SON DAKİKA
Hava Durumu

#Milliyetçi Hareket Partisi

Söz Bursa - Milliyetçi Hareket Partisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Milliyetçi Hareket Partisi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Büyükataman’dan Dervişoğlu'na sert tepki: “Seni saldık gittin Müsavat!” Haber

Büyükataman’dan Dervişoğlu'na sert tepki: “Seni saldık gittin Müsavat!”

Büyükataman açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Seni saldık gittin Müsavat! İhanetle yollarını ayırdın. Türkiye düşmanlarının kurduğu masalarda aparat olmayı kabullendin. Makam hırsın uğruna her türlü teslimiyete göz yumdun. Meclis’te ‘bizim oylarımızla oturuyorsunuz’ diyenlere ses çıkaramadın. Şehit ailesine küfreden sözde milletvekillerinle kol kola yürüdün. Ülke ülke dolaşıp Türkiye’yi şikâyet edenlerin peşinde koştun. Seni saldık gittin Müsavat! Salına salına Türkiye düşmanlarının ipinde cambaz oldun! Şimdi ise koltuğunu kaybetme korkusuyla milliyetçi pozlara bürünüyor, Türk milletini aldatarak siyasi geleceğini kurtarmaya çalışıyorsun. Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli’nin ‘önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben’ anlayışını idrak edemiyorsun. Çünkü sen ‘önce ben, sonra koltuğum ve menfaatim’ diyerek siyaset yapan bir aparatsın. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu ve devlet politikası hâline gelen Terörsüz Türkiye hedefini karalamaya çalışman, çırpındıkça daha da battığının en açık göstergesidir. Türk milleti, liderimize duyduğu güvenle bu hedefi sahiplenmiştir. Bu sahiplenmeye hasetle saldırmanız ise millet ve devlet menfaatlerini düşünmediğinizin yeni bir itirafıdır. Çıkın itiraf edin: Asıl korkunuz, koltuk uğruna pazarlık yaptığınız çevrelerin hoşnutsuzluğu olmadan terörün bitecek olması değil midir? Siz kimin nam ve hesabına kara propaganda yaparsanız yapın, Türkiye Cumhuriyeti devleti hiçbir taviz vermeden, pazarlık yapmadan, Türk milletinin hak ve hukukunu koruyarak terörü bitirecek ve adını Türk Yüzyılı’na yazdıracaktır. İftiralarınızın, karalama kampanyalarınızın, beyhude çırpınışlarınızın millet nezdinde hiçbir karşılığı yoktur. Zafer muhakkak Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin olacaktır.” Seni Saldık Gittin Müsavat!İhanetle gittin, Türkiye düşmanlarının kurduğu masalarda aparat oldun. Makam hırsıyla her türlü teslimiyete göz yumdun.“Mecliste bizim oylarımızla oturuyorsunuz” diyenlere sus pus kaldın. Şehit ailesine küfreden sözde milletvekillerinle yol yürüdün.…— İsmet Büyükataman (@buyukataman) November 19, 2025

Büyükataman'dan "9 Bölge Toplantısı" eleştirilerine sert tepki: "Cehalet ve Hainlik Damlıyor" Haber

Büyükataman'dan "9 Bölge Toplantısı" eleştirilerine sert tepki: "Cehalet ve Hainlik Damlıyor"

“Dokuz Sayısı Türk Mitolojisinde Kutsaldır” Açıklamasında Türk mitolojisi ve destanlarına atıfta bulunan Büyükataman, dokuz sayısının Altay Yaratılış Destanı’ndan Ergenekon ve Manas Destanları’na kadar uzanan köklü bir sembol olduğunu belirtti. Türk hakanlarının hâkimiyet sembollerinin ve şamanların simgelerinin de dokuzla ilişkilendirildiğini hatırlattı. “Dokuz Işık Doktrini Bizim Yol Haritamızdır” MHP’nin kurucu lideri Alparslan Türkeş’in ortaya koyduğu Dokuz Işık Doktrininin partinin ideolojik temelini oluşturduğunu belirten Büyükataman, toplantıların 9 bölgeye ayrılmasının da bu kültürel ve ideolojik mirasın bir devamı olduğunu vurguladı. Bu uygulamanın geçmişte de birçok kez hayata geçirildiğini hatırlattı. “Karalama Kampanyasıdır, Akıl Tutulmasıdır” Büyükataman, son günlerde sosyal medya trolleri ve bazı köşe yazarları üzerinden yürütülen eleştirileri “tam bir akıl tutulması” olarak tanımlayarak, söz konusu iddiaların Türk tarihinden ve kültüründen habersiz kişilerce dillendirildiğini söyledi. “Emperyalizmin aparatı olan sosyal medya kalemşörlerinin iddiaları bir nevi ruh hastalığı halidir. Bu alçakların kalemlerinden cehalet ve hainlik damlamaktadır” diyen Büyükataman, MHP'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğünün teminatı olduğunu belirtti. “Türkiye’nin Bölünmesini Kimse Rüyasında Dahi Göremez” MHP’nin varlığıyla Türkiye’nin bölünmesine asla izin vermeyeceğini vurgulayan Büyükataman, açıklamasını şu net ifadelerle sonlandırdı: “Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza kadar yaşatılması için gövdesini siper etmiş bir siyasi harekettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölünmez bir bütündür. MHP var oldukça bu ülkenin bölünmesini hiçbir karanlık emel rüyasında dahi göremeyecektir.” Türk mitolojisinde bazı sayılar kutsal özellikler taşır. Dokuz sayısı da bunlardan bir tanesidir.Altay Yaratılış Destanı’na göre Tanrı yerden “dokuz dallı” bir ağaç bitirerek her dalın altında bir insan yaratmıştır. Altay Türklerinde şamanların omuzlarında dokuz ok ve yay…— İsmet Büyükataman (@buyukataman) August 7, 2025

Bahçeli: "Vakti ve zamanı geldiğinde tarih ve millet huzurunda kimin kimden hesap soracağını herkes görecektir" Haber

Bahçeli: "Vakti ve zamanı geldiğinde tarih ve millet huzurunda kimin kimden hesap soracağını herkes görecektir"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kurulacak komisyon ve İsrail’in Gazze’deki soykırımına ilişkin basın açıklamasında bulundu. Bahçeli yazılı açıklamasında, Türk milletinin sorunlarla yüzleşecek cesaret sahibi olduğunu belirterek terörden arınmış, terörle yollarını ayırmış, terörü kutlu hayatından söküp atmış Türkiye’yi durduracak herhangi bir gücün olmadığını kaydetti. "SÖZDE MİLLİYETÇİLER, SİYONİZM UŞAKLIĞINA HEVES EDEN İŞBİRLİKÇİLER TOPLUCA TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİNİ YIKMA VE YIPRATMA AMACINDA BİRLEŞMİŞLERDİR" "Terörsüz Türkiye" hedefinin tereddütleri gerilettiğini vurgulayan Bahçeli, "Terörsüz Türkiye, milli birlik ve kardeşliği güncellemiş ve güçlendirmiş Türkiye’dir. Elbette ve beklendiği üzere ülkemizin yeni normaline ayak uydurma zorluğu çekenler vardır ve beklendiği gibi bundan sonra da olacaktır. Bu kapsamda kimi ucuz ve uçuk suçlamaların tedavüle sokulması aslında uyum probleminden ziyade yakalanan tarihi fırsatın çok yönlü tahrip, tahdit ve tahrişiyle ilişkilidir. Terörsüz Türkiye’yi siyasi ve ideolojik çıkarlarına aykırı görenlerin bir kaşık suda fırtına koparmak için yanıp tutuşmaları, bunun yanında kabaran istek ve iştahları son günlerde iyice artmış ve yaygınlaşmıştır. Statükodan geçinen bağnaz kafalar, vesayet özlemi çeken bağımlı odaklar, milliyeti meçhul sözde milliyetçiler, yalan ve dedikodu borsasına yatırım yapan melun çevreler, emperyalizm ve Siyonizm uşaklığına heves eden işbirlikçiler topluca Terörsüz Türkiye hedefini yıkma ve yıpratma amacında birleşmişlerdir" ifadelerini kullandı. "VAKTİ VE ZAMANI GELDİĞİNDE TARİH VE MİLLET HUZURUNDA KİMİN KİMDEN HESAP SORACAĞINI HERKES GÖRECEKTİR" TBMM’de kurulan ve MHP tarafından dört milletvekiliyle temsil edileck "Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu"na katılmayan İYİ Parti’ye yönelik Bahçeli, şöyle devam etti: "Asılsız, haksız ve hayasız eleştirileri sıralayan ipsiz sapsızların ‘biz komisyoncu değiliz’ zırvasına sığınmaları ciddiyetsiz ve değersiz bir açıklamadır. Gazi Meclis’in işleyiş ve işlevselliğinde, aynı zamanda demokratik mekanizmaların ikmal ve ilerleyişinde mühim mevkii bulunan komisyonları ‘komisyonculukla’ bir ve eşit görenlere tutarlılık gereğince düşecek ahlaki sorumluluk İçtüzükte tanımlanmış bütün komisyonlardan da derhal çekilmektir. ‘Bizim komisyonumuz Türk milletidir’ sözü işin özünde mazisi ve mesleği komisyonculuk olanların hezeyan ve hezimetinden başka bir şey değildir. Hayatının her diliminden hesap yapan, menfaat peşinde koşan, satış ve dönüş ustası bir devşirmenin millet adına bizden hesap sorma beyanı sadece akıl kaybı değil, cambazlık yaptığı ipte nasıl bir küstahlığın ve kifayetsiz muhterisliğin esiri olduğunu da belgelemiştir. Vakti ve zamanı geldiğinde tarih ve millet huzurunda kimin kimden hesap soracağını herkes görecektir. Bu ise sadece sabır ve zaman meselesidir. MHP’yi bir zamanlar zehirlemek ve zincirlemek gayesiyle her maskeyi takanlar, her kaba girenler, önüne gelenden medet umanlar, melanet ittifaklara girenler özellikle bilmelidir ki, ihanet şahıslarıyla ve siyasetleriyle mündemiçtir. Ne tuhaf bir hal ve durumdur ki, hamaset ve harcanmış hafızalarıyla gün gibi açıkta duran hakikati bertaraf etmeye niyetlenmek, bunu da İP’e sarılarak yapmayı hedeflemek ancak ve ancak basit ve bayağı zihniyetlerin zaafı ve zayıflığıdır. Bu zaaf ve zayıflığın failleri şükür partimizden arınmış, atılmış ve ayrılmışlardır. Diğer yandan Meclis’te çalışmalarına başlayacak olan komisyona CHP’nin üye vermesi değerli bir adım iken süreci yokuşa sürecek önşartlar dayatması da bir o kadar anlamsız ve mantıksızdır. Türkiye terör musibetinden kalıcı olarak kurtulacaktır. Buna müzahir ve münasip tavır almak, zorlaştıran değil kolaylaştıran, uzlaşmadan kaçan değil milletimizin haysiyet ve hissiyatını kucaklayan yapıcı ve destekleyici siyasi duruşa büyük bir ihtiyaç olduğu tartışmasızdır." "KOMİSYONA ÜYE VEREN PARTİLERİN BU KURNAZ VE KİRLİ KAMPANYAYA DİRENİŞ GÖSTERECEĞİNE İNANCIM TAMDIR" 48 üyeden oluşacak komisyonun nasıl çalışacağı, karar alma şeklinin ne olacağı, toplantı esas ve usulleriyle ilkesel kaidelerin nasıl belirleneceğini ileri günlerde iyice netleşeceğini belirten Bahçeli, "Kaldı ki ‘Terörsüz Türkiye’ hususunda tarihi gelişmeler yaşanmaktadır. Bu gelişmeleri bir noktada tıkama çabaları, komisyon çalışmalarını peşinen baltalama arayışları taktik mahiyetli bir yıldırma ve yıpratma kampanyasıdır. Komisyona üye veren partilerin bu kurnaz ve kirli kampanyaya direniş göstereceğine inancım ve itimadım ise tamdır" dedi. "SU UYUSA DA İSRAİL AYAKTADIR" "Terörsüz Türkiye" hedefi devam ederken bölgede her gün yeni ve tehlikeli olayların yaşandığına dikkati çeken Bahçeli, "Siyonist alçaklık Gazze’yi açlığa ve sefalete mahkum etmektedir. Yardım kampları vurulmaktadır. Bir deri bir kemiğe dönüşen bebekler, çocuklar günbegün açlıktan dolayı hayatlarını kaybetmektedir. Siyonist emperyalist azgınlığın Suriye ve Filistin’de estirdiği barbarlık tufanı tahammül sınırlarını çoktan aşmıştır. Suriye’de gerginlik tekrar yükseliş halindedir. YPG’li teröristlerin Münbiç’e füze saldırısı düzenlemeleri, Dürzi grupların Süveyda’da güvenlik güçlerine saldırmaları, İsrail’in İran’a bağlı hücreleri hedef alması, İsrailli bakanlarla beraber fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya musallat olması tehdidin ne kadar yakın ve yakıcı olduğunu göstermektedir. İsrail bölgesel huzur ve istikrarın amansız düşmanıdır. Dürzilerden YPG’ye kadar karıştırmadığı, oyuna getirmediği, maşa olarak kullanmadığı hiçbir grup ve örgüt neredeyse kalmamıştır. Türkiye’nin her anlam ve düzeyde dikkatli, tedbirli ve temkinli olması beka konusudur. Su uyusa da İsrail ayaktadır. Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın tarihi kimliğinin ve manevi statükosunun muhafazası ise yalnızca Müslümanların değil insanlığın ortak sorumluluğudur" ifadelerine yer verdi. İslam aleminin ses vermesini ve İsrail’e karşı tek yürek halinde birleşmesi gerektiğini aktaran Bahçeli, "Filistin’i tanıma vaatlerini açıklayan ülkelerin daha caydırıcı ve sert yaptırım kararlar alması, adından başka bir şeyi kalmayan Birleşmiş Milletler’in şerefli bir hamle yaparak insanlık onuru ve dünya barışı adına askeri müdahale seçeneğini masaya koyması dehşet kapanına sıkışan milyonlar için acil bir ihtiyaçtır" şeklinde konuştu.

Bahçeli: "Türkiye hepimizindir, Türk milleti büyük ve kudretli bir ailedir" Haber

Bahçeli: "Türkiye hepimizindir, Türk milleti büyük ve kudretli bir ailedir"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Bahçeli mesajında, "Şayet doğru bakılırsa, şayet dikkatle okunup anlaşılırsa yaşanmış hayat ve hadiseler mecmuunun kovuklarından sızan ve süzülen tarihi tecrübeler istikbalin karanlıkta kalan noktalarını tıpkı bir deniz feneri gibi aydınlatacaktır. Elbette zaman geriye değil ileriye doğru akmaktadır. Ancak ilerinin ve ilerlemenin sırrına hakim ve vakıf olabilmenin gerek şartı adım adım yürünerek geride bırakılan çetin, çetrefilli ve çileli yolları her cihetiyle idrak etmektir" ifadelerini kullandı. Millet olmayı başarmış toplumların tarihin fırtınalı dönemlerinde sadece ayakta kalmayı başarmakla iktifa etmemiş, sert ve şiddetli mücadele süreçlerinde akıl, ahlak, cesaret ve asalet cevherlerini elbirliğiyle gün ışığına çıkarmasını bildiklerini ifade eden Bahçeli, "Hiç kuşku yoktur ki, milletleşme en medeni insanlık seviyesidir. Söz konusu yüksek demokratik ve gelişmiş beşeri mertebeden bihaber olanların komünal toplum önermesi emperyalizmin bayatlamış bir telkini, bayağı bir tembihidir. Bu merkezde olmak suretiyle Türk milleti tarihin gerisine asla düşmeyecek, etnik kalıntıların zoraki ittifakı veya kabilelere ayrılmış parçalı toplum yapısı halinde tarif, tahdit ve tefrik edilemeyecektir. Devlet ve millet harici toplumsal sistem önerilerinin tartışılıp gündemde tutulması, bu öneri sahiplerinin ciddiye alınması abesin ve akıl dışılığın son eşiğinden başka bir şey değildir. Türkiye’miz muktedir idare ve irade marifetiyle terörsüz geleceğin kalın perdesini aralamış, daralan husumet çemberini yarmak için vaziyet almış, milli birlik ve beraberliği bozucu tesirlere her kesimin katılım ve desteği mucibince, üstelik tamamıyla karşı ve kapalı bir evreye geçmiştir" dedi. "TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ MEŞRU, HUKUKİ, EGEMEN VARLIĞINI SONUNA KADAR MÜDAFAA ETMEKLE BİRLİKTE TERÖRİZMLE MÜZAKERE VE MÜTAREKE ÇABA VE ÇALIŞMASINDA HİÇ OLMAMIŞ, BUNDAN SONRA DA OLMAYACAKTIR" Bölücü terör örgütü PKK’nın 12 Mayıs 2025 tarihinde silahları bırakma ve örgütsel fesih kararını ilan etmesiyle hassas, nazik, kırılgan ve bir o kadar da sabır gerektiren yeni bir aşamaya geçildiğini aktaran Bahçeli, "Provokasyon ortamının tahrik ve tahkimine, sudan sebeplerden dolayı yeşerecek alınganlıklara ve yanlış anlamalara fırsat verilmemelidir. Herkesin sorumlu bir dil kullanması, sonu uçuruma açılan polemik dehlizlerine kapılmaktan uzak durulması, siyasi ve ideolojik çıkar hesaplarına itibar edilmemesi, sağduyu ve aklıselimin çizgisinden sapılmaması hayati değer ve önemdedir. Papaza kızıp oruç bozmak bizim itikat ve inancımızda olmayan bir şeydir. Türkiye Cumhuriyeti devleti meşru, hukuki, egemen varlığını sonuna kadar müdafaa etmekle birlikte, terörizmle müzakere ve mütareke çaba ve çalışmasında hiç olmamış, bundan sonra da olmayacaktır" ifadelerine yer verdi. "TÜRK MİLLETİ TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİNİ VE ATILAN SAĞLAM ADIMLARI DOĞUSUYLA BATISIYLA, KUZEYİYLE GÜNEYİYLE SEVİNÇLE KARŞILAMIŞ VE BAĞRINA BASMIŞTIR" Gerçekçi, gelişmiş ve geniş kapsamlı barışın gönüller ve görüşler arasında yapılan olduğunu bildiren Bahçeli, "Barış tek kanatlı kuş değildir. Kaldı ki tek kanatla havalanmak mümkün değildir. İkinci kanadın takılarak uçuşun sağlanabilmesi milletimizin tamamının özverisine, özgüvenine, alicenaplığına, metanetine, duasına ve sahiplenmesine bağlıdır. Türk milleti terörsüz Türkiye hedefini ve atılan sağlam adımları doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle sevinçle karşılamış ve bağrına basmıştır. Geldiğimiz bu süreçte Türkiye artık terörle anılan, hüzünlü manşetlerle hafızalara kazınan bir ülke olmayacaktır. Terörsüz Türkiye, hukukunun üstünlüğünü esas alan eşit hak ve yükümlülüklerin egemen olduğu kapsayıcı ve kucaklayıcı, demokrasisini güçlendirmiş, ekonomik refahını artırmış bir Türkiye’dir. Mezkur hedefin uzun süreli kalıcı başarıya ulaşması ‘terörsüz Türkiye’ stratejisinin geniş bir toplumsal uzlaşmayla milli gayeler doğrultusunda inşasını gerektirmektedir" dedi. "TBMM BAŞKANI’NIN ÇAĞRISI İLE ‘YENİ YÜZYILIN TERÖRSÜZ TÜRKİYE STRATEJİSİ; MİLLİ BİRLİK VE DAYANIŞMA KOMİSYONU’ KURULMASI SAMİMİ TEKLİF VE TEMENNİMİZDİR" Önümüzdeki dönemin yol haritasını belirlemek üzere anayasal görev, yetki ve sorumlulukla birlikte milli iradenin tecelligahı olan TBMM’de bütün toplumsal kesimlerin temsilcileri olan siyasi partilerin katılımı ile bir komisyon kurulmasının akla en yatkın seçenek olduğunu aydeden Bahçeli, "Teamüllere uygun olarak TBMM Başkanı’nın çağrısı ile ‘Yeni Yüzyılın Terörsüz Türkiye Stratejisi; Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu’ kurulması samimi teklif ve temennimizdir Evvelemirde, komisyon çalışmalarının geniş katılımlı ve şeffaf yürütülmesi amacıyla, Gazi Meclis’te temsil edilen 16 siyasi parti temsilcilerinin bulunacağı komisyon 100 üyeden oluşmalı, çalışma şartlarına göre komisyonlar kurulmalıdır. İkinci olarak, TBMM’de temsil edilen her siyasi parti en az bir üye ile temsil edilmeli, diğer üyeler grubu bulunan partilerin temsil oranına göre belirlenmelidir. Üçüncü olarak, TBMM’de temsil edilen her siyasi parti komisyonda çalışmak üzere alanlarında uzman iki kişi görevlendirebilmelidir. Dördüncü olarak, komisyon çalışma usul ve esaslarını kendi belirlemelidir. Beşinci olarak, TBMM Başkanı komisyona başkanlık etmelidir. Altıncı olarak, komisyonda kararlar salt çoğunlukla alınmalıdır. Yedinci olarak da, komisyonda alınan kararlar milletvekilleri tarafından teklif haline getirilerek ilgili ihtisas komisyonlarına ve TBMM Genel Kurulu’na sunulmalıdır" dedi. "TÜRKİYE’MİZ ÜLKELER ARASI İHTİLAFLARIN ÇÖZÜM ADRESİ, DİPLOMATİK MANEVRALARIN VE DİYALOG MANİVELALARIN GÜVENİLİR MERKEZİ, BARIŞ VE HUZUR ARZULARININ SİVRİLEN MİHVERİDİR" Bölgesel ve küresel gelişmelerin hız kazandığı, siyasi, ekonomik ve diplomatik ilişkilerin devamlı farklı yüz ve yönlerinin tezahür ettiği bir dönemde Türkiye’nin aracısız ve bağlantısız şekilde yalnızca kendi imkanlarıyla terörsüz yeni yüzyılı inşa etmesinin muazzam bir olay olduğunu belirten Bahçeli, "Hepsinden daha mühimi ise Türkiye’miz ülkeler arası ihtilafların çözüm adresi, diplomatik manevraların ve diyalog manivelaların güvenilir merkezi, barış ve huzur arzularının sivrilen mihveridir. Uluslararası müesses nizamın aldığı yıkıcı darbelerle yeni bir dünyanın doğum sancıları günbegün yoğunlaşıyorken, iç cephe ve barış ortamımızı adil, adalet ve hakkaniyet ölçülerine müzahir olarak güçlendirmek hem tarihe, hem ecdada, hem de gelecek nesillere vefa borcumuzdur. Bu borç mutlaka ödenecek, Türkiye Cumhuriyeti bölücü terör musibetini gündeminden söküp atacaktır. Statüko kaybetmiş, ezberler bozulmuş, tabular birer birer devrilmiştir" ifadelerini kullandı. Bahçeli, 27 Şubat İmralı çağrısıyla kabuğunu kıran, 10 Mart’ta PYD/YPG’nin silahları Suriye Arap Cumhuriyeti’ne teslim etmeyi, yeni yönetimin kurumlarına entegre olmayı bir mutabakat zaptıyla kabule dayanan, 12 Mayıs’ta ise PKK’nın silah bırakma ve fesih işlemini teyit eden zincirleme gelişmelerin Türkiye ve bölge ülkeleri adına çok hayırlı adımlar olduğunu bildirdi. "TÜRKİYE HEPİMİZİNDİR, TÜRK MİLLETİ BÜYÜK VE KUDRETLİ BİR AİLEDİR" Mesajında "Ok yaydan çıkmıştır. Geriye dönüş yoktur. Bunun hilafına herhangi bir eylem, tertip, tuzak, kara propaganda ve ajitasyon vahim sonuçları teşhir edecek, tedavüle sokacaktır. Türkiye hepimizindir. Türk milleti büyük ve kudretli bir ailedir" diyen Bahçeli, "Merhum düşünürümüz Ziya Gökalp bir defasında şöyle yazmıştır: ‘Türklerle Kürtler muazzez vatanımızı düşmandan, mukaddes dinimizi fesattan esirgemek için daima birlikte cihada atılmıştır.’ Ayrıca şunları ifade etmiştir: ‘Milli Misakımızın Türklerle Kürtlere aynı kıymeti, aynı ehemmiyeti vermesi gösteriyor ki, Türklerle Kürtler arasındaki vefa bağları, sadakat rabıtaları her türlü tasvirin fevkinde bir samimiliğe maliktir.’ Bin yıldır biriz, beraberiz ve kardeşiz. Hep birlikte Türk milletiyiz. Hiçbir emperyalist komplo, hiçbir yabancı senaryo ve oyun, hiçbir yalan ve dedikodu aramıza giremeyecek, millet çınarında buluşan ebedi dost ve kardeşliği heba ve israf edemeyecektir" değerlendirmelerinde bulundu. 19 Mayıs 1919’da Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışının bariz ve bilinen motivasyonunun topyekun Türk milletinin bağımsızlığına duyduğu emsalsiz hayranlık, hürmet ve haysiyetli bağlılık olduğunun tartışmasız bir tarih gerçeği olduğuna dikkat çeken Bahçeli, "Biri kadın, üçü çocuk 79 yolcu, altı at ve bir de otomobil ile 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra saat 16.30’da Galata rıhtımından kalkan vapur üç günlük yolculuğun ardından 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’a ulaşmıştı. Samsun’a atılan ilk adım, girdiği dünya savaşında yıkılmış, parça parça edilmiş ve işgale uğramış mağrur imparatorluğumuzun kırık dökük harabelerinden yeni bir Türk devletinin inşa amacıydı. Bandırma Vapuru Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkülerini taşımıştı. Şunu bir defa kaydetmek ve açık açık ifade etmek arzusundayım ki, 19 Mayıs atılımı o güne kadar temerküz ve temayüz etmiş Türk devlet şuurunun ayağa kalkışı, kuvveden fiille geçişi, ölü toprağını üzerinden atışıdır. Nitekim 19 Mayıs 1919, Türk devletinin asırlar içinde oluşturup olgunlaştırdığı muhteşem bir mukavemet yeteneğidir. Muhasım ve müstevli unsurların işgal ve istilası gözü kapalı izlenemez, aciz ve korkak halde seyredilemezdi. Osmanlı Cihan Devleti'nin üst düzey devlet ricali felaketleri göğüslemek, esaret ve sömürgeleşmeyi önlemek amacıyla ufuk ötesini kavrayan, muhtemel beka sorunlarını önceden sezen, aziz millet varlığının bekasını muhafaza için canını dişine takan bir akla, bir anlayışa, maşeri vicdanın sessiz çığlığına tercüman olan derin bir müktesebata haiz ve sahipti. Bundan mütevellit, çareler aranmış, projeler hazırlanmış, bu süreçte de devletin her kademesinde görev alan vatansever ve milletsever kumandanlar ve siyaset insanları vazifeler üstlenmişti" dedi. "DÜN VATANI KURTARMAK İÇİN SERGİLENEN MİLLİ DİRİLİŞ, BUGÜN YİNE TÜRKİYE YÜZYILI'NA TAŞIYACAK İRADEYİ ORTAYA KOYMAKTADIR" 19 Mayıs hamlesinin ezcümle Türk devletinin göz kamaştıran stratejik hamlesi olduğunu belirten Bahçeli, mesajında şu ifadeleri kullandı: "Yıkım sürecinde dahi yeni bir Türk devletinin kuruluşunı düşünmek, bunu da zora ve zorbalığa direnerek hayata geçirmek esasen Türk milletinin zamanlar üstü muvaffakiyet beratıdır. 19 Mayıs 1919, 29 Ekim 1923’ün kuluçkasıdır. Tarihten ibret almayanların sonu ise vahi akıbettir. 19 Mayıs 1919’a müdrik olmayanların durmaksızın hamaset ve habaset saçmaları, tekrar Samsun’a çıkmayı duyuran aklıevvel ahmakların saçmalıkları aslında terörsüz Türkiye’den korkmaları, kendilerine ve küçücük siyasetlerine yer bulamayacaklarını hissetmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Fakat korkunun ecele faydası yoktur. 19 Mayıs, zulme karşı milli onurun dik duruşu, taviz ve teslimiyeti reddeden şerefli tutumudur. 19 Mayıs, anlık dürtülerin veya dar bir kadronun kararı değil, Türk devlet aklının Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarıyla eyleme geçmesidir. Dün vatanı kurtarmak için sergilenen milli diriliş, bugün yine Türkiye Yüzyılı'na taşıyacak iradeyi ortaya koymaktadır. Ülkemizin karşı karşıya kaldığı badireler dikkate alındığında Cumhur İttifakı temelinde şekillenen tarihi ve milli mutabakata aziz milletimizin sonuna kadar destek vereceğinden de şüphem yoktur. 1919’dan 2025 yılına kadar geçen 106 yıllık dönem tarihin yeniden uyanışına ve büyük Türk milletinin şahlanışına şahitlik etmektedir. Türk milletinin istiklal ve istikbali can pahasına korunacaktır. Kim ne yarsa yapsın, hangi kirli ve karanlık hesabın içinde olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti devletini takatten düşürmeye kimsenin gücü ve nefesi yetmeyecektir. 19 Mayıs şuuru geçmişte olduğu gibi canlı, Samsun’a çıkan irade hala meydandadır. Muhtaç olduğumuz kudret ise damarlarımızda akan kanda gizlidir. Bu düşüncelerle, 19 Mayıs 1919’un 106’ıncı yıldönümünde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Milli Mücadele kahramanlarımızı, aziz şehitlerimizi şükranla, minnetle ve rahmetle anıyor, muhterem hatıraları önünde hürmetle eğiliyorum. Türk gençliğinin ve Türk milletinin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı yürekten kutluyorum."

Bahçeli: "Cumhurbaşkanımızın DEM Parti ile görüşmesi takdire şayandır" Haber

Bahçeli: "Cumhurbaşkanımızın DEM Parti ile görüşmesi takdire şayandır"

MHP Lideri Bahçeli, "Terörsüz Türkiye" hedefi kapsamında yazılı açıklama yaptı. Bahçeli, "Dünya çapında artan ve aşırılaşan gerilim ve cepheleşme ortamı insanlık vicdanını her zaviyeden zedelediği gibi küresel nitelikli barış ve huzur ümitlerini de maatteessüf zayıflatmaktadır. Bu karışık ve karanlık muhtevada krizlerin biri biterken diğeri başlamaktadır. Devamlı surette tahrik ve tahkim edilen ekonomik, diplomatik ve ticari cepheleşmeler askeri, siyasi ve stratejik boğuşmaları bir yanda canlı tutup diğer yanda yaygınlaştırırken gelecekle ilgili iyimser ve iyi niyetli bekleyişleri de sekteye uğratmaktadır" ifadelerini kullandı. "BELİRSİZLİĞİN SİS BULUTU HAKİM VE HAVİ BİR DURUMDADIR" Dünyada belirsizliğin sis bulutu hakim ve havi bir durumda olduğunu ifade eden Bahçeli, "Ortak akıl, olgun anlayış, olgusal bilinç ve sağduyu mefluç haldedir. Gümrük tarifelerinin silah gibi kullanılmasına eşzamanlı olacak şekilde yayılmacı heveslerin kabaran iştahı, yeni haritaların çizimine duyulan kaba ve kaotik iddia gün geçtikçe sertleşmektedir. İnsanlık ve uluslararası toplum kalıcı huzura susamakla beraber, her bakımdan adil, eşit haklarla ihata edilmiş adaletli bir yaşama tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hasrettir" açıklamasında bulundu. "BÖYLE BİR CİNNET, BÖYLESİ BİR ZİNCİRLEME CİNAYET VE VAHŞET HİÇBİR DÖNEMDE, HİÇBİR DEVİRDE VUKU BULMAMIŞTIR" Gazze’nin, İsrail tarafından vandalizmin boyunduruğu altında olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Gazze tepeden tırnağa felaketin kapsamında ve buna neden olan yeni vandalizmin boyunduruğu altındadır. Hain ve haydut devlet İsrail 2 Mart 2025 tarihinden itibaren Gazze’ye insanlık dışı bir tecrit uygulamış, tüm yardım kanallarını tıkamış, dehşet verici bir ablukayla sayıları 2 milyonu aşkın Filistinli kardeşimizi açlığa ve sefalete mahkum etmiştir. Böyle bir cinnet, böylesi bir zincirleme cinayet ve vahşet hiçbir dönemde, hiçbir devirde vuku bulmamıştır" dedi. "KATLİAMA UĞRAYAN SADECE GAZZELİ MAZLUMLAR DEĞİL, İNSANLIĞIN TOPYEKUN MİRAS, EMANET VE DEĞERLER HAZİNESİDİR" İsrail’e karşı bir eylem ve yaptırım programı teşkil edilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, "Ahlaki, insani ve hukuki caydırıcılığı kalmamış cılız kınama mesajlarına bel bağlamanın, bundan bir yarar ummanın, bununla mündemiç bir sonuç beklemenin artık hiçbir önem ve önceliğinden bahsedilemeyecektir. İsrail’in anladığı ve anlayacağı dil bellidir. Bu dilin terennüm ve tedavülünü derhal sağlayacak malum irade, eğer bağlayıcılık, haysiyet, itibar ve şeref seviyesini kaybetmemişse Birleşmiş Milletler Teşkilatı’dır. Seri ve sistematik katliama uğrayan sadece Gazzeli mazlumlar değil, insanlığın topyekun miras, emanet ve değerler hazinesidir. İsrail’e karşı bir eylem ve yaptırım programı teşkil edilmeli, askeri, siyasi ve ekonomik müdahalelerle bu program eşgüdüm içinde hayata geçirilmelidir. Beklemeye tahammül kalmamıştır" ifadelerini kullandı. "NETENYAHU HÜKÜMETİ ATEŞLE OYNADIĞINI AĞIR BEDELLER ÖDEMEDEN İDRAK ETMEK ZORUNDADIR" Netenyahu hükümetinin ateşle oynadığını aktaran Bahçeli, "İsrail Başbakanı’yla birlikte soykırım suçuna karışan canilerin Lahey Adalet Divanı’nda vereceği hesap gecikmemeli, daha fazla sürüncemede bırakılmamalıdır. Bunun yanında terör devleti İsrail’in, Suriye topraklarında ayağımızın altında dolaşması, zaman zaman nokta hedeflere saldırılar düzenlemesi, provokasyon ortamını diri tutması ve tehdit mesajlarını sıralaması kaçınılmaz akıbetin ağlarını günbegün örmektedir. Suriye özelinde, Türkiye ile İsrail arasında kurulması düşünülen çatışmasızlık alanlarının belirlenmesine dair teknik görüşmelere ihtiyaç duyulup bunun ilki gerçekleşmiş olsa da, Netenyahu hükümeti ateşle oynadığını ağır bedeller ödemeden idrak etmek zorundadır" dedi. "YUNANİSTAN’IN DA ÇİZMEYİ AŞMAMASI LAZIMDIR" "Türkiye’nin ve komşu ülkelerin bağımsızlığı, egemenlik hakları, siyasi "Yunanistan’ınve toprak bütünlüğü asla tartışma kabul etmeyecek hassas, kritik ve yakıcı konulardır" diyen Bahçeli, "Bu kapsamda Yunanistan’ın da çizmeyi aşmaması lazımdır. Atina yönetiminin Lozan Antlaşması’na taammüden muhalefet ederek işgal ettiği adalarda egemenlik haklarımıza meydan okuyup ülkemizin sabrını zorlaması, Güney Kıbrıs’ta Türk ve Türkiye düşmanlığından beslenen paramiliter örgütlerin faaliyete geçmesi dikkat ve uyanık bir şuurla takip ettiğimiz muhasım gelişmelerdir. Türk milleti bölgesel ve küresel husumet senaryolarına teslim olacak, boyun eğecek, alttan alacak, tamam diyecek aciz ve atalette değildir" ifadelerini kullandı. "27 ŞUBAT İMRALI ÇAĞRISI KARŞILIK BULMALIDIR" 27 Şubat İmralı çağrısının karşılık bulması gerektiğini belirten Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti bütün değer ve emanetleriyle müdafaa edilecektir. Cumhur İttifakı bu azim, amaç ve kararlılıktadır. Çevremizde cesamet düzeyi yoğun menfi hareketlilik ve tehdit dalgası karşısında Türk ve Türkiye Yüzyılına terörün kökünü kazıyarak mühür vurmak müşterek sorumluluğumuzdur. Terörsüz Türkiye gayesi tavsamadan ve daha fazla uzamadan gerçekleşmeli, on yıllara sari bu melanet ortadan kalkmalıdır. 27 Şubat İmralı çağrısı karşılık bulmalıdır" ifadelerini kullandı. "MESELENİN SAHİBİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİDİR" Bahçeli, "Cumhur İttifakı olarak samimi, sabırlı, duyarlı, dürüst, yapıcı mahiyetli siyasi ve milli duruşumuzun son etabı ülkemizin terör kamburundan tamamen kurtulmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde DEM Parti heyetiyle yaptığı görüşme hem içerik hem ilerleyiş hem de simgesel ifade bakımından takdire şayandır. Meselenin sahibi Türkiye Cumhuriyeti devletidir. DEM Parti’nin tutarlı açıklamalarına ve gerçekçi adımlarına Sayın Cumhurbaşkanımızın müstesna, muteber ve mütekâmil şekilde muamelede bulunması terörsüz Türkiye umutlarını çok daha güçlendirmiştir" açıklamasında bulundu. "ŞU GÜNLER OLDUKÇA KIRILGAN VE NAZİKTİR" PKK terör örgütünün kongresini toplayarak Siyonist ve emperyalist komploların devreye girmesine fırsat vermemesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Elbette PKK terör örgütünün kongresini toplayarak Siyonist ve emperyalist komploların devreye girmesine fırsat vermeden silah bırakması ve örgütsel feshi sonuçlandırması kısa süre içinde temin edilmelidir. Üçüncü tarafların suyu bulandırmasına, akılları çelmesine, nifak kazanını ateşlemelerine azami düzey ve ölçüde hazırlıklı olmanın yanında tedbir ve temkini elde bırakmamak esasen ve usulen zorunluluktur. Şu günler oldukça kırılgan ve naziktir. Karşılıklı güven, empati ve hoşgörü çemberinde terörsüz Türkiye vuslatının şafağı sökmelidir" dedi. "TÜRKİYE’NİN İÇ BARIŞ VE HUZUR ORTAMI SAĞLAM ESASLARA BAĞLANMALI" CHP’nin içine düştüğü yolsuzluk batağında çırpındığını belirten Bahçeli, "Türkiye’nin iç barış ve huzur ortamı sağlam esaslara bağlanmalı, aziz milletimizin her evladı kardeşlik ve kucaklaşma faziletiyle vatanına, bayrağına, mukaddesatına, dokunulmaz hayat ve varlık haklarına sahip çıkmalıdır. CHP, içine düştüğü yolsuzluk batağında çırpına çırpına dibe inerken, hukukun karşısında mücrim siyasetçiler hesaba çekilirken, bu zihniyetin Türkiye’ye muhalefet çıtasını yükseltmesinin elbette demokratik bir karşılığı olacaktır. Tek adam rejimi söylemini maksatlı ve marazi şekilde diline dolayan CHP Genel Başkanı’yla siyasi ve ideolojik yandaşlarının, hakkında vahim iddialar bulunan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde soygun düzeni kurduğu tanık ve delillerle ifade edilen tek bir şahsı aklama ve arkalama girişimi derin bir çelişki, anti demokratik bir savrulmadır" açıklamasında bulundu. "ONLARIN KABUSLARI TÜRK VE TÜRKİYE YÜZYILININ MÜJDESİDİR" CHP Genel Başkanı ve yönetiminin terörsüz Türkiye hedefinden dolayı bunaldığını söyleyen Bahçeli, "İç cephemizin gücüne güç katmasını, milli birlik ve dayanışma ruhumuzun muktedir ve muvafık yapısını bir türlü kabullenemeyen, en küçük hazım belirtisi gösteremeyen CHP Genel Başkanı ve yönetiminin terörsüz Türkiye hedefinden dolayı bunaldığı, korkuya kapıldığı da açıkça anlaşılmaktadır. Onların korkuları Türkiye’nin baharıdır. Onların kabusları Türk ve Türkiye Yüzyılının müjdesidir. Terörsüz Türkiye aynı zamanda süper güç Türkiye’nin mukaddimesidir" dedi. "Siyasi bir konudan öte vatan görevi, çiğnenmesi mümkün olmayan milli bir yemin bahsidir" Terörsüz Türkiye konusunun, siyasi bir konudan öte vatan görevi olduğunun altını çizen Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı egemenliğin kayıtsız şartsız milletimizde olduğuna tam inanç ve bağlılık göstererek küllerinden doğan Anka Kuşu’nun cihana kanat açmasına, kutlu ülkülerimize adım adım ulaşılmasına sonuna kadar hizmet edecek, destek olacaktır. Bu bizim için siyasi bir konudan öte vatan görevi, çiğnenmesi mümkün olmayan milli bir yemin bahsidir" açıklamasında bulundu.

Bahçeli’den CHP’ye sert tepki Haber

Bahçeli’den CHP’ye sert tepki

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 21. Olağanüstü Kurultayı'na yönelik sert eleştirilerde bulundu. Bahçeli, kurultayın Türkiye'nin siyasi ve demokratik hayatına zarar verdiğini iddia ederek, CHP'nin yönetimini "Türkiye karşıtı söylemler ve eylemlerle ilişkilendirdiğini" ifade etti. Bahçeli, CHP Genel Başkanı’nın “nefret saçan dili” ve “çarpık üslubu” nedeniyle demokrasi kültürünü zehirlediğini ifade etti. Ayrıca, CHP’nin yasadışı marjinal grupların sözcüsü ve Türkiye düşmanlarının gözcüsü haline geldiğini belirtti. Açıklamada, CHP'nin ekonomik boykot çağrılarıyla ülkeye zarar verdiği öne sürüldü. Bahçeli, CHP Genel Başkanı'nın Cumhurbaşkanı'na yönelik eleştirilerini "akıl tutulması" olarak nitelendirirken, erken seçim taleplerini reddederek Cumhur İttifakı'nın seçimlerin zamanında yapılması konusundaki kararlılığını vurguladı. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “CHP’nin 21. Olağanüstü Kurultayı’na ilişkin” yaptığı açıklamanın tamamı şöyle: "Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 Nisan 2025 tarihinde yapılan 21. Olağanüstü Kurultayı siyaset ve demokrasi hayatımıza taze ve yeni bir nefes vermek yerine kara leke olarak geçmiştir. Siyasi bozgunculuk, Türkiye karşıtlığından mülhem söylem ve eylem bulanıklığı bu partinin yönetim kademesine A’dan Z’ye kanser hücresi gibi nüfuz etmiştir. CHP Genel Başkanı’nın nefret saçan dili, son derece çarpık ve dağınık üslubu ülkemiz ve milletimiz adına esef verici olduğu kadar demokrasi kültürünü zehirleyecek boyutlara sancılı şekilde ulaşmıştır. Türkiye böylesi kirli, kifayetsiz ve kindar bir muhalefet anlayışına, üstelik iliklerine kadar gayri milli ve faşizan özellikleri barındıran icazetli bir siyasi yapıya elbette mahkum ve müstahak değildir. CHP’nin 21.Olağanüstü Kurultayı baştan ayağa aşikar olan kuşkulu ve kumandalı bir senaryo kapsamında, muhtemelen de ülkemiz aleyhine plan yapan iç ve dış mihrakların tazyik, tertip ve tesiriyle gerçekleşmiştir. Mezkur 6 Nisan Kurultayı’nın her etabında nükseden ayak oyunları, tedavüle sokulan dedikodu ve iftira kampanyaları, aleni fırtınaya dönen alavere ve dalavereler hukuki değilse bile ahlaki ve demokratik meşruiyeti tartışmalı hale getirmiştir. Ülkesine ve milletine ekonomik boykot uygulayan, yerli ve milli sermayeye cephe açan; daha vahim anlatımla siftaha, nafakaya, rızka, helal kazanca düşmanca saldıran bir partinin bugünkü süreçte tarihin hangi karanlık noktasına paldır küldür yuvarlandığı iyice anlaşılmış, açıklığa kavuşmuştur. Siyonist ve emperyalist barbarlıkla CHP Genel Başkanı ve yönetimi aynı fotoğraf karesine girmiş, aynı emel ve hedeflerde birleşmiş, Türkiye’ye karşı da bilenmiştir. Boykot ve sokaklara davet çağrısı CHP’nin siyasi ihtirasları uğruna milletimizi ve ülkemizi nasıl ateşe atmaya hazır olduğunu netleştirmiştir. Nitekim CHP, tüketimi durdurmak için husumet kartını sahaya sürerken, aslen ve esasen siyasi, fikri ve ahlaki tükeniş sürecini hızlandırmıştır. Görünen gerçek şudur: Saraçhane-Söğütözü ve Silivri arasında cereyan eden rant, ikbal ve siyasi mahiyetli çıkar rekabeti; hatta bu minvalde sürekli derinleşen, hizipler arasında gittikçe şiddetlenen kutuplaşma ve çatışma hali iç barışımızı, milli güvenliğimizi ve toplumsal huzurumuzu kırılma noktasına kadar bükmenin amacına hizmet etmiştir. CHP, yasa dışı marjinal grupların sözcüsü, Türkiye düşmanlarının gözcüsü durumuna düşmüştür. Bu yaka silkilecek ve utanç duyulacak tablo, bir partinin siyaset yerine dış güçlerin taşeron ve dönen tekeri olduğunu ibretle tescillemiştir. CHP’nin muhteris Genel Başkanı’nın 6 Nisan Kurultayı’nda yaptığı konuşma işin özünde bir çiğlik, çirkeflik ve çirkinlik manifestosundan öte bir anlam taşımamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımıza cunta başı iftirası tam anlamıyla akıl tutulması, zeka yoksunluğu, sağduyu yoksulluğu, gerçeğin ve milli iradenin aydınlığına tahammül edemeyen potansiyel darbe meraklısı bir zavallının hezeyanıdır. Siyasi tarihimizin ısdıraplı sayfaları karıştırıldığında, bunun yanında milli hafızanın sabırla deşifresi yapıldığında cunta kelimesinin aynısının tıpkısıyla CHP’de karşılık bulduğu ve siyasi şablonuna uyduğu görülecektir. Cunta demek CHP demektir, bunu bilmeyen de yoktur. Sayın Cumhurbaşkanımıza bu alçak bühtanı reva görenlerin aklından ve hayalinden neyin geçtiği, demokrasi dışı dönemlere duyulan özlemin nasıl depreştiği her vicdan sahibi insanımızın malumudur. Şayet CHP Genel Başkanı, cuntacı arıyorsa yüzünde sırıtan ve her milli hadise sonrasında aşınan demokrasi maskesini çıkarıp aynaya bakmalı veya tek parti olmakla nam salmış CHP’nin postallar üzerine inşa edilmiş rehinli tarihini okumalıdır. Bu şahıs kurşun askerliğine özendiği çevrelerle yol yürümekte ısrarlıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın meşruiyetini sözde tartışmaya yeltenmek, bununla da kalmayıp cuntacılıkla suçlamak bir nevi darbe çığırtkanlığından başka şey değildir. 15 Temmuz’daki hain FETÖ kalkışmasını iradesiyle toprağa gömen Türk milleti, Türkiye’de darbeler dönemini bizzat helal kanıyla kapatmıştır. Bu gerçekten ders çıkaramayanlar varsa, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize darbeye heveslenenler CHP’nin çağrısıyla ortaya çıkacaksa, 15 Temmuz'dan daha acıklı bir sona hazır olmaları gerektiğini hatırlatmak ikazen ve ihtaren boynumuzun borcudur. Türk milleti iradesine pranga vurulmasına asla müsaade etmeyecek, iç cephesinin taciz ve tahribine izin vermeyecektir. Demokrasimize ve millet iradesine müdahale etmeyi aklından kim ya da kimler geçiriyorsa Türk milletinin kudretiyle yerle yeksan olacaklarını bilmelerinde sayısız ve sonsuz yarar vardır ve açıktır. CHP Genel Başkanı’nın başını çektiği demokrasi ve hukuk muarızı koroyu sorumsuz ve suçluluk telaşıyla yapılan bayağı açıklamalardan uzak durmaya, ayaklarını denk almaya ve sükûnete davet ediyorum. Terörsüz Türkiye hedefi istikametinde adım adım ilerleyişin yaşandığı şu günlerde, herkes söylediği söze daha dikkat etmelidir. Bölgemizin ve dünyamızın zor günlerden geçtiği bir dönemde iç cephemizi sarsmaya ve gedik açmaya çalışan müflis, müfrit ve münafık siyaset tellallarına asla merhamet ve hoşgörü gösterilmeyecektir. Biliyor ve inanıyoruz ki; Türk milleti siyasi jakobenlere ve ruhu cuntacı olan hasis ve hain güruha değil Cumhur İttifakı’nda geleceğini görmeye ve kardeşçe yaşamanın muazzez nimetlerini muhafazaya devam edecektir. Hiç kimse boşuna imza toplayıp erken seçim hayali kurmamalıdır. Türk milletinin muazzam desteğiyle seçilen Sayın Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi görevinin başındadır. Cumhur İttifakı’nın ortak iradesi seçimlerin zamanında yapılması yönündedir ve bu irade kesindir. Aynı zamanda Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşma azmimiz çok güçlüdür. Vakit hizmet vakti, icraat vakti, reform vakti, yükseliş vakti, kucaklaşma vakti, sosyal ve ekonomik meseleleri aziz milletimizin beklenti ve talepleri doğrultusunda çözme vaktidir." https://t.co/a62CEggVvC — MHP (@MHP_Bilgi) April 7, 2025

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.