SON DAKİKA
Hava Durumu

#Özgür Çelik

Söz Bursa - Özgür Çelik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Özgür Çelik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gürsel Tekin: "Çift başlılık diye bir şey yok, mühür kimdeyse Süleyman odur" Haber

Gürsel Tekin: "Çift başlılık diye bir şey yok, mühür kimdeyse Süleyman odur"

Mahkeme kararıyla Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanlığı görevine getirilen Gürsel Tekin, "Çift başlılık diye bir şey yok. Kararı okuduğunuzda çok net olarak görebilirsiniz. Mazbata Özgür Çelik’te ama mazbata ile karar alınmıyor. Karar defteri bizde. Mühür kimdeyse Süleyman odur. Seçmenin, vatandaşın ve CHP'lilerin bize bir tepkisi söz konusu bile değil. Yanımızda olduklarını ifade ediyorlar. Göreve başladığımızda demirbaş, araç gereç ne varsa hepsini teslim almamız gerekiyor hukuken. Bankalara yazı yazdık. 24 saat içerisinde sonuçlarını aldık. Bir bankada ise ısrarla 28 gün boyunca sonucu alamadık. Biz de banka hakkında suç duyurusunda bulunduk" dedi. Mahkeme kararıyla Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanlığı görevine getirilen Gürsel Tekin basın mensuplarıyla bir araya geldi. Taksim’de bir otelde basın mensuplarına konuşan Tekin, "Takdir edersiniz ki elbette bazı paylaşılacak şeyler var, paylaşılmayacak işler vardır. Sorunun başında anlatmak istiyorum. Son 1 buçuk yıldır gerek ekranlarınızda gerek televizyonlarda sıkça konuşulan, tartışılan İstanbul İl Kongresi meselesi vardı. İşte delegelerle ilgili çeşitli iddialar ortadaydı. Günün sonunda yargı 15 ay sonra bir karar alıyor. Bu kararı alırken davayı açan Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımız, ısrarla bir kısım medya sanki yargı mensupları bizi çağırarak hadi gelin, sizi görevlendiriyoruz algısı yapıyorlar. Onları anlıyorum. 46 kişi dava açıyor. Bunların tamamı Cumhuriyet Halk Partili üyeleri, delegeleri, hatta bir kısmı değişimci, yani Özgür Özel, Özgür Çelik'e oy veren arkadaşlarımız. Günün sonunda bir tedbir kararı, geçici kurul ihtiyaçları olunca taraflar arasında tarafsız olabilecek bize bir kurul listesi getirilmiştir. Arkadaşlarımız da bizim partililik kimliğimize güvendikleri için bizim isimlerimizi verdiler. Ve bu müzakere yaparken sorunlar yaşanıyor. Bu yaşanan sorunların çözümü konusunda da bir tek arayış olur. Aile içerisinde aile büyükleri bu meselenin çözümü konusunda görev verilir. Şimdi biz kendimize böyle bir misyon yüklerken, ilk 2 gün, 3 gün, 4 gün hiçbir sıkıntı yok, sorun yok. Hatta genel merkez yöneticilerimizle temaslarımız oldu. 2 arkadaşımız haklı olarak psikolojik baskıya dayanamadılar. 3 kişi biz kaldık. 2 kişi de Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi, hukuk bilgisi olan arkadaşlarımızla yanımıza verin, bir an önce bu meseleyi çözelim. Bir kısım arkadaşlarımızla hem fikir olduk, sonra da ne olduysa fırtınalar koptu. Biz tabii, ya niçin bu, neden böyle bir psikolojik baskı, bir saldırı anlamaya çalışalım dedik. Acaba ya bıraksak mı diye düşündük. Bıraktığımızda ne olur diye düşündüğümüzde dediler ki baroya geçelim. O zaman zaten bizim bırakma şansımızın olmayacağını anladık" ifadelerini kullandı. "ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE DAHA TERTEMİZ CHP’Yİ TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİYLE MEŞGUL OLABİLECEK BİR DURUMA GETİRECEĞİZ" Eski İl Başkanlığı dönemindeki çalışmalarda ne yaptıysa şimdi aynısını yapmaya devam ettiklerini söyleyen Tekin, "Biz dirençle çalışmalarımıza devam ettik, sivil toplum örgütleriyle toplantılarımız, bölge toplantılarımız, aklınıza gelebilecek daha önce, yani 2007 ile 2010 arasındaki il başkanlığı dönemimizdeki çalışmalarımızın ne yaptıysak şimdi aynısını yapmaya devam ediyoruz. Yani kısacası şunu beklerdim, ortada bir dosya var. Haklıdır, haksızdır hiç bilmiyoruz. Ne basın, ne medya, ne de Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezi dosyanın içeriğiyle hiç meşgul olmadı. Kardeşim iftiraysa hep beraber mücadele edelim. İçeriğinde bir şey varsa, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kutsal kimliğini tartıştırma. Kimler varsa, o suç işlenmişse, suç unsurlarını işleyenler kimlerse partiyle ilişkisini keselim ki partimiz kamuoyunda tartışılmasın. Bu konuda maalesef bu çerçevede bütün arayışımıza rağmen bir uzlaşı yolu bulamadık. Önümüzdeki günlerde inşallah daha tertemiz Cumhuriyet Halk Partisi'ni Türkiye'nin gündemiyle meşgul olabilecek bir duruma getireceğiz" diye konuştu. "MÜHÜR KİMDEYSE SÜLEYMAN ODUR" Karar defteri kendilerinde olduğu ve mazbatanın geçerliliğinin olmadığını söyleyen Tekin, "Çift başlılık diye bir şey yok. Kararı okuduğunuzda çok net olarak görebilirsiniz. Kafayı karıştıran hikaye ne? Yüksek Seçim Kurulu'nun açıklaması. Doğru, Yüksek Seçim Kurulu'nun açıklaması da doğru bir açıklama. Yüksek Seçim yapabilirsiniz. Ama Yüksek Seçim Kurulu bir mahkeme değil, bir karar organı değil. Aynı Seçim Kurulu. Bakın, Sarıyer Seçim Kurulu seçim yapabilirsiniz diye izin verdi. Sarıyer Seçim Kurulu, kurula da karar defterine emanet ederek kararı siz alabilirsiniz dedi. Karar defterini seçim kurulundan aldık. O zaman bu çift başlılık nerede? Tek karar defteri var. Çift karar defteri olabilir mi? Mazbata Özgür Çelik’te ama mazbata ile karar alınmıyor. Karar defteri bizde. Mühür kimdeyse Süleyman odur" dedi. "CHP İL BİNASINDAKİ DIŞKI OLAYI ŞU ANDA SORUŞTURMA SAFHASINDA" Soruşturmanın ardından bilgi vereceğini söyleyen Tekin, "CHP İl Binasında dışkı olayı şu anda soruşturma safhasında. Soruşturma bittikten sonra daha detaylı bilgi vereceğim. Hem güvenlik kamerası hem de Kent Güvenlik Yönetim Sistemi var. Çok rahat tespit edilecek. Ana kapıdan girilmemiş. Yangın merdivenlerinin olduğu kapılardan girişler olmuş" ifadelerini kullandı. "SEÇMENİN, VATANDAŞIN VE CHP'LİLERİN BİZE BİR TEPKİSİ SÖZ KONUSU BİLE DEĞİL" İl ve ilçe çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Tekin, "2007 ile 2010 arasındaki Gürsel Tekin il başkanıyken yetkisi neyse aynı yetkiler şu anda bizde var. Ben o dönemde de öyle ilçe başkanlarını görevden alalım, bunu sevdik, bunu sevmedik, bizim ekiptir, şudur gibi bakan bir insan değilim. Bizim önümüzdeki süreçte il ve ilçe çalışmalarımız devam ediyor. Arkadaşlarımızla nefesi yeten, iktidara hazırım diyen arkadaşlarımızla yolumuza devam edeceğiz. İlçe başkanları ile görüşüyoruz. Ziyarete gelenler için bir şereftir. Sadece bize geldikleri için partiden atılıyorlarsa, onlar için çocuklarına bırakabilecekleri bir eserdir. Seçmenin, vatandaşın ve Cumhuriyet Halk Partililerin bize bir tepkisi söz konusu bile değil. Yanımızda olduklarını ifade ediyorlar. Sosyal medyaya gücümüz yetmiyor arkadaşlar. Sosyal medyaya karşı da kendimizi savunabileceğimiz olsa da buna ihtiyaç duymayız. MASAK benimle ilgili bir rapor yayınlarsa yapacağım 2 şey var. Kendimle ilgili kaygım varsa istifa ederim görevimde ya da mesleğimde. Kaygım yoksa gider MASAK’ı şikayet ederim" diye konuştu. "BANKA 28 GÜN SONUÇ VERMEDİ, SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK" İl binasındaki yetki devri sürecine ilişkin konuşan Tekin, "Göreve başladığımızda demirbaş, araç gereç ne varsa hepsini teslim almamız gerekiyor hukuken. Biz hiçbir zaman icra yolunu denemedik. Bankalara yazı yazdık. 24 saat içerisinde sonuçlarını aldık. Bir bankada ise ısrarla 28 gün boyunca sonucu alamadık. Biz de yargı yoluna başvurduk. Banka hakkında suç duyurusunda bulunduk. Önümüzdeki günlerde yargı kararını verecektir. Banka suç işliyor" dedi.

Özcan’dan sert çıkış: Cunta yönetimi altında CHP’de kalmam Haber

Özcan’dan sert çıkış: Cunta yönetimi altında CHP’de kalmam

Bolu Belediyesi tarafından daha önce Nilüfer Park içerisinde yer alan kafe ve restoran olarak kullanılan bina belediyeye ait Bolsev Vakfı tarafından kiralandı. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, tamamen yenilenerek belediyeye ait restoran olarak hizmete açılan tesisi tanıttı. Özcan, sonrasında ise Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yarın görülecek olan CHP kurultay davasına ilişkin açıklamalarda bulundu. "AMA ARTIK BU KARAR YARIN VERİLMELİ" Kararın bir an önce verilmesi gerektiğini savunan Başkan Tanju Özcan, "Mutlak butlan kararının verilebileceğini ben düşünmüyorum. Hukukçu olarak düşünemiyorum bunu. Çünkü mutlak butlanla ilgili ne bir dernekle ilgili bugüne kadar ne bir meslek odasıyla ilgili olmamış ki bir siyasi parti için olsun. Ama ortada açılmış bir dava var. Uzadıkça uzuyor. Yani Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi artık bu konuyu gündemden düşürmek için ya davanın kabulüne karar versin, ya davanın reddine karar verip bu süreci, bu tartışmayı, bu suni tartışmayı ülkedeki ekonomik sıkıntıların önüne geçmeyi amaçlayan bu suni tartışmayı bir tarafa bıraksın. Türkiye'de artık böyle garip şeyler oluyor. Bizim iki tane İstanbul İl Başkanımız var. Biri Yüksek Seçim Kurulu tarafından kabul edilen İstanbul İl Başkanımız Özgür Çelik, mazbatası da var. İstanbul İl Başkanı olarak seçilmişsiniz diye kendisine yetki verilmiş. Bir tanesi tedbir yoluyla eski İstanbul İl Başkanlığı'nda oturan bir kayyum var. Bırakın her siyasi parti kimi genel başkan seçileceğine üyeleri ve delegeler aracılığıyla karar versin. Kimin kendisini yöneteceğine o karar versin. Sen illa böyle bir karar vereceksen de mahkeme olarak uzatma. Ver bir an önce kararını. Ondan sonra Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir olmayacak mutlak butlan kararıyla karşı karşıya kalırsa da otursun yetkili organlarıyla, belediye başkanlarıyla, milletvekilleriyle, il başkanlarıyla, ilçe başkanlarıyla, belde başkanlarıyla yol haritasını belirlesin. Ama artık bu karar yarın verilmeli" diye konuştu. "ÜYELİĞİMİ İSTİFA ETMEK SURETİYLE ASKIYA ALACAĞIM" Mutlak butlan kararı çıkması durumunda partiden istifa edeceğini söyleyen Başkan Özcan, "Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibi partiye gelirse beni atıp atmaması benim hiç umurumda değil. Ben mahkeme kararıyla partinin başına gelen heyeti bir cunta heyeti olarak kabul ederim. Bunu bir darbe olarak kabul ederiz. Ve o cunta Cumhuriyet Halk Partisi'ni yönettiği sürece ister bana ödül versin, ister beni disipline versin, bunları umursamadan mahkeme böyle bir karar verirse Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları da 'biz bu görevi kabul ediyoruz' derse ben bu siyasi cunta partinin başından gidinceye kadar Cumhuriyet Halk Partisi üyeliğimi istifa etmek suretiyle askıya alacağım. Ne zamanki Sayın Özgür Özel veya bir başka seçilmiş heyet, genel merkez yönetimi tekrar göreve başladığı gün ilk Cumhuriyet Halk Partisi'ne katılma başvurusunu da bizzat ben yapacağım. Durum bu kadar net. Yani benim tavrım Kemal Bey gelirse nasıl olsa beni atar diye Cumhuriyet Halk Partisi üyeliğimi askıya almak değil. Demokrasi anlayışım gereğince bu cunta görevde olduğu sürece benim Cumhuriyet Halk Partisi'nde cuntanın altında çalışmama düşüncemden kaynaklanan bir durum" dedi.

Özel: "Birileri kızılcık şerbeti içerken kan kusan arkadaşlarımsa, susmayacağım" Haber

Özel: "Birileri kızılcık şerbeti içerken kan kusan arkadaşlarımsa, susmayacağım"

CHP'nin 39. Olağan İstanbul İl Kongresi'nde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "O günden sonra bu darbeye direneceğiz demiştik. Herkes şunu bilsin ki kurulacak ilk sandıkta CHP Türkiye'nin birinci partisidir. Başörtüsü yasağı krizinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidenler bu arkadaşlardı. Bu davaları kazananlar şu an Mecliste milletvekili, ben bundan memnunum. O dönem AİH'me giderken, şimdi bu durumda ‘Susun kimseye söylemeyin' diyeceksiniz. Kırılan kol da, kafa da, mücadele de bizimdir. Birileri kızılcık şerbeti içerken kan kusan arkadaşlarımsa, susmayacağım" dedi. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin durdurma kararı sonrası Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla yapılmasına karar verilen CHP 39. Olağan İstanbul İl Kongresi, Bayrampaşa Hidayet Türkoğlu Spor Kompleksi'nde düzenleniyor. Kongreye CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanvekili Nuri Şahin, Bayrampaşa Belediye Başkan Vekili İbrahim Kahraman ve çok sayıda partili katıldı. Programda kongrenin açılış konuşmasını yapan Özgür Çelik, "Bugün burada sadece bir kongre gerçekleştirmiyoruz, bir inancı tazeliyoruz. İnancımızla, dayanışmamızla, birbirimize olan sevgimizle ve mücadelemizle büyüyoruz. İyi ki varsınız, bu ailenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum" dedi. "ÖZGÜR ÇELİK BAŞKANIMI YÜREKTEN KUTLUYORUM" Çelik'in ardından konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "430 bin üyemizin her birinin mahallesinde kurduğumuz sandıklarla kim aday olmak istediyse olabildi. Her türlü kayyım atama girişimine karşı ‘durun bakalım bu iş böyle olmaz' diyen delegelerimiz hepiniz hoş geldiniz. Dosta güven, düşmana kaygı veren bir sürecin içindeyiz. Dostlarımızdan güç alıyoruz, cesaret alıyoruz. Olmayanlara kaygı veriyoruz. Ben buraya 2 yıl önce Ferdi Zeyrek Başkanımız il başkan adayıyken, bir yola koyulmuşken, her şeyin başladığı yerden, Manisa'dan geliyorum. En sıkıntılı dönemde çok önemli bir görevi başarıyla yürüten, ilçe başkanlığından gelen, il başkanlığı yaparken başına gelmedik kalmayan, binası, kongresi, kendisi davalık olan, benim de kendisinden razı olduğum Özgür Çelik başkanımı yürekten kutluyorum" şeklinde konuştu. "BİRİLERİ KIZILCIK ŞERBETİ İÇERKEN KAN KUSAN ARKADAŞLARIMSA, SUSMAYACAĞIM" Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İBB Başkanlığı dönemine de değinerek, "Recep Tayyip Erdoğan, bugün Ekrem başkana yöneltilen suçlamalar ve fazlasıyla suçlanıyor, yargılanıyordu. Bir farkla, onun kapısına polis gelmedi, o bir gün gözaltına alınmadı, yargılaması tutuksuz yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, neyi göze aldıysa fazlasını göze aldık. Ne bekliyorsa, fazlasını yapacağız. Asla ve asla bu kötülüğe teslim olmayacağız. Bana diyorlar ki, ‘Ceketi çıkar, kolları sıva.' Benim işim ceketi çıkarıp, kolları sıvamak değil. Benim işim kolları sıvayacak olanı dışarı çıkarmak. ‘Değişim' diyerek bir yola çıktık. Erdoğan nerede istiyorsa, Siirt'te onun başından ne geçti, CHP neredeydi? Şimdi ne ediyor, ne yaşanıyor konuşalım. 14-28 Mayıs, kazanmamız gereken bir seçimi kaybetmişiz. Kimseyi ötekileştirecek bir şey yapmadık, şimdi de yapmayız. Biz 47 yıl sabrettik, 47 yıl boyunca ikinci parti olmuştuk. CHP gücünü mücadeleden, ahlaktan, haklılıktan, emekten alır. Bu yüzden bir tarafta iktidarı sürdürmek için kavgaya tutuşanlar, bir tarafta yoksulun ekmek mücadelesini verenler var. O yüzden biz kazanacağız. Türkiye'nin en büyük ilçesi Esenyurt'a kayyım atayıp, Beşiktaş Belediye Başkanını aldıklarında 18 Şubat günü ‘Bir darbe mekaniği işliyor' dediğimde kimse beni anlamamıştı. O günden sonra bu darbeye direneceğiz demiştik. Herkes şunu bilsin ki, kurulacak ilk sandıkta CHP Türkiye'nin birinci partisidir. Başörtüsü yasağı krizinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidenler bu arkadaşlardı. Bu davaları kazananlar şu an Mecliste milletvekili, ben bundan memnunum. O dönem AİH'me giderken, şimdi bu durumda ‘susun kimseye söylemeyin' diyeceksiniz. Kırılan kol da, kafa da, mücadele de bizimdir. Birileri kızılcık şerbeti içerken kan kusan arkadaşlarımsa, susmayacağım" diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.