SON DAKİKA
Hava Durumu

#Otopsi

Söz Bursa - Otopsi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Otopsi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Güllü neden öldü? Adli tıp raporu gerçeği ortaya koydu Haber

Güllü neden öldü? Adli tıp raporu gerçeği ortaya koydu

Güllü lakaplı ünlü arabesk müziği sanatçısı Gül Tut'un Adli Tıp Raporu çıktı. Ünlü şarkıcının ölüm nedeni yüksekten düşme olarak belirlendi. Yalova’da 26 Eylül 2025 tarihinde yüksekten düşerek hayatını kaybeden Gül Tut’un (kamuoyunda bilinen adıyla Güllü) adli tıp raporu tamamlandı. Yalova Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından yapılan ölü muayenesi ve otopsi işlemleri sonucunda ölüm nedenine dair detaylar netleşti. TRAVMATİK İZLER TESPİT EDİLDİ Rapora göre Gül Tut’un vücudunun çeşitli bölgelerinde yüksekten düşmeye bağlı çok sayıda travmatik emareye rastlandı. Cinsel muayenede ise akut (yeni) travmatik bir ize rastlanmadığı belirtildi. İÇ KANAMA VE ÇOKLU KIRIKLAR Çınarcık'taki evinin 5, katındaki penceresinden aşağıya düşen Güllü'nün yapılan otopsisinde beyninde kanama, boyun travması, çok sayıda kemik kırığı, iç organ yaralanması ve iç kanama tespit edildi. Ayrıca toksikolojik, histopatolojik ve biyolojik örnekler alındı. Alkol seviyesi yüksek çıktı Laboratuvar incelemelerinde Gül Tut’un kanında 3,53 promil etanol (alkol) bulunduğu açıklandı. Histopatolojik izlerin travmalarla uyumlu olduğu, biyolojik örneklerde ise Gül Tut dışında herhangi bir DNA profiline rastlanmadığı bildirildi. ZEHİRLENME BULGUSU YOK Birinci İhtisas Kurulu’nun mütalaasında, zehirlenmeye dair herhangi bir tıbbi bulguya rastlanmadığı, ölümün yüksekten düşmeye bağlı genel beden travması sonucu gelişen kafa içi kanama, beyin hasarı ve iç organ yaralanmaları nedeniyle gerçekleştiği belirtildi. Adli tıp raporu, 13 Ekim 2025 tarihinde Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletildi.

Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri ortaya çıktı Haber

Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri ortaya çıktı

Münevver Karabulut’u 3 Mart 2009 tarihinde canavarca hisle ve hunharca öldüren Cem Garipoğlu, 2014 yılında Silivri’de kaldığı koğuşta intihar etmişti. Ölen kişinin Cem Garipoğlu olup olmadığı yönündeki iddialar üzerine Karabulut ailesi avukatları aracılığıyla fethi kabir işlemi yapılmasını talep etmiş ancak bu talep Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedilmişti. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'ndan Cem Garipoğlu'nun otopsi sırasında yapılan işlemlerine ait fotoğraflar ve video kayıtlarının hazırlanıp gönderilmesi istenerek dosyaya bilirkişi atanmıştı. Tamamlanan bilirkişi raporunun içerisinde Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri de yer aldı. Öte yandan mağdur Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir tarafından bilirkişi raporuna karşı bir dilekçe sunuldu. Dilekçede, Münevver Karabulut’un Cem Garipoğlu tarafından 3 Mart 2009 tarihinde canavarca hisle ve hunharca katledildiği ve olayın kamuoyu gündemine oturduğu belirtildi. Cem Garipoğlu‘nun hakkında hükmedilen cezanın infazı sırasında intihar ettiğinin açıklanması üzerine toplumun büyük bir kesiminde Garipoğlu‘nun intihar etmeyip cezaevinden firar ettiğine dair kanaat oluştuğu da dilekçede aktarıldı. Bunun üzerine 17 Ağustos 2023 tarihinde başsavcılığa başvurarak fethi kabir yapılması talep edildiği dilekçede belirtildi. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan dilekçenin devamında, "Başsavcılığınız tarafından ise İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına müzekkere yazılarak 12 Kasım 2014 tarihli otopsi işlemine ilişkin fotoğraf ve video kayıtları celp edilmiş akabinde dosya bilirkişiye gönderilmiştir. Daha sonra bilirkişi tarafından kendisine teslim edilen materyaller içinde bulunan görseller rapor haline getirilmiştir” denildi. Dilekçede, daha önce Münevver Karabulut cinayeti hakkında tahkikat yürütülürken maktulün iç çamaşırı ile otopsi ve ilk inceleme yapıldığı, otopsi incelemesinin ilk aşamada hiçbir tıp eğitimi almamış olan bir teknisyen tarafından gerçekleştirildiği ve aynı eldivenle 11 otopsi işlemi yapıldığı açıklandı. Otopsi yapan teknisyenin eldiveninden maktulün iç çamaşırına aynı anda otopsi yapılan bir başka cesede ait sperm bulaştığı da dilekçede belirtildi. Cinayet mahallinde bulunan 700 bin dolar tutarındaki paranın kolluk tarafından tutanağa kaydedilmediği ve kaybedildiği de açıklanan dilekçede, “Kameraların kırık olmamasına rağmen ‘kırıktır’ şeklinde tutanak tutulması, faili yakalamaya giden kolluk görevlilerinin cinayet zanlısının kaçmasına imkan tanır türde yol vermesi, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle cinayete iştirakten yargılanan Garipoğlu ailesi fertlerinin hiçbir delil olmaksızın tahliyesine karar verilmesi ve haklarında yurtdışına çıkmamak şeklinde adli kontrol tedbirinin dahi uygulanmaması, bu gerekçelerle tarafımızca reddi hakim yoluna gidilmesi, reddi hakim taleplerimiz hakkında karar verilmeden kovuşturma yürüten ağır ceza mahkemesi başkanının re’sen dosyadan el çekmesi ve bir başka yargılamada Garipoğlu ailesi için beraat kararı vermiş bir hakim olduğunun ortaya çıkması gibi skandalların yaşanması, Garipoğlu ailesinin tesadüf denemeyecek zamanlarda manidar paylaşımlar yapması hasebiyle müvekkilde hasıl olan şüphenin giderilmesi söz konusu olamamıştır” ifadeleri kullanıldı. Dilekçede bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini belirten mağdur avukatı Epözdemir, fethi kabir işlemi yapılmasını ve sonuca göre ilgililer hakkında iddianame düzenlenerek dava açılmasını talep etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.