SON DAKİKA
Hava Durumu

#Recep Tayyip Erdoğan

Söz Bursa - Recep Tayyip Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Recep Tayyip Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sosyal medya uyarısı! Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sosyal medya uyarısı!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Öğretim Yılı Açılışı, Eğitim Teknolojileri AR-GE ve Kalite Zirvesi programına katıldı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını dileyerek, “Pazartesi günü okul öncesi ve ilkokul 1’inci sınıf öğrencilerimiz için düzenlediğimiz uyum programları ile yeni eğitim öğretim yılına başladık. Diğer öğrencilerimiz 9 Eylül günü okullarına kavuşuyorlar. Yaklaşık 3 aylık yaz tatilinin ardından yüreklerinde okul heyecanını yaşayan tüm yavrularımızı sevgiyle kucaklıyor, rabbimde hepsine üstün başarılar niyaz ediyorum. Anadolu’nun dört bir yanında vatanımızın her köşesinde maarifimizi yüceltmek için emek veren eğitim çalışanlarımızı saygıyla selamlıyorum. Sorumluluğu ağır bir mesleği layıkıyla sürdüren tüm öğretmenlerimize, öğrencilerimizin gelişimi için gösterdikleri fedakarlıklar nedeniyle teşekkürlerimi iletiyorum. Üzerinde emeği olan kendi öğretmenlerimi de hürmetle anıyor, hayata veda edenlere Allahtan rahmet, hayatta olanlar sağlık ve afiyet diliyorum” ifadelerini kullandı. Konuşmasında şehit öğretmenleri anan Erdoğan, “Bizler üzerinde yaşadığımız toprakları vatan yapmak ve ebedi vatanımız olarak korumak için yaklaşık bin yıldır mücadele eden bir milletiz. Bu uğurda nice evladımızı daha ömrünün baharındayken toprağa verdik. Çanakkale’den istiklal harbimize, bölücü terörle mücadeleden en son 15 Temmuz darbe teşebbüsüne kadar istiklalimize yönelik tüm saldırıları aziz şehitlerimizin fedakarlıkları ile püskürttük. Türkiye’yi yüceltme mücadelemizde canlarını ortaya koyan kesimlerden biri de öğretmenlerimizdi. Şehit öğretmenlerimizin özellikle de Necmettin Yılmaz ve Aybüke Yalçın gibi genç yaşta terör örgütlerinin hain saldırıları ile bizden koparılan eğitim neferlerimizi rahmetle yad ediyorum. 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden öğretme ve öğrencilerimizi de unutmayacağımızı da ifade ediyorum” şeklinde konuştu. Türkiye’de son 22 yılda eğitimde yapılan yatırımlara dikkat çeken Erdoğan, “2002’de 367 bin olan derslik sayımız, 2 kattan fazla arttı. Buna bağlı olarak derslik başına düşen öğrenci sayısını ilköğretimde 36 dan 23’e, orta öğretimde 30 dan 22’ye indirdik. Böylece evlatlarımız daha kaliteli bir eğitim ortamına kavuştu. 2002’de 540 bin olan öğretmen sayımızı 1,2 milyona yükseldi. Hükümetlerimiz döneminde 800 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Ücretsiz ders kitapları, yemek, taşıma, şartlı destekler, burslar ve pansiyon hizmetleri imkanları sunarak eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdik. Son 22 yılda yaklaşık 4 milyar adet ders kitabını ücretsiz dağıttık. Özel eğitim ihtiyacı olan 1.2 milyon öğrencimizin evlerinde, hastanelerde, okullarda eğitime erişimlerini sağlıyoruz. Seçmeli ders havuzunu genişleterek insan, bilim, toplum, din, ahlak ve değerler ile kültür sanat ve spor alanlarında yeni dersler ihdas ettik. Kur’an-ı Kerim ve Hz. peygamberimizin hayatı derslerin yanı sıra geçtiğimiz yıl yeni dersler ilave ettik. 28 Şubat döneminde millet üzerinde basık kurmak için yürürlüğe konan vesayetçi uygulamaları kaldırdık. Evlatlarımız arasında adaletsizliğe yol açan katsayı zulmüne ve başörtüsü yasağına son verdik” diye konuştu. Okulların fiziki altyapıların da güçlendirildiğini vurgulayan Erdoğan, “Sınıflarımızı en yeni teknolojik imkanlarla donattık. Bugün 21 bin 580 okulumuzun ağ alt yapısını tamamlamış bulunuyoruz. 4 bin 800 okulumuzda bu alt yapıyı geliştirerek okullarımıza yüksek hızlı internet sağlayacağız. 12 bin 350 okulumuzu yüksek hızlı fiber internet erişimine kavuşturduk. Dijital eşitliği temin adına şu ana kadar 28 bin okulumuza kablolu internet sağladık. Öğrencilerimizin modern, interaktif ve zengin bir öğrenme ortamında ders görmeleri için 626 in 500 dersliğimize etkileşimli tahta kurduk. Neredeyse tüm dersliklerinde etkileşimli tahta olan dünyadaki ilk ve tek ülke Türkiye’dir. İçerisinde dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar, robotik ve kodlama kitleri, 3 boyutu yazıcıların bulunduğu bilişim teknoloji sınıflarının yanı sıra bu sene itibariyle 500 yenilikçi sınıfı daha okullarımız kazandırdık. 2028 yılına kadar 5 bin 500 e çıkarmayı hedefliyoruz Geleceğin mühendisleri, bilim insanları inşallah bu yenilikçi sınıflarda yetişecek. Bu alanda attığımız adımlar uluslararası alanda karşılığın buluyor. OECD ülkeleri arasında eğitimde teknolojik altyapı sağlama konusunda ilk sıralarda yer alıyoruz. PISA 2022 RAPORUND dijital kaynak eksikliği bildiren okulların oranı OECD ortalamasının çok altında. Dijital öğrenmeye hazır olmak konusunda yüzde 91 gibi bir iyileşme oranıyla OECD ülkelerini geride bırakmış durumdayız. Öğretmenlerimizin dijital cihazları eğitimde kullanabilme becerisi yüzde 88 oranında OECD ortalamasının üzerinde. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünün yetiştirilesi için mesleki ve teknik eğitimde yeni bir açılımı devreye alıyoruz Deprem bölgesindeki çalışmalarımız hızla devam ediyor. Öğretmenlerimizin konaklama ihtiyaçlarından, öğrencilerimizin akademik kayıplarını telafi etmeye kadar yoğun çaba içindeyiz. Depremin yaralarını sarmakla kalmayacak bölgenin eğitim altyapısını eskisinden çok daha güçlü hale getirene kadar durmayacağız” açıklamalarında bulundu. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN TEKNOLOJİ VE DİJİTALLEŞME İLE BİRLİKTE GELEN RİSKLERE DE DİKKAT ÇEKEREK, ŞUNLARI SÖYLEDİ; “Teknolojinin ve dijitalleşmenin hayatımızın her alanına nüfuz ettiği bir dönemdeyiz. Birkaç saatlik internet kesintisi neredeyse hayatın durmasına sebep olabiliyor. Teknoloji ile birlikte bağımlılık başta olmak üzere evlatlarımız karşı karşıya kaldığı riskler de artıyor. Sosyal medyanın, bir takım oyun platformlarının gençlerimizi nasıl zehirlediğine maalesef şahit oluyoruz. Oyun platformları şiddeti teşvik etme yanında, aile yapımızı bozan sapkın akımların özendirilmesine de aracılık ediyor. Henüz 4-5 yaşındaki tertemiz dimağlar, oyunlar içine sinsice yerleştirilmiş LGBT propagandasına maruz kalıyor. Bu mecralar vasıtasıyla sadece şiddet ve sapkın akımlar değil ırkçılık da körükleniyor. Başta gençlerimiz olmak üzere insanlarımızı birlikte yaşadığı diğer fertlere karşı düşmanlaştıran ırkçı faşizm buralardan besleniyor. Türkiye’yi ekonomik, sosyal ve güvenlik noktasında zafiyete uğratmayı amaçlayan ırkçılık tuzağının merkez üssü sanal alemdir. Dijital dünyanın denetimsiz, kontrolsüz ve kaotik yapısı pek çok tehdidi beraberinde getirmektedir. Artan risklere bağlı olarak eleştiriler de yoğunlaşıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde djital teknolojilerle ilgili çeşitli tedbirlerin, kısıtlamaların, düzenlemelerin devreye alındığını görüyoruz. Özellikle batılı devletlerin aldığı çok sert önlemlere dikkat ederseniz kimse özgürlükten, demokrasiden, serbest piyasa ekonomisinden bahsetmiyor. Ancak biz evlatlarımız korumak adına benzer yollara başvurduğumuzda eleştiri oklarını hedefi oluyoruz. Geçen ay uygulamaya koyduğumuz tedbirlerde olduğu gibi hemen birileri tarafından ‘yasakçı’ olmakla suçlanıyoruz. Ülkemizdeki bazı çevreler çocuklarımızın hakkını ve hukukunu savunmak yerine uluslararası şirketlerin avukatlığını yapıyor. Çocuk istismarına karşı çıkmak varken özgürlük adı altında istemeseler de çocuklara zarar veren uygulamaları savunur pozisyona düşüyor. Özgürlük maskesi ile şiddetin, ahlaksızlığın, ırkçılığın, nefret suçlarının hatta istismarın meşrulaştırılması asla kabul edilemez. Çocuklarımızın ruh ve beden sağlığı her türü hesabın üzerindedir. Çocuklarımızı koruma noktasında hepimiz tek yürek olmalıyız" Dünyadan yaşanan dijital değişime direnmenin mümkün olmadığını ancak bu değişimin yönetilebileceğini söyleyen Erdoğan, "Sadece iktidarın değil üniversitelerin, okulların, anne ve babaların böyle bir mesuliyeti bulunuyor. Tabii değişimin gereği olarak en ileri teknolojiyi çocuklarımıza sunacağız. Evlatlarımızın bu konuda geride kalmasına elbette müsaade etmeyeceğiz. Ama bunları yaparken çocuklarımızın kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaşmalarına da fırsat vermeyeceğiz. Teknolojinin bize hükmetmesine çocuklarımıza esir almasına izin verirsek ne kendimize, ne de evlatlarımıza iyilik yapmış oluruz. Hayattaki herşey gibi teknoloji de insan içindir. Teknoloji bize faydalı olduğu, hayatımızı kolaylaştırdığı ölçüde değerlidir. Şayet denge bozulur insan ile teknoloji arasındaki roller değişir, teknoloji insana hükmetmeye başlarsa işte o zaman işler çığırından çıkar. Teknolojiyi kullanmak ile bağımlısı olmak arasındaki çizgi kaybolduğunda hangi sıkıntılarla karşılaşacağımızı hepimiz çok iyi iliyoruz. Bilgisayar yüzünden, cep telefonu yüzünde, bilgisayar oyunların yüzünden huzuruz mutsuz olan, öfke nöbetleri geçiren çocuklarımız var. Akranlarını bir tarafa bıraktım aynı yuvayı paylaştığı ebeveyni ile iletişim kurmakta zorlanan evlatlarımız var. Gününü bilgisayar başında geçirdiği için eğitim aksayan gençlerimiz var. Gerçek dünya ile sanal alem arasındaki ayrımı kaybetmiş, maalesef ikisini ayıramayan pek çok çocuğumuz var. Dijital teknolojilerle dengeli ilişki kuramadığı için sağlık problemleri, iletişim güçlükleri, ruhsal sıkıntılar yaşana insanlarımız var. Sadece çocuklar değil her yaş gurubundan vatandaşımız dijital teknolojinin getirdiği sorunlar mücadele ediyor. Olumlu yanları ile birlikte menfi tarafları da olan bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bu noktada hepimize sorumluluklar düşüyor. Başta öğretmenler, anne babalar olmak üzere kontrollü bir kullanımı yaygınlaştırma durumundayız. Önce öğretmeleri, anne babaları ve çocukları bilinçlendirmek mecburiyetindeyiz. Teknolojiyi üreten, geliştiren, bilinçli kullanan ama onun esiri olmayan nesle biz teknofest kuşağı diyoruz. Çocuklarımızın kişisel verilerinin kötüye kullanılmasını, çevrimiçi ortamlarda şiddet, zorbalık, cinsel istismar gibi içeriklere maruz kalmalarını önlemek amacıyla gereken tüm yasal düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Bu konuda ailelerimizin ve öğretmenlerimizin gereken hassasiyeti göstereceklerine, çocuklarımızın çevrimiçi mahremiyetinin korunmasına dikkat edeceklerine inanıyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Yüzyılı hedeflerine doğru kararlılıkla ilerliyor Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Yüzyılı hedeflerine doğru kararlılıkla ilerliyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Erdoğan mesajında şu ifadeleri kullandı:" Bugün, Büyük Zafer’in 102’nci yıl dönümünü hep beraber coşku, heyecan ve gururla kutluyoruz. Tarihimizin kritik eşiklerinden olan bu önemli günde aziz milletimizin, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin ve dünyanın dört bir tarafındaki milyonlarca vatandaşımızın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tebrik ediyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk Milleti’nin özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz anıtı” olarak tanımladığı Büyük Zafer, milletimizin Anadolu topraklarındaki varlığını ebediyen tescil etmiştir. 30 Ağustos Başkomutan Meydan Muharebesi’yle işgal orduları kesin bir yenilgiye uğratılmış, emperyalizmin mihveri parçalanmış ve Cumhuriyet’in ilanına giden yolun kapıları ardına kadar açılmıştır. Büyük Zafer’le Türk Milleti esareti kabul etmeyeceğini, iradesine zincir vurdurmayacağını, öz yurdunda bağımsız olarak yaşamaktan asla taviz vermeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha ilan etmiştir. Şehitlerimizin kahramanlığı, gazilerimizin kanı ve milletimizin fedakârlığı sayesinde kazanılan Büyük Zafer, bugün de bizlere rehberlik etmektedir. Türkiye Yüzyılı hedeflerimize doğru kararlılıkla yürürken, büyük ve güçlü Türkiye idealimizi de adım adım gerçeğe dönüştürüyoruz." "Bugün dünden güçlüyüz, yarın çok daha güçlü olacağız" Gazze başta olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarında süren çatışma, zulüm ve katliamları durdurmak için tüm imkânlarını seferber ettiklerini belirten Erdoğan, "Kimliğine ve inancına bakmadan, maddi hiçbir menfaat beklemeden ezilenlerin yanında dimdik duruyoruz. Şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim. Bugün dünden daha güçlüyüz; inşallah yarın çok daha güçlü olacağız. Bizimle aynı ideale gönül vermiş dost ve kardeşlerimizle birlikte herkesin adaletle temsil edildiği bir küresel nizamı mutlaka tesis edeceğiz. İstiklal Harbi’yle mazlum milletlere ilham veren Türkiye, barışın, adaletin ve huzurun hâkim olduğu bir dünyanın da mihmandarlığını yapacaktır. Bu düşüncelerle Büyük Zafer’in başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını minnetle yâd ediyor, istiklalimizin ebedi muhafızları olan şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimizi şükranla anıyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan küçük Ada'ya ışık oldu Haber

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan küçük Ada'ya ışık oldu

9 yaşındaki Ada Koçyiğit, 6 sene önce kafasını çarpması sonucu gözünde meydana gelen kayma nedeniyle denge bozukluğu sorunu yaşıyor. Ada'nın babası Musa Koçyiğit, maddi imkansızlıktan dolayı kızının tedavisini sürdüremeyince çareyi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bitlis mitingine gitmekte buldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bitlis'teki toplu açılış töreninde açılan pankartı görünce doktoruna ve Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na konuyla ilgili talimat verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda Ada, İstanbul'daki bir göz hastanesine götürülmeye karar verildi. Küçük Ada'nın babası Musa Koçyiğit, İhlas Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bize kayıtsız kalmadı Allah ondan razı olsun. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız Bitlis'e geldiğinde kızımın göz ameliyatı için kızımla birlikte pankart hazırlamaya karar verdik. Ne yazalım diye düşünürken kızım dedi 'Tayyip dededen yardım isteyelim.' Biz de 'Göz ameliyatıma yardımcı ol Tayyip dede' diye bir pankart hazırladık. Miting başladığında Cumhurbaşkanımız protokole çıktığı zaman ben de pankartı çıkardım. Cumhurbaşkanımız da hemen pankartı gördü. Kendi doktoru olmak üzere gereken talimatı verdi. Sonradan Sağlık Bakanımız benimle iletişime geçti. Yaklaşık 3-4 gün sonra kızımın tedavisi için İstanbul'a gideceğiz. Önümüzdeki ayın 2'sinde tedavi süreci başlayacak. Artık ameliyat mı olur yoksa tedavimi edilir onu doktorla bilir. Bu aşamada her kimin emeği geçmişse Allah onlardan razı olsun. Cumhurbaşkanıma teşekkürlerimi şükranlarımız sunuyorum. Bu konuda bize duyarsız kalmadı” diye konuştu. Kızı Ada'nın geçirdiği kazandan da bahseden Musa Koçyiğit, konuşmasına şöyle devam etti: “Kızım Ada Koçyiğit, 2018 yılında kafasını çarpma sonucu göz kayması oluştu. Çeşitli hastanelere gittim ama netice alamadım. En son ise İstanbul'a gittim sağ olsunlar Bitlis Valisi ve Belediye Başkanı yardımcı oldular. 1,5 yıl gözlük tedavisi uyguladılar. Bu süreden sonra göz ameliyatına karar verildi. Çok şükür kızımızın gözü düzeldi artık dediğimiz anda aynı sıkıntısı bu kez sağ gözünde fark ettik. Tekrardan kontrole gittiğimizde yine ameliyat dediler. Maddi durumum olmadığından dolayı yapamadım. En son Cumhurbaşkanımız bizi fark etti sağ olsun. Hemen destek oldu. Allah onu başımızdan eksik etmesin. Onun desteği ile inşallah kızımızı ameliyat edeceğiz. Ada da eski sağlığına kavuşacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bizler bu toprakların asıl sahipleriyiz Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bizler bu toprakların asıl sahipleriyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bitlis'te Ahlat Etkinlik Alanı'nda düzenlenen programda konuştu. Erdoğan, Ahlatlı ve Bitlisli vatandaşlara ev sahiplikleri, samimi misafirperverlikleri için teşekkür etti. Erdoğan, Okçular Vakfı'nı da bu program için hassaten tebrik ederek bu vesileyle bir kez daha Ahlat'ı Ahlat yapan, Ahlat'ı vatan yapan, sanat yapan, dünyada benzeri olmayan şaheserleri mühür misali bu topraklara tek tek nakşeden büyükleri minnetle yad etti. Erdoğan, yiğitlerin serdarı Sultan Alparslan'ı ve o gün gazaya katılan her askerini rahmetle anarak şu ifadeleri kullandı: "İlk gazilerden ve ilk şehitlerden bu yana Ahlat'ın tarihimizdeki büyük yolculuğuna şahitlik eden Selçuklu mezarlığında yatan her biri sanatımızın, devlet teşkilatımızın kültür ve edebiyatımızın mümtaz temsilcileri olan ecdadımızı, manevi huzurlarında rahmetle yad ediyorum. ‘Ahlat'ın altında küçük iskele, sekiz yaşında gittim askere’ diye türkülere konu olan yakın tarihimizde, Balkan Harbi'nde, Birinci Dünya Harbi'nde, İstiklal Harbi'nde toprağı kanlarıyla şereflendiren şehitlerimizi minnetle anıyorum. Ahlat'ın köklü ailelerinden ecdatları devletimize hizmet etmiş, kale komutanlıkları yapmış Bayındırlık davamıza emeği geçen bu toprakların evladı, birlikte çalıştığımız kardeşim merhum Zeki Ergezen’i de burada rahmetle yad ediyorum. Bundan 5 sene önce Ahlat yolunda elim bir trafik kazasında aramızdan ayrılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun hocamıza da bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Ahlat'ı asli hüviyetine ve kimliğine uygun olarak ihya etmek, inanıyorum ki onların da ruhlarını şad edecektir. Karşımdaki şu muhteşem kardeşlik tablosu eminim onların da ruhlarını mesut ve mesrur edecektir. Rabbim hepsinin ruhunu şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum." Ahlat'ın, Anadolu'da okun ilk düştüğü yerlerden, ocağın kurulduğu ilk yurtlardan olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ecdadın konakladığı, nefeslendiği, zamanını doğru okuduğu Ahlat bin yıl öncesinden bugüne kurulan bir iman, kültür ve medeniyet köprüsüdür. Burası Anadolu'daki tarihimizin yapılmasında ve yazılmasında daima pergelin sabit noktası olmuş konumuyla ve kimliğiyle iftihar duyduğumuz bir şehirdir. Ahlat'ta bin yıldır atan nabız milletimizin ve devletimizin nabzıdır. Bin yıldır bu topraklarda tüten ocak devletimizin ve milletimizin ocağıdır. Bin yıldır bu toprakların sanat eserine dönüştürerek taşa toprağa işlediği hafıza, devletimizin ve milletimizin hafızasıdır. Ahlat'ın kıymetini bilmek, Anadolu'daki varlığımızın, medeniyetimizin kültürümüzün bizi bir kimlik sahibi kılan değerlerin değerini bilmektir. Her biri dünya yazı sanatının taş işçiliğinin mezar mimarisinin eseri olan Ahlat eserleri hüdayinabit olarak yerden bitmemiş, bizim daha önceki medeniyet birikimimizin semeresi olarak tezahür etmiştir. Ahlat'ın sanat eserleri mana itibarıyla geçmişimizi ve geleceğimizi temsil eden abidelerdir. Bunların kıymetini anlamak bizim olduğu kadar gelecek nesillerin de kimliklerinin şerefli bir nişanesi olacaktır. Yahya Kemal'in dediği gibi 'Türkiye sadece mevcut nüfusundan ibaret değildir.' Türkiye'nin nüfus varlığı sayılamayacak, ölçülemeyecek, istatistikle ifade edilemeyecek kadar büyüktür, geniştir, güçlüdür. Bünyesinde milletimizin başka coğrafyalardaki hayatlarının remizlerini ve manalarını da mücessem hale getiren Ahlat Malazgirt'te birlikte muazzam bir coğrafyada fetih ve medeniyet rüzgarı estirmiştir. Toynaklarından kıvılcımdan çıkararak batıya doğru koşan atlar, binlerce yıllık değerlerimizi doğudan batıya taşıyan rüzgar kanatlı atlardır. Ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandıran asıl rüzgar o rüzgardır. Ahlat, fatihler doğuran, başkentler doğuran, fiziki varlığından daha büyük görevler, manalar ihtiva eden şehirler anası bir şehirdir. 8 bin 200 ecdat mezarıyla Ahlat bize kim olduğumuzu nereden gelip nereye gittiğimizi de hatırlatırız. Göreve geldiğimiz günden bu yana Ahlat'ı yeniden bir başkent gibi ihya etmeyi vazife olarak gördük. Hep bu şuurla hareket ettik" dedi. Ahlat'ı kökleriyle buluşturmak, tarihteki yerine uygun şekilde yeniden tarih, kültür ve cazibe merkezi haline getirmek için çok çalıştıklarını aktaran Erdoğan, "Çalışmalarımız ve çabalarımız neticesinde Ahlat, hamdolsun küllerinden yeniden doğdu. Etkinlikler dışında da gençlerimiz buralara geliyor. Kökleriyle tanışıyor. Ahlat'ın bin yıllık tarihine bizzat tanıklık ediyor. Bugünkü toplu açılış törenimiz ve akşam gerçekleştireceğimiz kabine toplantımızda Ahlat'a verdiğimiz ehemmiyeti bir kez daha gösteriyoruz. Burada şunu özellikle ifade etmek Selçuklu kabristanındaki her bir şahideyi milli varlığımızın aynı zamanda bir hafıza kaydı olarak görüyoruz. İnşallah bugüne kadar olduğu gibi bu hafızayı korumaya güç istikbalimizin teminatı olan gençlerimize aktarmaya devam edeceğiz. Bin yıl önceden kalpler arasında kurulan köprü bugün olduğu gibi inşallah sonsuza kadar ayakta kalacaktır" diye konuştu. Bin yıl önce gönüllerde edinilen yerin bu vatanın çimentosu, kalesi, sigortası ve yıkılmaz gök kubbesi olduğunun altını çizen Erdoğan, "Ataların Anadolu'ya ektikleri muhabbet, kardeşlik ve dayanışma tohumları öylesine kök saldı, öylesine büyüdü ki bin yıldır bu kardeşlik hukukunu bozmaya ve yok etmeye kimsenin gücü yetmedi. Etnik köken üzerinden bizi bölmeye çalıştılar. Mezhep, meşrep üzerinden bizi ayırmak istediler. Siyasi görüş farklılıkları üzerinden nifak çıkarmaya kalkıştılar. Bölücü terör örgütü eliyle aramıza nefret duvarları örmeye kalktılar. Daha bunun gibi nice hain ve kalleş oyunla kardeşliğimizi dinamitlemek, bizi kolay yutulur, lokma haline getirmek istediler. Allah'ın yardımı, aziz milletimizin basiretiyle hepsinin üstesinden geldik. 85 milyon olarak her birbirimize her zamankinden daha sıkı kenetlendik. Bugün de aynısını yapıyoruz, vatanımıza yönelik senaryoları yırtıp atarak yolumuza devam ediyoruz. Şunun bilinmesini isterim. Bizler bu toprakların emanetçisi değil asıl sahipleriyiz. Bu toprakların altında da üst de biz varız. Her karışında bir şehit yatan Anadolu bizim öz yurdumuzdur. Buradaki varlığımızı hala hazmedemeyenleri, hala hayaller peşinde koşanları bekleyen büyük bir boz yıkımdır, ağır bir mağlubiyettir. Şunu da söylemek isterim milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini bozmaya çalışanlar ne yaptılarsa bir türlü muvaffak olamadılar. Bu topraklardaki kardeş hukuku, tarihimizin hiçbir döneminde mezhebe, meşrebe, etnik kökene göre belirlenmedi. Birlik, beraberlik ve kardeşlik hukukumuzu ortak kadere, orta imana ortak geçmiş ve geleceğe göre şekillendirdik. Bin yılın yol arkadaşları, dava arkadaşları, mücadele ve kader arkadaşları olarak şimdi de istikbale yürüyoruz. Herkes şunu bilsin, anlasın. Ay yıldızlı al bayrağın gölgesinde 85 milyon biriz, beraberiz, tek yüreğiz. Türk, Kürt, Arap, Zaza, Laz, Çerkez, hepimiz bu topraklar üzerinde biriz, beraberiz, kardeşiz. Sünni, Alevi bu topraklar üzerinde biriz, beraberiz kardeşiz. Biz hep birlikte Türkiye'yiz. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum" şeklinde konuştu.

Türkiye-Azerbaycan Üniversitesine yoğun ilgi Haber

Türkiye-Azerbaycan Üniversitesine yoğun ilgi

Türkiye-Azerbaycan Üniversitesine öğrenci kabul sonuçları açıklandı. Üniversitede ilk yıl Bilgisayar Mühendisliği ve Endüstri Mühendisliği bölümünde 30’ar, Gıda Mühendisliği bölümünde 27 olmak üzere 87 öğrenci yükseköğrenim görecek. Yükseköğretime giriş sınavlarında en yüksek puanın 700 olduğu Azerbaycan’da Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği en yüksek 684,9, Endüstri Mühendisliği 663,7, Gıda Mühendisliği 632,8 puanla öğrenci aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in öncülüğünde Bakü’de açılan Türkiye-Azerbaycan Üniversitesine öğrenci kabul sonuçları açıklandı. Üniversitede ilk yıl Bilgisayar Mühendisliği ve Endüstri Mühendisliği bölümünde 30’ar Gıda Mühendisliği bölümünde 27 olmak üzere 87 öğrenci yükseköğretim görecek. Üniversite 2024 -2025 akademik yılında eğitim öğretime başlayacak. Yükseköğretime giriş sınavlarında tam puanın 700 olduğu Azerbaycan’da, Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümüne girişte en yüksek puan 684,9, en düşük puan 641,6 oldu. Endüstri Mühendisliği bölümü en yüksek 663,7 puanla öğrenci alırken en düşük puan 544,4 oldu. Gıda Mühendisliği bölümünde en yüksek puan 632,8 olurken, bu bölümün taban puanı 452,1 olarak gerçekleşti. Türkiye’nin önde gelen büyük üniversitelerinin programlarının olacağı Türkiye-Azerbaycan üniversitesi bir “çatı üniversite” görevi üstlenecek. Üniversite, programlarını ilk defa açmak yerine öğretim faaliyetlerine devam eden, bu konuda kendini ispat etmiş üniversitelerin programlarını bünyesine taşıyacak. Bu kapsamda 2024-2025 akademik yılında Türkiye-Azerbaycan Üniversitesinde açılan Bilgisayar Mühendisliği alanında Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Endüstri Mühendisliği alanında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Gıda Mühendisliği alanında Hacettepe Üniversitesinin eğitim programları esas alınacak. Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi çatısı altında bu programları başarı ile bitiren öğrenciler ilgili üniversitelerin diplomalarına sahip olacak. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki bilimsel ve teknolojik iş birliğini yeni bir boyuta taşıyacak Türkiye-Azerbaycan Üniversitesinin kurulmasına ilişkin mutabakat zaptı 19 Şubat 2024’te Ankara’da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in katılımıyla Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu arasında imzalanmıştı. Anlaşmaya Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar ve Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanı Emin Amrullayev imza atmıştı.

Savarona gemisini bakımsızlıktan kurtardık Haber

Savarona gemisini bakımsızlıktan kurtardık

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, “Deniz Kuvvetlerimizin stratejik unsurlarının başında denizaltılarımız gelmektedir. Bugün, Donanmamıza katılarak caydırıcı gücümüzü arttıracak Havadan Bağımsız Tahrik sistemine sahip ilk denizaltımız TCG Pirireis'in hizmete girişinin haklı gururunu yaşıyoruz. Bu denizaltımız uzun süre satha çıkmak zorunda kalmadan gizliliğini azami seviyede idame ederek harekât icra edebilecek, kendi milli güdümlü mermilerimiz Atmaca ve Gezgin'e ilave olarak yakın zamanda Harp Atışı ile etkisini gördüğümüz, gururumuz milli ve yerli ‘Akya' torpidomuzu kullanacaktır. Aynı proje kapsamında inşa edilen ikinci denizaltımız Hızırreis, 2023 yılı Mayıs ayında denize indirilmiştir. Bugün bayrağımızı çekerek seyir deneyimlerine başlayacak olan denizaltımız 2025 yılında hizmete girecektir. Diğer yandan, projenin üçüncü denizaltısı olan Muratreis'in Haziran 2024'te Havuza çekilmesini müteakip havuz donatım faaliyetlerine başlanmıştır. Muratreis Denizaltımız 2026 yılı içerisinde hizmete girecektir. 2024 yılında Pirireis, 2025 yılında Hızırreis, 2026 yılında da Muratreis denizaltılarının hizmete girmesinin ardından; proje kapsamında inşası devam eden diğer 3 denizaltımız da müteakip her yıl hizmete girecek ve 6 gemiden oluşan Reis sınıfı D/A projesi tamamlanacaktır. Bu sayede Mavi Vatan'daki hak ve menfaatlerinin gözetilmesi için Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın envanterindeki stratejik öneme sahip denizaltılarımızın sayısı artmış olacaktır. Dünya üzerinde denizaltı inşa edebilen sayılı tersaneler arasına adını altın harflerle yazdıran, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının denizaltı inşa ve modernizasyon ihtiyaçlarının karşılanması maksadıyla önemli bir görev üstlenen Gölcük Tersanemizin gemi inşa kapasitesinin artırılması için çalışmalara devam edilmektedir. Bu kapsamda, her türlü iklim şartında gece ve gündüz denizaltılarımızın inşa, bakım, onarım ve modernizasyon faaliyetlerinin icra edilebileceği 3 bin tonluk kapalı denizaltı havuzu da bugün hizmete alınmaktadır. Kapalı Denizaltı Havuzumuz, Milli Denizaltı üretimi hedefinin bir parçası olması nedeniyle milli teknolojinin gelişimine katkıda bulunacak son derece kritik ve stratejik bir öneme sahiptir. 13 bin metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplam 113 bin metrekare alana sahip olan Aksaz Tersanesi Komutanlığı 7500 tonluk yüzer havuz, 450 tonluk çekek yeri ve 100 tonluk yüzer vinç ile fırkateyn ve korvetler başta olmak üzere birçok farklı tip su üstü gemisi ve denizaltılarımıza hizmet vermektedir. Aksaz Tersanesi Komutanlığının mevcut imkân ve kabiliyetlerinin arttırılması çerçevesinde, TCG Anadolu'yu ve envantere alacağımız uçak gemisini de havuzlayabilecek bir taş havuzun da yakın gelecekte hizmete girmesi planlanmaktadır. Bundan sonraki hedefimiz Doğu Akdeniz harekât alanında kritik önemi haiz Mersin Tersanemizin teşkili ve açılışı olacaktır. Bugün ayrıca Deniz Kuvvetlerinin muharip unsurlarına harekât alanında lojistik destek sağlayacak üç adet yakıt gemisini de hizmete almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu gemilerimiz, yüzer muharip unsurların limanlarda ve harekât alanında lojistik bütünlemelerini süratli ve etkin bir şekilde gerçekleştirerek harekâtın kesintisiz icra edilmesine imkân sağlayacaktır. Son 15 yıl içinde 73 adet yüzer ve dalar platform Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrine girmiştir. Milli fırkateyn, milli korvet, milli hücumbot, milli mayın avlama gemisi ve milli amfibi ve lojistik gemilerine sahip Türk Deniz Kuvvetlerimiz, aynı zamanda milli ve yerli İHA ve İDA'larımız, milli güdümlü mermilerimiz, milli torpidomuz ve milli yapım deniz mayınlarımıza sahiptir. Dosta güven düşmana korku veren Türk Deniz Kuvvetleri sadece Mavi Vatan ve çevre denizlerde değil, ilgi alanımız olan tüm deniz ve okyanuslarda şanlı bayrağımızı dalgalandırmaktadır. Her geçen gün yeni platformlar ile gelişen ve güçlenen Deniz Kuvvetlerimiz, bu kazanımlarına uygun olarak yeni üslenme ve teşkilatlanma faaliyetlerini de hayata geçirmektedir. Bunun son örneği, geçmişi Kıbrıs Barış Harekâtı öncesinde kurulan Amfibi Deniz Piyade Alayına dayanan Amfibi Deniz Piyade Tugayımızın, Kolordu seviyesine yükseltilmesidir. Amfibi Kolordu Komutanlığımız 3 Tugaydan teşkil edilmiş olarak Çanakkale'de faaliyetlerine başlamıştır. Bugün yaşadığımız gurura vesile olan, son dönemde milli ve yerli Savunma Sanayimizin ve bu kapsamda Deniz Kuvvetlerimizin daha da güçlenmesini mümkün kılacak projelerin hayata geçirilmesine önderlik eden ve himayelerini bizden esirgemeyen; Zat-ı Devletlerine ve Sayın Milli Savunma Bakanımıza şahsım ve Deniz Kuvvetleri olarak şükranlarımı sunarım” dedi. “GÜÇLÜ BİR DENİZALTINA SAHİP OLMAK TERCİH DEĞİL, ZORUNLULUK” Milli Savunma Bakanı Yaşar Gürel, “Bugün, yerli ve millî savunma sanayimizin ulaştığı üstün seviyeyi ortaya koyan yeni tip denizaltımız ve akaryakıt gemilerimiz ile bu alandaki yüksek tesisleşme seviyemizin göstergesi Aksaz Tersanemizin ve denizaltı havuzumuzun hizmete girmesinin haklı gururunu yaşıyoruz. Bu anlamlı töreni teşriflerinizle bizleri onurlandırdığınız için zât-ı devletlerine şükranlarımı arz ediyor; Bu güzide sistem ve tesislerin; ülkemize, asil milletimize ve Silahlı Kuvvetlerimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Önceden, savunma sanayisi ne yazık ki dışa bağımlı olan, kısıtlı imkânlarla varlık yokluk mücadelesi veren bir ülkeydik. Parasını ödediğimiz halde ürünlerimizi teslim alamadığımız günleri, türlü engellemelere ve zorluklara maruz kaldığımız zamanları, bir an olsun unutmadık. Nice badirelerle karşılaşsak da tarihte olduğu gibi, yılmadan yorulmadan çalışmaya devam ettik. Özellikle son 20 yılda, Zât-ı âlilerinin stratejik vizyonu, liderliği ve kararlı duruşları sayesinde Türkiye; kendi gemilerini ve silah sistemlerini tasarlayıp üretebilen ve bu ürünleri ihraç ederek uluslararası pazarda adından övgüyle söz ettiren bir ülke haline geldi. Bir asır önce, ithal edeceğimiz iki gemiye ihtiyaç duyuyorken; bugün, aynı anda birçok silah sistemini yerli ve millî imkânlarıyla üreten ve ihraç eden bir ülke konumundayız. İbn-i Haldun'un dediği gibi “Coğrafya kaderdir.” Denizlerimiz de bu kaderin, ayrılmaz bir parçası ve kuvvet çarpanıdır. Dolayısıyla üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin, hakkını ve hukukunu korumak için güçlü bir Deniz Kuvvetine sahip olmamız bir tercih değil, zorunluluktur. Bu bilinçle, şanlı Türk donanmasını daha modern, daha etkin ve daha güçlü kılmak için, deniz savunma sanayinde de büyük aşamalar kat ettik, ediyoruz. Yerli, millî ve modern savunma sanayimizin yeni göz bebeği olan ve bugün hayata geçirilmesine şahitlik ettiğimiz sistem ve tesisler de, bu gayretlerimizin somut birer neticesidir” dedi. “YAŞANAN HASSAS GELİŞMELER IŞIĞINDA BU PROJELERİN ÖNEMİ DAHA ÖNEM KAZANIYOR” Milli Savunma Bakanı Güler, açılışı yapılan ve hizmete giren denizaltılar ile ilgili değerlendirmesinde, “Yeni tip denizaltımız, gemilerimiz ve tesislerimiz sayesinde; Deniz Kuvvetlerimizin harekât kabiliyeti ve etkinliği daha da artacak, Deniz sistemlerimizin inşa, bakım ve onarım faaliyetleri daha yüksek kapasitede ve daha hızlı bir şekilde icra edilecektir. Özellikle stratejik önemdeki Marmaris/Aksaz'da teşkil ettiğimiz tersanemiz ile bölgede konuşlu veya Akdeniz ve Ege'de faaliyet gösteren donanmamızın; ihtiyaçlarının en hızlı şekilde karşılanması, teknik destek temini ve idamesi gerçekleştirilecektir. Bu sayede Deniz Kuvvetlerimiz; faaliyetlerini daha etkin ve güvenli bir şekilde yerine getirecek; dünyanın önde gelen deniz kuvvetleri arasındaki seçkin yerini pekiştirecektir. Savunma sanayinde hayata geçirdiğimiz bu projelerin, ne kadar ehemmiyetli olduğu, bölgemizde ve dünyada yaşanan hassas gelişmelerin ortaya çıkardığı tehdit ve tehlikeler karşısında, keza Akdeniz'in giderek artan önemi dikkate alındığında, daha da iyi anlaşılmaktadır. Nitekim; terörle mücadeleden/hudutlarımızın güvenliğinin sağlanmasına, Mavi ve Gök vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizin korunmasından-ülkemizin uluslararası arenadaki etkinliğinin sürdürülmesine kadar tüm faaliyetlerimizde yerli ve millî savunma sanayimiz, belirleyici bir rol oynamaktadır. Dolayısıyla güçlü ve bağımsız bir savunma sanayii, bekamızın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu anlayışla Türk Silahlı Kuvvetlerimizin her alanda imkân ve kabiliyetlerini, en yeni teknolojilerle geliştirmek için büyük şevk ve kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu kutlu dönemde, “Türkiye Yüzyılı” hedeflerimiz doğrultusunda, yeni başarıları, tarihimizin altın sayfalarına yazmak ve yazdırmak en büyük hedefimizdir. Bu vesileyle, hizmete alınan yeni tip denizaltımız Piri Reis'in, Akaryakıt Gemilerimiz ile hayata geçirilen deniz platformunun, açılışını gerçekleştirdiğimiz Aksaz Tersanemizin ve havuz donatım faaliyetlerine başlayan Murat Reis Denizaltımızın, bir kez daha ülkemize, asil milletimize ve Silahlı Kuvvetlerimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum” dedi. “TSK'YI HER ALANDA GÜÇLENDİRMENİN ÇABASI İÇİNDEYİZ” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu özel günde tersane komutanlarımızla birlikte ordumuz için büyük öneme haiz Pirireis denizaltımızı hizmete alıyor. Hızır Reis Denizaltı halkımıza bayrak çekiyor ve şehit seslerini başlatıyoruz. Ordumuz için kritik öneme haiz Pirireis denizaltımızı hizmete alıyor, Hızırreis denizaltımıza bayrak çekiyor, seyir testlerini başlatıyoruz. Gemilerimizin inşaasında emeği geçen her bir kardeşime kalpten teşekkür ediyor TSK için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Kahraman gazilerimize ülkem ve milletim adına şükranlarımı arz ediyor, rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Mücadelemizi aralıksız sürdürüyoruz. Üç tarafı denizlerle çevrili tüm dünyanın gözü üzerinde olan bir ülkeyiz. Asırlar boyunca küresel güç mücadelelerine sahne olmuş bir coğrafyanın tam merkezinde yer alıyoruz. Topraklarımızda huzur içinde yaşamak için mavi vatanımızda etkin bir donanmaya sahip olmamız gerektiğinin bilincindeyiz. 2002'den beri güçlü Türkiye güçlü ordu şiarıyla TSK'yı her alanda güçlendirmenin çabası içindeyiz. Deniz Kuvvetleri'mizin ihtiyacı olan her türlü platform ve sistemin tedariki için bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız” dedi. “TÜM YENİ NESİL DENİZALTILARIMIZI 2029 YILINDA HİZMETE ALACAĞIZ” İnşaası devam eden tüm yeni nesil denizaltıların 2029 yılında hizmete alınacağını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Projesi tamamlanan, yapımına başlanan, modernize edilen her bir gemi ile donanmamızı hedeflediğimiz seviyeye bir adım daha yaklaştırıyoruz. TCG Pirireis, 6 adet havadan bağımsız tahrik sistemine sahip denizaltımızın ilkidir. Pirireis denizaltımızda şimdiye kadar 380'in üzerinde fabrika, liman ve seyir kabul testi başarıyla icra edildi. Reis sınıfı denizaltımız dünyadaki emsallerine kıyasla çok daha üstün özelliklerle donatılmaktadır. Hızırreis denizaltımızı 2025 yılında, havuz donatım faaliyetlerini başlattığımız Muratreis denizaltımızı 2026 yılında hizmete almayı planlıyoruz. Dördüncü denizaltımız Aydınreis'in inşaat faaliyetleri süratle devam ediyor. Tüm denizaltılarımızı 2029 yılına hizmete alarak donanmamızın gücüne güç katacağız” diye konuştu. “138 yıllık hayalimiz olan kendi denizaltı üretim hedefimizi MİLDEN projesi başlatmayı ümit ediyorum” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Halihazırda kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden, idamesini gerçekleştirebilen sayılı ülkeler arasındayız. Bununla yetinmiyoruz, 138 yıllık hayalimiz olan kendi denizaltımızı inşa etme hedefimize MİLDEN projemizle başlamayı ümit ediyoruz. Kendi denizaltısını inşa edebilen dünyadaki lider ülkeler arasına girmiş olacağız. MİLDEN projemizle ilgili çalışmalarımız kendi mecrasında ilerliyor. Pirireis kendi güdümlü mermilerimiz Atmaca ve Gezgin'in yanı sıra kısa süre harp atışıyla etkisini gördüğümüz gururumuz Akya torpidomuzu da kullanacaktır. Çok önemli projeleri hayata geçirdik. Milli hücumbot, yeni tip mayın avlama gemisi, açık deniz karakol gemisi, yeni tip çıkarma aracı gibi önemli platformların inşası devam ediyor. Deniz Kuvvetleri'mizde çığır açacak TF2000 hava savunma harbi, milli denizaltı ve milli uçak gemisinin dizayn çalışmaları sürüyor” dedi. “SAVARONA'YI BAKIMSIZLIKTAN KURTARDIK” Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘Bir çocuğun oyuncağını beklemesini bekledim' dediği Savarona'yı bakımsızlıktan kurtarıp millete kazandırdıklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TF2000 ile ülkemizin hava savunmasını denizden itibaren kademeli olarak sağlayacağız. Hava tehdidine karşı TCG Anadolu ve milli uçak gemisi gibi kritik kabiliyetlerimizin korunmasını temin edeceğiz. Milli uçak gemimizde Hürjet, Kızılelma, TB3 ve ANKA-3 yerli hava araçlarımız ile denizaşırı etki alanlarındaki hak ve menfaatlerimiz korunacaktır. Tüm bu projelerimizin devreye girmesiyle Deniz Kuvvetleri'miz çok daha üstün kabiliyetlere kavuşacak, Mavi Vatan'daki haklarımız etkin bir şekilde savunulacaktır. Gazi Mustafa Kemal'in bir çocuğu oyuncağını beklemesini bekledim dediği Savarona'yı bakımsızlıktan kurtarıp milletimize kazandırdık. Birileri sadece Gazi'nin ismini kullanarak siyasi rant peşinde koşarken biz binlerce yıllık tarihimizin tamamını bir bütün olarak kucaklıyoruz. Tersane altyapımızı güçlendirme çalışma çabamız devam edecek. İleride inşallah Mersin'de bir tersanemiz olacak” diye konuştu. “TÜRKİYE ÇOK DAHA FAZLASINI BAŞARACAK KAPASİTEYE SAHİPTİR” Temel hedeflerinin güçlü ve tam bağımsız bir savunma politikası, güçlü ve tam bağımsız savunma sanayii olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Deniz Kuvvetleri'nin muharip unsurlarına lojistik destek sağlayacak milli tersanemizde inşa edilen her biri 200'er tonluk 3 adet yakıt gemisini hizmete alıyoruz. Deniz Kuvvetleri'miz ile sahil güvenlik komutanlığımıza bağlı yüzer unsurların lojistik ihtiyaçlarını daha rahat karşılayabileceğiz. Çok kısa sürede nasıl büyük mesafeler kat ettiğimizi görebiliyoruz. 22 yılda savunma sanayiinde araştırma kuruluşları teknoloji merkezleri, askeri özel sektör tersaneleri ile adeta bir devrim gerçekleştirdik. 2002'de ülkemizde 62 olan savunma sanayii sayımız 1031'e, 56 olan savunma sanayii firmamız 3 bin 500'e çıktı. Gemilerimizin ihtiyaç duyduğu farklı özellikteki radarların geliştirilmesi, yakın savunma sistemimiz Gökdeniz'in üretimlerin tamamlanarak gemilerimize entegrasyonu gibi pek çok faaliyeti büyük bir kararlılıkla yürütüyoruz. 200 adet deniz platformu ile 40 adet su üstü ve su altı otonom denizaltı projemiz hala devam ediyor. Türkiye çok daha fazlasını başaracak kapasiteye sahiptir. Nice ambargoya rağmen elde ettiğimiz neticeler inancın, azmin gayretin neleri başarabileceğini hepimize göstermiştir. Karada, havada, denizde ve her yerde güçlü bir TSK için gerekeni yapmaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bizi yolumuzdan çevirmeyi amaçlayan engellere takılmadan, yılmadan, yorulmadan kesinlikle geri adım atmadan Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla yürüyeceğiz. Temel hedeflerimiz güçlü ve tam bağımsız bir savunma politikası, güçlü ve tam bağımsız savunma sanayiidir. İnşa faaliyetleri devam eden askeri gemilerimizin donanma envanterine bir an önce katılmasını ümit ediyor, sizleri saygı ile selamlıyorum" dedi. AKSAZ TERSANESİ KOMUTANLIĞI Aksaz Tersanesi Komutanlığı, Aksaz Onarım Detek Komutanlığı olarak, Aksaz Üssü'nde yüzer/dalar unsurların onarım ihtiyaçlarını karşılamak ve diğer onarım kuruluşlarına teknik destek sağlamak üsere 30 Ağustos 1991 tarihinde kuruldu. 13 Temmuz 2023 tarihli Milli Savunma Bakanı onayı ile Tersane Komutanlığı olarak teşkil edildi. Aksaz Tersane Komutanlığı Marmaris Aksaz'da 113 bin m2 alanda konuşlanmış olup, 13 bin 275 m2 kapalı alana sahip. Sorumluluk sahası içinde 11 adet fabrika, kalite güvence ve Tecrübe Müdürlüğü, Basınçlı Hava Merkezi, Sualtı Onarım Timi, Genel Malzeme ve Boya Ambarı, işçi yemekhanesi, 7 bin 500 tonluk yüzer havuz, 450 tonluk çekek, 100 tonluk yüzer vinç ve komutanlık binası yer alıyor. 300 TONLUK DENİZALTI KAPALI YÜZER HAVUZ Gölcük Tersane Komutanlığınca denizaltı bakım ve onarım kabiliyetlerini etkin bir şekilde kullanmak üzere belirlenen ihtiyaçlar doğrultusunda 3bin ton kaldırma kapasitesine sahip yüzer havuzun 18 Ağustos 2020 tarihinde ilk saç kesimi gerçekleşirken, 31 Ağustos 2022 tarihinde denize inişi ve 1 Haziran 2023 tarihinde de geçici teslimi gerçekleştirildi. Denizaltı kapalı yüzer havuz 90 metre boyunda, 27 metre genişliğinde ve 29 metre yüksekliktedir. Birbirinden bağımsız bir şekilde hareket etme kabiliyetine sahip ve üç parçadan oluşan çatı sistemi, havuzlanan denizaltının bakım/onarım faaliyetleri sırasında denizaltıyı atmosfer şartlarından korumaktadır. YENİ TİP DENİZALTI PROJESİ Yeni tip denizaltı proje sözleşmesi Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile HDW-MFI ortak girişimi arasında 2 Temmuz 2009 tarihinde sözleşme imzalandı22 Haziran 2011 tarihinde yürürlüğe girdi. Yeni tip denizaltı projesinin ilk gemisi olan TCG Pirireis'in inşasına 28 Eylül 2015 tarihinde başlandı. Proje kapsamında inşa edilmekte olan toplam 6 adet denizaltının 2029 yılına kadar tamamlanması hedefleniyor. Yeni tip denizaltı projesinin ikinci denizaltısı olan Hızırreis'in inşasına Mart 2016 tarihinde başlandı. Mayıs 2023 tarihinde denize indirilirken, halihazırda mevcut sistemlerin ilk çalışmaya hazırlık ve liman kabul test faaliyetleri eş zamanlı devam ediliyor. AKARYAKIT GEMİ PROJESİ Çevre denizlerde görev icra eden Deniz kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bağlısı yüzer unsurlar ile dost/müttefik unsurların lojistik ihtiyaçlarını süratli ve etkin bir şekilde karşılamak üzere başlatılan Akaryakıt Gemisi Projesi kapsamında 4 geminin tedarikini kapsayan sözleşme Savunma Sanayi Başkanlığı ile DESAN-ÖZATA iş ortaklığı arasında imzalandı. Proje kapsamında tedarik edilen ilk gemi olan YAKIT/2, 28 Ekim 2022 yılında kızağa konularak ve 5 Eylül 2023 tarihinde denize indirildi. Akaryakıt gemi projesi ile yüzer muharip unsurların liman ve bekleme/gizleme mevkilerinde lojistik bütünlemeleri süratli ve etkin bir şekilde icra edilecek, harekatların kesintisiz bir şekilde yürütülmesine imkan sağlayacak. YAKIT-2 gemisinin saatte 15 kts hızı bulunuyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.