SON DAKİKA
Hava Durumu

#Orhan Sarıbal

Söz Bursa - Orhan Sarıbal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Orhan Sarıbal haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

CHP'li Sarıbal'dan 'zeytine ve çiftçiye sahip çıkalım' mesajı Haber

CHP'li Sarıbal'dan 'zeytine ve çiftçiye sahip çıkalım' mesajı

Zeytin üreticilerinin sesi olarak Bursa'dan merkezi hükümete seslenen CHP Bursa Milletvekili Parti Meclis Üyesi Orhan Sarıbal, bölgede zeytin alanında belirleyici ve etkin olan Marmarabirlik ve Tarım Kredi Kooperatifleri'nin güçlerini kullanarak fiyatları maliyet ve refah payı gözeterek, enflasyonu gözardı etmeden belirlemesi gerektiğini kaydetti.  Bursa'nın Gemlik ilçesinde zeytin üreticileri ve partililerle birlikte basın açıklaması düzenleyen Milletvekili Sarıbal, piyasadaki fiyat belirsizliğinin hızla giderilmesi gerektiğini kaydetti. Zeytin alımında Marmarabirlik ve diğer kurumların 180 adet/kg ile 230 adet/kg için kota uygulanmaması gerektiğinin altını çizen Sarıbal, "Yağlık ürün alımları kota dışı tutulmalı ve kısıtlama getirilmemelidir. 230 ile 300 barem için fiyat yüksek belirlenmelidir çünkü bu barem, ağırlıklı ortalamayı belirleyen ürün baremi olduğu için çiftçinin gelirinde önemli rol oynamaktadır. Piyasadaki tüm alıcılar, ekonomik koşulları, çiftçinin girdi maliyetlerini ve verimli yılı göz önünde bulundurarak çiftçinin ihtiyaçlarına hitap edecek şekilde fiyatlandırma yapmalıdır. Zeytin hasat sezonunun çiftçimize, halkımıza, ülkemize yararlar getirmesini bereketli olmasını diliyoruz" dedi. Açıklamasında merkezi hükümetten ve Tarım Bakanlığı'ndan beklentilerini de sıralayan CHP'li Orhan Sarıbal, tane desteğinin 5 yıl boyunca 15 kuruştan 20 kuruşa çıkarılması yetersiz kaldığına dikkati çekerek, "Hızla daha yüksek bir seviyeye çıkarılması gerekmektedir. Zeytinyağı desteğinin ise 7 yıldır   kilogram başına 80 kuruştan 1 TL'ye çıkarılması da yeterli olmamıştır ve daha gerçekçi bir seviyeye yükseltilmesi beklenmektedir" dedi.  "İhracatta kaybedilen pazarın geri kazanılması için kota, yasak ve kısıtlamaların yeniden gündeme getirilmemesi; yurtdışı pazarına güven veren söylem ve politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir" önerisini sunan Sarıbal, "Dış ticarette kaybedilen rekabet gücünü yeniden sağlamak için zeytinyağı ihracatçılarına özel teşvikler sağlanmalıdır. Zeytin ve zeytinyağı alım-satımını yapan kurum, kuruluş ve işletmelere 1 yıl düşük faizli kredi sağlanmalıdır. Bakanlık, zeytin ve zeytinyağının önemini ve değerini kavratacak eğitim, reklam ve kültürel yöntemler uygulayarak başta okullar olmak üzere tüm kamu kurumlarında zeytin ve zeytinyağı tüketimini teşvik etmelidir, özendirmelidir" çağrısında bulundu. 

CHP Bursa İl Başkanı Yeşiltaş eğitim sistemini eleştirdi Haber

CHP Bursa İl Başkanı Yeşiltaş eğitim sistemini eleştirdi

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanlığı, tüm Türkiye’de olduğu gibi eş zamanlı olarak eğitim sistemindeki sorunları dile getirmek için basın açıklaması gerçekleştirdi. Düzenlenen basın açıklamasına, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Fatma Özgür, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Cengiz Çelikten, CHP Orhangazi İlçe Başkanı Berna İl, İl Yöneticileri ve partililer katıldı. Konuşmasında Tunceli'de zırhlı aracın kaza yapması ve Irak'ın kuzeyinde hain terör örgütü ile girilen çatışmada şehit olan Mehmetçiklerimizi ve Diyarbakır'da cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'ı anarak başlayan Eğitim sisteminin siyasallaştırıldığına vurgu yaparak konuşmasına başlayan CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, “Okullarımızda 2024-2025 eğitim-öğretim yılının ilk ders zili çaldı. Ne yazık ki ne okullarımız ne de AKP iktidarının eğitim sistemini getirdiği koşullar öğrencilerimizin, velilerimizin, öğretmenlerimizin, idarecilerimizin ve eğitim çalışanlarının heyecanlarını, isteklerini ve ihtiyaçlarını karşılamaya hazır değildir. 22 yıllık AKP iktidarında eğitim sistemi bilerek ve isteyerek siyasallaştırılmış, iktidarın ideolojik hedefleri için araç haline getirilmiştir. Bu süreçte, var olan sorunlar çözülmek yerine, yenileri eklenmiştir. 22 yılda 9 Milli Eğitim Bakanı değişmiş, Bakanların ortalama ömrü iki buçuk yıl olmuştur. Her gelen bakan bir önceki sistemi eleştirmiş, yerle bir etmiş ve kendi ortaya attığı fikirleri apar topar uygulamaya koymuştur. 9 bakan toplamda irili ufaklı 18 sistem değişikliği yapmış, lise ve üniversite sınavları defalarca değiştirilmiştir. Hiçbir değişiklik etkisini değerlendirmeye yetecek kadar bile uygulamada kalamamıştır” ifadelerini kullandı. “ÖĞRETMENLER KENDİ HAKLARINA YAPILAN SALDIRIYLA KARŞI KARŞIYADIR” Yeşiltaş, “Çocuklarımızın geleceği AKP’nin ve bakanlarının elinde oyuncak edilmiştir. Bu yıl okul öncesi, 1., 5. ve 9. sınıf öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bir eğitim programı olmaktan öte iktidarın çağdışı eğitim manifestosu olma niteliğini taşıyan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile döneme başlıyorlar. İhtiyaç analizi ve pilot çalışması yapılmamış, hazırlanma ve onaylanma süreci katılımcı ve şeffaf yürütülmemiş, kaynakçası, bilimsel dayanakları ve yazarları belli olmayan, tüm uzmanların karşı çıkmasına rağmen onaylanan bu modele karşı Cumhuriyet Halk Partisi olarak idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştayda dava açtık. Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin vakti ve emeği AKP’nin siyasi hırsları nedeniyle daha fazla ziyan edilmeden bir an önce eski programlara dönülmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Öğretmenlerimiz bir yandan AKP iktidarının eğitimde yarattığı tahribatla mücadele etmeye çalışırken, bir yandan da kendi haklarına yapılan bir saldırıyla karşı karşıyadır. Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi geçtiğimiz dönem meclise sunulmuş, partimizin milletvekillerinin gösterdiği başarılı muhalefet sonucunda görüşmeler Ekim ayına ertelenmiştir. Teklif öğretmenlik mesleğini düzenleyecek nitelikte değildir; yalnızca atama bekleyen öğretmenleri elemek için hazırlanmıştır” dedi. Başkan Yeşiltaş sözlerine şu şekilde devam etti: Öğretmenlerin hakları tanımlanmamış, diğer eğitim çalışanlarıyla ilgili bir düzenleme yapılmamış, özel sektörde çalışan öğretmenlere yer verilmemiş, basamaklandırma sistemine çözüm sunulmamıştır. Amaç öğretmenlik mesleğinin itibarını yükseltmek, öğretmenlerimizin ve eğitim bileşenlerinin haklarını tanımlamak değil; öğretmenlerin diplomasını çalmaktır. Üstelik bu yıl okullarımız yeni öğretmen ataması yapılmadan açılmıştır; okullarımızda öğretmen ihtiyacı devam etmektedir. Bakan Yusuf Tekin, 2 Eylül’de yaptığı açıklamada "İhtiyacımız açısından şu anda yüzde 95'e yakın öğretmen normumuz dolu" dedi. Bakanın ifadesine ve MEB istatistiklerine göre 48.700 öğretmen ihtiyacı bulunuyor. Ancak 2023-2024 eğitim öğretim yılında valiliklerden alınan bilgiye göre 91 bin norm açığı bulunuyor. Geçtiğimiz yıl ise 85 bin ücretli öğretmen görevlendirildi. Veriler arasındaki tutarsızlıklar sürüyor. Bakanın açıklamasını doğru kabul etsek dahi bu yıl yapılacak olan 20 bin atama ile bu açığın kapatılamayacağı ortadadır. “ÖĞRETMENLER KENDİLERİNE VERİLEN SÖZÜN TUTULMASINI BEKLİYOR” 50 bin öğretmen ataması yapılmadığı takdirde öğrencilerin öğretmensiz, öğretmenlerin ise öğrencisiz kalacağını belirten Yeşiltaş, “Öğretmen açığı yine ücretli öğretmenlik adı verilen emek sömürü sistemi ile kapatılmaya çalışılacaktır. Oysa AKP iktidarının seçim dönemlerinde vaatler verdiği KPSS mağdurları, engelli öğretmenler, memur öğretmenler, norm kadro sözü verilen PDR’ciler, çifte mağduriyet yaşayan depremzede öğretmenler, ek atama sözü verilen öğretmenler kendilerine verilen sözlerin tutulmasını bekliyor. AKP iktidarı bol keseden vaatler veriyor, ancak sözünü tutma noktasında hiçbir faaliyet göstermiyor. Öğretmen ataması gibi, okullar açılmasına rağmen okullarımıza temizlik ve güvenlik görevlisi ataması da yapılmamıştır. Okulların ve çevresinin temizliğinin ve güvenliğinin sağlanması sorumluluğu da okullara, dolayısıyla okul-aile birliklerine, dolayısıyla da velilere bırakılmıştır. Okulların kadrolu bir güvenlik görevlisi yoktur. Devlet okullarında 613.785 derslik bulunmaktadır. 10 dersliğe bir temizlik görevlisi ataması yapılması gerektiği göz önüne alındığında yaklaşık 65 bin temizlik görevlisine ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır. Son düzenlemelerden anlaşıldığı kadarıyla bu ihtiyaçların İşgücü Uyum Programı kapsamında giderilmesi planlanmaktadır” dedi. “MEB BÜTÇESİNİN YÜZDE 80’İ PERSONEL GİDERLERİ İÇİN HARCANDI” Eğitim sistemiyle ilgili bazı verileri paylaşan de Yeşiltaş, “Okullarda yeterli bütçe olamadığı için küçük tadilat ve temizlik işlerini yaptırabilmek için yöneticiler zorunlu bağış almaktadır. Milli Eğitim Bakanı “okul yöneticilerinin böyle bir hakkı yok” demek yerine okul bütçelerini oluşturmalıdır. Zorunlu eğitim kapsamında, devlet okullarında örgün eğitim içerisinde 15 milyon 887 bin 296 öğrenci vardır. MEB'in bütçesi ise 1 trilyon 92 milyar 129 milyon 668 bin liradır. Okullara her eğitim öğretim yılının başında eğitim öğretime hazırlık amacı ile öğrenci başına en az 1000 lira bütçe gönderilmelidir. Öğrenci başına 1000 lira gönderildiği takdirde MEB'in bütçesinin sadece 15,88 milyar lirası (yüzde 1,45) kullanılmış olacaktır. MEB bütçesi yıllar içinde giderek erimiş, yalnızca personel bütçesine dönmüştür. 2016 yılından bu yana MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesi içerisindeki payı giderek azalmıştır. 2016 yılında MEB’in payı yüzde 13,38 iken 2024 yılında bu oran yüzde 9,84’e gerilemiştir. Aynı şekilde 2016 yılında MEB bütçesinin gayri safi milli hasılaya oranı yüzde 2,93’iken 2023 yılında bu oran yüzde 2,65’e gerilemiştir. MEB bütçesinin yüzde 81’i personel giderleri için harcanmaktadır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken, 2024 yılı itibariyle bu oran yüzde 9,15’e gerilemiştir” dedi. “AİLELER, ÖZEL OKUL FİYATLARINI KARŞILAYAMAYACAK HALE GELDİ” Yeşiltaş, “Devlet okulları, toplumun en yoksul ve çaresiz kesimlerinin çocuklarının AKP’nin eğitim politikalarına dolaysız maruz kaldığı mekanlara dönüşmüştür. 4+4+4 süreci öncesi 4.664 olan özel öğretim kurumu sayısı 14 bin 281’e, 535 bin 788 olan öğrenci sayısı ise 1 milyon 670bin 729’a yükselmiştir. Özel okul sayısındaki artış oranı yüzde 206 olarak gerçekleşmiştir. Öğrenci sayısı ise yüzde 211 oranında artmıştır. Öte yandan, özel okul ücretlerine yapılan fahiş zamlarla ve kitap, yemek, servis, kıyafet, etüt gibi ekstra ücretlerle aileler özel okulların ücretlerini de karşılayamayacakları bir noktaya gelmiştir. Nitelikli eğitime erişim hakkı hem devlet okullarında hem özel okullarda toplumun küçük bir kesiminin erişebileceği bir ayrıcalığa dönüşmüştür. Bakan Yusuf Tekin 2 Eylül’de yaptığı açıklamada, fahiş özel okul ücretleri sorulduğunda özel okulların da haklarının korunması gerektiğini, çoğu okulda fahiş ücretlerin olmadığını, pandemide özel okulların zor duruma düştüğünü, ekstra ücretlerle ilgili denetlemelerin sadece Milli Eğitim Bakanlığıyla ilgili olmadığını söyleyerek özel okulları ve fiyat politikalarını savunmuştur” diye konuştu. “İKTİDARIN AÇTIĞI YARALARI SARMAK İÇİN CANLA BAŞLA ÇALIŞACAĞIZ” Yeşiltaş sözlerini şöyle sürdürdü: Sayın Bakan aynı tutumunu özel okullarda çalışan öğretmenlerin haklarıyla ilgili de sürdürmektedir. Taban ücreti düzenleyen maddenin kaldırılması ile birlikte özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçileri patronların insafına terk edilmiştir. Özel sektör öğretmenleri asgari ücretle, belirli süreli sözleşmelerle, güvencesiz çalıştırılmaktadır. Bakan Tekin bu konuda sorulan bir soruya da “Taban ücretle ilgili yasal düzenlemeye gerek yok. Özel okul sahipleri bu konuda söz verdiler, sözlerini tutacaklardır” diye yanıt vermiştir. Bakan özel okullarla ilgili açıklamalarıyla bakanlığın tarafının özel okullarda çalışan eğitim emekçileri, veliler ve öğrenciler değil özel okul sahipleri olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Ülkemizin kurtarıcısı, cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı esnasında Maarif Kongresini toplayarak eğitimin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Bundan 100 yıl önce, savaş günlerinde, koşullar elvermese dahi eğitimin önemine vurgu yapan Atamızın izinde, biz de eğitim sistemimizi bugünden daha iyiye götürmek, 22 yıllık iktidarın açtığı yaraları sarmak için canla başla çalışacağız. Çocuğun ve gencin üstün yararını gözeten, nitelikli, laik, bilimsel, kamusal ve erişilebilir bir eğitim için mücadele etmeye, Cumhuriyet aydınlanmasından aldığımız ilhamla çalışmaya devam edeceğiz. YARATTIĞI BÜYÜK EKONOMİK BUNALIMI HALKIN ÖDEMESİNİ İSTİYOR” CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal da yaptığı konuşmada, “Narin meselesinin bu ülkede konuşuluyor olması, eğitimle, çağdaşlıkla doğrudan ilgilidir. Sorunları çözmek yerine sorunları derinleştiren bir anlayışın olduğunu net bir şekilde tanıklık ediyoruz. Türkiye tarihin en büyük ekonomik krizini yaşıyor. Toplumun 85 milyon insanın tümü bir kriz yaşıyordur. Bunun sorumlusu AKP iktidarı, Recep Tayyip Erdoğan krizidir. Erdoğan ve Bakan Şimşek ortaklığı, ülkeyi derin bir krizin içerisine sürüklemiştir. Eğitimin bir hak olduğu eşit, erişilebilir, kamucu eğitimin tamamen yok edildiği, piyasacı bir anlayışın egemen kılındığı, devlet okullarının yerine özel okulların aldığı, aileler ve çocukların belirli sınıflarda toplandığı, kayıt ücretinin zorunlu hale geldiği, bütün bu yaşadıklarımızın bile isteye ortaya konduğunu görmek zorundayız.  9 defa bakan değiştiriyor olması tesadüf değildir. Temel amacı laik, demokratik, bilimsel bir eğitime meydan okumaktır. Aklın, felsefenin, bilimin yerine dogmayı ısrarla dayatmaktadır. Maarif Modeli üzerinden gençleri tek tip yetiştirmek istemektedir. Cumhuriyeti değersizleştiren, tarihin içini boşaltan, dinsel eğitimi öne çıkaran bir modeli bilinçli bir şekilde seçmiştir. Aydınlıktan yana herkesin bunu görmesi gerekmektedir. Velileri tamamen bir müşteri görmesi, öğrenciler bir yemeği bile hak görmemesi, bütün bunları tesadüfen yapmıyorlar. Yarattığı büyük ekonomik bunalımı halkın ödemesini istiyor. Tek çare vardır. Bu iktidar gitmeden ekonomi, yoksulluk düzelmez, demokrasi gelmez. Bursa’da yeterli derslik yok. Tüccar, iş insanı aranıyor ki derslik yapılsın. Bursa’nın Il Milli Eğitim Müdürlüğü yolsuzluklarla gündeme gelmiş, ekonominin güçlü olduğu bir kentte eğitimde iyi olamadık. Eğitim karnemiz kötü. Bu çocuklar, bu ülkeye insanca yaşamak için geliyorlar, aç kalmak için değil. Taciz, tecavüz yaşamak istemiyorlar. Demokrasinin inşa edileceği eğitime varıncaya kadar hep birlikte mücadele edeceğiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

CHP'li Sarıbal: Ayçiçeğinde hem rekolte, hem alım fiyatları düşük! Haber

CHP'li Sarıbal: Ayçiçeğinde hem rekolte, hem alım fiyatları düşük!

CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclis Üyesi Orhan Sarıbal, Türkiye’de ayçiçeği bitkisel yağ üretiminin yaklaşık yüzde 80’ini karşıladığını belirterek, "Dünya ayçiçeği üretiminin yüzde 75.8’i Rusya, Ukrayna ve Avrupa Birliği’nde yapılmaktadır. Buna karşılık AB en büyük ithalatçı, Çin ise en büyük ihracatçı konumdadır" dedi. "Türkiye ayçiçeği üretiminde dünyada 9’unucu sırada olup; yağlık ayçiçeği üretiminin yarısından fazlası Trakya ve Batı Karadeniz illerinde gerçekleştirilmekte; en çok üretim Edirne (yüzde 13), Adana’da (yüzde 12) Tekirdağ (yüzde 10), Kırklareli (yüzde 10) ve Konya’da (yüzde 8) yapılmaktadır. Bu 5 ilin toplam üretimdeki payı yüzde 50’yi geçmektedir" diyen Sarıbal, AK Parti'nin ithalata dayalı tarım politikaları ayçiçeği üreticisini de zora soktuğunu, TÜİK’e göre, Türkiye’nin ayçiçeğindeki yeterlilik derecesinin 2002 yılında yüzde 84.8 iken, 2023 yılında yüzde 51.3’e gerilediğini ifade etti. "Yağlı tohum ve türevleri Türkiye’nin en önemli ithalat kalemlerinden birini oluşturmaktadır" diyen Sarıbal, "Türkiye ayçiçeği ithalatında Avrupa Birliği’nin ardından dünyada ikinci sırada gelmektedir. Ayçiçeği tohumu, yağı ve küspesi için ödenen toplam bedel 2023 yılında 2 milyar dolar olmuştur. İthalatın yüzde 44’ü Ukrayna’dan, yüzde 25’i ise Romanya’dan yapılmıştır. Son 5 yılda ödenen bedel yüzde 117 oranında artmıştır.  AKP döneminde yağlı tohum ve türevleri için ödenen bedel ise 26 milyar dolara yaklaşmıştır. 2024 yılı 6 aylık verilerine göre yaklaşık 1 milyar dolar değerinde ithalat yapılmıştır. İthalat daha çok yağlı tohum ve ham yağ olarak yapılmakta, ithalatın çoğunlukla ham yağ şeklinde yapılması katma değer kaybına yol açmakta ve sanayinin kırma kapasitesinin atıl kalmasına neden olmaktadır. Türkiye’nin ayçiçeğinde net ithalatçı konumdadır. Bu nedenle yurtiçi ayçiçeği tohumu ve yağ fiyatları dünya fiyatlarındaki değişimlerden etkilenmektedir. İthalat fiyatlarının artmasıyla Türkiye’de fiyatlar da artışa geçmektedir. Dünyada döviz kurlarının yükseldiği ve petrol fiyatlarının arttığı yıllarda, Türkiye’de de fiyatlar artmaktadır" diye konuştu. Milletvekili Sarıbal, ğüretici örgütleri tarafından da dile getirilen önerileri de şöyle sıraladı: Ayçiçeği tohumu ve ham ayçiçeği yağı ithalatında gümrük vergileri rekoltenin gıda güvencesini tehlikeye sokacak seviyeye düştüğü durumlar hariç hiçbir zaman düşürülmemelidir. Yağlık ayçiçeğinde 2 lira 25 kuruş fark ödemesi (prim) desteği 5 TL’ye yükseltilmelidir. Kuraklıktan zarar gören ayçiçeği üreticilerinin zararları en kısa zamanda ödenmelidir. Kamu araştırma kuruluşlarının kuraklığa dayanıklı çeşit geliştirme çalışmaları hızlandırılmalıdır. Yıl içerisinde yapılan zamlar dikkate alınarak mazot ve gübre destekleri revize edilmelidir.

Osmangazi’den kadınlara özel spor merkezi Haber

Osmangazi’den kadınlara özel spor merkezi

Osmangazi Belediyesi, sağlıklı bir yaşam için kadınların spor yapabilmelerini sağlamak adına Yenibağlar Kadın Spor ve Yaşam Merkezi’ni ilçeye kazandırdı. Spor merkezinin içerisinde fitness aletleri, pilates topları ve bantları, kondisyon bisikletleri ve ağırlık setleri gibi ihtiyaç duyulan tüm spor aletleri yer alıyor. Haftanın her günü 08.00 ile 19.00 saatleri arasında hizmet verecek olan spor merkezine gelecek olan Osmangazili kadınlar, uzman antrenörler eşliğinde spor yaparak hem formda kalacak hem de günlük yaşamın stresinden uzaklaşacak. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen Yenibağlar Kadın Spor ve Yaşam Merkezi’nin açılış törenine CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Cengiz Çelikten, belediye meclis üyeleri, başkan yardımcıları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Aydın: “Obezite günümüzün en büyük sağlık sorunlarından” Yenibağlar Kadın Spor ve Yaşam Merkezi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, günümüzün en büyük sağlık sorunlarından bir tanesinin obetize olduğuna dikkat çeken Başkan Aydın, “Aşırı kilo, bütün hastalıkları tetikliyor. Kadınların hem spor yapma imkanı bulması, hem de sağlıklı bir yaşam sürmeleri açısından bu tesis oldukça önemli. Ertuğrul Sağlam Spor Merkezi, Demirtaş Spor Merkezi ve Emek Yakup Aktaş Spor Merkezi’nin ardından sadece kadınlara hizmet verecek olan Yenibağlar Kadın Spor ve Yaşam Merkezi’ni ilçemize kazandırdık. Bu spor merkezi, birkaç mahallemizin kesişme noktası üzerinde yer alıyor. Yenibağlar, Hamitler, Yunuseli ve hatta Bağlarbaşı mahallelerimizde oturan vatandaşlarımız bu spor merkezinden yararlanabilecek. Kadınlarımızın sağlıklı bir yaşam için spor yapmasını önemsiyoruz” dedi. Aydın: “Malazgirt’te kapılarını açtığımız Anadolu’yu Büyük Taarruz ile savunduk” 26 Ağustos tarihinin, Türk milleti adına çok önemli olan iki büyük zaferin yıl dönümü olduğunu hatırlatan Başkan Aydın, “26 Ağustos 1922 yılında belki de dünyanın gördüğü en büyük ve en zor zaferlerden biri olan Büyük Taarruz,  başlamıştır. Bu büyük zafer ile bizlere bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü ve geleceğe güvenli bir şekilde bakmamızı sağlayan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı, minnet ve rahmetle anıyorum. 26 Ağustos aynı zamanda 1071 yılında Anadolu’nun kapılarının Türklere açılmasını sağlayan Malazgirt Zaferi’nin de yıldönümü. Bu zaferimizi de kutluyor ve kahramanlarımızı rahmet, minnet ve saygıyla bir kez daha anıyoruz. Her iki savaş da bizim tarihimiz açısından çok önemli. Bizler bugün özgür bir şekilde bu açılışları yapabiliyorsak, ezanlarımız okunuyor, bayrağımız dalgalanıyorsa işte bu zaferlerin kazanılmasını sağlayan büyük komutanlar, büyük kahramanlar ve büyük önderler sayesindedir. Onları ilelebet anmaya devam edeceğiz. Bugün açılışını yaptığımız Yenibağlar Kadın Spor ve Yaşam Merkezi’nin hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” diye konuştu. Sarıbal:” Kadın güçlenirse ülkemizin geleceği de güçlenir” CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da yaptığı konuşmada, “Kadın ne kadar özgürleşir, çalışma ve sosyal hayatta ne kadar güçlenir ise ülkemizin geleceği de o kadar güçlenecektir. Yıllarca çocukların, gençlerin ve kadınların, yaşadıkları sorunlar hep göz ardı edildi. Bugün, yeni oluşum içerisinde olan Yenibağlar Mahallesi’nde böyle güzel bir tesisi hizmete açarak, kadınların spor yapmasına, sosyal açıdan daha güçlü olmasına ve toplumdaki konumlarının yükselmesine olanak sağlayan kıymetli Başkanım Erkan Aydın’a teşekkür ediyorum. Kadınların daha sağlıklı yaşaması, daha özgürleşmesi ve hayatın içerisinde daha güçlü tutunması adına bu projeyi ortaya koyan belediye çalışanlarına da ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. Yenibağlar Kadın Spor ve Yaşam Merkezi’nin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Yenibağlar Mahallesi Muhtarı Nursel Şahintürk, Yenibağlar Kadın Spor ve Yaşam Merkezi’ni mahallemize kazandırdığı için şahsım ve mahalle kadınlarımız adına Başkanımız Erkan Aydın’a teşekkürlerimi sunuyorum. Konuşmaların ardından Başkan Aydın ve protokol üyeleri, Yenibağlar Kadın Spor ve Yaşam Merkezi’ni gezdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.