SON DAKİKA
Hava Durumu

#Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli

Söz Bursa - Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

MHP Genel Başkanı Bahçeli: "Öncelikle düşünmemiz gereken Türkiye'dir. İsrail'in İran'a saldırısı barbarlıktır.'' Haber

MHP Genel Başkanı Bahçeli: "Öncelikle düşünmemiz gereken Türkiye'dir. İsrail'in İran'a saldırısı barbarlıktır.''

MHP Genel Başkanı Bahçeli, sağlık sorunları sebebiyle 28 Ocak'tan bu yana yapılmayan MHP'nin TBMM'deki Grup Toplantısını gerçekleştirdi. MHP lideri Bahçeli, kürsüden açıklamalarda bulundu. Konuşmasının başında Hz. Mevlana’nın "Herkes ayrılıktan konuştu, ben vuslattan" sözünü hatırlatan Bahçeli, "Gönüllerin muradına ermesidir vuslat. Ruhların birbirine kanat çırpmasıdır vuslat. Hasret kuraklığının beraberliğin keremiyle sonlanmasıdır vuslat. Ne mutlu bizlere, ne mutlu aziz Türk milletine, işte ayaktayız, işte buradayız, 28 Ocak tarihinden sonra gerçekleştirdiğimiz ilk grup toplantımızla kaldığımız yerden yolumuza coşkuyla devam ediyoruz" ifadelerini kullandı. "HUZURLU TÜRKİYE’NİN ARDINDAYIZ" MHP’nin Türkiye’nin ve Türk milletinin partisi olduğunu belirten Bahçeli, "Kapalı devre siyasetin sınırlarını aşmak, çevrim içi söylemlerin alanını genele yaymak istiyoruz. Kapımızı örtüp perdelerimizi indiremeyiz. Başkasının yangınıyla kendi evimizi ısıtamayız. Göze batmaktan ziyade gönülde kalmanın arayışındayız. Huzurlu Türkiye’nin ardındayız. Süper güç Türkiye’nin amacındayız. Türkiye Yüzyılını inşa ve ihya etmenin arzusundayız. Milli birlik ve dayanışmamızı güçlendirmenin çabasındayız. Terörsüz Türkiye’ye ulaşmanın azim ve kararlığındayız. Ülkemizin güvenliği tehlikeye düşerse kim benim önüme düşecek sorusunun cevabını iyi biliyoruz. Milletimin bekası tehdit altına girerse, kimin milli kimliğin, huzurun, barışın güvencesi olacağını iyi biliyoruz" diye konuştu. Milletin sesine kulak vermenin, bu sesi şuurla duyup hissetmenin her şeyden önce zamanlar üstü erdem ve empati gerektirdiğine dikkati çeken Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı; tıpkı bir zembereğin saatte oynadığı fonksiyonu daha genel manada millet varlığını ilerletmek maksadıyla yerine getirecektir, sevindirici olanı da getirmektedir. Bu sağlanabildiğinde, tıkır tıkır işleyen bir insani ve hukuki düzen biteviye işleyip duracaktır. Ama önce buna yürekten inanmak lazımdır. Bu bir ütopya değildir. Bir kere başarmış olanın yeniden başarma ihtimalinin hiç yapmamış olana göre çok fazla olduğunu biliyoruz. Hedefimiz, döneminin şartlarında benzerlerini ecdadımızın başardığı tarihi nizamın çağdaş bir yansımasıdır. Çünkü Büyük Atatürk’ün tanımladığı gibi ‘Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.’ Yeter ki bu cevheri işleyecek ve ilerletecek siyaset ustalığına, akıl ve ahlak olgunluğuna ulaşabilsin" değerlendirmesinde bulundu. "ŞAYET TÜRK MİLLETİ YOKSA BİZ ZATEN OLAMAYIZ" Türk milletinin olmadığı, geleceğini düşlemeyen siyaseti kabul etmediklerini aktaran Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "Şayet Türk milleti yoksa biz zaten olamayız. Bizim siyasi varlık nedenimiz bu büyük millet gerçeğidir. Bizim mücadele alanımız da millet varlığının sürdürülmesidir. Bunun için mevzu bahis hedefimize ‘millet-i ebed müddet’ diyoruz. Biz, o varsa ayaktayız, siyasetimiz de Türk milleti varsa hep var olacaktır. Kaldı ki varlık nedenimiz büyük Türk milletidir. Siyaseti, muhalefet partilerinin yaptığı üzere, yüreklerdeki güzel duyguları istismar maksadıyla icra etmiyoruz. Siyaseti, yalan ve fitne çarkını döndürmek olarak değerlendirmiyoruz. Siyaseti, bir şeyler yapıyor görünmek ve günü kurtarmak niyetiyle yerine getirmiyoruz, getirmeyeceğiz. Çünkü siyasetin birilerini koltukta tutmak için sergilenen tiyatro sahnesi olmadığının farkındayız. Çok ciddi bir iş olduğunu, çok önemli sorumluluklar gerektirdiğini, istikbal ve istiklal haklarımızın kale duvarı olduğunu gayet iyi biliyoruz." "Tehdidin küçüğü büyüğü, tehlikenin önemlisi önemsizi olmaz, olamaz" Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesiştiği kavşaktaki bu coğrafyanın bir varoluş, varoluşunu koruma, yaşatma ve sürdürme politiği oluşturduğunu belirten Bahçeli, "Tedbir ve temkini elden bırakmamak şarttır. Orta Doğu’dan Balkanlara, Asya’dan Afrika’ya, Kafkaslar’dan Okyanus kıyılarına varıncaya kadar hep bir hesap, hep bir plan, hep bir istila ve şiddet senaryosu devrededir. Bu kadar geniş bir coğrafyada uyuşukluğun ve uyuklamanın sonucu erime ve esarettir. Birbirine girmenin, cepheleşmeleri diri tutmanın, siyasi ve ideolojik sertleşmeleri okşamanın mahsur ve maliyeti kahredici gelişmeleri tetikleyecektir. Su uyusa bile düşman emeller canlıdır ve cüretkardır. Unutmayınız, tehdidin küçüğü büyüğü, tehlikenin önemlisi önemsizi olmaz, olamaz. Bugün hafife alınan bir alarm, küçümsenen bir provokasyon yarınlarda korkunç badireleri doğuracaktır. Şayet vatanımızda, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti halinde bağımsız, bağlantısız, bir ve bütün olarak yaşamanın sonsuza kadar şeref yeminini tutacaksak etrafımızdaki her sarsıntıya, her saldırganlığa, her kanlı oyuna karşı proaktif şekilde hazırlıklı ve dirayetli hareket etmek durumundayız" dedi. "TAHRAN’A, BAĞDAT’A, ŞAM’A ATILAN BOMBALARIN ANKARA’YA ETKİSİ OLMAYACAĞINI İDDİA ETMEK İÇİN CAHİL OLMAK KAFİDİR" Çatışma ve savaşların birbirine eklemlenerek küresel ve bölgesel temelde kaos düzenini ikmal ettiğini belirten Bahçeli, şöyle devam etti: "Öncelikle düşünmemiz gereken Türkiye’mizdir. İsrail’in İran’a saldırısı haksızdır ve barbarlıktır. 22 Haziran’da ABD’nin İran’ın sözde üç nükleer tesisini bombalamasıyla savaşan ülkeler hattına aktif olarak girdiği açıktır. Buna karşılık İran misilleme üstüne misilleme yapmaktadır. Burada savaş muhabirlerine benzer şekilde silahlı saldırıları tek tek anlatacak ve sırayla açıklayacak değilim. Ancak yeni bir dünya savaşıyla ilgili tahmin ve kanaatlerin yoğunlaşmasından dolayı çok boyutlu krizlere seferberlik ruhuyla odaklanmanın ertelenmez bir mecburiyet olduğunu düşünüyorum. Tahran’a, Bağdat’a, Şam’a, ezcümle diğer komşu ülke başkentlerine atılan bombaların Ankara’ya etkisi olmayacağını iddia etmek için ya cahil ya da görevli bir işbirlikçi olmak kafidir. İsrail, İran’a saldırarak Gazze soykırımını perdelemek istemiş, terörsüz Türkiye’nin tekerine çomak sokmayı tertip etmiş, korku uyandırarak komşu coğrafyaların Siyonist-Emperyalist kurguya göre yeni baştan tanzimini ve tasnifini planlamıştır. Coğrafyaların bombalanarak silkelenmesi, altının üstüne getirilmesi barışçıl diyalogları köstekleyecek, huzur ve istikrar özlemlerini köreltecek, vekalet savaşlarını kızıştıracak, sonu gelmeyen çalkantılar dönemini başlatacaktır. Allah muhafaza, Üçüncü Dünya Savaşı’nın çıkması halinde ise insanlık ve dünya medeniyeti kendi kendini yiyip bitiren, yakıp yok eden canavar bir organizmanın durumuna düşecektir. Ne yazık ki, adaletsizliğin kökleşmesi, ahlaki iflas, manevi erime, insani felaket yer kürenin her köşesine nüfuz etmiş ve saltanat kurmuştur. Zora ve zorbalığa dayalı haksız güç kullanan mütehakkim ülkelerin suçu ve suçluyu, caniyi ve cinayeti kayıran sübjektif hukuk dalaveresi, güçsüzlerin haysiyeti ve insan hakları üzerine katliam şantiyesi kurmuştur. "BM ACİZ, ATIL VE KORKAKTIR" Katliam makinesi, soykırım çetesi Siyonist barbarlığın bugüne kadar durmayışı, insanlık adına ve uluslararası hukuk namına hiçbir tazyik, tenkit, telin ve telkine aldırmaması yalnızca bir utanç anıtı gibi karşımızda değil, azami ölçüde uyanık olmamızı gerektiren ibret verici bir saldırganlık ve haydutluk anarşizmidir. İsrail tehdidinde tüm eşikler aşılmış, sözün hükmü hepten aşınmıştır. Otokontrolünü kaybeden sözde bir devlet şiddetin bütün düğmelerine gözü kapalı halde basmaktadır. Sözde devlet diyorum, çünkü İsrail uluslararası hukukun evrensel ilkelerine göre devlet olma vasfından hızla kopmuş, bir cinayet aygıtına, bir ölüm mangasına, bir terör örgütüne dönüşmüştür. İsrail’in hiçbir yaptırım ve cezai takibata uğramaması, alçaklığının, korkunç azgınlığının, hak ve hukuk tanımayışının başlıca motivasyonu ve moral deposudur. Birleşmiş Milletler aciz, atıl, dilim varmıyor söylemeye ama korkaktır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kahredici sessizliğe ve tepkisizliğe gömülü vaziyettedir. Uluslararası toplum derhal harekete geçmelidir. İslam ülkeleri üç maymunu oynamaktan vazgeçerek ahlaki tavrını ve tarafını erdemli ve eylemsel adımlarla berrak şekilde göstermeli, kolektif bir devreye girmelidir. Sorarım, bugün değilse ne zaman ümmet ve millet bilinci diriliş emaresi gösterecektir? Birleşmiş Milletler derhal kuvvet kullanmalı, suçlular tarih ve adalet önünde cezalandırılmalıdır." "MAHALLE YANARKEN CHP’NİN ISRARLA HAVANDA SU DÖVMESİ AYIPLI BİR SİYASETİN UCUZ NUMARALARINDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR" Vakit kaybetmeksizin İsrail’e karşı ortak bir direniş hattı kurulması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Birleşmiş Milletler operasyonel askeri gücünü sahaya sürmelidir. Bunu bölge ve dünya barışı için acilen yapmalıdır. Sadece Ortadoğu değil, dünyanın geneli bıçak sırtında, diken üstünde, belirsizliğin kapsama alanındadır. Nitekim çok dikkatli olmamız gerekmektedir. MHP hem içimizde hem de dışımızda barış havasının, barış kuşağının egemen olmasını dilemektedir. İsrail’in Ortadoğu’da tarihi bir hüsran ve hezimete mahkum olması kaçınılmazdır. Bu gelişmeler ortadayken, Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin gelişmeler karşısındaki ilkesiz, ilgisiz, ikircikli ve iltihaplı siyaseti gerçekten de endişe verici boyutlardadır. Mahalle yanarken CHP’nin ısrarla havanda su dövmesi, kaçak güreşmesi, polemik ve dedikodu değirmenine su taşıması ayıplı bir siyasetin ucuz numaralarından başka bir şey değildir. Muhalefetin Türkiye’ye yabancılaşması, milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan dönemde hezeyan nöbetine girmesi siyaset ve demokrasi hayatımız için şiddetli bir sancıdır. İsrail ve sırtını dayadığı ülkeler terörizmin ana sponsorudur. Bunu yok saymak demek köleliğe razı olmak, küfre diz çökmek, zillete yaka iliklemek demektir" şeklinde konuştu.

MHP Lideri Devlet Bahçeli'den Milliyetçiler Günü mesajı: "Faşizmle Milliyetçiliği aynı görmek cahilliktir" Haber

MHP Lideri Devlet Bahçeli'den Milliyetçiler Günü mesajı: "Faşizmle Milliyetçiliği aynı görmek cahilliktir"

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "3 Mayıs Milliyetçiler Günü" dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Bahçeli mesajında şu ifadelere yer verdi: "81 yıl evvel milliyetçiliği gönüllerinde bayraklaştıran bir avuç cesur dava insanı; inancın ve iradenin timsali olarak sivrilmekle beraber karanlıkları yaran fikir ve eylem aydınlığının burcu olarak serpilmişlerdir. Eziyet, zulüm, çile ve cefaya direne direne muazzam bir mücadele ruhunun da mümessili olmuşlardır. Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey'in de aralarında bulunduğu 23 şuurlu Türk milliyetçisi gayri milli akım ve aklın senaryolarına tarih, kültür ve milli değerlerin imkân ve ilhamıyla karşı çıkmış, karşı durmuşlardır. Bu ahlaki duruşun doğal ve doğru sonucu olarak baskı, dayatma ve tahakküm sarmalını reddetmişlerdir. Sivil nitelikli, demokratik menşeli ve hürriyet temelli çağrılarıyla milliyetçiliğin halkla buluşmasında mühim rol oynamışlardır" ifadelerini kullandı. Bahçeli mesajına şöyle devam etti: "Yarım metrekarelik tabutluklarda Türk milliyetçilerine yapılan işkenceler, onların Türk vatanına bağlılıklarını, Türk milletine sevdalarını azaltamamış, bilakis daha da kamçılamış, daha da yüreklendirip güçlendirmiştir. 1940'lı yılların kamplaşmış toplum, taşlaşmış yönetim yapısında; aklı, hakkı, irfanı ve ideali temsil eden milliyetçiliğin soylu isimleri, sonraki nesiller için elbette hedef, heyecan ve hürmet kaynağı olmuşlardır. Maksat ve muratları oldukça marazi, bir o kadar da mahsurlu olan kimi siyasi ve ideolojik çevrenin milliyetçiliği ırkçılıkla aynı kategoriye sokmaya; tektipleştirici, daraltıcı ve boğucu bir yapıda göstermeye devam ettikleri gözlemlenmektedir. Faşizmle milliyetçiliği, ırkla milleti bir ve aynı görmek, bu puslu alanda Türk milliyetçiliğini karalamak ve kötülemek niyetiyle fırsat kollamak en hafif tabirle cahillik ve milletin ruh köküne yabancılaşmaktır." Milliyetçiliğin birleştirici tarafına dikkati çeken Bahçeli "Milliyetçiliğin birleştirici, bütünleştirici ve tamamlayıcı vasfını itiraf edemeyenler, dinamik ve gelişmeye açık yönünü kabullenemeyenler milli varlık, milli kimlik, milli değer hükümlerinden aşırı rahatsızlık duyan kozmopolit zihniyetli küreselleşme havarileridir. Milliyetçilik geleceğin rehberi, içinde bulunduğumuz çağın eskimeyecek vizyonu, milletin yegane güvencesi, ekonomik gelişmenin motoru, demokrasi ve özgürlüklerin teşvikçisi, teminçisi ve tedarik mihveridir. Milliyetçilik, millete mensubiyet ve sevdanın düşünce kalıbına dökülen muazzez mecmuu olmasının yanında çağdaş, modern ve insana ait olan değerleri önceliğine alan, önemli addeden, bunları sonsuzluğun ufuk çizgisiyle buluşturmayı amaç edinen birlikte yaşama ve kardeşlik projesidir" ifadelerini kullandı. Bahçeli mesajını şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin her alanda milliyetçiliğe ve milli yönelişe ihtiyacı olduğu kuşkusuzdur. Ayırma, dağıtma, bölme, dışlama, yabancılaştırma milliyetçiliğin lügatinde olmayan anomiler, milliyetçiliğin diline aykırı anormallikler olarak değerlendirilmeli ve böyle anlaşılmalıdır. Türk milliyetçiliği onurlu ve bağımsız yaşamanın, milli kimliğe sahip çıkarak istiklal ve istikbalimize aracısız ve bağlantısız tam egemen olma düşüncesinin fonksiyonel hale gelmiş bir ifadesidir. Milliyetçiliği sloganlarda arayıp basit şablon ve klişelere hapsedenlerin ucuz ve uçuk söylemlerine; izinli, icazetli, istismarcı ve inkarcı hamasi ezberlerine ne aldanacak ne de itibar edecek vardır. Fikri yaşatan, fikir namusunu canlı tutan ahlaki sorumluluk duygusu, aynı zamanda vakar ve vefa erdemidir. Bu erdemden muaf olanların 3 Mayıs'ı özüyle idrak ve ifadesi aklın, makuliyetin ve mantığın yok sayılmasıdır, yani boşuna bir hevestir. Bu duygu ve düşüncelerle, bir anma, bir hatırlama günü olan 3 Mayıs Milliyetçiler Günü'nde, başta merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey olmak üzere, 3 Mayıs 1944 olaylarının merhum kahramanlarını, dava ve ülkü şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnet hislerime yad ediyorum. Cenab-ı Allah hepsinden razı olsun diyorum."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.