırakmıştır. Türk milleti olarak Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve milli birlik ruhuna her zaman sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil, milletimizin alın teriyle, emeğiyle, fedakarlığıyla yoğrulmuş bir yaşam biçimidir. Cumhuriyetimizin bizlere kazandırdığı kazanımlar, ülkemizin her alanda gelişmesinin, kalkınmasının ve dünyada saygın bir yer edinmesinin temel taşını oluşturmuştur. Cumhuriyetin getirdiği fırsat eşitliği ve girişim özgürlüğü sayesinde, her vatandaşımız emek vererek kendi geleceğini inşa edebilmekte, toplumun refahına katkı sunabilmektedir. Bizler, bu bilinçle Cumhuriyetin değerlerini yaşatmak, genç kuşaklara aktarmak ve onları Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefine inançla hazırlamakla yükümlüyüz. Bu vesileyle başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm silah arkadaşlarını, vatan uğruna can veren aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyorum. Esnaf ve sanatkarlar camiamız adına bu anlamlı günün milletimize barış, huzur ve bereket getirmesini diliyorum" ifadelerini kullandı.

Yunan'ın 'yakarak imha' politikası bu sergide Haber

Yunan'ın 'yakarak imha' politikası bu sergide

Yunan ordusu, 15 Mayıs 1919'da İzmir'e ayak bastığı ilk günden başlayarak işgal ettiği bölgelerde yaptığı; katliam, yağma ve tecavüzlerle Türkleri göçe zorlamıştı. Büyük Taarruz ile bozguna uğradığında ise çekildiği yerleşim yerlerini “yakarak imha etme” politikasını uygulamaya koydu. İmha birlikleri, geçtikleri yerlerdeki; köy, kasaba, okul, cami, kilise demeden her yeri ateşe vererek, yerleşim yerlerini kullanılamaz hale getirmeyi amaçladı. Afyonkarahisar'dan başlayarak; Uşak, Salihli, Alaşehir, Turgutlu, Manisa gibi büyük kentler başta olmak üzere, sayısız kasaba ve köy sistematik şekilde ateşe verildi. İZMİR YANGININDA 20 BİN BİNA YANDI 9 Eylül 1922'de İzmir'in 3 yıldan fazla süren işgal girişimi nihayet son bulurken, kentteki savaş hali henüz bitmemişti. Yunan ordusu İzmir'deyken başlayan kundaklamalar, 13 Eylül'de Ermeni Mahallesi civarındaki 20 kadar kundaklama girişimi ile zirveye ulaştı. O gün ortaya çıkan şiddetli lodos, yangını mevcut İzmir itfaiyesinin müdahalesinin sonuç vermeyeceği boyuta taşıdı. Kent kısa sürede ateş topuna döndü. 52 saat süren yangında, 42 bin 945 haneden geriye 14 bin tanesi kaldı, şehrin ortasında adeta kapkara kara bir delik açıldı. "YAKARAK İMHA" POLİTİKASI BU SERGİDE İşte tüm bu İzmir ile Batı Anadolu'daki yangınlar ve Yunan ordusunun imha politikası, “Yanık Yurt” isimli sergide ziyaretçilere açıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesinde (APİKAM) açılan serginin küratörlüğünü ise İzmir Kent Tarihi Araştırmacısı ve Koleksiyoner Nejat Yentürk yürütüyor. "YANIK" KOKUSUYLA GEÇMİŞE "ACI" YOLCULUK Sergide pek çok fotoğraf ve film ilk kez gün yüzüne çıkarken, sergi için özel hazırlanan “yanık” kokusu da ziyaretçileri o acı günlere götürüyor. Yerli ve yabancı ziyaretçilerin büyük ilgi gösterdiği sergiyi anlatan Nejat Yentürk, serginin bir araştırma çalışması olduğunu söyledi. "BU SİSTEMATİK VE ÖNCEDEN PLANLAMIŞ POLİTİKANIN TEK AMACI VAR; HAYAT DEVAM EDEMESİN" Yentürk, “Sergimizin ana temasını, Büyük Taarruz ile bozguna uğrayan Yunan ordusunun çekilirken uyguladığı siyaset oluşturuyor. ‘Yakarak imha' politikası diyebiliriz; yani geride yaşam şansı bırakmamak üzere, geride kalan halklara sadece; konutlar, camiler, okullar, hükümet konakları değil; ürün depoları, harman yerleri, meyve bahçeleri, bağlar, içindeki hayvanlarla birlikte ahırlar ateşe veriliyor. Hatta öldürdükleri insanlarla doldurarak su kuyularını yok ediyorlar. Bu sistematik ve önceden planlamış politikanın tek amacı var; geride bıraktıkları işgal bölgelerinde bir hayat devam edemesin. Bu planlı hareketi sergilemek istedik. Müfredatımızda Kurtuluş Savaşı'nın bu yönüne hemen hiç değinilmez. Bu ölçüde dramatik bir süreci görsellerle anlatmak, bir tarih metninden daha etkileyicidir. Yakın zamanda işgalci Yunan ordusunun geride bıraktıklarını fotoğraflayan Albert Kahn gibi çok önemli bir arşiv dünya kamuoyuyla paylaşıldı, sergide bu fotoğraflara da yer veriyoruz. Onun dışında 30 yıldan fazla bir çabayla bir araya getirdiğim kendi kişisel, orijinal fotoğraf koleksiyonumla harmanladım. Diğer koleksiyoncu dostlarımız ve başta APİKAM arşivi çok değerli katkı sağladılar. Kurtuluş Savaşı'nda, cephedeki iki ordunun çarpışması dışında, ziyaretçiyi sivil halkın neler yaşadığı üzerinde düşünmeye davet ettik. Öyle büyük acılar yaşanmış ki, onun ipuçlarını vermekle yetindik ve yerleşim yerlerindeki tahribatı sergilemeye çalıştık” dedi. "50 YILLIK, ÇOK HIZLI ESKİMİŞ BİR MODELLE İZMİR YANGINI SÖNDÜRÜLMEYE ÇALIŞILDI" Yunan Ordusunun imha politikasını anlatan Yentürk, “Bunu bir bütün olarak ele almak gerekiyor. Batı Anadolu'da; Afyon'dan, Eskişehir'den başlayan; Salihli, Alaşehir, Turgutlu, Manisa'yı yaktıktan sonra kaçarak İzmir'e giren Yunan ordusunun, İzmir'i de ateşe vermesinden korkuluyordu. Zaten şehir günlerdir kundaklamalara maruz kalıyordu. İtfaiye şefi, günde 15 yangınla baş etmek zorunda kaldıklarını rapor eder. 13 Eylül 1922'de ortaya çıkan şiddetli fırtına, o gün aynı anda 20 noktada yapılan o kundaklamalardan artık kurtulamaz noktaya getirdi İzmir'i. İzmir itfaiyesinin elinde bir adet buharlı yangın söndürme aracından başka araç yoktu; bunun dışında bir merdiven arabası, hortum arabaları vardı. Diğerleriyse; çok eski model, kol kuvveti ile çalışan tulumba araçlardı. İzmir, İstanbul gibi devletin sahibi ve yönettiği bir itfaiye teşkilatı değildi. İzmir itfaiyesi, İngiliz sigorta şirketlerinin tasarrufunda olan bir İtfaiye teşkilatıydı. 1886 yılında satın aldığı yegane araç, altında odun yakarak enerjisini temin ettiği bir buharlı araçtır. Birinci Dünya Savaşı sırasında limanı kapanan İzmir'e yeni bir itfaiye aracını ithal etmenin imkânı olmadığı gibi, işgal edip büyük Yunanistan sınırları içine katma hayalleri kuran Yunan yönetimi, şehrin itfaiyesi için hiçbir yatırım yapmamıştı. Çağ, benzinle çalışan motorlu itfaiye araçları çağıydı; ancak İzmir bu imkanın çok uzağındaydı. 1886 yılından kalma tek bir araçla bu büyük yangınla mücadele edilemezdi” ifadelerine yer verdi. İzmir Kent Tarihi Araştırmacısı ve Koleksiyoner Nejat Yentürk, son olarak şöyle devam etti: “Yunan ordusu çekilirken uygulanan politika, son derece sistematikti; yani Manisa kentinin yüzde 90'ı yok edildi. Turgutlu keza öyle; yani Manisa'da 10-11 bin binanın yakılması tesadüf olamaz. Sistematik bir şekilde, benzin ya da gaz yağı dökerek konutlar yakılmıştır.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.