SON DAKİKA
Hava Durumu

#Marmara Denizi

Söz Bursa - Marmara Denizi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Marmara Denizi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gemlik'in dip temizliği büyükşehirden Haber

Gemlik'in dip temizliği büyükşehirden

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 26-29 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği ‘Çevre Haftası Şenliği’, kentin dört bir yanındaki etkinliklerle devam ediyor. Etkinlikler kapsamında Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı Sahil Planlama ve Yapım Şube Müdürlüğü tarafından Gemlik’te dalgıçlarla deniz dibi temizliği yapıldı. İskeledeki hazırlıkların ardından Espadon Dalış Merkezi’nin gönüllü dalgıçları, dalış gerçekleştirip deniz dibindeki kirliliği gözler önüne serdi. Dalgıçların, Gemlik Körfezi dibinden topladıkları plastik ve cam şişeler, metal ve ambalaj atıklar, oyuncaklar ve mutfak eşyaları, vatandaşların görmesi adına iskelede sergilendi. Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mehmet Aydın Saldız, daha temiz bir çevre ve daha temiz bir deniz hayal ettiklerini söyledi. Doğader Başkanı Murat Demir ise, Marmara Denizi’nin Bursa’nın, Marmara Bölgesi’nin ve Türkiye’nin en önemli varlıklarından birisi olduğunu söyledi. Geçtiğimiz yıllara göre deniz dibinden daha az çöp çıkmasının sevindirici olduğunu belirten Demir, yaşanan müsilaj sorunun sebebinin de insanlar olduğuna dikkat çekti. Türkiye nüfusunun yarısına yakınının ve Türkiye sanayisinin yüzde 65’nin Marmara bölgesinde bulunduğunu hatırlatan Demir, evsel ve sanayi atıklarının Marmara Denizi’ne ulaştığını söyledi. Bu kirliliğin önüne geçilmesi gerektiğini anlatan Demir, bütüncül bir mücadele ve ortak eylem planlarıyla sorunun çözülebileceğini ifade etti. Konuşmaların ardından geri dönüşüm malzemelerinden hazırlanan çalışmalar ve Tahsin Ceylan’ın ‘Deniz Canlıları’ sergisi ziyaret edildi. Programa katılan öğrenciler, taş boyama ve ağaç kütüphanesine kitapların yerleştirilmesi etkinliklerine katılarak keyifli bir gün geçirdi.

Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorunu Bursa'da masaya yatırıldı Haber

Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorunu Bursa'da masaya yatırıldı

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Marmara Denizi’nin karşı karşıya kaldığı çevresel tehditlere dikkat çekmek ve müsilaj sorununa yönelik çözüm yollarını değerlendirmek amacıyla ‘Marmara Denizi’nde Müsilaj İle Mücadele’ toplantısı düzenlendi. Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’ndeki programa, MBB ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Parti Meclis üyesi Baran Bozoğlu, CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, CHP Bursa Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Kayıhan Pala, Hasan Öztürk ve Orhan Sarıbal, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, İstanbul, Balıkesir, Tekirdağ, Çanakkale ve Yalova’dan gelen belediye yöneticileri, ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, genel sekreter yardımcıları, Büyükşehir Belediyesi bürokratları katıldı. “ÜZERİMİZE ÇOK BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR” Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununu ele alırken, aslında milyonlarca insanın yaşam hakkını ve sağlığını da konuşmak için bir araya geldiklerini söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, Marmara’nın yaklaşık 30 milyon nüfusa sahip olduğunu, Türkiye’nin sanayi potansiyelinin de yüzde 70’ini barındırdığını hatırlattı. Marmara’nın Türkiye’nin kalbi olan bir bölge olduğunu belirten Başkan Mustafa Bozbey, Marmara Denizi’nin ise önemli ticaret yollarının geçtiği ve binlerce canlının yaşadığı alan olduğunu ifade etti. Özellikle 1970’li yıllardan itibaren sanayideki yoğunlaşma ve nüfusun artması sebebiyle Marmara Denizi’nin de kirlenmeye başladığını anlatan Başkan Bozbey, “2007’de bilim insanları bir açıklama yaptı. Açıklamada, Marmara Denizi’nde kirliliğin yoğunlaştığı, önümüzdeki süreçte canlıların azabileceği ve müsilaj gibi sorunların artabileceği belirtilmiş. Ancak hiçbir tedbir alınmadı. Bu kirliliğin sonucunda 2021’de önümüze bir müsilaj sorunu çıktı. Bu sorun, aslında Marmara Denizi’nin ‘Ben ölüyorum. Ben artık içimde canlı barındıramayacağım. Bu son uyarımdır’ dediği bir süreçti. O zaman bizim aklımıza Marmara Denizi geldi ve konuyu tartışmaya başladık. MBB içerisinde Bilim Kurulu oluşturuldu. 22 maddelik bir süreç haritası ortaya kondu. Marmara Denizi’ni tekrar kendine getirebilecek 3 önemli madde için ise hala sorunlar var. Bu maddelerden bir tanesi ileri biyolojik arıtma tesislerinin kurulmasıdır. Bu hem evsel atıklar hem de sanayi atıkları için önemlidir. Burada üzerimize çok büyük sorumluluk düşüyor” diye konuştu. “MARMARA DENİZİ, HEPİMİZİNDİR” Bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre Marmara’daki 27 canlı türünün bölgeyi terk ettiğinin tespit edildiğini açıklayan Başkan Bozbey, insanların denizi kirlettiğinin farkında olması gerektiğini vurguladı. MBB’nin Bakanlığa taleplerini ilettiğini belirten Başkan Bozbey, “İleri biyolojik arıtma tesislerini belediyeler kursun ancak yer seçimi konusunda destek olunmasını istedik. İkincisi dövizle değil, TL üzerinden faizsiz borçlanmayı talep ettik. Bu taleplerimizi hala yineliyoruz. Marmara’daki kirliliğin yüzde 60’ı evsel, yüzde 40’ı sanayiden oluşmaktadır. Bunun için kimyasal arıtma tesislerine de ihtiyaç var. Bu konuda hiçbir hazırlık yok. Marmara’yı havza havza değerlendirmek zorundayız. Ergene Havzası’nı özel bir çalışma alanı olarak görmeliyiz. Hem evsel hem tarım hem de sanayiden gelen atıklar Marmara Denizi’ni kirletiyor. Marmara Denizi, hepimizindir. Ülkemizin her insanı için ihtiyaç olan ve özen gösterilmesi gereken bir alandır” dedi. “MARMARA DENİZİ’NİN TEMİZ OLMASINI ARZU EDİYORUZ” Bursa özelinde de Marmara Denizi’nin koruma konusunda tam önlem alınmadığını söyleyen Başkan Bozbey, BUSKİ üzerinden yürütülen projeleri önemsediklerini dile getirdi. Bir taraftan tesislerde kapasite artışı yaparken, diğer taraftan ileri biyolojik arıtma tesisleri konusunda projeler geliştirdiklerini anlatan Başkan Bozbey, “Evsel atıkların yüzde 100’ünü ileri biyolojik arıtma tesislerinden geçirerek Nilüfer Çayı’na verme imkanına sahip olacağız. Önümüzdeki süreçte kapasite artışlarının haricinde 7 tane ileri biyolojik arıtma tesisi de yapmak zorundayız. Kaçak deşarjları önlememiz lazım. Yapılan denetimlerde 155 adet kaçak deşarja rastladık. Bunları betonladık, sonuçlarını arkadaşlarımız takip ediyor. Derelerimizin de kirli aktığını biliyoruz. Ayvalı Dere’nin hali perişan. Buralardaki kaçak deşarjlar da takibe alındı. Betonlama işleri devam edecek. Özellikle fabrikaların kaçak deşarjla ilgili tespitlerinde işletmelerin kapatılıp men edilmesi lazım. Çevre felaketi oluşturduklarını iyi anlatmamız lazım. Ancak o zaman önleyebiliriz. Bursa’nın suları, Nilüfer Çayı ve Marmara Denizi konularında çok hassasız. Marmara Denizi’nin temiz olmasını arzu ediyoruz” diye konuştu. “MARMARA DENİZİ BÜYÜK BİR GİRDABIN İÇİNE SOKULMAKTADIR” CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, uzun süredir Türkiye gündemini işgal eden Marmara Denizi’ndeki müsilaj meselesini, bundan kaynaklanan sorunların çözümünü ve alınacak olan önlemleri konuşmak için toplantının düzenlendiğini hatırlattı. CHP olarak müsilaj konusunda yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi veren Zeybek, Marmara Denizi’nin Türkiye nüfusunun yüzde 40’ının yaşadığı Marmara Bölgesi’nde ortaya çıkan evsel atıklar sonucunda kirlendiğini ifade etti. Marmara’nın hem içme hem de kullanma suyu konusunda Türkiye’nin en fakir bölgesi olduğunu anlatan Zeybek, “Marmara Denizi’nde yaşayan balık türü dörde, beşe kadar düşmüşse daha ne kadar ekonomik anlamda bu cenderenin içerisinde sorunları çözmeye çalışacağız. Marmara Denizi hızlı biçimde büyük bir girdabın içine sokulmaktadır. Bu meselenin aslında siyasetin üzerinde değerlendirilmesi gerektiğini hep vurguladık. Marmara Belediyeler Birliği de konunun çözümü için önemli çalışmalar yapmıştır. Bu mevsimde ortaya çıkan müsilaj bir iki ay sonra ortadan kalktığında da gündemimizden asla düşürmeyeceğiz. Organize sanayi bölgelerinin ürettiği atıkların, deşarjların çözümlenmesi konusunda sorumluluk tümüyle büyükşehir belediyelerine verilirken, buraların denetlenmesi ve ruhsat verme yetkisi bakanlığa terk edilmiştir. Bir yetki karmaşası vardır. Çevre konularıyla ilgili Türkiye’de kimin, ne alanda, ne kadar yetkisi olduğu konusunda yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır” dedi.

Marmara Denizi için kritik uyarı: Bursa'da 376 sanayi tesisi denetim altında Haber

Marmara Denizi için kritik uyarı: Bursa'da 376 sanayi tesisi denetim altında

Bu çerçevede Bursa'da yürütülen çalışmalarda 35 denetim personeli ve 8 mobil laboratuvar görev alırken, 376 sanayi tesisi ile toplam 91 atıksu arıtma tesisi denetim planlamasına dahil edildi. Denetim sürecine dair bilgi veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED İzleme ve Çevre Denetimi Daire Başkanı Barış Ecevit Akgün, Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi'nde yaptığı açıklamada, çevre denetimlerinin çevre mevzuatında belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde, faaliyetlerin yasa ve sınırlamalara uygun yürütülüp yürütülmediğini kontrol etmek amacıyla gerçekleştirildiğini belirtti. 2021 yılında Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj krizinin ardından, 6 Haziran 2021'de Bakan Murat Kurum tarafından kamuoyuyla paylaşılan 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı doğrultusunda çalışmaların yoğunlaştırıldığını ifade etti. 2 bin 288 denetim, 1.8 milyar lira ceza Akgün, 2021 yılından bu yana Marmara Havzası'nda 2 bin 288 çevre denetimi yapıldığını, mevzuata aykırı faaliyette bulunan 2 bin 896 işletmeye toplam 1 milyar 808 milyon lira idari para cezası kesildiğini ve 268 işletmenin faaliyetinin durdurulduğunu açıkladı. Geçtiğimiz hafta Uludağ Çevre Forumuna katılan Bakan Kurum'un, Marmara Denizi Eylem Planı'na bağlı kalınmasının ve atıksu arıtma tesislerinin ivedilikle faaliyete geçirilmesinin önemine dikkat çektiğini hatırlatan Akgün, alınan kararların ardından merkez teşkilattan 35 denetim personeli ile 8 mobil laboratuvarın Bursa'ya yönlendirildiğini ifade etti. Denetimlerde 91 atıksu arıtma tesisi de inceleniyor Bursa'daki denetimler kapsamında 376 sanayi tesisi ile 55'i Marmara Havzası'nda yer alan toplam 91 atıksu arıtma tesisi denetleniyor. Sanayi tesislerinin baca gazı emisyonları ölçülürken, arıtma tesislerinden alınan numuneler analiz edilerek mevzuata uygunluğu denetleniyor. Online izleme sistemleriyle anlık takip Bakanlık yalnızca sahada değil, teknolojik altyapıyı da kullanarak çevresel izleme faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiye genelinde 382 hava kalitesi izleme istasyonu, 801 baca ve 544 atıksu arıtma tesisinin çıkışları sürekli online izleme sistemleriyle takip ediliyor. Bursa'da ise 18 tesise ait 29 baca ve 38 arıtma tesisinin çıkışları anlık olarak izleniyor. Nilüfer Çayı üçüncü sınıf kalitede Susurluk Havzası'nda yapılan izleme çalışmalarında Nilüfer Çayı'ndan alınan verilerin, su kalitesinin üçüncü sınıf (kötü) olduğunu ortaya koyduğunu belirten Akgün, denizlerdeki izleme faaliyetlerinin ise TÜBİTAK MAM iş birliğiyle yürütüldüğünü kaydetti. Marmara Denizi'nde izleme noktalarının sayısı 91'den 150'ye çıkarıldı, bunların 17'si Bursa'da yer alıyor. Son olarak, Nisan ayında tamamlanan analiz sonuçlarına göre Marmara Denizi'nde çözünmüş oksijen seviyelerinde düşüş ile azot ve fosfor kirliliği gibi çevresel sorunların sürdüğüne dikkat çeken Akgün, "Tespit ettiğimiz her türlü aykırılıkta idari yaptırımları kararlılıkla uyguluyoruz. Sanayi kuruluşlarımızın ve belediyelerimizin yükümlülüklerini hassasiyetle yerine getirmelerini bekliyoruz" dedi.

Nilüfer Çayı kapalı sistem üzerinden Marmara Denizi'ne akacak Haber

Nilüfer Çayı kapalı sistem üzerinden Marmara Denizi'ne akacak

Gürkan, bir otelde düzenlenen "AK Parti Bursa Yatırımları" konulu basın toplantısında, Nilüfer Çayı Havzası'yla ilgili 2 yıla yakın bir süredir önemli çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Havzaya ilişkin Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, Bursa Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Sanayi ve Ticaret Odası olarak fizibilite çalışması yaptıklarını aktaran Gürkan, bunun sıradan bir çalışma olmadığını anlattı. Nilüfer Çayı Havzası'nın Bursa nüfusunun 2 milyon 300 binini etkisi altına aldığını dile getiren Gürkan, "Keles'ten başlayıp birçok ilçeyi geçip bir şekilde Mustafakemalpaşa'ya giden, 1979 kilometrekarelik 96 kilometrelik hattan bahsediyoruz. Çayı, kapalı sisteme alıp, kapalı sistem üzerinden Karacabey Boğazı'na kadar ulaştırmayı kapsıyor." dedi. Çaya deşarj yapan 22 arıtma tesisi bulunduğunu vurgulayan Gürkan, şöyle konuştu: "Hepsi Nilüfer'e veriyor. Arıtma tesisinden çıkan sular tartışmasız kullanılamaz durumda. Günlük 463 bin metreküp su debisi. Derin deşarj 35 metredir. Bizim planladığımız sistemde Karacabey Boğazı'na eksi 42 kodunda boşaltacak şekilde derin deşarj çalıştık. Mesele kolay değil ama özellikle de uzun mesafede de 7,5 kilometre doğu yönünde ileriye deşarj sağlanacak. Bu normalde dünyadaki sistemin çok daha üzerinde sistem olarak öngörülmüştü. 2,2 metrelik betonarme çaplı sistem olarak düşünüldü." Hidroelektrik santralinin de kurulacağını aktaran Gürken, şöyle devam etti: "Kendini 4 yılda amorti edecek sistem ortaya çıkmıştı. Şu andaki maliyeti 5 milyar lira civarında. Bakan'a arz ettik. Çevre Genel Müdürlüğü tarafından gelip incelemesini yapıp ona göre neticeye ulaştırmaya çalışıyoruz. Bütün OSB; ilçe belediyeleri, sanayi bölgelerinin çevre arıtmayla alakalı olan bünyelerin dahil olacağı ve elini taşın altına koyacağı bir sistem olması lazım. Tek başına bir ilçeye veya belediyeye, büyükşehire değil bütün katmanlarımızla bunun üzerinde ilerleyebilirsek sağlıklı netice alacağız. Son dönemlerde bu kaçak deşarjlarla ilgili Çevre Şehircilik Müdürlüğümüz sıkı takip yapıyor. Gerekli cezaları kesiyorlar."

Marmara'da müsilaj tehlikesi devam ediyor Haber

Marmara'da müsilaj tehlikesi devam ediyor

Şubat ayı sonunda İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi'nde etkili olan soğuk ve karlı hava sayesinde yüzeyde bir miktar azalma ve dağılım gösteren müsilajın derinlere indiği gözlemlendi. Türkiye'nin ilk mercan nakil projesine ev sahipliği yapan ve Marmara Denizi'nin tek deniz koruma alanı olan Tavşan Adası'nda (Balıkçı Adası) gerçekleştirilen dalışta, Deniz Yaşamını Koruma Derneği dalgıçları Biyolog Ulaşcan Kayataş, Yaban Hayat Ekologu Baran Aksel Keskin ve gönüllü dalıcı Yener Kuşculuoğlu, müsilaj ile kaplanan mercanları temizleyerek onlara yaşam şansı verebilmek için çalışmalarına devam ediyor. 25-35 metre aralığında bulunan mercanların üzerindeki müsilaj dalgıç paletleri kullanılarak uzaklaştırılıyor ve böylece mercanların beslenmesi ve hayatta kalabilmesi sağlanıyor. Midyeler müsilajdan etkilendi 13 Mart'ta yapılan dalış sırasında dalgıç ekibi, koruma alanında bulunan dev midyelerin (pina) müsilajdan olumsuz etkilendiğini ve canlılığını devam ettirmekte zorlandıklarını gözlemledi. Dalış sırasında deniz suyu sıcaklıkları da ölçüldü. Yüzeyde 10C olan su sıcaklığı, derinlere inildikçe kademeli olarak artarak 40 metrede 16C'ye ulaştı. Özellikle 13-25 metre aralığında sıcaklık 11C, 28-35 metre arasında 13C, 35 metrede 14C, 36 metrede 15C ve 40 metrede 16C olarak kaydedildi. Bu veriler, Marmara Denizi'nde deniz suyu sıcaklığının derinliklere bağlı olarak değiştiğini ve müsilajın bu ortamda nasıl hareket ettiğini anlamak açısından önemli bir gösterge oluşturuyor. Tavşan Adası'nda tüm olumsuzluklara rağmen biyoçeşitlilik artıyor Marmara Denizi'nin ilk deniz koruma alanı olan Tavşan Adası, tüm olumsuzluklara rağmen biyoçeşitliliğin artmasına destek olmaya devam ediyor. Dalış sırasında koruma alanında yaşamaya başladığı tespit edilen deniz patlıcanları, ekosistem için büyük önem taşıyan canlılar arasında yer alıyor. Bir deniz patlıcanı yılda yaklaşık 150 ton kumu filtre ederek denizlerin temizlenmesine katkıda bulunarak, organik atıkları parçalayıp besin döngüsünü destekliyor. Büyük oranda plankton ve çürüyen organik maddeler ile beslenen deniz patlıcanları, bakterilerin ayrıştırma sürecine de katkı sağlıyor. Sıcaklığın tetiklediği müsilaj tehlikesine karşı topyekün hareket etme çağrısı Sanayi ve insan kaynaklı kirlilik ile küresel iklim değişikliği nedeniyle artan deniz suyu sıcaklığının tetiklediği müsilaj felaketine karşı Deniz Yaşamını Koruma Derneği, hem saha çalışmalarıyla müsilajın ekosistem üzerindeki etkilerini en aza indirmek için mücadele ediyor hem de eğitimler ve projeler aracılığıyla kamuoyu farkındalığını artırmayı hedefliyor. Dernek, müsilaj sorununa karşı topyekûn bir mücadele için tüm paydaşlara ortak hareket etme çağrısında bulunuyor. Deniz Yaşamını Koruma Derneği dalgıçları Biyolog Ulaşcan Kayataş ve gönüllü dalışçı Yener Kuşçuluoğlu yaptıkları açıklamada, "Bu dalışı gerçekleştirdiğimiz bölgenin yüzeyinde müsilaj çok görülmemekle birlikte geçtiğimiz günlerdeki soğuk hava dalgasından kaynaklı dipte çökmüş halde bulunmaktadır. Fakat bu müsilajın bittiği anlamına gelmemeli ve havaların ısınması ile birlikte tekrar yoğun bir müsilaj görülmesi beklenmektedir. Su akıntılı. Akıntı olmasına rağmen müsilaj hala var. Düzenli olarak mercanları paletle yelliyoruz ki mercanların üzeri müsilajdan kurtulsun. Fakat her dalışımızda tekrar akıntıya rağmen müsilaj oluyor. Mercanların hayatlarını devam ettirebilmesi, deniz yaşamının devam etmesi adına bu müsilaj problemine karşı topyekün bir önlem almak durumundayız. Artık bu bölgesel bir afet değil, ulusal bir afet durumuna gelmiş durumdadır. Bu konuda tüm yetkilileri inisiyatif almaya davet ediyoruz" dediler.

Mudanya'da 8 bin 217 bina incelendi Haber

Mudanya'da 8 bin 217 bina incelendi

Beklenen Marmara Depremi öncesi riskli yapıların analiz edilmesi noktasında çalışmaların devam ettiğini kaydeden Başkan Dalgıç, 8 bin 217 binanın incelemesinin tamamlandığını açıkladı. Uzmanlar tarafından Marmara Bölgesi’nde 7.0 büyüklüğünde beklenen deprem öncesi birçok belediyenin en önemli gündemi yapı stoğu ve deprem risk analizi oldu. Mudanya Belediyesi tarafından bir otelde gerçekleştirilen programda Mudanya’nın riskli bina envanteri çalışması kamuoyuyla paylaşıldı. AFET RİSKİNE GÖRE TEMATİK HARİTALAR HAZIRLANDI Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç yaptığı açıklamada, yapılan çalışmalar neticesinde 11 mahallede toplam 8 bin 217 binanın incelendiğini kaydetti. Çalışmaların 82 bin 191 kişilik alanda sürdüğünü söyleyen Dalgıç, "Öncelikle Mudanya’daki zeminlere baktık. Riskin ve yoğunluğun sahil kısmındaki 11 mahallemizde ilk olarak çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Altıntaş’dan başlayarak, Burgaz’da devam ettik. Alçak binaların olduğu yerlere gitmedik. Çözümün zor olduğu yerlerde zeminin durumuna ve yapı durumuna baktık. Mudanya’da 8 bin 217 binayı inceledik ve toplam 54 bin 882 bağımsız bölümden oluşuyor. Burada toplam nüfus 82 bin 191 kişilik alanda çalışmamızı yaptık. Zemindeki eğimlere baktık. Yapıların görsel kalitesine baktık. 50 yıl önce Burgaz, insanların ekonomik seviyelerinde bir artma olduğunda herkes bir yazlık ev istedi. 70’li yılların sonlarında çok büyük bir akın oldu buralara. Nüfus çok arttı ama o dönemlerdeki yapılar, dönemin mevcut deprem yönetmeliğine göre yapıldığı için bizim önemli bir verimiz haline geldi. Binaların kullanım durumuna baktık. Yapı nizamını ve kat seviyelerini inceledik. Her bir bina için rapor çıkardık ve Bursa Teknik Üniversitesi ile veri değerlendirmesi gerçekleştirdik. Saha çalışmalarımızda bina performans puanı oluşturduk. 3 veri elde ettik. Yapıların hangi amaçla kullanıldığını, hangi deprem yönetmeliğine göre yapıldığını, afet riskine göre tematik haritalar hazırladık. Kullanım fonksiyonlarını her mahalle için çıkardık" dedi. "RİSK ORANI YÜZDE 71" Acil eylem planının bir an önce hazırlanması gerekildiğini vurgulayan Dalgıç, "2 bin 730 tane binanın 1975 yönetmeliğine göre yapıldığını gördük. 1975’ten sonra tam 3 yönetmelik revize edildi. Bugünlerde yeni bir revize daha bekliyoruz. İlgili deprem yönetmeliklerinin mahalle bazlı dağılım grafiklerini çıkardık. Performans puanlarına göre binalarımızı ayırdık. Kapalı alan bazında 11 tane mahallenin tümü yüksek ve çok yüksek riskli alanlarda kalıyor. Bağımsız bölüm sayısı olarak baktığımızda ise 52 bin bağımsız bölümün yüzde 64’ü çok riskli ve riskli alanda kalıyor. Bu kadar eski yönetmelikle yapılmış alanlarda bunları bekliyoruz. Dönemin inşaat teknikleri de çok önemli. Bağımsız bölümlere göre performans değerlendirmesinde risk oranı yüzde 71. İnsanlarımızı yaşatmamız için acil çalışmalara başlamamız gerekiyor. Binalar yıkılacak ve can kaybı olacak. Altyapı hasarları oluşurken, kaos ortamı olacak. Enkaz altında kalan insanları kurtarma güçlü çekeceğiz. Yangın riski oluşacak. Ağır yapısal hasarlar ve kullanılamaz hale gelen binalar oluşacak. Uzun süre barınma sorunu oluşurken, büyük ekonomik kaybımız olacak. Yapı stokumuzun yenilenmesi lazım. Güvenli, ekonomik olarak sürdürülebilir ve çevreye duyarlı şehirler oluşturmak kritik bir adım olacak. Eski binaların yenilenmesi kaçınılmaz bir gereklilik. Bursa’da hiçbir belediyenin yapmadığı bir plan notunu belediye meclisinden geçirdik" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.