SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kütahya

Söz Bursa - Kütahya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kütahya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

“Dağ yöresi, Bursa’nın geleceğine damga vuracak” Haber

“Dağ yöresi, Bursa’nın geleceğine damga vuracak”

Büyükorhan’daki 90 yıllık Piribeyler Tren İstasyonu’nu ziyaret ederek, bölgenin turizm potansiyeline dikkat çeken Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Dağ yöresi hem doğal yapısıyla hem tarımsal gücüyle hem de turizm fırsatlarıyla Bursa’nın geleceğine damga vuracak” dedi. Bursa’da altyapıdan tarıma, turizmden ulaşım yatırımlarına kadar birçok projeyi hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, dağ bölgesinin ekonomik yapısını güçlendirmek ve kırsaldan kente göçün önüne geçmek için çalışmalarını sürdürüyor. 90 YILLIK TREN İSTASYONUNA ZİYARET Büyükorhan ilçesi Piribeyler Mahallesi’ni ziyaret eden Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, 1935 yılından bu yana hizmet veren tren istasyonunun da bulunduğu bölgenin potansiyeline dikkat çekti. Muhtarlar ve vatandaşlarla samimi bir şekilde sohbet eden Başkan Mustafa Bozbey, hem istasyonun hem de Piribeyler’deki doğal güzelliklerin taşıdığı turizm potansiyeli hakkında fikir alışverişinde bulundu. “BÖLGENİN KONFORU ARTIRACAĞIZ” Yaklaşık 90 yıldır doğanın içinde, sessizce çalışan istasyonun yıllardır bölgenin hafızasında nasıl bir yer tuttuğunu yerinde gördüğünü belirten Başkan Mustafa Bozbey, hattın geçmişte olduğu gibi bugün de bölgeye katkı sunması için çalışmaya devam edeceklerini ifade etti. Piribeyler’in kıymetli mirasını geleceğe taşımayı sürdüreceklerini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, “Yıllardır ilçe sakinleri trene binerek Kütahya, Balıkesir, Eskişehir, Ankara ve İzmir'e gidebiliyor. Bursalıları da bu bölgeyi ziyaret etmeye davet ediyorum. Treni kullanarak doğal güzelliklerin içinde seyahat yapma keyfini yaşayacaklar. Aslında Bursa’dan trenin geçtiğinin bilinmesini, Piribeyler İstasyonu’nun tanınmasını ve Bursalıların kullanmasını istiyoruz. Bölgenin canlanması için çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz. Hem çiftçimizi destekliyoruz, hem bölgenin sorunlarını en aza indirmeye çalışıyoruz hem de tarihi ve turizm potansiyelini değerlendiriyoruz. Bölgenin konforu artıracağız ve bölge insanın gülümsemesini sağlayacağız” diye konuştu. “DAĞ YÖREMİZİN İNSANI DA GÜLÜMSEYECEK” Göreve geldikleri günden bu yana dağ ilçelerinde yoğun çalışma yürüttüklerini hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, “Muhtarlarımızın ağırlıklı olarak yol talepleri oluyor. Bugüne kadar 160 kilometreyi geçen soğuk asfalt çalışmamız oldu. 32 bin ton civarında sıcak asfaltı dağ bölgesindeki yollarımızla buluşturduk. Halkımızı konforlu bir ulaşım ağına kavuşturduk. BUSKİ aracılığıyla altyapı projelerini de sürdürüyoruz. Dağ yöremizin insanı da gülümseyecek” dedi. “DAĞ YÖRESİNİN DOĞAL YAPISINI KORUMALIYIZ” Dağ bölgesinde çiftçilik ve hayvancılık yapan aile işletmelerine de desteklerinin sürdüğünü aktaran Başkan Mustafa Bozbey, “Dağ yöresinin hem doğal yapısını korumak, hem hayvancılığı ve çiftçiliği geliştirmek, hem de doğa turizmini yaygınlaştırmak adına yoğun çalışma yürütüyoruz. Halkımızın topraklarına sahip çıkmasını istiyoruz. Biz destek olmaya devam edeceğiz. Bazı ürünlerde hem ekip yaptırıyoruz hem de satın alma garantisi veriyoruz. Farklı projeleri, dağ yöresinde uygulayacağız” dedi. Başkan Mustafa Bozbey'e dağ ilçelerine verdiği değerden dolayı teşekkür eden vatandaşlar, Bursa'nın sessiz gücü olan dağ yöresinin Büyükşehir Belediyesi'nin yatırım ve destekleriyle canlandığını söyledi.

Japon deprem uzmanından tedirgin eden açıklama! "400 yıldır biriktirdiği nokta var, dikkatli olunmalı" Haber

Japon deprem uzmanından tedirgin eden açıklama! "400 yıldır biriktirdiği nokta var, dikkatli olunmalı"

Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, Marmara Bölgesi'nde, özellikle Bandırma'da yaklaşık 400 yıldır enerji birikimi olduğuna dikkati çekerek "Dikkatli olunmalı" uyarısında bulundu. Japon deprem uzmanı, yüksek inşaat mühendisi ve mimar Yoshinori Moriwaki, Kırıkkale Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi'nde düzenlenen "Japon Deprem Uzmanının Gözüyle Türkiye'nin Depremselliği" konulu konferansta öğrenci ve akademisyenlerle bir araya geldi. Şehit Aydın Çopur Konferans Salonu'nda Prof. Dr. Orhan Doğan'ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen programda konuşan Moriwaki, Türkiye'nin deprem kuşakları üzerinde yer aldığını belirterek, yapı güvenliği ve farkındalık bilincinin artırılmasının önemine dikkat çekti. Japonya ile Türkiye'nin sismik açıdan benzer özellikler taşıdığını ifade eden Moriwaki, depreme dayanıklı yapıların gerekliliğine ilişkin teknik bilgiler paylaştı. Konferansın ardından İHA'ya açıklamalarda bulunan Moriwaki, Marmara Bölgesi'nde muhtemel büyük depremlere karşı uyarıda bulundu. "BANDIRMA'DA DİKKATLİ OLMAK LAZIM" Türkiye'nin farklı bölgelerindeki fay hatlarına değinen Moriwaki, "2020'de Elazığ'dan sonra Manisa, Muğla, İzmir depremi oldu. İzmir fay hattı daha kırılmadı. O bölgede, ince ve kısa ama çok fay hattı olduğu için sık sık küçük depremler olabilir. Marmara Bölgesi'nde Yalova-Çınarcık 1999, 1912'de Çanakkale-Gelibolu tarafında Tekirdağ'a kadar fay hattı kırıldı. Tekirdağ'dan Yalova-Çınarcık'a 170 kilometre var. Bu üçe bölünebilir. Ortadaki, 23 Nisan'da 6.1 Silivri'de deprem oldu. Artçı depremlerle o bölgenin tam olmasa da rahatladığını söyleyebilirim. Küçükçekmece'den Yalova-Çınarcık'a kadar kalan 70 kilometre kaldı. Dolayısıyla bu 70 kilometre büyük deprem üretemiyor. Ayrıca Gemlik, Bursa, Bandırma, Çanakkale, Balıkesir ve Ayvalık yönüne uzanan bir fay hattı var. O tarafta özellikle Bandırma'da 350-400 senedir deprem olmadı. Biriktirdiği nokta var. Balıkesir'de ara ara deprem oluyor. Onun için Bandırma'da dikkatli olmak lazım" diye konuştu. "KIRIKKALE'DE KISA BİR FAY HATTI YER ALIYOR" Ülkenin birçok bölgesinde aktif fay hatlarının bulunduğunu vurgulayan Moriwaki, "İç Anadolu'da da fay hatları mevcut. Mesela Kırıkkale'de ve kentin güney tarafında kısa bir fay hattı yer alıyor. Bu fay hattı Tuz Gölü yönüne gidiyor. Ayrıca Çankırı'nın kuzeyinde de fay bulunuyor. Ankara'nın zemini ise daha çok kaya yapıda ve doğrudan fay hattı üzerinde değil. Bu nedenle Kırıkkale'de büyük bir deprem beklenmiyor. Ancak Kütahya, Niğde ve Konya çevresinde ara ara küçük depremler oluyor" ifadelerini kullandı. "HAZIRLIKLI OLMAK LAZIM" Depreme karşı bireysel hazırlığın önemine dikkat çeken Moriwaki, "Her insan depreme karşı hazırlıklı olmalı. Türkiye, Japonya ve Endonezya'da 'deprem geliyor' diye beklemek gerekir. Ona göre hazırlıklı olmak lazım. Herkesin bir acil durum çantasında su, düdük, çikolata ve tuz gibi temel ihtiyaçlar bulundurması gerekir. Evdeki eşyalar sabitlenmeli, aile bir deprem anında nerede toplanılacağını önceden kararlaştırmalıdır. 2011 yılında Japonya bunu yapmadığı için ailemle görüşemiyordum. O nedenle herkes karar verip oraya gidecek" dedi. "8 İLE 10 ARASINDA DEVASA FARK VAR" Alanlarıyla ilgili konuları uzmanından dinlemeleri için Moriwaki'yi davet ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Orhan Doğan ise, "Uzmanlardan bu tür konuları dinlemenizi istiyoruz. Konu olarak da içerik olarak da Japonya gerçekten bu işi bizden önce fark etmiş, bizden önce pişirmiş. Deprem olduğu zaman dikkat ederseniz çok küçük hasarlarla atlatıyor. Japonya'daki depremler çok büyük, 10 büyüklüğüne kadar çıkabiliyor. Bizde ise 8 ile 10 arasında devasa fark var. Yıkım farkı, yıkım riski yüksek. Oradaki binaları nasıl ayakta tuttuklarını görmek ve bundan ilham almak için dostumuzu buraya davet ettik" diye konuştu. Program sonunda Fakülte Dekanı Prof. Dr. Murat Lüy ile İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Yıldız, Moriwaki'ye belge ve hediye takdim etti.

Bursa’dan Domaniç’e tarımsal destek Haber

Bursa’dan Domaniç’e tarımsal destek

Bursa’da çiftçilere her alanda destek sağlayan Büyükşehir Belediyesi, Kütahya’nın Domaniç ilçesindeki üreticilere de 44 bin metre damlama sulama hortumu ve 2.200 litre sıvı gübre desteği sağladı. Bursa’da her alanda çiftçiyi destekleyen ve kırsal kalkınmayı sağlayarak köyden kente göçün önüne geçmeyi hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, çevre kentlerde de üretimin ve üreticinin yanında olmaya devam ediyor. Tarım Peyzaj AŞ aracılığıyla üretilen 44 bin metre damlama sulama hortumu ve 2.200 litre sıvı gübre, Kütahya’nın Domaniç ilçesindeki çiftçilere törenle teslim edildi. Program kapsamında ilk olarak Kaymakam Serhat Bağcı’yı ve Belediye Başkanı Engin Uysal’ı makamında ziyaret eden Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, daha sonra muhtarlarla ve çiftçilerle bir araya geldi. "DOMANİÇ’İ 18. İLÇEMİZ OLARAK GÖRÜYORUZ" Tören alanında alkışlar eşliğinde karşılanan Başkan Bozbey, "Domaniç'i Bursa'nın 18. ilçesi olarak görüyoruz. Seçimden önce bu meydanda konuşma yapmıştım. Domaniçli büyüklerimiz, ‘Başkanım hiç merak etme, o iş tamam’ demişlerdi. Bugün buradayız. Söz verdiğimiz gibi Domaniç’i 18. ilçemiz olarak görüyoruz ve destekliyoruz. Üretim yapan vatandaşlarımıza bir nebze olsun katkı sağlamak, onların yanlarında olduğumuzu göstermek maksadıyla 44 bin metre damlama sulama hortumu ve 2.200 litre sıvı gübre dağıtımı yaptık. Çiftçimizin yüzü gülsün istiyoruz" dedi. Domaniç Belediye Başkanı Engin Uysal ise, Başkan Mustafa Bozbey’in çiftçilere yönelik önemli bir desteği hayata geçirdiğini ifade etti. Başkan Mustafa Bozbey’in üretimin ve emeğin değerini bilen bir anlayışla çalıştığını dile getiren Uysal, tarımın güçlenmesine ve ilçenin kalkınmasına katkı sağlayacak destek için teşekkür etti. Konuşmaların ardından Başkan Mustafa Bozbey tarafından çiftçilere damla sulama borular ve sıvı gübre dağıtıldı. Domaniç halkının yoğun ilgi gösterdiği programın sonunda Muharrem ayı dolayısıyla aşure ikramında bulunuldu.

Türk Diyanet Vakıf Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı Kütahya'da Haber

Türk Diyanet Vakıf Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı Kütahya'da

Toplantıda söz alan Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı şunları söyledi: Milli Mücadele Tarihinde eşsiz bir yeri bulunan, her devirde, her dönemde asaletin ve milli onurun çizgisinde yürüyen Kütah’ya da sizlerle birlikte olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum diyerek sözlerini şöyle sürdürdü; Kıymetli Meslektaşlarım; Kamu hizmetlerinin en önemli alanlarından biri olan dini hizmetlerin yürütülmesinde büyük bir özveriyle görev yapan Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanları, yıllardır çözüm bekleyen pek çok sorunla karşı karşıyadır. İmam, müezzin, Kur’an kursu öğreticisi, vaiz,murakıp,din Hizmetleri Uzmanı,Şef,VHKİ,memur,Yardımcı Hizmetliler, Destek Hizmetleri Personeli, şoför ve diğer personelimiz; gece gündüz demeden, bayram tatili gözetmeden, ülkemizin en ücra köşelerinde bile görev yaparak halkımıza manevi rehberlik etmektedir. Ancak ne yazık ki bu fedakârlık, çalışma şartları ve özlük hakları açısından karşılığını bulamamaktadır. Temel Sorunlarımız: Maaş ve Ek Gösterge Yetersizliği: Diyanet personelinin maaşları, kamudaki diğer hizmet sınıflarıyla kıyaslandığında geride kalmıştır. Ayrıca ek gösterge düzenlemeleri yeterli düzeyde yapılmamıştır. Şoför, VHKİ ,Din Hizmetleri Uzmanı ve şef kadrolarında çalışanlarımız hala 3600 ek göstergeden faydalanamamaktadırlar. Bu durum emeklilikte alınan maaşlara da olumsuz yansımaktadır. Görevde Yükselme ve Atama Sorunları: Liyakat ve hizmet esasına göre yapılması gereken görevde yükselme sınavlarının düzenli yapılmaması, çalışanlar arasında adalet duygusunu zedelemektedir. Atamalarda şeffaflık ve hakkaniyetin sağlanması elzemdir. İzin ve Tatil Hakkı Kısıtlılığı: Bayram ve hafta sonu tatillerinde dahi görev yapan personelin izin kullanma hakkı çoğu zaman fiilen mümkün olmamaktadır. Diyanet çalışanlarının da diğer kamu personelleri gibi insani koşullarda çalışabilmesi sağlanmalıdır. Sosyal Haklar ve İş Güvencesi: Fazla mesai, ulaşım, yemek ve giyim yardımı gibi temel sosyal haklardan yoksun olan Diyanet çalışanlarının bu haklara kavuşturulması artık ertelenemez bir zorunluluktur. DİYANET ÇALIŞANLARININ LOJMAN SORUNU Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan imam, müezzin, Kur’an kursu öğreticisi ve diğer din görevlileri, ülkemizin dört bir yanında, en ücra köylerde bile milletimize manevi hizmet sunmaktadır. Ancak bu fedakârca görev ifa edilirken, çalışanlarımızın karşı karşıya kaldığı lojman sorunu artık sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır. Özellikle taşrada görev yapan din görevlileri için lojman, sadece bir barınma ihtiyacı değil; görevlerini sağlıklı ve güvenli bir şekilde sürdürebilmeleri için hayati bir gerekliliktir. Ne yazık ki bugün birçok bölgede lojman sayısı yetersiz, mevcut lojmanlar ise bakımsız, eski ve yaşam koşullarına uygun değildir. Bazı yerleşim yerlerinde ise hiç lojman bulunmamakta, personel kendi imkânlarıyla yüksek kira bedelleri altında barınmak zorunda kalmaktadır. Bu durum, özellikle aileleriyle birlikte yaşayan personel için maddi ve manevi ciddi zorluklara yol açmaktadır. Barınma sıkıntısı, personelin görev yaptığı bölgeye uyumunu zorlaştırmakta, hizmetin sürekliliğini ve kalitesini de olumsuz etkilemektedir. Diyanet çalışanlarının görevlerini huzur içinde yerine getirebilmeleri için: Yeni ve modern lojmanların yapılması,Mevcut lojmanların bakım ve onarımdan geçirilmesi gerekmektedir. MEMURA DA BAYRAM İKRAMİYESİ VERİLSİN! Emeklilere her bayramda verilen ikramiye, toplumun önemli bir kesimi için anlamlı bir destek olmaya devam ederken, aynı özveriyle görev yapan kamu çalışanlarının bu haktan mahrum bırakılması, büyük bir adaletsizliktir. Kamu hizmetlerinin bel kemiğini oluşturan memurlar, pandemi döneminden doğal afetlere, seçim süreçlerinden olağanüstü durumlara kadar her şartta görevini layıkıyla yerine getirmiş, toplumun güvenini kazanmış, devletin itibarını taşımıştır. Ancak bayram dönemlerinde, ne yazık ki bu emeğin karşılığı verilmemekte; memurlar bayramı ekonomik sıkıntılarla, kırgınlıkla karşılamaktadır. Özellikle son yıllarda hızla artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında maaşları eriyen kamu çalışanlarına, bayram öncesi verilecek bir ikramiye hem moral kaynağı olacak, hem de ekonomik anlamda bir nefes aldıracaktır. BURADAN HÜKÜMETE AÇIK ÇAĞRIMIZDIR: Bayram ikramiyesi, memurlara da verilmelidir. Bu uygulama, sosyal adaletin gereğidir. Aynı zamanda kamuda çalışan milyonlarca insanın motivasyonunu artıracak, bayramların gerçek anlamına yakışır bir dayanışma örneği olacaktır. Tüm kamuoyunu ve yetkilileri bu konuda sorumluluk almaya davet ediyor; memura bayram ikramiyesi verilmesi yönündeki çağrımızı güçlü bir şekilde yineliyoruz. Yetkililere sesleniyoruz; Diyanet çalışanlarının talepleri göz ardı edilmemeli, sorunlara kalıcı çözümler üretilmelidir. Hakkaniyetli bir ücret sistemi, kadro güvencesi, liyakate dayalı atama ve terfi sistemi ile çalışma barışının tesisi mümkündür. Diyanet çalışanları olarak hem devletimize hem milletimize sadakatle hizmet etmeye devam edeceğiz. Ancak bu hizmetin sürdürülebilirliği, adil ve insan onuruna yakışır çalışma koşullarının sağlanmasıyla mümkündür. Mobbing, liyakatsizlik ve adil olmayan görev dağılımları, çalışan motivasyonunu zedeleyen bir başka önemli sorundur. Bu durum yalnızca personeli değil, doğrudan doğruya halkımıza sunulan manevi hizmeti de olumsuz etkilemektedir. Buradan yetkililere sesleniyoruz: Diyanet personelinin sesi duyulmalı, talepleri karşılıksız bırakılmamalıdır. Personelin moral ve motivasyonunun yüksek tutulması, sadece bir çalışan hakkı değil; aynı zamanda sağlıklı bir toplumun teminatıdır dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.