SON DAKİKA
Hava Durumu

#Medicana Bursa

Söz Bursa - Medicana Bursa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Medicana Bursa haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Her 8 kişiden biri diyabet hastası Haber

Her 8 kişiden biri diyabet hastası

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Doç. Dr. Pınar Köksal, diyabetin hem Türkiye'de hem de dünyada hızla artan bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini belirterek, toplumun bu konuda bilinçlenmesi gerektiğini vurguladı. Diyabetin (şeker hastalığının) vücudun kan şekerini düzenleme yeteneğini bozan kronik bir metabolik hastalık olduğunu belirten Medicana Bursa Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Pınar Köksal, şunları söyledi: "Glukoz, vücudun temel enerji kaynağıdır. Ancak glukozun hücrelere girebilmesi için pankreas tarafından üretilen insülin hormonuna ihtiyaç vardır. Diyabetli bireylerde ya yeterli insülin üretilemez ya da üretilen insülin etkili bir şekilde kullanılamaz. Bu da kan şekerinin yükselmesine ve uzun vadede organ hasarına neden olur. Diyabet, yalnızca kan şekeri yüksekliği değil; kalp, böbrek, göz ve sinir sistemini etkileyen sistemik bir hastalıktır." "Türkiye, Avrupa'da diyabetin en yüksek görüldüğü ülkelerden biri" Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2024 itibarıyla dünya genelinde yaklaşık 540 milyon yetişkin diyabet hastası bulunuyor. 2045 yılına kadar bu sayının 780 milyona ulaşması bekleniyor. Doç. Dr. Köksal, Türkiye'nin Avrupa'da diyabetin en sık görüldüğü ülkeler arasında yer aldığını belirterek şu bilgileri paylaştı: "Ülkemizde her 8 yetişkinden 1'i diyabet hastası. Obezite, yanlış beslenme alışkanlıkları, stres ve hareketsizlik, özellikle Tip 2 diyabetin artışında büyük rol oynuyor. Bu nedenle toplumsal farkındalık ve yaşam tarzı değişiklikleri son derece önemli." Diyabetin neden olduğu sağlık sorunları Kontrol altına alınmayan diyabetin, uzun vadede birçok ciddi sağlık sorununa yol açabileceğini belirten Doç. Dr. Köksal şu uyarılarda bulundu: "Diyabet, kalp-damar hastalıkları, böbrek yetmezliği, görme kaybı, sinir hasarı ve diyabetik ayak gibi komplikasyonlara neden olabilir. Bu komplikasyonlar erken dönemde belirti vermediği için, düzenli doktor kontrolü ve laboratuvar takibi çok önemlidir." "Dengeli beslenme ve hareket en güçlü tedavi araçları" Diyabetin önlenebilir ve kontrol altına alınabilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Köksal, yaşam tarzı değişikliklerinin tedavinin temelini oluşturduğunu söyledi: "Dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite, kilo kontrolü ve düzenli sağlık kontrolleri diyabetin hem önlenmesinde hem de yönetiminde büyük fark oluşturuyor. Özellikle risk grubunda olan kişilerin - aile öyküsü, fazla kilo, yüksek tansiyon veya gebelik şekeri geçmişi olan bireylerin - kan şekeri ölçümlerini düzenli yaptırması gerekir." Medicana Bursa'dan çağrı: "diyabeti birlikte önleyebiliriz" Doç. Dr. Köksal, Medicana Bursa Hastanesi olarak diyabet farkındalığını artırmak amacıyla Kasım ayı boyunca bilgilendirme etkinlikleri düzenleyeceklerini belirterek şunları söyledi: "Diyabetle mücadele, bireysel değil toplumsal bir sorumluluktur. Erken tanı ve bilinçli yaşam tarzı değişiklikleri ile diyabetin önüne geçebiliriz. Tüm vatandaşlarımızı, kan şekeri ölçümü yaptırmaya ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemeye davet ediyoruz."

Bursa'da bir sonraki durak: Mamografi Haber

Bursa'da bir sonraki durak: Mamografi

Bursa metrosunda yolculuk yapan sporcular, ellerinde erken teşhis ve düzenli kontrol mesajlarının yer aldığı pankartlarla 'Bir sondaki durak: Mamografi' olan durakta inerek, düzenli hekim kontrolü ve mamografinin erken teşhisteki kritik rolünü vurguladı. Odunluk metro istasyonunu kullanan vatandaşlar, pembe süslenen istasyonda meme kanserinde erken teşhise giden yolun haritası, kendi kendine meme muayenesi, düzenli hekim kontrolü ve mamografi mesajlarıyla kontrolün önemini bir kez daha akıllarına kazıdı. Yolculuklarını Odunluk istasyonunda tamamlayan sporcular, daha sonra hastane yönetimi, hekimler ve sağlık çalışanlarıyla birlikte Medicana Bursa Hastanesi önünde pembe balonları gökyüzüne bıraktı. Bu sembolik etkinlikle meme kanserinde erken teşhisin hayati önemi bir kez daha vurgulandı. Meme kanserinin toplumun her kesiminden kadının karşısına çıktığını, her 8 kadından 1'inin ise hayatının bir döneminde meme kanseriyle mücadele ettiğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Genel Müdürü Dr. Özcan Akan, etkinliğin amacının topluma sağlıklı yaşam ve erken teşhis bilincini kazandırmak olduğunu belirterek şunları söyledi: "Meme kanseriyle mücadelede en güçlü silah erken tanıdır. Her yıl düzenli mamografi kontrolü, birçok kadının hayatını kurtarabilir. Günlük hayatın yoğun temposu içerisinde kadınlar, çoğu zaman kendi sağlıklarını ikinci plana atabiliyor. Oysa yalnızca birkaç dakika süren bir mamografi taraması, erken teşhis açısından büyük önem taşıyor. Zaman darlığı, ihmal veya korku nedeniyle ertelenen bu hayati adımı hatırlatmanın en etkili yolu, kadınların her gün temas ettiği toplu taşıma alanlarında dikkat çekici ve farkındalık oluşturan mesajlarla karşılarına çıkmaktır. Medicana, bu stratejiyle meme kanseri bilincini toplumun her kesimine ulaştırdı." Dr. Akan, ayrıca şehir halkına ve yerel yönetimlere teşekkür ederek, "Özellikle BURULAŞ yönetimi ve ekibine projemize gösterdikleri duyarlı yaklaşımlarından dolayı teşekkür ediyoruz. Kadın sağlığı konusunda farkındalık oluşturmak hepimizin ortak sorumluluğudur" dedi.

Kalıcı kalp pili olanlar dikkat Haber

Kalıcı kalp pili olanlar dikkat

Kalıcı kalp pili (pacemaker), kalbin ritmini oluşturan, düzenleyen ve gerektiğinde kalbe şok uygulayabilen elektronik cihazlar olarak biliniyor. İlk çıkan pillerin kalbin yavaşlaması sonucu gelişen bayılma, baş dönmesi, halsizlik gibi rahatsızlıkları tedavi ettiğini ifade eden Medicana Sağlık Grubu Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Baran, sonraki yıllarda ölümcül hızlı ritim bozuklukları ve kalp yetmezliği tedavisinde daha gelişmiş kalıcı kalp pilleri (ICD, CRT) kullanılmaya başlandığını söyledi. Kalıcı kalp pili takılan hastaların uyması gereken 8 kural olduğunu belirten Medicana Bursa Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Baran, bu kuralları şöyle açıkladı: "Kalp pili takılan hastanın ilk 2 gün pil tarafındaki kolunu oynatmaması gerekir. Evde yaranın bulunduğu taraftaki omuzun 1 ay süre ile fazla hareket ettirilmemesi gereklidir. Omuz dışında ön kol ve el hareket ettirilebilir. Kolu sabit vücuda yapıştırmak doğru değildir. Kol serbest olmalı ve sadece omuz hareketleri kısıtlanmalıdır. Kalıcı kalp pilinin yerleştirildiği bölüme basınç uygulanmamalı ve 20-30 gün yüzüstü yatılmamalıdır. Yaranın bulunduğu taraf temiz ve kuru tutulmalıdır. İlk 1 hafta sonra yapılan kontrolde yara bakımı doktorunuz tarafından yapılmalıdır. Kalıcı kalp pili takılan her hastaya pil firması tarafından özel bir kart verilir. Bu kart üzerinde hastanın kimlik bilgileri ve kalp pili bilgileri yazılıdır. Bu bilgiler gerek ilgili hastane ve gerek kalp pili firmasının ana birimi tarafından kayıt altında tutulur ve izlenir. Hastaların bu kartı devamlı yanında taşıması gereklidir. Kalıcı kalp pilleri elektronik aletlerdir. Güçlü elektromanyetik alanlar etkileşime sebep olur. Bu durum kalp pilinin fonksiyonlarını ciddi olarak bozabilir. Bunlar hastanelerdeki MR cihazları, havaalanındaki ve bazı binaların girişlerindeki dedektörler (X-ray cihazı), birtakım ameliyatlarda kullanılan koter cihazlarıdır. MR uyumlu pili olmayan hastalara MR çekilemez. Kalp pili olan hastalar X-ray cihazından geçmemelidir. Kalp pili olan hastalar elektrik arkı kaynağı ve trafolardan uzak durmalıdır. Düz röntgen filmi, anjiyo, ultrason, bilgisayarlı tomografi ve diş girişimleri kalp pilini etkilemez ancak bu işlemlere girerken ilgililere kalp pili olduğunun belirtilmesi uygun olur. Evde kullanılan buzdolabı, çamaşır makinası, ütü, ocak gibi çoğu aletlerden ise kalp pili etkilenmez. Cep telefonu ve telsiz telefonları kullanırken pil cebinden 15 santimetre uzakta, mümkünse diğer tarafta tutulması önerilir. Düzenli kalp pili ölçümleri ve uzman hekim kontrolleri ile kalp pilinin ömrünü ek olarak 2 yıldan daha fazla uzatmak mümkündür"

Makyaj yaparken göz sağlığına dikkat edin Haber

Makyaj yaparken göz sağlığına dikkat edin

Kozmetik ürün kullanımında pek çok hata yapıldığını ve bunlardan birinin de makyaj malzemelerinin başkalarıyla paylaşılması olduğunu söyleyen Medicana Bursa Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şermin İpçioğlu, "Göz enfeksiyonu geçirmekte olan bir kişiye makyaj malzemenizi verirseniz, gözünüz enfeksiyon kapabilir. Mağazalarda veya ortak kullanım alanlarında bulunan deneme ürünleri de göz sağlığınızı tehdit edebilir" dedi. Her kozmetik ürünü gibi makyaj malzemelerinin de belirli bir kullanım süresi olduğuna dikkat çeken Op. Dr. İpçioğlu, "Makyaj malzemeleri açıldıktan sonra belli bir süre içinde kullanılmalıdır. Bu süre genel olarak 3 ya da 4 ay olarak kabul edilmekle birlikte, makyaj malzemesinin özelliğine göre süre değişebilir. Kullanım süresi dolan malzeme bitmese bile atılmalıdır. Çünkü süresinden daha fazla kullanılan makyaj malzemelerinin hemen hemen hepsinde bakteri ürediği kanıtlanmıştır" diye konuştu. Makyaj malzemelerinde bulunan etkin ve koruyucu maddelerin alerjik bünyesi olan kişilerde göz alerjisine neden olabileceğini vurgulayan Op. Dr. Şermin Ünal İpçioğlu, şu bilgileri verdi: "Alerjik bir bünyeniz varsa ve birden çok kozmetik ürünü aldıysanız, bunları sırayla denemeli ve alerji yapmadığına emin olduğunuz ürünleri kullanmaya devam etmelisiniz. Kirpik diplerinde göz sınırlarını belirgin hale getirmek için eyeliner veya göz kalemi kullanırken, kirpiklerin göze yakın olan iç kısmına değil, dışına sürmeye dikkat etmelisiniz. Çünkü kirpiklerin göze yakın olan iç kenarlarında gözyaşına katkıda bulunan Meibomean yağ bezleri bulunur. Bu bezler, makyaj yapılırken tıkanırsa gözyaşı kalitesizleşir ve gözde batma, yanma, kızarma gibi rahatsızlıklara sebep olabilir. Hatta göz kapağında arpacık gibi enfeksiyonlar gelişebilir. Rimel, kalem, far gibi göz makyajı ürünlerini uygularken, uygulama yönü gözden dışarıya (uzağa) doğru olmalıdır. Böylece ürünleri sürmek için kullandığınız fırça, kalem gibi araçların saydam tabakaya (kornea) batma ihtimali azalır. Makyaj yaparken bir ürün gözünüze batarsa önce bol suyla yıkamalı, gözde rahatsızlık devam ederse göz hekimine danışılmalıdır."

Burun cerrahisinin önemi sadece güzel burun elde etmek değil Haber

Burun cerrahisinin önemi sadece güzel burun elde etmek değil

Fonksiyonel burun estetiğinin, dış görünümün yanı sıra burnun çok daha önemli olan nefes ve koku alma gibi fonksiyonlarının düzeltilmesi ya da korunması olduğunu belirten Medicana Bursa Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Fikret Kasapoğlu, "Estetik, yıllardan beri var olan bir kavram olmakla beraber günümüzde daha fazla oranda gerek kadın, gerekse erkeklerin yaşamında önem taşıyan konulardan biri haline gelmiştir. Araştırmalara göre en yaygın yaptırılan estetik operasyonların başında estetik burun ameliyatı gelmektedir. Kıyafetimiz, duruşumuz, mimiklerimiz ve yüzümüzün şekli iletişim açısından birer mesaja sahiptir. Estetik burun ameliyatları, Türk halkı tarafından burun küçültme ameliyatı olarak bilinse de, aslında yüzün karakterini yeniden belirleyen ve kimi zaman sadece küçük değişiklikler ile kişinin yüz ifadesinde pozitif etkiler oluşturan bir operasyondur" dedi. İster genetik sebeplerden, isterse sonradan oluşan travmalara bağlı olsun eğer burnunuzda yüz hatlarınıza uymayan bir şekil bozukluğu olduğunu düşünüyorsanız bunun burun estetiği ameliyatı ile düzeltilebileceğinin mümkün olduğunu söyleyen Kasapoğlu, "Burun estetik ameliyatı yüz gelişimi tamamlandıktan sonra yapılabilir. Bu sınır kabaca genç kızlarda 16-17 yaş, erkeklerde ise 17-18 yaş olarak tanımlanabilir. Ancak ciddi fonksiyonel sıkıntısı olanlarda burun tıkanıklığının yüz gelişiminde oluşturacağı kalıcı etkileri engellemek amacıyla daha erken yaşlarda, burun büyüme noktalarına zarar verilmeden de ameliyat yapılabilmesi mümkündür. Burnunuzdaki şekil bozukluğunun yüzünüzde oluşturduğu negatif etki ya da mutsuz ifade ameliyat sonrası kaybolacağından, etrafınızdaki kişiler burun ameliyatından daha fazlasını algılayacak ve genel olarak olumlu etkiyi hissedecektir. Çevremizdeki kişilerden gelen olumlu tepkiler de özgüvenimizin yükselmesinde son derece yardımcı olacaktır. Doğal Güzellik için Bütünlük Önemlidir. Tüm bunların yanında yüzdeki asimetrik bozukluklar ve burun, alın, çene ve yanak oranlarının uyumsuzluğu ameliyat sonrasındaki başarılı sonucu etkileyen önemli ayrıntılardır" diye konuştu. Prof. Dr. Fikret Kasapoğlu, herkesin yüz oranı farklı olduğunu ve bir başkasında beğenilen burun şeklinin bir başkasında güzel durmayabileceğini söyleyerek, şunları kaydetti: "Burnunuz size özeldir. Unutmamalı ki herkesin yüz oranı farklıdır ve bir başkasında beğenilen burun şekli sizde güzel durmayabilir. Yüz güzelliğinde, bütünü oluşturan organların tek başına güzel olmaları değil, oransal uyumları ve birlikte güzel görünmeleri önemlidir. Uzun bir yüzde kısa bir burun çirkin görünebileceği gibi; tam tersi yuvarlak, küçük bir yüzde, uzun burun ve sivri bir çene bütünlüğü bozacağından hoş görünmeyecektir. Bu nedenle yüz bölgesinde bir estetik ameliyat planlarken yüzün şekli, oranları ve hatta cildin kalitesi, karakteri ameliyat öncesinde yeterince analiz edilmeli ve yeni planlanan burun şekli buna göre tasarlanmalıdır. Sonuç olarak, estetik kaygı dışında, burundan nefes alma sorunu yaşayan bir kişi uyku kalitesi ve dolayısıyla günlük yaşam kalitesi etkileneceğinden dolayı bu ameliyatlar sonrasında kendini daha zinde hissedecektir. Unutmayın sağlıklı ve rahat nefes aldıran, yüzünüze yakışan bir burun, özgüveninizi artırıp, kendinizi daha mutlu ve iyi hissettirecektir."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.