SON DAKİKA
Hava Durumu

# Prof. Dr. Hüdayi Ercoşkun

Söz Bursa - Prof. Dr. Hüdayi Ercoşkun haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Prof. Dr. Hüdayi Ercoşkun haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Prof. Dr. Hüdayi Ercoşkun: "Yoğurt Türk'tür Türk kalacak" Haber

Prof. Dr. Hüdayi Ercoşkun: "Yoğurt Türk'tür Türk kalacak"

Yoğurt, yüzyıllardır Türk ürünü olarak biliniyor. Her ne kadar bazı ülkeler kendi ürünleri olarak göstermeye çalışsa da yazılı kaynaklar dahi yoğurdun Türk ürünü olduğunu ortaya koyuyor. Ercoşkun, yoğurt kelimesinin kökeninin Türkçeye dayandığını ve en eski yazılı Türk kaynaklarında geçtiğini söyledi. Kaşgarlı Mahmud'un 1072 yılında yazdığı Divanü Lügati't-Türk adlı eserinde "yoğurt" kelimesinin açıkça yer aldığına dikkati çeken Ercoşkun, "Bu kayıt, yoğurdun Türk halkı tarafından en az bin yıldır tüketildiğini ve adının da Türkçe olduğunu net biçimde ortaya koyuyor" dedi. Yoğurdun yoğurulmuş, kıvamı artırılmış anlamına geldiğini vurgulayan Ercoşkun, Türklerin sadece yoğurt değil farklı fermente süt ürünlerinin de kaşifi olduğunu kaydetti. Ercoşkun, yoğurdun yüzleri geçen gıda maddesinin hazırlanmasında önemli ham madde olduğunu dile getirerek, yoğurdun içine bazı baharatlar katılıp üretilen tarhananın yoğurdun ileri işlenmiş ürünü olarak bilindiğini anlattı. Yoğurdun Avrupa'ya yayılmasında Türklerin oynadığı role dikkati çeken Ercoşkun, "'Yoghurt', 'joghurt', 'yaourt' gibi Avrupa dillerindeki kelimeler doğrudan Türkçeden alınmıştır. Bu sadece bir dil meselesi değil, kültürel bir izdir. 1303 tarihli Kodeks Kumanikus adlı eserde de yoğurt kelimesine benzer 'ioghurt' ifadesi geçmektedir. Bu, yoğurdun Batı dünyasıyla tanışmasının da Türkler aracılığıyla olduğunu gösterir" diye konuştu. Ercoşkun, Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan coğrafyada yaşayan göçebe Türk topluluklarının sütü işleyerek dayanıklı gıdalar ürettiklerini belirterek, "Marco Polo, İbn Battuta ve diğer seyyahların metinlerinde yoğurt, ayran, kurut gibi fermente süt ürünlerinden sıkça söz edilir. Bu ürünler hem besleyici hem de taşınabilir olması sayesinde göçebe yaşam tarzının temel gıdalarıydı" ifadesini kullandı. "Yoğurt Türk'tür Türk kalacak" diyen Ercoşkun, şöyle devam etti: "Yoğurt bizim kültürel DNA'mızdır. Atalarımız, sütü yalnızca saklamak için değil, onu daha faydalı ve güçlü hale getirmek için fermente etmeyi öğrendi. Bu bilgi ve yöntemler kuşaktan kuşağa aktarıldı. Bugün sofralarımızda yer alan yoğurt, bin yıllık bir mirasın devamıdır. Yoğurt sadece bir gıda değil, aynı zamanda bir kimlik meselesidir." Ercoşkun, yoğurdun kurutulmuş ve türevlenmiş formlarının da tarihi değer taşıdığını belirterek, "Kurut, yoğurdun saklanabilir hale getirilmiş formudur. Ayran hem serinletici hem de besleyici bir içecektir. Tarhana, yoğurt ve tahılın birleşimiyle elde edilen bir başka kültürel miras ürünüdür. Cacık ise yoğurdun ferahlatıcı ve hafif tüketilen bir formudur. Tüm bu ürünler, Türk mutfağının dayanıklılığa ve sağlığa verdiği önemin göstergesidir" dedi. Yoğurt ve diğer fermente süt ürünlerinin yalnızca geleneksel değil, aynı zamanda bilimsel açıdan da değerli olduğunu vurgulayan Ercoşkun, "Modern bilim, yoğurdun bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, bağırsak sağlığını desteklediğini ve sindirimi kolaylaştırdığını ortaya koymuştur. Binlerce yıldır atalarımızın deneyimlediği faydalar, bugün laboratuvar ortamında da kanıtlanmaktadır. Her ne kadar yoğurdu başka milletler sahiplenmeye çalışsa da tarihi kayıtlar, seyyahların notları ve yoğurttan üretilen diğer gıdalar, yoğurdun Türk malı olduğunu açıkça göstermektedir. Yoğurdu Türkler buldu, geliştirdi ve yoğurt temelli diğer ürünleri yaptı. Diğer fermente süt ürünlerinde olduğu gibi, yoğurt Türk'tür, Türk kalacak" diye konuştu. Hiçbir millette yoğurttan hazırlanan yemelerin 100'ü bulmadığına dikkati çeken Ercoşkun, "Yoğurdun ileri işlenmesi ile üretilen kurut ve tarhana kimsede bulunmamaktadır. Probiyotik bakteri içermesi ve bunların sindirim sistemindeki zararlı mikroorganizmaları baskılamasıyla bağırsak sağlığını düzenleyici etkisi bulunmaktadır. Yapılan son çalışmalarda yoğurdun kolesterolü düşürücü etkisi olduğu belirtilmektedir" dedi.

Kanatlı etleri pişirildikten sonra hemen tüketilmeli Haber

Kanatlı etleri pişirildikten sonra hemen tüketilmeli

Prof. Dr. Ercoşkun yaptığı açıklamada, son günlerde medyada geniş yer bulan tavuk döner zehirlenmesi vakasının, yüzlerce kişinin hastaneye kaldırılmasına, iki kişinin entübe edilmesine yol açtığını hatırlattı. Bu üzücü olayın, hazır gıda sektöründe gıda güvenliğinin ne denli titizlikle sağlanması gerektiğini yeniden gözler önüne serdiğini vurgulayan Ercoşkun, üretim süreçlerindeki kritik eksikliklere ve alınması gereken önlemlere dikkat çekti. Ercoşkun, tavuk döner üretiminde genellikle etin yeterince pişirilmediğini, soğuk zincirin aksadığını ve hijyen standartlarının ihmal edildiğini belirterek, "Tavuk döner, özellikle salmonella ve campylobacter gibi patojenlerin üremesine elverişli bir ortam sunuyor. Üretim sırasında etin tam olarak 75 dereceye kadar ısıtılmaması, bakterilerin hayatta kalmasına ve çoğalmasına neden oluyor. Bu da tüketicilerimizin sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor" dedi. "KANATLI ETLERİ PİŞİRDİKTEN SONRA HEMEN TÜKETİLMELİ" Restoran, askeri birlik, okul ve hastane yemekhaneleri gibi toplu tüketim merkezlerinde gıda güvenliği açısından en riskli gıdaların kanatlı etleri olduğunu dile getiren Ercoşkun, şöyle devam etti: "Bunun sebebi kanatlı etlerin yüksek PH'sıdır ve diğer etlere göre daha gevşek et yapısına sahip olmasıdıdır. Yüksek PH'larda genellikle insanlarda zehirlenmelere yol açan mikroorganizmalar gelişebilmektedir. Bu mikroorganizmaların kırmızı etlerde gelişmesi çok daha düşüktür. Toplu tüketim merkezlerinde büyük çaplı kanatlı etlerin pişirilmesinde tüm aşamalara dikkat edilmelidir. Ekipman kullanımı ve çapraz bulaşmanın önlenmesi büyük önem taşımaktadır. Kanatlı etleri pişirildikten sonra tüketilmelidir, muhfafaza edilmeye uygun değildir." "TAVUK DÖNER 20 SANTİMETREDEN KALIN OLMAMALI" Tavuk dönerin 20 santimetreden daha kalın olmaması gerektiğine işaret eden Ercoşkun, dönerin yüzeyindeki sıcaklığın 350 dereceye ulaşabildiğini ancak etin bir iki milimetre altında ise sıcaklığın zararlı bakterilerin gelişimi için ideal sıcaklıklarda olduğunu ve kesimin kalın yapılması halinde dönerin ateşe değmeyen tarafının çiğ kalabildiğine dikkat çekti. Ercoşkun, üretim personelinin düzenli hijyen eğitim almasının da önemi olduğunu dile getirerek, "Çocuklar, yaşlılar, hamileler ve kronik hastalıkları bulunan bireyler gibi hassas gruplar, gıda zehirlenmesinden en çok etkilenen kesimlerdir. Bu kişilerin maruz kaldığı risk, yetersiz pişirme ve hijyen uygulamaları nedeniyle katlanılmaz boyutlara ulaşabiliyor. Gıda zehirlenmesi vakalarında en sık görülen belirtiler arasında mide bulantısı, kusma, ishal, karın ağrısı ve ateş yer almaktadır" diye konuştu. "TAVUK ETİ ÇABUK BOZULUYOR" Ercoşkun, tavuk etinin diğer et türlerine kıyasla daha hassas olduğunu, sığır veya koyun etine göre daha çabuk bozulduğunu ve bu yüzden üretim süreçlerinde ekstra özen gösterilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: "Tavuk etinde oluşan riskler, hijyen eksiklikleri ve ısı kontrolündeki yetersizlikler nedeniyle daha yüksek. Dolayısıyla, üreticiler ve restoranlar için gıda güvenliği standartlarına tam uyum sağlanması kaçınılmazdır. Gıda güvenliğinin sağlanması için yerel yönetimlerin veya özel denetim kuruluşlarının düzenli kontroller yaparak, üretim tesislerindeki eksiklikleri tespit edip gidermesi gerekir. Bu tür vakalar, sadece bireysel sağlık risklerini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda gıda sektörünün itibarını da derinden sarsıyor. Tüm paydaşların üzerine düşeni yaparak, daha disiplinli bir üretim süreci oluşturması gerekmektedir." Yaşanan tavuk döner zehirlenmesi vakasının, gıda üretiminde hijyenin, ısı kontrolünün ve denetimlerin ne kadar hayati olduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan Ercoşkun, "Gıda güvenliği, ülkemizin geleceği için vazgeçilmez bir önceliktir. Tüketicilerimizin sağlığı için hiçbir ayrıntının göz ardı edilmemesi gerekiyor" ifadesini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.