SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sağlık

Söz Bursa - Sağlık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sağlık ve güzelliğin doğal ilacı Haber

Sağlık ve güzelliğin doğal ilacı

Lavanta; aromaterapi, kozmetik, geleneksel tıp ve gıda endüstrisi gibi birçok alanda kullanılan bir bitki olarak dikkat çekiyor. Prof. Dr. Aysun Bay, lavantanın sağlık ve güzellik üzerindeki faydaları hakkında önemli bilgiler paylaştı. Prof. Dr. Bay, lavantanın kimyasal yapısına vurgu yaparak, "Lavanta, linalool ve linalil asetat gibi uçucu yağ bileşenleri sayesinde güçlü antioksidan, anti-enflamatuar ve antimikrobiyal özellikler taşımaktadır. Bu bileşenler, lavantanın fiziksel ve ruhsal sağlığa katkısında önemli rol oynamaktadır" dedi. RAHATLATIVI VE SAKİNLEŞTİRİCİ Lavanta, stres, anksiyete ve uyku problemleri üzerindeki olumlu etkileriyle biliniyor. Prof. Dr. Bay, lavantanın rahatlatıcı etkisini şu şekilde ifade etti: "Rahatlatıcı ve sakinleştirici Etki: Lavanta yağı veya lavanta çayı, stresin azaltılması ve uyku kalitesinin artırılması için kullanılabilir. Baş ağrısı ve migren: Lavanta yağı, baş ağrısını hafifletmek için şakaklara uygulanabilir. Cilt sağlığı: Anti-enflamatuar özellikleri sayesinde lavanta yağı, cilt tahrişlerini ve akneleri tedavi edebilir; yara izlerinin görünümünü azaltabilir. Sindirim sistemi: Lavanta çayı, sindirimi kolaylaştırarak hazımsızlık ve mide bulantısını hafifletebilir. Bağışıklık sistemi: Lavanta, antioksidan özellikleri ile bağışıklık sistemini destekler. Ağrı kesici özelliği: Kas ve eklem ağrılarını hafifletici etkileri bulunur." CAZİBENİN SEMBOLÜ Lavanta hakkında birçok efsane de bulunuyor. Hazreti Meryem'in Hazreti İsa'nın bebeklik döneminde lavanta çiçeklerinin üzerine kıyafetleri sermesi ile bu bitkinin hoş kokulu hale geldiği söyleniyor. Antik Roma'da yılanlardan korunmak için kullanıldığı, Orta Çağ'da ise kötü ruhları uzak tuttuğuna inanıldığı ifade ediliyor. Ayrıca, Yunan mitolojisinde aşk tanrıçası Afrodit'in lavantayı güzellik iksirlerinde kullandığı ve bu nedenle cazibenin sembolü haline geldiği biliniyor. Prof. Dr. Aysun Bay, "Doğru şekilde kullanıldığında lavanta, sağlığın korunmasına katkı sağlayabilecek güçlü bir doğal çözümdür" diyerek lavantanın bilinçli ve uzman kontrolünde kullanılmasının önemini vurguladı. Lavanta genellikle güvenli bir bitki olsa da, bazı bireylerde alerjik reaksiyonlara yol açabileceği ve lavanta yağı içeren ürünlerin doğrudan ağız yoluyla tüketilmesinin önerilmediği belirtildi. Uzmanlar, kullanmadan önce danışmanın faydalı olabileceğini ifade ediyor.

Tiroid sorunları kadınları 5 kat fazla etkiliyor Haber

Tiroid sorunları kadınları 5 kat fazla etkiliyor

Boynun ön kısmında, adem elmasının hemen altında bulunan ve kelebek şeklinde bir bez olan tiroid; vücudun metabolizmasını, büyümesini ve gelişmesini düzenleyen hormonlar üretiyor. Tiroidin zaman zaman guatr ile karıştırılabildiğini söyleyen Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdem Türemen, “Tiroid boynumuzda yer alan bir salgı beziyken, guatr ise bu bezin büyümüş halini tanımlamak için kullanılıyor” açıklamasında bulundu. YORGUNLUK VE DEPRESYON TİROİD SORUNU BELİRTİSİ OLABİLİR Tiroid sorununun birçok belirtisinin bulunduğunu hatırlatan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdem Türemen, “Yorgunluk, depresyon, kabızlık, kuru cilt, saç dökülmesi, beklenmeyen kilo kaybı, kalp çarpıntısı tiroid sorunlarının önemli belirtilerinden” dedi. Tiroid nodüllerinin ise büyük bir kısmının iyi huylu yani kanser olmadığını söyleyen Dr. Türemen, “Ancak yine de boyunda bir şişlik ya da kitle fark ettiğinizde vakit kaybetmeden bir endokrinoloji uzmanına başvurmayı ihmal etmeyin” önerisinde bulundu. TİROİD KANSERİ ÖLÜM ORANLARI AZALIYOR Tiroid kanserlerinin ise tiroid bezindeki hücrelerin kontrolsüzce büyümesi sonucu ortaya çıktığını paylaşan Dr. Erdem Türemen, “Erken tanı konduğunda tiroid kanserinin tamamen tedavisi mümkün” şeklinde konuştu. Boyunda şişlik, boğazda sıkıntı hissi, ağrı, yutkunma güçlüğü, nefes almada zorluk, ses kısılması, kilo artışı, sinirlilik, saçlarda zayıflık ve cilt kuruluğunun tiroid kanseri belirtisi olabildiğini belirten Dr. Erdem Türemen, “Dünya Sağlık Örgütü'ne göre 2020 yılında tiroid kanserinin dünyada görülme sıklığı yüzde 3 olarak açıklandı. Türkiye’de de hastalığın görülme sıklığı artış içinde olsa da tiroid kanserinden ölüm oranları giderek azalıyor” dedi.

16 gündür aralıksız hapşırıyor: Teşhis konulamadı Haber

16 gündür aralıksız hapşırıyor: Teşhis konulamadı

Yaşadığı hapşırma nöbeti sonrası Batman'dan Ankara Bilkent Şehir Hastanesi'ne sevk edilen ve Ankara'da da hapşırma nöbeti devam eden Benazir Aydın'a teşhis konulabilmesi için tetkikler devam ediyor. Batman'ın Seyitler Mahallesi'nde yaşayan 24 yaşındaki 2 çocuk annesi Benazir Aydın'ın 18 Eylül'de başlayan aralıksız hapşırmaları bir süre sonra giderek artmaya başladı. Önce Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alınan Aydın, ileri tetkik ve tedavi için Ankara Bilkent Şehir Hastanesine sevk edildi. Ankara'da sevk edildiği hastanede de hapşırma nöbeti devam eden ve 3 gündür tedavi gören Aydın'ın yeme içme sorunu ise hala devam ediyor. Hastane kaynaklarından edinilen bilgilere göre, sürekli hapşırmaktan dolayı uyuyamayan Aydın, sinir sistemini rahatlatmak için uygulanan enjeksiyon tedavisi sayesinde uyuyabiliyor. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi doktorları, Aydın'ın yaşadığı hapşırma nöbetine teşhis koyabilmek için tetkiklerine devam ediyor. Sağlık Bakanlığı kendileriyle iletişime geçtikten sonra kara ambulansı ile Ankara Bilkent Şehir Hastanesi'ne sevkin gerçekleştiğini ifade eden Benazir'in Aydın'ın yakını Vedat Aydın, “Hastanın durumunu söyledik. 12 gün boyunca sürekli hastaneye gidip geliyorduk. Kendisine serum veriliyordu. Normal bir şey diyerek bizi tekrar eve gönderiyorlardı. Biz kaldıramaz hale geldik. Kalbi üç kere tekleyince Allah korusun kalbi durabilir dedik. Sağlık Bakanlığı biz gerekeni yapacağız dedi ve Ankara Bilkent Şehir Hastanesi'ne sevkini gerçekleştirdik” dedi. "HASTAMIZIN DURUMU HALA AYNI, HAPŞIRIĞI DEVAM EDİYOR" Aydın, yengesi Benazir Aydın'ın Ankara'daki tedavisinin 3 gündür devam ettiğini ifade ederek, “Durumu hala aynı, enjeksiyon yaptılar. Tahlillerine baktılar. Az önce MR'dan çıktık. Sağ olsun ilgileniyorlar ama hastamızın durumu hala aynı, hapşırığı devam ediyor. Biz bu hastalığa bir çare bulunmasını istiyoruz. Artık iyileşmesini istiyoruz. Bu durumu artık kaldıramaz hale geldik. Allah korusun başına bir şey gelirse biz ne yaparız? Doktorlar kendisine ilaç veriyor. Yemek yiyemezse sıvı ile beslenmeye başlanacak. Su verdiğimiz zaman bile hapşırıktan dolayı suyu çıkarıyor. Ancak serumla uyuyabiliyor” ifadelerini kullandı. Benazir Aydın'ın hapşırmaktan dolayı rahat bir şekilde iletişime geçemediğini dile getiren Aydın, "Çocukları görüntülü aradıkları zaman annelerini o şekilde görmesinler diye görüştürmüyoruz. Küçük çocuğu durumu çok fazla anlamıyor ama kızı durumun farkında, anlıyor. Sürekli ‘Benim annem nerede? Durumu nasıl?' diye soruyor. Kandırmaya çalışıyoruz ama kendisi durumu anlıyor. Biz de ne yapacağımızı şaşırdık” diye konuştu.

Sağlık-Sen Başkanı Doğan: “Sağlık profesyonellerinin talepleri karşılanmalı” Haber

Sağlık-Sen Başkanı Doğan: “Sağlık profesyonellerinin talepleri karşılanmalı”

Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığını hatırlatarak, yeni dönemin hayırlı olmasını temenni etti. Paylaşımında “Gündemimiz yoğun, taleplerimiz net” diyen Doğan, “Hekiminden hemşiresine, ebesinden paramediğine, aile sağlığı çalışanından tıbbi sekreterine, ameliyathane teknikerinden radyoloji teknisyenine kadar kamuda 1 milyonu aşan sağlık profesyonellerimizin yaşadığı sorunlar var, haklı talep ve beklentileri var” dedi. “DAHA GÜÇLÜ SAĞLIK SİSTEMİ İÇİN ÖNERİLERİMİZİ PAYLAŞIYORUZ” Sağlık profesyonellerinin yaşadığı sorunlara yönelik çözüm önerileri hazırladıklarını kaydeden Doğan, “Daha da güçlü sağlık sisteminin geleceği için, yaşanan sorunların çözülmesi için akademik sendikacılık anlayışıyla sağlığın tüm branşlarına yönelik çalıştaylar ve toplantılar düzenliyor, sonuç raporları ile önerilerimizi paylaşıyoruz. Sağlık sisteminin güçlendirilmesi ve verilen hizmetin kalitesinin daha da artırılması amacıyla Sağlık-Sen olarak öncelikli taleplerimiz için Sağlık Bakanlığı ve TBMM’deki mesaimizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. Doğan, sağlık çalışanlarının taleplerini ise şöyle sıraladı: “Sağlık profesyonellerinin taban ücretinin artırılması, nöbet ücretlerinin artırılması, sağlık profesyonellerine gece çalışmalarının karşılığı olarak gece çalışma tazminatı ödenmesi, sağlık profesyonellerinin giydiği formanın 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanlarında olduğu gibi özel görev kıyafeti sayılması ve ayni olarak verilmesi, 3600 Ek Gösterge düzenlenmesinden tüm çalışanların faydalandırılması, aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının teşvik ve destek ödemelerinin düzenlenmesi, 112 acil sağlık hizmetleri çalışanlarının teşvik ek ödemelerinin artırılması, yardımcı hizmetler sınıfında çalışanların genel idare hizmetler sınıfına aktarılması, sağlık lisansiyerlerinin ek ödeme kat sayılarının artırılması, araştırmacıların ek gösterge ve ek ödeme mağduriyetlerinin giderilmesi, 4/C’den 4/B’ye aktarılan personelin zorunlu emeklilik sorununun çözülmesi, üniversite hastaneleri çalışanlarına tayin hakkının verilmesi, kadroları döner sermayede bulunan sağlık çalışanlarının merkezi bütçeye geçirilmesi, Sağlık Bakanlığı merkez teşkilatı ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) ile Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü (THSGM) kadrolarında bulunan personelin tamamının sabit ek ödeme ile taban ve teşvik ek ödemeden yararlandırılması.”

Cilt Lekelerinden Kurtulmanın Tam Zamanı Haber

Cilt Lekelerinden Kurtulmanın Tam Zamanı

Şimdi, Leke Tedavisine Başlamanın Tam Zamanı Dr. Süer, sonbaharın leke tedavisi için ideal bir dönem olduğunu belirtiyor. “Yazın cildinizin maruz kaldığı UV ışınlarının etkilerini geride bırakmak ve cilt lekelerinden kurtulmak için, şimdi tedaviye başlamak en doğru zaman” diyor. Tedavi sürecinde güneşten korunmanın daha kolay olduğu bu mevsimde, cilt lekelerine karşı etkili adımlar atılabilir. Leke Tedavisinde İlk Adım: Harici Ürünler Cilt lekelerinin giderilmesinde en sık kullanılan yöntemlerin başında, topikal (harici) ürünler geliyor. Dr. Babür Süer, “Leke karşıtı kremler, serumlar ve losyonlar düzenli kullanımda etkili sonuçlar verebilir. Bu ürünlerin içerdiği C vitamini, hidrokinon, retinol ve kojik asit gibi maddeler, cilt tonunu dengelemeye ve lekeleri hafifletmeye yardımcı olur” diyor. Bu aktif maddelerin cilt üzerindeki olumlu etkileri, bilimsel çalışmalarla da destekleniyor. Daha Derin Lekeler İçin Profesyonel Yöntemler Bazı cilt lekeleri, harici ürünlerle tedavi edilemeyecek kadar derin olabilir. Bu durumda daha ileri tedavi yöntemleri devreye giriyor. Dr. Babür Süer, lazer tedavisi ve kimyasal peeling gibi yöntemlerin daha derin ve kalıcı lekeler için etkili olduğunu belirtiyor. "Lekenin derinliğine göre kişiye özel tedavi planlaması yapılmalıdır. Lazer tedavileri, kimyasal peeling ve mezoterapi gibi seçeneklerle derinlemesine cilt yenilemesi sağlıyoruz” diye ekliyor. İçten Tedavi Seçenekleri Bazı durumlarda sadece harici tedaviler yeterli olmayabilir. Dr. Süer, bu noktada oral veya enjektabl tedavilerin devreye girdiğini vurguluyor. Bu ilaçlar, melanin üretimini düzenleyerek lekelerin görünümünü azaltabilir. Ancak bu tedaviler, mutlaka doktor kontrolünde uygulanmalıdır. Dr. Süer, "Yanlış kullanım ciddi yan etkilere neden olabilir" diyerek uyarıyor. Tedavi Sürecinde Nelere Dikkat Edilmeli? Tedavi sabır ve disiplin gerektiren bir süreçtir. Dr. Babür Süer, düzenli güneş koruyucu kullanımının bu süreçte hayati öneme sahip olduğunu belirtiyor: "Leke tedavisi sırasında cildi yeniden UV ışınlarına maruz bırakmak, yeni leke oluşumuna yol açabilir. Bu nedenle, düzenli olarak güneş koruyucu kullanmak zorunludur." Aynı zamanda sağlıklı beslenme, sigaradan uzak durma ve yeterli uyku da tedavi sürecinin başarısında büyük rol oynar. Kişiye Özel Tedavi Şart Her bireyin cilt tipi ve leke nedenleri farklıdır. Bu nedenle Dr. Süer, kişiye özel tedavi planlamasının önemini vurguluyor: "Her hasta için farklı bir tedavi yöntemi belirlemek gerekir. Cilt yapısına ve leke türüne uygun bir tedaviyle daha hızlı ve kalıcı sonuçlar elde edilebilir. Bu yüzden mutlaka bir dermatoloğa danışarak tedaviye başlamak en doğru adım olacaktır." Cilt Lekelerinden Kurtulmanın Şimdi Tam Zamanı! Yazın ciltte bıraktığı izlerden kurtulmak ve daha pürüzsüz bir cilt elde etmek için güneşin etkisini kaybetmeye başladığı bu dönem harekete geçmenin tam zamanı. Dermatolog Dr. Babür Süer’in uzman önerileriyle cilt lekelerine karşı etkili bir savaş başlatın ve cildinizin yenilenmesine izin verin.

Piercing hevesi kulağınızdan etmesin: Geri dönüşü olmuyor Haber

Piercing hevesi kulağınızdan etmesin: Geri dönüşü olmuyor

Kulağın kıkırdak bölgesine yapılan ve moda haline gelen piercing uygulaması, görsel açıdan her ne kadar beğenilip tercih edilse de sağlık açısından bazı riskler oluşturuyor. Kıkırdağa yapılan delme işlemleri, enfeksiyonlara ve kulakta geri dönüşü olmayan şekil bozukluklarına neden olabiliyor. İstanbul Arel Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Güneş, bilinçsizce ve uygunsuz şartlarda kulağa yapılan piercing işlemlerinin tehlikelerine dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu. Kulak kıkırdağı enfeksiyona yatkın Kulaktaki kıkırdak bölgesinin enfeksiyona açık olduğunu belirten Güneş, şu ifadeleri kullandı: “Kulak kepçesine delik açmakla kulak memesine delik açmak arasında fark var, iki doku birbirinden farklı. Kulak kepçesinde kıkırdak var. Kıkırdak, kendi damarları olmayan, etrafındaki dokudan beslenen bir doku olduğu için enfeksiyona yatkın. Enfeksiyon gerçekleştiğinde de şekil bozukluğuyla birlikte iyileşme ihtimali çok yüksek. Dolayısıyla kulak kıkırdağına piercing yaptırmamak gerekiyor. Kıkırdak içeren dokulara, piercing gibi yabancı bir maddenin girmesini gerektirecek bir işlem yapmak çok doğru değil.” “Kızarıklık durumunda bile doktora başvurun” Enfeksiyon belirtileri görüldüğü takdirde hemen uzmana başvurulması gerektiğini belirten Doç. Dr. Güneş, “Vakit kaybetmeden bir kulak burun boğaz belki bir plastik cerraha başvurup oradaki enfeksiyonun sınırlanması gerekiyor. Ağrı, kızarıklık, şişlik bunlar ortaya çıkmışsa hemen hızlıca başvurmak gerekiyor. Çünkü kıkırdak kalınlaşarak iyileşen bir doku. Kalınlaşıp şekil bozukluğu yaptıktan sonra onun geri dönüşü yok. Dolayısıyla hafif kızarıklıkta bile hemen doktora başvurmak en mantıklısı” dedi. Enfeksiyonun ilerlemesi sonucu güreşçi kulağı ya da karnabahar kulağı denilen durumun ortaya çıkabileceğini belirten KBB Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Güneş, “Enfeksiyon aşırı ilerlerse bu duruma kadar gidebilecek çok yoğun enfeksiyon çıkabilir. Erken yakaladığımızda, yabancı cismi oradan çıkardığımızda, antibiyotiğine başladığımızda bu sonucu görmüyoruz. Ama ihmal edilecek olursa kalıcı kulağın bozulduğu, kıkırdağın kalınlaştığı kaba durduğu ve şekil açısından formasyonunu kaybettiği durum ortaya çıkabilir” diyerek uyarıda bulundu. “İlla piercing takılacaksa sağlık kuruluşunda yapılmalı” Yine de kulağına piercing takmak isteyenlerin tüm bu risklerin farkında olması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Güneş, kulağına deldirmek isteyenlere şu tavsiyelerde bulundu: “Delme işlemi kesinlikle sağlık kuruluşunda, steril şartlara uygun şekilde yaptırılmalı. Geçici diye tabir edilen küpelerin takılmasına izin vermemek lazım. İşlem sonrası, enfeksiyon profilaksisi dediğimiz lokal merhemler, ağızdan antibiyotikler ile, genelde ağızdan antibiyotiğe ihtiyaç duymuyoruz, oranın enfeksiyona karşı engellenmesi gerekir. Geçici piercing kullanarak tabancayla kıkırdağı deliyorlar ama onun enfeksiyon ihtimali daha yüksek. Onun steril olduğunu düşünmüyoruz. Çeşitli güzellik merkezlerinde, doktorun olmadığı yerlerde, tıbbi elemanların bilgilerinin ve görgülerinin sınırlı olduğu yerlerde yapılan piercing işlemlerini önermiyoruz.”

Güvenli gıda alışverişi için bunları biliyor musunuz? Haber

Güvenli gıda alışverişi için bunları biliyor musunuz?

Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, vatandaşların gıdaları satın alırken nelere dikkat etmesi gerektiğine dair uyarılarda bulundu. Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından bakanlık internet sitesinden gıda alışverişlerinde dikkat edilmesi gerekenler konusunda vatandaşlar uyarıldı. Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından bilgilendirme mahiyetindeki açıklamalarda vatandaşlara ambalaj, son tüketim tarihi, saklama koşulları, işletme onay numarası, ürünün kaynağı ve bazı ürünlerde görünüm özellikleri konularında uyarılar yapıldı. AMBALAJ VE SON TÜKETİM TARİHİ Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yapılan uyarılarda; gıda alışverişlerinde ambalaj ve tüketim tarihine dikkat çekilerek, “Zorunlu etiket bilgilerinin yer aldığı ambalajlı ve etiketli gıdalar tercih edilmelidir. Ambalajsız gıdalar ile ambalajı yırtılmış veya bozulmuş gıdalar satın alınmamalıdır. Kolay bozulabilen ve kısa surede tüketilmesi gereken et ve süt ürünlerinde son tüketim tarihi; diğer ürünlerde ise tavsiye edilen tüketim tarihi mutlaka kontrol edilmelidir” uyarıları yapıldı. SAKLAMA KOŞULLARI Bakanlık tarafından gıda ürünlerinin muhafazasının da önemli olduğuna dikkat çekilerek, “Her gıdanın kendine özgü muhafaza koşullarında (sıcaklık, nem, ışık, vb…) satışa sunulup sunulmadığı kontrol edilmelidir. Gıdaların bulunduğu buzdolabı ve derin dondurucuların sıcaklık ölçerlerinin çalışıp çalışmadığı kontrol edilmelidir. Ürün etiketinde, özel muhafaza koşulu ve/veya kullanım koşulu belirtilmemişse bu koşullar sağlanmalı ve kullanma talimatına uyulmalıdır” denildi. BAKANLIK ONAYI VE ÜRÜNÜN KAYNAĞI Hayvansal gıdaların etiketinde oval şekilde ve içinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilen işletme onay numarasının bulunduğu “tanımlama işareti”nin aranması gerektiği vurgulanarak, diğer ürünlerde de yine Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından kayıt altına alınan gıda işletmelerine verilen “İşletme Kayıt Numarası (İKN)” bulunan gıdaların tercih edilmesinin önemli olduğu belirtildi. Ayrıca satın alınan ürünlerin kaynağının da bilinmesinin gerekliliği üzerinden “Kaynağı bilinmeyen çiğ süt satın alınmamalıdır. Çiğ süt kaynatılmadan tüketilmemelidir. Çiğ sütten yapılmış, salamura edilmemiş ve olgunlaştırılmamış peynir satın alınmamalıdır. Kırık, çatlak, kirli yumurta satın alınmamalıdır. Tahıl, kuru baklagillerin, sert kabuklu yemişler ve yağlı tohumların küflü, böcek yenikli, kırık taneli olmamasına özen gösterilmelidir” uyarıları yapıldı. ET & BALIK ÜRÜNLERİNE DİKKAT Et ve balık ürünleri satın alınırken dikkat edilmesi gereken konular ise şöyle özetlendi: “Etlerin kendine has koku, renk, görünümünün olmasına ve damgalı olmasına dikkat edilmelidir. Et güvenilir yerlerden satın alınmalıdır. Hazır kıyma yerine parça etten çektirilen kıyma, parça tavuk yerine de bütün tavuk tercih edilmelidir. Balık satın alırken kendine has kokusunun olmasına, pullarının parlak, gözlerinin berrak ve hafif kabarık, solungaçlarının kapalı ve koyu kırmızı renkte olmasına dikkat edilmelidir.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.