SON DAKİKA
Hava Durumu

#Mimarlar Odası

Söz Bursa - Mimarlar Odası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mimarlar Odası haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Asılsız iddialara karşı Mimarlar Odası’ndan resmi açıklama Haber

Asılsız iddialara karşı Mimarlar Odası’ndan resmi açıklama

Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek yaptığı yazılı basın açıklamasında, “Bir süredir sistematik olarak devam eden ve en son 13 Kasım 2025 tarihinde bazı dijital yayın organlarında yayımlanan haberlerde, şahsım ve temsil ettiğim kurumsal yapıya ilişkin gerçek dışı, mesleki tanımlarla bağdaşmayan, kamuoyunu yanıltıcı ve iyi niyet sınırlarının dışında hazırlanmış ifadelere yer verilmiştir. Bilgi kirliliği yaratmaya yönelik bu haberler nedeniyle açıklama zorunluluğu doğmuştur” dedi. Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’in açıklaması şöyle: “Kamuoyuna ve Basın Mensuplarına, Bir süredir sistematik olarak devam eden ve en son 13 Kasım 2025 tarihinde bazı dijital yayın organlarında yayımlanan haberlerde, şahsım ve temsil ettiğim kurumsal yapıya ilişkin gerçek dışı, mesleki tanımlarla bağdaşmayan, kamuoyunu yanıltıcı ve iyi niyet sınırlarının dışında hazırlanmış ifadelere yer verilmiştir. Bilgi kirliliği yaratmaya yönelik bu haberler nedeniyle açıklama zorunluluğu doğmuştur. 1. Mimarların imar dosyası hazırlama veya imar yetkisi kullanma görevi yoktur! İmar iş ve işlemleri, ilgili mevzuat gereği belediyelerin ve yetkili idarelerin görev alanıdır. Mimarların görevi; mevzuata uygun projeleri hazırlamak ve ruhsat süreçlerine teknik katkıda bulunmaktır. Bu nedenle haberlerde yer alan “imar dosyalarından kaçma” iddiası, meslek sorumluluklarıyla bağdaşmayan, tamamen yanlış ve dayanaksız bir ifadedir. 2. “Mimarlık izin süreci” kavramı yanlış olup belediyelerle ilgisi yoktur! Haberlerde yer verilen “mimarlık izin süreci” tanımı, mevzuatta bulunmayan, yanlış ve hatalı bir kullanımdır. Mimarların serbest mesleğini icra edebilmesi amacıyla verilen yetki ve tescil işlemleri; gerekli şartların karşılanması halinde bağlı olunan meslek odasının genel merkezi tarafından yürütülür. Dolayısıyla bu süreç belediyelerin görev tanımında değildir ve haber metnindeki kullanım bilgi eksikliği ve yanlış yorum içermektedir. 3. Şahsım ve kurumsal yapımız hakkında iddialar gerçek dışıdır! Talep edilen her türlü belge ve bilgi, mevzuata uygun yöntemlerle ve doğru merciler tarafından iletilmesi halinde açıklanmaya açıktır. Kurumumuzun yaklaşımı şeffaflık, kamu yararı ve meslek etiği ilkelerine dayanmaktadır. Ayrıca özellikle vurgulamak isterim ki; 20 yıllık meslek hayatım boyunca mevzuata aykırı hiçbir mimarlık faaliyeti içerisinde bulunmadım. Mesleki etik, kamu yararı, bilimsel ilke ve hukuki sorumluluklar; çalışma prensiplerimin temelidir. Haberlerde ima edildiği gibi herhangi bir ayrıcalık, çıkar, kişisel menfaat ya da usulsüz bir uygulama için girişimim, talebim, yönlendirmem veya teşebbüsüm olmamıştır. Bu yönlü tüm iddia, imâ ve kasıtlı algı oluşturma çabalarını kesin bir dille ve şiddetle kınıyorum. Unutulmamalıdır ki; bir söylemin, “iddia” başlığıyla servis edilmesi, onun gerçek, doğru, hukuki dayanağı olan ya da ispatlanmış bir bilgi olduğu anlamına gelmemektedir. 4. Saldırılar, kamusal mücadelemize yöneliktir! Son dönemde ortaya atılan bu tür asılsız, manipülatif, karalama amaçlı söylemlerin, Mimarlar Odası Bursa Şubesi' nin kamu yararı doğrultusunda yürüttüğü denetim, raporlama, itiraz ve izleme faaliyetlerinden rahatsız olan çevreler tarafından bilinçli biçimde üretildiği açıktır. Bu tür itibarsızlaştırma girişimleri, mesleki duruşumuzu ve kamu sorumluluğumuzu zayıflatmak bir yana, daha da güçlendirmektedir. 5. Hukuki süreçler başlatılmıştır! Söz konusu yanıltıcı, kasıtlı ve mesleki itibara zarar verici yayınlar ile ilgili olarak hukuki süreçler başlatılmıştır. Süreç devam ederken kamuoyuna gerekli bilgilendirmeler yapılacaktır. Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu olarak bilimin, hukukun, etik değerlerin, şeffaflığın, toplumsal sorumluluğun ve kamu yararı ilkesinin gereğini yapmaya devam edeceğiz. Algı operasyonları ve dayanaksız iddialar, bu kararlılığı engelleyemeyecek ve gölgeleyemeyecektir!

Mimarlar Odası Bursa Şubesi'nden açıklama! Haber

Mimarlar Odası Bursa Şubesi'nden açıklama!

Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek ve Yönetim Kurulu üyeleri ile delegelerin katıldığı Olağanüstü Genel Kurul toplantısının ardından yapılan açıklama şöyle: “TMMOB Mimarlar Odası tarafından 31 Ekim – 1 Kasım 2025 tarihlerinde, İstanbul Maltepe Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 49. Dönem Olağanüstü Genel Kurulu’nda, uzun süredir hazırlıkları devam eden “Mimarlık Hizmetleri Yönetmeliği” kabul edilerek yürürlüğe girmesi için resmi süreç başlatılmıştır. Yeni yönetmelik, mimarlık hizmetlerinin tanımı, meslek etiği, denetim mekanizmaları ve mesleki sorumluluklar konularında güncel gereksinimlere yanıt verecek şekilde hazırlanmıştır. Hazırlık sürecinde, Mimarlar Odası Bursa Şubesi olarak katılım sağladığımız bölgesel çalıştaylar, istişare toplantıları ve Mesleki Uygulama ve Denetim Komitesi (MUDK) tarafından yapılan değerlendirmeler, yönetmelik içeriğinin oluşturulmasında önemli katkı sunmuştur. Bursa Şubesi Yönetim Kurulu ve delegeleri olarak katılım gösterdiğimiz 49. Dönem Olağanüstü Genel Kurulu’nda oybirliğiyle kabul edilen bu düzenleme ile, Serbest Mimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil ve Denetim Yönetmeliği yürürlükten kalkacak; yerine, tüm mimarlık hizmetlerini kapsayan kapsamlı bir çerçeve getirilecektir. Yeni Mimarlık Hizmetleri Yönetmeliği, mesleğin farklı alanlarında görev yapan tüm mimarların sorumluluklarını, yetki alanlarını ve mimarlık hizmetlerinin yürütülmesinde uyulacak kuralları bütüncül bir şekilde tanımlayarak, mesleğin güncel ihtiyaçlarına uygun bir yapıya kavuşmasını hedeflemektedir. Sürece katkı koyan tüm meslektaşlarımıza teşekkür eder, mesleğimizin gelişimi ve kamu yararının korunması adına önemli bir adım olan bu düzenlemenin tüm mimarlık camiasına hayırlı olmasını dileriz. TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu”

Mimarlar uyardı: Marmara depremi bekliyor!.. Haber

Mimarlar uyardı: Marmara depremi bekliyor!..

TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi 17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depreminin 25.yılı nedeniyle basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında, Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin de paydaşı olduğu ve 16 Ağustos 2024 tarihinde İstanbul’da Mimarlar Odası Genel Merkezi ile Marmara Bölgesi’ndeki Şubeleri tarafından birlikte düzenlenen “Türkiye’nin Deprem Gerçeği: 17 Ağustos Depreminin 25. yılında Marmara Bölgesinde Mimarlık, Planlama ve Afet Yönetimi Sempozyumu” değerlendirmeleri ışığında açıklamalarda bulunuldu. Basın toplantısında konuşan Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, “Depremlerin ardından bugüne kadar afet risklerinin azaltılması, sağlam ve güvenli yaşam çevrelerinin oluşturulmasına yönelik yeterli önlem alınmamıştır. Tüm ülkede ve bölgede afet öncesi ve afet sonrası süreçleri doğrudan etkileyecek yasal düzenlemeler yapılırken; yaşanan yıkım ve kayıplara sebep olan planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları devam ettirilmektedir” dedi. Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri’nin de katıldıkları basın toplantısında Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek tarafından yapılan açıklama şöyle: “DEPREMİN AFETE DÖNÜŞMEMESİ İÇİN YENİ BİR İMAR, YAPI ÜRETİM VE DENETİM SİSTEMİ ZORUNLUDUR! Topraklarının tamamı depremsellik koşullarında olan ülkemizde, bilimsellikten uzak kentleşme politikaları ve imar rantına dayalı yapılaşma uygulamaları nedeniyle aslında bir doğa olayı olan deprem afete dönüşmektedir. Yaşanan büyük yıkımların ve yitirilen binlerce insanımızın sorumluluğunu almak istemeyen iktidarlar, depremi “doğal afet” olarak tanımlayarak sonuçlarına da aslında rıza göstermektedirler. Deprem ülkemizde ve dünyanın pek çok yerinde yaşanmaktadır; geçmişten bugüne yaşanan depremlere yönelik tarih çalışmaları ve jeolojik araştırmalar bütünleştirildiğinde, belli bölgelerde belli aralıklarla şiddeti yaklaşık tanımlanabilen depremleri bilim insanları ortaya koyabilmektedirler. Bu deprem öngörüsü akılcı kentsel planlama ve nitelikli yapı üretimiyle birleştiğinde, Japonya örneğinde olduğu gibi depremin yarattığı hasarın göreli olarak can yakıcı olmadığı, yapılı çevre yıkımının yaşanmadığı, insan kaybının nispeten az olduğu, ülke ekonomisinin ağır yaralar almadığı sonuçlar söz konusu olmaktadır. Yakın tarihimizde ortak yaşanmışlıklarımızla 17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depreminden 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlere ülkemizde ortaya çıkan durumu “doğal afet”ten ziyade “insan kaynaklı afet” olarak tanımlamak yerinde olacaktır. Bilindiği gibi insan kaynaklı afet tanımı esas olarak savaş ya da çatışma sonucu ortaya çıkan yıkım ve can kayıplarını açıklamak için kullanılmaktadır. Ancak bilimsel verilere dayalı akılcı kentsel planlama ve nitelikli yapılaşmayı reddederek ülke toprağından rant devşirmeye dayalı oluşturulan ekonomik modelin dayattığı çarpık kentleşme ve çürük yapılaşma koşullarında bir deprem yaşandığında bunu “doğal afet” olarak kabul etmek gerçeklerden kaçmak, sorumluluğu inkâr etmektir. Ülkemizde gerek merkezi düzeyde oluşturulan yasal çerçeve ve çevresel etki değerlendirme sisteminin (ÇED) işlemez hale getirilmesi gerek yerel yönetimlerin geliştirdiği imar planları ya da “kısmi imar değişiklikleri” aracılığıyla yaratılan “niteliksiz yapılı çevre” depremin afete dönüşmesinin esas nedenidir, dolayısıyla yıkımlar, ölümler esas olarak “insan kaynaklı” afetler sonucudur. Öncelikle 17 Ağustos’tan 6 Şubat depremlerine yaşanan afet ortamlarında yitirdiğimiz, acısı hala taze, tüm yurttaşlarımızı saygıyla anıyor, kederli ailelerine başsağlığı diliyoruz. Depremlerde yaralanan, sakat kalan, psikolojik travmalar yaşayan insanlarımızın acısını yüreğimizde hissediyoruz. 1992 Erzincan depremini, 1967 Sakarya depremini ve ülkenin farklı yerlerinde yaşanmış olan pek çok irili ufaklı depremi ve can kayıplarını da unutmadığımızı belirtmek istiyoruz. Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine karşın; afet yönetimi, acil ve geçici barınma yerleşim alanları, enkaz kaldırma ve döküm sahaları, kalıcı konut ve yeni yapılaşma süreçleri, güçlendirme, onarım, tarihi yapıların restorasyonu ve kentlerin yeniden inşası ile ilgili yapılan çalışmalar son derece eksik, yetersiz ve hatalı bir şekilde yürütülmektedir. Tüm bu süreçlerde yerel yönetimler, üniversiteler, meslek örgütleri ve halkın katılımı dışlanarak; imar ve yapılaşma kararları yürürlüğe konmuştur. Kent merkezlerinde geniş alanlar “riskli alan” ya da “rezerv alan” ilan edilerek mülkiyet değişiminin dolayısıyla olası demografik dönüşümün yolları açılmıştır. 6 Şubat depremleri sonrasında yaşanan bu belirsizliklerle dolu ortam, bir yandan bireyin mülkiyet hakkını dolayısıyla barınma hakkını tartışmalı bir hale dönüştürürken bir yandan da bilimsel kent planlama ilkelerinin göz ardı edildiği imar yaklaşımı ile yeniden afet oluşturma riski yüksek bir yapılaşmanın önü açmaktadır. Bütün bu yaşananlardan çıkaracağımız en büyük ders ise ülkemizin ne afet yönetimi sürecinde ne de sonrasında temel barınma ve toplumsal yaşamın kurgulanması aşamasında örgütlü bir kurumlaşmasının olmamasıdır. Gerek acil barınma gereksiniminde gerek sonrasındaki hızlı ama akılcı kent planlama ve yapı üretme sürecinde yaşanan kararsız tutumun neden olduğu kaos ve belirsizlik, zor durumdaki depremzedelerin toplumsal psikolojinde de yara oluşturmuş ve insanları, doğdukları büyüdükleri yerlerden koparak farklı coğrafyalarda yaşamını sürdürme yoluna sokmuştur. Bu durumun bir sonucu da deprem bölgesindeki nüfusun doğal yapısının değişmesidir; kültür tarihi açısından çok özel önemi olan güneydoğu coğrafyasında çağdaş kentlerin ve tarihi çevrelerin yıkımıyla birlikle bu yerleşimleri yaratan kuşakların çocukları da barınamaz hale gelmiş, maddi kültür kadar somut olmayan kültürel değerler ve “insanları” da eksilmiştir. Deprem sonrasındaki bir buçuk yılda yaşanan bu iç karartıcı süreç, bizi yakın gelecekte beklenen Marmara depremi açısından endişelendirmektedir. Geçmiş deneyimlerin sorgulanarak yeni afetlerin yaşanmayacağı bir depremsellik için sağlıklı çözümlerin geliştirileceği bir kentleşme, imar, yapı üretim ve denetim sisteminin gerekliliği açıktır.   MARMARA DEPREMİ BEKLİYOR! İstanbul merkezli ve Marmara bölgesini etkileyecek büyük bir depremin yakın gelecekte olacağı yönünde değerlendirmeler, yapılan bilimsel araştırmalarla ortaya konulmaktadır. Türkiye nüfusunun 1/3’ünün yaşaması, ekonominin %50’ye yakınının bu bölgede gerçekleşmesi olası depremin etkilerinin büyüklüğünü ortaya koymaktadır. Büyük Marmara depreminin üzerinden 25 yıl geçmesine ve bu süreçte ülkenin çeşitli bölgelerinde depremler yaşanmış olmasına karşın; kamu ve toplum yararı doğrultusunda kentleşme ve afet politikaları geliştirilmemiş; afetlere karşı sağlam, sağlıklı ve güvenli kentleşme ve yapılı çevre üretimi sağlanmamış; kültürel, tarihî ve mimari mirasın korunarak gelecek nesillere aktarılması için çalışmalar yürütülmemiştir. Depremlerin ardından bugüne kadar afet risklerinin azaltılması, sağlam ve güvenli yaşam çevrelerinin oluşturulmasına yönelik yeterli önlem alınmamıştır. Tüm ülkede ve bölgede afet öncesi ve afet sonrası süreçleri doğrudan etkileyecek yasal düzenlemeler yapılırken; yaşanan yıkım ve kayıplara sebep olan planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları devam ettirilmektedir. Sonuç olarak; •Afet yönetimi ve afet risklerinin azaltılması için gerekli hukuki düzenlemelerin, Eylem Programlarının hazırlanması, gerekli koordinasyonun ve toplum katılımının sağlanması için bir an önce gerekli adımlar atılmalıdır. •İmar düzeni, yapı üretim ve denetim sistemi; sağlam yapı ve güvenli yaşam çevreleri üretmek için bilim, kamu yararı ve kamu denetimi esas alınarak tümüyle yeniden düzenlenmelidir. •İmar rantını önceleyen, kentlerin demografik yapısını bozan, kültürel sürekliliği ortadan kaldıran, kentlinin aidiyet hissini yok sayan Kentsel Dönüşüm politika ve uygulamalarından vazgeçilmelidir. •İmar affı düzenlemeleri ile planlama ilkelerine aykırı kaçak yapılaşmaların yasallaştırılması kabul edilemez. İlimizde de hala hızla devam eden kaçak yapı üretimine karşı etkin bir mücadele yürütülmelidir. •Yapı üretim sürecinde yer alan mimarlık, mühendislik ve planlama eğitiminin niteliği geliştirilmeli ve ülke genelinde eşdeğerlik sağlanmalıdır.                                                                        •Meslek odalarının; mesleğe kabul sürecinden başlayarak mesleğin uygulanmasına, yapı denetimine ve mesleğin her alanında etkin bir şekilde yer alması için gerekli yasal düzenlemeler bir an önce gerçekleştirilmelidir. TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi mesleki ve toplumsal sorumluluklar kapsamında tüm bu süreçte ilgili kesimlerle birlikte etkin bir rol üstlenmeye hazırdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Mimarlar Odası’ndan 19 Mayıs coşkusu Haber

Mimarlar Odası’ndan 19 Mayıs coşkusu

TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi, Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ve Harita Ve Kadastro Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından düzenlenen “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” düzenlenen konserle büyük bir coşkuyla kutlandı. Bursa Akademik Odalar Birliği’nde düzenlenen konsere TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Burak Özgen ve Harita Ve Kadastro Mühendisleri Odası Bursa Şubesi üyeleri ile odaların yönetim kurulu üyeleri katıldı. Bursa’nın Rock müziği performansı ile geniş kitlelere hitap eden Neyzen’in sahne aldığı konsere Bursalı gençler büyük ilgi gösterdi. Konser öncesi konuşma yapan TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlayarak, “19 Mayıs Ata'mızın doğum günü, Cumhuriyet gençlerinin bayramıdır. Ata'mızın Samsun'da yaktığı özgürlük ve bağımsızlık meşalesi 105 yıldır yolumuzu aydınlatmaya, bize ışık olmaya devam ediyor” dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde Samsun’dan başlattığı bağımsızlık mücadelesi ile küllerinden tekrar doğduğu vurgusunu yapan Başkan Şirin Rodoplu Şimşek, “Kurtuluş Savaşı ile vatan, millet ve bayrak sevgisini, özgür yaşama kararlılığını tüm dünyaya ilan etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti bu köklü geçmişi ve tarihi zaferlerinin aydınlattığı yolda, istikrarla, kararlılıkla muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma mücadelesine devam etmektedir. Gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutluyorum” diyerek duygularını dile getirdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.